0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Müminin firasetinden korkun 1

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
Konu icon    Müminin firasetinden korkun 1
2687 Mesaj -
Tasavvurda zenginlik, düþüncede tutarlýlýk, varlýðýn perde arkasýna ýttýlâ ve basiretli davranma da diyebileceðimiz firâset; insanýn, kalbini kin, nefret, iðbirar, nifak ve ucup gibi.. mânevî hastalýklardan temizleyip, iman, mârifet, muhabbet ve aþk u þevkle bezemesi sayesinde Allah'ýn, onun içine attýðý öyle bir nûrdur ki, ona mazhar olan fert, feritleþir, duyuþ ve seziþleriyle derinleþir; hatta baþkalarýnýn gönüllerindeki sýrlara aþina olup, simalarýn arkasýndaki gerçekleri görebilir.. ve tabiî, eþyanýn perde arkasýna uyanabildiði ölçüde, “Hazreti Allâmü'l-Guyûb' un mücellâ bir mir'atý hâline de gelebilir..!

Bu mânâdaki firâsete iþaret sadedinde, gayb ve þehadetin fasih lisaný Rûh-u Seyyidi'l-Enâm: “Mü'minin firâseti karþýsýnda titreyin; zira o bakarken Allah'ýn nûruyla bakar.”[1] Buyurur. Firâsetin, iman nûruyla yakýndan alâkasýný gösterme bakýmýndan “Ey iman edenler, eðer Allah'a karþý hep takvâ dairesi içinde bulunursanýz, O size furkan (açýk-kapalý, hakký bâtýldan, doðruyu eðriden, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden temyiz ve tefrik edecek bir kabîliyet, bir ýþýk) verir.” (Enfâl, 8/29) meâlindeki âyeti de burada zikretmek uygun olur zannederim.

Firâset, ister yukarýdaki tarif ve izahlar çerçevesinde kalbin, Hazreti Allâmü'l-Guyûb'un ilim ve füyûzâtýna açýlmasý ve bu mazhariyete erenlerin, görüþ, düþünce, karar ve hükümlerinde isabet kaydetmeleri þeklindeki yorumu ile; ister, bilgi birikimi, tecrübe, mümarese, sezi enginliði ve karakter bilgilerini deðerlendirerek elde edilen neticeleriyle olsun, o tamamen bir mevhibe-i ilâhiyedir.. ve bu ilâhî mevhibeden en çok hissemend olanlar da, hiç þüphesiz –derecelerine göre– evliyâ, asfiyâ ve enbiyadýr. Bunlar arasýnda ufuk firâset ise, heykel-i akl-ý evvel Hazreti Seyyidü'-Enbiyadýr ki; Allah: “Keskin nazar firâset erbabý için elbette bunda ibretler vardýr.” (Hicr, 15/75) beyanýyla, umum basiret, his ve idrak insanlarýna iþaret buyurmasýna mukabil,

“Dileseydik onlarý sana (olduklarý gibi) gösteriverirdik de simalarýndan hepsini tanýr ve hepsini konuþma üsluplarýndan anlardýn.” (Muhammed, 47/30) ferman-ý samedânisiyle o zirveler zirvesi firâset insanýnýn açýk farkýna îmâda bulunmaktadýr...

Firâset, imandaki iç derinlik, yakîndeki enginlik ölçüsünde daha bir kuvvetli ve keskin hâl alýr. Hatta bazý hususî mazhariyetler sayesinde o, insan basîretinde Hak nazarýnýn ayný tecellîsi olarak zuhûr eder ki; firâset etrafýndaki müþahede ve söylenen sözler bunun çokça meydana geldiðini ve anlatýlanlarýn da mübalaða ve mücazefe olmadýðýný gösterir.

Ebû Saîdi'l-Harrâz: “Firâset ziyâsýyla temâþâ eden, Hak nazarýyla bakmýþ sayýlýr.” der.

Vâsýtî: “Firâset kalbte þimþek gibi çakýp, mukayyet bütün gayb âlemlerini aydýnlatan ve insanoðlunu, topyekün varlýðý, olduðu gibi görüp deðerlendirme seviyesine yükselten ledünnî bir þuâdýr.” tesbitinde bulunur.

Dârânî: “Firâset, nefsin derinliklerinin keþfi ve gaybýn ayân, pinhânýn da nihân olmasýdýr.” yorumuyla yaklaþýr konuya.

