0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » ...eHL-i BeYT...

önceki konu   diğer konu
6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
...eHL-i BeYT...
1023 Mesaj -
Allahu Teâlâ’yý seven kimse, elbette O’nun sevdiklerini de sever. Önce Allah’ýn Habibi Hz. Rasûlullah’ý (s.a.v) sever. Sonra ona ait olan, ondan sayýlan, onunla anýlan her þeyi sever. Sevmesi de gerekir. Bunlarýn baþýnda Ehl-i Beyt gelir.

EHL-Ý BEYT KÝMDÝR?



Ehl-i Beyt, Hz. Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin ailesi ve evlâtlarýdýr. Mü’minlerin anneleri, Hz. Fatýma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.anhüm), Ehl-i Beytin þerefli ferdleridir.( Râzî, Tefsir-i Kebir, XXV, 181)

Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin þerefli nesebi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vasýtasýyla devam ettiði için, onlarýn kýyamete kadar gelecek olan evlâtlarý da Ehl-i Beyt’in birer parçasýdýr Onlarý sevmek her mü’minin vazifesidir. Bu sevgi çok þerefli ve gereklidir. Kalbinde azýcýk Ehl-i Beyt sevgisi bulunmayan kimse, Hz. Rasûlullah’ýn sevgisinde yalancýdýr.

Aþaðýda vereceðimiz ayet ve hadislerde görüleceði üzere, Hz. Rasûlullah’ýn kendisine tâbi olan amcalarý ve onlarýn çocuklarý da Ehl-i Beyt’ten sayýlmýþtýr.( Bkz:Ibn Atýyye, el-Muharraru’l-Veciz, IV, 384. (Beyrut, 1993))

Allah Teâlâ, Hz. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in ehl-i beytini bizzat Kur’an’da zikretmiþ ve onlara þu þekilde iltifatta bulunmuþtur:

“Ey Peygamber hanýmlarý! Namazý kýlýn, zekâtý verin; Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden sadece günahý gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab/33)

Ümmü Seleme validemiz (r. anha) demiþtir ki: “Bu âyet-i kerime benim evimde indi. Hz Rasûlullah (s.a.v) Ali, Fâtýma, Hasan ve Hüseyin’i çaðýrdý. Onlarý Hayber yapýmý geniþ bir elbisenin altýna topladý, kendisi de içine girdi ve:
“Ýþte bunlar benim ehl-i beytimdir” buyurdu. Sonra inen ayet-i kerimeyi okudu ve:

“Allahým! Onlardan kötülükleri gider. Onlarý tertemiz et!” diye duâ etti. Ben: “Yâ Rasûlellah, ben Ehl-i Beytten deðil miyim? dedim.” Hz. Rasûlullah (s.a.v),
“Sen benim ehlimsin. Sen zaten hayýr içindesin” buyurdu.( Taberî, Câmiü’l-Beyân, Cüz:XXII, Shf:7; Ibnu Kesir, Tefsir, VI, 412-413.)

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz, Ashâb-ý kirâmý ve ümmetim Ehl-i Beyt’in hukunu iyi koruma konusunda þiddetle uyarmýþtýr:

Zeyd b. Erkam (r.a) anlatýyor: Allah Rasûlü (s.a.v), Mekke ile Medine arasýnda Hummen denilen suyun baþýnda bir hutbe verdi. Allah’a hamd, sena ve zikirden sonra þöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Dikkat ediniz; ben bir beþerim. Rabbimin ölüm elçisinin gelmesi ve benim ona icabet edip aranýzdan gitmem yakýndýr. Sizlere hukuku aðýr iki kýymetli emanet býrakýyorum. Birincisi Allah’ýn Kitabý’dýr. Onda nur ve hidayet vardýr. Allah’ýn Kitabýna sýmsýký sarýlýn. Onunla meþgul olun, onu öðrenin, öðretin; hükümlerini anlayýn. Ýkinci emanet Ehl-i beytimdir. Ehl-i Beytim hakkýnda Allah’tan korkmanýzý hatýrlatýrým. Ehl-i Beytim hakkýnda Allah’tan korkmanýzý hatýrlatýrým. Ehl-i Beytim hakkýnda Allah’tan korkmanýzý hatýrlatýrým. ” Zeyd b. Erkam’ý dinleyenler arasýnda bulunan Husayn b. Sebre,

“Ey Zeyd, Rasûlullah’ýn (s.a.v) zevceleri de Ehl-i Beytten midir?” diye sordu, Zeyd (r.a),

