0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » HİKAYE (Esir Aslan)

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
muhammedemin su an offline muhammedemin  
HİKAYE (Esir Aslan)
15 Mesaj -
ESÝR ARSLAN


Güneþin altýn ýþýklarý zaman zaman bulutlar arasýndan süzülüp yerde siyah beyaz motifler oluþturuyordu. Ara sýra esen rüzgar zaten serin olan havayý daha da soðutuyordu. Esirler duvarýn kenarýna oturmuþlar o kaybolup görünen ýþýk parçalarýndan nasibine ne düþerse onunla ýsýnmaya çalýþýyorlardý. Dondurucu bir gecenin sessizliðinde daðlarda ateþ yakýp ýsýnmaya çalýþan çobanlarý hatýrlatýyorlardý her biri. Gözler hüzünden buðulu , esaretin derin ýzdýrabý yüzlerdeki keder çizgilerinde yer yer kendini gösteriyordu. Birkaçý zorla tebessüm etmek istiyordu ama iyice dikkat eden bir kiþi onlarýn gözbebeklerinde ýzdýrap dolu siste Moskof ‘ a duyulan kini ve öfkeyi kolaylýkla okuyabilirdi. Zoraki gülmeler örtemiyordu yürek acýsýný , kalp ve gönül yorgunluðunu , hürriyete hasretle çarpan gönüllerin eninli aðlayýþlarýný..

Ýþte bir subay hasret gözyaþlarýný içine akýtan bu esirlerin önünden onlarýn üzerine titrek koyu gölgesini düþürerek geçiriyordu. Esirlerin bazýlarý onu gördü bazýlarý da ani olarak kesilip görünen güneþ ýþýðýndaki deðiþiklikten dolayý kafalarýný kaldýrýp farkýna vardýlar geçenin . Buna müteakip birden bire aralarýnda bir kýpýrdanma oldu. Hepsi ayaða kalktý esirlerin . Rus Çarýnýn dayýsý Nikolo Nikoloviç’ti geçen... Bütün esirler ayaktaydý. Zoraki de olsa bir saygý göstergesi için ayaða kalkmýþlardý. Fakat esirlerden biri buðulu gözleriyle ufuklarý seyrediyordu. Yüz çizgilerinden derin bir üzüntü içinde olduðu anlaþýlýyordu. Fakat o çizgileri yine bir tevekkül aydýnlýðý örmüþtü ýþýk ýþýk bu nurani çehrede. Kasvetli deðildi bakýþlarý. Hüzünlü fakat hicran yüklüydü. Hilal gibi kavisli biraz gür kaþlar kara geceleri kýskandýracak kadar siyahtý. Þahin gibi sert fakat bu bakýþlar içinde bir þefkat ummaný gizleyen kara gözler , kavisli ve heybetli bir burun , ne geniþ nede ince olan bir yüz , vakur bir çene onu ilk gören üzerinde sevgi ve saygý hisleri uyandýrýyordu. Ýhtiyar subayýn bütün esirler içinde bu umursamadan oturan adam dikkatini çekti. Geriye dönüp bir daha geçti esirler önünden. Fakat büyük bir derdi ruhunda taþýdýðý her halinden belli olan esirde hiçbir kýmýldanma yoktu. O hâlâ ufuklarý seyrediyordu. Belkide ruhundaki idealin âti þafaklarýna panoramasýný çiziyordu çileli bakýþlarýyla. Esirdeki umursamazlýða þaþýran Nikoloviç tam onun hizasýna gelince durdu ve tercüman vasýtasýyla sordu : “ Niçin ayaða kalkmýyor , yoksa beni tanýmýyor mu? “ esir gayet sakin cevap verdi : “ Hayýr tanýyorum. Ben bir islam alimiyim. Bir müslüman ise kâfirin karþýsýnda hürmet için ayaða kalkmaz . onun için kalkmadým .” Nikoloviç öfkeden kýpkýrmýzý olmuþtu. Ve hiddetle yanýndakilere emretti : “ Derhal divan-ý harbe verilsin. “ Diðer esirler koþarak bu yiðit kiþinin yanýna geldiler ve hemen özür dilemezse bu iþin sonunun idam olduðunu söylediler. Hatta birkaçý yalvardý Nikoloviç ‘ten özür dilemesi için. O ise zalimin zulmüne korkusuzca eðilmeyeceðini söyledi ve bu özür dileme tekliflerini reddetti. “ Bana ahirete gitmek için pasaport gerekiyordu. Eðer öldürülürsem cana minnet. Ýdamým ahirette ki dostlarýma kavuþmak için bir vesilem olur “ dedi. Esirler ne kadar uðraþsalar da ikna edemediler onu. Havada bir ürpermemi oldu. Güneyden bir meltem rüzgarýmý esti o an . Türk ilinden bir sýcak hasret türküsü mü taþýdý rüzgâr bu periþan ülkenin soðuk ve kirli iklimine kimbilir.Karþý yamaçlarda ki aðaçlar bile ürperir gibi titreþtirdi dallarýný...Esir yerinden kalktý ve yanýndaki arkadaþlarý ile beraber hazin bir günün hüzünlü iklimine dem tutan sessizlik içinde koðuþa doðru yürüyüp gözden kayboldu. Fakat giderken içinde hiçbir korku belirtisi yoktu. Sadece daha da heybet almýþ çehresinde ayaða kalkmasý için yapýlan cüretli teklife karþý beliren öfke çizgileri tam silinmemiþti. Fakat bunu tevekkülün tatlý aydýnlýðý eritip yavaþ yavaþ yok ediyordu iþte. Koðuþa girdiklerinde, güneþ , kanlý gözyaþlarý akýtýr gibi gruba meyletmiþti. Sanki o da üzülüyordu bu olaya. Iþýklarýysa ayný hüzne bulaþmýþçasýna sisli ve griydi. Yoksa o Rabbani lambada insanlara altýn hüzmelerini serpiþtirmemek için yemin mi etmiþti nedir?....

