0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » .

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast Misafirnmnm  
.
Misafir
ben tasmiyim?nicin birisine bisey olunca icimde aci hissetmiyorum?tamam biri ölünce biliyorumki ahirette yine görecez ama insan üzülür biraz ben ise fazla üzülmüyorum onu ebedi olarak kaybetmedik diye..
biri hastalaniyor millet üzüntüden sabah aksam aglar iken ben,,ya ne olacak iste günahlari akip gidiyor,Rabbimin sevdigi kuluymus diyorum....ama insanlar bana kiziyor hicmi üzülmedin diyor...nicin yüregimde aci hissetmiyorum???
Gönderen: 23.02.2006 - 10:31
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Gast ahmet gunay  
Misafir
Deðerli kardeþim;

Ýnsanýn maddî olan vücudundan baþka ruhî yönü de vardýr. Ýnsanýn bedeni öyle harika bir makinadýr ki Çaðýmýzda tekniðin en ileri seciyedeki imkanlarý ile yapýlmýþ motor ve makinalar bunun yanýnda çok basit kalýr. Ýnsan bedeninin planý tafsilatýyla anlatýlmaya kalkýþýlsa bunun bilgisi her bir cildi biner sayfa olmak üzere bin ciltlik bir kitap eder. Ýnsan vücudu çeþitli elementlerden teþekkül etmiþtir. Bunlarýn % 98'i çokluk sýrasýna göre O, C, H, N, P, S, dir. Ca, K, Na, Mg ise bedenin % 1,3'ünü, geriye kalan elementler ise % 0,70'ini oluþtururlar. Ýnsan vücudunda çok olan elementlerden lipitler (yaðlar), karbonhidratlar, protein ve nükleik asit molekülleri oluþturulmuþ ve bunlarýn tertiplenmesinden hücreler ve hücrelerden de doku, kas ve organlar vücuda getirilmiþtir. Vücudda pek çok kimyasal ve fiziksel olaylar ve deðiþmeler cereyan eder. Zaman içinde arka arkaya vücudda meydana gelen bu fizyolojik olaylardan baþka bir takým ruhî hâdiseler vardýr. Fizik, kimya konularýna irca edilemeyen þuur ve iradeden baþka, iyiliðe, mutlak adalete ve güzelliðe, hayýr ve fazilete doðru temayül ve özleyiþ; sevinme, üzülme, beðenme: nefret etme, istikbal endiþesi, beka ve edebiyete meyil ve sevgi, emniyet hissi; haya, insaf, merhamet, adalet, vicdan azabý çok darda kaldýðýnda inançsýz bile olsa Allah'a sýðýnýp yalvarma gibi duygular vardýr. Bunlarýn kaynaðý da insan ruhunun vicdan denilen yönüdür. Ýnsan ve diðer canlýlarda canlýlýk faaliyetlerini yürüten bir de nefes (can) vardýr. Nefis, canlýnýn þehvet, hýrs, nesli muhafaza ve hayat koruma olgularýný, beþ duyunun duygularýný. tad alma ve acý duymayý, büyümeyi ve bedenin diðer ihtiyaçlarýný idare eder. Buna "hayvani nefis" de denilir.

Ýnsani nefis denilen ruha gelince; bu, yalnýz insanlara verilmiþtir. Buna "nefs-i natýka" da denilir. Hayvani nefis vasýtasýyla bedene tealluk eder ve onu bir alet gibi kullanýr.

Ruh bedende, ona bitiþik ve ondan ayrýlmaksýzýn bulunur. Bedenden tamamiyle olmayacak tealluku kalmak üzere ayrýldýðý zaman beden aykýrýdadýr (bk. ez-Zümer, 42). Eðer canla beraber tamamen ayrýlýrsa beden ölür.

Maddeden örgülenmiþ beden ise; a) Atom ve moleküllerden düzenlenmiþtir. Fizik ve kimya konularýna irca edebilir ve bölünüp parçalanýr. b) Deðiþir. c) Atýldýr. Caný ve ruhu çýktýðýnda kendiliðinden iþi ve gücü yoktur. d) Maddidir. e) Þuursuzdur, düþünemez ve varlýklarýn bilgisine sahip olamaz. Üzüntü ve sevinme gibi duygularý yoktur. g) Bazý cüzleri hariç enerjiye dönüþerek yok olabilir. h) Bir insanýn organlarý baþkalarýna nakledilebilir.