“Tabi ki Efendimizin hanýmlarý da Ehl-i Beyttendir. Fakat Rasûlullah’ýn (s.a.v) haklarýnýn korunmasýný istediði Ehl-i Beyt, kendilerine sadakanýn haram olduðu kimselerdir” dedi. Husayn,

“Onlar kimdir?” diye sorunca Zeyd b. Erkam (r.a),

“Ali’nin ailesi, Akîl’in ailesi, Cafer ve Abbas’ýn âilesidir” dedi. Husayn,

“Bunlara sadaka haram mýdýr?” diye sorunca, Zeyd (r.a),

“Evet” dedi. (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 36; Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkýb, 9.)

Âlimlerin ekseriyetine göre Ehl-i Beyt, Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin þerefli aileleri, kýzý Hz. Fâtýma, damadý Hz. Ali, torunlarý Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.anhüm) ve kýyamete kadar olarýn sulbünden gelen zürriyetleridir. Yani Hz. Hüseyin’in torunlarý olan seyitler ve Hz. Hasan’ýn torunlarý olan þerifler Ehl-i Beyt’in günümüzdeki þerefli mensuplarýdýr. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in þerefli nesli, kýyamete kadar hiç kesilmeyecektir.

Hz. Hüseyin’in (r.a) oðlu Ali Zeynelâbidîn (rah), babasý Hz. Hüseyin’in þehid edilmesinden sonra, Þamlýlar tarafýndan esir edilerek Dýmeþk’a getirildi. Onu böyle gören zalim bir Þamlý: “Sizin kökünüzü kazýyan ve fitnenin baþýný kesen Allah’a hamdolsun!” diye, güya onlarýn fitne baþý olduðunu ima etmeye çalýþtý. Zeynelâbidîn (rah), adama,

“Sen Kur’an’ý okudun mu?” diye sordu, adam,

“Evet, okudum” dedi. Zeynelâbidîn (rah),

“Sen, Allah Teâlâ’nýn, “Resûlüm, onlara de ki: ‘Ben bu davetime karþýlýk olarak sizden bir karþýlýk ve ücret beklemiyorum; sadece yakýnlarýma sevgi göstermenizi istiyorum’ (Þûrâ/23)
âyetini okumadýn mý?” diye sordu. Adam,

“Bu ayette sevilmesi emredilen yakýnlar siz misiniz?” diye sorunca, Ýmam, “Evet, onlar biziz” dedi.( Taberî, Cüz:XXV, Shf:33 (Beyrut, 1995); Suyûtî, ed-Dürrü’1-Monsûr, VII, 348)

Bir gün Ýmam Azâm (rah) hocasý Ýmam Cafer es-Sadýk hazretlerinden ilim ve hadis dinlemeye gelmiþti. Hocasý elinde bir asa ile çýkageldi. Ýmam Azam (rah), “Ey Rasûlullah’ýn evlâdý, siz henüz asaya ihtiyaç duyacak bir yaþta deðilsiniz” dedi. Cafer es-Sâdýk (rah),

“Evet dediðin gibidir, fakat bu elimdeki asa Hz. Rasûlullah’ýn asasýdýr; onu bereket için yanýmda taþýyorum” dedi. Ýmam Azam (rah), hemen ileri atýlýp bastona sarýldý ve, “Ey Rasûlullah’ýn evlâdý, müsaade buyurun, onu öpeyim” dedi. Cafer es-Sâdýk (rah) hemen kolunu açtý ve Ýmam Azam’a göstererek:

“Vallahi sen bilirsin ki bu ten Hz. Peygamber’in hücrelerini taþýyan bir tendir ve þu gördüðün kýllar da onun kýlýndandýr. Onu öpmüyorsun da asayý öpmek istiyorsun!” dedi. Bununla, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in zürriyetinin Hz. Peygamber’in (s.a.v) bir parçasý olduklarýný hatýrlattý (Bkz: Muhammed Besyûnî, es-Seyyidc Fâtýmatu’z-Zehrâ, 37. (Beyrut, 1990))


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son HuRi tarafından, 10.02.2007 - 02:15 tarihinde.
Gönderen: 10.02.2007 - 02:13
Bu Mesaji Bildir   ZeBaNi üyenin diger mesajlarini ara ZeBaNi üyenin Profiline bak ZeBaNi üyeye özel mesaj gönder ZeBaNi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
1023 Mesaj -