Gece sessiz ve sakin geçti. Teheccüt vaktinde ranzalarýn arasýnda seccadesini sermiþ esirin her zamanki iniltili dualarýndan baþka ses yoktu ortalýkta.. Gözlerindeki yaþ belkide vuslat sevinciyle dökülen hasret çiðleriydi. Zaten geleceðe gebe bu þafak hasreti taþýyan þebnemler deðilmiydi atinin yasemen gönüllü nesillerini besleyen ve büyüten. Onunla beraber dua eden birkaç esirde vardý. Onlarda ayný çýðlýðýn rengini düþürmüþlerdi dualarýna.. Ayný acýnýn ritmiyle nota nota örülmüþlerdi serenatlarýný....

“ Ya Rab bizi bu kahir esaretten kurtar “ diyorlardý herbiri . Fakat o gün dualarýnýn odak noktasý çok sevdikleri bu yiðit kiþinin kurtuluþuydu. Onun divan-ý harbte üzüntü veren cezaya çarptýrýlmamasýydý tek arzularý.. Bir ara birbirlerine baktýlar ve gözler buðu ve sis kelimeleri ile konuþtu o an. Yüzlerindeki aydýnlýk ise “ Allah’tan (c.c) ümit kesilmez “ cümlesini sanki koðuþun loþ havasýn bir mahya þeklinde sessizce nakþediyordu...

