0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » ES'AD ERBİLİ EFENDİ (K.S.)

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
$ua su an offline $ua  
ES'AD ERBİLİ EFENDİ (K.S.)
222 Mesaj -
ESAD ERBÝLÝagla1847-1931)


TAKDÝM

Bir devirdi...Milli ruhun künde üstüne künde yediði bir devirdi. <Ahirzaman mevsim-i elimanesi>nin en sert kýþlarý yaþanýyordu. O günleri yaþamayan bizler elimizdeki nimetleri hovardaca harcayabiliyoruz maalesef. Bir büyüðümüzün dediði gibi, <Siz kýþ bilmediniz, kar kýþ görmediniz. Fýrtýna nedir onu yaþamadýnýz. Evinize girdiðiniz zaman hiçbir zaman dýþarýya çýkma endiþesini omzunuzda taþýmadýnýz. Dýþarda endiþesiz dolaþýrken evinize gireceðiniz zaman yine endiþe içinde deðildiniz. Hep bahar yamaçlarýnda dolaþtýnýz. Bu bakýmdan da kýþýn þiddetini, hiddetini, öfkesini çok iyi bilemeyebilirsiniz. Beni mazur görün; <bilemeye bilirsiniz> derken size cehalet ittihaz etmiþ bulunuyorum. Ama bunu anlamayabilirsiniz>
Ýþte böyle bir boranýn ortalýðý kavurduðu bir gün þehid olmuþtu Erbilli Esad Efendi...Gönüllerimizde bir yad-ý cemil býrakarak...Ruhu þad olsun...


KISACA HAYATI

Þeyh Muhammed Esad Efendi hazretleri 1264(1847) tarihinde, þimdi Irak hudutlarý içinde bulunan Erbil kasabasýnda dünyaya gelmiþtir. Hem anne ve hem baba tarafý seyyiddir. Dedesi Þeyh Hidayetullah efendi Mevlana Halid-i Baðdadi hazretlerinin Erbil halifesi idi. Muhterem pederleri Mehmed Said Efendi de Nakþibendiliðin Halidiyye koluna baðlý bir þeyhti. Ýlk öðrenimini Erbil ve Deyr&#8217;de tamamladý. Gençliðinde ata binmeye çok meraklý olduðunu bir mektuplarýndan anlýyoruz. Babasýnýn hânkahýnda yani tekyesinde dini ilimlerini tahsil ettikten sonra, 23 yaþýnda 1870&#8217;de Taha el Hariri&#8217;ye intisap etti. Beþ yýlda seyri sulukünu tamamlayarak, hilafet aldý ve Hacca gitti.
Hacc dönüþü þeyhi vefat edince, Ýstanbula geldi. Fatih camiinde Hafýz divaný ile Molla Cami&#8217;nin Lüccet-ül Esrar kitabýný okuttu. Ünü kýsa zamanda her yana yayýldý. Abdülhamid hanýn damadý Halid Paþa kendisini saraya davet ederek sohbetlerinden istifade etti. Bu arada Meclis-i Meþayih üyeliðine tayin edildi. Kendisine bir tekke yöneticiliði verilmesi için müracaat etti. Fýndýkzade Macuncu&#8217;da Þehremini Odabaþý semtindeki Kelami Dergahý þeyhliði boþtu. Burasý Kadiri tekkesi olduðu için Kadiri icazetnamesi gerekiyordu. Esad efendi, 1883 tarihinde Abdülkadir Geylani hazretlerinin soyundan olan Þeyh Abdulhamid er Rýfkani&#8217;den aldýðý Kadiri icazetnamesini sundu ve bu tekkeye tayin oldu.
Burada Kadiri ve Nakþi usullerince zikir meclisleri düzenledi. Ýstanbul&#8217;a geldiðinde çeþitli konularda derlediði Kenz-ül Ýrfan adlý hadis kitabýný neþretti. Bu kitap yoðun ilgiye mazhar oldu.
Bu esere nazmen bir takriz yazan zamanýn Erkan-ý Harbiye reisi Ahmed Muhtar Paþa Esad efendiyi þöyle tavsif ediyor:

