0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » PEYGAMBERİMİZİN ANNE BABA SEVGİSİ

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
PEYGAMBERİMİZİN ANNE BABA SEVGİSİ
569 Mesaj -
Dünyaya geldikten sonra öðrendiðimiz ilk kelimelerden biri anne ise diðeri babadýr. Çünkü bizi onlar dünyaya getirdi. Canlarýndan can, kanlarýndan kan, sevgilerinden sevgi kattýlar. Hayâtý onlarla tanýdýk, onlardan öðrendik, onlarýn sayesinde bugünlere geldik. Bizi onlar kadar içten, karþýlýksýz ve ücretsiz seven bir baþka insan yoktur. Onlarýn varlýðý, insana varlýk kattýðý gibi, yokluklarý da hiçbir zaman doldurulamaz ve yerleri hep boþ kalýr.

Peygamber Efendimiz henüz dünyaya gelmeden önce babasýný, dört yaþýnda bir çocukken de annesini kaybetmiþti. Hem yetim, hem de öksüz büyümüþtü. Yüce Allah onu annesiz babasýz býrakmýþtý, ama kendi özel himayesine ve terbiyesi altýna almýþtý. "Beni Rabbim yetiþtirdi ve eðitti diyordu.

Onun kadar annebabanýn hakkýný ve deðerini öðreten bir baþkasý yoktur. Kur'ân'ýn ifadesiyle insan üzerinde Allah ve Resulünden sonra en çok hakký olan annebaba olduðu gibi, en çok sayýlmasý ve sevilmesi gerekenler de onlardýr. Rabbimiz, Peygamberimize hitaben annebaba hakkýnýn önemini þöyle bildiriyor:

Rabbin þunu da emretti: Ondan baþkasýna ibadet etmeyin. Anne ve babaya da iyilikte bulunun. Onlardan

biri veya her ikisi senin yanýnda ihtiyarlýk çaðýna eriþecek olurlarsa onlara sakýn Öf! bile deme. Onlarý azarlama, onlara güzel söz söyle.
Onlara merhamet ve tevazu kanadýný ger ve de ki: 'Ey Rabbim, nasýl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, sen de onlara öylece merhamet buyur. (Ýsrâ Sûresi, 22-23.)

Anne-babanýn insan üzerindeki hakký bu þekilde açýkça belli olmakla beraber daha geniþ ve kapsamlý olarak Peygamberimizin ifadelerinde buluyoruz. Bu konudaki hadisleri birarada okuyunca meseleyi daha iyi kavramýþ olacaðýz.

Adamýn biri Peygamber Efendimize geldi, þöyle dedi: Allah'tan sevap ve manevî karþýlýk beklemek niyetiyle cihat etmek ve hicret etmek üzerine sizinle biat etmeye geldim.

Peygamber Efendimiz: Anne-babandan birisi sað mý? Her ikisi de saðdýr. Allah'tan sevap ister misin? Evet, yâ Resulallah.

Öyle ise anne-babanýn yanýna dön, onlara hizmet et.

Enes bin Mâlik anlatýyor:

Adamýn biri Peygamber Efendimize geldi ve þöyle dedi:

Ben cihada çýkmak istiyorum, fakat gücüm yetmiyor.

Anne babandan hayatta kalan var mý?" "Evet, annem vardýr.

Git annene hizmet et ve gönlünü al. Böyle yaparsan hem hac, hem umre, hem de cihat sevabýný kazanýrsýn.

Abdullah bin Amr rivayet ediyor: Peygamber Efendimize bir adam geldi ve sordu: Yâ Resulallah yurdumu terk ederek sizin emrinize girmeye geldim. Annemi-babamý da aðlayarak býraktým.

Peygamber Efendimiz þöyle buyurdu:

Öyle ise onlara dön, aðlattýðýn gibi onlarý güldür.

Abdullah bin Mes'ud anlatýyor: Peygamber Efendimize sordum: Allah katýnda en iyi amel nedir? Vaktinde kýlýnan namazdýr. Sonra hangisidir? Anne-babaya iyilik ve itaat etmektir. Sonra hangisi? Allah yolunda cihattýr.

Hiçbir þekilde anne-baba ayýrt edilmez, biri öbürüne tercih edilmez, birinin sevgisi diðerinin önüne geçmez. Çünkü iki gözümüzden hangisini ötekinden üstün tutarýz? Ancak Efendimizin hadislerine baktýðýmýzda anne hakkýnýn baba hakkýndan üç misli fazla olduðunu öðreniyoruz. Þöyle ki:

Ebû Hüreyre rivayet ediyor:

Peygamber Efendimize bir kiþi geldi ve sordu:

Yâ Resulallah, en çok kime iyilik ve ihsan etmeliyim?

