0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Dosdoğru Yol

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
nurgülþeker su an offline nurgülþeker  
Dosdoğru Yol
1 Mesaj
Sýrat-ý Müstakim, ismiyle müsemma bir yoldur. Ucu cennete çýkan bir yol.

Bizler bu geniþ arz üzerine baþýboþ salýverilmiþ, cennet önünüzde, nasýl giderseniz gidin denilmiþ varlýklar deðiliz. Yol var, yolun haritasý, yolculuðun pusulasý.

Bu yola iletildiðimiz andan, Kelime-i Þahadet'i en son kelâmýmýz olarak söyleyeceðimiz ana kadar, bu yol üzereyiz.

Yollarýn hiç bir devirde olmadýðý kadar çoðaldýðý bu zamanda dosdoðru yol üzere bulunmak, ne olursa olsun yoldan çýkmamak, yürümek, yürüyebilmek ne büyük nimet!

Yollar nefeslerin adedi kadar çok. Ama kim, hangi yolun sahibi þu müjdeyi veriyor:

“Rabbim Allah'týr deyip, sonra da dosdoðru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: ‘Korkmayýn, üzülmeyin, size vaadolunan cennetle sevinin.' derler.” (Fussilet, 30)

Müminler olarak her namazda Cenab-ý Hakk'ýn huzuruna her durduðumuzda Yüce Kitabýmýz'ýn bize öðrettiði bir duayý tekrar ederiz: “ Ýhdina's-sýrate'l-müstakîm : Bizi Sýrat-ý Müstakim'e ilet.”

Ýstikamet üzere olmak, hayatýn her anýna hakkýný vermektir.

Hayatýmýzýn her saniyesini kýsacýk bir çizgi ve ömrü bu çizgilerin uç uca eklenmesinden oluþan bir hat olarak düþünürsek, bir anlýk gafletin oluþturduðu “sapma”, bu hat üzerinde bir kýrýlma meydana getirecektir. Bu hat üzerindeki sapmalarýn sayýsý ne kadar çoksa, kýrýlma ve aþýnma noktalarýmýz o kadar fazla olacaktýr.

Hayatýmýzý oluþturan “an”larý bir teyakkuz, muhasebe ve murakabe þuuruyla disipline ettiðimizde ise, uç uca eklenen o kýsacýk çizgiler uzun ve “dosdoðru” bir seyir oluþturacaktýr. Ýþte muhtaç ve muhatap bulunduðumuz “istikamet” budur.

Yanlýþa düþmeden, eðriye sapmadan

Yazýmýzýn baþlýðýndaki “dosdoðru” kelimesi, “müstakim” tabirinin karþýlýðý olarak iki anlama iþaret ediyor. Karþýtlýklara baþvurarak anlatacak olursak, bunlardan biri “yalan/yanlýþ”ýn, diðeri de “eðri”nin zýddýný ifade ediyor.

Yalan/yanlýþýn zýddý olarak “doðru” derken þunu kastediyoruz: Ýslâm dýþýndaki bütün dinler ve inanç sistemleri, kýsmen veya tamamen yalan/yanlýþ üzerine kuruludur. Dolayýsýyla aþaðýda zikredeceðimiz rivayetten de açýkça anlaþýlacaðý gibi, yalan/yanlýþ üzerine kurulu bu din ve inanç sistemlerinin insaný götüreceði yer bu dünyada taþkýnlýk ve isyan, ahirette de bunun karþýlýðý olarak azaptýr.

Eðrinin zýddý olarak “doðru” ise, insanýn, Sýrat-ý Müstakim olan Ýslâm'ý kabul ettikten sonra yürüdüðü yolda kalbî ve amelî olarak istikamet üzere bulunmasýný ifade eder. Yani dosdoðru yol üzerinde yine dosdoðru biçimde yürümek, hiçbir þekilde eðriliðe itibar etmemek...

Yüce Kitabýmýz'da ve hadis-i þeriflerde sýkça geçen “Sýrat-ý Müstakim” ifadesi, iþte bu iki anlam boyutunu da içine alacak þekilde, saða-sola sapmadan, yanlýþa ve eðriliðe itibar etmeden dümdüz bir hat üzere yürünen “dosdoðru bir þekilde yürünen dosdoðru yol”u anlattýðýna göre, iç içe geçmiþ bu anlam boyutlarý üzerinde derinlemesine durmak zorundayýz.

