|
 |
 |
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
küçük canlılar neden yaratılmış olabilir |
|
|
56 Mesaj -
|
|
|
Bu soruyu kendisine tevcih ettiðimiz muhterem hocamýzýn verdiði cevap yýllarca zihnimizi meþgul etmiþti. Onun: "Kâinata nisbet edildiðinde siz büyük canlý mýsýnýz, siz niçin yaratýldýðýnýzý düþündünüz mü?" þeklindeki cevabý; bize büyüklük ve küçüklüðün izafî olduðunu öðretiyordu. Allah (cc)'ýn çok küçük mahluklara çok büyük iþler gördürebileceðini, yýllar sonra anlayabildik. Geçmiþte yaþanan veba gibi salgýnlarla medeniyetlerin nasýl çökebileceðini, ancak bugün gündeme gelen þarbon veya SARS'ýn biyolojik silâh olarak kullanýlabilme potansiyelleriyle öðrendik.
Mikroorganizma dendiðinde akla gelen þey, bunlarýn mikroskopik olduklarý, yani gözle görülemediðidir. Temizlik hususunda çok hassas olan Efendimiz (sas) týrnaklarýn belli aralýklarla düzenli olarak kesilmesini tavsiye ederken, Hz. Ali'ye hitaben týrnaklarýmýzýn altýnda barýnan ve insaný hasta eden varlýklara dikkat çekmiþtir (Deylemi). Daha sonra Orta Çað boyunca, baþta Ýbni Sina olmak üzere birçok âlim bu görünmez varlýklarýn tesirlerinden bahsetmiþtir.
Mikroorganizma dendiðinde, tek tip varlýklar akla gelmemelidir. Aksine birbirlerinden çok farklý plân ve sistemlerle yaratýlmýþ binlerce canlý bu gruba dahildir. Kabaca sýnýflandýrýldýðýnda bakteriler, mantarlar, protozoonlar, algler ve virüsleri sayabiliriz. Virüsler önceleri 'canlý mý, cansýz mý' diye tartýþýlýrken; sahip olduklarý organizasyon ve çok ince sanatlý yapýlarýndan dolayý, artýk canlý kabul edilmektedir. Bakterilerin bir zarla sýnýrlanmýþ çekirdekleri olmadýðý halde (prokaryotik hücre), mantar ve protozoa hücrelerinin çekirdekleri vardýr (eukaryotik hücre).
Mikroskopik canlýlarýn dünyasýnýn büyüklüðünü ve ihtiþamýný idrâk için týp fakültelerinin müfredatý ve Saðlýk Bakanlýðý istatistikleri incelenebilir. Týp fakültelerinin parazitoloji, mikrobiyoloji, klinik mikrobiyoloji, bakteriyoloji ve enfeksiyon hastalýklarý gibi bölümlerinde, fakülte bittikten sonra üç yýl ihtisas yapýlýr, doktora tezleri hazýrlanýr. Mikroskopik canlýlar üzerine yýllarca araþtýrmalar yapýlmýþ ve halen yapýlmakta, araþtýrmalar derinleþtikçe bu âlemin büyüklüðü ve bu canlýlardaki muhteþem sanatlar çok daha iyi anlaþýlmaktadýr. Hastalýk yapan bakterilere karþý yeni yeni antibiyotikler geliþtirilirken, bakteriler de, "Durun, bu dünyada sadece sizler yoksunuz, bizler de varýz." dercesine direnç gösteriyor.
Bakterilerin clostridium cinsi; karbonhidratlardan selülozu, niþastayý, çözünür þekerleri ve hattâ lâktik asiti bile fermente ederek, parçalar. Böylece bütirik asit, asetik asit, CO2 ve H2 gibi ürünlerin açýða çýkmasýna sebep olur. Meydana gelen bu maddeler, bakteriler açýsýndan yan üründür. Fakat bu iþ insanlar tarafýndan bütirik asit ve asetik asit elde etmek için yapýlýrsa, fermantasyon sonunda meydana gelen bu dört madde esas ürün kabul edilir.
I. Dünya Harbi'nde Ýngiltere'de harp levazýmatý yapmak için, bol miktarda asetona ihtiyaç duyulmuþtur. Bu hal, asetonun fermantasyon yolu ile yapýlmasý için araþtýrmalara zemin saðlamýþtýr. Bir kimyacý olan Weisman, bakterilerden fermantasyon yolu ile aseton elde etmede baþarý göstermiþtir.