<Mürþid-i Ruþen güher, allame-i ulvi nazar,
Þeyh-i Bostan-ý Siyer, minhac-ý Hakka piþuva
Hazret-i Esad efendi ki, uluvv-i þanýný,
Daniþ-u irfanýný tasdik eder ehl-i nuha>

1900 yýlýnda Abdülhamid Han tarafýndan bilinmeyen bir sebeple Erbil&#8217;e nefyedildi. Sultanýn meþhur vehmi tahrik ettirilerek gerçekleþen bu sürgünün açýklamasýnda ise <sýla-i rahm>deniyordu. Burada müntesiplerinden zengin bir hanýmýn kendisi için inþa ettirdiði tekkede Meþrutiyetin ilanýna kadar irþad faaliyetini sürdürdü. Mektubat adlý eserini teþkil eden mektuplarýn ekserisi bu zaman zarfýnda yazýlmýþtýr.
Esad efendi Meþrutiyet ile beraber Ýstanbul&#8217;a döndü. Kelami dergahýný zemin kat üzerinde geniþleterek inþa ettirdi. 1914 yýlýnda önce Meclis-i Meþayýh üyesi, Meclis-i meþayih reisi Elif efendinin istifasý üzerine de baþkaný oldu. Tekkelerin baþýna ehliyetli kimselerin görevlendirmesi için çalýþtý. Bu sýralar Tasavvuf ve Beyan-ül Hak gibi mecmualarda tasavvuf içerikli yazýlar yazdý. Sultan Reþad&#8217;ýn sevgisini kazandý.Ayný yýl padiþah tarafýndan Hacca <Sürre emini>olarak gönderildi. 1915&#8217;te Meclis-i Meþayýh reisliðinden istifa etti.
Kuvva-i Milliyeyi sonuna kadar destekledi. Hatta, Fevzi Paþa Anadolu&#8217;ya geçerken elini öpmek ve duasýný istirham için geldiðinde, paþayý zaferle müjdeledi. Tekkelerin kapatýlmasýndan sonra hiç sokaða çýkmamaya karar vererek, Erenköy Kazasker&#8217;de satýn aldýðý köþkünde inzivaya çekildi. Evi sürekli polis gözetimine alýndý. 23 Aralýk 1930&#8217;da Menemen vakasýyla ilgili olarak tutuklanarak Menemen&#8217;e sevk edildi. Ýdam talebiyle yargýlandý. Ýlerlemiþ yaþý sebebiyle cezasý müebbede çevrildi. Oðlu Ali Efendi idam edildi. Menemen&#8217;de askeri hastanede üremiden tedavisi yapýldýðý sýrada 3 Mart&#8217;ý 4 Mart&#8217;a baðlayan gece yarýsý vefat etti. Zehirlendiði de söylenir. Cenazesi ailesine verilmeyerek Menemende defnedildi.


