0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » DİNLER ARASI DİYALOG VE BİR MÜSLÜMAN’IN HIRİSTİYAN OLUŞU

önceki konu   diğer konu
9 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
DİNLER ARASI DİYALOG VE BİR MÜSLÜMAN’IN HIRİSTİYAN OLUŞU
Moderator


4254 Mesaj -
DÝNLER ARASI DÝYALOG VE BÝR MÜSLÜMAN’IN HIRÝSTÝYAN OLUÞU

veyselturgut bildirdi: "Ramazan Ayý’ndan birkaç gün önceydi.Bir gönül dostuyla dini konular ve özel- likle oruç üzerine sohbet ediyorduk. Sohbet ettiðimiz mekan bir iþ yeriydi.Ýçeride bulunan müþterinin bizi can kulaðýyla dinlemesine memnun olmuþtuk. Onun da sohbete katýlmak isteyiþi her halinde belli oluyordu.Üç-beþ dakika bekledikten sonra “Abi siz hala orada mýsýnýz ?” diye sordu. Bu soru karþýsýnda biz de her halde parasýnýn üzerini mi alamadý ya da eksik mi verdik diye þüpheye düþtük ve sordum.


“Hayýr” dedi. “Ben onu söylemek istemedim.Siz hala Müslüman mýsýnýz ?”
Hayda ! Bu da nerden çýkmýþtý? Tepemizden kaynar su dökülmüþe döndük. Ya- nýmdaki arkadaþ yumruðunu sýktý ve ayaða kalktý,vurmasýna zor engel oldum.Ýnanýn býraksam dozer gibi ezip geçecek.Yerine oturttum ve sakin olmasýný söyledim.

“Hayýrdýr delikanlý bu nerden icap etti ? Sen ne oldun ?”dediðimde.
“Ben Müslümanlýktan da, Türklükten de çýktým.Hýristiyan oldum.”deyiverdi.
Hayretler içerisinde þaþakalmýþtýk.Anadolu’nun ortasýnda milli ve manevi deðerlerine son baðlý Kýrþehir’de böyle birisiyle karþýlaþacaðým hiç mi hiç aklýma gel- mezdi.

“Bak delikanlý”dedim. “Ýnþallah bu dediklerin doðru deðildir.Ancak Yüce Allah insanlara deðiþmeyen bir özellik vermiþtir.O da insanlarýn soyudur.Bir baþka devletin vatandaþlýðýna geçebilirsin ama yine sana Türk uyruklu ... vatandaþý derler.Bunu hiç- bir þekilde deðiþtiremezsin.Bunu aklýnýn bir köþesine yaz.Gelelim din konusuna hak din Ýslam dururken neden batýl olanýný seçtin?Sen aklýný mý kaybettin ?

“Yoo abi ben ne yaptýðýmý gayet iyi biliyorum.Otuz yýl Müslüman olarak yaþadým.Ekmek buldum,katýk bulamadým.Katýk buldum ekmek bulamadým diyeceðim ama gerçekten katýðý hiç bulamadým.Mutlu bir hayatým olmadý.Oysa þimdi para hýþ, kadýn var,içki var bol bol eðleniyorum.Hayatý yaþýyorum hayatý.”derken gözlerinin içi gülüyordu.

Tamam dedim kendi kendime,þimdi tam can alýcý yerinden yakaladým. “Gali- ba otuz yaþýndasýn.Senin bu yaþýnýn üzerine artý otuz,artý otuz daha eklesek sonu ölüm deðil mi?Gerçek olan öbür dünyada bu davranýþýnýn cezasýný çekeceðini bilmiyor musun ?Hep cehennemde kalacaksýn.Yazýk deðil mi?Kýsacýk bir ömür için geleceðini mahvediyorsun.

“Bak abi,zamanýnda apdest aldým,namaz kýldým,oruç tuttum.Buna raðmen hocalar bizi hep ama hep ufacýk yanlýþlardan dolayý cehenneme gönderiyor.Koskoca hayatýnda bir yýl oruç tutmazsan ya da bir yýl namaz kýlmazsan cehennemde yan da yan.

Biz þimdi yanmaktan kurtulduk.Papaz efendi bize ey cemaat Hz.Ýsa müjdeliyor:Sizlerin Hýristiyanlýðý seçmeniz cennete gitmek için yeterli sebeptir.Bizde zorluk yoktur.Yeyiniz içiniz,anlaþarak cinsel iliþkide bulununuz,hayatý doya doya yaþayýnýz.Yeryüzündeki bütün nimetlerden yararlanýnýz diyor.Bundan daha güzel ne olabilir ?”

“Batýl olan bir dinin ne hükümlerinin,ne de o,dini temsil edenlerin söyledikleri- nin geçerliliði olur.Ýslamiyet’in gelmesiyle diðer dinlerin varlýðý ortadan kaldýrýlmýþtýr. Hýristiyanlýk ta ömrünü tamamlamýþtýr.Ondan dolayý papazýn dediklerinin hiçbir tutarlý yaný yoktur.Çünkü Hýristiyanlýk denilen bir din þu anda yoktur.Yeryüzünde tek hakim din Ýslamiyet’tir.Bunu unutma delikanlý.”

“Sen necisin abi.”
“Hiç,ben boz bir adamým.”
“Peki sen mi daha iyi bilirsin,yoksa yukarýdakiler mi?”

Ýþin vehametini anlamýþtým.Sözün nereye geleceðini de...Elbette ki yukarý- dakiler daha iyi bilirlerdi.Çünkü onlarýn çoðu bu konuda ilim tahsil etmiþlerdi.Üzülerek “Onlar” dedim.

“Olan bir þeyle olmayan bir þeyin diyaloðu olur mu?Sizin din adamlarýnýzla bizim din adamlarýmýz oturup diyalog yapýyorlar.Madem dinler arasý diyalog var,öyley- se Hýristiyanlýk ta var.Cennete gitmek için böyle bir kolay din dururken,Ýslamiyet’te beklemenin ve bir çok þartý yerine getireceðim diye çalýþmanýn ne anlamý var.”

Ýyi akþamlar dileyip çýkýp gitti.
Ýþte dinler arasý diyalogun bir Müslüman’ý nerden nereye getirdiðinin en açýk,en acý ve düþündürücü sonucu.

Sayýn diyalogcular din deðiþtiren bu insan sizin eseriniz.Ne kadar öðünseniz yeridir.

Ýslamiyet’e ne Haçlý Seferleri,ne de misyonerlerin çalýþmalarý sizin kadar zarar vermemiþtir.

Allah sizlerden cümle ümmeti Müslüman’ý korusun.! Amin...

Veysel TURGUT
KIRÞEHÝR
Gönderen: 17.03.2008 - 23:45
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
farandag su an offline farandag  
251 Mesaj -
selamun aleykum...


muhtazaf kardesým guzel býr konu eklemýssýnýz,ancan unutmayalýmký.


gercekten ýslamý dusunen býlen yaptýgý ýbadetýn farkýna varan ýnsanlar sapmazlar yaptýgý ýbadetý ALLAH ýcýndegýl gosterýs ýcýn yapan ve halýnden sýkayet edýp verýlen rýzýklarý az gorup daha ýyýsýne layýk oldugunu dusunen zýhýnler,sapmaya en yakýn ýsýmlerdýr .

bu ornekteký ýnsan bu seytaný seylerýn zevkýný aldýkca yakýnýndaký esýne dostunada tafsýye edecek ve cevresýný once supheye dusurecek sonra sapkýnlýga sokacak,,

bunun ýcýnde sureklý sukur ve sureklý ýstýfar ve ýbadetý neden nýcýn yaptýgýmýzý ve bunu cevremýzdekýlere anlatmak

Allah c.c. boyle sapkýnlýklara dusurmesýn

selam ve dua ýle
Gönderen: 18.03.2008 - 07:57
Bu Mesaji Bildir   farandag üyenin diger mesajlarini ara farandag üyenin Profiline bak farandag üyeye özel mesaj gönder farandag üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
DİNLER ARASI DİYALOG yahut TÜRKLERİN HIRİSTİYANLAŞTIRILMASINA UŞAKLIK
Moderator