Bakterilerin acetobacter cinsi, alkolü okside ederek asetik asite dönüþtürür. Bu bakterilerden istifade edilerek pratikte sirke yapýlýr. Bakterilerden streptococcus ve leucorostocun bazý türleri ticarî kültürlü ayran, tereyaðý ve peynir gibi süt ürünlerinin yapýlmasýnda kullanýlýr. Bu bakteri türleri tek yoldan madde sentezlemeye programlandýðýndan, sadece lâktik asit istihsal eder. Bu asit, ayranýn ekþiliðini temin eder. Yine ticarî maksatla tereyaðýnýn tadýný daha iyi hale getirmek için, s. lactis ile s. diacetilactis bakterileri kullanýlýr. Bazý lactobacillus türlerini kullanmak suretiyle elde edilen lâktik asit, plâstiklerin yapýlmasýnda, bazý besin maddelerinin hazýrlanmasýnda, boyacýlýkta ve derilerin tabaklanmasýnda kullanýlýr. Propionibacterium türleri, bazý özel peynirlerin olgunlaþtýrýlmasýnda ve Ýsviçre peynirinin üretilmesinde kullanýlýr.
Streptosmycetaceae familyasýna ait bazý bakteri türleri, antibiyotik istihsali dolayýsýyla ekonomik bir öneme sahiptir. Meselâ bugün antibiyotik olarak kullanýlan streptesmicin, streptomycesgriseus'tan elde edilir. Hastalýklardan korunmada ve tedavide bakterilerden elde edilen aþýlar ve serumlardan istifade edilir. Öldürülmüþ veya zayýflatýlmýþ canlý bakteriler kullanýlarak aþý hazýrlanýr. Meselâ tifo aþýsý, ölü bakteri; verem (tüberküloz) aþýsý, zayýflatýlmýþ canlý bakteri ihtiva eder. Antibiyotikler, insilün gibi bazý hormonlar, kanser tedavisinde kullanýlan bazý kimyevî maddeler biyo-teknolojik metotlarla bakterilerden elde edilebilmektedir.
Biyolojik mücadele çalýþmalarýnda, zehirli madde üreten bakteriler kullanýlarak zararlýlarla savaþýlýr. Özel olarak üretilip, tarla bitkileri üzerine püskürtülen bu bakteriler, bitkiyi yiyen zararlý böceklerin ölümüne sebep olur. Sivrisineklere karþý bu metot kullanýlmaktadýr.
Nitrobacteraceae familyasýna ait bakterilere daha ziyade toprakta rastlanýr. Bunlar topraktaki faaliyetleri neticesi azot devr-i daiminde önemli rol oynayarak topraðýn verimliliðini artýrýr. Bilindiði gibi bitkilerin azot kaynaðýnýn mühim bir kýsmýný, bu bakterilerin oluþturduðu nitratlar teþkil eder. Saprofit (çürükçül) bakteriler, organik maddeleri çürüterek kendileri için besin ve enerji elde ederken, oluþan organik ve inorganik maddeler, topraðýn zenginleþmesine, tabiatta sýnýrlý miktarda bulunan maddelerin tekrar kullanýlmasýna, madde devr-i daimine vesile olur.
Bitki ve hayvan kalýntýlarýnýn çürüyerek topraða karýþmasýnda, yeryüzündeki madde devr-i daiminde mantarlar da önemli rol alýr. Bitkilerin sonbaharda dökülen yapraklarý, mantar ve bakteriler vasýtasýyla çürütülerek humuslu organik maddelere dönüþtürülür. Oluþan fosfat ve nitrat gibi mineraller, bitkiler tarafýndan alýnarak hayat devrine dahil olur.
Mantarlar; gýda ve fermantasyon (mayalanma) endüstrisi, ilâç sanayii ve çeþitli ürünlerin elde edilmesinde kullanýlmaktadýr. Peynir, alkol, ilâç ve ekmek yapýmýnda mantarlardan yararlanýlýr. Mantarlarda minerallerden; kalsiyum, demir, fosfor, potasyum ve bakýr bulunmaktadýr. Çeþitli antibiyotikler, steroid hormonlar ve birçok vitamin, mantarlardan elde edilir. Son zamanlarda mantarlar, kanser tedavisinde de kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Penicillumchrysogenum mantarýnýn ürettiði penisilin antibiyotiði, bakteriyel hastalýklarýn tedavisinde kullanýlmaktadýr.