EHL-Ý BEYTÝ SEVMEK ÝMANIN ALÂMETÝDÝR




Allah Teâlâ, müminlere Resûlü’nün sevilmesini farz kýldýðý gibi onun parçasý olan ve kendisine inanan yakýnlarýnýn da sevilmesini, bu þekilde Peygamber’in (s.a.v) sevindirilmesini istiyor. Bir ayet-i kerimede þöyle buyrulmuþtur:

“Resûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karþýlýk olarak sizden bir karþýlýk ve ücret beklemiyorum; sadece yakýnlarýma sevgi göstermenizi istiyorum.” (Þûrâ/23)

Ýbn Abbas (r.a) naklediyor: Bu ayet-i kerime indiði zaman, bazýlarý, “Yâ Resûlellah! Sevmemiz vacip olan bu yakýnlarýnýz kimlerdir?” diye sordular; Efendimiz (s.a.v),
“Ali, Fâtýma ve onlarýn çocuklarý Hasan ile Hüseyin” buyurdu. (Tabarânî, el-Kebîr, No: 2641; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 168)

Efendimiz (s.a.v), baþka bir hadislerinde, onlarý dost edenleri kendisinin de dost edeceðini, onlara düþmanlýk edenlere kendisinin de düþman olacaðýný beyan buyurmuþtur. (Hâkim, Müstedrek, III, 149; Tabarâni, el-Kebîr, No:2619, 2620)

Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, Ehl-i Beytin sevgisinin, kendisini sevmekten ileri geldiðini þöyle belirtmiþtir:

“Sizi nimetleriyle rýzýklandýrýp gýdâlandýrdýðý için Allah’ý seviniz. Beni Allah’ý sevdiðiniz için seviniz. Ehl-i Beytimi de beni sevdiðiniz için seviniz.” (Tirmizî, Menâkýb, 32; Hâkim, Müstedrek, III, 150.)

Efendimiz’in zevcesi Ümmü Seleme (r. anha) anlatýyor:

Resûlullah (s.a.v) Ali, Fâtýma, Hasan ve Hüseyin’le yemek yedi. Yemekten sonra, onlarý üzerindeki elbise ile sardý ve,

“Allahým! Bunlara düþman olana sen de düþman ol; bunlarý seveni sen de sev!”
diye duâ etti. (Ebû Ya’lâ, Müsned, No:6951; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 166-167.)

Resûlullah (s.a.v) Efendimiz’in amcasý Abbas (r.a) bir gün üzüntülü bir þekilde, Efendimiz’in huzuruna geldi ve,

“Yâ Resûlellah! Kureyþ bizden ne istiyor; birbirleriyle karþýlaþýnca güler yüz gösteriyorlar, bizimle karþýlaþýnca yüzleri deðiþiyor!” diye þikâyet etti. Allah Resûlü (s.a.v) bu hâle çok gazaplandý; yüzü kýpkýrmýzý oldu. Sonra,
“Allah’a yemin ederim ki, bir kalp sizleri Allah ve Resûlü için sevmedikçe o kalbe iman girmiþ olmaz”
buyurdu ve þöyle devam etti:

“Ey insanlar! Kim amcama eziyet ederse, bana eziyet etmiþ olur. Hiç þüphesiz bir kimsenin amcasý babasý gibidir.” (Tirmizî, Menâkýb, 28; Ahmed Müsned, I, 207.)

Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, Hz. Ali’ye hitaben: “Yâ Ali, seni ancak mümin olanlar sever; sana ancak münafýklar buðzeder.”
buyurmuþtur.( Müslim, iman, 131; Tirmizî, Menâkýb, 20; Nesâî, iman, 19.)

Allah Resûlü (s.a.v), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.a) için, “Bunlar benim evlâdýmdýr; evlâdýmýn çocuklarýdýr. Allahým! Ben onlarý seviyorum, sen de sev. Allahým, onlarý sevenleri de sev!”
diye duâ etmiþtir. (Tirmizî,Menâkýb, 50; Beðavî, Mesâbihu’s-Sünne, IV, 194. (No: 4829))

Büyük arif Muhyiddin b. Arabî hazretleri (k.s) demiþtir ki: “Allah Resûlü (s.a.v), Allah Teâlâ’nýn emriyle bizden yakýnlarýna muhabbet etmemizi istemiþtir. (Þûrâ/23) Bundan sonra bir mümin Hz. Peygamberin (s.a.v) bu talebim kabul etmezse, yarýn kýyamet gününde ona hangi yüzle bakacak ve onun þefaatini nasýl umacaktýr?”