Ruhun da baþlýca iki özelliði veya kuvveti vardýr:

1- Akýl: Ruha konulmuþ bir kuvvettir ki, þuur faaliyetlerinin hepsini idare eder. Düþünüp bilen, delillerin delalet yönlerini anlayan, bilgileri kazanan, düþünüp anlayarak bilenin kendisi olduðunu idrak eden, hatýrlayan, bilgileri tertipleyerek hükümlere varan, dileyip karar veren, iþte ruhun bu akýl yönüdür.

2- Vicdân: Buna kalb gözü veya basiret veyahut sadece kalb de denilir. Allah Teâlâ'nýn ruha koymuþ olduðu insaf ve merhamet hissi ve hakkýn bir saikidir. Ruhun hayrý þerden ayýrd eden fitri bir melekesi ve kuvvetidir. Ruhun hakka ve iyiliðe yöneliþi ve baðlanýþý ve hakka bir çeþit bakýþýdýr; þer ve kötülüklerden nefretidir. Merhamet, haksýzlýk ve kötülük karþýsýnda üzülme, iyilik karþýsýnda safa bulma gibi deruni hislerin kaynaðý ruhun vicdan denilen bir yönüdür. Gerçi hayvanlarýn nefislerine de nesillerin devamý için analýk þefkati ve acýmasý gibi bazý hisler konulmuþtur. Cenabý Allah Kur'ân-ý Kerim'de insan ruhunun bu özelliðini þöyle diyerek belirtir: "Her bir nefse (ruha) ve onu düzenleyene, sonra da ona hem kötülüðü, hem de ondan sakýnmayý ilham edene and olsun ki, onu (ruhunu) kötülüklerden tertemiz yapan muhakkak, felah buldu. Onu alabildiðine kötülüklere batýrýp günah ile örten ise elbette hüsrana uðradý"aglaeþ-Þems, 7-10)

Bir nefse (ruha) fücûr (kötülük) ve ondan korunmayý ilham etmek sözünden; kötülük ve ahlâksýzlýk yapmamasýný ve bunlardan korunmasýný kalbine (vicdanýna) duyurmak ve onu ikisi arasýnda serbest býrakmak manasý zannedilebilirsin de, asýl mana; fücuru tanýtýp bunun nefse (ývha) zarar verici ve bozukluk olduðunu ve kötülüklerden nefsi korumanýn iyi olduðunu duyurmak, binaenaleyh fücuru terketmek ve þer olan iþlerden sakýnmak, iyi ve hayýrlý iþleri yaparak kötülüklerden korunmak lazým geldiðini telkin eylemektir. Þüphe yok ki, Allah Teâlâ her insanýn ruhuna bir iyilik, kötülük, kâr ve zarar duygusu, iyiliklerden hoþnud olma ve kötülüklerden azab duyma hissi vermiþtir. Ýþte bu duygu ve hisse vicdan denilir.

Peygamberimiz (s.a) vicdanýn kötülük ve günahlardan rahatsýz olacaðýný þöyle beyan etmiþtir:

"Bir (iyilik ve taat) güzel ahlâktýr; ism (günah ve kötülük) de vicdanýný týrmalayan, seni rahatsýz ve huzursuz eden ve insanlarýn mutlali olup bilmesini istemediðin þeydir" buyurmuþtur (Sahihü'l-Müslim bi Þerhi'n Nevevî, Cüz 16, 111; Beyrut, 1972/1392).

Bedenin hastalýða yakalanmayýp saðlam kalabilmesi ve hatta ölmemesi için nasýl su ve gýdalara ihtiyacý varsa, vicdanýn da saðlam kalýp bozulmamasý ve ölmemesi için Ýmân'a yani Allah'a, peygamberlerine ve ahiret gününe iman etmeye ihtiyacý vardýr. Bunun yanýnda vicdanýn temizlik ve saflýðýný korumak için de, onu, önünü örtecek olan ahlaksýzlýk ve kötülüklerden uzak tutmak gerekir. Vicdan'ýn Allah'a iman ve itaat, riyazet (nefis terbiyesi), nefýsle mücadele ve deruni tecrübe ile tehzib ve tasfiye edilerek hak ve iyiliði tanýmasý saðlanýr. Batýl inanýþlar, kötü örf ve adetler, fena çevreler ve fuhþiyatýn vicdan üzerinde menfi te'sirleri vardýr. Ýyilik ve fazilet telkin eden bir terbiye ile inkiþaf etmemiþ, yetirmiþ katý ve paslý bir ruh, kirli, elastiki ve kör bir vicdan, hakký ve hayrý tanýmaz, inkar ve kötülüklerinden dolayý deruni bir azab duymaz. Nasýl ki uyuþturucu (anestezik) ve sarhoþ edici þeyleri kullanmâk, duyularýn duymasýný giderirse, vicdaný ihmal ederek kötülüklere alýþmak meyil ve hükümlerine karþý gelerek isyan etmek vicdaný zayýflatýr ve nihayet onu büsbütün öldürür. Bu hususlara þu âyet delâlet eder: "Hayýr, hayýr onlarý (kâfirlerin) kazandýklarý günahlar, kalblerini paslandýrýp yenmiþtir" (el-Mutaffýfýn, 83/14).

