0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » BİLMECE / BULMACA » şehrinizde sahebe türbeleri

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
keskinmetal su an offline keskinmetal  
şehrinizde sahebe türbeleri
655 Mesaj -
selamün aleyküm ravdalý kardeþlerim þehrinizde bulunan sahabe türbelerinden varsa bahsedebilirmisiniz inþaalah ben gaziantepde bulunan sahebelerden birtanasini size anlatayým ismi hökkaþbuisim zamanla hökkeþ diye söylenmeye baþlamýþtýr kýrbaçlamýbu mübarek sahabe resulu ekrem efendimizin s.a.v.bende kimin haký varsa gelsin alsýn dediði zaman yanýna gidip ya resu alla s.a.v. siz beni falanca tarihte kýrbaþlamýþtýnýz bende sizden o hakkýmý isyiyorum deyince tabi orda olanlar hemen müdahele etmek istemiþler ama allah resulü s.a.v durun kardeþlerim bende hak kalmasýn diyerek kendisininde kýrbaçlanmasýný istemiþtir fakat osahebe yaresul allah benim üzerimden hiç birþey yoktu yani sýrtým açýktý demiþ alahýn resulüde s.a.v. hemen üsyündekini çýkarmýþ çýkarýr çikarmazda o mübarek sahabe hemem resulullahýn s.a.v min üzerine atlayarak o mübarek mührü þerifini öpmüþ ve hemen anam babam sana kurban olsun ya resulullah s.a.v.bemim asýl amacým mührü þerinizi öpmekti deyip hemen af dilemiþ þimdi o mübarek gazi antepbin kömürler kazasýnda þehre 60 km bir mesafededir inþaalah sizlerde bildiklerinizi anlatýrsanýz hem öðrenmiþ oluruz hemde o günlerin nasýl adeletli olduðunu daha iyi kavrarýz allah hepinizden razý olsun selam ve dua ile hoþþa kalýn
Gönderen: 14.02.2009 - 17:59
Bu Mesaji Bildir   keskinmetal üyenin diger mesajlarini ara keskinmetal üyenin Profiline bak keskinmetal üyeye özel mesaj gönder keskinmetal üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SaYaCGIN su an offline SaYaCGIN  
Admin


1760 Mesaj -
ve aleyküm selam

Sultan Þeyhmus(Þeyh Musa Ezzuli)K.S


SULTAN ÞEYHMUS(MUSA BÝN MAHÝN EL-MARDÝNÝ K.S.) Hz.Abdülkadir Geylani (ks) devrinde yaþamýþ evliyanýn büyüklerinden olan Þeyh Musa Ezzuli (ks), Mardin’de yaþamýþ, orada vefat etmiþtir.Kabri þerifleri, Mardin Þehrine yaklaþýk 20 km. mesafede, Diyarbakýr yolu üzerinde olup ziyaretgah-ý enamdýr.Kabri þeriflerinin bulunduðu makam ,ayný zamanda O’nun(ks) irþad faaliyetlerini sürdürdüðü dergahý idi.Doðum ve vefat tarihleri bilinmemektedir.Ancak ,O’nun (ks) , Hz. Abdülkadir Geylani (ks) ile olan yakýnlýk ve samimiyeti, yaþadýðý devir,hayatý ,tasavvufi kiþiliði hakkýnda sarih bilgiler vermektedir. Hz.Abdülkadir Geylani’nin (ks) menakýbý hakkýnda telif edilmiþ tüm eserlerde , O’nun (ks) ismi zikredilmekte, kiþiliði anlatýlmakta, Hz.Abdülkadir Geylani’ye (ks) olan baðlýlýðý , sevgisi ve edebi vurgulanmaktadýr. O(ks), heybetli, gayet güzel görünüþlü, cemil, behi, duasý kabul edilen , keramet sahibi büyük bir Hak dostu idi.Ulema ,O’nun (ks) büyüklüðünde ittifak etmiþti.Irak velilerinin pek çoðu ,O’na(ks) talebelik yapýp feyzyab olmuþlar, Ondan (ks) icazet almýþlardýr. O (ks), Resulullah’ý (as) çok müþahede ederdi. O’nun (ks) duasý bereketiyle hasta iyileþir ,amanýn gözü açýlýr,fakir, zengin olur, ihtiyaç sahiplerinin müþkilleri hallolurdu.