Bir sadýk âþýk demiþtir ki: “Sevgilinin yaptýðý her þey sevgilidir. Eðer senin Allah ve Resûlü için muhabbetin sahih ise, Hz Peygamber’in (s.a.v) Ehl-i Beytini de seversin. Herkesin imaný onlarýn muhabbeti ile ölçülür.” (Ibnu Arabî, el-Futûhâtu’1-Mekkiyye, I, 29. Bölüm. (Özetle alýndýgöz kırpma)
Gönderen: 10.02.2007 - 02:15
Bu Mesaji Bildir   ZeBaNi üyenin diger mesajlarini ara ZeBaNi üyenin Profiline bak ZeBaNi üyeye özel mesaj gönder ZeBaNi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
1023 Mesaj -

EHLÝ BEYT, KIYAMETE KADAR DEVAM EDER; HER MÜ’MlNE ONLARA HÜRMET ETMEK VE HAKLARINI KORUMAK GEREKÝR



Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuþtur ki:

“Þüphesiz, (âhirete) çaðrýlýp gitmem yakýndýr. Size iki büyük ve hukuku aðýr emanet býrakýyorum. Birisi, Aziz ve Celil olan Allah’ýn kitabý Kur’an. Diðeri de gözümün nuru ehl-i beytimdir. Allah’ýn kitabý Kur’an; semadan yeryüzüne uzatýlmýþ (ilâhî ve nuranîgöz kırpma bir iptir. Lâtif ve Habir olan (her þeyi bilen Rabbim) bana bildirdi ki: Kur’an’la ehl-i beytim (âhirette) Havz-ý Kevser’in baþýnda bana gelene kadar birbirinden ayrýlmayacak. Öyleyse, sizler (size emanet ettiðim) bu iki þeyde bana nasýl halef olduðunuza (benden sonra onlara nasýl davrandýðýnýza) iyi bakýnýz; onlarýn hakkýný korumaya dikkat ediniz!”
(Ahmed, Müsned, 111,17;V,182;Tabarânî, el-Mu’cemu’1-Kebir, V, 154 (No:4922, 4923). Bkz: Tirmizî, Menâkýb, 32 (No:3788. Ayný konuda biraz farklý bir rivayet))

Hz. Resûlullah’ýn (s.a.v) gerçek âþýðý Ebû Bekir Sýddîk (r.a) demiþtir ki:

“Resûlullah’m Ehl-i Beytini sevip memnun ederek Resûlullah’ýn (s.a.v) hatýrýný gözetin. Vallahi, Resûlullah’ýn yakýnlarýnýn haklarýný korumak, benim için kendi yakýnlarýmýn haklarýný korumaktan daha sevimlidir.” (Buhârî, Fedâilü Ashâbi’n-Nebi, 12.)

Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuþtur ki:

“Sizin en hayýrlýnýz, benden sonra Ehl-i beytime karþý en hayýrlý davranan kimselerdir” (Hâkim. Müstedrek, III, 311; Ebû Ya’lâ, Müsned, No:5924)

“Allah’a yemin ederim ki, bana ve ehl-i beytime buðzeden ve bizi kýzdýran kimse, muhakkak cehenneme girer.” (Hâkim, Müstedrek, III, 150; ibnu Hýbbân, el-Ihsân, XV, 435. (No:6978).)

“Ehl-i Beytim Nuh’un gemisi gibidir; ona binen kurtulur; uzak duran boðulup helâk olur.” (Hâkim, Müstedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157; Tabarânî, el-Kebîr, No:2636-2638.)

“Rabbim bana, Ehl-i Beytim içinde kim Allah’ýn birliðini ve benim peygamberliðimi kabul ederse ona azap etmeyeceðini vaadetti.” (Hâkim, Müstedrek, III, 150.)

