0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Sünnet İnkârcılarına Cevap

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Sünnet İnkârcılarına Cevap
Moderator


4254 Mesaj -
;SÜNNET’ÝN ÝSLÂM’DAKÝ YERÝ VE ÖNEMÝ
ur’ân’daki Ýslâm, "Kur’ân Müslümanlýðý" ve "Kur’ân’a dönüþ" gibi benzer sloganlarla sünnet ve hadis kabul etmeyip inkar eden, Müslümanlarýn kafasýnda da bu konuda bir takým þüphe ve istifhamlar oluþturmaya çalýþan sünnet inkârcýlarýna karþý, seneler evvel reddiye mahiyetinde birkaç makale yazmýþtým. Þimdilerde yine siz kardeþlerimizden bu konuda pek çok sorular alýyor ve sünnetin önemi hakkýnda, Arifan Dergimizde de bir yazý kaleme almamýz husûsunda taleplerinizle karþýlaþýyoruz.

Bizlerin de âcizâne gayret ve arzusu; Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat i’tikadý doðrultusunda hareket edip, elimizden geldiðince bu sapýk fikirlere karþý gerekli ilmî müdafaanýn yapýlmasý ve bu yanlýþ görüþ sahiplerine aldanýlmamasýdýr. Dolayýsýyla, ehemmiyetine binâen sizlerin bu yöndeki taleplerinize hassâsiyetle yaklaþarak, sünnet ve hadis münkirlerine reddiye mahiyetindeki yazýmý inþallah tekrar kaleme alýyorum.

Muhterem Okurlarým!

Bazý ilimler vardýr ilaç gibidir, insanýn sýhhat ve âfiyeti için zarûrîdir. Bazý fikirler de vardýr ki maalesef zehir gibidir; insanýn mânevî hayatýna kasteder, öldürür, dünya ve âhiretini berbat eder. Onun için bu gibi fikirlere son derece dikkat etmek, bu tür görüþ sahiplerinden de son derece sakýnmak lazýmdýr.

Ýnsanýn mânevî hayatýný berbat edecek bu zehirli fikirlerden biride, Hadis ve Sünnet kabul etmeme hastalýðýdýr. Bu tehlikeli hastalýða yakalanmýþ olan güruh; "Kur’ân Müslümanlýðý" ve "Kur’ân’daki Ýslâm" türünden bir takým sloganik ifadeleri aðýzlarýna pelesenk edip adeta vird haline getirmiþlerdir. Sadece Kur’an’ýn yeterli olabileceði fikrini hararetle savunup sünnetsiz Ýslâm arayýþý içine giren bu zevat, her konuda bir âyet ararlar ve âyet dýþýnda kendilerini baðlayan baþka bir "La raybe fîh" delilin bulunmadýðýný ileri sürerler. Tabi her lafýn baþýnda bunlarýn "Kuran" dediklerini duyan da onlarý Kur’an gönüllüsü, Kur’an sevdalýsý zanneder. Ýyi de, hem Kur’an’da bulunan: "Peygamber size neyi verdiyse onu alýn, size neyi yasakladýysa ondan da sakýnýn." (Haþr: 7) gibi, sünnete delâlet eden bir takým âyetlere raðmen sünneti inkar edeceksin, hem de Kuran sevdalýsý olacaksýn bu mümkün olabilir mi?.. Sýradan bir kitabý size hediye eden birine bile teþekkür edip minnet ve þükranlarýnýzý iletiyorsunuz. Çünkü böyle yapmak bir insanlýk icabýdýr. Hal böyleyken, Hz. Kur’an gibi dünya ve âhiret saadetinin reçetesini sunan o yüce kitabý bizlere getiren Resûlüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)e býrakýn teþekkür etmeyi, O’nun sünnetini dahi inkar edip devreden çýkarmaya çalýþmak, acaba nasýl bir insanlýk icabýdýr?