Diðer gün divan-ý harbe çýkartýlan esir bir celsede idama mahkum edildi. “ Yok esarette bir kiþinin böylesine bir cüret göstermesi hukuk kurallarýna zýtmýþ. Yok kim olursa olsun rütbeli bir askere karþý saygýlý olmalýymýþ “ gibi bahanelerle mahkumiyet mühürlenip imzalandý . Öbür gün kararýn infaz edilmesi kararlaþtýrýldý. Esir sanýk sandalyesinde alýnan karar için sanki seviniyomuþ gibiydi. Dudaklarýnda tatlý bir tebessüm vardý. Belli ki terhis tezkeresini eline geçiren bir askerin sevinciydi bu. Hummalý bakýþlarý bir sevinç ýþýðý ile aydýnlanmýþtý iþte. “ Ah ölüm nerdesin . Ah Resuller Resulune beni kavuþturacak ilanname , ebed menzilinden Hakk’a ulaþtýracak burak , refref nerdesin “ diyen bir gönlün sevinciydi þimdi bu çehrede okunan. Þeb-i arus özlemini yýllar yýlý yüreðinin en derin köþelerinde taþýmýþ bu dertlinin yüzünün güldüðünü gören diðer esirler ve Rus subaylarý þaþkýnlýktan donup kalmýþlardý. Fakat arkadaþlarý onun nasýl bir metafizik gerilime sahip olduklarýný bildiklerinden bu sevince hiç þaþmadýlar. Esirler yine onun etrafýný sarýp özür dilemesi için defalarca dil döktüler. Hatta biraz dini bilgisi olan bir ikisi ikna için bunun bir intihar olduðunu , Ammar bin Yasir’ in baþýndan geçen olaylarý hatýrlattý ama hiçbiri fayda vermedi . O Rus emperyasýna karþý tek baþýna çekilmiþ bir kýlýcý simgeliyordu þimdi. Zirvesine ulaþýlmaz bir cesaret everestini abideleþtirmiþti bu davranýþýyla . Hem de Rus diyarýnda. ALLAH (c.c) ve Kitap düþmanlarýnýn tam göbeðinde. “ Cesaret bütün silahlardan üstündür “ kutsi sözünün canlý misali þimdi sanýk sandalyesinde oturuyordu. Askerler onu diðer esirlerin arasýndan alýp koðuþun biraz ilerisinde dar bir hücreye hapsettiler. Diðer günün sabahýnda karar infaz edilecekti.

O gece bir matem havasýnda geçti. Sýk sýk esen rüzgârýn uðultusu gece bülbüllerinin hazin aðlayýþlarýna dem tutuyordu. Ara sýra boðuk boðuk öten baykuþlar küfür baykuþlarýnýn boðulmuþ ruhlarýnýn yakýn bir zamanda nasýl periþan olacaðýnýn iþaretini fýsýldamaktaydý rüzgâra. Esir gayet mutluydu. Fakat yüreðinin bir noktasý yaralýydý. “ Davam davam “ diye kan sýzýyordu bu yaradan . Ölmek kolaydý ama ya Ýslam davasý. Hakkýn sancaðýný cihanýn burçlarýna dikme ideali. Hz. Muhammed (s.a.v)‘in ses ve soluðunu deniz aþýrý ülkelere ulaþtýrma vazifesi. Yoksa o, bu idealinden kaçan bir korkak mýydý ? Böylesine çetin ve zor bir ideal yükünün altýndan , gelecek nesiller için dayanýlmasý gereken çileli bir ömürden çýkýp ölümün sis ve dumanlý örtüsü ardýnda kaybolup gitmek bir kaçýþ mýydý ? Bir gece boyu düþündü esir. Öfkesini atideki nesillere feda etmeyi belkide milletinin selameti için af dilemeyi bile geçirdi aklýndan. Fakat müslüman türkün ezeli düþmanýna karþý böyle bir af dileði onlarýn daha da iþtahlarýný kabartan bir hareket olurdu. Zalim ve dinsiz Rus’a bu lezzeti tattýrmayacaktý. Sabah horozlar öterken o kesin kararýný vermiþti. Ne olursa olsun kararýný deðiþtirmeyecekti. ALLAH (c.c) bir Said’i alýrsa yerine bin Said getirirdi. O yüce zatýn kudretine bu aðýr deðildi. Hem insanlýk için bazen mertçe bir ölüm binlerce ýþýk ve nur tohumuna fiske konduran bahar rüzgarý gibi diriltici olurdu. Sabah serinliði hücrenin küflü ve kirli duvarlarýný üþütürken abasýna bürünmüþ seccadesinde ebedi kurtuluþu için dua dua yalvaran abide insanýn gözlerinde þimdi vuslat sevincinin damlalarý vardý. Bir ara hücresine yaklaþan ayak sesleri duydu. Yüreðine tatlý bir kavuþma hazzýnýn ýlýklýðý bir cemre gibi düþüverdi. Fakat ayak sesleri yavaþ yavaþ uzaklaþýp biraz sonrada hiç duyulmaz oldular. Esir bir fecr-i kazip acýlýðýný hissetti yüreðinde. “ Her halde devriyeye çýkan askerlerin ayak sesleriydi “ diye geçirdi içinden . Yüreðinden binbir selam gönderiyordu vatanýna , dostlarýna, dindaþlarýna... “ Acaba arasýra uðultulu bir sesle esen saba rüzgarý þu gurbet ilden benim selamýmý sýladaki dostlarýma ulaþtýrýr mý? “ diye geçirdi içinden. Belki birkaç saat sonra ölmüþ olacaktý. “ Elveda “ diyemeden göçecekti bu diyardan. Helalleþemeden geçecekti ebed menzillerine...

