YÝRMÝNCÝ asýrda Marksist ideoloji dünyanýn çeþitli coðrafyalarýnda çok çeþitli þekilde hayata uygulanmýþtýr. Sovyet uygulamasý ile Çin’deki Mao uygulamasý farklý idi. Tito uygulamasý ile Enver Hoca uygulamasý arasýnda uçurumlar vardý. Teori ve sistem bir olsa da, uygulama farklý, çeþitli, hattâ bazen birbirine zýt olabiliyordu.
Ýslâm dünyasýnda da çeþitli zamanlarda ve çeþitli coðrafyalardaki Ýslâmî uygulama büyük farklýlýklar göstermiþtir. Fatýmî uygulamasý ile Osmanlý uygulamasý birbirine benzemez.
Bence, Asr-ý Saadet’ten sonra Kitab ve Sünnet’e en fazla yaklaþabilmiþ Ýslâmî uygulama Osmanlý sistemidir. Söylemeye hacet yok ki, bu baþarý devletin kuruluþ ve yükseliþ yýllarýnda sergilenmiþtir.
Bugünkü fetret, fitne ve fesat, þaþkýnlýk ve beyinsizlik devrinde Ýslâm ile Müslümanlar arasýnda çok büyük bir seviye farký görülmektedir. Ýslâm çok yüksektedir. Müslümanlar onun çok altýnda kalmýþtýr.
Þöyle bir örnek verebilirim: Ortada çok ulvî, çok harika, çok yüksek bir beste var. Bunu hakkýyla icra edebilmek, seslendirebilmek için o ayarda bir orkestra gerekir. Beethoven’in nefis bir sonatýný, köy düðünlerinde müzik yapan zurnalý, davullu, klarnetli bir çalgý heyeti icra edebilir mi?
Müslümanlar son iki yüzyýl boyunca, hem kendi hatâlarý, isyanlarý, günahlarý, cehaletleri yüzünden, hem de birtakým tarihî ârýzalar sebebiyle bilgi/kültür, ahlâk/aksiyon ve estetik/sanat sahalarýnda geri kalmýþlardýr. Yirminci asrýn ikinci yarýsýnda bu geriliði telâfi edecek imkânlar ve fýrsatlar zuhur etti, lâkin bunlarý deðerlendiremediler.
Ýslâmî bocalama Türkiye’de çok ibretli bir þekilde görülmektedir. Altmýþ yýla yaklaþan bir zaman dilimi içinde ne kadar yanlýþ iþler yapýldý.
Ýþin baþý bilgiydi, kültürdü, eðitimdi, vasýflý insan yetiþtirmekti. Müslümanlar ise, plansýz programsýz birtakým maceralarýn peþinde koþtular.
Kýrk yýlda kýrk bin yeni cami binasý yapýldý. Beton, mermer, kubbe, minare, þerefe, halý... Peki, bu camilerde vazife görecek güçlü hizmetkârlar yetiþtirebilindi mi?
Elli yýl boyunca en zeki çocuklarýmýzý doktor, mühendis yetiþtirdik. Halbuki bütün aðýrlýðýmýzý eðitime, sosyal kültüre, iletiþime vermemiz gerekirdi.
Taksim meydanýna dikemediðimiz cami projesi bizim durumumuzu açýklamaya yeter. Nasýl bir projeydi o? Alt katta otopark, ortada yedek parça çarþýsý, en üstte cami... Minarelerin çok yüksek olmasý, proje mimarýna aðýr baskýlar yapýlarak istenmiþti. Taksim camii böyle mi olmalýydý? Oraya öyle bir proje hazýrlanmalýydý ki, yapýlabilseydi Hindistan’daki Taç Mahal’den daha güzel, daha ihtiþamlý bir yapý olsun.
Müslümanlarýn hiçbir zaman Ýslâm’a lâyýk ve çaðýn icaplarýný gözönünde tutan mükemmel bir plan ve programlarý olmamýþtýr.
Pakistan’a bakýnýz: Ýsmi Ýslâm Cumhuriyeti... Anayasasýnda þu meâlde bir madde var: Meclis, Þeriat’a aykýrý kanun yapamaz. Yaparsa ibtal edilir... Ve bu ülkede Ýslâmcý partiler serbest ve hür seçimleri kazanamýyor... Mevdudî’nin Cemaat-i Ýslâmî’si hiçbir seçimi kazanamamýþtýr.