Denizlerde, çok fazla alg çeþidi bulunuyor. Algler; protein, vitamin ve mineraller yönünden zengin canlý grubundandýr. Bu alglerden çeþitli besin maddeleri üretilerek beslenme problemlerinin çözümlenebileceðini gösteren uygulamalar vardýr. Japonya'da bu gâye ile alg çiftlikleri kurulmuþtur. Besin deðerleri ve ürettikleri oksijen sebebiyle algler, insanlar ve denizlerdeki hayvanlar için vazgeçilmez canlý grubudur. Gýda zinciri de denen, bir canlýnýn diðer canlýya gýda olmasý þeklinde açýkladýðýmýz silsilenin en birinci halkasý bir hücreli alglerdir. Eðer algler olmasaydý, insana kadar ulaþan bu mükemmel gýda zinciri olmazdý.
Gerek bakteri ve mantarlar, gerekse virüslerin hastalýk yapan türleri geçmiþten günümüze birçok insanýn ölümüne sebep olmuþtur. Ölüm olmasaydý, dünyanýn ne kadar feci bir hâl alacaðýný, bilim-kurgu filmlerinde seyretmek bile, insaný ürpertmektedir. Dünyamýzýn dolup boþaltýlmasýnda ve yeni gelenlere yer açýlmasýnda bu mikroorganizmalara çok iþ düþmektedir.
Mikroskopta zor görülen bu minik canlýlarýn anatomik ve fizyolojik mükemellikleri ise, ciltler dolusudur. 'Büyük saati mi yapmak daha kolaydýr, küçük saati mi?' þeklinde bir soruyla karþýlaþýldýðýnda, herkes küçük saatin daha sanatlý ve ince iþçilik gerektirdiði için, daha zor olduðunu söyleyecektir. Allah (cc) için zorluk ve kolaylýk mevzubahis olmamasýna raðmen, bir mikrobun vücudundaki biyokimyevî hâdiseleri ve organcýklarý düþünmek, Yaratýcý'mýzýn kudretinin ve ilminin sonsuzluðunu daha iyi anlamamýza vesile olmaktadýr.
Küçük canlýlarýn niçin yaratýldýðýna dair biyoloji, týp ve ziraat biliminin ortaya koyduðu neticelerden sadece bazýlarýna temas ettik. Bu bile yeryüzünün dengesinde küçük canlýlarýn önemli varlýklar olduðunu gösteriyor. Ýleriki yýllarda ortaya konacak daha çarpýcý neticeleri gördükçe, Allah (cc)'ýn küçük canlýlarý niçin yarattýðýný çok daha iyi anlayacaðýz.
|
Gönderen: 18.10.2003 - 12:55 |
|
|
slm |
|
|
51 Mesaj -
|
|
|
Allah (c.c.) Razý olsun..
Ýlminizi arttýrsýn.
Allah(c.c.)'a emanet olunuz
Selam ve dua ile..
|
Gönderen: 30.10.2003 - 09:32 |
|
|
Şu an Yok üye ve 1794 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
 |
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
kalehisar (48), yusuf 81 (51), alimoglu77 (48), memetfatih (57), özlem27 (43), kasfa (42), HUZZUR (37), ki51 (51), türkananne06 (50), koray_20 (39), temhaltd (45), muzaffer ercan (40), Ayfer Yaba (59), gecegezen53 (45), xyasinx (38), sERDEL2961 (39), serra77 (51), SADO.BULBUL (76), suna1981 (44), KadeRiim (35), serix (49), sakaryali54 (40), ORBAYKIHL (40), caner (49), idris379 (35), sodak (48), bedrunnisa (38), gokcehmet (62), omerfarukmete (43), baþbakan (35), yekucuk (47), gülündikeni (38), hüseyin köse (53), tufankaya (51), Hudaverdi Tekta.. (53), ermis_68 (49), GUNDEM2000 (52), m.ikbal (42) |
|
|
|
 |
|