Hadis ve Sünnet kabul etmeyip sadece "Kuran Müslümanlýðý"ndan söz etmek, aslýnda yeni ortaya çýkan bir görüþ deðildir, bu görüþ asýrlardan beri vardýr ve eksik olmamýþtýr. Ama bu tür fikirler þimdi olduðu gibi her zaman azýnlýkta kalmýþ, marjinal guruplar tarafýndan kabul görüp sahiplenilmiþ ve ortaya sürülmüþtür. Ve tarih yine tekerrür etmektedir.

Öncelikle þunu ifade etmek istiyorum ki; Sünnetin delil olduðunu inkar edip, sadece Kur’an’la yetinmek gerektiðini iddia eden bu fâsid görüþ sahiplerinin maksadlarý farklý farklýdýr. Dolayýsýyla evvela bu fâsid görüþün nereye dayandýðý, nereden çýktýðý ve bunlarýn kimler olduðu husûsunda bir tasnif yaptýktan sonra, asýl konuya girmek gerektiðini düþünüyorum.

Bu tâifeyi pek çok guruplara ayýrmak mümkündür, fakat biz bunlarý genel olarak iki guruba ayýralým.

Birinci Gurup; Müslüman olduklarý veya müslüman olduklarýný iddia ettikleri halde, sünneti kabul etmeyip aleyhinde olanlardýr ki bunlar, Hz. Ali (Radýyallahü Anh)ýn hilâfeti döneminde ortaya çýkan "Hâriciler" tâifesidir. Bu tâife "Hüküm yalnýzca Allah’ýndýr" (Yusuf: 40) âyetini ele alarak, böylesine doðru bir hükümden, yaptýklarý tevillerle yanlýþ anlamlar çýkardýlar ve bu âyeti kerimeyi istismar ederek Hz. Ali (Radýyallâhü Anh) ve Hz. Muâviye (Radýyallâhü Anh) arasýnda vukû bulan Sýffin savaþýnda, her iki taraftan da harbe katýlan sahâbenin adaletini, dolayýsýyla onlardan gelen rivâyetleri bütünüyle reddettiler. Hatta daha da ileri giden bu sapýk tâife, Ashâb-ý Kirâm’ý (Hâþa) küfürle itham etme ahmaklýðýný gösterdiler. Bunun sonucu olarak onlarýn bu bâtýl iddialarýna göre, hadîsi þerifler (Haþa) kafir olan bir topluluðun rivâyetleri olduðu için, hiçbirini kabul etmediler.

Ýkinci Gurup ise; Batýlý müsteþriklerin bâtýl görüþleri ve Ýslâm dýþý cereyanlardýr. Bu gurup aslýnda sadece sünnete deðil, temelde her þeyiyle Ýslâm’ýn bizâtihi kendisine karþýdýr. Bunlarýn esas amacý; Müslümanlarýn zihnine þüphe tohumlarý atmak, Ýslâm toplumlarýnýn arasýna fitne sokup onlarýn birlik ve berberliðini yok etmektir. Evet ellerinden gelse bunu hemen yapacaklar, fakat karþýlarýnda en büyük engel olarak bu Dîn’in Bânisi Muhammed Mustafa (Sallallah Aleyhi ve Sellem)’i buluyorlar. Öyleyse yapýlacak þey, ilk adým olarak bu engeli ortadan kaldýrmak ya da en azýndan O’nun ümmet nezdindeki sarsýlmaz otoritesine gölge düþürmek… Fakat, bunu yaparken direk olarak o yüce þahsiyetin kendisini hedef alsalar foyalarý meydana çýkacaðýndan, saldýrýlarýný O’nun þahsý üzerinden deðil de, Sünnet ve Hadis üzerinden yapma yolunu seçmiþler. Bu arada, az önce bahsettiðimiz birinci gurubun tavrýndan da faydalanýp, bir takým sûnî tartýþmalarla müslümanlarý sünnet hakkýnda þüpheye düþürme gayreti içine girmiþlerdir. Böylece Sünneti Nebeviyye’yi sýfýrlayarak, akýllarýnca böyle bir yöntemle Resûlüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)i devreden çýkaracaklar. Peki sonra ne olacak?