KADERE TESLÝMÝYET

Aziz þehid Esad Efendi Menemen týrpanýnýn harekete geçtiðini sezmiþ gibidir. Mâhut basýnýn aleyhinde baþlattýðý yaygara üzerine oðlu Ali efendi kendisine; <Babacýðým! Ben havayý beðenmiyorum. Etrafýmýzda uðursuz gölgeler dolaþýyor. Evimiz ve sokaðýmýz tarassut altýnda .. Bir tedbir alalým!...Mesela köþkteki kalabalýðý daðýtalým, onlarý memleketlerine gönderelim. Biz de göz önünden silinelim.>Diye yalvarýnca, Þeyh Efendi mahzun bir tebessümle þöyle cevap veriyor. <Allah&#8217;ýn takdiri neyse o olacaktýr! Bana öyle geliyor ki, ok yaydan çýkmýþ ve hakkýmýzda karar alýnmýþtýr. Yani tedbir zamaný geçmiþtir.>
Ýstanbul merkez vaizlerinden deðerli alim merhum Hacý Cemal Öðüt hocaefendinin þu acý hatýrasý da hem bu meseleyi, hem Menemen&#8217;in iç yüzünü ortaya sermektedir: <Bir gün eski dostu Emniyet genel müdürü Rýfat bey, Cemal Öðüt&#8217;ü Ankara&#8217;ya çaðýrýr. Hocaya <Artýk Esad efendiyi ziyaret etme. Çünkü onu istemiyorlar. 70 bin müridi var diye korkuyorlar. <Bu adamýn mutlaka ortadan kaldýrýlmasý lazým>diyorlar. Ben <Niçin?>diyorum, <Kabahati nedir?>diye soruyorum. Ve bu makamda kaldýðým sürece de böyle bir iþe alet olmayacaðým. Ancak, beni buradan alýp vali yapacaklar. Bu makama da bir adamlarýný getirip bu iþi halledecekler. Sakýn sakýn Esad efendiyi ziyaret etme...Hatta birkaç ay evinden dýþarý çýkma.>Cemal hoca bu sýký tenbihata raðmen Esad Efendiyi ziyaret eder. Daha o, anlatýp anlatmama kararsýzlýðý içinde iken Esad efendi büyük bir tevekkülle þu þiiri okur:


<Esad unuttu Erbili, Kabeyi
Canýmý cananýma vermiþim artýk.>

ÞEMAÝL VE AHLAKI

Esâd Efendi, uzuna yakýn boylu, beyaz sakallý, sürme gözlü, þiþmana yakýn cüsseli, esmer tenli, heybetli, güler yüzlü, tatlý sözlü, vakur bir zât idi. Çok kuvvetli bir hafýzaya sahipti. Senelerce evvel görüþtüðü zâtý hemen tanýr, konuþtuklarý mevzuyu derhal hatýrlardý.
1925te kendisini dergahýnda ziyaret eden ve bir müddet burada kalan Danimarkalý yazar Carl Wett hatýralarýnda Esad efendiyi þöyle anlatýyor: <Uzun beyaz sakalý, nurlu yüzü,tatlý ve yumuþak bakýþlý siyah gözleriyle seksen yaþýndan çok daha genç gösteren Þeyh efendi, bu haliyle insanda saygý uyandýrýyordu.>
Esâd Efendi, Muhammedi meþrebde, isâr ve infak doygunluðunda bir gönül sultanýydý. Nitekim vefatýna yakýn þunlarý söylemiþti: <Ýntisabýmýn ilk yýllarýnda gönlüme; Yâ Rabbi, huzuru ilahiyene çýplak olarak geleyim. Þayan-ý kabul amelim varsa onlarý günahkar kullarýna baðýþlayayým.>þeklinde bir duygu gelmiþti. Þimdi ayný duygularla doluyum.>