Annene. Sonra kime? Annene. Sonra kime? Annene. Sonra kime? Sonra babana.

Bu hadisten hiçbir þekilde babayý üçüncü plâna atma anlamý çýkmamalý, ancak her zaman annenin öncelik taþýdýðý gerçeðini de gözardý edemeyiz. Çünkü bazen insan farkýnda olmadan annenin þefkatini ve karþýlýksýz sevgisini anlayamýyor, istismar edebiliyor. Ayrýca babaya nazaran anne kalbinin daha nazik ve ince olduðunu da unutmamalýdýr.

Yine çoðunlukla babanýn aðýrlýðý insaný mecburi saygýya yöneltiyor ve insan, ister istemez ondan çekiniyor, fakat anne öyle mi? Onu hep kendimize daha yakýn, daha sýcak ve daha samimi buluruz. Bazen olur, onun bu samimiyeti bizi saygýsýzlýða sürükleyebilir, ona sert davranma gibi bir yanlýþlýða düþebiliriz. Bunun için Peygamberimiz bizi uyarýyor, anne konusunda çok dikkat etmemizi tavsiye ediyor.

Ýnsan uzun süre annesiyle beraber kaldýðý için zaman zaman aradaki insanî iliþkilerde dikkatsizlik gösterme ihtimali de vardýr. Oysa insanýn, saygý gösterdiði insanlarýn haklarýna da riayet etmesi gerekiyor. Bu konudaki ölçüyü Peygamberimiz þöyle hatýrlatýyor:

Ata bin Yesar rivayet ediyor:

Peygamber Efendimize bir kiþi þöyle sordu:

Yâ Resulallah, annemin yanýna girmek için kendisinden müsaade isteyeyim mi?

Evet, izin al, öyle gir.

Fakat ayný evde oturuyoruz.

Olsun yine izin iste.

Ama yâ Resulallah hizmetini ben görüyorum.

Olsun yine izin almadan yanýna girme. Onu çýplak olarak görmek ister misin?

Asla yâ Resulallah.

O halde izin alarak gir.

Dünyada hakký ödenemeyen bir insan varsa o da annedir. Çünkü annenin çocuðu üzerinde o kadar deðiþik haklarý var ki, bunlarýn birisini ödemek bile mümkün deðildir. Bu konuda güzel bir örneði Hz. Büreyde'den öðreniyoruz.

Adamýn biri Peygamber Efendimize geldi, þöyle dedi:

Yâ Resulallah, ben annemi sýcak bir günde omuzuma alýp iki fersah yol yürüdüm. Hava o kadar sýcaktý ki, eðer bir et parçasý yere atýlsa hemen piþerdi. Acaba onun hakkýný ödemiþ oldum mu?

Peygamber Efendimiz þu cevabý verdi:

Senin bu hizmetin, onun bir doðum sancýsýný belki karþýlar.

Hemen hemen çoðumuzun bildiði bir hadis vardýr. Cennetin, analarýn ayaðý altýnda oluþudur. Bu husustaki hadisin metni þöyledir:

Bir adam Peygamberimize geldi ve;

Yâ Resulallah, savaþa gitmek istiyorum, size danýþmaya geldim dedi.

Peygamber Efendimiz sordu: "Annen hayâtta mý? Evet.

Ondan ayrýlma, çünkü Cennet onun ayaðýnýn altýndadýr.

Bu ifade bir mecazdýr. Yoksa hiçbir annenin ayaðýnýn altýnda Cennet olmaz ve bulunmaz. Burada anlaþýlmasý gereken mana þudur: Ýnsan annesine karþý çok mütevazý ve engingönüllü olmalý, onun kalbini kazanmalý, hatýrýný yýkmamak, ayaðýnýn altýndaki toprak gibi olmalýdýr. Çünkü toprak tevazuun bir sembolüdür. Mevlânâ Hazretleri, "Tevazuda toprak gibi ol" derken bu manayý bize hatýrlatýyor.

Annenin ardýndan iyilik, sevgi, saygý, itaat ve ilgilenme açýsýndan sýrayý baba alýr. Baba, hayâtý boyunca hiçbir karþýlýk beklemeden çocuðunu yetiþtirir, masrafa girer ve imkânlarýný sarf eder. Bu arada baba da çocuktan tek bir þey bekler: Saygý.