Ýstikameti anlamak ve benimsemek

Her þeyden önce þu temel gerçeðin altýný çizelim: Kur'an'ýn genel olarak bütün insanlýktan istedikleri ile müminlerden istedikleri, birbirini çevreleyen halkalar misali dýþtan içe doðru belli bir tedricî seyir izler. Burada iki kademeli bir çaðrý bahis konusudur:

1. Yüce Kitabýmýz önce insanlýðý “Sýrat-ý Müstakim”e gelmeye çaðýrýr; hayatý insanca, yaradýlýþ maksadýna, fýtrata ve ilahî iradeye uygun yaþamanýn biricik yolu budur çünkü. Bu “cadde-i kübra”yý (ana cadde) Alemlerin Efendisi s.a.v. en yalýn biçimde ve doðrudan þöyle bir benzetmeyle açýklamýþtýr:

Abdullah b. Mes'ûd ve Câbir b. Abdillah r. anhuma'dan rivayet edildiðine göre Efendimiz SallAllahu Aleyhi vesellem mübarek eliyle yere bir çizgi çizer ve:

- “Ýþte Allah'ýn dosdoðru yolu budur.” buyurur.

Ardýndan bu çizginin saðýna ve soluna da (saða ve sola doðru giden) çizgiler çizip þöyle devam eder:

- “Ýþte bu yollarýn her biri üzerinde bir þeytan vardýr ve insanlarý o yola çaðýrýr.”

Böyle buyurduktan sonra Efendimiz SallAllahu Aleyhi vesellem mübarek sözlerine devam ederek: “Ve þüphesiz ki bu benim dosdoðru yolumdur. Ona hemen uyun ve baþka yollara uymayýn ki, sonra sizi O'nun yolundan ayýrýr.” ( En'am , 153) ayetini okur. ( Ahmed b. Hanbel , Ýbn Mâce , Hâkim)

Ayný konuyu iþlediði bir baþka seferinde Efendimiz 'SallAllahu Aleyhi vesellem'in, Yüce Rabbimiz'den naklederek þöyle bir benzetme yaptýðýný görüyoruz:

“Allah Tealâ Sýrat-ý Müstakim'e þöyle bir misal vermiþtir:

Onun iki yanýnda, açýk kapýlarý bulunan iki sur (kale) vardýr. Kapýlarýnýn üzerinde, salýverilmiþ perdeler bulunur. Sýrat-ý Müstakim'in kapýsýnda (giriþinde) bir davetçi þöyle demektedir:

- Ey insanlar! Sýrat-ý Müstakim'e topluca girin, daðýlmayýn!

Sýrat-ý Müstakim'in ortasýnda da bir davetçi vardýr. Ýnsan, yanlarda bulunan surlardan birinin kapýsýný aralamaya yeltendiðinde:

- Yazýk sana! Onu açma. Þayet onu açacak olursan, helâk olursun, der.

Sýrat-ý Müstakim Ýslâm'dýr. Yanlarda bulunan iki sur, Allah Tealâ'nýn hadleridir (insanlar üzerine çizdiði, aþmamalarý gereken sýnýrlardýr). Açýk (olup perde gerilmiþ bulunan) kapýlar, Allah'ýn haramlarýdýr. Sýrat-ý Müstakim'in kapýsýndaki davetçi Allah'ýn Kitabý'dýr. Sýrat-ý Müstakim'in ortasýndaki davetçi ise, Allah'ýn, her müslümanýn kalbinde bulunan nasihatçisidir.” ( Tirmizî )

Nitekim bu hadisin sahabi râvilerinden Abdullah b. Mes'ud RadiyAllahu Anh'a Sýrat-ý Müstakim'in ne olduðu sorulduðunda þöyle cevap vermiþtir:

“Hz. Muhammed SallAllahu Aleyhi vesellem , bizi onun baþýnda býrakmýþ (bizi bu yola irþad ettikten sonra vazifesini tamamlayarak aramýzdan ayrýlmýþgöz kırpmatýr. Öbür ucu cennete çýkan bu yolun saðýnda ve solunda da yollar vardýr. Buralarda, geçenleri oralara çaðýran kiþiler vardýr. Kim bu yollara girerse sonu cehenneme çýkar. Sýrat-ý Müstakim'e giren kiþi ise bu yolu izleyerek cennete ulaþýr.”

