*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1548 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cumartesi, 28. Aralık 2024 - 06:29

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » İBN-İ TEYMİYYE: TEFRİKA VE TEKFİR.......

önceki konu diğer konu

2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	muhammed yusa

İBN-İ TEYMİYYE: TEFRİKA VE TEKFİR.......

944 Mesaj -

Tefrika Ye Tekfir:

Herkes bilir ki Hanbeliler ve Eþ’ ariler arasmda bir uzlaþmazlýk, bir uzaklaþma var. Ben müminlerin gönüllerinin dost olmasým, kelimelerinin birleþmesini en fazla isteyenlerden biriydim. Allah’ýn (c.c.) ipine sýmsýký sanlýyor, enýrine fazlasýyla ittiba ediyordum. Fiilen de gönülleTdeki uzlaþmazlýðý giderdim ve onlara Eþ’ari’nin, Ýmam Ahmed ve benzerlerine baðlý kelamcýlarm ve onun mezhebine destek olanlarm en büyülderinden olduðunu açýkladým. Nitekim kitaplannda bunu Eþ’ari’nin bizzat kendisi de söylüyordu.
Ebu islýak eþ-Þirazi de böyle söylüyor ve diyordu ki:
Eþ’ariler, Hanbelilere baðlý olmalarý sebebiyledir ki, insanlar yanmda revaç bulmuþlardýr. Ebu Bekir Abdulaziz, Ebu’l-Flasen et-Temimi ve benzeri mütekaddim Hanbeli imamlar kitaplarmda onun (Eþ’ ari’nin) sözlerini zikretmiþlerdir. Hatta Eþ’ari, mütekaddim Hanbeliler yanýnda, Ýbn AkirinmüteahhirHanbeliler yanýndaki yerine sahipti. Ancak Ibn Akii’in fikhý ve usulünü bilmesi özelliði vardýr. Eþ’ari ise Ýmam Ahmed’in usulüne lbn Akil’den daha yakm ve daha çok tabidir. Þu sebeple ki, insan zaman açýsýndan selefe ne kadar çok yakýn ise, ma’kulü ve menkulü (onlarýn dirayete ve nakle dayalý söz ve görüþlerini) o kadar iyi bilir.
Bunlarý Hanbelilere anlatýyor ve Eþ’ari’nin her ne kadar önce Mutezililerin öðrencisi ise de, sonradan tevbe ettiðini açýklýyordum. Þöyle ki: Eþ’ari, Cübbai’nin öðrencisiydi. Ýbn Küllab’ýn yoluna eðilim gösterdi. Basra’da Zekeriyyaes-Saci’den hadis usulü öðrendi. Sonra Baðdata geldi ve Baðdat’taki Hanbelilerden baþka þeyler aldý. Onun ve ashabmýn kendi kitaplarmda zikrettiðine göre, bu, ömrünün sonunda olmuþtur.
Ayný þekilde Ibn Akil de Mu’tezili olan Ýbnü’I-Velid ve Ýbn Tebban adýndaki iki kiþinin öðrencisiydi. Sonra bundan (Mutezili fikirlerden) tevbe etmiþtir. Bu tevbesi meþhurdur ve olay Þerif Ebu Ca’fer’in huzurunda cereyan etmiþtir. Gerçi Ýmam Ahnýed’in ashabý içinde Ýbn Akil’e buðzeden ve onu yerenler vardýr, fakat Eþ’ari’yi yerenler sadece Ýmam Ahmed’in ashabý içinden deðildir. Bilakis bütün gruplarda böyle kimseler vardýr.
Eþ’ari’nin sözlerini açýða çýkardýðmýý gören Hanbeliler “bu Þeyh Muvaffak’m sözleriýýden daha hayýrlýdýr.” dediler. Kelimenin bir olmasý (ihtilafin kalkmasý göz kırpma