Haber verdiði olaylar ayný ile vuku bulurdu. Pek çok kerameti , menakýb kitablarýnda nakledilmiþtir. Mardini adlý müellif ,babasýndan þu þekilde nakleder ki; Þeyh Musa Ezzuli’nin (ks) , Resulullah’a (as) ru’yet ve müþahedesi çok idi. Bütün hal ve fiilleri , Resulullah’ýn (as) siyretine uygundu. O(ks), “ve elenna lehül Hadid” ayet-i celilesinin hükmünce , eliyle demiri tutsa , demir , O’nun (ks) elinde, ker*** ustasý elindeki çamur gibi yumuþak olurdu. Mardin’de çýkan þiddetli bir yangýnýn söndürülmesi için, Halk, Ondan (ks) yardým istedi.O da (ks) ,elindeki asasýný ,yangýnýn orta yerine atmalarý için , halka verdi. Asayý yangýna attýklarýnda yangýn söndü.Yangýnýn hiçbir þekilde tesir etmediði asayý alýp O’na (ks) götürdüler.O (ks) þöyle buyurdular ki: “Allahü Teala , benim elimin deðdiði ve tuttuðu nesneyi yakmayacaðýný bana vaad etti.” Kucaðýnda küçük bir çocukla dua talebi için huzuruna gelen bir hanýmefendinin çocuðuna dua buyurdular.Çocuk altý aylýk olduðu halde yürümeye baþladý.Çocuða ihlas suresini okuttu. Çocuk fasih bir lisanla ihlas suresini sonuna kadar okudu. O çocuktan ömrü boyunca bu hal gitmedi.

Þeyh Musa’nýn (ks) huzurundaki fesahatýnýn ziyadesiz ve noksansýz ayný ile okumaya, hayatý boyunca devam etti. Kabrine konulduðunda ,kabir içinde namaz kýlar gibi ayak üzere kýyam etti.Kabri geniþledi. Bu hali gören Mardinliler, kendilerinden geçtiler.O ki Þeyh abndülkadir geylani hz leri mardine geldiðinde abdest zamaný geldiðinde etrafta su olmadýðýný söylenince eline asasýný alarak yere vurmuþ ve kýrk çeþme yerde birden birebitivermiþtir bu çeþmeler hala mardin de þeyhan bölgesinde mevcuttur. O (ks), Evliyalar sultaný, Gavsül Azam Hz.Abdülkadir Geylani’ye yakýnlýðý ile ma’ruftur. Hz.Abdülkadir Geylani (ks) , O’na (ks) çok iltifatta bulunur ve O’nun þanýný i’zam ederdi. Bir defasýnda , Hz.Abdülkadir Geylani (ks), çevresindekilere hitaben, “Ey Baðdat ahalisi! Yakýnda sizin üzerinize öyle bir maarif güneþi doðar ki , bundan sonra bir daha O’nun (ks) misli zuhur etmez. O(ks) , Musa Ezzuli’dir (ks)” buyurdular ve Hacca gitmek üzere Baðdat’a gelen Þeyh Musa’nýn (ks) iki günlük mesafeden karþýlanmasý hususuna tam bir ihtimam gösterilmesini emr eylediler.Þeyh Musa (ks) Baðdat’a gelince , O’na (ks) çok ikram ve ihtiramda bulundular. Tikrit’li Þeyh Yahya þöyle haber vermiþtir. “Biz babamla bazen Þeyh Musa’yý (ks) ziyaret için Tikritten Mardin’e , bazan da Hz.Abdülkadir Geylani’yi (ks) ziyaret için Baðdat’a gidiyorduk.Bir keresinde Þeyh Musa (ks) ile birlikte Baðdat’a geldik.