Þu hâdiseden ibret alalým:

Ashabýn hafýz ve ileri gelen âlimlerinden Zeyd b. Sâbit’e (r.a) binmesi için bir hayvan getirildi. Abdullah b. Abbas (r.a) hemen üzengisini tutup binmesine yardýmcý olmaya çalýþtý. Zeyd (r.a), “Ey Resûlullah’ýn amcaoðlu, lütfen böyle yapma, üzengiyi býrak!” dedi. Ýbn Abbas (r.a):

“Biz âlimlerimize ve büyüklerimize karþý böyle davranmakla emrolunduk” dedi. Bunun üzerine Zeyd b. Sabit (r.a), “Elini bana verir misin?” dedi ve Ýbn Abbas elini uzatýnca onu öptü ve, biz de Hz. Peygamber’in ehl-i beytine karþý böyle davranmakla emrolunduk” dedi. (lbnu Abdilberr, Beyâni’1-tlm, I, 127; Kandehlevî, Hayâtu’s-Sahâbe, II, 440. Son kýsmý hâriç bkz: ibnu Hacer, el-lsâbe, No:2888; (Beyrut, 1995); Hâkim, Müstedrek, III, 423.)

Müfessir Ýbn Kesir (rah) demiþtir ki: “Ehl-i Beyte karþý hayýr tavsiyede bulunan, onlara karþý iyiliði, hürmet ve ikramý emreden kimseyi yadýrgamayýz. Çünkü onlar tertemiz bir zürriyetten gelmektedirler. Onlar, övünme, nesep ve itibar yönünden yeryüzündeki en þerefli hanenin evlâtlarýdýr. Özellikle Hz. Rasûlullah’ýn þerefli sünnetine tâbi olan ve ondan hiç ayrýlmayan Ehl-i Beyt, bu hürmet ve hizmete en lâyýk kimselerdir. Çünkü Efendimiz (s.a.v) sahih bir hadiste:

“Size iki tane hukuku aðýr emanet býrakýyorum. Birisi Allah’ýn Kitabý, diðeri de Ehl-i Beytimdir. Kur’an ve Ehl-i Beytim, kýyamette havzýn baþýnda bana kavuþana kadar birbirinden ayrýlmayacaktýr”
buyurmuþtur. (Ibnu Kesir, Tefsir, VII, 201. (Riyad, 1997))

Müfessirlerin imamý Fahruddin er-Râzî (rah.) demiþtir ki:

“Resûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karþýlýk olarak sizden bir karþýlýk ve ücret beklemiyorum; sadece yakýnlarýma sevgi göstermenizi istiyorum”
âyet-i kerimesi (Þûrâ/23) Resûlullah’ýn (s.a.v) Eh-i Beytini ve Ashabýný sevmenin vacip olduðunu göstermektedir. Allah Resûlü (s.a.v) sahih hadislerinde:
“Fatýma benden bir parçadýr; onu üzen beni de üzer” (Ibnu Kesir, Tefsir, VII, 201) buyurmuþ, Hz. Ali’yi, Hasan ve Hüseyin’i sevdiðini belirtmiþtir. Efendimizin sevdiði kimseleri sevmek, bütün ümmete vaciptir. Sonra, her namazýn sonunda Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ne salât ve selâm okunmasý, bütün ümmete emredilmiþtir. Bu büyük bir makamdýr; onlardan baþka hiç kimseye nasip olmamýþtýr. Bütün bunlar gösteriyor ki, Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ni sevmek vaciptir.

Yukarýdaki âyetin içine Efendimize iman ve itaat eden bütün Sahâbe-i Kiram da girmektedir. Onlar da Efendimizin yakýnlarýdýr. Kýsaca, Ehl-i Beyt’i ve Ashâb-ý Kiram’ý sevmek vaciptir.

Bir hadiste: “Eh-i Beytim Nûh’un gemisine benzemektedir. Ona binen kurtulur; binmeyen suda boðulur”
buyrulmuþtur. Bir diðer hadiste ise: “Ashabým yýldýzlar gibidir; hangisine tâbi olursanýz doðru yolu bulursunuz” buyrulmuþtur. Þu anda bizler, ilâhî teklif denizinde bulunuyoruz. Bu arada þüphe ve þehvet dalgalan da devamlý bize çarpýp durmaktadýr. Denizde giden bir kimsenin iki þeye ihtiyacý vardýr. Birisi, kusuru bulunmayan ve içine su geçilmeyecek þekilde saðlam bir gemi.

Diðeri de, yön tayin edecek açýk parlak yýldýzlar. Bir kimse saðlam bir gemiye biner ve parlak yýldýzlarla yönünü belirlerse, hedefine selâmet içinde ulaþýr. Bunun gibi, biz ehl-i sünnet cemaatý da, Hz
Peygamberin Ehl-i Beytinin muhabbet gemisine bindik ve gözlerimizi hidayet semasýnýn yýldýzlan olan Ashâb-ý Kirama diktik; böylece yol alýyoruz. Bu durumda Allah Teâlâ’dan ümidimiz bizleri dünya ve âhirette selâmete ulaþtýrmasýdýr. (Râzî, Tefsir-i Kebir, XXVII, 143.)