BÝR ÝRFAN MEKTEBÝ: KELAMÝ DERGAHI

Esad efendinin Ýstanbulda Kelami dergahýndaki halesi özellikle meþrutiyet sonrasý alabildiðince parladý. Toplumun her kesimini kuþatan bir mektep vazifesi gördü. Carl Wett hatýralarýnda bu durumu þöyle anlatýyor: <Tarikat bütün sosyal tabakalarý kucaklýyordu. Gelenlerin arasýnda yüksek idareciler ve zabitlerden tutun da, halkýn her sýnýfýndan insan vardý.>
<Yüksek rütbeli subaylar, memurlar ve zenginler, eski ve solmuþ elbiseler giyen yoksullarla gerçek bir kardeþlik havasý içinde diz dize oturmakta idiler.>
Bu cennet misal irþad merkezi o zamanlar Ýstanbulun tanýnmýþ bir çok simasýnýn da her daim uðraðý olmuþtur. Bediüzzaman, Babanzade Ahmed Naim, Mehmed Ali Ayni, Mahmud Muhtar paþa, Mehmed Akif bey gibi...
Merhume Münevver Ayaþlý haným <Ýþittiklerim, Gördüklerim, Bildiklerim>adlý eserinde Ahmed Naim beyin alakasýna þöyle ýþýk tutar; <Bir de Naim bey hakkýnda bildiðim, Menemende þehid edilen Þeyh Esad efendi hazretleri ile görüþtükleri, kendisini sýk sýk ziyarete gittikleridir.>
Bediüzzaman hazretlerinin de sýk sýk Esad efendiyi ziyaret ettiðini görüyoruz. Ayrý bir baþlýk altýnda bu konuyu inceleyeceðiz. Burada kýsaca bir hatýrayý nakledelim. Bediüzzaman hazretlerinin talebelerinden Abdurrahman Cerrahoðlu bey bir ziyaretinde Üstadýn kendisine þöyle dediðini naklediyor: <Bundan kýrk yýl kadar evvel Þeyh Esad Efendi kardeþim bana geldi. "Kardeþim Said, tuttuðun bu yolu tarikatla birlikte devam edersen zamanýn imam veya reisi olursun' dedi."Cevaben dedim: 'Kardeþim, öyle bir zaman gelecek ki, iman adet kabilinden sallantýda olacak. Biz-tarikat bir tarafa-hepimiz bugünden tezi yok imanî hüccetlerin gönüllerde yerleþmesi için birleþirsek, o zaman en faydalý, en lüzumlu vazifemizi yerine getirmiþ oluruz.'
Devrin padiþahý sultan Reþadýn Esad efendiye hususi bir sevgisi varmýþ. Kastamonu ulemasýndan Mehmed Feyzi efendi, hocasý Ömer Aköz hocaefendiden naklen þöyle bir hatýra naklediyor: <Bir gün kendilerine(Esad Efendiye) bir cübbe hediye etmiþler. Gönderdiði þahsa <Cübbeyi giyerken ne dua ederse, onu yaz, getir>diye emir buyurmuþlar. O duayý elbisesinin göðüs kýsmýnýn içine diktirmiþler. >
Esad Efendi kendisiyle mülakat yapan Carl Wette Dergahýn hizmet metodunu þöyle anlatmýþ: <Bu tekkede bizim takip ettiðimiz yol Nakþibendi ve Kadiri tarikatlarý olarak bilinen iki tarikatýn arasýnda bir yoldur. Ve bu dergah Arabistanlý Þeyh Kelami tarafýndan tesis olunduðundan bulunduðumuz yere Kelami dergahý adý verilmiþtir.>
Carl Wett dergahýn insaný asude bir iklime götüren nurani havasý için þunlarý da yazmakta hatýralarýnda: <Tekkede on üçüncü günümde Deniz Harp akademisinden emekli olmuþ bir profesör ile görüþtüm. Þeyh efendiyi ziyarete gelmiþti. Çok kibar ve insana güven telkin eden bir zattý. Esasen tekkede herkes insanda bu hisleri uyandýrýyordu. Burada kaldýðým müddet içinde münakaþa ve en ufak bir sert konuþmaya rastlamadým.Bu hal, Þeyh efendiye duyulan derin hürmet hissinden doðuyordu. Bu öyle derin bir saygý idi ki, onu huzurunda herkes alçak sesle konuþur, ayak parmaklarýnýn ucuna basarak yürürdü.>
Carl Wettin Kelami dergahýnda kaldýðý süre içinde milletimize karþý kalbinde uyanan intiba da ne kadar etkileyici: <Bu saygýya layýk Türk halkýna Avrupada ne kadar zalimce muameleler yapýlmýþtý. Afrikadaki zengin topraklarýný ve Akdenizin doðu kýyýlarýný ele geçirmek için Türklerin zalimliði ve barbarlýðý hakkýnda en adi iftiralarda bulunulmuþtu. Bunu yapan büyük devletlerdi. Ermeniler ve Yunanlýlara yapýldýðýna dair herkesin kandýðý katliam raporlarý hala canlý bir þekilde hatýrýmdadýr. Türklerin en sulhsever ve en dost insanlar olduðunu söylersem, hiç de mübalaða etmiþ sayýlmam.>
Bu sevgi halesi sadece Anadolu ile sýnýrlý kalmaz. Çevre ülkelere de bir kor halinde düþer. Yine Carl Wettden dinleyelim: <Þeyh efendi ile konuþmamýzda kendisine tarikatýn yaygýnlýk durumunu sordum. Anadolu, Bulgaristan, Bosna ve Arnavutluk içinde daðýlmýþ halde kýrk kadar halifesi ve yüz binden fazla müridinin olduðunu söyledi.>
Esad Efendinin halifeleri arasýnda en meþhuru Adanalý Ramazanoðlu Mahmud Sami Efendi hazretleridir.
Tabii bu kadar canlý bir alakalýlar halkasý ne kadar samimi olursa olsun, iktidarý elinde tutan güç odaklarý için hep kuþkuyla bakýla gelen bir mesele olmuþtur. <Acaba þeyhlik postundan þahlýk tahtýna geçer mi?>türünden kuruntulardýr bunlar.. Nitekim Efendinin gerek Abdülhamid devrinde nefyi, gerekse tek parti iktidarý zamanýnda baþ hedef haline gelmesinde bu hususu da dikkate almak gerekmektedir. Popülerlik, gözde olmak, sayý çokluðu ve þâþâ tahrik unsurudur ayný zamanda...