sebebiyle mtislü-manlar ferahladýlar. ?bn Asakir’in menakýbmda zikrettiði üzere, Hanbelilerin ve Eþarilerin Kuþeyri’nin zamanma kadar ittifak halinde olduklarým, Baðdat’ta o fitnerýin çýkmasý ile ayrýlýðm baþgösterdiðini ve bütün gruplarda daima sapanlarm da, dosdoðru gidenlerin de bulunacaðýnýn malum olduðunu ortaya koydum.
Bu arada þu ana kadar ömrüm boyunca hiç kimseyi dinin esaslarý konusunda ne Hanbeli, ne de baþka bir mezhebe ne davet ettim, ne bunun için çabaladým, ne de böyle bir söz söyledim. Ben ancak selefm ve imamlarmýn üzerinde birleþtikleri þeyleri zikrediyorum, zikrederim. Kendilerine defa-Ýarca þunu söylemiþimdir:
Ben, bana muhalefet edene üç yýl mühlet veriyorum. Ýlk üç asrm imamlannmherhangi birinden, söylediklerime muhalif tek harf getiren olursa ben bunu ikrar ederim. Benim zikrettiklerim, ilk üç asýr imamlarýndan kelimesi kelimesine ve bütün gruplardan onlarýn ic-malanný nakledenlerin ifadeleriyle zikrettiðim þeylerdir.
Bütün bunlarla birlikte ben daima -benimle beraberliði olanlar da bilir ki- herhangi bir kiþiyi tekfir etmekten, fasýk ve isyankar saymaktan (kafýr, fasýk ve asi damgasý vurmaktan) en çok sakýndýran biri olmuþumdur. Ancak karþý çýkanýn ya kafir, ya fasýk veya asi olacaðý peygamberi bir delilin aleyhine sabit olduðu bilinirse o baþka. Ben Allah’ýn (c.c.) bu ümmetin hatasýný baðýþlamýþ olduðunu ikrar ediyorum. Bu af hem haberi, kavli meselelerde, hem de ameli meselelerde söz konusudur.
Selef bu meselelerden bir çoðunda ihtilaf etmiþ, ancak hiçbiri bir baþkasmýn kafir, fasýk veya asi olduðuna þehadet etmemiþtir. Nitekim Süreyh “Bel Acibtü ve Yesharun”, yani “Ben (azimüþþan) hayret ettim, onlar alay ediyorlar.” (Saffat:
37I12)’8þeklindekÝ kýraati reddetmiþ ve “çunku “, demiþ, “Allah hayret etmez.” Bu, Ýbrahim en-Nehai’ye ulaþmýþ, Ýbrahim en-Nehai, Þüreyh sadece kendi ilmini beðenen bir þairden ibarettir. Abdullah (Ibn Mes’ud (r.a.) ise ondan daha alimdir ve o böyle okudu!” demiþ.
Yine mesela Aiþe (r.a.) ve baþka sahabeler Muham-med’in(s.a.v.)Rabbini görüp görmediði konusunda ihtilaf etmiþler. Aiþe (r.a.), “Kim Muhammed’in Rabbini gördüðünü iddia ederse Allah’a pek büyük iftira etmiþ olur” demiþtir. Bununla birlikte biz Aiþe’ye(r;a.) muhalefet eden Ibn Ab-bas’a(r.a.) ve benzeri sahabilere, Allah’a (c.c.) iftira etmiþlerdir, demeyiz. Nitekim Olünün dirinin konuþmasmý iþittiði, ölünün ailesinin aðýtý sebebiyle azap çekmesi ve baþka konulardaki Aiþe’ye (r.a) ait münazaalar da bu kabildendir.
Þer, selef arasýnda savaþmaya kadar varmýþtý, ama Ehl-i Sünnet her iki tarafin da mümin olduðunda ittifak halindedir. Þunda da ittifak etmiþlerdi ki, bu savaþlar onlann adaletine (iman ve ittikalanna) mani deðildir. Çüntü savaþan, her ne kadar haddi aþmýþ ise de, kendine göre bir te’vili vardýr, müteevvildir. Te’vil ise fiþka manidir. (Içtihadýn sürüklediði hata itaatsizlik sayýlmaz.)
Onlara þunu da açýklýyorum: Yine seleften nakledildiði üzere belli bir kiþiyi kasdetmeksizin kim þöyle þöyle derse kafýr olur þeklindeki mutlak ifadeleri de ayný þekilde haktýr. Ancak mutlak ifade (ýtlak) ile, ta’yin etmeyi (belirlemeyi) birbirinden ayýrmak gerekir. Bu mesele, yani “vaid” meselesi, ümmetin ihtilaf ettiði büyük meselelerin ilkidir. Çunku Kur’an’ýn vaid (tehdit) konusundaki ayetleri geneldir. Mesela buyrulurki:
“Zýýlm ile öksüzlerin mallarýný yiyenler, karýnlanna sadece ateþ doldurmaktadýrlar ve çýlgýn bir ateþe gireceklerdir.” (Nisa: 4/10)
Þöyle þöyle yapana, þu þu vardýr þeklindeki ayetler de ayný þekilde mutlak ve gene ldir.
Bu ayetler selefin “Kim þöyle derse o þudur” þeklindeki genelleyici sözlerimesabesindedir. Þu da var ki, belirli bir kimseden, tevbesi, yok edici iyilikleri, “keffaret olucu musihetler veya makbul bir þefaat gibi þeylerle hakkýndaki vaid’in (tehdit) hükmü kalkar.
Tekfir de, vaid kabilindendir. Çünkü her ne kadar bir sözü Rasulullah’m (s.a.v.) söylediðini yalanlama anlamý taþýyorsa da, kiþi daha yeni müslüman olmuþ veya uzak bir çölde yetiþmiþ olabilir. Aleyhine delil ve gerekçe bulumýýadýkça böylelerinin bir þeyi inkar etmesi tekfirlerini gerektirmez. Kiþi bu naslarý (ayet ve hadisleri) iþitmemiþ veya iþitip de onca sabit olmamýþ, veya elinde baþka bir delil var da bunu tev’il durumunda kalmýþ -hata da etse bu durumda kalmýþ- olabilir.
(Bu konuda) daima “Sahihayrý” (Buhari ve Müslim)de geçen þu hadisi zikrederdim:
“(Eski ümmetlerden bir zat oðullarýna demiþ ki sevinçli