Ýmam Þafiî (rah.) baþka bir sözünde Ehl-i Beyt sevgisinin farz olduðunu þöyle dile getirir:

“Ey Resûlulllah’ýn Ehl-i Beyti! Sizi sevmek bize farzdýr. Allah indirdiði Kur’an’da böyle emretmiþtir. Size salât okumadan namaz kýlanýn namazýnýn kabul olmamasý, sizin için en büyük bir övünç kaynaðýdýr ve bu size kâfidir.” (Muhammed Afif ez-Za’bî, Divânu’þ-Þâfii, 72)

“Allah ve melekleri devamlý Peygamber’e salât ediyor; ey müminler siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin.” (Ahzab/56.)Âyeti nazil olunca, Ashab’tan bazýlarý, Rasûlullah (s.a.v) Efendimize gelerek:

“Yâ Rasûlellah! Size nasýl selâm vereceðimizi biliyoruz, fakat size, Ehl-i Beytinize nasýl salât okuyalým?” diye sordular. Efendimiz (s.a.v) þöyle buyurdu:

Þöyle deyin:

“Allahým! Efendimiz Muhammed’e ve onun âline (ailesine ve zürriyetine) salât et. Peygamberin Ýbrahim’e ve âline salât ettiðin gibi. Allahým! Efendimiz Muhammed’e ve onun âline (ailesine ve zürriyetine) bereket ihsan et, onlarý mübarek kýl. Peygamberin Ýbrâhim’e ve âline bereket verdiðin gibi.” (Buhârî, Ehâdisü’l-Enbiyâ, 10; Müslim, Salat, 65-69.)

Bu ayet ve hadislerden hareketle Ýmam Þafiî (rah), namazýn son oturuþunda Efendimize salât okumayý namazýn farzlarýndan saymýþtýr. Getirilecek salâtýn en kýsasýnýn, tercih edilen görüþe göre “Allahümme salli alâ Muhahemmedin ve âlihi” olduðu belirtilmiþtir. (Þirbînî, Muðni’l-Muhtâc, I, 270 (Beyrut, 1997. Tahriçli Baskýgöz kırpma; Zuhaylî, el-Fýkhu’l-Islâmî ve Edilletühû, I, 670.)Yukarýda geçen sözle bu kasdedilmiþtir.

Meþhur þair Ferazdak, Ehl-i Beyt’ten Zeynelâbidin’i tanýtýrken bir beytinde þöyle söyler: “O öyle bir ailedendir ki, onlarý sevmek din, onlara buðzetmek küfürdür. Onlara yakýnlýk kurtuluþ ve emniyettir.” (Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, III, 139; Ibnu Hacer el-Heytemî, es-Savâiku’l-Muhrika, II, 574)
Gönderen: 10.02.2007 - 02:16
Bu Mesaji Bildir   ZeBaNi üyenin diger mesajlarini ara ZeBaNi üyenin Profiline bak ZeBaNi üyeye özel mesaj gönder ZeBaNi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
1023 Mesaj -

AHÝR ZAMANDA GELECEK VE ÝSLÂMIN ÝZZETÝNÝ ÂLEME GÖSTERECEK OLAN Hz. MEHDÎ DE (a.s) EHL-Ý BEYTTEN BÝR ZAT OLACAKTIR



Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuþtur ki:

“Dünyada kýyametin kopmasýna bir gün de kalsa, muhakkak Allah o bir günü Uzatacak ve benim Ehl-i Beytimden birisini ortaya çýkaracaktýr. Onun ismi benim ismime, babasýnýn ismi de babamýn ismine uyar. Daha önce zulüm ve haksýzlýkla dolu olan yeryüzünü adaletle doldurur.”
(Ebû Dâvud, Kitâbu’l- Mehdî, 4; Tirmizî, Fitcn, 52.)

“Mehdî benim sulbümden Fâtýma’nýn evlâtlarýndan gelecek birisidir.” (Ebû Dâvud, Kitâbu’l- Mehdî, 6; Ibnu Mâce, Fiten, 34)

“Mehdî benim Ehl-i beytimdendir; o açýk alýnlý ve kývrýk burunludur. Daha önce zulüm ve haksýzlýkla dolu olan yeryüzünü adaletle ve doðrulukla dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir.” (Ebû Dâvud, Kitâbu’l- Mehdî, 6.)