Ýslâm âlimlerinin Kur’ân’ýn tefsîri olarak kabûl ettikleri "Sünnet sorununu" güya bu þekilde hallettikten ve bu engeli ortadan kaldýrdýktan sonra sýra ikinci adýma, yani Kur’ân’a gelecek!..

Tabi Kur’an’ýn gerçek yorumu olan sünnet devre dýþý býrakýlýnca da, bu gürûhun iþleri artýk kolaylaþmýþ olacak. Bundan sonra yapýlacak iþ; Kur’an’ýn kendi arzularýna göre yeniden yorumlanmasý ve tevil edilmesi… Bu dinsizleþtirme operasyonunu yaparken de hem foyalarýnýn meydana çýkmamasý, hem de gayet samimiymiþ havasý vermek için gayet þirin bir de isim bulmuþlar; "Kur’ân’a dönüþ", "Kur’an Ýslamý"

Ýþte bu maksatlarla iþe baþlayan bu güruh; Kur’ân’ý rahatça nefislerine uydurabilecekleri zehâbýna kapýlarak, Ýslâm beldelerinde ehl-i îmânýn akîdesini bulandýrma gayreti içine girmiþlerdir. Peki Müslümanlar içinden de bu oyuna alet olanlar yok mu? Elbette var! Bazýlarý cehâleti, bazýlarý da bir takým menfaat ve çýkarlarý sebebiyle, her ne kadar bu zehirli fikrin rüzgarýna kapýlmýþ olsalar da, bu Hadis inkarcýlarý inþallah umduklarýný bulamayacak ve avuçlarýný yalayacaklardýr.

Bu Din, Kur’an ve Sünnet çerçevesinde asýrlarý aþýp bu güne dek nasýl sapasaðlam geldiyse, kýyâmete kadar da öylece devam edecektir…

Hadîs-i Þerifleri, güya sýhhatinden þüphe ettikleri için kabul etmeyen ve "Bize Kur’an yeter" diyerek sadece Kur’an’ýn delil olduðunu iddia eden bir takým kimseler, her ne kadar hadis kabul etmiyorlarsa da, iþlerine gelince zayýf hadisleri bile kabul ederler. Mesela; aðýzlarýndan düþürmeyip bu fikirlerine delil olarak ileri sürdükleri bir Hadîs-i Þerif vardýr. Þimdi bu Hadîsin deðiþik tariklerle gelen bir iki rivâyetini ve Hâdis âlimlerinin, bunlarýn senetleri hakkýndaki görüþlerini sizlere arz edeyim.

"Size Benden bir hadis geldiðinde bunu Kur’an’a arzedin. Eðer bu hâdisle ilgili Kur’an’da bir asýl buluyorsanýz hadîsi alýn, bulamýyorsanýz onu reddedin."

Hadis inkarcýlarýnýn cankurtaran simidi gibi sarýlýp kendilerine delil olarak aldýklarý bu hâdis-i Þerif hakkýnda Ukayli (Rahimehullah); "Bu hadîsin sahih isnadý yoktur" der. Saðanî (Rahimehullah) ise "mevzûdur" der. (Þevkani, el-Fevaidu’l-Mecmua 278, 291, el-Mekasidu’l-Hasene 36, Keþfu’l-Hafa No: 220, Mecmeu’z-Zevaid I/170)

Yine bu manada zikredilen bir baþka Hadîs-i Þerif’te: "Bazý insanlar olacak, benden Hâdis rivâyet edecekler. Size bir kimse hâdis rivâyet ettiðinde bu Kur’an’a muvafýksa onu Ben dedim. Kur’an’a muvafýk deðilse onu Ben demedim." buyrulmuþtur.