Allah'a, hakka ve doðruya iman etmiþ bir kimsenin ruhuna melekler de hayýr telkin ederek vicdanýna yardýmcý olurlar: Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: "Âdemoðlunun kalbine þeytan ve melek vasýtasýyla bir takým þeyler hutur eder. Þeytanýn ilke eylediði, þer ve hakký tekziptir. Melekler vasýtasiyle gelen þeyleri ise hayýr, iyilik ve hakký tasdiktir. Kalbinde hayýr bulanlar bilsinler ki o, Allah'tandýr. Binaenaleyh Allah'a hamd etsinler. Kalblerinde þerr bulunanlar da þeytandan Allah'a sýðýnsýnlar" (Mansûr Ali Nâfýs, et-Tâc, IV, 69, Ist. 1382).

Allah Teâlâ da þöyle buyurmuþtur:

"Gerçek þudur ki, iman edenler ve Rablerine güvenip dayananlar üzerinde þeytanýn ve azdýranlarýn hiç bir hâkimiyeti ve nüfuzu yoktur" (en-Nahl, 16/99). Ruhun tatmin ve ýztýrablarýný teskin ederek buhranlardan kurtulmak için Âlim, Hâkim, Kadir ve Kayyum olan bir Allah'a, onun peygamberine ve ahiret gününe iman etmek lazýmdýr. Ebedî bir hayata yönelmeyen ve inanmayan bir ruhta hakiki saadet yoktur. Ýman; vicdanlarýn sesi, gönüllerin ýstýraplarýnýn teskini, üzüntülerin ilacý, ruh ve vicdanlarda duyulan boþluklarýn gerçekle doldurulmasý, akýl ve þuurlarýn hakka çaðýrýþýdýr.

Ýnsandaki ruh bunalým ve aklý bozukluklarýn baþlýca iki sebebi vardýr:

a- Bedendeki, bilhassa beyin ve sinirlerdeki bozukluk ve eksiklik. Bu bozukluklar anadan doðarken olduðu gibi sonradan bir kaza ile de meydana gelebilir.

b- Ruhî tatminsizlik ve ruhla nefis arasýndaki dengesizlik ve irtibat bozukluðudur. Bu dengesizlik anadan doðarken bulunduðu gibi sonradan emniyetsizlik, itimatsýzlýk ve vicdani ýztýrablarla ortaya çýkar.

Akýl hastalýklarýný organik istisnaî durumlar haricinde ruhî sebeplerle izah eden dinamik psikiyatrideki bütün ekollerin gelip üzerinde durduklarý nokta, ruhi tatminsizlik ve vicdani rahatsýzlýklardýr. Üzüntü, sýkýntý ve vicdani rahatsýzlýklardan husule gelen ruhi dengesizlikler her meslek ve meþrebteki kimselerde ortaya çýkmasýna raðmen, sadece gerçekten iman edip Allah'a güvenip dayanan ve istikamet üzere giden kimselerde bir istisna teþkil eder:

"Gerçekten "Rabbimiz Allah'týr" deyip dosdoðru hareket edenlere hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de" (el-Ahkaf, 46/13). Ýnanmayanlar ise vicdani rahatsýzlýklar ve ýztýrab bataklýklarý içerisinde kýskývrak kývranýp duracaklardýr: "Biz elbette onlara (imansýzlara) büyük azaplarýndan önce bu dünya azabýndan tattýracaðýz ki küfür ve inkardan imana dönsünler" (es-Secde, 82/21).

Ýmansýzlýk sebebiyle "Asya, Amerika ve Avrupa'da huzursuzluk ve intibaksýzlýk türlü þekilleriyle o derece ve yaygýn ve þiddetli olarak görülmektedir ki, bundan dolayý asrýmýzýn þizofrenizasyonundan bahsedilmiþtir" (Dr. Mehmet Tevfik Özcan, Ruhi bunalýmlar ve Ýslam Ruhiyatý,139. Prof. Bornztein, Annales Medico Psycholoðýques, t. 2, No. 2, 1968'ten alýnmýþtýr).