Hz.Abdülkadir Geylani’nin (ks) meclisinde hazýr bulunduk.Hz.Abdülkadir Geylani (ks) vaaz esnasýnda , “Bu ayaðým bütün evliyanýn boynu üzerindedir” dediðinde , Þeyh Musa (ks),boynunu eðip alçalttý.” Yine ayný zat haber vermiþtir ki: “Þeyh Musa (ks) hacca gitmek için Baðdat’a gelmiþti.Ben de babamla beraber O’nun (ks) yanýnda idim.O (ks) , Hz. Abdülkadir Geylani (ks ) ile bir araya geldiðinde, Hz.Abdülkadir’e (ks) öyle bir tazim, edeb, tebcil ve ihtiram eyledi ki Hz.Abdülkadir’den baþka hiç kimsenin yanýnda öyle bir hal içinde olduðunu görmedik.Yalnýz kaldýðýmýz zaman ,Babam bunun sebebini ,O’na (ks) sordu. O (ks) þöyle cevap verdi. “Abdülkadir (ks) zamanýmýzdaki nasýn hayýrlýsýdýr.Evliyanýn sultaný ve ariflerin seyyididir.Meleklerin bile edeb ettiði o zata ,ben nasýl edeb etmeyeyim?” Þeyh Musa Ezzuli’nin(ks) , tasavvufun inceliklerine dair, manalarýný ancak kamil velilerin anlayabileceði sözleri mevcuttur.Bu sözler , kaynak olarak kullandýðýmýz eserlerde ifade edilmektedir. Ehlince oradan mütalaa edilmesi mümkün olan bu anlamý yüce ifadelerden örnek bir paragraf aþaðýda verilmiþtir. “Menazil ü meratib ü makamatýn , tafsil-i meanisi vesairlerinin alasýdýr.Ve tecmil ü tezyin-i sicillat ve muhadarat-ý makamatýn þeair ve alaimidir.Ve bitarikýl keþf cemil-i külliyata nazaran , dekayýk müttehide ve muttasýladýr.Ve suver-i cüziyyata nazarla dahi mevzý u mevký-i teþkilden munfasýldýr.”

Bu büyük insanýn hayatýný paylaþmak istedim kabri mardinden 15 kilometre uzaklikta diyarbakir yolundadir her yýl milyonu aþkýn insanlarca ziyaret edilir alemi islama büyük hizmeti olmuþ veli insanlardan biridir þehid olmuþ ve mardinin manevi koruyucusu hükmündedir evliyadan büyüklerin birbirlerine olan saygý ve sevgilerini bu yazýdan görebiliyoruz þeyh abdülkadir geylani hz. leri ile yaþamýþ olduklarý çok güzel hatýralarý ve beraberce geçirdikleri günler ve birbirlerine olan sevgi ve tevazuyu görebiliyoruz hz þeyh musa ezzuli nin çoçuklarý ve onun torunlarý doðu illerinin bir çok yerlerine daðýlmýþ ve bitlis siirt van muþ gibi islam a hizmet etmiþ evliyaullahýn çoðunun þeyh musa ezzuli hzlerinin soyundan geldiði görülmektedir.

Gönderen: 14.02.2009 - 19:02
Bu Mesaji Bildir   SaYaCGIN üyenin diger mesajlarini ara SaYaCGIN üyenin Profiline bak SaYaCGIN üyeye özel mesaj gönder SaYaCGIN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rahil su an offline rahil  
AZİZ MAHMUT HÜDAİ
1191 Mesaj -
Hüdâî Makamý Üsküdar

