0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Müslümanlar arası Diyalog

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Müslümanlar arası Diyalog
1686 Mesaj -
Öncelikle diyalogun zemini nasýl olmalýdýr?


Öncelikle þunu söyleyeyim, Müslümanlarýn birlikteliði sadece akli deðil ayný zamanda þer’i bir zarurettir. “ Ýnnem-el muminune ihvetun” bir ayettir. Buradan hareketle Müslümanlar sadece kardeþ olabilirler diyebiliriz. Dolayýsýyla kardeþ olmanýn dýþýnda herhangi bir durum vahyin dýþladýðý bir durumdur. Bir þer’i delil olarak, tüm vahiy ve Allah resulünün fiili sünneti Müslümanlarýn kardeþliðinin asla ihmal edilemez öncelik olduðunu göstermeye yetmektedir. Akli olarak da Müslümanlarýn birlikteliði müsellem bir hakikattir. Çünkü birliðin olmadýðý yerde dirlik olmuyor. “Müslümanlarýn dirliði neden yok?” diye bir sual tevcih edilirse çünkü birliði yok, birliði olmayanýn dirliði olmaz. Aslýnda Müslümanlar þu anda birliklerini kaybettikleri için dirliðini, huzurunu, saadetini daha doðrusu yer altý yer üstü kaynaklarýný, maddi manevi deðerlerini kaybetmiþ durumdalar. Bakýn, dünyada kaybolmuþ Müslüman nesiller nerede varsa orada birlik kuramadýklarýndan kayboluyorlar. Onun için Müslümanlarýn mabedine Cami deniliyor. Birliði temsilen birliðin mekanýna Cami, Müslümanlarý toplayan ibadete Cuma, Müslümanlarýn topluluðuna da cemaat deniliyor. Yani Cuma’nýn farz olmasý demek aslýnda cemaatin farz olmasý demektir. Dolayýsýyla birlik farzdýr. Fýkhen, Kur’an’dan yola çýkarak konuþmak gerekirse; birliðin farz olduðunu söyleyebiliriz. Neden? Çünkü Cuma farzdýr. Bu kadar açýk ve nettir. Bu birliðin zemini ne olmalýdýr? Bir kere Müslümanlar arasýnda bir birlik oluþacaksa birliðin zemini yerellik, bölgesel deðerler olamaz, kavmi deðerler olamadýðý gibi geleneksel Ýslami kültür de olamaz. Çünkü geleneksel Ýslami kültür dediðimiz þey yerel deðerlerden yola çýkarak sonradan “oluþmuþ” þeylerdir. O zaman ne olacak? Yorumlar olamaz, farklý çizgiler olamaz. Yorumlardan herhangi birini diðerine üstün tutmamýz için bir nedenimiz yoktur. Bunlar asabiyete girer. Bu saydýðým þeyleri birlik için temel ittihaz etmek asabiyettir. “Men da’a ila asabiyetin feleyse minna” ‘kim asabiyete çaðýrýyorsa o bizden deðildir’. Asabiyete götüren bizden deðildir, neden? Çünkü, parçalar. Parçalayan bizden deðildir aslýnda. Bütünü parçalayan, cemaati parçalayan bizden deðildir. Cemaatten bahsederken Ýslam cemaatini, büyük aileyi, Kur’an’ýn söylediði anlamda kast ediyorum. Toparlayacak olursak, zemin ne olmalýdýr sorusuna Ýslam’ýn sabiteleri olmalýdýr cevabýný verebiliriz. Yani temelde vahyin kendisi olmalýdýr. Müslüman’ýn tasavvurunu, þahsiyetini, aklýný ve hayatýný inþa eden