Ýmâm-ý Beyhaki bu hadisle ilgili olarak: "Bu zayýf bir isnaddýr, böyle hadislerle delil getirilmez." der.

Ýbnu Main, bu hadîsi rivâyet eden Hüseyin b. Abdillah b. Dumeyre için "Sika ve güvenilir birisi deðildir" demiþtir.

Ýmâm-ý Buhârî de bu kiþi için: "Hâdisi münkerdir, kendisi zayýf biridir" der.

Ebû Zura ise "Hadisi kýymet takdir edeceðim hiçbir ölçüde deðil" demiþtir. (Mizanu’l-Ý’tidal: II/302, Buhari, er-Tarihu’l-Kebir:IV/291) Bu hadisin diðer râvisi olan Biþr b.Numeyr içinde "sika deðildir." denilmiþtir. Bu Hadis baþka tariklerle de rivâyet edilmiþtir, lakin Ýmâm-ý Beyhaki bu rivâyetler için: "Bunlarýn hepsi zayýf rivâyetlerdir." demiþtir.

Ýþte muhterem okurlarým; bu hadis inkarcýlarý iþlerine gelince, Hadis âlimlerinin kesinlikle delil kabul etmedikleri zayýf isnadlara bile sýký sýkýya yapýþýrlar. Ama iþlerine gelmedi mi Hadis sahih de olsa, en muteber Hâdis kaynaklarýnda da yer alsa inkar ederler. Bundan anlayacaðýmýz üzere, bunlarýn derdi kesinlikle üzüm yemek deðil maalesef baðcýyý dövmektir.

Þimdi de sizlere Hâdis âlimlerince sahih kabul edilen ve muteber Hâdis kaynaklarýnda geçen bir baþka rivâyeti nakledeyim. Bakýn Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) "Kur’an bize yeter" diyenler hakkýnda asýrlar öncesinden ne buyuruyor:

"Þunu kat-i olarak biliniz ki; Bana Kur’an ile birlikte, onun bir benzeri (sünnet) de verilmiþtir. Karný tok bir þekilde koltuðuna kurulmuþ olan bazý kimselerin ‘Bize Kur’an yeter! Onda helâl olarak ne görmüþseniz onu helâl, neyi de haram görmüþseniz onu da haram kabul ediniz.’ diyeceði zamanlar yakýndýr. Bilin ki, Allah Resûlü’nün haram kýldýðý da Allah’ýn haram kýldýðý gibidir." (Ebu Davud, Sünnet: 6, Tirmizî, Ýlim: 10, Ýbni Mâce, Mukaddime: 2, Dârimî, I, 117)

Muhterem okurlarým;

Peygamber Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem), bu gibi kimseleri haber verirken özellikle; "Karný tok bir þekilde koltuðuna kurulmuþ olan bazý kimselerin ‘Bize Kur’an yeter!" diyeceklerini, tasvir ederek beyan etmesi, ne kadar taaccübe þâyan deðil mi? Günümüzde müctehid geçinen ilâhiyat patentli bir takým zevâtýn, televizyon kanallarýnda arzý endam ederek koltuklarýna kurulmuþ vaziyette "Bize Kuran yeter" dediklerini görünce, inanýn aklýma hemen bu Hadîs-i Þerif geliyor.

Fazla söze ne hâcet. Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) asýrlar öncesinden, nübüvvet dürbünüyle bakarak bu günleri müþahede edip bizlere haber vermiþ ve bu tâifeyi gayet net bir þekilde tasvir ederek gözlerimizin önüne bir tablo gibi sermiþtir. Tâ ki bunlar bilinsin ve Ümmeti Muhammed bu fitnelerden sakýnsýn...

Mevlâ Teâlâ bu tür fitnelerden bizleri muhâfaza buyurup Ehli Sünnet i’tikâdýndan ayýrmasýn. Amin!

Fî Emanillah!
MUSTAFA ÖZÞÝMÞEKLER

Gönderen: 31.05.2009 - 00:01
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1293 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66136 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.