“Âhir zamanda Ehl-i Beytimden çýkacak ve müminleri toplayacak olan kimseye yardým etmek, davetine uymak her mümine vaciptir. ”
(Ebû Dâvud, Kitâbu’l-Mehdî, 12; Ali Nasýf, et-Tâc, V, 344)

“Ehl-i Beytim yeryüzündekiler için bir emniyettir. Onlar gidince, yeryüzündekilerin sonu gelir; kýyamet kopar.” (Taberânî, el-Mu’cemu’s-Saðîr, no: 318, el-Evsat, IV, 204.)
Gönderen: 10.02.2007 - 02:17
Bu Mesaji Bildir   ZeBaNi üyenin diger mesajlarini ara ZeBaNi üyenin Profiline bak ZeBaNi üyeye özel mesaj gönder ZeBaNi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
1023 Mesaj -

MANEVÎ NESEB VE ÝMAN BAÐI ÝLE RASÛLULLAH (s.a.v) EFENDÝMÝZE BAÐLI OLAN MUTTAKÝLER DE EHL-Î BEYTTEN SAYILMIÞTIR. ONLARI SEVMEK TE VACÝPTÝR



Bu konuda Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuþtur ki:

“Bütün muttakiler, Muhammed’in âlidir (ehl-i beytidir.)” (Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, III, 89; (No:5624); Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, X,
269.)”Ehl-i Beytimden bazýlarý kendilerinin bana insanlarýn en evlâsý (en sevgilisi) olduðunu düþünüyorlar. Hâlbuki durum öyle deðildir. Þüphesiz benim içinizdeki dostlarým, muttakilerdir. Onlar (nesep ve yer olarak) kim olursa olsun, nerede bulunursa bulunsun, deðiþmez.” (Taberânî, el-Mu’cemu’s-Saðîr, no: 318, Deylemî, Müsncd, I, 287 (No:904))

Rasûlullah (a.s), Muaz b. Cebel’i Yemen’e gönderirken, onunla birlikte uðurlamaya çýktý. Kendisine tavsiyelerde bulundu. Muaz (r.a) binekte, Rasûlullah (a.s) ise yerde yaya yürüyordu. Uðurlama yerine geldiklerinde Efendimiz(a.s):

“Yâ Muaz! Belki bu seneden sonra benimle burada karþýlaþýp görüþemeyeceksin!”
buyurdu. Rasûlullah (a.s)’ýn ayrýlýðýndan (ve bu iþaret yollu vefat haberinden) dolayý Muaz (r.a) aðladý. Sonra Rasûlullah (a.s) geri dönüp, Medine’ye yönelerek:

“Benim için insanlarýn en evlâsý (en yakýnýgöz kırpma her kim olursa olsun, nerede bulunursa bulunsun, muttaki olanlardýr.” buyurdu.( Ahmed, Müsned, V, 235; Ali el-Muttakî, Kenz, III, 91.)

Allah Resulüne olan sadakati ve sevgisi Ýran asýllý Selman-ý Fârisî Hz.lerini Ehl-i Beytin içine katmýþtýr. Selman (r.a) Ýslâm’a giriþiyle ve Hendek harbindeki ince siyaseti ile bütün ashabýn gönlüne girmiþti. Muhacirler: “Selman bizdendir.”diye onu kendileri gibi görmüþlerdi. Ensâr ise: “Hayýr, aslýnda Selman bizdendir.” diye ona sahip çýkmak istemiþlerdi. Allah Resûlü (s.a.v) bizzat araya girdi ve: “Selman bizdendir; Ehl-i Beytimizdendir”
(Ibnu Sa’d, Tabakât, IV, 83; Muhammed eþ-Þâmî; Sübülü’1-Hüdâ, IV, 365.) buyurarak, onu has dairenin içine aldý; kýyamete kadar hayýrla anýlacak grubun içine kattý.

Ýman, sevgi ve takva yolunda hizmet ile herkes bu þereften bir derece pay sahibi olabilir. Bu kapý herkese açýktýr. “Allah’ýn dostlarý ancak muttakilerdir.” (Enfal/34) âyeti nazil olunca, Hz. Resûlullah (s.a.v): “Benim dostlarým ancak muttakilerdir.” (Hâkim, Müsterdek, II, 328; Ibnu Kesir, Tefsir, IV, 51) buyurarak, iþin esâsýnýn iman ve takva olduðunu belirtti.