Ben öldüðüm zaman beni yakýn, sonra kül ufak edin, sonra çöle savurun. Artýk vallahi Allah’ýn (beni toplamaya) gücü yeterse, alemlerde hiç kimseye yapmadýðý azabý bana gösterecektir, varsýn etsin. Adamýn dediðim yaptýlar. Sonra Allah ona dedi ki:
“Seni böyle yapmaya iten nedir? Adam:
“Haþyetin (korkun)” dedi. Bunun üzerine Allah onu baðýþladý.2191
Ýþte bu zat, Allah’ýn (c.c.) kudretinden, kül ufak edilip savrulursa bir araya getirebileceðinden þüphe ediyor. Hatta þüphe etmiyor, tekrar topi ayam ayacaðma inanýyor. Böyle bir inanç ise müslümanlarýn ittifakýyla küfürdür. Ancak o adam cahildi ve bunu bilmiyordu. Mümindi, Allah’ýn (c.c.) kendisini cezalandýracaðmdan korkuyordu. Bu sebeple Allah (c.c.) onu baðýþladý.
Rasulullah’a (s.a.v.) azanýi ittiba için çýrpman içtihad ehli kimselerden bir te’vili bulunan (müteevvil)ler ise baðýþlanmaya bu adamdan daha layýktýrlar.311°

ÝBN TEYMÝYYE HAPÝSTE ÝKEN GÖNDERÝLEN MEKTUP A CEVABIDIR

KAYNAK: Mavera Ýslam Ansiklopedisi http://www.darulkitap.com

Gönderen: 05.06.2007 - 14:31

muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara

muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle

	muhammed yusa

944 Mesaj -

Ýbni Teymiye, Muhammed b. Nasr el Meruzi’den naklederek þöyle demiþtir:
“Allah (c.c)’yu bilmek iman, bilmemek ise küfiirdür. Farzlarla amel etmek de imandýr. Fakat Allah (c.c) farz-larý bildirmeden önce bunlan bilmemek küfür olmaz. Çünkü Rasulullah (s.as)’in ashabý, Allah (c.c) rasulünü gönderdiði zaman Allah’a iman ettiler. Onlar, o zaman henüz Allah’m onlara neyi farz kýldýðýný bilmiyorlardý. Bu konudaki cahillikleri onlarý kafýr yapmamýþtýr. Daha sonra Allah (c.c) onlara farzlarý bildirdi. Onlarm bu farzian kabul edip onlarla amel etmeleri imandýr. An-cak Allah’m bildirdiði farzlan yalanlayýp inkar edenler kafýr olurlar. Allah’m haber vermediði konulardaki ca-hillik kiþiyi kafir yapmaz. Allah (c.c) bir konuda birþey bildirirse ve müslümanlardan bunu duymayan varsa, o kiþi bundan dolayý kafir olmaz. Fakat Allah (c.c)’yu bil-memek böyle deðildir. Bu konuda kendisine haber ulaþ-sm veya ulaþmasm Allah (c.c)’yu bilmemek her halu-karda kütlirdür.” (Mccmuat’ýýl Fetava c: 7 s: 325)

Gönderen: 05.06.2007 - 14:32

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1548 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
apsikama (58), bosay (59), diclesu (), oguz5656 (37), Sevdigim (43), aseksioglu (41), hazangülü (38), Berk (43), sevgi mersin (52), UfukTuncer (46), dadas_25 (47), siynem (31), yayla_gülü (50), oktay (), gonulbahcesi (46), yeþilim (40), t_turan (41), USSAK 64 (65), ismail gülda&th.. (44), ezilmezhalil (50), m_aktaran (51), sudenaz (50), miftehul_kulb (47), sedanur (38), zeynepsu (47), caferyalcin2 (47), KÜRSAD (38), el-esed (46), kozlu67 (49), gezegen38 (46), zuley (41), sahra_a (41), kübranur (36), Mustafa TASKESE.. (46), bilvanis (70), aspirin28 (45), yorgunadam (57)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 1.43954 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.