Marmara\'nýn sahiline sedefle iþlenmiþ bir Osmanlý ruhudur Üsküdar…



Her sokaðýnda her taþýnda, bir eski zaman musikisi duymak ve de hissetmek hala mümkündür. Yer yer tarihi camilerin avlularýna serpilmiþ çýnarlarýn altýnda kendini bulmak isteyen insanlara þahit olabilirisiniz. Kimilerinin varlýk kapýsýnda tükendiði bu dünyada, yokluk kapýsýnda varlýðý bulan bir gönül sultanýnýn izine düþtük…

Ýstanbul\'un her semti, birbirinden derin çizgilerle ayrýlan farklý yaþam tarzlarýna, þehir kültürüne, mimari yapýya sahiptir. Üsküdar, yaþayanlarýnýn mütevazýlýðý, mimari yapýsýnýn mistisizmi ve yüreðinde misafir ettiði ya da misafir olduðu Allah dostlarýnýn oluþturduðu manevi atmosferin hissedildiði semtlerin önde gelenlerindedir.

Üsküdar\'a giderken baþlar manevi yaðmur, ýslatýr içinden Allah dostlarýnýn geçtiði sokaklarda insaný. Üsküdar\'da, özellikle gönül makamlarýnýn yükseðine çýkmýþ Aziz Mahmud Hüdâî (ks) makamýna varanlar, önce ýslanýr yaðmurdan, sonra yaðmur olur gözleri.

Hüdâî Ýle Yoldaþ Olmak

Anlatýlan odur ki Üsküdar\'ýn mana fatihi Hüdâî Hazretleri, saðlýðýnda ve de ölümünden sonra, insanlarýn kendisini gelip ziyaret etmesi için çaðrýda bulunmuþ ve bir de dua etmiþ: \"Saðlýðýmýzda bizi, vefatýmýzdan sonra kabrimizi ziyaret edenler ve türbemizin önünden geçtiðinde Fatiha okuyanlar bizimdir. Bizi sevenler denizde boðulmasýn, ahir ömürlerinde fakirlik çekmesin, imanlarýný kurtarmadýkça göçmesin.\"

Bu çaðrýya uyan yüzlerce insan, her gün onun kapýsýna varýyor. Bir türlü önümüzden ayrýlmayan nefsimizi, biraz olsun frenleyip düþtük Hüdâî Hazretlerinin izine. Üsküdar iskelesindeki kalabalýktan bir süre kopup yürüdük çarþýya doðru. Çarþý eskiye nazaran yeni þeyler satsa da kendi derinliðinde, eski zaman çizgilerini hala taþýyor. Çarþýda her türden esnaf bulunsa da Bursa çarþýlarýnda nefisini ayaklar altýna almýþ kadýlýk kaftaný ile ciðer satanlara rastlamak mümkün deðil.

Çarþýda kendinden alýp kendinden satan devrin alýþ veriþlerinden kurtulup, Üsküdar Meydaný’ndan þehrin yüreðine doðru ilerleyen yolun az ilerisinde, yokuþa sürüyoruz ayaklarýmýzý. Yükseðe olaþmanýn yolunun yokuþlardan geçtiði bir an içimizden geçiyor öylesine. Yokuþun en altýndan bakýnca, Hüdâî Camii’nin minaresi, deniz feneri gibi yol gösteriyor, kendi içinde kaybolmuþ biz kayýp denizcilere.

Yokuþun sonuna yaklaþtýkça yol kenarlarýndan gül kokusu geliyor, Hüdâî Hazretlerinin anýsýna yapýlmýþ ürünleri satan dükkanlardan.

Öncesi Hüzün Sonrasý Huzur

Külliyenin giriþ kapýsýndaki yazýda, \"Bu meþ’et Allah yolundakilerin cesetlerinin, ruhlarýnýn toplandýðý yerdir. Azizim; buraya edeple gir. Burasý Hüdâî\'nin pâk türbesidir. Ey gönül; eðer ilâhi zevki tahsil edeyim dersen böyle yap. Hüdâî\'nin kapýsýndan giren elbet nasibini alacaktýr.\"

Hüdâî Hazretlerin \"davetlileri\" bu kapýdan içeri girerken edeplerini kuþanýp günahlarýný bir mendilin arasýna sýkýþtýrýp öyle giriyorlar.