bir numaralý kaynak olan vahiy olmalýdýr. Eðer bizler vahiy etrafýnda da birleþemezsek hiçbir þey etrafýnda birleþemeyiz. Zaten vahyi merkez olarak kabul etmeyene Müslüman denmez. Resulullah vefat ettiðine göre þu anda hayatýn içinde yaþayan þey nedir? Resulullah’tan geriye bize kalan ve yaþamaya devam eden vahyin kendisidir. Bu manada sünnet de aslýnda vahiydir. Dolayýsýyla vahiy etrafýnda birleþemezsek hiçbir þey etrafýnda birleþemeyiz. Onun için Müslümanlarý birliðe çaðýran herkesin öncelikle vahye çaðýrmasý gerekiyor. Kur’an sadece bir tane olduðundan vahyin ayrýlýk getireceðinden bahsetmek mümkün deðildir. Mezhebe çaðýrsanýz birden fazla, mektebe çaðýrsanýz birden fazla, yoruma çaðýrsanýz birden fazla, tarikata çaðýrsanýz birden fazla, hatta bilgi sistemlerine çaðýrsanýz birden fazla; irfan bilgi sistemi, beyan bilgi sistemi, burhan bilgi sistemi bunlar da farklý farklý. Hocaya da, alime de çaðýrsanýz bir sürü alim, hoca var. Bütün bunlara çaðýrdýðýmýzda aslýnda bütünleþtirmiþ olmayýz. O zaman neye çaðýrýrsak bir oluruz, “Bir”e çaðýrýrsak bir oluruz. Vahye çaðýrmak Allah’a çaðýrmaktýr. Onun için Kur’an açýkça söylüyor: “Ve men ehsenu kavlen mimmen da’a ilallahi ve amile salihen ve kale inneli minel muslimin” ‘Allah’a davet edenden Salih amel iþleyenden, yani bu davetini davranýþlarla pekiþtirenden ve ben kayýtsýz þartsýz Müslüman oldum diyenden daha güzel sözlü kim olabilir’. Bu ayet adeta þiarýmýz olmalýdýr. Aslýnda, kime çaðýrmamýz gerektiðini bize söylüyor. Allah’a çaðýrmak; Allah’a çaðýrmak vahye çaðýrmaktýr. Onun için vahye çaðrý hem Allah’a çaðrý hem peygambere ve sünnetine çaðrý, hem peygamberlerin yoluna çaðrý, hem hakikate çaðrý, hem de insanýn özüne, selim akla ve fýtrata çaðrýdýr. Dolayýsýyla, birliðin teorik zemini vahiy olmalýdýr. Peki, pratik zemini ne olmalýdýr? Pratik zemin ise sünnetü’l ameliye dediðimiz Allah resulünün hayata dönüþtürdüðü vahiy olmalýdýr. Vahyin yaþanmýþ hayat olarak bize býraktýðý o sünnetü’l ameliye olmalýdýr. Allah resulünün miras býraktýðý hayat Hz. Aiþe’nin onun ahlaký Kur’an’dý dediði ahlak olmalýdýr. Kur’an’ýn övdüðü ve muhteþem dediði “inneke ala hulukul azim” dediði o muhteþem ahlak olmalýdýr. O zaman birliðin iki kaynaðý vardýr. Birinci kaynaðý Kur’an ki bu temel kaynaktýr. Ýkincisi ise Kur’an’ýn üzerine inþa edilen, yükselen, pratikte yaþayan sünnettir. Aslýnda bu iki kaynak deðil tek kaynaktan neþet eden fiil ve davranýþtýr. Nasýl ki insan davranýþlarý insan aklýndan neþet ediyorsa insanda akýl olmalýdýr Kur’an, vahiy ki bu vahiyden neþet eden davranýþ olsun. Dolayýsýyla bu temelde birleþemezsek hiçbir temelde birleþemeyiz. Çünkü þu anda büyük Ýslam ailesinin en temel kaynaðý vahiydir.