ÞAÝR ÞEYH
Esad Erbili hazretleri ayný zaman da bir edip ve þairdi. Ana dili Türkçe olmakla beraber Arapça, Farsça ve Kürtçe de bilirdi. Türkçeyi kullanmaktaki mahareti Hüseyin Vassaf Beyin ifadesiyle <selîka-ý kalemiyyesi ve tarz-ý mânâdaki tevcihi kendisine sahife-i edebiyatta sernâme-i mübâhât eyleyecek derecededir.>
Esâd Efendi kendisi tekkeden yetiþmiþ bir þair olmasýna raðmen tasavvufî halk edebiyatýný benimsemiþ ve aruzu büyük bir ustalýkla kullanmayý baþarmýþtýr. Onun Türkçeyi kullanmaktaki liyakatý ve þiirlerindeki baþarýsýný Necip Fazýl þöyle ifade etmektedir. <Esâd Efendinin Kenzül Ýrfan isimli eserinde asli metne ve Osmanlýcaya büyük bir sadakat ve hakimiyet müþahede ettiðimizi belirtmek borcundayýz...>
Esad efendinin þiirlerini topladýðý Divaný da diðer eserleri gibi Erkam yayýnlarý tarafýndan neþredilmiþtir. <Þiirlerine gelince bunlar, Þeyh Esâd Efendinin ince bir hassasiyet ve þiir kâbiliyetine malik bulunduklarýna iþaret...>diyor merhum Necip Fazýl... Carl Wett de þunlarý söylemektedir: <Þeyh Muhammed Esad efendi çeþitli dini konularda kitaplar yazmýþtý ve nazýmda Arapça, Farsça ve Türkçe güzel þiirler yazacak kadar mahir bir zattý.>Divanda Arapça ve Kürtçe birer þiir de bulunmaktadýr.

Ýþte en meþhur þiirlerinden birkaç demet:

<Tecella-yý Cemalinden Habibim nevbahar ateþ.
Gül ateþ, bülbül ateþ, sümbül ateþ, hak-u har ateþ.

Þua-ý afitabýndýr yakan bilcümle uþþaký.
Dil ateþ, sine ateþ, hem du çeþm-i eþkibar ateþ.

Ne mümkün bunca ateþle þehid-i aþký gasletmek.
Ceset ateþ, kefen ateþ, hem ab-ý hoþgüvar ateþ>

<Gönül nur-ý cemalinden habibim bir ziya ister.
Gözüm Hak-i rehinden ey tabibim tutiya ister.