4254 Mesaj -
DÝNLER ARASI DÝYALOG yahut TÜRKLERÝN HIRÝSTÝYANLAÞTIRILMASINA UÞAKLIK
"Papa 6. Paul Cenaplarý tarafýndan baþlatýlan Dinler Arasý Diyalog Ýçin Papalýk Konseyi misyonunun bir parçasý olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk ediþini görmeyi arzu ediyoruz. Bu pek kýymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazý yardýmlarýmýzý sunmak için size geldik." (Fethullan Gülen'in Papa'ya verdiði mektuptan; tam metin aþaðýdadýr.) Konferans olarak takdim edilen bu yazý; gazete, dergi ve internet sitelerinden derlenmiþtir. Metin içindeki eðik yazýlar bize aittir. Bir kanaat sahibi olmak isteyenler, atlamadan, tamamýný okumalýdýr. "Kesin inançlýlar (ampulleþenler)" da, seviyelerini ortaya koyan, imzasýz mektuplar yollayacaðýna, iki kere okuyup, iki kere düþünmelidir. Afsun bozulur diye korkmasýnlar! Ýyice okusunlar da, yazýlanlarda bir yanlýþlýk varsa onu ortaya koysunlar! Sonra, öfke de, dostluk da Allah rýzasý için olursa Ýslâmî'dir. Yoksa "nefsini din yerine koyanlar" zümresine dahil olunur. Dönüþ yolunu açýk tutmak lâzým. Bu, peygamber buyruðudur. Hani sizler Resulullah aþýklarýsýnýz(!) ya...
Konferansýn Ara Baþlýklarý:
D Ý N L E R A R A S I D Ý Y A L O G
DÝNLER ARASI DÝYALOG NEDÝR? (YENÝgöz kırpma
PAPAZ OKULUNA 2 MÝLYON DOLAR BAÐIÞ (YENÝgöz kırpma
DÝYALOGCULAR GÖÇTÜ (YENÝgöz kırpma
TAMAMLAYICI BÝLGÝLER
Mukayese için: PEYGAMBERÝMÝZÝN MEKTUPLARI
FETHULLAH GÜLEN’DEN PAPA'YA MEKTUP
ÞÝRACININ ÞAHÝDÝ BOZACI "Ehl-i kitapla amentüde ittifakýmýz var!"
AMERÝKA’NIN FETHULLAH GÜLEN SEVDASI
DiYaloðun Arka Pilaný
Papa II. John Paul ile Risale-i Nur Arasýndaki Diyalog
Cizvit bir rahipten Katolik bir nur talebesi olur mu?
ZAMAN GAZETESÝ'NDEKÝ DEÐÝÞÝM
"Misyonerlik Neden Serbest Olmalýdýr?"
Haçlýlarýn Kafasýndaki Türkiye
Daha geniþ bilgi almak için site adresleri
BÝTÝRÝRKEN (BÝZÝM Deðerlendirmemiz)
“Hýristiyanlaþtýramýyorsanýz, Hýristiyangibileþtirin”
D Ý N L E R A R A S I D Ý Y A L O G
Maide Suresi, 51. Ayet (Hamdi Yazýr meali): “Ey iman edenler, Yahudileri ve Hýristiyanlarý dostlar edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin dostlarýdýr. Ýçinizden her kim onlara yardaklýk ederse muhakkak onlardandýr. Allah ise zalimlere hidayet etmez.”
Said Nursi meali: “… Fakat mütezellilane (alçalarak) dost olmak deðil, belki izzet-i milliyeyi muhafaza ederek, müsafaha elini uzatmaktýr.”
Fethullah Gülen’in izahý (Küresel Barýþa Doðru): “Yahudi ve Hýristiyanlarý kýnayan ayetler ya Hz. Muhammed döneminde yaþayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaþayan bazý Yahudi ve Hýristiyanlar hakkýndadýr.”
Yeni Asya gazetesinden Þaban Döðen’in izahý: “Âyette açýkça Yahudî ve Hýristiyanlara güvenip de onlarý dost, yar ve yardýmcý edinmemeye, önemli iþlerin baþýna getirmek þöyle dursun, dost bilip onlarla sýký fýký olmamaya, arzularýna boyun eðmemeye, yardaklýk etmemeye, tuzaklarýna düþmemeye uyarý vardýr. Yasaklanan dince, inançça onlara benzeyerek, âyinlerine özenerek onlar gibi olmaktýr.”
Bakara Suresi, 120. Ayet: “Sen, onlarýn kendi dinlerine uymadýkça, Yahudiler de Hýristiyanlar da senden asla razý olmazlar. 'Asýl doðru yol, Allah'ýn yoludur' de. Sana gelen ilimden sonra eðer onlarýn arzularýna uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardýmcý olur."
Tamer Kumkale – Önce Vatan Gazetesi’nden özetle:
“Dinler arasý diyalog ve hoþgörü” sýloganýyla, dünyayý Hýristiyanlaþtýrma ve Batý’nýn kölesi haline sokma pýrojesi adým adým uygulanýyor. Papa II. John Paul 24 Aralýk 1999’da yayýnladýðý mesajýnda diyordu ki;
"Birinci bin yýlda Avrupa, ikinci bin yýlda Amerika ve Afrika Hýristiyanlaþtýrýldý. Üçüncü bin yýlda ise Asya'yý Hýristiyanlaþtýracaðýz."
Vatikan’ýn bu bin yýldaki hedefleri büyüktür. Hedef dünya nüfusunun yarýsýndan çoðunu üzerinde bulunduran Asya’dýr. Ýlk hedef de, Asya’nýn giriþ kapýsýný tutan Türkiye’dir. (Papanýn devleti Vatikan dünyanýn en küçük devleti; topraðý 44 000 metrekare; nüfusu, gece 600, daimi misafirleri ile 1014, gündüz 3599 kiþi…)
Bunlarýn gerçek yüzleri, Kurban Bayramý arifesinde yapýlan “Ceviz Kabuðu” programýnda bir kere daha ortaya çýkmýþtýr: Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Bayraktar Bayraklý ile pýrograma katýlan St. Antuan Kilisesi Cemaati Sorumlusu Konstantino Çedolini arasýnda hak din ve peygamber tartýþmasý yaþanmýþtýr. Çedolini, gözlerimizin içine baka baka, Hz. Muhammed’in peygamberliðini kabul etmediklerini, Kuran’ý Kerim’i ve Ýslam dinini yok saydýklarýný söyleyebilmiþtir.
Adam bizi yok sayýyor ve sonra da bizleri, “Niye kendisi ile diyalog kurmuyoruz” diye suçluyor. Gerek Bayraktar Hoca ve Gerekse Cevizoðlu bu cahil ve yobaz papaza hadlerini edep dahilinde bildirdiler.
Bayraktar Hoca Çedolini’ye; “Ben Hz Ýsa’ya inanýyorum. Sen Hz. Muhammed’e inanmýyorsun. Ondan sonra dinler arasý diyalogdan bahsedeceksin. Böyle þey olmaz. Benim seninle konuþacak, senin de yatacak yerin yok. Bu diyalog bitmiþtir” dedi.
Hulki Cevizoðlu ; “Dinler arasý diyalog nasýl yapýlacak, hâlâ anlamýþ deðilim. Sen Hz. Muhammed’i son peygamber olarak kabul etmeyeceksin. Ýslam dinini hak din olarak kabul etmeyeceksin. Sonra da dinler arasý diyalogdan bahsedeceksin. Böyle þey olmaz. Ýþte Avrupa’nýn gerçek yüzü. Aslýnda onlara teþekkür ediyorum. Gerçekleri bu kadar açýk söylüyorlar.” diyerek kendilerini dinleyen kitlelerin yüreklerine su serptiler.
Özetleyecek olursak; “Dinler arasý diyalog”; Katolik Kilisesi'nin bütün insanlarý Kiliseye döndürme amaçlý misyonunun bir parçasýdýr. Bu misyon aslýnda Mesih'i ve Ýncil'i bilmeyenlere ve diðer dinlere mensup olanlara yöneliktir. Onlarýn inancýna göre Tanrý, Mesih vasýtasýyla bütün insanlarý kendine çaðýrmakta, vahyinin ve sevgisinin mükemmelliðini onlarla paylaþmak istemektedir...
1964 yýlýnda 2. Vatikan Konsili sýrasýnda Papa VI. Paul'ün direktifleri ile “Hýristiyan Olmayanlar Sekreterliði” kurulmuþtur. 1973 yýlýnda sekreterlik görevine getirilen Pietro Rossano, sekreterliðin yayýn organý Bulletin'deki bir yazýsýnda, diyalogdan ne kastettiðini þöyle açýklamýþtýr: “Diyalogdan söz ettiðimizde, açýktýr ki bu faaliyeti, kilise þartlarý çerçevesinde Ýncil'i öðreten bir cemaat olarak yapýyoruz. Kilisenin bütün faaliyetleri, üzerinde taþýdýðý þeyleri yani Mesih'in sevgisini ve Mesih'in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog, kilisenin, Ýncil'i yayma misyonu çerçevesinde yer almaktadýr.” Yani bu görevin sahibi biziz demektedir.
“Hýristiyan Olmayanlar Sekreteryasý"nýn 1984 yýlýndan beri baþkanlýðýný yapan Kardinal Francis Arinze ise, geçmiþten bugüne gelinen noktayý anlatýrken; "Papa VI. Paul'ün vizyonu gerçekleþmektedir. Çünkü dinler arasý diyalog, kilise misyonunun bir parçasýdýr." diyerek, gerçek niyetlerini açýklamýþtýr.
Bizde birkaç yýldýr baþlatýlan “dinler arasý diyalog” çalýþmalarýnýn baþýný Fethullah Gülen cemaati çekmektedir. Bu cemaatýn kurduðu “Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý” tarafýndan her yýl düzenlenen “Abant Toplantýlarý” ile periyodik takvime sokulan faaliyetler serisi, son günlerde kilise kurma çalýþmalarý yürüten misyonerler eliyle çok yoðunlaþmýþtýr. (Abant Toplantýsý’nýn 2004’de ev sahibi ABD oldu.)
Fethullah Gülen’in Vatikan ziyareti de bu amaca yönelik faaliyetlerden biridir. Gülen’in Papa’ya verdiði mektuptaki þu ifadeler konuyu bütün yönleri ile ortaya koymaktadýr.
“Papa Altýncý Paul Hazretleri tarafýndan baþlatýlan ve devam etmekte olan Dinler Arasý Diyalog Ýçin Papalýk Konseyi (PCID) misyonunun bir parçasý olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk ediþini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir þekilde hatta biraz cüretle, bu pek kýymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazý yardýmlarýmýzý sunmak için size geldik..." (ZAMAN Gazetesi, 10 Þubat 1998).
Görüldüðü gibi Papalýk kendi emellerine hizmet edebilecek güçlü bir cemaati de yanýna almýþ bulunmaktadýr.
Sonuç olarak. milletçe büyük bir tehdit ile karþý karþýya bulunuyoruz. Millî benliðimizi oluþturan dinî deðerlerimiz pilanlý bir þekilde elimizden alýnmaya çalýþýlýyor. Dinler arasý diyalog, hoþgörü, dinleri birleþtirme toplantýlarý artýk sýkça ve saklanmadan yapýlýyor. Müslümanlara þirin görünmek için Mevlana, Yunus Emre gibi din büyükleri arkasýna saklanýlýyor. Beþ yýldýzlý büyük otellerin gösteriþli salonlarýnda günlerce süren toplantýlar, yapýlýyor. Su gibi paralar harcanýyor. Diyanet mensuplarý, Hýristiyan misyonerleri, Masonlar, Rotaryenler, Lionsçular, Dr. Moon temsilcileri, Bahaîler, Vahabiler, çeþitli tarikatlar ve mezheplere mensup kimseler bir araya getiriliyor.”
DÝNLER ARASI DÝYALOG NEDÝR? / Burak Evci / Yeni Mesaj Gazetesi / 07. 05. 2007
Dinler arasý diyalog: Susmaktýr, sessiz kalmaktýr. Söylenenleri eksiksiz yerine getirip, Vatikan’ýn kulu kölesi olmaktýr. Müslümanlara kan kusturan Amerika’ya, Ýsrail’e, Ýngiltere’ye ve sair batý medeniyetinin karþýsýnda el pençe divan durup, haritada yerini bile bilmediðimiz, ismini onlarýn sayesinde duyduðumuz ülkelerle barýþ tesis etmektir.
Dinler arasý diyalog: Bosna Hersek’te katledilen binlerce Müslüman’ý, Irak’ta öldürülen milyonlarý, Filistin’de kýz erkek ayýrt edilmeden ýrzýna geçilen çocuklarý, yakýlan yýkýlan mabetleri görmezden gelip; Ýsrail’de ölen iki çocuk için camide salya sümük aðlamak, Londra Metrosundaki patlama için geç kalmýþ gibi hemen baþsaðlýðý dileyip üzüntülerini dile getirmek, Müslümanlarý terörist ilan etmektir.
Dinler arasý diyalog: Emekli maaþý ile geçinen hacýnýn cebindeki paralarý gazete aboneliði, dergi aboneliði diye sömürüp, himmet gecelerinde þatafatlý iftarlarda yardým toplayýp misyoner yetiþtiren okullara milyon dolarlarý aktarmaktýr. Camileri, tarihi yapýlarý yýkýlmaya terk edip, o kadar kaçak yapý varken, varlýðýndan rahatsýzlýk duyup Kur’an Kurslarýný yýktýrmak, Doðubayazýt’ta 2 milyon 600 bin YTL’ ye Ermeni Kilisesini ihya etmektir.
Dinler arasý diyalog: Peygamberimize hakaretler yaðdýran küstahlarý aman diyaloga gölge düþmesin diyerekten duymamak duyurmamak; risale, cevþen okuyan papazlarýn ön sayfa güzelleri gibi çarþaf çarþaf resmini yayýnlamaktýr.
Dinler arasý diyalog: Ýslam’ý yayýyorum Türk dilini dünyaya öðretiyorum diyerek, adý Türk Okulu olan okullarda Türkçeyi 2 saatlik seçmeli ders yapýp Ýngilizce eðitim vermektir. Kapitalist sistemin gereklerine uygun olarak Türkiye’deki okullarda ve dershanelerde mutlu azýnlýðýn zengin çocuklarýný okutmaktýr.
Dinler arasý diyalog: Allah’ýn hükümlerine karþý gelip beyinleri bulandýrmaktýr. “Resulüm! Mümin kadýnlara söyle gözlerini harama bakmaktan sakýnsýnlar, ýrzlarýný namuslarýný korusunlar. Ziynet yerlerini açýp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnadýr. Baþörtülerini (göðüs ve boyunlarý görünmeyecek þekilde) yakalarýnýn üstüne koyup örtsünler.” (Nur:31) ayetine raðmen göz göre göre tesettüre teferruattýr demektir.
Dinler arasý diyalog: “Ýþte onlar Allah’ýn hizbi (partisi)’dir. Ýyi bilin ki kurtuluþa ulaþacak olanlar Allah’ýn hizbi (partisi’dir.” (Mücadele: 22) ayetine raðmen “Cebrail Aleyhisselâm gökyüzünden inse, parti kursa, kusura bakma ben senin partine girmem desteklemem derim.” diyerek Müslüman’ýn etkinliðini kýrmak, hakkýný savunmasýný engellemek, tepkisiz hale getirmektir. Ama el altýndan da diyaloga destek veren partileri, batýnýn hizmetkârlarýný da desteklemeden olmaz.
Dinler arasý diyalog: “Ey inananlar! Yahudi ve Hýristiyanlarý dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar, sizden kim onlarý dost edinirse, o onlardandýr.” (Maide:51) ayetine raðmen diyaloga karþý çýkan Müslümanlarla mücadele edip; diyalog ve hoþgörü toplantýlarýnda Patrik Bartholomeos ile karþýlýklý olarak “biz birbirimizi çok seviyoruz” demektir.
Dinler arasý diyalog: Salyalarý aka aka, 11 Eylül saldýrýlarýnýn güçlü bir devi uyandýrdýðýný Haçlý seferlerinin yeniden baþlatýlacaðýný söyleyen Bush’un, peygamberimizi terörist ilan eden cahil Papa’nýn kucaðýnda oturup aslýnda onlarýn gizli Müslüman olduðu yalanlarýný basireti baðlanmýþ kitlelere yutturmaktýr.
Dinler arasý diyalog: Nüfus cüzdanlarýndan dini Ýslam ibaresini kaldýrýp, imar yasalarýndaki deðiþiklikle, cami ifadesinin yerine ibadethane koyarak 40.000 tane kilise evin açýlmasýný teþvik etmektir.
Dinler arasý diyalog: Ay yýldýzlý bayraðýn gölgesinde, minarelerde ezan sesini dinleyerek Müslüman topraklarýnda yaþamaktansa; Haçlý bayraðýnýn altýnda, çan sesi kulaklarýnda çýnlayarak, kölesi olunan devletlerin nezaretinde haysiyetsizce yaþamaktýr.
T.D.B // Kime HÝZMET Ettiklerini Bilmeyenler Ýçin Özel Haber : "Diyalogcular göçtü" 15.12.2006