Bir müddet sonra yine ayak sesleri duydu. Sesler yaklaþtý yaklaþtý ve tam kapýnýn önünde durdu. Sonra büyük bir hýþýmla kapý açýldý. Hatta subay tam açýlmasý için bir tekme indirmiþti kapýya. Sonra Rusça “ Haydi yürü “ dediler. Esir onlarýn ne dediklerini anlamamýþtý ama niçin geldiklerini biliyordu askerlerin. Ayaða kalktý ve seccadesini dürdü rutubetli yataðýnýn üzerine koydu. Sonra subayýn elindeki kelepçelere elini uzattý. Soðuk kelepçeler nurani bileklere geçti. Askerler onu birazda itekleyerek hücreden dýþarýya çýkardýlar. Sabahýn erken saatinde infazýn olacaðýný bilen esirler hepside dýþarýdaydý. Çoðunun yüzünde üzüntü ifadesi keder çizgileri oluþmuþtu. Hele dostlarý gözlerinden akan kanlý gözyaþlarý ile seyrediyorlardý infazý. Birkaç tanesi ona doðru koþarak “ ne olur af dile þu zalimden de kurtul “ dediler .. Rus askerler esirin etrafýna toplanan insanlarý zorla daðýttý. O sadece bakýþlarýyla konuþuyordu þimdi. Kararý kesindi. Zalim Rus’a boyun eðmeyecekti. Dostlarýna sadece bir kelime ile karþýlýk verdi. “ Elveda “ .

Askerler yerlerini aldýlar . Esire son arzusu soruldu. “ Ýki rekat namaz “ dedi esir. Serbest býraktýlar onu. Dostlarýndan biri eski bir seccadeyi getirdi ve serdi yere. Esir þimdi bir arslaný hatýrlatýyordu. Namazdaki duruþu sonsuzluða arzu ve iþtiyakla yanýp kavrulduðunun en belirgin ifadesi idi. Namazýný fazla uzatmadý. En son ellerini yücelere açýp dua etti. Kusurlarýnýn, günahlarýnýn baðýþlanmasý için ALLAH (c.c) ‘a yalvardý. “ Sana geliyorum Rabbim “ diye noktalandý , yakarýþ. Dostlarý onun için inleyen bir ney olmuþlardý. Hýçkýra hýçkýra aðlýyorlardý. Esirlerin hepsinin gözlerinde bir çið damlasý oluþmuþtu. Mahsun gözler hüzün çizgilerinin en derinini gizliyordu özünde. Rus subayý namaz bitince tercüman vasýtasý ile sordu. “ Niçin ibadetini uzatmadýn? ” Esirin cevabý gayet sert ve netti : “ Ölümden korktu namazýný uzattý dersiniz diye. “ Yeniden ellerini baðladýlar. Yaftayý astýlar boynuna . Duvar kenarýna götürdüler. Gözlerini baðlamak istediler. “ Hayýr! dedi, ben dostlarýma baka baka ölmek istiyorum. “ Esirlerin aðlayýþlarý bir inilti , bir çaðýltý , bir çýðlýk senfonisi þeklinde sabahýn serin rüzgarlarýna karýþýp uzaklara gidiyordu.