Müslümanlarýn fiili olarak içinde bulunduðu hal, deðiþik mezhepler, tarikatlar ve cemaatler, bunlarýn birbirleriyle uzlaþmalarý için fiili olarak hangi ilkelere ihtiyaç duyulmaktadýr?

Deðillemeler, ispatlar ve nef’iler bu ilkeler arasýnda olmalýdýr. Bu yüzden isbatlý ve nef’ili konuþmak durumundayým.

1- Birbirleri arasýndaki konuþma önceliðini ihtilaflý meselelere kesinlikle vermemeleri lazým. Bir araya gelince ihtilaflý meseleleri deðil ittifaklarý konuþmalarý gerekmektedir. Bu çok mühim olduðu gibi ayný zamanda ahlakidir de.

2- Müslümanlar buluþtuklarýnda Müslümanlarýn bu konudaki þaþmaz, mutlaka olmasý gereken ilkeleri, birbirleriyle paylaþým içinde olmalarý gerektiðinin taktik veya stratejik bir mevzu deðil konsept olduðudur. Bunun paradigmadan kaynaklanan bir zorunluluk olduðuna inanmalarý lazým gelmektedir. Bugün Müslümanlar bunun taktik bir mevzu olduðunu düþünüyor. Taktik mevzu ortam ve þartlara göre deðiþebilir. Ama paradigma deðiþmez. Müslümanlarýn birbirleriyle yüreklerini, sevgilerini, dostluklarýný paylaþmalarý taktik bir mevzu deðildir. Taktik mevzu Müslüman’ýn kafir ile paylaþýmýdýr. Müslüman’ýn kafir ile iliþki biçimi bugün Müslüman’ýn Müslüman’la iliþki biçimine dönüþüyor. Müslüman’ýn paylaþmasý gereken deðerlerini paylaþma ahlaký taktik ve de stratejik bir konu olamaz. Taktiðe de stratejiye de feda edilemez. Konseptir, yani olmazsa olmazýmýzdýr.

3- Müslümanlar birbirlerinin bir tek týrnaðýný feda etmeme konusunda yeminli olmalýdýr. Yani dostlarýyla dalaþanlar düþmanlarýyla savaþamaz. Düþmanlarýyla savaþanlarsa dostlarýyla dalaþamazlar. Bu bir ilkedir. Dünya alem birleþse Müslüman Müslüman’ýn bir tek týrnaðýný vermemelidir. Bu da aslýnda dördüncü ilkeyi getiriyor.

4- Kardeþlikte taassup sahibi olmalýyýz. Tek taassubumuz kardeþlik olmalýdýr. Nedir kardeþlikte taassup? O benim kardeþim ve bunu Allah yazdý. Bunu söyledikten sonra beþinci ilke de ortaya çýkýyor.

5- Müslümanlar birbirlerinin hatalarýna dürbünün büyüten tarafýyla deðil küçülten tarafýyla bakmalýdýr. Yani, iman Aðrý Daðý ise hata çakýl taþý olmalýdýr. Hiçbir çakýl taþý Aðrý Daðý’ndan büyük olamadýðý gibi hiçbir hata da imandan büyük olamaz. Bu ilke olmalýdýr. Dolayýsýyla da hiçbir hata için de Müslüman feda edilemez.

6- Dahasý, ki bu da çok önemli, yine deðilleme ilkesinden yola çýkacaðým, birliði temin için gelenekten gelen bazý deðerlerin yok olmasýný istememeli, beklememeli ve ummamalýdýr. Mezhebinizi yok sayýn gibi bir taleple birliðe gelinmemelidir. Böyle bir istek olmayacak, gerçekleþmeyecek bir þeydir. Bunu yaptýðýnýzda daha baþtan rezerv koymuþ olursunuz. Siz siz olarak geleceksiniz biz de biz olarak geleceðiz. Siz kendi usulünüzü tatbik edin, ancak bu bizim birliðimize mani olmasýn. Bunun için de gerçekçi olmak gerekmektedir. Siz siz olmaktan çýkýp biz olun demek ne diyalog ne de birlikteliktir. Bu birleþmekten öte ilhak etme arzusudur. Ýlhak bir tür iþgaldir. Bu doðru deðil ve diyaloga geçmek için böyle bir baþlangýç yapýlamaz. Bundan dolayýdýr ki tali bir takým unsurlarý Ýslami birleþmenin önünde engel olarak görmemek lazýmdýr. Diðer yandan geleneksel, tarihi, mezhep, meþrep, mektep gibi bir takým unsurlarý da birleþme adýna ilhak edemezsiniz. Bu ilkeler etrafýnda birliðin gerçekleþebileceðini düþünüyorum.

Allah birliðimizi ve dirliðimizi korusun…..

(Özgün Ýrade Dergisi)
AKEV Mustafa Islamoglu
Gönderen: 04.01.2008 - 15:12
Bu Mesaji Bildir   KaLBeNuR üyenin diger mesajlarini ara KaLBeNuR üyenin Profiline bak KaLBeNuR üyeye özel mesaj gönder KaLBeNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1276 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61648 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.