Vatikan: Diyalog, sadece Yahudilerle mümkündür
Vatikan’dan diyalogcularý þok eden açýklamalar geliyor. Vatikan’ýn son açýklamasý “Ýslamiyetle diyalog kurulamaz. Batý’nýn kimliðini savunmakla yükümlüyüz” oldu.
Roma Katolik Kilisesinin ruhani lideri Papa 16. Benediktus’un 28 Kasým-1 Aralýk tarihleri arasýnda yaptýðý Türkiye ziyareti tartýþma konusu olmaya devam ediyor.
Sözünün arkasýnda Bologna Baþpiskoposu Kardinal Carlo Caffara, dün Corriere della Sera (Akþam Postasýgöz kırpma gazetesinde tam sayfa olarak yayýmlanan demecinde, Papanýn Türkiye ziyaretinin doðru biçimde yorumlanmasý gerektiðini söyledi. 68 yaþýndaki Kardinal Caffara, Papa’nýn Regensburg’da söylediklerini Türkiye’deki konuþmalarýyla dolaylý biçimde yalanlamasýnýn söz konusu olmadýðýna dikkat çekti. Caffara, “dinler arasý diyalog sadece Yahudilikle mümkündür. Ýslam ile ancak makuliyet ve eðitim düzlemlerinde görüþebiliriz. Batýnýn kimliðini savunmakla yükümlüyüz” dedi.
PAPAZ OKULUNA 2 MÝLYON DOLAR BAÐIÞ (kaynak: http://www.payidar.net)
Haber biraz eskidi. Ancak ilk defa haberi duyduðum zaman yadýrgamýþtým. Hemen arkasýndan da adý geçen kiþiler tarafýndan yalanlama geldi. Ýþin doðrusunu söylemek gerekirse açýklamaya inandým. Bu malum kartelin bir iþi diye düþündüm. Ancak, sonraki günlerde 2 milyon yardým haberinin adý geçen üniversitenin resmi sayfasýnda hala yayýnlanmakta olduðunu okudum. Bunun için sizlerle bu konuyu paylaþýyorum.
Amerika'da yaþayan Nur Cemaati Lideri Fethullah Gülen'in yeðeni Dr. Ali Bayram, Papaz Okulu Hartford Seminary'e 2 milyon dolarlýk baðýþ yaptý. Hartford Seminary'nin internet sitesinde baðýþ "Türk dini liderden 2 milyon dolarlýk baðýþ" baþlýðýyla duyuruldu. Hartford Seminary Halkla Ýliþkiler Müdürü David S. Barrett okullarýnýn tarihinde ilk defa Müslüman bir cemaatten bu kadar büyük baðýþ aldýðýný belirterek, Fethullah Gülen'den "Din alimi ve Türk dini lider" olarak bahsetti.
Türkiye'deki Fatih Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi Ali Bayram, 2 milyon dolarlýk baðýþýn Ýslam'ýn yanlýþ anlaþýlmasýný önlemek üzere Modern Ýslam Kürsüsü kurulmasý için verildiðini söyledi. Bayram þunlarý kaydetti: "Bu, umarým sýradan bir iþ anlaþmasý olarak anlaþýlmýyordur. Modern Ýslam Kürsüsü, birçok farklý dinden insanýn barýþ için bir araya geldiði bir yer." Yeni kurulacak Modern Ýslam Kürsüsü, Papaz Okulu'nun Ýslam ve Hiristiyan-Müslüman Ýliþkileri bölümünde araþtýrma yapacak. Hartford Seminary, 1833 yýlýnda Amerika'nýn Connecticut eyaletinde kuruldu, Kuzey Amerika'daki 230 Hýristiyan misyoner okullarýndan en eskisi. Bir zamanlar Papaz yetiþtiren bu misyoner okulu, 1970'li yýllardan bu yana Hýristiyan-Müslüman diyaloðunu savunuyor. Fakültede sadece rahipler deðil cezaevlerinde istihdam edilmek üzere imamlar da yetiþtiriliyor. Bu konuda Islamic Society of North America (ISNA) ile iþbirliði yapýyor. (Bakýn, boþa gitmiyor(!) ütüldüðünüz himmetler devam edin; hacý, hoca, iþ adamý, týfýl genç; ileride, özlediðiniz Ilýmlý Ýslam(!) için ihtiyacýnýz olacak din adamlarýný Hýristiyan dostlarýnýz yetiþtiriyor.)
Haberin, baðýþ yapýlan kurumun sitesinde yayýnlanan Ýngilizce metninden bir bölüm:
“Our Board joins me in appreciation for the commitment that Dr. Bayram is making to Hartford Seminary,” Hadsell said.
Dr. Bayram is one of the leading figures of a Muslim community made up of followers of Turkish theologian and religious leader Fethullah Gülen. He said that he is making the gift because, “For many unfortunate reasons, Islam has been greatly misunderstood. There are not many credible sources of information about Islam, especially its contemporary issues. Neutral scholarly knowledge on Islam is missing from the discussion and not highlighted and we hope this chair will respond to this great need in the United States and globally.”
“I also hope this will not be seen as an ordinary business deal,” Dr. Bayram said. “Through this chair we will prove to our contemporaries that members of different faith communities succeed only by working together in partnership, jointly serving the universal values of humanity.”
One key aspect of the gift is that the $2 million will be invested in accordance with Islamic principles. For example, the gift will not be invested in companies or funds that are based on the sale or promotion of alcohol, gambling or tobacco.
Diyalog Meselesinde Tamamlayýcý Bilgi I (Ötüken Sitesi’nden):
Papalýk, “Müslümanlarý avlamanýn yolu” demek olan bir de usül kitabý hazýrlamýþ, adý: “Hýristiyanlarla Müslümanlar Arasýnda Kurulacak Diyalog Ýçin Yönlendirmeler” (Bizim diyalogcularýn da Hýristiyanlarý Müslümanlaþtýrmak gibi bir hesaplarý varm’ola? Biz meselenin gerisinde kalmýþýz, afsunlanan müridler diyor ki: "Fethullah Gülen Papa'yý Müslüman etmek için gitti." Ýnsanýn basireti baðlanmayýversin, daha neler zýrvalar!)
Hermann Stieglecker: “Þimdiye kadar Hýristiyanlar, Ýslâm’a hücum etmek yahut ona karþý kendilerini savunmak için kýlýç çektiler. Çoktan beri kýlýcý kýnýna koyduk ve Müslümanlara, Hýristiyanlýðý sevdirmeye yönelmiþ bir gayreti sergiledik. Bu kýlýcý ve kýný imha etmek gerekir ve bizim, Hýristiyanlýðý anlatma gayretlerimiz de tamamen gözden geçirilmelidir. Önce Efendimiz Hz. Ýsa’nýn bize býraktýðý silah olan sevgiye dönmeliyiz. Müslümanlarýn kalplerine ulaþabilmemiz ancak bununla mümkün olacaktýr. Þu halde Ýslâm dininin inançlarýný derinlemesine bilmek ve Müslüman’ýn dinî psikolojisini kavramakla iþe baþlamak gerekir.”
Rahip Samuel Zwemer: “Müslümanlarý vaftiz etmek için boþuna çabalayýp durmayalým... Baþka yollar deneyelim. Ýslâm ülkelerinde giriþeceðimiz faaliyetlerde onlara, Hýristiyan adetlerini, Hýristiyan bayramlarýný, Hýristiyan kültürünü, Hýristiyan ahlâkýný aþýlayalým.” demiþtir
Tamamlayýcý Bilgi II (Meltem TV'den):
Dinlerarasý Diyalog'un Alman tarafýný temsil eden Teolog Hans Künk'e soruluyor: (Konuþmacýlar bu röportajýn STV'de yayýnlandýðýný söyledi.)
"Diyalogun sonunda ne olacak?"
"Müslümanlar, Ýslâm'ýn son din olduðu inancýndan vazgeçecekler. Hýristiyanlar, Ýsa'nýn, Allah'ýn oðlu olduðu inancýndan vazgeçecekler. Yahudiler, üstün ýrk olduklarý inancýndan vazgeçecekler." (Þöyle sorular akla gelmiyor mu: "Bu vazgeçmelerden Müslüman'ýn kazancý ne? Bu diðer dinleri meþrulaþtýrmak olmuyor mu?"göz kırpma
Biz, çoktan vazgeçmiþiz zaten... Ýþte birkaç misâl:
1) Müslüm Karabacak, Yeni Mesaj Gazetesi: "Dinlerarasý Diyalog hem Ýslam’ýn hem de Hz. Muhammed’in (as) önünü kesme sürecidir. Elimde iki akademisyen tarafýndan kaleme alýnan ve Türkçe–Ýngilizce yayýmlanan bir kitap var. Size bu kitaptan bir pasaj sunacaðým. Okuyun bakalým ne anlayacaksýnýz? Sonra da indirin Hz. Ýsa’yý (as) ve kaldýrýn “alemlere rahmet” Hz. Muhammed’i (as) alemden. Tabi ki dünya barýþý için bunu yapýn. Ýþte o paragraf:"
“Cenab–ý Allah Kur’an’da kullarýnýn farklý þeriatler (Musevilik, Ýsevilik ve Ýslam þeriatleri gibi) üzerine hareket etmelerinde birbirleriyle kavgayý deðil sevgiyi öngördüðünü, bu þeriatlere tabi kullarýnýn (Yahudiler, Hýristiyanlar ve Müslümanlar gibi) iyilikte birbirleriyle yarýþ etmelerini murat ettiðini söylemektedir. Binaenaleyh hiçbir ümmetin bir diðerinin imanýný sulandýrmaya kalkýþmadan (Hýristiyan misyonerleri gibi), kendi imanî gerçeklerini yakalayýp insanlara hizmette yarýþ etmelerinin idrakine ermeleri ve yaratanýna kulluk etmenin huzûr ve sükununa eriþmeleri en akýllý yol olmak gerektir.”
"Paragraf bitttiii. Ne anladýnýz bu ifadelerden?"
2) Bir baþka kaynak: (Ýbrahimi Din ve Dinlerarasý Diyalog, 28 Aralýk 1999) "Dinlerarasý diyaloðun mimarlarýna (Watt'a) göre diyaloðun bir raconu da "Benim dinim son dindir" inancýndan vazgeçmektir. Dinlerin karþýlaþtýrýlmasý, yani üstünlük ve aþaðýlýk açýsýndan her-hangi bir deðerlendirmeye gitme, objektif anlamda geçerli olmadýðý için gerçek diyalog anlayýþý, bu çeþit karþýlaþtýrmalardan vazgeçmeyi icab ettirir."
3) Kafanýz iyice karýþtý; deðil mi? Hocaefendi'nin Fasýldan Fasýla 3 kitabýnýn Perspektif bölümündeki "Rabbin kimdir, peygamberin kimdir?" baþlýklý makalesinin sondan bir evvelki paragrafýyla zihinleri aydýnlatalým:
"Hâsýlý, herkes kelime-i þehadeti esas alarak etrafýndaki insanlara bakýþ açýsýný yeniden ayarlamalý. Hatta ‎onun birini söyleyip diðerini, yani "Muhammedün Resûlullah"ý söylemeyen insanlara bile, rahmet, merhamet ‎nazarýyla bakmalý. Çünkü hadislerde anlatýldýðýna göre, Allah’ýn o engin rahmeti ahirette öyle tecelli ‎edecektir ki, þeytan bile: "Acaba ben de istifade edebilir miyim?" diye ümide kapýlacaktýr. Þimdi böyle bir ‎rahmet enginliði karþýsýnda, cimrilik yapma ve o cimriliði temsil etme bize yaraþmaz. Hem bize ne? Mülk ‎O’nun, hazine O’nun, kul O’nun.. öyleyse herkes haddini bilmeli..."
(Kimse haddi aþmasýn! Hýristiyanlara þirin görünmek için Peygamberi, kainatýn yüzü suyu hürmetine yaratýldýðý Ahir Zaman Peygamberi'ni yok saymakta bir beis yoktur.)
Tamamlayýcý Bilgi III (Kaynak: http://www.bozkurt.net)
Fethullah Gülen bir konuþmasýnda Cebrâil Aleyhisselâm için “Gökyüzünden inse, parti kursa, kusura bakma ben senin partine girmem, desteklemem derim.” demiþtir.
Bu sözün mânâsýný da izah edelim.
Allah-u Teâlâ Kelâm-ý Kadim'inde:
“Ýþte onlar Allah’ýn hizbidir. Ýyi bilin ki kurtuluþa ulaþacak olanlar Allah’ýn hizbidir.” buyuruluyor. (Mücâdele: 22)
Dikkat ederseniz Allah-u Teâlâ’nýn emri ile Cebrâil Aleyhisselâm bu hükm-ü ilâhi’yi getirdi. Allah-u Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri “Ülâike hizbullah = Bu benim ve Resul’ümün partisidir.” diye ilân etti. Ýþte girmem dediði parti budur.
Burada açýktan açýða Ýslâm dairesinden çýktýðýný ilân ediyor.
“Bunlar güya Allah’ý ve müminleri aldatmaya çalýþýrlar. Oysa onlar sadece kendilerini aldatýrlar da bunun farkýnda deðillerdir.” (Bakara: 9)
Tamamlayýcý Bilgi IV (Kaynak: DÝNLER ARASI DÝYALOG WEBSITE)
Fetullah Gülen ve Islam'ýn Protestanlaþtýrýlmasý
ABD eski baþkanlarýndan Bill Clinton'un danýþmaný Eckelman, Fettullah Gülen'i "Ýslam’ýn Martin Lutheri" olarak tanýmlýyor. Martin Luther olmak, yani Ýslam’ý tahrif ederek, modernleþme-globalleþme tuzaðýnda bozmak... Fetullah Gülen'i en iyi tarif eden kavramlardan birisi belki de budur. Fetullah Gülen'e çok yakýn isimlerden, Utah üniversitesinde öðretim görevlisi Doc. Dr. Hakan Yavuz' da ayný tarif içinde son derece önemli bir tespit yapýyor: "Turgut Özal ile baþlayan Ýslam'ýn protestanlaþma süreci AKP muhafazakarlýðý ve Gülen hareketi ile tamamlanmýþtýr." Fetullah Gülen'in, gerek Eckelman gerekse Yavuz'un tarifi ile Türkiye'de öncülüðünü yaptýðý "Protestan Ýslam", "hermenötik/tarihselci" anlayýþa dayanýr. Bu yorumcu anlayýþa göre Ýslam’da hiç bir "kesin" yoktur ve diðer insanlarý baðlayýcý deðildir. Her okuyan bir ayetten ne hüküm çýkarýyorsa gerçek odur ve kimse kimseyi baþka bir doðrunun olduðuna zorlayamaz. Amerikalýlar temellerini attýklarý bu garabete "Light Islam" ya da "liberal Islam" diyorlar. Þu satýrlar Light Islam bir baþka ifade ile Protestan Islam'ý kurmaya çalýþan Fetullah Gülen'e ait. Hoþgörü ve Diyalog iklimi sayfa 156: "Kanaatime göre, tarihi hadiseleri kendi tarihsellikleri içinde ele almalý, yani her hadiseyi kendi þartlarý ve konumu içinde deðerlendirmeli ve bugünkü davranýþlarýmýzda da bugünkü tavýrlarý esas almalýyýz" Fetullah Gülen'ýn bu cümlelerle önünü açmaya çalýþtýðý adresin Yahudi ve Hýristiyanlar olduðunu yukarýda aktarmýþtýk. Gülen, bir taraftan Kur'an'ýn Yahudi ve Hýristiyanlarla ilgili ayetlerini sabote etmeye çalýþýyor, diðer taraftan da Islamý liberal bir mantýkla anlamaya ve pazarlamaya gayret ediyor. Yani Islam'ý protestanlaþtýrarak, Kur'anýn hükümlerini Washington'un-Vatikan'ýn taleplerine uygun hale getirme çabasý içine giriyor! Hz. Peygamber'i Kelime-i Tevhid'den silen anlayýþ, Kur'an'ý da tarihin derinliklerinde býrakarak Liberal Islam'ýn, bir baþka yaklaþýmla Hýristiyanlýðýn önünü açýyor. Impact International dergisinde , Afrika üzerine yaptýðý araþtýrmalarýyla tanýnan Amerikalý kadýn gazeteci-yazar Elizabeth Liagin bakýnýz Fetullah Gülen'in yarenlik ve itikad birliði ettiði neo-con'larýn "Ilýmlý Islam"ýný nasýl anlatýyor: "ABD liderleri ve Amerikan dýþ politikasýna yön veren toplum mühendislerinin 'ýlýmlý Islam'dan söz ederken kasdettikleri þey atýl, pasif ve uysal bir Islam portresidir. Yani Amerikan hegomanyasýna karþý çýkmayacak, sýnýrlarý Batý tarafýndan çizilmiþ, alaný daraltýlmýþ bir Islam..." Liagin, Batýnýn Hýristiyani iþgaline ve talanýna karþý çýkmayacak Islam'ýn 'en iyi Islam', 'en liberal Islam' olarak görüldüðünü anlatýyor. Daha doðrusu Neocon-Evangelistlerin nasýl bir 'Islam' kurguladýðýný deþifre ediyor. Içi boþaltýlmýþ böyle bir anlayýþýn Islam'la uzaktan yakýndan hiç bir ilgisinin olmadýðýný bir kez daha söylemeye bilmiyoruz hacet var mý? Protestan, light yada liberal ne derseniz deyin bunlarýn hiçbirisinin Islamla baðý-baðlantýsý yoktur ve de olamaz. Bahsedilen þey bal gibi bir Hýristiyanlýk en azýndan Hýristiyanlýðýn önünü açmaktýr. Ve Fetullah Gülen 'tarihselci' bakýþ açýsýyla, bu büyük 'Islam Bozgununun' kaldýracý ve Martin Luther'i olarak vazife görüyor.
