0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Bediüzza man’ı Sevmek ve Savunmak ...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Bediüzza man’ı Sevmek ve Savunmak ...
94 Mesaj -
27 MAYIS 1960 darbesinden sonra birtakým þeytanlar Müslüman halkýn Bediüzzaman Said Nursî’ye olan sevgisini ve hürmetini kýrmak, zedelemek için uyduruk ve sahte bir risale hazýrlatýp bastýrdýlar. Plan gayet þeytanî idi. Broþürün yazarý olarak sâbýk Þeyhülislâm Mustafa Sabri’yi göstermiþlerdi. Yani koskoca bir Þeyhülislâm, Bediüzzaman’ý tenkit ediyor olacaktý. Þeytanlar büyük bir çeliþki içindeydiler. Çünkü Þeyhülislam M. Sabri Efendi merhum da, kendilerince mergup ve muteber (beðenilen ve tutulan) bir kimse deðildi.Millî Mücadeleden sonra 150’likler listesine konulmuþ ve yurt dýþýna çýkmýþtý. Akýllarýnca çivi çiviyi söker diye mi düþünmüþlerdi, yoksa gaflet ile kendi kazdýklarý kuyuya mý düþmüþlerdi?

Broþüre uyduruk bir Arapça isim koymuþlardý: Tuhfetü’r-reddiye ‘ale’l-Mezhebi Saidi’l-Kürdiyye... Arapçada henüz Zeyd ile ‘Amr’ýn kavgasý hikâyesini yeni okumaya baþlamýþ bir öðrencinin yazacaðý acemice bir cümle...

Bendeniz haftalýk YENÝÝSTÝKLÂL gazetesini yayýnlarken, merhum Üstad Eþref Edib (Fergan) bey polis hafiyesi gibi çalýþmýþ, araþtýrmýþ ve sözde Þeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi’nin yazmýþ olduðu iddia edilen broþürde vahim bir bilgi hatasýna el koymuþtu. Sabri Efendi, 1954’deki vefatýndan sonra basýlmýþ bir Risâle-i Nur kitabýna atýfta bulunuyordu!..

27 Mayýs devrimbazlarýnýn Müslümanlara ve Bediüzzaman’a fýrlattýklarý bumerang havada dönmüþ dolaþmýþ ve atanlarýn baþýna þiddetle çarpmýþtý.

Bediüzzaman da, Mustafa Sabri Efendi de, birer Ýslâm büyüðüdür. Meþrebleri ve metodlarý farklý da olsa, esasta birdirler. Ben, bir Müslüman olarak her ikisini de severim.

Þimdi bazýlarý “Vay sen nasýl olur da, bu iki zatý seversin...” diyecek ve kaþlarýný çatacaklardýr.

Onlara cevabým þudur:

“Siz, Atatürk rejimini devirmek, Atatürk’ü alaþaðý etmek için darbe hazýrlýklarý yaparken yakalanan, mahkemeye verilen, aðýr hapis cezasýna çarptýrýlan, 15 sene zindanda kalan NazýmHikmet’i çok seviyorsunuz, onu yere göðe sýðdýramýyorsunuz ve bu suç olmuyor da; ben Bediüzzaman’ý ve Mustafa Sabri’yi sevince mi suç oluyor?

Mustafa Sabri Mýsýr’a gitmiþ... Nazým da, Selanikli Ahmet Emin Yalman’ýn baþýný çektiði aftan sonra serbest kalmýþ, Boðaziçi’nde bir Romanya gemisine gizlice binmiþ ve soluðu Moskova hava alanýnda almýþtý. Uçaktan iner inmez, kendisini bekleyen gazetecilere “Benim vataným Sovyetler Birliði”dir, beni Stalin yaratmýþtýr...” demiþti.

Yukarýdaki satýrlarý, bir Ýslâm büyüðü olan, Türkiye halkýna imanî, Kur’ânî hizmetler eden Bediüzzaman’ý sevmenin, ona hürmet etmenin, onu savunmanýn bütün iyi niyetli Müslümanlar için bir vazife ve borç olduðunu anlatmak ve hatýrlatmak için kaleme almýþ bulunmaktayým.