Dedikleri gibi türbeye davetli olanlar ellerinde kendinden istenenlerle geliyorlar. Kimisi þeker, kimisi tatlý, kimisi seccade getiriyor. Hüdâî Hazretlerini ziyarete gelenlerin çoðu, rüyasýnda Hüdâî Hazretleri tarafýndan türbeye davet edildiklerini belirtiyor. Davete icabet ederken de gelenlere ikram edilmesi için bir þeyler getirmesi isteniyor rüyasýnda.


Hukukçulara Öncelik

Görevlilerden biri bu konuda bizimle tecrübelerini paylaþýyor. Türbeyi ziyarete gelenlerle konuþtuklarýnda, bazý günler ayný þehirden gelenlerin çoðunluðu dikkat çekiyor. Bazý günler gurbetçiler çoðunlukta oluyor. Özelikle de hukukçu olan Hüdâî Hazretleri, hukukçulara özel ilgi gösteriyor. Onlarý rüyalarýnda özel olarak çaðýrýyor.

Bir gün türbeye bir genç delikanlý geliyor. Bitmiþliði, tükenmiþliði, umutsuzluðu yüzünden okunuyor. Genç, türbeye girip davete icabet edip çýkarken, içindeki huzur dýþýna yansýyor. Bu durum görevlinin dikkatini çekiyor. Halini sorunca, kendisinin hukuk fakültesinde okuduðunu, büyük sorunlar yaþadýðý bir gece, rüyasýnda Aziz Mahmut Hüdâî Hazretlerinin kendisini ziyaret etmesini söylediðini, bu sebeple de Niðde\'den kalkýp geldiðini söylüyor. Hüzünle gelip huzurla ayrýldýðýný da sözlerinin sonuna ekliyor.

Kapýsýnda Edeple



Sizi türbenin kapýsýnda çok beklettim biliyorum. Ama ev sahibinin hoþnutluðu için önce edebi bilmekte fayda var derim.

Kapýdan içeri adýmýmýzý atýp çýktýk merdiven basamaklardan aðýr aðýr. Merdiven boþluklarýnýn yanýnda, önlerine konulan sütü içip uykuya dalmýþ kediler, Hüdâî kapýsýnýn keyfini sürüyor.

Merdivenlerin solunda türbe, üst yanýnda camii, sað tarafta da külliye ve abdest hane bulunuyor.

Önce külliye vakýf haline gelmiþ. Vakfýn kapýsýný her çalana yardým edilmeye çalýþýlýyor. Herkes istediði yardýmlarý bu vakýftan alabiliyor. Ekmek isteyene ekmek, çorba isteyene çorba, hasta olana ilaç, yaþlý olana yatak ve… ve ruhu yaralý olana merhem sunulmaya çalýþýlýyor. Bu Hüdâî Hazretlerinin vasiyetinin en güzel sonuçlarýndan biri.

Þadýrvanda abdest alanlar camiye varýp namaz kýlýyor. Camii ve külliyede ahþap Osmanlý mimarisinin izlerini görmek mümkün. Ýkindi namazýnýn huzuru ile camiden çýkýp türbeye giriyoruz.



…ve Huzurdayýz



Giriþ kapýsýnýn hemen karþýsýnda, Hüdâî Hazretleri tarafýndan öðrencileri için açýlmýþ su kuyusu var. Þimdilerde musluk takýlarak çeþme yapýlmýþ. Halk arasýnda bu su, zemzeme benzetilir. Gelenlerin bazýlarý þifa niyetine bu sudan içer.

Ýç mekana geçtiðimizde, türbelerin bulunduðu alandan önce, bir ara mekan daha var. Burada Hüdâî Hazretlerinin kullanmýþ olduðu eþyalardan bazýlarý var. En dikkat çekici olaný, demirden yapýlmýþ ince ve naif kuyu çýkrýðý, selamlýyor bizi. Burada Hüdâî davetlilerinin getirdikleri, yiyecek, eþya vb. misafirlere ikram ediliyor.