Hülasa, akýl ve vicdan insanlarý Allah'a baðlýlýða götürürken, þehvet ve nefsaniyet buna engel olur ve kiþileri hayvanlýk istikametine çekerse bu çekiþmeden insanlarýn vicdaný tabiatýyla rahatsýz olacaklardýr.

Psikolojinin büyükleri sayýlan Freud, Adler, Jung ve Otto Rank gibi Psikoanafitik ve Neopsikoanalitik materyalist psikolog ve psikiyatrisiler ruhun ve vicdanýn varlýðýný inkar etmiþler, insaný bir makina, ruh ve vicdaný bu makinanýn içindeki bir nevi tehavvül etmiþ enerji saymýþlardýr. Bunlar vicdaný bir takým sosyal amil, tecrübe, terbiye ve tekamülün mahsulü sayarak bunun zaman, mekan ve þahýslara göre deðiþeceðini iddia ederler. Freud'e göre ruhi buhranýn sebebi, libido (cinsel içgüdügöz kırpma ile ictimai þahsiyet (cemiyetin þahsa yöneldiði ahlak kaideleri) arasýnda çatýþmalar (bkz. Freud, çev. M. Þekip Tunç, Freudizm, 60 vd. Ýst 1948). Freud'ün ruhi buhranlarla ilgili nazariyesinin, çoðalma ve nefsi devam ettirme içgüdüsünü yanlýþ anlatmaktan, insaný adileþtirici ve yýkýcý olmaktan baþka hakikatle bir ilgisi yoktur. Freud materyalist olduðu için insan ruhundan habersiz kalmýþ, insanlarla hayvan arasýnda mahiyet farký olduðuna dikkat etmemiþti. Ýnsan nefsinin yalnýz cinsiyet yönünü görmüþ ve bunu kiþinin bütün iþlerine ve bunalýmlarýna hakim olan unsur saymýþtýr.

Freud'un çalýþma arkadaþlarýndan Adler, "Ýnsana hakim olan duygu üstünlük arzusudur. Üstünlük arzusu gayesine eriþilmedikçe insanda "mascufine protest" ortaya çýkacaktýr. Üstün duruma ya þahýs kendini yükselterek veya baþkasýný küçülterek ulaþýr" demiþtir. (Prof. Dr. Ayhan Songar, Psikiyatri,132, Ist 1977; Alfred Adler, Ýnsan Tabiatýný Tanýma, Çeviren: Ayda Yörükan, Ank.1973).

Psikolog Jung ise, Freud ve Adler'in insanda kabul ettikleri unsurlarý ele almakla beraber, ayrýca fertte çaðrýþým yapan hayal ve fikirleri ve bunlarýn neticesinde meydana gelen kolektif altþuuru psiþik hayatýn esaslý faktörü saymýþtý (bkz. Ayhan Songar, a.g.e., 134 vd; Dr. Halis Özgü, Psikoloji Dünyasýnýn Üç Büyükleri: Freud Adler, Jung, 184 vd. Ýst. 1976). Neopsikanalistlerden Otto Rank "Kiþinin baðlý bulunduðu ilgi ve baðlantýlardan ayrýlmasý sýkýntý yaratýr" demiþti (bkz. Aynan Songar, a.g.e.,139).

Görülüyor ki, meteryalist olan bu psikoloðlardan her biri nefsin bir yönünü ve parçasýný tanýmýþlar, fakat vicdan ve ruha nüfuz edememiþ ve bunun ihtiyacýndan habersiz kalmýþlardýr. Dedikleri temin edilse bile, bunlar imansýz kimselerin ruhî ýztýrablarýnýn ve vicdani üzüntü ve buhranlarýnýn önüne geçemez. Bunlar, yüreði ve vicdaný kanayan kimsenin gözünden akan yaþlarý silmek gibidir. Gözyaþlarýný silmek, vicdan yaralarýný iyi etmez. Iyi düþünülürse halkýn sevdiði ve güvendiði dünya malý, makamlar ve diðerleri, denizin ortasýnda tutunulmuþ ve daðýlmak üzere bulunan tahta parçalarý gibidir: "Allah'tan baþka dost ve yardýmcýlarý edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceðin durumu gibidir. Evlerin ev zayýf ve dayanýksýzý ise þüphesiz örümceðin yuvasýdýr keþke anlayýp bilseler" (el-Ankebut, 29/41); "Kim azgýnlýða götürecek þeyleri red ve inkar eder ve Allah'a iman edip baðlanýrsa, kopmasý imkansýz olan en saðlam kulpa tutunmuþ olur" (el-Bakara, 2/256).