O, Resûl-i Kibriya Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) 20’nci milâdî asýrdaki vekil, vâris ve halifelerinden biriydi. Bizim, Peygamber Efendimize biatýmýz vardýr. Bu biat O’nun vekil, vâris ve halifelerini de kapsar.

Sýk sýk yazýyorum: Bediüzzaman’ý sevmek, ona hürmet etmek, onu savunmak için ille de Nurcu olmak gerekmez. Müslüman olmak yeterlidir.

Zaten Bediüzzaman bir Nurcu büyüðü deðil, bir Ýslâm büyüðüdür.

Bu devirde bu merhum ve muhterem zatýn hatýrasýna iki cihetten zarar geliyor:

(1)Agresif, militan ve harbî dinsizlerden.

(2) Bediüzzaman’ý hakkýyla anlayamayan veya gerçek Bediüzzaman yerine kendi istedikleri ve anladýklarý hayalî bir Bediüzzaman koymak isteyenler.

Bediüzzaman imana, Ýslâm’a, Kur’ân’a, Resulullah’a, O’nun Sünnetine, Þeriata, Ýslâmî faziletlere ve ahlâka sýmsýký baðlý olan, bunlarýn hüküm ve gereklerini hayatýna uygulayan ve bu yüce deðerlere hizmet eden bir kimsedir. Ýslâm dininin temel hükümlerinden ve inançlarýndan biri þudur: Peygamber dýþýnda her kul hata edebilir. Peygamberden de zelle sadýr olabilir. Ýsmet sýfatý sadece Nebilere ve Resûllere mahsustur. Bediüzzaman, “Eski Said” devrinde bazý görüþlerinde hatâ etmiþ olduðunu bizzat kabul etmektedir. Bu itiraf onun kemâline gölge düþürmez, aksine onu daha da yüceltir. Zaten Bediüzzaman hazretleri usûle dair, mevrid-i nas olan hüküm ve konularda herhangi bir hatâ ve yanlýþlýk yapmamýþtýr.

Bir büyüðün gerçekten büyük olup olmadýðý, onun kendi nefsine olan muamelesinden anlaþýlýr. Nefsine önem vermiyor, hotfüruþluktan kaçýnýyor, ene’sini zabt u rabt altýna almýþ bulunuyorsa o büyük adamdýr.

Kendinde benlik olan, kibir olan, gurur olan, ben ben ben diyen kimseler büyük görünseler, bir kýsým insanlar onlarý büyük bilseler de gerçekte büyük deðil, küçük kiþilerdir.

Son yýllarda Kur’ân’a, Sünnete, Ýlâhî ve Nebevî tâlimata, Þeriata tamamen zýt fikirler, görüþler, re’yler Müslümanlar arasýnda yayýlmaya çalýþýlýyor.

Meselâ birtakým ilâhiyatçýlar sanki Cennet babalarýnýn çiftliði imiþ ve kendi tekellerinde bulunuyormuþ havalarýna girerek, risâleti ve dâveti kendilerine ulaþtýðý halde hidayete sýrt çevirerek Resulullah’ý inkâr ve tekzib eden; Kur’ân’a -hâþâ- kul sözü uydurma kitap diyen, Ýslâm’ý hak ve ilâhî din olarak kabul etmeyen münkirleri ve örtücüleri (gerçeði saklayan, örtenleri) Cennet’e dolduruyorlar. Öyle þaþkýnlar var ki, sadece Ýslâm dini açýsýndan deðil, Hýristiyanlýk ve Musevilik açýsýndan da tutar tarafý olmayan Edison’u; ampulü ve gramafonu icat etti diye Cennetin baþ köþesine oturtuyorlar. Yahu Cennet kimsenin tekelinde deðildir, Allah’ýn mülküdür ve O, oraya kimleri koyacaðýný, kimleri koymayacaðýný çok açýk ve seçik þekilde Kitabullah’ta beyan buyurmuþtur.Peygamber de, bize ulaþan sahih hadîslerinde bu konuyu, hiç þüphe kalmayacak þekilde açýklamýþtýr. Bediüzzaman hazretlerinin âhir zamanda Müslümanlar, Hýristiyan ruhanîleri ile ateizme ve Bolþevikliðe karþý birlikte çalýþacaklar demesi baþka, birtakým adamlarýn Cennetin kapý bekçileri kesilip ne kadar tersa ve hûd varsa onlarý, mü’minlerin ebedî saadet mekâný ve menzili olan o Darüsselâma sokmaya yeltenmeleri baþka þeydir.

