*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1427 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 29. Aralık 2024 - 18:05

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » Ölüm Gerçegi

önceki konu diğer konu

3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	endulus

Ölüm Gerçegi

611 Mesaj -

DOÇ. DR. MEHMET SOYSALDI*
DÜÞÜNCE;

--------------------------------------------------------------------------------

ÖLÜM GERÇEÐÝ

?Ana rahminden geldik pazara,

Bir kefen alýp döndük mezara!?

***

?Nehirler aktý geçti,

Kurudu vakti geçti

Nice han, nice sultan,

Tahtý býraktý geçti.

Þu dünya penceredir,

Her gelen baktý geçti? demiþ ecdadýmýz.

Bu dünya fânî, hem de öyle bir fânî ki, bakmýþsýnýz daha ?fâ...? deyip kelimeyi tamamlamadan tükenivermiþ ömür sermayemiz, kayývermiþ hayat yýldýzýmýz, gözlerimiz önünden. Demek ki ömür de fânî, hayat ta fânî... Yani, insan bu geçici dünya hayatýnda kýsa süreli bir misafirdir.

Bir damla su, kan pýhtýsý ve bir çiðnemlik et parçasýndan yaratýlan insan; bünyesi, vücudu, yaratýlýþý, kýsacasý herþeyi itibarýyle ölüm gerçeði ile yüz yüze ve yan yanadýr. Ýnkâr ve itiraza mahal yoktur. Bütün mesele, ne zaman geleceði belli olmayan bu kutlu misafire, hazýrlýksýz yakalanmamaya dayanýyor.

Ýnsan ne zaman, nerede ve nasýl öleceðini bilmese de, bir gün gelip kendisinin de ölümle kucaklaþacaðýný iyi bilmelidir. Ölüm bizi nerede beklediði belli deðil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim.

Her ne kadar dünya insaný meþgul etse ve ölümü bize unuttursa bile, yine de insanýn ölümden gaflet etmemesi gerekir. Çünkü insanlar sadece bu dünya için yaratýlmamýþtýr. Yaratýlýþlarýnýn asýl gayesi, kendisinden sonra fena ve ölümün bulunmadýðý, bâkî olan âhiret yurduna hazýrlanmaktýr. Kýyâmet gününde; ?Ey cennet ehli, cennette ebedî kalýn, ey cehennem ehli cehennemde ebedî kalýn.? denildiði zaman, cehennem ehli piþmanlýk duyarlar. Fakat o gün, eyvahlarýn ve piþmanlýklarýn fayda vermediði bir gündür.

Nitekim Yüce Allah þöyle buyurmuþtur: ?Ýþte o gün, gerçek mülk Rahmanýndýr, (bütün hükümranlýk yalnýz O'na aittir) ve o (gün), kâfirler için çetin bir gündür. O gün zâlim ellerini ýsýrýp; ?Nolaydý, keþke ben peygamberle beraber bir yol edinseydim!? der, ?Vay bana, ne olurdu, ben falaný dost edinmeseydim! (O) beni, bana gelen zikirden saptýrdý. Zaten þeytan, insaný (uçuruma sürükleyip), yapayalnýz ve yardýmcýsýz býrakýr.?(1)

Bazý insanlar ölüm kendilerine geldiðinde Yüce Allah'ýn buyurduðu gibi þöyle derler: ?Nihayet onlardan birine ölüm geldiði zaman; ?Rabbim! beni (dünyaya) geri döndür ki, terk ettiðim dünyada yararlý bir iþ yapayým.? Hayýr, bu onun söylediði, (olmayacak) bir laftýr. Önlerinde, ta dirilecekleri (kýyâmet) gününe kadar, (geriye dönmelerine engel olan) bir perde vardýr.?(2)

Yazýklar olsun, onlarýn istekleri nasýl yerine getirilir?. Onlar ki, dünyada Allah'ýn emrine boyun eðmediler, Allah'ý zikirden yüz çevirdiler. Dünyada iken Yüce Allah'ýn þu sözünü duymadýlar mý?:

?Kim beni anmaktan yüz çevirirse, onun için dar bir geçim vardýr. Kýyâmet günü onu kör olarak haþreder (mahþer yerine getiririz.) ?Rabbim beni niçin kör olarak haþrettin, oysa ben görür idim? der. (Allah) buyurur ki; ?Ýþte böyle sana da bizim ayetlerimiz geldi, sen onlarý unuttun. Bugün de sen öyle unutulursun. Ýþte israf eden ve Rabbinin ayetlerine inanmayanlarý böyle cezalandýrýrýz. Elbette âhiretin azabý daha çetin ve daha süreklidir.?(3)