Kabahat elbette Ýslâm’da deðil, Müslümanlardadýr.
Defalarca yazmýþýmdýr. Bir Bengal kaplaný, bin tekir kediden güçlü ve üstündür.
Müslümanlar bu çaðýn Gazalî’lerini, Selahaddin’lerini, Þâmil’lerini, Emîr Abdulkadîr’lerini, Geylânî’lerini yetiþtiremediler.
Plansýzlýk, programsýzlýk, çaresizlik, çözümsüzlük devam ediyor.
Ýslâm’ý Kur’ân’ý, Sünneti, Þeriat ilkelerini, Tasavvuf inceliklerini, Fütüvvet gücünü anlamýþ ve idrak etmiþ (algýlamýþ

olsaydýk bu duruma düþmezdik.
Müslümanlar on yýllardan beri yanlýþ yollarda ilerliyor. Kýlavuzu Cemaleddin Afganî (Esebadabdî

olanlar elbette bir bataklýða saplanýp kalacaklardý.
Bir ilk Müslümanlara, bir de kendimize bakalým. Ýlk Müslümanlar miladî sekizinci yüzyýlda doðuda Çin hudutlarýna, Batý’da Atlas Okyanusu’na dayanmýþlardý. Bir iddiaya göre Amerika kýt’asýný bile onlar keþfetmiþti.
O parlak Endülüs medeniyeti nerede biz neredeyiz...
16’ncý asýrdaki Osmanlý barýþýna bakýnýz, bir de bugünkü paramparça, balkanlaþmýþ Ýslâm dünyasýna.
Ýlimde kültürde geri kalmýþýz... Fenler, teknik, hayata hakim olma sahasýnda da... Geçmiþ asýrlardaki o güzel ve harika mimarlýk eserlerini artýk üretemiyoruz.
Bir buçuk milyar Müslümanýn, 15 milyon Yahudi kadar aðýrlýðý ve gücü yok.
Son yarým asýrda Müslümanlarýn ellerine geçen petrodolarlarla neler yapýlamazdý ki. Bu paralarýn büyük kýsmý heba oldu gitti.
Las Vegas’a benzetilen Mekke-i Mükerreme’ye bakýnýz, halimizi anlarsýnýz.
Müslümanlarýn ilk yapmasý gereken iþ, iki þeyi yakalamaktýr:
* Birincisi Ýslâm’ý bilmek, anlamak ve yakalamak,
* Ýkincisi: Çaðý, moderniteyi yakalamak.
Ve en kýsa zamanda:
* Bilgi ve kültür boyutunda baþta olmak,
* Ahlâk, fazilet ve aksiyonda baþta olmak,
* Sanat, güzellik ve estetikte baþta olmak...
Onlarca irili ufaklý devlet, prenslik, emirlik...
Onbinlerce cemaat, tarikat, hizib, fýrka, klik...
Akýl almaz entrikalar, küçüklükler, iç çekiþmeler...
Bitmez tükenmez sen ben kavgalarý...
Paraya, maddeye, zenginliðe, lükse baðýmlýlýk...
Her sahada küçüklük...
Müslümanlar bu halleriyle nasýl kurtulacak; zilletten izzete, esaretten hürriyete geçecek?
Bizi bu hale Masonlar, Siyonistler, dinsizler, münafýklar getirdi... Bunlar ne ucuz bahanelerdir. Bizi bu hale onlar deðil, biz getirdik.
Kendimizi ýslah etmeden, kendimizi mânevî bakýmdan yükseltmeden, güçlü ve vasýflý Müslümanlar olmadan bizim için selâmet yoktur.
(Son iki asýrda elbette doðru yolda olan, vazifelerini hakkýyla yapan Müslüman þahýs ve gruplar olmuþtur ama azýnlýkta kalmýþlardýr. Yukarýdaki yazým okunurken onlarý tenzih ettiðim, onlara büyük saygý beslediðim bilinsin...
mehmet þevki eygi
YÝRMÝNCÝ asýrda Marksist ideoloji dünyanýn çeþitli coðrafyalarýnda çok çeþitli þekilde hayata uygulanmýþtýr. Sovyet uygulamasý ile Çin’deki Mao uygulamasý farklý idi. Tito uygulamasý ile Enver Hoca uygulamasý arasýnda uçurumlar vardý. Teori ve sistem bir olsa da, uygulama farklý, çeþitli, hattâ bazen birbirine zýt olabiliyordu.