Böyle dedikten sonra Ýbn Mes'ud RadiyAllahu Anh, yukarýda mealini verdiðimiz En'am Suresi'nin 153'üncü ayetini okumuþtur. ( Taberî )

Hayatý istikamet üzere yaþamak

2. Yüce Kitabýmýz, bu umumi çaðrýya icabet edenleri, bu kez de bu “dosdoðru yol” üzerinde yine “müstakim” bir hayat yaþamaya sevk ve teþvik eder. Bu aþamada kabul edilen hakikatlerin hayata geçirilmesi söz konusudur ki, insanýn bütün hücreleriyle müslüman olmasý, sadece amel plânýnda deðil, tasavvur ve tahayyül plânýnda bile dosdoðru yaþamasýný ifade eder.

Ýslâm bizatihi Sýrat-ý Müstakim olduðu halde, en az günde 5 vakit kýldýðýmýz namazlarýn her rekatinde okuduðumuz Fatiha Suresi'nde “bizi Sýrat-ý Müstakim'e ilet” diye Rabbimiz'den niyazda bulunmamýzýn anlamýný iþte burada buluyoruz. Bunun anlamý sadece “Sýrat-ý Müstakim üzerinde yürürken ayaðýmýzý kaydýrma” demek deðil, ayný zamanda “bizi dosdoðru yol üzerinde dosdoðru yürüt” demektir.

Bu aþamada her sözümüzün, her amel, fiil ve davranýþýmýzýn, hatta niyetimizin istikamet üzere olmasý bahis konusudur artýk.

Yüce Kitabýmýz'da , Hûd Aleyhisselam' ýn dilinden son derece çarpýcý bir þekilde þöyle buyurulur :

“Þüphe yok ki Rabbim dosdoðru bir yol üzeredir.” (Hûd, 56) Bu ayette geçen orijinal ifade de Sýrat-ý Müstakim'dir.

Buradan þunu anlýyoruz: Yüce Allah'ýn Sýrat-ý Müstakim üzere olmasý demek, O'nun her fiilinin, her hükmünün ve her emir ve yasaðýnýn belli ve þaþmaz bir ölçü, düstur ve sistem doðrultusunda olmasý demektir. En küçük zerreden evrene hakim olan kozmik sisteme kadar her þeyin belli bir disiplin içinde varlýðýný sürdürmesi de bu gerçeðin ifadesidir.

Þu halde bu ilahî tarz ve sistem, yeryüzünde halife olarak yaratýlmýþ bulunan insanýn hayatýna da hakim olmalýdýr. Bu alanda ilk örnekliðin peygamberlerde (hepsine salât ve selam olsun) bulunduðu ise açýktýr. Bu sebeple Efendimiz SallAllahu Aleyhi vesellem 'e hitaben Kur'an'da iki yerde “Emrolunduðun gibi dosdoðru ol” ( Hûd , 112; Þûrâ , 15) buyurulmuþtur .

Burada bir noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyoruz: Bütün ayetleri ayný kaynaktan aldýðý ve ayný duyarlýkla karþýladýðý halde, Efendimiz SallAllahu Aleyhi vesellem “Hûd Suresi beni ihtiyarlattý” (Tirmizî, Hâkim) buyurmuþtur.

“ Emrolunduðun gibi dosdoðru ol.”

Ýbn Abbas RadiyAllahu Anh hazretlerinin, Hûd Suresi'ndeki bu ayeti kastederek, “Rasul -i Ekrem SallAllahu Aleyhi vesellem Efendimiz'e bu ayetten daha zor ve aðýr bir ayet nazil olmamýþtýr.” þeklindeki tesbitini hatýrda tutarak, buradaki zorluðun mahiyetini Elmalýlý Hamdi Yazýr merhumdan dinleyelim:

“Demek ki hakka ulaþmak için istikametten baþka yol olmadýðý gibi, her hususta kemal-i istikamet kadar yüksek bir makam ve onun kadar zor hiçbir emir yoktur. Herhangi bir amaca ulaþmanýn en kýsa yolu tarik-i istikamet (dosdoðru yol) olmakla beraber, evvela her iþte tek olan istikamet noktasýný tayin etmek zor; ikincisi, muhtelif noktalarýn alakasýndan sýyrýlýp, sarsýlmadan ve dosdoðru o noktaya yürümek daha zor; üçüncüsü, vasýl olduktan sonra ayný istikamette hiç eðilmeden devam ve sebat edebilmek büsbütün zordur. Bununla birlikte þunu ihtar etmeliyiz ki, bu ayette Rasulullah s.a.v.'e “beni ihtiyarlattý” dedirtecek kadar zor gelen taraf, istikamet emrinin, asýl kendisine taalluk eden kýsmýndan ziyade, ümmetine taalluk eden kýsmýdýr. Zira ayette “Seninle beraber, tevbe edenler de (dosdoðru olsun)” buyuruluyor . Yani þirkten tevbe edip de imanda sana iþtirak ederek maiyetinden bulunan her müslüman da senin gibi müstakim olsun…” (Hak Dini Kur'an Dili, 4/2830)

Bu emrin ilim, amel, ahlâk ve hatta yukarýda da söylediðimiz gibi niyet ve tasavvur seviyesinde bile istikameti ihtiva etmesi dolayýsýyla alimlerimiz þöyle demiþtir:

“Herhangi bir meselede kýl ucu kadar dahi ifrat ve tefride sapmadan istikameti muhafaza etmek, Allah Tealâ'nýn yardým ve tevfiki olmadýkça, havl ve kuvveti yalnýz O'ndan bilmedikçe gerçekleþmez.” ( Âlûsî , Rûhu'l - Ma'ânî , 12/152)

Rasul -i Ekrem SallAllahu Aleyhi vesellem Efendimiz'in mübarek þahsýnda müminlere emir buyurulan istikametin temin ve muhafazasý konusunda Süfyan -ý Sevrî RadiyAllahu Anh'in tesbiti son derece yol göstericidir:

“Amel olmadan söz müstakim olmaz. Söz ve amel de niyetsiz istikamet bulmaz. Sünnet'e uygunluk olmadýkça da ne söz, ne amel, ne de niyet istikamete kavuþabilir.” ( Ebû Nu'aym , Hilyetu'l - Evliyâ , 7/34)

Þeytan tuzaðý

Yüce Kitabýmýz'ýn bildirdiðine göre Ýblis, ilahî huzurdan kovulduktan sonra Allah Tealâ'dan kýyamet gününe kadar mühlet istemiþ ve istediði mühlet kendisine verildiðinde þöyle demiþtir:

“Öyleyse beni azdýrmana karþýlýk, yemin ederim ki ben de onlarý (insanlarýgöz kırpma saptýrmak için senin doðru yolunun üzerine oturacaðým. Sonra onlara elbette önlerinden, arkalarýndan, saðlarýndan, sollarýndan sokulacaðým ve sen onlarýn çoðunu þükredici bulmayacaksýn.” ( A'raf , 16-17 )

Dünya hayatýnýn insan için bir imtihan olmasýnýn hikmeti gereði Ýblis'e, insanlarý saptýrmak için çalýþmasý doðrultusunda mühlet verilmiþ olduðunu bu ayetten anlýyoruz.

Konuyla ilgili bir diðer ayette, Ýblis'in göstereceði bu çabanýn bütün insanlarý aldatamayacaðý þöyle ifade edilmektedir:

“(Ýblis) dedi ki: “Rabbim! Beni azdýrmana karþýlýk, yemin ederim ki ben de onlara (insanlara, günahlarýgöz kırpma süsleyeceðim ve onlarýn hepsini mutlaka azdýracaðým. Ancak onlardan ihlâslý kullarýn hariç...” (Hicr, 38-40)

Buradan anlýyoruz ki, þeytanýn aldatamayacaðý kimseler, imanda, ibadette, ahlâkta ve sair söz ve davranýþlarýnda yolunu Allah Tealâ'ya adayarak yaþayan ihlâs sahibi kullardýr.

Hayat disiplini ve murakabe

Ýblis'in ilahî huzurdan kovulmasý ile ilgili ayetlere dikkatle bakýldýðýnda bir husus dikkat çekmektedir: O, insanlarý saptýrmak için Sýrat-ý Müstakim üzerinde oturacaðýný söylemiþtir. Bu ne demektir?

