Sayýn Baþbakan "Saçý bitmedik yetimlerin hakkýný yedirmeyeceðiz..." dedi. Kendisini tebrik ediyor, candan kutluyorum... Bu vesile ile "Saçý bitmedik yetimlerin haklarýný yemek" ne demektir, bu konuda birkaç madde kaleme almak istiyorum.

(1) Ýhalelere fesat karýþtýrmak saçý bitmedik yetimlerin hakkýný yemek demektir.

(2) Resmî ve yarý resmî "iþlerden" komisyon almak...

(3) Bire yapýlabilecek bir iþi üçe beþe, hattâ ona yaptýrmak...

(4) Emanetleri ehil ve layýk olmayanlara vermek... (Emanetler: Makamlar, mevkiler, memuriyetler, vazifeler, iþler, hizmetler...)

(5) Gayr-i meþru, yasalara aykýrý, haram yollarla kara, necis, pis servetlere, Cehennem ateþi zenginliklere sahip olmak.

(6) Siyasî nüfuzla gelir elde etmek, mala mülke sahip olmak.

(7) Kýzlarýna, oðullarýna, damatlarýna, gelinlerine, dünürlerine, kardeþlerine, akraba ve hýsýmlarýna, hemþehrilerine yasa ve ahlâk dýþý gelirler ve zenginlikler temin etmek.

(8) Nepotizm yapmak.

(9) Partizanlýk yapmak; devlet ve belediye gelirlerini ve bütçelerini partililerin ve particilerin arpalýðý gibi kullanmak.

(10) Fakir ve miskin Müslümanlarýn, muhtaçlarýn, sefaletle boðuþanlarýn hakký olan zekatlarý; Kur'ân'a, Sünnete, icmâ-i ümmete, fýkha, Þeriata kesinlikle aykýrý olarak toplayýp hevasýna göre harcamak. Böylece Ýslâm'ýn beþ temel þartýndan/farzýndan biri olan bu mâlî ibadeti tatil etmek.

Devletin, belediyelerin, resmî veya yarý resmî þirket ve kuruluþlarýn bütçelerindeki her kuruþta yetimlerin, sürünen dullarýn, kimsesiz fakir yaþlýlarýn, hastalarýn, muhtaçlarýn haklarý vardýr. Bunlarý israf edenler, zimmetlerine geçirenler, arpalýk gibi kullananlar Yüce Ýslâm dini, hukuk ve ahlâk tarafýndan hain ve merdut ilan edilmiþtir.

Allah, saçý bitmedik yetimlerin, fakirlerin, miskinlerin haklarýný yiyenleri sevmez, onlarýn yaptýklarýndan razý olmaz. Onlar, ilahî gazab ve azaba layýktýrlar.

Müslüman bir ülkede saçý bitmedik yetimlerin, fukaranýn, mesakînin (miskinlerin) haklarý yeniyorsa, orada durum çok fena demektir.

Saçý bitmedik yetimlerin haklarýnýn yenmesi genelleþince azaba, felaket ve afetlere, her türlü bela ve musibete uðranýlýr.

Bu memlekette yakýn tarihte çok yetim hakký yenilmiþtir

Allah zalimleri sevmez.

Dinimizin 12 Temel Hükmü

Ýslâm dininin Kur'an'dan, Sünnetten, icmâ-i ümmetten çýkartýlmýþ temel inançlarý, kurallarý, hükümleri vardýr. Bunlar akaid, ilmihal, fýkýh, tefsir kitaplarýnda sarahaten (açýk bir þekilde) yazýlýdýr.

Birincisi: Yegane hak din Ýslâmdýr. Ýslâm, hak din olmakta ortaklýk kabul etmez. Binaenaleyh birilerinin "Üç hak ibrahimî din" söylem ve safsatalarýnýn hiçbir kýymeti yoktur. Böyle bir iddia Kur'ân'a, Sünnete, icmâya aykýrýdýr.

Ýkincisi: Beþ vakit namaz, Kelime-i Tevhid'ten yani imandan sonra Ýslâm'ýn en temel ve önemli emridir. Bunda hiç bir þüphe yoktur.

