0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Telefonda Ayet Melodisine 'Kesin' Fetva!

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Telefonda Ayet Melodisine 'Kesin' Fetva!
Moderator


4254 Mesaj -
Telefonda Ayet Melodisine 'Kesin' Fetva! 17/11/2007
Dünya Ýslam Birliði örgütüne baðlý “Ýslam Fýkhý Akademisi” Kur’an Kerim ayetlerini cep telefonlarýn melodisi olarak kullanmanýn caiz olmadýðý yönünde fetva çýkardý.
Fýkhý Akademisi tarafýndan çýkarýlan fetvanýn gerekçesi olarak “Kur’an Kerim ayetlerini istediði þekilde kesip alarak küçük düþürme, ihmal etme” gibi olaylara neden olabileceðini kaydetti. Bu fetva, Mekke Þerif’te çaðýrýlan 19.kurultayýnýn sonuç bildirgesinde þöyle yer aldý: “Çünkü, Kur’an ayetleri cep telefonlarýna yüklenmesi durumunda onun Kur’an Kerim'e uygun olmayan yerlerde tilavet kýlýnabilir...”
Ama, Kur’an Kerim’in dinlemek amacýyla cep telefonlarýna yüklemesiyle ilgili sonuç bildirisinde þöyle denildi: “Kur’an Kerimin bu amaç ile cep telefonlara yüklenmesinde bir sakýnca yoktur. Zira O, Kur’an kerimi daðýtma, dinleme ve meali hakkýnda düþünmek için yardýmlaþmaktýr ki bununla sevap kazýnýlýr.”
'KESÝN HARAM'
Mýsýr Arap Cumhuriyeti Müftüsü Prof. Dr. Ali CUM’A da Kur’an Kerim ayetlerinin melodi yerinde kullanmak amacýyla cep telefonlarýna yüklenmesinin haram olduðunu savunarak þöyle dedi: “Böyle yapýlmasý aslýnda Allah C.C tarafýndan zikir, ibadet için indirilen yüce kitap Kur’an Kerim'in mukaddesliðini küçük düþürmektir. Kur’an Kerim ibadet için indirilmiþtir ki, o ayetlerinin yerini küçültecek ve þer’i çizgisinden dýþarý çýkartacak her hangi bir iþ için kullanmak amacýyla indirilmemiþtir.”
Mýsýr El- Ezher Üniversitesinin eski vekili ve Ýslam Fýkhý Kademesi üyesi Þeyh Mehmud Aþur da bu fetvayý destekleyerek Ali CUM’A in fikirlerini tekrarladý.



Merve Kavakçý Eli Silahlý Bir Kadýn mýydý? 17/11/2007
Hasip Kaplan’ýn "laiklik vurgusu" üzerinden dile getirdiklerini hep birlikte okuduk. DTP’yi güneydoðuda tesis edilecek laiklik için bir kriter olarak vurguladý.
Yýllar önce Tansu Çiller’in RP-Fazilet çizgisi için partisinin varlýðýný bir tür emniyet sübabý olarak lanse etmesi gibi… Çöküþe geçen her partinin can simidi gibidir bu son þantaj… Ama daha önce de denendi ve tutmadý. DYP, tarihe göçtü. Nitekim DTP’nin güneydoðuda kaybettiði potansiyel oy gücü de hesaba katýlýnca, Hasip Kaplan’ýn politik endiþesini daha iyi anlýyor insan… Son þantaj!