Kim bu gizli Kardinal?
Ronald Kessler tarafindan kaleme alýnan "CIA Savaþta "adlý bir kitap bugünlerde çok revaçta. Kitap yaptýðý ifþaatlar nedeni ile CIA baþkaný George Tenet'in istifasýna sebep olmuþ durumda. Eser oldukça ilginç ve çarpýcý þeyler anlatýyor. Mesela, kitap CIA'in, yumuþak dini mesajlar vermeleri ve Amerikan karþýtlýðýný gidermeleri için etkili bazý sözümona Islam sýfatlý dini liderlere para ödedigini ve desteklediðini belgeleriyle ortaya koyuyor. "CIA Savaþta"aglaThe CIA at War), "Islamda, herhangi bir kiþi dini lider olarak adlandýrabilir" diyor ve ekliyor: "Bu yüzden CIA kendisine baðlý sahte dini liderler yarattý." Sanýyoruz ki bu bilgi epeyce düþündürücü. CIA sahte dini liderler üreterek, Amerika'ya karþý çýkmayacak, Amerikan muhibbi kitleler üretiyor!
"Sahte dini lider" kavramýnýn altýný bir kez daha çizerek þimdi de þu satýrlara dikkat kesilelim:
"CIA, kendilerini din adamý olarak tanýtan ve Müslüman olmayanlar hakkýnda yumuþak dini mesajlar verecek görevlileri öne çýkardý..." Þimdi bu çalýþmanýn, baþýndan itibaren anlattýklarýný, dokümanlarý hatýrlayalým ve Kessler'in kitabýnda 'sahte din adamý', 'görevli', 'yumuþak dini mesajlar verecek lider' gibi sýfatlarla anlatýlan tüm bilgileri ekleyerek kritik soruyu soralým: " Amerikan sevgisini, buna açýlan yol demek olan Hýristiyan-Yahudi aþkýný topluma aþýlayan, CIA'nýn desteklediði, yumuþak mesajlar veren, sahte din adamý ve görevli acaba kim olabilir? Her þey, psikolojik savaþ taktikleriyle örtülmesine raðmen her þey, aslýnda son derece apaçýk bir 'çýplak hakikat' olarak önümüzde durmuyor mu? "Hýristiyanlar için 'cennete girecek' diyen, daha 1. körfez savaþýnda Saddam'ýn güç bela attýðý birkaç füzeden yaralanan Ýsrailli çocuklar için 'sabahlara kadar uyuyamadýðýný itiraf eden', Ýslam dünyasý ve Müslüman kavramýný 'böyle bir coðrafya yok. Kendi doðrularýyla yaþayan insanlar var' diyerek bir kalemde silip atan, Ýslam coðrafyasýnýn iþgali için bir tek ciddi kelime ederek itiraz etmek yerine ülkelerini savunan Müslümanlarý 'terörist' olarak nitelendiren, daha da ötesinde tüm bu iþleri kotaran ülkenin kucaðýnda yatan "bir Rabbin aciz kuluna" iþaret etmiyor mu?
Tam da bu noktada araþtýrmacý Aytunç Altýndal'ýn çok ses getiren þu satýrlarý akla geliyor:
"Papa bu yýl (1998 Þubat ayýnda) 'kilisenin baðrýna bastýðý gizli evladý' anlamýna gelen 'in pectore' tarzýyla yani gizlice 20 kardinal atadý. Bu kardinallerden 18'inin kim olduðu isim isim biliniyor. Ancak iki tanesi, birisi Çin'de, diðeri Ortadoðu ülkelerinden birisinde bulunan iki kardinal açýklanmadý. Gizli tutuluyor." Evet Ýslam'ý Protestanlaþtýrma, siz bunu 'Ýslam'ý tüketme gayret ve saldýrýsý' olarak okuyabilirsiniz misyonunu üstlenmiþ, bir büyük senaryo ile kitleler tarafýndan kabul görmüþ, vazife ve önemine binaen himaye altýna alýnmýþ bu isim acaba kim? Vatikan'ýn "Üçüncü bin yýlda Asya'yý Hýristiyanlaþtýracaðýz ilk hedef Türkiye'dir" dediði bir ortamda, Papa'nýn gizli kardinali acaba kim? Sizce kim olabilir? Size iki ipucu : Papa/ya sunduðu mektupta., Papalýk misyonunn bir parçasý olarak acizane diyalog misyonuna katkýda bulunmak için görev talep eden ve Papa’ya Vatikan’da ölmeyi arzu ettiðini açýklayan kiþi kimdi acaba? Ve Gülen’in göstermelik yargýlanýp sayesinde paçayý yýrttýðý Vatikan’ýn Türkiye temsilcisi Maroviç’ýn, ‘ O þeriatý getirmez çünkü Muhammed un Resulullah demeyen de cennetliktir’ dediði için biz onu çok seviyoruz’ diye baðrýna basmasý yeterli delil oluþturmuyor mu? Fethullah Gülen’in duble ajanlýða terfi macerasýný içerden tanýklarla, dýþarýdan yürütülen temaslarýn belgeleri ile ortaya koymaya devam edeceðiz.
Mukayese için: PEYGAMBERÝMÝZÝN MEKTUPLARI
Rahman ve Rahîm olan Allah'ýn adýyla
Allah'ýn kulu ve Peygamberi Muhammed’den Rumlarýn büyüðü Herakliyus'a:
"Hidayete uyup doðru yola gidene selam olsun. Seni Ýslam'a davet ediyorum. Müslüman ol ki, kurtuluþa eresin. Allah senin ecrini iki kat verir. Bundan yüz çevirirsen dalalette kalan bütün halkýn vebali sana yüklenir.”
"Ey kitap ehli! Sizinle aramýzda ölçü olan sözde birleþelim. Allah'tan gayrisine kulluk etmeyelim, O'na hiçbir þeyi ortak koþmayalým, birbirimizi Allah'tan gayri Rab edinmeyelim.”
Rahman ve Rahîm olan Allah'ýn adýyla
Allah'ýn kulu ve Resulü Muhammed'den Fars'ýn ulusu Kisra'ya:
"Doðru yola gidenlere Allah ve Resulüne iman edenlere bir Allah'tan baþka hiçbir mabut olmayýp O'nun ortaðý bulunmadýðýna, Muhammed'in, O'nun kulu ve peygamberi olduðuna þahadet edenlere selam olsun.
Ey Kisra! Seni, Allah dini Müslümanlýða davet ediyorum. Çünkü Ben bütün insanlara peygamber gönderildim. Hayatta olanlarý ikaz etmek, kafirler üzerinde Allah’ýn sözünü gerçekleþtirmek için istisnasýz bütün insanlara gönderilen bir peygamberim.
Ey Kisra! Müslüman ol ki, selamete eresin. Olmazsan Mecusi kavminin günahý boynuna olsun".
Rahman ve Rahîm olan Allah'ýn adýyla
Allah'ýn Peygamberi Muhammed'den Habeþ Meliki Necaþi'ye:
"Ey Melik! Müslüman olmaný dilerim. Ben senin namýna Allah'a hamd-ü sena ederim. Ve þahadet ederim ki, Meryem oðlu Ýsa Allah'ýn kulu ve kelimesidir. Allah o kelimeyi ve ruhu Meryem'e nefhetti. Ve bu surette Meryem Ýsa'ya hamile kaldý. Ve böylece Allah, ruhuyla ve nefhasýyla Ýsa'yý yarattý. Nasýl ki, Adem'i de Allah kudret eliyle yaratmýþtý.
Ey Melik! Seni eþi ve ortaðý olmayan bir Allah'a imana ve O'na ibadete ve Bana uymaya ve Allah'tan gelen þeylere imana davet ediyorum. Çünkü Ben, Allah'ýn bunlarý tebliðe memur resulüyüm; seni ve askerini Aziz ve Celil olan Allah'a davet ediyorum. Þimdi Ben size (Ýslami esaslarýgöz kırpma teblið ettim ve nasihat eyledim. Siz de nasihatimi kabul ediniz. Doðru yola gidenlere selam olsun".
Rahman ve Rahîm olan Allah'ýn adýyla
Allah'ýn kulu ve Resulü Muhammed'den Kýbtî milletinin ulusu Mukavkýs'a:
"Selam hidayet yoluna giden kimselere olsun. Bu dua ve temenniden sonra derim ki; seni Ýslam camiasýna ve dinine davet ediyorum. Müslüman ol ki, selamete eresin ve Müslüman ol ki, Allah ecir ve mükafatýný iki kat versin eðer bu davetimden yüz çevirirsen Kýbtî kavminin günahý boynuna olsun.”
“Ey Ehl-i Kitap! Bizimle sizin aranýzda müþterek olan bir Tevhid kelimesine geliniz. Birleþip Allah'tan baþkasýna ibadet etmeyelim. Ve O'na hiçbir þeyi ortak koþmayalým. Allah'ý býrakýp da birbirimizi Rab edinmeyelim.”
PAPAYA YAZILAN MEKTUP
Bir de "Rabbin Aciz Kulu"nun mektubunu okuyalým. Neden "Allah'ýn kulu" deðil de Rabbin kulu? diye de soralým. Hýristiyanlar Jesus'a Rab (öðretici, terbiye edici) derler. Bizimki yoksa onu mu kastediyor? Bitirirken de Allah'a deðil, "Rabbe þükürler olsun" diyor.
FETHULLAH GÜLEN’in PAPA’ya VERDÝÐÝ MEKTUP (Kaynak ZAMAN GAZETESÝgöz kırpma
Pek muhterem Papa cenaplarý,
Üç büyük dinin doðum yeri olarak bilinen topraklarýn dünyayý daha iyi yaþanabilir bir mekân kýlma yolundaki kutsal misyonunuzu tam manasýyla bilen halkýndan (“Türk halký” demeye bile korkuyor da onun yerine ne kullanýyor, dikkat edin!) size en içten selamlarý getirdik. Yoðun gündeminizde bize zaman ayýrarak sizinle müþerref olmayý bahþettiðiniz için zatýâlilerinize en derin kalbî teþekkürlerimizi sunarýz.
Papa 6. Paul Cenaplarý tarafýndan baþlatýlan ve devam etmekte olan Dinler Arasý Diyalog Ýçin Papalýk Konseyi (PCID) misyonunun bir parçasý olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk ediþini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir þekilde hatta biraz cüretle, bu pek kýymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazý yardýmlarýmýzý sunmak için size geldik.
Ýslam yanlýþ anlaþýlan bir din olmuþtur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardýr. (Kim suçlu imiþ? Müslümanlar Papa’ya þikayet ediliyor.) Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlýþ anlamanýn büyük oranda azalmasýna katký saðlayabilir. Müslüman dünyasý, Ýslam’ýn asýrlarla ölçülen yanlýþ algýlanmasýný silip atacak bir diyalog imkânýný baðrýna basacaktýr.
Beþeriyet, çeliþen görüþler ortaya koyduklarý gerekçesiyle, zaman zaman bilim adýna dini, din adýna da bilimi inkâr etmiþtir. Bilginin tamamý Allah'a aittir ve din Allah’tandýr. O halde bu ikisi nasýl çeliþebilir? Ýnsanlar arasýnda anlayýþý ve hoþgörüyü artýrmaya yönelik dinler arasý diyaloga yönelik ortak gayretlerimiz çok is görebilir.
Kendi memleketimizde þimdiye kadar çeþitli Hýristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naçiz gayretlerin boþa çýkmadýðýný âcizane ifade etmek isteriz. Amacýmýz bu üç büyük dinin inananlarý arasýnda hoþgörü ve anlayýþ yoluyla bir kardeþlik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sözde medeniyetler çatýþmasýnýn gerçekleþmesini görmek isteyen yolunu þaþýrmýþ ve þüpheci kimselere karþý dalgakýranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karþý durabiliriz.
Gecen yýl bazý ünlü uluslararasý bilim adamlarýnýn katýldýðý medeniyetler arasý barýþ ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu gayretin baþarýsýndan aldýðýmýz teþvikle bu tür etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Hâlihazýrda üç büyük dinin baðlýlarý arasýndaki baðlarý güçlendirmeye yönelik olarak dinler arasý diyalog konusunda Vatikan’ýn da temsil edileceðini ümit ettiðimiz bir konferans düzenleme surecinde bulunuyoruz.
(Türkiye’de Hýristiyanlarca kutsal kabul edilen yerlere ve Kudüs’e birlikte gitmenin faydalý olacaðý anlatýlýyor.)
Üç büyük dinden liderlerin iþbirliði ile ilki Washington DC'de olmak üzere muhtelif dünya baþkentlerinde bir konferanslar serisinin gerçekleþtirilmesini teklif ediyoruz. Ýkinci serinin zamaný için Hz. Ýsa’nýn doðumunun 2000. yýldönümü ideal olabilir.
Bir öðrenci deðiþim programý da çok faydalý olacaktýr. Ýnançlý genç insanlarýn birlikte eðitim görmesi birbirlerine yakýnlýklarýný artýracaktýr. Öðrenci deðiþim programý çerçevesinde üç büyük dinin babasý olduðu ikrar edilen Hazreti Ýbrahim’in doðum yeri olarak bilinen Urfa þehrindeki Harran'da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi’ndeki programlarýn geniþletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarýný da temin edecek þümullü bir müfredata sahip baðýmsýz bir üniversite þeklinde gerçekleþtirilebilir.
Önerilen programlar aþýrý büyük iþler gibi algýlanabilir; ama bunlar eriþilmez deðildir. Dünyada iki tip insan vardýr. Bazýlarý kendilerini topluma adapte etmeye çalýþýr. Diðer bazýlarý ise topluma uymaktansa toplumu kendi deðerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borçludur. Onlarý yarattýðý için Rabb'e þükürler olsun. (Þükür neden Allah’a deðil?)
M. Fethullah Gülen / Rabb'in Aciz Kulu / 9 Þubat 1998
Zaman Gazetesi’nin Mektup Dolayýsý ile Verdiði Haber (eðik yazýlar bizden):
Görüþme yapýldý ve görüþme sonrasýnda Papa ayaða kalkarak, "Allah Türkiye’yi takdis etsin." dedi. (Eh, artýk Türkiye’nin sýrtý yere gelmez.) Hocaefendi Papa'ya deðerli bir ipek halý ile iþlenmiþ gümüþ bir vazo hediye etti. Papa verilen hediyeler için teþekkür ederek, Hocaefendi'ye, Aziz Pavlos ve Aziz Petros'un kabartmalarýndan oluþan bir tabloyu hediye etti. (Bir bizimkinin hediyesine, bir de Papa cenaplarýnýn hediyesine bakýn! Halbuki Fatih'in, Ýtalyan ressam Bellini'ye yaptýrdýðý resminin bir kabartmasý ne anlamlý olurdu!)
Bir daha hatýrlatalým: Mektup neden “Rabbin aciz kulu” diye bitiyor?
“Ehl-i kitapla amentüde ittifakýmýz var!”
Bu ziyaretler, mektuplar, alttan almalar meðer boþuna deðilmiþ. Adamlarý çoktan amentüye çekmiþiz. Tevekkeli, bir bildiði vardý Hocaefendi’nin. Eh, aþk’olsun yani…
17 Nisan 2000 tarihli Zaman gazetesinde, sadýk talebe Ahmet Þahin’den döktürmeler: (“Dinde zorlama yoktur” demiþ, döþenmiþ; biz mevzuumuzla ilgili kýsmýný aldýk.)