Nice insanlar vardýr ki, dünyada malý, serveti biriktirirler, yemeden giderler. Ekerler, dikerler ve ektiklerini biçemeden ölürler. Yüksek yüksek binalar yaparlar, fakat içinde oturamadan ecel gelir onlarý bu dünyadan alýp götürür. Nice insanlar da vardýr ki, birçok emel kurarlar, fakat emellerine kavuþamadan ölürler. Elbiseler biçtirip, diktirirler ve giyemeden ölüm gelir ve ancak dört metre bezle çekip giderler. Yüksek yüksek diktikleri binalar boþ kalýr. Onlar ise yerin baðrýnda yatmaktadýrlar. Bu dünyadan sadece bir pamuklu bez parçasýyla çýkmýþlardýr, yaptýklarý evler boþ kalmýþtýr, onlar yerin altýnda serilip yatmaktadýrlar. Önceleri vefâkâr olan dost ve arkadaþlarý kendilerini yalnýz býrakmýþlardýr.

Ey insan! yarýn veya öbür gün sen de onlar gibi tek baþýna kabirde kalacaksýn. Sevgisini umduðun senden ilgisini kesecektir. Sözünü yerine getiren bir insan dahi göremezsin. O halde ölüme hazýr ol, çünkü ölüm çok yakýndýr. Bütün boþ emelleri býrak.

Gerçekten o ilâhî bir adalettir, yaptýðýn gibi hesaba çekileceksin, bu dünya ekme yeridir, hasat ise oradadýr. Eðer hayýr iþ yaptýysan cennet, þer (kötü göz kırpma

iþ yaptýysan ateþ (cehennem) olarak karþýlýðýný bulacaksýn. ?Rabbin hiç kimseye zulmetmez?(4)

Nitekim Yüce Allah þöyle buyurmuþtur: ?Ýnsana çalýþmasýndan baþka bir þey yoktur. Çalýþmasý da yakýnda görülecektir. Sonra ona tastamam karþýlýðý verilecektir.?(5)

Þunu iyi bilmeliyiz ki ölüm, bizim için bir yer deðiþtirme, hal deðiþtirme ve vazife külfetinden sýyrýlarak rahata ve rahmete ermektir. Hatta bir bakýma, her þeyin kendi özüne ve hakikatine intikal etmesinden ibarettir. Bu itibarla ölüm, hayat kadar câzip; dostlara vuslat kadar sevindirici ve ölümsüzlüðe ermek kadar büyük bir nimettir. Bu eþsiz nimete kavuþabilmek içinse öncelikle bu dünya hayatýnda üzerimize düþen insanlýk rolünü hakkýyla oynamamýz gereklidir. Tezkeremizi vukuatsýz olarak alabilme gayreti içinde nefesimizi tüketmeliyiz...

Kabir, alem-i âhiret'e açýlmýþ bir kapýdýr. Arka ciheti rahmettir, ön ciheti ise azaptýr. Bütün dost ve sevgililer o kapýnýn arka cihetinde duruyorlar. Senin de onlara iltihak zamanýn gelmedi mi? Evet vakit yaklaþtý. ?Dünya pisliðinden temizlenmek için bir gusul lazýmdýr.? diyor, hakikatlere bilfiil tercüman olan o diline kurban olduðum, hakikatþinaz zat-ý muhterem. Evet insan âkibetinden kaçamaz. Nereye giderse gitsin, ölüm onu bulacaktýr. O ne zaman öleceðini bilmese de bilen biri var ya. Daha dün yokluk karanlýklarýnda iken, ona hayat verip, insan olarak yaratan Allah, zamaný gelince dünya daðdaðasýndan onu ebedî âleme alacaktýr. Öyleyse Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in buyurduðu gibi ?Lezzetleri izâle eden ölümü çok anarak, hayatýmýzý ona göre yaþamalýyýz.?

1) Furkan, 25/26-29.

2) Mü'ninun, 23/99,100.

3) Taha, 20/124-127.

4) Kehf, 18/49.

5) Necm, 53/39,40,41.

Gönderen: 22.10.2003 - 08:57

	((( ... )))

2338 Mesaj -

Allah razi olsun

Gönderen: 22.10.2003 - 15:54

((( ... ))) üyenin diger mesajlarini ara

	gocerli

232 Mesaj -

Allah razi olsun

Gönderen: 23.10.2003 - 09:30

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1427 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.66063 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.