Halktan kopuk olarak dayatýlan modernleþme-uluslaþma doktrinleri, ömrünü tamamlýyor artýk. DTP’nin bu baðlamdaki þanssýzlýðý ise iki kere, hem kutsala ve moral deðerlere savaþ açmýþ son söylemi ile hem de baþtan beri vazgeçemediði baðnaz ýrkçý tutumuyla, ülke idaresine aday bir parti kimliðini yitirmiþ durumda. Dikkat ediniz bir dernek veya vakýftan, gazete ve ya dergiden deðil, ülke yönetimine talip bir parti olmaktan bahsediyorsak, hepimize söyleyeceði bir teklifi olmalýdýr o partinin. DTP’nin "Kürt olmayana" söyleyeceði bir þey var mý? Silah, tehdit, korku dýþýnda bir þey? Umuda, geleceðe, adalete, refaha, çocuklarýmýza dair ne iþittik DTP’den? Tabut, tabut, tabut, o kadar…
Tamam! Kimseyi kocasýnýn kimliði üzerinden suçlamayalým, adam daðda eli silahlý bir kaçkýnsa, bu yüzden eþini suçlamayalým. Suçlamayalým da kadýn olan eþ, ülke yönetimine talipse yani milletinvekili olmak noktasýnda tüm ülke halkýný temsil yetkisine sahipse, artýk yeni sorumluluklarý da var demektir. Yani bir yazar, düþünür, sanatçý, aktivist deðil bahsettiðimiz kadýn, artýk milletin vekili… Güvenilen kiþi. Öte yandan paradoksal bir þekilde, vekili-sözcüsü-temsilcisi olduðu millete, silah çeken bir adamýn eþi… Trajik, dramatik. Kimsenin eþi üzerinden töhmet altýna alýnmasýný istemem. Ama, kendisinin de daðda çekilmiþ fotoðraflarý, reddetmediði bir geçmiþi var.
Kimsenin geçmiþini de reddetmesini teklif edemem.
Ama insanýn silah çektiði milletin temsilcisi olmaya devam etmesi, basbayaðý kafa karýþtýrýcý bir durum, basbayaðý ikiyüzlü bir kandýrmaca… Hem beynine sýkarým hem de vekilin olurum saçmalýðý… DTP, insanlarý kendisinden uzaklaþtýrmaya devam ediyor. Uzaklaþtýrmanýn boyutu, ürkmekten korkmaktan baþlýyor, nefrete kadar uzanýyor. Peki aklý baþýnda bir siyasi parti topluma sunduðu bu "korku spektrumu" ile daha ne kadar yürüyebileceðini düþünüyor? Oylarýný arttýrmak, vizyon ve misyon sunumu, halkla iliþkiler, iktidara gelmek ve ülkeyi yönetmek derdinde deðil demek ki… Ýnsanlarýn beynine mermi dayayarak mý iktidara geleceðini düþünüyor? Bizi kapatýrsanýz, güneydoðu Kur'an kurslarý ile dolar diyerek mi? Laikliðin teminatýyýz, asker de bizim gibi düþünüyor diyerek mi varlýðýný devam ettirecek?
DTP’nin o çok meraklý olduðu þarjörleri kendi beynine sýkmasý gibi bir þey Hasip Kaplan’ýn hezeyanlarý…
Baþta her kesim için yeni bir toplumsal-siyasal barýþ dili olacaðýndan umut edilen DTP, çok kýsa zamanda ilkel bir kan davasýnýn içinde boðuldu gitti. Yazýk çok yazýk…
Merve Kavakçý’ya, baþý örtülü olduðu için meclis kürsüsünü kapatýp, "Dýþarý! Dýþarý!" müsameresini oynayanlar nerede acaba? "Bu kadýna haddini bildirin" emri üzerinden nasýl da hýzýmýzý alamamýþ, Merve Kavakçý’yý önce meclisten, ardýndan vatandaþlýktan atmýþtýk… Oysa Merve, Kandil daðýnda eli silahlý bir kadýn deðildi. Konuþtuðu dili, asla ve asla silahlý mücadeleyle de baðdaþtýrmýyordu DTP’li milletvekileri gibi… Veya Türkiye’yi eyaletlere bölecek bir federasyon talebi de yoktu siyasi söyleminde (Altan Tan’ýn Gerçek Hayat Dergisi’nde yer alan demokratik özerklik teorisi)… Hayýr, hayýr bunlarýn hiç biri yoktu Merve’de… Ama o hep "birinci tehlike"ydi. Merve Kavakçý’ya "topyekun savaþ" ilan eden silahlý-silahsýz kuvvetler, þimdi neredeler?