Bu meseleyi yine Peygamberimizden öðreniyoruz: Hazret-i Âiþe rivayet ediyor:

Bir gün Peygamber Efendimizin yanýna bir adam geldi. Beraberinde yaþlý birisi vardý. Peygamber Efendimiz adama,

Bu ihtiyar kim? diye sordu. Adam, Babamdýr dedi. Peygamber Efendimiz:

Öyle ise önüne geçme, o oturmadan sen oturma. Onu adýyla çaðýrma ve ona kimseyi küfrettirme."

Anne-baba insanýn hem dünyasýný, hem de âhiretini mutlu edecek veya alt üst edecek birer sebeptir. Bu önemli yönü hadisten þu þekilde öðreniyoruz:

Ebû Ümame anlatýyor: Bir adam Peygamber Efendimize sordu: Anne-babanýn çocuklarý üzerindeki hakký nedir? Onlar senin ya Cennetin ya da Cehennemindir. Yani anne-babaya gereken iyilik ve itaati gösteren insan, onlarý seven, sayan ve baþý üzerinde tutan çocuk mesut, mutlu ve huzurlu olacaðý gibi; onlarý üzen, kýran ve maðdur eden çocuk da kendi eliyle hayâtýný zehir ettiði gibi, âhiretini de yýkmakta ve tehlikeye atmaktadýr.

Zaten anne-babaya karþý gelmek ve isyan etmek büyük bir günahtýr. Hatta en büyük günahlar arasýnda bulunmaktadýr.

Abdurrahman bin Ebî Bekir'in rivayetine göre, Peygamber Efendimiz bu günahý þöyle bildiriyor:

Size en büyük günahlarý bildireyim mi?

Evet yâ Resulallah bildir.

Allah'a ortak koþmak, anne-babaya âsi olmaktýr.

Anne-babaya yapýlan iyilik ve saygýnýn karþýlýðýný insan dünyada iken peþin alabiliyor. Bu konuda Peygamberimizin müjdesi çok açýktýr:

Rýzkýnýn çoðalmasýný ve ömrünün uzamasýný isteyen, anne-babasýna iyilik ve ikramda bulunsun ve akrabalarýný ziyaret etsin.

Diðer taraftan çocuk, günü gelince kendisi de anne baba olacak, çocuklarýndan bir karþýlýk bekleyecek, yaptýðýnýn karþýlýðýný görecek, anne-babasýna ne yapmýþsa aynýsýný kendi çocuklarýndan görecektir. Peygamber Efendimiz þöyle buyurdular: "Anne-babanýza iyilik edin ve ihsanda bulunun ki, çocuklarýnýz da size itaat etsin ve saygý göstersin."

Bu konuda okuyucaðýmýz iki hadis ve hâdise anne-babaya isyanýn ve itaatin dünyada iken peþin cezasýný ve mükâfatýný göstermesi bakýmýndan hiç gözümüzün önünden gitmeyecek derecede hayatî önem taþýmaktadýr:

Abdullah bin Ebî Evfâ anlatýyor:

Peygamberimizin huzurunda bulunuyorduk. Bu sýrada birisi geldi:

Yâ Resulallah ölüm döþeðinde yatan bir genç var. Kendisine, 'La ilahe illallah' de, dendiði halde bir türlü bunu söyleyemiyor dedi.

Peygamber Efendimiz sordu: Namaz kýlar mýydý? Evet, kýlardý.

Bunun üzerine Peygamberimiz kalktý. Biz de onunla birlikte kalktýk. Peygamberimiz gencin yanma girdi ve ona:

La ilahe illallah de buyurdu.

Genç, Bunu söyleyemiyorum dedi.

Niçin söyleyemiyorsun?" deyince, gelen adam:

Annesine âsi idi dedi.

Peygamber Efendimiz, Annesi sað mý? diye sordu.

Evet, saðdýr dediler.

Peygamber Efendimiz, Çaðýrýn, buraya kadar gelsin" buyurdu.

Onlar da kadým çaðýrdýlar. Kadýn geldi. Peygamber Efendimiz kadýna;

Bu hasta senin oðlun mudur? diye sordu.

Kadýn, Evet, oðlumdur dedi.

Peygamber Efendimiz: "Bak, þurada bir ateþ hazýr lansa ve, 'Oðluna þefaat edersen, onu bu ateþte yakmayýz, fakat þefaat etmezsen bu ateþte yakarýz' deseler ne yapardýn? Þefaat eder miydin?" diye sordu.

Kadýn, Onun þefaatçisi ben olurdu dedi.

Peygamber Efendimiz, O halde sana âsi olan bu oðlunu Cehennemden kurtarmak için hakkým ona helâl edip ondan razý olduðuna Allahu Teâlâyý ve beni þahit göster" buyurdu.