Türbenin bulunduðu makama giriyoruz. Derin bir sessizlik. Sadece dudaklar kýpýrdýyor. Hüdâî Hazretlerinin huzurunda yapýlan dualar, Ýstanbul\'un ötesine kadar ulaþýyor. Suskunluðumuz biraz edep, biraz da dünyalýklarý kapýda býrakamamamýzdan kaynaklanýyor.
Güneþ, istemeye istemeye Marmara\'nýn derinliðine dalýp yerini karanlýða býrakmaya hazýrlanýrken, ayrýlýyoruz edeple makamdan.


BAZI KERAMETLERÝ

[b]Padiþahlar Eline Su Döker

Rivayete göre Aziz Mahmud Hüdâî Hazretleri bir gün, Sultan Ahmet Han\'la sarayda sohbet ediyordu. Bir ara abdest tazelemek istedi. Ýbrik ve leðen getirdiler. Padiþah hocasýna hürmeten ibriði eline aldý ve abdest suyunu döktü. Sultan Ahmet Han\'ýn annesi de kafes arkasýnda havluyu hazýrlamýþtý.

Valide Sultan kalbinden; \"Aziz Mahmud Hüdâî\'nin bir kerametini görseydim\" diye geçirmiþti. Bunun üzerine Mahmud Hüdâî, Valide Sultan\'ýn gönlünden geçenleri anlayarak; \"Hayret! Bazýlarý bizim kerametimizi görmek isterler, padiþahýn elimize su döküp, muhterem validelerinin havlu hazýrlamasýndan daha büyük keramet mi olur?\" buyurdu.

Meþhur Hüdâî Yolu

Sultanahmet Camii\'nin açýlacaðý gün, cuma hutbesini okuma þerefi Aziz Mahmut Hüdâî Hazretlerine verilir. Ancak o gün deniz kabýna sýðmaz, rüzgar kamçý kamçý dolanýr. Dalgalar kubbe kubbe gelir, sahili döverler. Sular zeminde patlarlar gülle gibi. Ama Hüdâî Hazretleri fýrtýnaya aldýrmaz, Sarayburnu\'na doðru açýlýrlar. Teknenin geçtiði yerde derya sütliman olur. Talebeleri ardý sýra ilerler, adeta tünelden geçerler.

Ýþte bu, ehline aþikar yol, zaman zaman sandalcýlar tarafýndan kullanýlýr. Hoþ, Üsküdarlý kayýkçýlarýn tamamý ona intisaplýdýr. Netameli havalarda \"Ya Rabbi þeyhimin hatýrýna\" der, sýðýnýrlar Hüdâî Yolu’na. Söz konusu geçit daima sakin, daima emindir.

HAYATININ DÖNÜM NOKTASI

Hüdâî Hazretlerine yokluk kapýsýndan varlýða giden yolun kapýsýný açan olay, Bursa\'da kadý iken baktýðý bir davadýr. Bir kadýn gelerek kocasýnýn \" Hacca gitmezse seni boþarým\" dediðini. Ancak Hacca gitmesine zaman ve imkan ve olmadýðý halde hacca gittiðini söylediði anlatýr ve kocasýndan þikayetçi olduðunu belirtir.

Hüdâî Hazretleri þikayet edilen kocayý mahkemeye çaðýrýr. Olayý anlatmasýný ister. Adam istemeye istemeye olayý anlatýr.

Yýllarca içinin Hac ile yandýðýný ama fakirlikten gedemediðini söyler. Hacca birkaç gün kala, Üftâde Hazretlerine gittiðini, onun da kendisini Eskici Mehmet Dede’ye gönderdiðini söyler. Mehmet Dede’nin kerameti ile arife günü hacca gittiklerini, bütün görevlerini yaptýktan sonrada döndüklerini anlatýr.