Bir kimse, hem Allah Resûlünün temiz nesebine, hem de edebine vâris ve sahip olursa, o nur üstünü nur olur. Böyle olduðu için, geçmiþte ve günümüzde, takva imamlýðýný en liyakatli þekilde temsil eden onlar olmuþlardýr. Yani, irþad kutubluðu, Ehl-i Beytin þerefli mensubu ariflere nasib olmuþtur. Bu, Allah Rasûlü’nün (s.a.v) kýyamete kadar devam eden nübüvvetinin bir tezahürüdür. Velâyet, nübüvvet mucizesinin bir devamýdýr ve bu nur en parlak þekilde o nübüvvetin sahibi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz’in evlâtlarýnda zuhur etmiþtir ve hâlen de etmektedir.

Allahým! Bizi Ehl-i Beyt sevgisiyle yaþat ve o sevgi içinde hasret. Bizi takva ile þereflendir; rýzâ ve cemâlinle sevindir. Âmîn, bi hürmeti Seyyidi ‘1-Mürselîn. Velhamdü lillahi Rabbilâlemin
Gönderen: 10.02.2007 - 02:17
Bu Mesaji Bildir   ZeBaNi üyenin diger mesajlarini ara ZeBaNi üyenin Profiline bak ZeBaNi üyeye özel mesaj gönder ZeBaNi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -
gül Allah Razı Olsun gül

Yüreðine saðlýk...
Emeklerine
Ellerine saðlýk...
Çok faydalý eklemeler olmuþ...Teþekkürler.

SONSUZ SALAT VE SELAM SEVGÝLÝLER SEVGÝLÝSÝNE OLSUN...
ve ONUN SAHABESÝNE KAÝNAT DOLUSUNCA SELAM OLSUN...!

Müslümanlar Peygamber’den, kendisine nasýl salat edeceklerini sorduklarýnda, salat etmenin þeklini onlara þöyle öðretti:
“Deyin ki: Allah’ým, Muhammed’e ve Muhammed’in âline (Ehl-i Beyt’ine) salat et; nasýl ki Ýbrahim’e ve Ýbrahim’in âline salat ettin. Þüphesiz ki sen beðenilmiþ ve yüksek mertebelisin.”
Bu ümmetin içinde Ehl-i Beyt’ten baþka bu yüce sýfatlarý haiz olan hiç kimse yoktur. Ýþte buradan, Ehl-i Beyt’in (a.s) sevmenin farz oluþu, onlara tabi olup, gittikleri yoldan gitmenin bütün Müslümanlara gerekli olduðunun sýrrý ortaya çýkmaktadýr.
Kur’an-ý Kerim’in, Ehl-i Beyt (a.s) üzerinde bu kadar ýsrarla durmasýndan, onlarýn azamet ve makamlarýný açýklamasýndan maksat, Müslümanlarýn Hz. Resulullah (s.a.a)’den sonra onlarý önder kabul etmeleri, onlarý sevmeleri ve onlara itaat etmeleridir.
Kur’an-ý Kerim’in onlarý bu þekilde tanýtmasýnda itikadî ve mektebî amaçtan baþka bir hedef güdülmemektedir. Bütün bunlar, Müslümanlarý tefekküre ve düþünmeye sevk edip, Kur’an’ýn ve Peygamber’in ümmete imam ve önder olarak tanýttýðý bu seçilmiþ insanlarý daha iyi tanýmaya çaðýrýyor.

Gönderen: 10.02.2007 - 09:55
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1752 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bcýng&#253.. (48), cguray (44), é ismail é (55), FatihBaba (49), Haci 1953 (71), Irina (59), Bidik (60), Habip35 (66), arayış (55), GönülDostu23 (40), Karabey (49), hayrunisa (40), necati52 (54), mfcandas (45), cem55 (55), orhan karasu (37), smasher (41), aliturac (49), firdevs (41), maygen (41), kuyumcu (55), gýyas (60), Kore53 (71), eren58 (47), RaMo_CaN (52), coolboy (53), mtg_turk (55), NURYÜZLÜM (30), S67 (35), gökhan dalc&yac.. (31), mycolor (52), Setna (47), h_ethem (55), kudret35 (52), gunesay (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64233 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.