Üçüncüsü: Þeriat, Kitab'tan ve Sünnetten çýkartýlmýþ dinî hükümlerin tamamýna verilen isimdir. Þeriat Ýslâm ile özdeþtir. Binaenaleyh "Ben Müslümaným ama Þeriata karþýyým" gibi mantýksýz sözler büyük ve korkunç bir çeliþkidir ve söyleyeni dinden çýkartýr.

Dördüncüsü: Tesettürdür. Müslüman kadýnlarýn baþlarýný örtmeleri ve vücutlarýný gizleyecek bir cilbaba bürünmeleri farzdýr. Bu konuda on dört asýrlýk bir icma bulunmaktadýr.

Beþincisi: Zekat, Kur'an'ýn Tevbe suresinin 60'ýncý ayetine göre, baþta fakirler ve miskinler olmak üzere sekiz sýnýf gerçek kiþiye (tüzelkiþiye deðil!) verilecektir. Bunda da icma vardýr. Tüzelkiþilere verilen zekatlar geçersizdir.

Altýncýsý: Ýslâm dini lüksü, israfý, sefahati, aþýrý tüketimi, gösteriþi, gururu, kibri, ihtiyacýndan fazla harcamayý kesinlikle yasak ve haram kýlmýþtýr.

Yedincisi: Dinimiz, Kitabýmýz, Peygamberimiz, Þeriatýmýz biz Müslümanlara, kafirleri dost ve velî (idareci) edinmeyi yasak etmiþtir.

Sekizincisi: Gýybet kesin bir yasak ve haramdýr. Kur'an gýybet etmeyi, ölü kardeþinin etini yemek gibi iðrenç ve çirkin bir günah ve cinayet olarak beyan etmiþtir. Gýybet yapanlar azýlý fasýklardýr.

Dokuzuncusu: Kur'an "Mü'minler kesin olarak birbirlerinin kardeþidir" buyurmakta ve dinimiz kardeþliði zedeleyecek þeylerden, tefrikadan, fitne ve fesattan kaçýnmamýzý emr etmektedir. Ýman kardeþliðini bozanlar, iman kardeþliðine aykýrý iþler yapanlar fasýktýr, facirdir, günahkardýr.

Onuncusu: Yüce dinimiz ve Þeriatýmýz biz Müslümanlarý yardýmlaþmaya çaðýrmakta; zenginlerin, imkanlýlarýn fakir ve miskinlerin yardýmýna koþmasýný emir buyurmaktadýr. Sevgili Peygamberimiz "Din kardeþi aç gecelerken, kendisi tok sabahlayan bizden deðildir" buyurmuþlardýr. Din ve iman kardeþleri sefalet ve yokluk içinde sürünürken kendisi Nemrud ve Firavun gibi yaþayan, muhtaçlarla ilgilenmeyen, zekatýný fýkhýn gösterdiði þekilde sarf etmeyen, zekattan baþka ayrýca sadaka vermeyen, din kardeþlerine acýmayan, onlara yardým etmeyen kimseler fasýktýr, facirdir.

Onbirincisi: Peygamberimiz "Üç Müslüman birlikte yolculuða çýkarsa, içlerinden biri yol baþkaný olsun" buyurmuþtur. Baþka bir hadîs-i þerifte "Zamanýndaki Ýmamü'l-müslimîni bilmeyen kimse sanki cahiliyet ölümü ile ölmüþ olur" uyarýsý yapýlýyor. Binaenaleyh Müslümanlarýn bir reisi olmasý þarttýr. Bütün Müslümanlarýn bunu bilmesi gerekir.

Onikincisi: Ýnsanýn en büyük düþmaný nefs-i emmaresidir. Müslüman nefs-i emmaresi ile devamlý þekilde mücadele etmelidir.

Baþta Diyanet olmak üzere bütün cemaatlerin, tarikatlarýn, ulemanýn, temsilci ve ziyalý Müslümanlarýn dinimizin bu gibi temel ve zarurî hükümlerini halka bildirmelerinde ve öðretmelerinde büyük yararlar vardýr.

Mehmet Þevket Eygi