Ancak anlatýlanlar ikna edici deðildir. Kadý delil ister. Bursalý hacýlarla görüþtüðünü onlara emanet verdiðini belirtir. Mahkeme Bursalý Hacýlar gelene kadar ileri tarihe ertelenir. Beþ altý ay sonra, Bursalý hacýlar döndüðünde mahkeme yeniden kurulur. Adamýn anlattýklarý doðrudur. Adam hacca gitmiþtir. Mahkeme adamý haklý bularak davayý kapatýr. Yalnýz asýl dava þimdi Hüdâî Hazretleri için baþlar.

Hacca giden adamýn peþine düþer. Kendisini Hacca götüren adamý sorar. “Eskici Mehmet Dede” cevabýný alýnca, doðru yanýna gider. Eskici Mehmet Dede onu yokluk kapýsý Üftâde Hazretlerinin yanýna gönderir.

Üzerinde kadýlýk kalfaný atý ile maðrur þekilde Üftâde Hazretlerinin makamýna çýkar. Üftâde Hazretleri bahçede çalýþmaktadýr. Gurur ve kibirle; “Ben Bursa kadýsýyým. Üftâde ile görüþmek istiyorum\" der. Bahçede çalýþan Üftâde Hazretleri: \"Ne yapacaksýn onu\" diye sorar. Hüdâî hazretleri; “Onunla görüþmek istiyorum” der.

Bunun üzerine Üftâde Hazretleri; \"Üftâde benim, lakin yazýklar olsun ey Kadý Efendi! Herhalde yanlýþ yere geldiniz. Burasý yokluk kapýsýdýr ve biz bu kapýnýn kuluyuz. Halbuki sen varlýk sahibisin. Bu halde ikimizin bir araya gelmesi mümkün mü? Senin ilmin, malýn, mülkün, þanýn ve mamur bir dünyan var. Bizim gibi kullarýn Allah\'tan baþka kimsesi yoktur” der.

Büyük umutla geldiði kapý bir anda üzerine kapanmýþtýr. Koca kadý yýkýlmýþtýr. Deyim yerinde ise \"ocaðýna düþtüm\" der. Üftâde Hazretleri: \"Bize talebe olacaksan kadýlýktan istifa edip, üzerindeki kadýlýk elbisesi ile Bursa sokaklarýnda ciðer satacaksýn\" der.
Malý, mülkü, makamý elinin tersi ile iter. Bursa sokaklarýnda \" Ciðercii!..\" diye baðýrdýkça, ciðerleri yanar. Yandýkça piþer, piþtikçe yanar, yandýkça piþer…




TÜRBEDE KÝMLER VAR



Türbede Aziz Mahmud Hüdâî Hazretlerinin yaný sýra, oðullarý Evliya Mehmet Muhtar Efendi (1595), Mustafa Ebrar Efendi (1595), Ali Murtaza Efendi (1601), Abdülvahid Efendi (1611), Ahmet Sýddýk Efendi (1624), kýzlarý Ayþe Haným (1600), Fatma Zehra Haným (1624), Zeynep Haným (1642) ve torunu Fatma Zehra Haným (1642) olmak üzere on bir sanduka bulunmaktadýr.

ESERLERÝ

1) Nefais-ül Mecalis, 2) Tecelliyat, 3) Divan-ý Ýlahiyyat, 4) Vakýat, 5) Tezakir-i Hüdâî, 6) Ahval-ün Nebiyyil Muhtar Aleyhi Salevatullah-il Melik-il Cebbar, 7) Haþiye-i Kuhistani fi Þerh-i Fýkh-ý Gidani, 8) Tarikat-ý Muhammediyye, 9) Mensur Mevlid-i Nebi.

NASIL GÝDÝLÝR?