Kadýn, Allah'ým! Seni ve Resulünü þahit tutuyorum, oðlumdan razý oldum, hakkýmý ona helâl ettim" dedi.

Bunun üzerine Peygamberimiz hasta gence, "La ilahe illallahü vahdehû la þerike leh ve eþhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühû de" diye buyurdu.

Hasta hemen þehadet getirdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz þöyle buyurdu:

Allah'a hamdolsun ki, benim vasýtamla bu genci Cehennem ateþinden kurtardý.


Ebû Hüreyre rivayet ediyor:

Sizden önce geçenlerden üç kiþi çocuklarýnýn geçimini saðlamak için yola koyuldular. O sýrada yaðmura tutuldular. Bunun üzerine bir maðaraya sýðýndýlar.

Daha sonra bir kaya parçasý düþerek maðaranýn aðzýný kapattý. Aralarýnda þöyle konuþtular:

Mahvolduk, taþ düþtü. Bunun sebebini yalnýz Allah bilir. Yaptýðýmýz en güzel davranýþlarý dile getirerek Allah'a dua etmekten baþka çaremiz yoktur. Ýçlerinden biri anlatmaya baþladý:

Allah'ým, hoþuma giden bir kadýn vardý. Ona sahip olmak istedim. Fakat o kabul etmedi. Bunun üzerine bir miktar para verdim. Kabul etti. Tam ona yaklaþacaðým sýrada vazgeçtim. Bilirsin ki, bundan sýrf senin rahmetini kazanmak, azabýna uðramamak için uzaklaþtým. Þu kayayý bizden uzaklaþtýr" deyince kaya parçasýnýn üçte biri açýldý.

Diðeri þöyle anlattý:

Yâ Rabbi, bilirsin, benim çok yaþlý anne-babam vardý. Onlara akþam sütünü içirmeden ne çocuklarýma, ne de baþkalarýna bir þey içirmezdim. Bir gün odun toplamak için uzaða gittim. Döndüðümde onlar uyumuþtu. Akþam sütlerini hazýrladým, fakat onlar uykudaydý. Onlar içmeden önce çocuklarýmla birlikte akþam süt içmeyi uygun bulmadým. Onlar uyanýncaya kadar süt kabý elimde olduðu halde bekledim. Sonunda sabah oldu, uyandýlar ve sütlerini içtiler. Allah'ým, eðer bunu sýrf Senin rýzaný kazanmak için yapmýþsam su kayayý buradan uzaklaþtýr dedi.

Bunun üzerine kaya parçasý biraz daha açýldý. Fakat çýkýlacak gibi deðildi.

Sonra bir diðeri þöyle anlattý:

Allah'ým, bilirsin bir gün bir iþçi tutmuþtum. Yarým gün çalýþtý. Ücretini verdim. Kýzarak ücretini almadý.

Çekip gitti. Ben de her çeþit maldan onun hesabýna çoðalttým. Bir zaman sonra ücretini almaya geldi. Ben de. Þu gördüklerinin hepsini al, tamamý senindir, dedim. Ýstesem yalnýz önceki ücretini verir, diðerlerini vermezdim. Allah'ým bilirsin ki, bunu sýrf senin rahmetini umduðum, azabýndan korktuðum için yaptým. Þu kayayý buradan uzaklaþtýr' dedi. Kaya parçasý bütünüyle kalktý. Onlar da çýkýp yola koyuldular.
Gönderen: 24.07.2007 - 12:36
Bu Mesaji Bildir   Ônder23 üyenin diger mesajlarini ara Ônder23 üyenin Profiline bak Ônder23 üyeye özel mesaj gönder Ônder23 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1742 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
öfaruk (39), asi_61 (40), ÖZLEM AYDIN (41), musa84 (40), berhan (41), sirinyurt (40), medine_61 (40), müceddid-i sani (38), IBRAHIM_DK (35), barisefe78 (46), Abdülcelal71 (53), aysenur_vural (44), kilian222 (40), hms (41), nazmiye (36), diner (40), lebbeyk (45), crazy (40), kantarcý (56), yasaryasamaz (43), kalender 35 (45), lahika (41), akkaya (44), abdullah k (32), alisaki (44), mdemirci (49), ilhan_olmez (44), pervin (57), a.karakaya (55), efnan_061 (39), sonnur61 (41), achmoooo (35), mclav232 (38), alperenercan (41), birmurat (48), mad_hearts (41), yasarpekgoz (46), Os_LeADeR (41), yunus_ayyildiz (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.14942 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.