”Zaten dikkatlice bakýldýðýnda görülecektir ki ehl-i kitapla temel noktalarda birlikteyiz. Daha meþhur ifadesiyle amentüde ittifakýmýz vardýr. Çünkü Allah'ýn gönderdiði kitaplarýn hemen hepsinde tekrarlanan amentüdür: Allah birdir. Peygamberler haktýr. Melekler vardýr. Kitaplar gönderilmiþtir. Ahiret vardýr. Ölen insanlar bir gün dirilecek, yaptýklarý iyiliklerin mükafatýný, kötülüklerin de mücazatýný göreceklerdi. (Araya girelim: 50 yýldýr Hýristiyanlarýn içinde yaþýyoruz; böyle mi onlarýn inancý?) Bu temel noktalar bir amentüden baþkasý deðildir ve biz ehl-i kitapla bu amentüde müttefikiz. Garip olan þudur ki ittifak ettiðimiz amentüyü öne geçirmiyor da ihtilaf ettiðimiz teferruatý ileri sürüp mutlak küfre karþý dayanýþmamýza engel olarak görüyoruz. Halbuki temelde ittifak varken teferruattaki ihtilaflara takýlýp kalmak makul deðildir. Burada Kur'an'ýn bir ayetini hatýrlamak yerinde olsa gerektir: (Mealen.) “Ey ehl-i kitap! Geliniz ittifak ettiðiniz amentüde buluþunuz.”
Bu sebeple burada diyoruz ki: “Ey ehli iman! Siz de bütün insanlýðýn dini olan Ýslam’ý sadece kendi ihtiyacýnýza göre yorumlayarak onu bir dünya dini olmaktan çýkarýp kendi ülkenizin dini haline sokmayýnýz. Unutmayýnýz ki bütün insanlýk onun içinde kendine yer bulacaktýr. Baþka gidecek yeri de yoktur!” (Yine biz suçluyuz.)
Kafkaslarýn yiðit çocuðu Ahmet Þahin, Müslümanlarýn amentüsünü yazmýþ da, Hýristiyanlarýn amentüsünü unutmuþ… Onu da biz yazalým: (Kaynak: Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, S.252)
“IV. Yüzyýlda Konsillerde þekillenen Hýristiyan âmentüsü:
1. Ben, Tanrý’ya, kudretli Baba’ya;
2. Ve O'nun biricik oðlu Rab Ýsa’ya;
3. Ve bâkire Meryem ve Kutsal Ruh’tan doðmuþ olduðuna;
4. Pilatus zamanýnda çarmýha gerildiðine, öldüðüne, gömüldüðüne,
5. Üçüncü gün ölüler arasýndan dirildiðine,
6. Göklere yükseldiðine,
7. Baba Tanrý'nýn saðýna oturduðuna,
8. Oradan gelip ölüleri dirileri hesaba çekeceðine;
9. Ve Kutsal Ruh’a,
10. Mukaddes kiliseye;
11. Günahlarýn affedileceðine,
12. Ölülerin canlanacaðýna, sonsuz hayata inanýrým.”
Þimdi sormadan edemiyoruz: Bu iki amentünün neresi birbirine benziyor ki, “bizim Hýristiyanlarla iman birliðimiz vardýr” diyebilelim? Hýristiyanlýðý þirin göstermekle nereye varýlmak isteniyor? Yoksa þöyle mi düþünmeliyiz: “Onlarýn da bir amentüsü var, bizim de… Asl’olan bu ortak kelimedir; bununla, dünyadaki cümle dinsizleri din sahibi yapabiliriz; bu din Müslümanlýk olmuþ, Hýristiyanlýk olmuþ, Yahudilik olmuþ fark etmez! Gerisi teferruat... Bütün dinler Ýbrahim’de birleþmiyor mu, demek isteniyor?
Ahmet Þahin türü insanlara Ýzzet Molla'nýn bir beytini hatýrlatmak yerinde olacaktýr:
Meþhurdur ki, fýsk ile olmaz cihân harâb
Eyler onu müdâhene-i âliman harab
Herkes bilir ki, dünya, iþlenen günahlarla yýkýlmaz;
onu, âlimlerin dalkavukluðu harabeder.
AMERÝKA’NIN FETHULLAH GÜLEN SEVDASI – Muharrem Bayraktar (Kýsaltýlmýþtýr)
“1990 yýlýnda RAND CORPORATION tarafýndan ABD yönetimine bir rapor hazýrlanýr. Bu raporda hem Kürt hareketinin ideolojisi tanýmlanmaya çalýþýlýyor, hem de ABD’nin Türkiye’deki Ýslamî akýmlara nasýl bakmasý gerektiði anlatýlýyordu. Bu raporda dikkat çeken iki madde:
Türkiye’deki Ýslamî hareketi daha yakýndan tanýmalý, onlarýn ideolojileri hakkýnda saðlam bilgilenmeli ve diplomatlarýný eðitmeli.
ABD’nin Ýslâm’cý akýmýn ýlýmlý üyeleriyle resmi olmayan iliþkiler kurmasý yararlý olacaktýr.
Bundan iki yýl sonra ABD Dýþiþleri Bakanlýðý Din Hürriyeti Bürosu’nca hazýrlanan Türkiye raporunda Fethullah Gülen’den “ýlýmlý Ýslâmî lider” olarak bahsedilmektedir. RAND CORPORATION’un iþaret ettiði “ýlýmlý lider” bulunmuþtur.
ABD Dýþiþleri Bakanlýðý resmi aðýzdan Türkiye’ye “diyalogculara dokunma, onlarýn serbest çalýþmasýna izin ver” diye talimat göndermekte; daha da ileri giderek, “Yanlýþ yapýyorsunuz! Fethullah Gülen hareketi devlet için tehdit deðil! Ben de dinler arasý diyaloðu destekliyorum” diye gözdaðý vermiþtir.
ABD’nin küresel din projesinde “ýlýmlý Ýslam” diyerek, dinler arasý diyalog hareketine böyle sahip çýkmasý elbette boþ deðildir. Küresel din projesi, ABD’nin egemenlik haklarýný korumayý kabullenmiþ din demektir. Ýslam’ý, küresel hakimiyet projelerine malzeme yapanlar ve bu projelere alet olanlar dileriz bir gün uyanýrlar.”
Dialoðun Arka Pilaný (Prof. Dr. Haydar Baþ'ýn Dini ve "Milli Bütünlüðümüze Karþý Tehditler" eserinden özetle)
“II. Vatikan Konsili’nin diyalog taktiðini yeni çaðýn bir metodu olarak benimsemesiyle birlikte kilise gözlerini Anadalu’ya çevirmiþ ve Anadolu ile diyaloða girmenin yollarýný aramýþtýr. Zira gerek Türkiye’nin tarihi, kültürel, siyasi potansiyeli ve stratejik konumu, gerekse Hýristiyanlarca kutsal sayýlan hac bölgesinin Anadolu topraklarýnda bulunuþu, ülkemizi dinlerarasý diyalog faaliyetlerinin odak noktasý durumuna getirmiþtir. 1987 yýlýndan bu yana Türkiye üzerindeki faaliyetler hýzlanmýþtýr. Hýristiyanlýk Dýþý Dinler Sekreteryasý Baþkaný Kardinal Arinze 13 Mayýs 1987’de ülkemize gelmiþ, diyaloðun kitlesel ayaðýný oluþturmak üzere kendilerine yakýn bulduðu azýnlýk temsilcileri ve bazý Müslüman din bilginleriyle görüþmelerde bulunmuþtur.
Diyaloðun akademik ayaðýný oluþturmak üzere Papaz Thomas Michel (Vatikan'dan Dinlerarasý Diyalog Sekretaryasý Baþkanýgöz kırpma 1987’de Türkiye’ye gelmiþ, Ankara Ýlahiyat fakültesi’nde bir dönem Hýristiyanlýk dersleri ve seminerleri vermiþ, 1988’de Ýzmir’de, 1989’da Konya’da ilahiyat fakültelerinde derslerine devam etmiþtir.
Papaz Michael Efendi Türkiye’de kaldýðý süre zarfýnda bir akademik kadro yetiþtirmiþ kendisinin seslendirmesi halinde aþýrý tepkiler doðurmasý muhtemel bazý itikadi görüþleri bu akademik kadro vasýtasýyla, onlarýn aðzýndan Anadolu insanýna pompalamýþtýr. Bu tahrif edici itikadi görüþler þunlardýr:
* Kur’an-ý Kerim’in metin yönünden ele alýnýp bazý tarihî beyanlarýnýn açýða çýkarýlmasý.
* Türk milletince muharref olarak kabul edilen Ýncil ve Tevrat’ýn hükümleri geçerli ilahi kitaplar olduðu iddiasý.
* Anadolu’daki yerleþik kanaatin aksine Yahudi ve Hýristiyanlarýn da cennetlik olduðu iddiasý.
* Tek Allah inancýnýn yeterli, Hz. Muhammed’i kabul ve tasdik etmenin ise bir “kemal mertebesi” olduðu iddiasý.
* Ýncil ve Tevrat’ýn bazý bölümlerinin namazda okunabileceði iddiasý.
* Ýbrahimî dinlerin uzlaþmasýnýn mümkün olduðu þeklinde Vatikan kaynaklý anlayýþlar bir kýsým akademisyenlerimiz tarafýndan ýsrarla milletimizin gündemine sokulmaya çalýþýlmýþtýr.
Türkiye’de diyalogun akademik ayaðýný oluþturmakla görevli kilise sekreteryasý bu iþlerin Ýslam’a sadakatle baðlý Müslümanlarla olamayacaðýný gayet iyi bildiðinden, ‘gevþek vahiy’ inancýný kabullenmiþ, gerektiðinde Kur’an-ý Kerim’i sorgulayabilecek akademik çevrelerle çok yakýn temas kurulmasýnýn þart olduðunu düþünmektedir. R Arnaldez, normal bir Müslüman’a diyalogu kabul ettirmenin pratikte imkansýz olduðunu söyledikten sonra Ýslami esaslarý modern akýlla silkelemeyi bir metot haline dönüþtürmüþ Vehhabi anlayýþýnýn ve Abduh’çu ekolün görüþlerinin galip gelmesi halinde, dinlerarasý diyalogun oldukça kolaylaþacaðýný ifade etmektedir.
1998-1999’da yapýlan Abant Toplantýlarý'nda, her ne kadar týkanma noktasýndaki Türkiye’nin önünün açýlmasý þeklinde bir gaye çatýsý konmuþ ise de, alýnan kararlar Ýslam dininin akli yorumlarla yeniden ele alýnmasý ve diðer dinler karþýsýnda yeni pozisyona sokulmasý þeklinde tezahür etmiþtir. Toplantýnýn organizatörlerinin, kararlarýn ardýndan Kur’an’da mevcut olan Ehl-i Kitap ile ilgili ayetlerin bugünkü Yahudi ve Hýristiyanlarý deðil o dönemin insanlarýný baðladýðý, öte yandan devletin kutsal olup olmadýðý þeklindeki tespitleri de dikkat çekicidir.
Moral Dergisi’nin haberi: Nur talebesi Hýristiyan (Yukarýda adý geçen Thomas Michel Nur talebesi imiþ meðer)
Prof. Dr. Thomas Michel, “Papa II. John Paul ile Risale-i Nur Arasýndaki Diyalog”
“… Sonuç olarak þu ifade edilebilir ki, Said Nursi’ye göre affetme ve barýþ tesisi yalnýzca Risale-i Nur talebelerine ve hatta Müslümanlarla sýnýrlý olmamalýdýr. Ona göre, eðer Ehl-i Kitap olan Hýristiyan ve Yahudiler de barýþ istiyorsa, onlara yer verilmeli. ‘Bir Hýristiyan bazý kudsiyatý kabul edebilir ve bazý peygamberlere inanabilir ve Allah’ýn rýzasýna bir derece ulaþabilir.’ demektedir”
“Papa John Paul ve Said Nursi’nin fikirlerini mukayese ettiðim zaman þok edici birçok benzerlik görüyorum. Ýkisi de barýþý evrensel bir insani arzu olarak açýklamakla kalmaz, ayný zamanda Allah tarafýndan insanlýða gönderilen mesajýnda temel taþý olarak izah eder. Barýþ isteyen yalnýzca insan deðildir, Allah da insanýn barýþ içinde yaþamasýný ister. Ýki düþünür de þiddetin ve kuvvetin kullanýlmasýnýn barýþa götüremeyeceðine inanýr. Ýkisi de toplumun ancak adalet ve ahenk üzerine kurulmasýyla ilerleyeceðini iddia eder. Ýkisi de yaralama ve öç alma, kötülük yapma ve ona karþýlýk verme, þiddet ve karþý þiddet ancak bireylerin birbirini baðýþlamasýyla son bulacaðýný söyler. Bu davranýþ zaaf gibi görünüp kýsa vadede zarara yol açsa da, gerçekte çatýþmalarý izale edip, uzlaþma zemini izhar eder cesur bir atýlýmdýr. Ýkisi de gerçek affetmenin insanýn gücünün dýþýnda olduðunu ve ancak Allah yardým ve inayetiyle mümkün olabileceðini kabul eder.”
“Ýnsanlýk bu iki büyük etik alimine kulak verirse daha güzel bir geleceðe sahip olur..”
Cizvit bir rahipten Katolik bir nur talebesi olur mu?
(CÝZVÝT NEDÝR? 1500 yýlýnýn baþlarýnda Avrupa'da kurulun "Cizvit" bir misyoner teþkilâtýdýr. Hýristiyanlýðý yaymak için dünyanýn her yerine misyoner papazlar gönderir. Bu görevlendirilen papazlara da "Cizvit papazlarý" denilir. Cizvit, Hýristiyanlýðýn en hýzlý misyoner teþkilatýdýr.)
Aksiyon Dergisi’nden Mustafa Aydýn, ’Kur’an’ý Anlamada Çaðdaþ Bir Yaklaþým: Risale–i Nur Örneði’ konulu uluslararasý sempozyuma katýlan ve aslen bir misyoner olan Thomas Michel ile yaptýðý görüþmeyi sunarken Michel’den "Bir Katolik Nur Talebesi" olarak söz ediyordu.
Aksiyon, Michel hakkýnda þu bilgileri veriyor: "Halen Roma’daki Papalýk Dinlerarasý Diyalog Ýçin Cizvit Sekreteryasýnýn Genel Sekreteri ve Asyalý Piskoposlar Konferansý Federasyonunun Ekümenik Sekreteri" olan "Thomas Michel Türkiye’yi ve Türkiye’deki Ýslamî cemaatleri yakýndan takip ediyor. Risale-i Nur ve Said Nursi ile ilgili tespitleri oldukça ilginç. Zaten tebliðin Türkçe’ye tercüme edilen metni okunurken izleyiciler tarafýndan sýk sýk alkýþlandý. Michel, tebliðinde, kendisini Risale-i Nurlar konusunda bir uzman deðil bir "talebe" olarak
gördüðüne dikkat çekiyordu: "Þu günlerde Kur’an’a dair kendi anlayýþýmý, büyük düþünür Bediüzzaman’ýn yaklaþýmý ve yorumlama tarzý üzerine derinleþtirmeyi özlemle bekliyorum".
1998 Said Nursî Sempozyumu’nda sunduðu tebliðinde bu baðlamda kendisini diplomatik bir üslupla "öðrenici" diye tanýtmaktadýr. Ama buradan Michel’in bir Risale-i Nur talebesi olduðu sonucunu çýkarmak için ya oldukça "saf" ya da iyi bir "demagog" olmak gerekmez mi?
Profesyonel bir Cizvit rahibinin davranýþlarýný elbette Pavlus’un öðretisi çerçevesinde deðerlendirmek gerekir. Çünkü Pavlus, Mevcut Hýristiyanlýkta peygamber (!?) sayýlýr. Misyonerliðin mucidi olan Pavlus’a göre Hýristiyanlaþtýrama için Yahudi’ye Yahudi, putpereste putperest görünmek gerekir. Misyoner için bundan çýkan sonuç da, Müslüman’a Müslüman gözükmek olacaktýr.
ZAMAN GAZETESÝ 'NDEKÝ DEÐÝÞÝM (Kaynak: Yeni Mesaj Gazetesi, 17 Mayýs 2000)
Fethullah Gülen ve çevresi, 1995 yýlýndan itibaren "Diyalog ve Hoþgörü" adý altýnda yürütülen yeni bir sürece dahil olmuþlardýr. Bu süreçle birlikte Fethullah Gülen'in ve çevresinin konuþmalarýnda ve yaptýklarýnda esaslý bir dönüþüm olmuþtur. Bu dönüþümü Zaman Gazetesi'nin manþetlerinde görmek mümkündür.
Ayný kaynakta Dinler Arasý Diyalog'un vazgeçilmezi Prof. Dr. Niyazi Öktem ile yapýlan bir görüþme var. (Allah aþkýna þu adamý bir araþtýrýn da, diyalogun neye hizmet ettiðini görün! Belki zihniniz açýlýr, uyanýrsýnýz. Ýslâm adýna hiçbir hassasiyeti ve dahi bilgisi olmayan bu adam, kimi, neyi temsil ediyor din toplantýsýnda? Bir Ýmran Öktem vardý. Yargýtay baþkaný idi. 1969'da mevta oldu. Temsil ettiði kuruluþun 100. kuruluþ yýldönümünde "Allah'ý insanlar yarattý." diye zýrvalamýþtý. Bu söz küfrüne delil teþkil ettiði için de, namazý kýlýnmamýþ ve cenazesi ortada kalmýþtý. Bu Öktem, o Öktem'in nesi acaba? Hani, onun mirasýna konmuþ gibi de...)
Ýþte bu adama gazeteci soruyor: "Dinlerarasý Diyalog'un, Papa 6. Paul - Kasým Gülek dostluðundan, Papa 2. Paul - Fethullah Gülen iþbirliðine uzanmasý; Gülek'in, Gülen için Pentagon'a referans vermesi, hepsinin iliþkisinin ortak paydasý olarak Dinlerarasý Diyalog'un gözükmesi, tesadüf mü?"
Þu kaçamak cevaba bakýn: "Insanlarýn kafasýnda komplo teorisi olursa, öküzün altýnda buzaðý ararlar. "Dinlerarasý Diyalog", dünya barýþýna katký saðlayacak çok önemli bir süreçtir. Ayrýca herkes herkesle dost olabilir." (Gülek-Gülen iliþkisini biliyorduk da, Gülen-ABD iliþkisinin olmadýðýný anlayabildik mi, bu cevaptan?)
GAZETEDE DEÐÝÞÝM ÖNCESÝ :
"Papa yine sahnede... (Zaman, 22 Nisan 1990).