Þah-ý Kirmânî: “Ýnsan, haramlara karþý gözünü kapar, þehevânî duygulardan elini-eteðini çeker; iç dünyasýný murakabe ile, dýþ âlemini de Sünnet-i Seniyye'nin ihyasýyla onarýr ve her zaman helâl dairesinde kalabilirse, böyle biri firâsetinde asla yanýlmaz.” hatýrlatmasýný yapar.

Bunlarýn hemen hepsi de, iman sayesinde inkiþaf eden firâsetlerdir.. ve bunlarda yanýlma payý da oldukça azdýr. Gördüren O ve gören gözler de O'ndansa, niye yanýlsýnlar ki..!

Allah Rasûlü'nün, þahýslarý çok iyi tanýyýp, herkesi yerli yerinde istihdamýnda, Rabbinin O'na bu tür ihsaný söz konusu olduðu gibi, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin kerâmetvârî pek çok tesbit, teþhis ve takdirlerinde de ayný ikram-ý ilâhî bahis mevzuudur.. ve o hususlarla alâkalý firâsetleri ifade etmek için kocaman mücelletler ister.

Ayrýca, aklýn ve ruhun hikmet-i vücûduyla alâkalý ve bazý kimselerin ileride yapacaklarý iyiliklerden ötürü, avans nev'inden onlarýn mazhar olduklarý ve olacaklarý firâsetler de vardýr ki, bunlara, sebeplerinden evvel “Müsebbibü'l-Esbab”ýn hususî iltifatý nazarýyla bakýlabilir.

Þimdi Ýbn Mes'ûd'un beyaný içinde bunlardan örnek olarak bir kaçýný zikredelim:

1) Mýsýr Azizi ki, Hz. Yusuf için:

“Ona güzel bak ve hoþ tut; ümit edilir ki, bize faydasý dokunur veya evlat ediniriz.” (Yûsuf, 12/21) demiþti..

Þuayb'ýn (as) kýzý ki, Hz. Mûsâ hakkýnda:

“Babacýðým!, bunu iþçi olarak tut, zira senin çalýþtýracaðýn en en iyi adam, böyle kuvvetli ve güvenli biri olmalýdýr.” (Kasas, 28/26) tesbitinde bulunmuþtu.

3) Firavun'un zevcesi ki, Hz. Mûsâ'yý ýrmakta bulunca:

“Sana ve bana göz aydýnlýðý.. öldürmeyin; bize faydalý olacaðý ümit edilir. Ya da onu evlat ediniriz.” (Kasas, 28/9) firâsetini göstermiþti.

Bir de, riyâzet; açlýk, susuzluk, uykusuzluk ve çile çekmekle elde edilen firâset vardýr ki, böyle bir firâsetin bilhassa iman ve amel-i salihe iktiran etmeyenine istidraç nazarýyla da bakýlabilir. Bu kabîl sezi ve keþiflerde, mü'min-müþrik, Müslüman-Hristiyan, veli-rahip farketmez; heskes belli þeyler sezebilir.

Bundan baþka bazýlarý, þekil ve kýyafetten hüküm istinbatýný da firâset içinde mütalâa etmiþlerdir ki, böyle bir sezi, hangi mânâya gelirse gelsin, tasavvuftaki firâsetle alâkasýnýn olmadýðý bedîhîdir.

Efendimiz (Sallallâhu aleyhi vesellem) bir hadis-i þeriflerinde “Müminin firasetinden korkun zira o Allah’ýn nuru ile bakar” buyurmuþlardýr. Firâset sahibi bir mümin bakarken Allah’ýn nuruyla bakar ve Allah ona görülmeyecekleri de gösterir. Büyük bir firaset sahibi olan Ýmam-ý Malik Hazretleri elinden gelen bütün gayreti Ýmam-ý Þafii Hazretlerine birþeyler öðretebilmek için seferber etmiþti. Biz buradan da anlýyoruz ki, bu zâtlarýn tek amacý vardý o da Allah’ýn rýzasýný kazanmaktý



Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) mealen þöyle buyurmuþtur: “Kim sadece Allah rýzasý için kýrk gün sabah namazýný (cemaatle) kýlarsa kalbinden lisanýna hikmet pýnarlarý akmaya baþlar.” (Bu þekildeki rivayet için bakýnýz: Müsnedüþ- Þihab, 1/285)


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son NurBahcesi tarafından, 04.10.2007 - 16:56 tarihinde.
Gönderen: 04.10.2007 - 16:52
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1693 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.35474 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.