Akýl da vicdan gibi ruhun bir özelliði ise de her ikisi arasýnda bazý farklar vardýr:

Akýl ve þuur, küçüklükten itibaren çalýþmaya baþlar. Olaylar ve deðerlerin bilgisi akýl yoluyla elde edilir. Vicdan, çocukluðun baþlangýcýnda ve her zaman ve her kimsede açýða çýkmaz. Vicdanlarý katýlaþmýþ olanlarýn vicdanlarýndan merhamet sýzmadýðý halde, akýllarý çalýþýr.

Akýl, uyku ve baygýnlýk halleri dýþýnda iyilik ve merhametten baþkasýna razý olmaz. Akýl, olaylar ve menavi deðerler için þahiddir. Vicdan hakimdir, bir iþin iyi veya kötü olduðuna dair elde edilecek maddi menfaate bakmaksýzýn hüküm verir. Haksýzlýk, kötülük ve cinayetler karþýsýnda azabý (üzüntüyügöz kırpma akýl deðil vicdan duyar.

Ýnsan ruhunun bir özelliði olan vicdan, hak ile batýlý, hayýr ve þerri tanýr ve birbirlerinden ayýrýp seçer. Ýyilikler karþýsýnda hoþnud olur ve safa bulur. Kötülüklerden dolayý sýkýlýr ve üzüntü duyar; imansýzlýk sebebiyle bulanýr ve neticede kendisini büsbütün kaybeder.

Ma'þerî Vicdan

Ayrýca þahsi vicdandan baþka ma'þerî vicdan veya vicdan-ý âmme denilen ictimai vicdan da vardýr. Ma'þerî vicdan bir toplumu meydana getiren fertlerin veya çeþitli millet fertlerinin vicdani hükümlerinin toplamý veya çoðunluðudur. Bir kötülüðe karþý toplumlarýn baskýsý veya bir iyiliðe karþý toplumlarýn sevgisidir. Zamanýmýzda buna kamuoyu veya kamunun görüþü denir.

Ma'þerî vicdan da ahlaki vazifelerin yerine getirilmesi için bir murakýp ve müeyyidedir. Fakat ma'þerî vicdanýn tepki ve tesiri milletlerin baðlý bulunduklarý, deðer, din, durum ve þartlara göre deðiþir. Hristiyan milletlerin ve Yahudilerin Bosna-Hersek'te Sýrplarýn Müslümanlara karþý yaptýklarý korkunç zulme karþý infialleri baþka olacaðý gibi, bir hristiyan veya yahudi'ye karþý yapýlan kötülüðe karþý tepkiler elbette daha baþka olacaktýr.

"Onlar (gayr-i müslimler) size þer ve fesad yapmada hiçbir kusur etmezler. size sýkýntý verecek þeyleri arzu ederler. Muhakkak onlarýn kin ve buðuzlarý aðýzlarýndan taþýp açýða vurmuþlar. Göðüslerinde gizlemekte olduklarý düþmanlýk ise daha büyüktür." (Âlu Ýmrn, 3/118).

Bununla beraber herkesi takip edip gözetmeyeceði için ma'þerî vicdanýn takip ve nüfuzu haricinde bulunanlar, bunun tesirinden korkmazlar. Bazen ma'þerî vicdan güç ve kuvvetle, ordularla sindirilebilir.

Þu halde imansýz ve ahlaksýz kimselerin vicdanlarý gibi, ma'þerî vicdan da tek baþýna ahlakî vazifelerimizin tam bir murakýp ve müeyyidesi olamaz. Vicdan-ý amme, gerçekten Allah'a, peygamberlerine ve uhrevi mes'ûliyete inanan toplumlarda daha nüfuzlu ve etkilidir. Ýslâm'da her Müslümanýn üzerine iyiliði emretmek ve kötülükten nehyetmek münker ve fuhþiyatý önlemek, farzdýr. Yoksa Allah korkusu olmadan, ne þahsî vicdan ne de ma'þerî vicdan kötülük ve zulümleri önlemekte yeterli olmaz.

Selam ve dua ile...
Gönderen: 23.02.2006 - 10:39
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1466 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.82472 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.