"Vatikan ve Ýngiltere Tarsus'u ABD Patrikhane'yi Merkez yapmak istiyor". (Zaman, 17 Haziran 1990).
"Patrikhane entrika peþinde ... Ýstanbul'a gelen Yunan milletvekilleri hezeyan kustu: "Patrikhane Ýstanbul'da mahpusmuþ". (Zaman, 18 Haziran 1991).
"Hýristiyan teþkilatlarýnýn Müslümanlara yönelik çalýþmalarý endiþe ile takýp ediliyor. Ýslam Dünyasý'nda Hýristiyanlýk ataðý". (Zaman, 31 Ekim 1991).
"...Bizans Hayali: "Bir yýl önce kararlaþtýrýlan ve adým adým hayata geçirilen bu plana göre;
l- Ortodoks dinine mensup Sýrp milletinin devleti olan Sýrbistan kurulacak.
2- Hýristiyan halklarýn tarihlerinin, törenlerinin tanýnmalarý için yoðun faaliyetler yapýlacak.
3- Son olarak güçlü bir Ortodoks-Hýristiyan ittifaký ile baþkentin Ýstanbul olacaðý... Büyük Bizans Ýmparatorluðu kurulacak". (Zaman, Ekim 1991).
"PKK Hýristiyan iþbirliði..." (Zaman, 25 Þubat 1992).
"Maddi vaatlerle diyalog kurduklarý çocuklarýn beyinlerini yýkamaya çalýþýyorlar".
"Ýþte misyonerlerin merkezi". (Zaman, 24 Temmuz 1992).
"Kiliseden sinsi tuzak; îslamî deðerlere saygýlý görünerek Müslümanlara Hýristiyanlýðý anlatacaklar..." (Zaman, 9 Haziran 1993).
"Patriðin cihan rüyasý: Gazetemizin sempozyumu izlemesine yasak getiren Fener Rum Ortodoks Patriði Bartholomeos; "Rum Fener Patrikhanesi ekümeniktir dedi" (Zaman, 25 Eylül 1995).
"Çift baþlý kartal bulunan Bizans bayraklarý ile süslenen Patmos Adasý'ndaki kutlamalarda, Patrik Bartholomeos, Sýrp Ortodokslarý temsilcisi Eirineos'a plaket verdi". (Zaman, 27 Eylül 1995).
"Patrikhane Lozan'ý zorluyor. Bartholomeos ve beraberindeki 13 patrik Türnepa Yön. Kur. Baþkaný Rahmi Koç"un verdiði yemeðe katýldý". (Zaman, 22 Eylül 1995).
DEÐÝÞÝM SONRASI :
"Vatikan'dan sýcak mesaj... (Zaman/17 Nisan 1996).
"Patrik Bartholomoes ve F. Gülen Hocaefendi toplumsal barýþýn önemini vurgulayan konuþmalar yaptýlar". (Zaman, Ekim 1996).
"Medeniyetler arasý diyalog için ilk adým; Fener Rum Patriði Bartholomoes konuþmasýnýn ardýndan, F. Gülen'e bir hediye takdim etti". (Zaman, 2 Ekim 1996).
"Vatikan'da uzlaþma zirvesi". (Zaman, 9 Þubat 1998).
"F. Gülen Hocaefendi, Ýslam ve Hýristiyan dünyasýný temsilen "Dinlerarasý Diyalog" çerçevesinde Papa 2. Jean Paul ile yarým saat görüþtü". Bartholomoes: "Bol ürün bekliyoruz". (Zaman, 10 Þubat 1998).
"Yunanistan'dan gelen 45 delegenin iþtirak ettiði toplantýya Fener Rum Ortodoks Patriði Bartholomoes de katýldý.
Patrikten hoþgörü mesajý". (Zaman, 19 Þubat 1998).
"Ehl-i Kitap iftarda. Ýftara Rum Ortodoks Patriði Bartholomoes'un yaný sýra, Ermeni Ortodoks Patriði Mutafyan, Ýstanbul Musevi Hahambaþýsý David Aseo... katýldý." (Zaman, 24 Aralýk 1998).
"F. Gülen'in baþlattýðý diyalog çalýþmalarý sürüyor. Gülen önceki gün Ýstanbul'da Yahudi Örgütleri Baþkanlarý Konferans Heyetini kabul etti". (Zaman 10 Mart 1998).
"F. Gülen ile Papa görüþmesi önemli bir olaydýr". (Zaman, 12 Nisan 1998).
"Zaman'a özel açýklamalarda bulunan Protestan Kiliseleri Birliði Ýslam Dünyasý ile Ýliþkiler Baþkaný..." (Zaman, 30 Kasým 1998).
"Harran'da Semavi Dinleri bir araya getirecek Ýlahiyat Okulu açýlmasýnýn, hoþgörü ve uzlaþmaya katký saðlayacaðý vurgulandý". (Zaman, 15 Þubat 1998).
Tam Sýrasý: “Düþman boðazýma sarýlýnca, onun köpeði de bacaðýmý ýsýrýr”
Misyonerlik Neden Serbest Olmalýdýr? Ahmet Hakan Coþkun, Sabah, 7 Haziran 2004
BÝR: Müslüman'ýn Ýslam'ý anlatma özgürlüðü varsa, Hýristiyan'ýn da inandýðý dini anlatma özgürlüðü olmalýdýr.. Bir insanýn inandýðý dini anlatmasý, en temel insan haklarýndan biridir. ÝKÝ: Misyonerlerin Batý sömürgeciliðinin "ön keþif kolu" gibi çalýþtýklarý saptamasý tabii ki anlamlýdýr. Ama geçmiþte misyonerler sömürgecilerin ön keþif kolu gibi çalýþtýlar diye bugün Türkiye'de misyoner faaliyetlerini yasaklamaya kalkýþmak söz konusu olamaz.
ÜÇ: Misyonerlerin dinlerini anlatmak yerine insanlarýn yoksulluðundan ve çaresizliðinden yararlandýklarýný iddia ederek "haksýz rekabet"ten söz etmek anlamlý deðildir. Eðer bir insan, durumu ne olursa olsun, para ve iþ vaadi karþýlýðýnda Ýslam'ý býrakýp Hýristiyan olacaksa, "býrakýn olsun" demek en doðrusudur.
DÖRT: "Türkiye'de son bir yýl içinde yüzlerce kilise açýldý" ya da "Sakarya'da üç bin depremzede Hýristiyan oldu" gibi hiçbir veriye dayanmayan, gerçekliði çok kuþkulu tespitler sadece Hýristiyanlýðý gündemde tutmaya yarar..
BEÞ: Eðer, "Ýyi ama Müslümanlýðýn önünde birçok engel var, biz çocuklarýmýza dinimizi öðretemiyoruz, halbuki misyonerler çok rahat faaliyet gösteriyor" diyorsanýz ve böyle bir izleniminiz varsa, "Madem bize serbest deðil, o halde Hýristiyanlara da yasak olsun" diyemezsiniz.. Söylenmesi gereken þey çok basit: Biz de özgürce dinimizi yaþayalým ve anlatalým, onlar da yaþasýn ve anlatsýn!
ALTI: Misyonerlikle ilgili abartýlý yorumlar, kendilerini "Ulusalcý cephe"den geldiðini görüyoruz. Türkiye'deki Müslümanlýða karþý alabildiðine denetleyici ve yasaklayýcý olanlar, Hýristiyanlýk propagandasýna karþý kampanya yürütüyorlar. Demek istiyorlar ki "Biz Müslümanlýktan vazgeçmeyiz ama bizim istediðimiz "kontrollü Müslümanlýktýr. Hýristiyanlýðýn bu topraklarda geliþmesini de istemeyiz, çünkü böyle bir olay üniter yapýmýzý bozar."
YEDÝ: Misyonerlik faaliyetleriyle millî güvenlik arasýnda bað kurmak, insan haklarýna aykýrý bir yaklaþýmdýr. Bir kiþinin dinini anlatmasý ve bu yolla karþýsýndakini ikna etmesi insan hakkýdýr. Ulusal güvenlik, üniter yapý gibi gerekçelerle bu hak kýsýtlanamaz.
SEKÝZ: Ýslam dini gücünü teolojisinden alýyor. Hem tasavvufi yönü, hem de akýlcýlýðý Batý insanýný müthiþ etkiliyor. Misyonerlik faaliyetlerinin yasaklanmasýný talep etmek yerine, Ýslam dininin bu teolojik gücünü ortaya koyacak çalýþmalar yapmak gerekir.
Kim, neye hizmet ediyor; yerini bilsin! Haçlýlarýn Kafasýndaki Türkiye (Aslan Bulut - Yeniçað Gazetesi)
FATÝH, Ýstanbul’u niçin dünyanýn merkezi olarak görüyordu? Turgut Özal’dan Tayyip Erdoðan’a kadar Türkiye’yi yönetenlerin Ýstanbul senaryolarý. Hain tezgahlar...
Mimarlýðýný Bernard Lewis’in yaptýðý “Ýstanbul baþkentli Ortadoðu Birleþik Devletleri Federasyonu” fikri, ilk defa Turgut Özal tarafýndan “Federasyonu tartýþalým” diye belli belirsiz bir þekilde ortaya atýlmýþsa da, ilk olarak Talabani tarafýndan seslendirilmiþti.
Talabani, 1996 yýlýnda, “Hayalim Ýstanbul’un baþkent olduðu Ortadoðu Birleþik Devletleri’dir” diyordu. ABD’nin askeri ve ekonomik, AB’nin ise siyasi baskýyla, Türkiye üzerinde federasyon planlarý uygulamaya çalýþtýðý artýk belgeleriyle ispatlanmýþtýr. AB çevrelerinin tavsiyesine göre kurulmasý düþünülen federe devletlerin adlarý þöyledir: Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pontus, Ermeniya, Antakya, Mezopotamya!
Bu isimler neyi ifade ediyor? Yugoslavya'yý altýya bölmüþtü; böldüðünü de tekrar bölerek, koskoca memleketi parça parça etmiþti. Bizi on altýya ayýrmýþlar ve o bölgelerdeki kültürel pýrojelere kýredi veriyorlar. Batý'nýn ajaný durumuna gelmiþ TV'ler, gazeteler, okur yazarlar, para babalarý, "din baronlarý" da, onlara uþaklýkta yarýþa girmiþ durumdalar.
Peki nedir bu isimler? Nereden çýktý bunlar? Türk milleti ile bir alâkasý var mý? Ne yapmak istiyor bu Haçlýlar? Bizi "diyalog masallarý" ile oyalarken, on binlerce misyoner halkýmýzýn hatýrýný sormak için mi yurdumuzda cirit atýyor? Madem dinsizlere karþý iþ birliði idi bu "diyalog", ne arýyor Anadolu'da bunca densiz? Böyle çok mu bizim dinsizimiz? Kaçýný dine getirdiler þimdiye kadar? Sonra hangi dine dâvet ediliyor insanýmýz? Ýbrahim dinine mi acaba? En çok dinsiz Avrupa'da mý, bizde mi ki, aðýrlýk Türkiye'mize verilmiþ? Uzar gider bu sorular...
"Anadolu Hýristiyanlýðýn ana vatanýdýr." diye, bizim televizyonlarýmýzda konuþulur oldu. Hýristiyanlýk ayinlerini, kilise müziklerini göstermek için hiç bir fýrsat kaçýrýlmýyor, hatta icat ediliyor. Bizden önce Anadolu'da yaþayan topluluklar hakkýnda efsaneler icat ediliyor ve sanki biz onlarýn torunlarý imiþiz gibi, üzerimizde onlarýn izleri aranýyor. Bu bahis de uzar gider.
Dönelim þu 16 federe devlet meselesine: Nerden çýkmýþ bu isimler? Bir fikriniz var mý? Ne yapmak istiyor bu dostlarýnýz? Hani, þu Vatikan'da, Abant'da, Amerika'da, Kameron'da Harran'da Mardin'de kulaðýnýza bir þeyler çalýnmýþ olabilir, diye düþünüyoruz da... Bir þey duyarsanýz haberimiz olsun; bu isimlerin bizimle bir alâkasýný kuramadýk da... Diyalogculuðun da bir yerine koyamadýk bunu... Yoksa siz, diyalog yerine monolog mu yapýyorsunuz?
Bizimkisi biraz fazla zorlama oldu galiba... Hocalarýnýn, baþ papaz karþýsýnda - neyin karþýlýðý olduðu hâlâ meçhul - ezim büzüm olmasýndan rencide olmayan ruhlarýn, bunlarý kavramasý mümkün mü?
"DÝNLER ARASI DÝYALOG” hakkýnda daha geniþ bilgi almak için site adresleri
:www.bayzan.net
http://www.diyalogmasali.com
http://www.hakikat.com
http://www.ilahibirlik.8m.com
http://www.kutsalkitaplar.net
http://www.yenimasaj.com.tr
Sahanýn üç uzmaný:
Prof. Dr. Aytunç Altýndal
Prof. Dr. Mehmet Çelik
Prof Dr. Yümni Sezen (Diyalog Ýhaneti isimli eser mutlaka okunmalýgöz kırpma
BÝTÝRÝRKEN
Þunu peþinen bildirelim: Fethullah Gülen ve cemaatini, içlerindeki Ýslâm düþmanlýðý için hedef tahtasý gibi kullanan, destekli þarlatanlarý tel'in etmek boynumuzun borcudur. Onlarýn "tehlike" diye gösterdikleri hususlar kendileri için tehlikedir; millet için deðil... O zihniyetin karþý olduðu her hususta, biz bu cenahtayýz. Samimi kanaatimiz budur.
Bizim "KAYGIMIZ YURTTUR". Bu böyle biline!.. Geçmiþte bu cemaat için, "Yesevî Ruhu bunlarda mý canlanýyor?" "Asým'ýn Nesli bunlar mý?" diye düþündüðümüz çok olmuþtur. Þimdi, gördüðümüz baðnazlýklar ve hamlýklar karþýsýnda o düþüncelerden utanýyoruz.
Dostane ikazlar yahut "Uyan ey gafilim gafletten uyan!"
Kem âletle kemalat olmaz: Olgunlaþýyor musunuz, þartlanýyor musunuz? Peygamber sevginiz mi, Ebu Cehil düþmanlýðýnýz mý fazla? Konuþmalarýnýzýn aðýrlýk merkezi Ýslâm mý, cemaat mý? Her hâlinizden þahýs ve cemaat taassubu fýþkýrdýðýnýn farkýnda mýsýnýz? Bulunduðunuz yeri arayarak mý buldunuz, yoksa baþkalarýna kýzdýðýnýz için mi oraya düþüp kaldýnýz? Bir gün, verme gücünüz kalmazsa dostlarýnýz(!) size nasýl davranýr acaba? Terazinizi bozmadýlarsa, bunlarý bir tartýn!
Kargadan baþka kuþ tanýmamak: Bir insan, günlük hayatýnda bir yerlerle içli dýþlý olabilir. Baþka yerde bulamadýðý huzuru onlar arasýnda bulabilir. Bu sosyal bir ihtiyaçtýr. Ancak bu, her þeyin en güzelinin orada olduðu mânâsýna gelmez.
Türkiye sevdasý ile Ýtalya limanlarýndan gemiye binersiniz; kaptan sizi Yunan kýyýlarýnda indirirse, anlarsýnýz ki, yanlýþ gemiye binmiþsiniz.
Bir atalar sözü: "Altýndan kendini sakýn! Zehiri teneke kupa içinde vermezler."
Size göre, þahsî menfaat mý, cemaat menfaati mý, millî menfaat mý önceliklidir? Burada geçen menfaati, sadece maddî menfaat olarak düþünmeyin; nefsimizin hazlarý da buna dahildir.
Niyet ne olursa olsun, Haçlýlarla içli dýþlý olmak bize kaybettirir. 16. asýrda deðiliz. Onlarýn faaliyetleri devlet destekli, bizim arkamýzda devletimiz yok. Kale düþmanýn eline geçerse, burca kendi bayraklarýný asarlar. Bunun beceriksizlik, gaflet veya ihanetle vukuu bulmuþ olmasý durumu deðiþtirmez.
Okullarda tedrisat dilinin Ýngilizce olmasý, Ýngilizlerin, "dilimize hizmet ediyorlar" diyerek "üstün hizmet madalyasý" vermesi ve kýraliçe adýna törene katýlan Lord Rotherham'ýn, " 50'den fazla ülkede, 200'den fazla müessese" diyerek "Gülen Okullarý"na sahip çýkmasý kafanýzda soru iþareti býrakmýyor mu? Dil Türkçe olsa da, Ýngilizce en iyi þekilde öðretilse nasýl olur? (Bu okullarýn, kimler tarafýndan ne maksatla açtýrýldýðý herkesin mâlûmu olmakla beraber, düþünmede kolaylýk olsun, kafalara bir ünlemcik yerleþsin diye söylüyoruz.)
Papa'ya yazýlan mektubun üslubundan gururunuz incinmiyor mu? ("Gurur þeytan iþi, Müslüman'da gurur mu olur?" dendiðini duyar gibiyim.)
Þimdilik bu kadar. Diyeceði olan varsa, göndersin yayýmlayalým. "... Kervan yürür..." deneceðini tahmin ediyorum; alýnan talimat böyledir. Yalnýz, kervaný yürütürsünüz de, ne taþýnýyor acaba o kervan da, içine bakabiliyor musunuz?
http://www.diyalogmasali.com adresinden indirilebilecek 3 CD'lik bir "belgesel" var. Adý: Hýristiyanlýðýn Týruva Atý... Hele içinde bir el öpme sahnesi var ki, bakarken insanýn tüyleri diken diken oluyor. Bir de, AKSÝYON - HAFTALIK HABER DERGÝSÝ adresinde
bulabileceðiniz, bu belgesele cevap (!) mahiyetinde, afsunlanan müridler "dudak büküp geçsinler ve uykularýna devam etsinler" diye kaleme alýnan yazý var. Okuduktan sonra sormadan edemiyorsunuz: "Bununla þimdi siz, o ithamlarý çürütmüþ mü oldunuz?"
Size tavsiyem: "Senaryonun tamamýný görmeden oyunda rol almayýn!"