Askerler “ Niþan vaziyeti al! “ komutuyla tüfekleri omuzlarýna yerleþtirip namlularýný hedefteki nur abidesine çevirdiler . Manga subayý elindeki kýrbacý kaldýrýp tam havaya kaldýrýp ateþ emri verecekti ki birden bir ses duyuldu. “ Durun durun ...“ Askeri binadan koþa koþa gelen bir taraftan “ Durun “ diye baðýran bir kiþi Çarýn dayýsý Nikolo Nikoloviç’ten baþkasý deðildi. Nikoloviç’in sesini duyan manga subayý hemen askerlere “Dikkat! “ komutu vererek selama durdu. Nikoloviç infaz yerine gelince tekrar “ durun “ dedi heyecanla. Sonra duvar kenarýnda ölüm anýný sabýrsýzlýkla bekleyen korkusuz , cesaret abidesi zata doðru yaklaþtý . “ Fazilet odur ki düþmanlar dahi onu takdir etsin “ ata sözünün bir yansýmasý þeklinde þöyle dedi : “ siz dininizin hatýrý ve inandýðýnýz deðerler için bana tazimde bulunmadýnýz. Ben sizin bu asilce hareketinizden dolayý çok duygulandým . Sizi dava etmekten vazgeçiyorum. Beni affediniz ,efendim !” Esirler arasýnda bir sevinç tufaný oluþtu. Tatlý tatlý esen rüzgar þimdi bir kurtuluþ bestesini dokuyordu. Sabah güneþi altýn ýþýklarýyla ufuktan süzerek aðaç dallarýnda bir sevincin ýþýklý motifini örüyordu. Kuþ sesleri “ her matemli gecenin bir huzur yüklü gündüzü vardýr “der gibi þarkýlar mýrýldanýyordu güne. Herþey sevinçliydi . Hatta rus askerlerinin bile infazýn durdurulmasýndan mutlu olduklarý yüzlerinden okunuyordu. Fakat bir kiþi vardý yeniden ebed illerinden ayrý düþmüþ . Ebed menzilindeki dostlarýna kavuþmak için bir fýrsatý kaçýrmýþ olduðunu düþünen biri vardý, yüreði buruk , kalbi firak ateþiyle yanan biri. Ölüm tezkeresini kader kuþuna bir kez daha kaptýrmýþ ve elinden kaçýrmýþ biri... “ Esir arslan ! “

Gelecek nesiller o arslaný cesaret yelelerinden ýþýk , korkusuz kükreyiþinden ümit , yüreðindeki ideal ateþinden âti meþalesini tutuþturacak kývýlcýmlar devþirecekti....
Alýntýdýr:::::: MUHAMMED EMÝN
Gönderen: 16.06.2006 - 08:55
Bu Mesaji Bildir   muhammedemin üyenin diger mesajlarini ara muhammedemin üyenin Profiline bak muhammedemin üyeye özel mesaj gönder muhammedemin üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1348 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
abdullahbilgefi.. (53), Nazen38 (38), tekkekoy19 (50), asker16 (48), tmterminator (43), emos_nl (37), UmutYolcusu.Net (42), muhammed atif (42), BJKKARAKARTAL (67), abdullahbfiliz (53), papatya_303 (39), gamzem 123 (53), artvinden (56), HaSaNn (39), hudayfa25 (45), kardelen33 (53), YakupDemir (119), bedraka (41), Divane (38), MatematikciBilg.. (39), ütopya (45), grupakabe.de (44), gultekin1978 (47), gülehasret (34), nazira (40), aakyildiz (54), veli_market (43), sahavet (49), bcanarslan (53), mustee (46), kutsalcan (55), suheda72 (48), TEvET (43), sancar1 (59), ahiret (44), RUKIYYE (45), yukselkalinci (41), eczacý21 (39), benefþe (57), cancana (47), amine (43), yusufkoca (65), selim_kocaman (35), ziko (53), seyhmus_nas (38), mero87 (38), rauna (39), Kitrelili (60), xxsaskinxx (54), atilla (54), Derfat (51), Mücahid (38), envarrecep (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63364 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.