Safa-yý sineme zulmet veren Jeng-i günahýmdýr.
Aman ey kâný ihsan, zulmet-i kalbim cila ister.

Yetiþ imdada ey Þah-ý Risalet ruz-i mahþerde
Ki, derd-i bi deva-yý masiyet senden þifa ister.

Ne ab-ý dideden rahat, ne ah-ý sineden imdat
Benim bar-i günahým lütf-u þah-ý Enbiya ister.

Sarýldým dâmen-i ihsanýna ey Þafi-i Ümmet,
Dahilek ya Muhammed, hasta caným bir deva ister.

Nola bir kerre þâd olsun cemal-i bâkemalinle
Ki kemter bendeniz Esad sana olmak feda ister.>

<Ey gönül aldanma yarýn ahdine, peymanýna.
Ýtimat etmek hatadýr lütfuna, ihsanýna.
Sadýk isen kýl tahammül cevrine, payanýna.
Aþýk olur kim, kýlar canýn feda cananýna
Meyl-i canan etmesin, her kim ki kýymaz canýna.>

<Gördükçe hal-i zarýný Mahbub eder ihsan sana
Terket heva-yý ýyþýný, lütfeylesin canan sana
Sarf etme zayi vaktini, vermez þifa seyran sana.
Ey derde derman isteyen, yetmez mi dert, derman sana.
Ey rahat-ý can isteyen, kurban olan candýr sana.>


FÝKÝRLERÝNDEN BÝR DEMET


***Tarikat erbabýndan bir zata müracaattan maksat yalnýz zikir telkini deðil, salikin kabiliyet topraðýna ilahi marifet tohumlarýnýn ekilmesidir. Zira zikir telkini tasavvufi kitaplarýn mütalaasý ile de elde edilir. (4. Mektup) Esad efendi bir þiirinde de bu mevzuya þöyle deðinir:

<Dergah-ý Pir-i muganda hak-i pay ol Esada.
Ol zaman anlarsýn rütbe-i bâlâ nedir.>

(Ey Esad! Gerçek ve hakiki mürþidin dergahýnda ayaðýnýn topraðý olursan ancak o zaman en yüce rütbenin ne olduðunu anlarsýn.)


*** Namazýn baþýndan sonuna kadar huzur ve huþuyu muhafaza etmek evliyanýn büyüklerinin ancak güçlükle muktedir olabileceði meselelerden olduðundan avam için ise,kolay olmadýðý açýktýr. Þu kadar var ki, namazýn herhangi bir rüknünde olursa olsun namaz kýlan için o nispette kabul ümidi þüphesizdir. Binaenaleyh namaz kýlanlar huzur için mümkün olduðu kadar çalýþýp gayret göstermelidirler.>agla10. Mektup)
*** <Aðlamayý hafif görüp geçmeyelim. Dünyanýn servet ve nimetinin çabucak yol olmasý ve neticesinin tehlikesi apaþikar olduðu kadar (Allah aþký ve korkusundan)aðlamanýn da keramet, selamet, saadet ve gelecekteki rahatý da açýktýr.(59. Mektup)
*** Muhterem Ali Ramazan Dinç Hocaefendinin nakline göre, Esad Efendi kalbin gaflet baðlamasýnýn baþlýca üç sebebini saymýþtýr
1-Þeri emirlere, edeplere riayetsizlik(Faizli muameleler,yalan,gýybet, dedikodu,banyoda göbek ile diz kapaðý arasýný örtmeme, yatma halinde edebe riayetsizlik gibi þeyler.)
2-Islahý için hariç, gönüllü olarak, gafil, kalbi isyanlarla siyahlaþan insanlarla oturup kalkmak, gülüp eðlenmek.
3-Dünyanýn israf kabilinden olan süsüne püsüne itibar etmek.
***Esad efendi, Kenz-ül Ýrfanda, bir hadis-i þerifin izahýnda özürsüz namaz cemaatini terk etmenin
1-Yangýn
2-Deprem
3-Sel felaketi gibi tabii bir afetin gelmesine vesile olabileceðini bildirmekte