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Muhtazaf tarafından, 31.03.2008 - 00:50 tarihinde.
Gönderen: 31.03.2008 - 00:46
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Berraksu1 su an offline Berraksu1  
DİNLER ARASI DİYALOG VE BİR MÜSLÜMAN’IN HIRİSTİYAN OLUŞU
226 Mesaj -
Muhtazaf kardeþim bu çok anlamlý ve çok önemli yazýn için teþekkürler, Allah razý olsun.

Haçlýnýn Ýslam Dünyasý üzerinde oynadýðý çirkef oyunlarýn bir yüzü bu.Diðeride BOP. Bir bütünün ayný amaca hizmet eden iki parçasý.Oyunun ismide böylece üç safha Ilýmlý islam, dinler arasý diyalog, BOP. Hepsi devrede fýrsatý bulan kavram merhale katediyor.

Fakat Ýslam dünyasý hala derin bir gaflet uykusu içinde. Bunun bedellerinide çok aðýr ödüyor ve böyle giderse silkinip uyanacaðý zamana kadarda ödeyecek.

Gönderen: 31.03.2008 - 11:02
Bu Mesaji Bildir   Berraksu1 üyenin diger mesajlarini ara Berraksu1 üyenin Profiline bak Berraksu1 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Asimin Nesli su an offline Asimin Nesli  
RE: DİNLER ARASI DİYALOG VE BİR MÜSLÜMAN’IN HIRİSTİYAN OLUŞU
78 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Berraksu1