Ýstanbul ili Üsküdar ilçesi Gülfem Hatun Mahallesi, Mektep Sokak, Aziz Mahmut Hüdâî Camisi\'nin avlusunda bulunan bu türbeye, araç yada vapurla gidilebilir. Üsküdar iskelesinden Üsküdar meydanýna, oradan da semt merkezine giden yol takip edilir. Bankalarýn bulunduðu yerden saða dönen Tepsi Fýrýný sokak takip edilerek ziyaret edilebilir.


KÝMDÝR?

Osmanlý devri Ýstanbul velîlerinin büyüklerindendir. Asýl adý Mahmûd\'dur. \"Hüdâî\" ismi ve \"Azîz\" sýfatý kendisine sonradan verilmiþtir. Cüneyd-i Baðdâdî Hazretleri\'nin neslinden olup, Seyyid’dir.

Aziz Mahmud Hüdâî (ks), Celveti Tarikatý’nýn piridir. Þereflikoçhisar\'da 1541 yýlýnda doðmuþ, çocukluðu orada geçmiþ ve ilköðreniminden sonra Ýstanbul\'a gelerek Ayasofya Medresesi\'nde öðrenim görmüþtür.

Bu arada Halveti þeyhlerinden Muslihüddin Efendi\'den tasavvuf dersleri almýþtýr. Nazýrzade Muslihuddin Efendi Edirne\'de Sultan Selim Medresesine atanýnca Hüdâî Efendiyi de beraberinde götürmüþtür. Ardýndan hocasýyla birlikte Þam ve Mýsýr\'a gitmiþtir. Orada Halvetiye Þeyhi Kerimüddin Efendi\'den Usul-i Esma dersi görerek tasavvuf yolunda ilerlemiþtir.

Bundan sonra hocasýnýn Bursa kadýlýðýna tayin edilmesi üzerine O da Bursa\'ya gelmiþ, Ferhadiye Medresesi\'nde müderrislik yapmýþtýr. Nazýrzade Ramazan Efendi\'nin 1576\'da ölümü üzerine de onun yerine Bursa Kadýsý olmuþtur.

Üftâde Hazretleri ile tanýþýr onun kadýlýðý býrakýp ona talebe olur. Üftâde Efendi Hazretlerinin en iyi öðrencilerinden olur. Bir süre sonra da Üftâde Hazretleri, onun kemale erdiðini görür ve Ýstanbul\'a gönderir.

Ýstanbul\'da Sultan I. Ahmet (1603-1617) zamanýnda Üsküdar\'da kurduðu dergâhýnda öðrenciler yetiþtirir. Küçük Ayasofya ve Fatih Camilerinde tefsir, hadis ve fýkýh dersleri vermiþtir. Otuza yakýn Arapça ve Türkçe kitabý bulunmaktadýr. Bugün bu yazma kitaplar, Üsküdar Hacý Selim Aða Kütüphanesi\'nde bulunmaktadýr. Aziz Mahmud Hüdâî Efendi Ýstanbul\'da 1628 yýlýnda ölmüþtür.

YOL NOTLARI

•O, bir asra yakýn ömür sürmüþ ve sekiz pâdiþâh devrini görmüþtür.

• Her Pazar sabahý Hüdâî vakfýnda þifa niyetine çorba daðýtýlýr, içebilirsiniz.

• Avrupa yakasýndan vapurla gelerek Üsküdar\'ý uzaktan seyretmek güzel olur.

• Bilen bir kayýkçýyý bulursanýz, sizi denizde Hüdâî Yolu’ndan götürür.

• Hüdâî Hazretlerini ziyaretten önce yada sonra, sahilde bulunan eski konaklardan birinde çayýnýzý içerken boðazý seyredebilirisiniz.

• Hemen yakýndaki Çamlýca Tepesi’ni de görmeniz mümkün.
Gönderen: 16.02.2009 - 14:04
Bu Mesaji Bildir   rahil üyenin diger mesajlarini ara rahil üyenin Profiline bak rahil üyeye özel mesaj gönder rahil üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an 1 üye ve 1277 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.32523 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.