Merve’ye yaptýnýz, onlara da yapýn demiyorum.
Merve Kavakçý, kimsenin beynine mermi dayamamýþtý onu diyorum…
Daðlýca’da yaþadýðýmýz hezimet ve ardýndan, dedikodular üzerinden devam eden güvensizlik sisini açmak hepimizin görevi… Sekiz eri tutuklayarak kapatýlacak bir mesele deðil bu... Silahlý kuvvetlerin resmi beyanatýnda "personel" tabiri ile geçen her rütbeden muvazzaf kiþi bu sorumluluðu yerine getirmelidir.
Bu bizi niçin ilgilendiriyor? Neticede askerlikten anlamayan bir kadýn yazarýz.
Ýlgilendirir. Ve ilgilendirecek!
Zira bizim çocuklarýmýz gidiyor cepheye.
Bu arada laf ürküp korkmaktan açýlmýþken, Hasip Kaplan ve onun gibiler, elbette ki asil Kürt halkýnýn temsilcisi olamaz. Ýslâm toplumlarý Selahaddin Eyyubi gibi bir Kudüs Adil’ini yetiþtirmiþ, Said Nursi gibi muhteþem bir alimi, tüm aleme hediye etmiþ, bu aziz topluma her zaman medyunu þükrandýr.
Benim topum, tüfeðim, idam kýtalarým yok…
Hamdolsun, beni Kürt kardeþlerimle yürek yüreðe baðlayan kulhuvallahu ahad’lerim var. Kur’an-ý Kerim, Kürtlerle Türklerin söz yüzüðüdür, ahdidir, nikahýdýr, sancaðýdýr. Buna hiçbir bomba, kurþun ve býçak iþlemez…
Ýslâm kardeþliði kan grubu, genetik þifre, tapu kadastro, pasaport ve hudut kapýsý tanýmaz. Çünkü bu Allah’ýn emridir.
Sibel Eraslan / Vakit




Ýsrailliler Baþbakan Erdoðan'ý Böyle Övdü
17/11/2007
Ýsrail’de yayýnlanan Haaretz Gazetesi’nde çýkan, Yossi Sarid imzalý makalede, Baþbakan Tayyip Erdoðan için þöyle dendi: "Yoksul doðan, gençliðinde ekmek satan, 5 vakit namaz kýlan Erdoðan, ülkesini modern bir devlete dönüþtürdü. O olmasaydý, Türkiye kavgacý Ýran, Ortaçað’ý yaþayan Suudi Arabistan ya da sallantýdaki Pakistan’dan farksýz olurdu."
ÝSRAÝL’de yayýnlanan Haaretz gazetesi, Cumhurbaþkaný Þimon Peres’in ziyareti ýþýðýnda yaptýðý Türkiye deðerlendirmesinde, Baþbakan Tayyip Erdoðan’ý bol bol överken, Ankara’yý, sözde Ermeni ’soykýrýmý’ konusunda ortaya koyduðu tavýrdan ötürü de eleþtirildi. Haaretz gazetesinde Yossi Sarid imzasýyla yayýnlanan makalede, resmi bir ziyaret için geldiði Ankara’da saygýda kusur edilmeyen Cumhurbaþkaný Peres’in de ev sahiplerine övgü yaðdýrdýðý hatýrlatýlarak, "Övgü ve iltifatýn her kelimesini hak ettiler" denildi.