Muhtazaf kardeþim bu çok anlamlý ve çok önemli yazýn için teþekkürler, Allah razý olsun.

Haçlýnýn Ýslam Dünyasý üzerinde oynadýðý çirkef oyunlarýn bir yüzü bu.Diðeride BOP. Bir bütünün ayný amaca hizmet eden iki parçasý.Oyunun ismide böylece üç safha Ilýmlý islam, dinler arasý diyalog, BOP. Hepsi devrede fýrsatý bulan kavram merhale katediyor.

Fakat Ýslam dünyasý hala derin bir gaflet uykusu içinde. Bunun bedellerinide çok aðýr ödüyor ve böyle giderse silkinip uyanacaðý zamana kadarda ödeyecek.



siz uyanmýþsýnýz ya islam dünyasý için yetmez mi?
haydi uyandýrýn bizleri..
size sadece gülüyorum..

Uyan ey millet..
bu bir emirdir..

böylesi þizofren arkadaþlara bayýlýyorum..
Gönderen: 31.03.2008 - 16:30
Bu Mesaji Bildir   Asimin Nesli üyenin diger mesajlarini ara Asimin Nesli üyenin Profiline bak Asimin Nesli üyeye özel mesaj gönder Asimin Nesli üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
farandag su an offline farandag  
dınler arası degıl ınsanlar arası dıyolog......
251 Mesaj -
ne kuranda ne peyganber hayatýnda ne fatýhýn ondan once ve sonraký osmanlýda býzler hangý ýnanca sahýp olursa olsun toplumlara hos goru ýe bakmýsýzdýr,kbýrakýn kýsýlerý koskoca ulkelerý ýdare eden ve yuzyýllarca hukum suren býr ýmparatorluk býzým kokenýmýzde ýnsana saygý vardýr ýnsana hos goru vardýr býzler dýnýne gore degýl ýnsanlýgýna gore deger verýrýz.

mahallenýzde ýsyerýnýzde yasam-dýgýnýz yada yasamak zorunda oldugunuz yabancýlar hatta kendý akrabanýzdan ve hatta oz kardes atanýzdan ALLAH ýnancý eksýk olan yada kabul etmedýgýný soyleyen ýnsanlarý oracýkta olduruyormusunuz,yaný asýl olan ýnsanlar arasýnda dýyologu saglamlastýrmak sen herseyde oldugu gýbý dýnýne sýký sarýl guzelce yasa kýmse sený dondurmez eger eger gercekten ALLAH ýcýn ýnanýp yaptýgýn ýbadetý onun ýcýn yapýyorsan.......

B.O.P. sýzýn bundan ne anladýgýnýzý býlmýyorum.yada beným kafamda ký bop baska,

eger hukumet ve dýger ulkelerýn bop planý kalkýnmýs kendýne yeten,yer altý kaynaklarý ýtýbarý ýle dunyanýn ýhtýyaclarý hakkýyla karsýlabýlecek alt yapýsýyla ýnsanlarýn maddý manevý hzuru ve rahatýný saglaya býlecegý"huzurlu komsunuzun sýze zararýmý karýmý olur zararý olmasa býle bu býle kar degýlmýdýr? ".

hedefýn bu olmasý lazým ama hedefý sasýrttýklarýna ýnanýrsanýz buna ýtýraz etmelýsýnýz nerde yanlýsvar onu dýllendýrmelýsýnýz...

hýc býrýnýz orda yasamýyorsunuz o psýkolojýyý býlmenýz cok zor bekara karý bosama meselesý gýbý su rahat ulkede býle azýcýk zorlanýnca peký abý dýyosunuz ýsýnýzden olmamak rahatýnýzýn kacmamasý ýcýn,burda býr yoksula býr dýlencýye býr fakýre burun burkuyorsunuzmýlyonda býr kezde acýyýp elýne uc kurus verýyorsunuz azýcýk ýmanýnýz olmasaký fýtrelerýnýzý vermeyecek tammamen ac býrakacaksýnýz ya býrde ardakýlerý dusunun.ALLAH rýzasý ýcýn..

ALLAH C.C. EGER ISTESEYDI HERKESI MUSLUMAN HATTA DORT DORTLUK MUSLUMAN YAPARDI O KUDRET ELINDE,,OYLE DEGILMI PEKI BIR DUSUNUN RABBIM IMTAHANI BIZLERE BOYLE ONGORMUS NEDEN,VE BIZLER BU IMTIHANDA SU ANDA NE DURUMDAYIZ

SELAM VE DUA ILE
Gönderen: 01.04.2008 - 08:27
Bu Mesaji Bildir   farandag üyenin diger mesajlarini ara farandag üyenin Profiline bak farandag üyeye özel mesaj gönder farandag üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Berraksu1 su an offline Berraksu1  
RE: RE: DİNLER ARASI DİYALOG VE BİR MÜSLÜMAN’IN HIRİSTİYAN OLUŞU
226 Mesaj -
Asimin Nesli hakaretede baþladýn, daha doðrusu dozajýný gittikçe arttýrmaya baþladýn.Sanýrým site yönetimi yaptýklarýný izliyordur. Ýslam ve ahlak anlayýþýný ben bir daha söylemeyeceðim.

Demekki Irakta birbuçuk milyon insanýn BOP uðruna öldürülmesini yermek þizofren. Demekki büyük þeytanýn filistinde insanlarý yerleri yurtlarýndan etmelerini yermek þizofren. Demek Afganistanýn düþürüldüðü bataklýk ve ordaki sefaleti anlatmak þizofren. Demek BOP uðruna yakýnda Ýranla bizim çatýþtýrýlma gibi bir faciaya karþý uyarmak þizofren.

Asimin Nesli burada büyük bir yanlýþ yokmu senin durumunda. Senin tamamen tersin çýkmýþ olmasýn. Bunu þizofrenle falanda anlatmak mümkün deðil.Sen haçlýdan yanamýsýn müslümandan yanamý. Haçlý ve Ýsrail yüzünden ölen insanlarýn senin gözünde deðeri durumu nedir ?

Benim söylediklerimi bu halde bile kabullenmemeni normal sayabilirim fakat üstüne üstlük bu tersin çýkmýþ halinle berbat hakaretler yaðdýrma halin ne ile izah edilebilir ?



Alıntı
Orijýnalý Asimin Nesli

Alıntı
Orijýnalý Berraksu1

Muhtazaf kardeþim bu çok anlamlý ve çok önemli yazýn için teþekkürler, Allah razý olsun.

Haçlýnýn Ýslam Dünyasý üzerinde oynadýðý çirkef oyunlarýn bir yüzü bu.Diðeride BOP. Bir bütünün ayný amaca hizmet eden iki parçasý.Oyunun ismide böylece üç safha Ilýmlý islam, dinler arasý diyalog, BOP. Hepsi devrede fýrsatý bulan kavram merhale katediyor.

Fakat Ýslam dünyasý hala derin bir gaflet uykusu içinde. Bunun bedellerinide çok aðýr ödüyor ve böyle giderse silkinip uyanacaðý zamana kadarda ödeyecek.



siz uyanmýþsýnýz ya islam dünyasý için yetmez mi?
haydi uyandýrýn bizleri..
size sadece gülüyorum..

Uyan ey millet..
bu bir emirdir..

böylesi þizofren arkadaþlara bayýlýyorum..


Gönderen: 01.04.2008 - 12:23
Bu Mesaji Bildir   Berraksu1 üyenin diger mesajlarini ara Berraksu1 üyenin Profiline bak Berraksu1 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Berraksu1 su an offline Berraksu1  
BOP, ILIMLI İSLAM, DİNLER ARASI DİYALOG NE DEMEKTİR, KİMLERE HANGİ MAKSATLARA HİZMET ETMEKTEDİR ???
226 Mesaj -
Daha önce ABD nin hayali olan haritasýnýda verdiðim BOP nedir, dinler arasý diyalog nedir, ýlýmlý islam nedir konusunu, çeþitli anlatým linkleriylede vermek istiyorum. Sanýrým Haçlý ve siyonist sömürgecilerin iðrenç maksatlarý bu sefer daha iyi anlaþýlacaktýr.

Ýslam dünyasý üzerinde Haçlý ve Siyonist zalimlerinin akýl almaz sömürü ve parçalama oyunlarýna karþý bu coðrafyanýn insanlarý uyanmadýkça ve onlarýn iþbirlikçilerini tanýmadýkça Allah'ýn kahýrlý gazablarla imtihanlarýnýn devamý kaçýnýlmazdýr.



http://www.ilkadimdergisi.com/218/kapak-ramazanozey.htm

http://www.benimblog.com/eensar/

http://www.turkmusun.net/devam.php?id=253

http://www.internetajans.com/default.asp?nid=33134

http://www.netpano.com/haber/821/%C4%B0%C5%9Fte/hayallerindeki/Ortado%C4%9Fu/haritas%C4%B1

http://www.video.tportal.pl/video/nhWTsZG73Lk

http://www.youtube.com/watch?v=TX2QUCVAL3c&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=S86bu5oqw0o&feature=related


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Berraksu1 tarafından, 01.04.2008 - 13:14 tarihinde.
Gönderen: 01.04.2008 - 12:57
Bu Mesaji Bildir   Berraksu1 üyenin diger mesajlarini ara Berraksu1 üyenin Profiline bak Berraksu1 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Slm
Kardesler Herkezin bizim gibi düsünmesi gerekmez cünkü gözleri var görmezler dilleri var söylemezler kulaklari var duymazlar Rabbim Ümmetin kalb gözünü acsin yoksa nefisler ön planda oldugu birbirimizi sevemedigimiz sevmeyi ögrenemedigiz müddetce Rabbimde bize gercekleri göstermez cünkü her dedigimiz dilden asagi yani kalbimizle onaylamadiktan sonra birbirimizle ugrasirken adamlar mali götürüyor yani düsman kendi nefsimiz vesselam.
Gönderen: 03.04.2008 - 19:54
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1541 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
yahsi (41), ümitvar (46), RavzayaHasret (29), Rabia_88 (36), muvahhid_ (44), gurbeeet (54), ahmet_demirbas (41), sakura (44), fatih2109 (43), dolunay17 (36), son__kervan (40), msongel2001 (47), ysoeguet (44), [MaFy]EinsteiN (34), pharox (41), ABDÜLBAK&Yacute.. (44), mcbulan (44), Tokatli (33), mctal (34), omerabdullah (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.79984 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.