Elmalýlý merhumdan yukarýda alýntýladýðýmýz açýklamalarla birlikte bu sorunun cevabýný düþündüðümüzde önümüze þöyle bir manzara çýkmaktadýr:

Þeytan, Sýrat-ý Müstakim üzerinde oturacaðýný söylemekle, sadece insanlarý bu dosdoðru yola girmemeleri için aldatmakla kalmayýp, ayný zamanda fiilen Sýrat-ý Müstakim üzerinde bulunanlarý da saptýrmak için gayret göstereceðini söylemiþ olmaktadýr. Öyleyse þeytanýn hile ve tuzaklarýndan emin olmak için iman edip Sýrat-ý Müstakim'e girmiþ olmak yeterli deðildir. Bu dosdoðru yol üzerinde hedefe doðru yürürken de yalpalamamak, yoldan sapmamak þarttýr.

Bunu temin edecek olan ise, yazýnýn baþýnda da belirttiðimiz gibi, hayatýn her anýný disiplin altýna sokacak murakabe ve kontrol sistemidir. Rasul -i Ekrem SallAllahu Aleyhi vesellem Efendimiz, kendisinden sonra baþkasýna danýþma ihtiyacý hissetmeyeceði bir tavsiyede bulunmasýný isteyen sahabiye þöyle buyurmuþtur:

“Allah'a iman ettim de, sonra da dosdoðru ol!” (Müslim, Tirmizî, Ýbn Mâce, Ahmed b. Hanbel)

Burada Efendimiz SallAllahu Aleyhi vesellem'in, “Rabbim Allah'týr deyip, sonra da dosdoðru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: ‘Korkmayýn, üzülmeyin, size vaadolunan cennetle sevinin.' derler.” (Fussilet, 30) ayetine gönderme yaptýðý görülmektedir.

Esasen bu istikametin, en temel ibadetlerden, insana en önemsiz gelen hususlarda dahi ilahî rýza ve muhabbete aykýrý davranmaktan sakýnmayý ihtiva ettiðinde þüphe yoktur. Bu sebeple ulema, Efendimiz SallAllahu Aleyhi vesellem 'in bu cevabýnýn, Ýslâm'ýn bütün emir, yasak, yönlendirme ve tavsiyelerini içinde toplayan kapsamlý bir ifade olduðunu söylemiþtir.

Böyle bir istikamet elbette kiþiyi yalnýzca haram-helal hudutlarýnda deðil þüpheli þeylerde dahi doðruya yönlendirecektir.

Kalbi Allah'a imanla güç bulmuþ bir kul için istikamet üzere olmak, þeytanýn yoldan çýkarmalarýný görüp korunmak da zor olmayacaktýr. Çünkü Allah Tealâ dosdoðru yol üzere olma emriyle birlikte dosdoðru yolun ölçülerini de bildirmiþ, bu ölçüler Ehl-i Sünnet alimlerimizin gayretleriyle bize ulaþmýþtýr.

Sýrat-ý Müstakim, yani dinimiz apaçýk ölçüleriyle ortadadýr. Artýk bize düþen “Allah'a iman ettim” demek ve bu ölçülere sýmsýký sarýlmaktýr.


Ebubekir SÝFÝL • 75. Sayý
Semerkand Dergisi
Gönderen: 23.11.2009 - 10:35
Bu Mesaji Bildir   nurgülþeker üyenin diger mesajlarini ara nurgülþeker üyenin Profiline bak nurgülþeker üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Elinize Saglik
Gönderen: 23.11.2009 - 11:55
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
soğukpınar su an offline soğukpınar  
21 Mesaj -
Elinize saðlýk
Te$ekkürler
Gönderen: 23.11.2009 - 14:12
Bu Mesaji Bildir   soğukpınar üyenin diger mesajlarini ara soğukpınar üyenin Profiline bak soğukpınar üyeye özel mesaj gönder soğukpınar üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1540 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
apsikama (58), bosay (59), diclesu (), oguz5656 (37), Sevdigim (43), aseksioglu (41), hazangülü (38), Berk (43), sevgi mersin (52), UfukTuncer (46), dadas_25 (47), siynem (31), yayla_gülü (50), oktay (), gonulbahcesi (46), yeþilim (40), t_turan (41), USSAK 64 (65), ismail gülda&th.. (44), ezilmezhalil (50), m_aktaran (51), sudenaz (50), miftehul_kulb (47), sedanur (38), zeynepsu (47), caferyalcin2 (47), KÜRSAD (38), el-esed (46), kozlu67 (49), gezegen38 (46), zuley (41), sahra_a (41), kübranur (36), Mustafa TASKESE.. (46), bilvanis (70), aspirin28 (45), yorgunadam (57)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.11069 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.