ESERLERÝ

1-Mektubat: Çeþitli dost ve müridlerine yazdýðý mektuplardan ibarettir. Genelde tasavvufi meseleleri iþlemektedir. 23.10.2003'
te muhterem Mehmed Kýrkýncý Hocaefendi bir soru münasebetiyle Esad efendi hakkýnda þunlarý söylemiþti:"Mektubat'ý var. Çok enteresan bir eser. Hem ilmi var, hem maneviyatý var,okudum Mektubatýný..."
2- Kenz-ül Ýrfan: 1001 hadis-i þerif tercemesidir.
3- Divan: Türkçe ve Farsça þiirlerini topladýðý eserdir.
4-Tevhid risalesi:Evhuddin Balyuni ye ait eserin tercüme ve izahýdýr.
5-Fatiha-i þerife tercemesi: Fatiha suresinin muhtasar bir yorumudur.
6- Risale-i Esadiyye; Tasavvuf konularýný iþleyen küçük bir eser.

KAYNAKLAR
1-Son Devrin Din Mazlumlarý- Necip Fazýl Kýsakürek- Büyük Doðu Yayýnlarý-Ýst- 2000(20. baskýgöz kırpma
2- Devrimlere tepkiler ve Menemen Provokasyonu-Mustafa Ýslamoðlu-Denge Yayýnlarý-Ýst:1998(7. baskýgöz kırpma
3- Mektubat- El hac M. Esad Erbili-Erkam Yayýnlarý-Ýst
4-Altýnoluk dergisi:1, 2, 3 ve 5. sayýlar
5-Sahabeden Günümüze Allah Dostlarý-Cilt: 9 ve 10- Heyet- Þule Yayýnlarý-Ýst:1996
6- Son Þahitler-Cilt:1-Necmeddin Þahiner- Nesil Yayýnlarý- Ýst-1993
7- Ýslam Ansiklopedisi:11/348-349-ÝFAV Yayýnlarý-Ýst:1995
8-Feyizli Sözler-Derleyen:Rafet Küllüoðlu-Cihan Yayýnlarý
9-Kemâle dair sohbetler-Ali Ramazan Dinç- Mavi Yayýncýlýk
10-Kenz-ül Ýrfan-M. Esad Erbili-Çelik Kitabevi-Ýst:1982
11-Evliyalar Ansiklopedisi-cilt:6- Türkiye Gazetesi Yayýnlarý-Ýst:1992
12-Son Devir Osmanlý Ulemasý-Cilt:3- Sadýk Albayrak- Milli Gazete Yayýnlarý-Ýst:1980
13-Osmanlýdan Cumhuriyete Ýslam Alimleri- Vehbi Vakkasoðlu- Cihan Yayýnlarý-Ýst-1987
Gönderen: 13.05.2006 - 18:38
Bu Mesaji Bildir   $ua üyenin diger mesajlarini ara $ua üyenin Profiline bak $ua üyeye özel mesaj gönder $ua üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1641 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
apsikama (58), bosay (59), diclesu (), oguz5656 (37), Sevdigim (43), aseksioglu (41), hazangülü (38), Berk (43), sevgi mersin (52), UfukTuncer (46), dadas_25 (47), siynem (31), yayla_gülü (50), oktay (), gonulbahcesi (46), yeþilim (40), t_turan (41), USSAK 64 (65), ismail gülda&th.. (44), ezilmezhalil (50), m_aktaran (51), sudenaz (50), miftehul_kulb (47), sedanur (38), zeynepsu (47), caferyalcin2 (47), KÜRSAD (38), el-esed (46), kozlu67 (49), gezegen38 (46), zuley (41), sahra_a (41), kübranur (36), Mustafa TASKESE.. (46), bilvanis (70), aspirin28 (45), yorgunadam (57)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75208 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.