Kur’ân, Sünnet ve Ýslâm bize ne diyor?.. Hak olan inanç Tevhid’tir. Teslis kesin olarak batýldýr, yanlýþtýr diyor.Ýsa Mesih aleyhisselamýn kul olduðunu, asla Tanrý veya Tanrý’nýn oðlu olmadýðýný bildiriyor.

Bazýlarý nasýl olur da, Bediüzzaman’ýn Tevhid ile Teslisi bir tuttuðunu iddia edebilir?Böyle bir iddia tutarlý olur mu?

Muhyiddin Arabî hazretlerinin eserlerinde olduðu gibi Bediüzzaman’ýn risâlelerinde de bazý rümuzlu, esrarlý, avamm-ý nasa açýklanmasý doðru olmayan kýsýmlar vardýr. Nitekim bunlar bastýrýlmamaktadýr. Böyle yerlerin mutlaka Kur’ân’ýn, Sünnetin, Þeriatýn zahirine göre tefsir ve te’vil edilmesi gerekir.

Bazýlarý ve birileri zamanýmýzda ýlýmlý Ýslâm (light ýslam), diye yeni bir din çýkartmak istiyorlar. Bediüzzaman hazretlerini böyle bir þeyden tenzih ederiz.O mübarek zat, bunca sýkýntýyý, iþkenceyi, eza ve cefayý, hapsi gerçek Ýslâm için çekmiþtir. Ilýmlý Ýslâm, reforme edilmiþ Ýslâm taraftarý olsaydý o sýkýntýlarý çekmezdi.

Resûl-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimiz hazretleri “Belânýn en þiddetlisi Peygamberlere gelir. Sonra derece derece...” buyurmuþlardýr. Bediüzzaman’ýn çok büyük bir Müslüman olduðunu anlamak için, bu hadîsin ýþýðýnda din, iman, Kur’ân için çektiði eza ve cefalara bakmak yeterlidir.

Bazýlarý beni bu konulardaki yazýlarým dolayýsýyla þiddetli ve insafsýz þekilde tenkit ediyor. Kim ne derse desin bendeniz de bir Nurcuyum. Lâkin bu satýrlarý bir Nurcu olarak kaleme almadým, bir Müslüman olarak aldým.

Düþünün... Büyük bir zat, uzun ömrünü binbir çile ve zulüm altýnda imanî, Kur’ânî, þer’î, nebevî hakikatlarýn neþri ve müdafaasý için harcýyor ve sonra haksýz hücumlara uðruyor veya yanlýþ fikir ve görüþler için kullanýlmak isteniyor... Benim Müslüman bir yazar olarak onu savunmam, gerekli bi vazife olmaz mý? Çok rica ediyorum: Birileri ve bazýlarý bu büyük zatý kendi þazz fikirlerine, görüþlerine, beþerî emelllerine âlet etmesinler.

Resulullah Efendimiz, Necran Hýristiyanlarýný iyi karþýlamýþ, hattâ Mescid-i Saadet’te kendilerine göre ibadet etmelerine izin vermiþti. Buradan yola çýkarak Teslis’in hak olduðunu iddia etmek mümkün müdür?

Not: Uyduruk ve düzmece risâlenin içyüzü hakkýnda ayrýntýlý bilgi edinmek isteyenler http://www.cevaplar.org sitesindeki “Ismarlama bir Bediüzzaman Reddiyesi” (Yz. Salih Okur) baþlýklý makaleyi mütalaa edebilirler.


Mehmet Þevket Eygi
Gönderen: 06.05.2007 - 13:20
Bu Mesaji Bildir   Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1302 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.65056 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.