EN ÝYÝ LÝDER Baþbakan Erdoðan’ý, "En iyi dünya lideri kimdir diye sorulsa, hiç tereddütsüz Adalet ve Kalkýnma Partisi lideri Baþbakan Tayyip Erdoðan’ý seçerdik" ifadesi kullanýlan yazýda, þu görüþler öne sürüldü: "Erdoðan’ýn partisi, Ýslami kökenlidir. Bu gerçek, gerici ve terör yuvasý olduklarý yolunda þüphelerin doðmasýna neden oldu. Ama öyle deðil. Erdoðan’ýn yönetiminde Türkiye, Dünya pazarýndaki fýrýnda piþmek üzere, ekmek hamuru gibi kabarýyor. Yoksul bir semtte doðan ve gençliðinde ekmek satarak geçinen, günde beþ vakit namaz kýlan Erdoðan, ülkesini modern bir devlete dönüþtürdü. O olmasaydý, ülkesi, kavgacý Ýran, ortaçaðý yaþayan Suudi Arabistan ya da sallantýdaki Pakistan’dan (Medreselerin kumpasýyla, olaðanüstü hal arasýnda sýkýþtýgöz kırpma farksýz olurdu. Erdoðan’ýn Türkiyesi, deðiþik türdeki bir devlet destekli Ýslam modelinin yaþayan örneðidir. Dünya, Türk modeli sayesinde, Ýslam ile demokrasinin birlikte yaþayabileceðini öðrendi."
AVRUPA’YA ÇAÐRI Makalede Türkiye-Avrupa iliþkilerine de deðinildi. ’Hedonist (hazcýgöz kırpma’ olarak nitelenen Batý’nýn Türkiye’den hálá korktuðunun belirtildiði makalede, "Avrupa’nýn avlusunda 70 milyon Türk var. Türkiye’yi kucaklayacaðýna, hýzla kaçýyor. Bunun ego, önyargý ve yabancý korkusu yüzünden olmadýðýný kanýtlayacaðýna, Türkiye’nin sunduðu mantýklý alternatifi elinin tersiyle itiyor" diye yazýldý. Makalede, Türkiye’de demokrasinin mükemmel olmadýðý, insan haklarý ihlallerinin görüldüðü belirtilen, Romanya ve Bulgaristan örnek gösterilerek, "Bu iki ülke de birçok açýdan iyi olmamasýna karþýn, AB’ye kabûl edildi. Kulübe, sadece iyi stoktan gelenler kabul ediliyor. Kapýdaki yalvarýp yakarmalar, seçicileri ikna etmiyor. Avrupa böyle davranarak, kökten dinciliðin ve cihadýn tek alternatifini yok ediyor" ifadeleri kullanýldý.
TANIYIN YETER Kuzey Irak ve PKK sorununa da deðinilen, bu konuda Baþbakan Erdoðan’ýn, ’kendine muhteþem þekilde hakim’ olduðunun belirtildiði yazýda, terör örgütünün neredeyse hergün askere ve sivil halka zayiat verdirdiði, Türk halkýnýn intikam çaðrýlarý yaptýðý hatýrlatýldý ve "Ama Ankara, soðukkanlý bir þekilde vereceði yanýtý hesaplýyor" denildi. Övgüyle devam eden yazý, sözde Ermeni ’soykýrýmý’ konusuna gelince, eleþtiriye dönüþüyor. Yazýda, þu ifadeler yer alýyor: "Ermeni katliamýna karþý Türkiye’nin tutumu, düþ kýrýklýðý yaratýyor. Erdoðan’ýn, soykýrýmda ülkesinin sorumluluðunu niçin reddettiði belli deðil. Zaten kimse yeni Türkiye’yi suçlamýyor. Kimse tazminat ödemesini istemiyor. Herkes, sadece Türkiye’nin tanýmasýný istiyor. Bu tür itiraflar tarih boyunca yapýlmýþtýr. Oðullar, babalarýnýn günahlarýný reddetme hakkýna sahiptir."

Gönderen: 17.11.2007 - 21:52
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1234 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.84783 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.