0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » ~~~ RaMaZaN-I ŞERiF ~~~ » Ramazan ayı sözlüğü

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
Ramazan ayı sözlüğü
875 Mesaj -
Ramazan, oruç, sahur, iftar, teravih, mukabele, fitre kelime olarak ne anlama gelir biliyor musunuz? Ýþte, bu sözcüklerin manalarý:




Sahur, imsak, fitre, teravih, mukabele gibi birbirinden harika saraylarýnda hepimizi aðýrlar. Fakat bizi 30 gün misafir eden bu saraylarý yeteri kadar tanýdýðýmýz söylenemez. Mukabele âdetini Hz. Cebrail’in baþlattýðýný, orucun sözlük anlamýnýn “günlük” olduðunu, fitrenin zekâttan önce vacip kýlýndýðýný, mahyanýn Türkler’e özgü bir gelenek olduðunu biliyor muydunuz?

RAMAZAN

Hicri takvimin dokuzuncusu olan ve üç aylarýn sonuncusu olan Ramazan “on bir ayýn sultaný” olarak anýlýr. Kur’an-ý Kerim bu ayda nazil olmaya baþlamýþtýr. Kur’an’da ismi açýk olan geçen tek ay Ramazan’dýr. Arapça bir kelime olan Ramazan’a bu ismin verilmesindeki hikmet iki þekilde anlatýlýr:

1. Sonahardan önce yaðýp yeryüzünü tozdan temizleyen yaðmur anlamýna gelen “ramdâ” kökünden türemiþtir. Yaðmurun yeryüzünü temizlediði gibi, Ramazan ayý da insanlarý günahlarýn kirinden arýndýrýr.

2. Güneþin þiddetli hararetinden taþlarýn yanýp kýzmasý anlamýna gelen “ramad” kökünden türemiþtir. Kýzgýn taþlarýn yürüyenin ayaklarýný yakmasý gibi, Ramazan’da müminlerin günahlarýný yakar, yok eder.

ORUÇ

Diðer dinlerde de uygulanan bir ibadet olan oruç, Ýslam’da Müslüman olmanýn beþ þartýndan biridir. Ýslam’ýn dört temel ibadetinden biridir. Oruç, Farsça’dan Türkçe’ye geçmiþ bir isimdir. Kelimenin aslý “günlük” anlamýna gelen “Ruze”dir. Önceleri “Oruze” olarak kullanýlmýþ, daha sonra oruç þeklinde ifade edilmeye baþlanmýþtýr. Arapça’da orucun karþýlýðý “savm” kelimesidir. Savmýn anlamý yemek-içmekten kendini tutmak, hareketsiz kalmak ve her þeyden elini eteðini çekmektir. Kur’an’da savm “susmak” anlamýnda da kullanýlmýþtýr.

Ýslamî anlamda oruç, imsaktan güneþ batýncaya kadar yemekten, içmekten, cinsel iliþkiden ve orucu bozan diðer þeylerden kulluk niyetiyle nefsi alýkoymaya verilen isimdir.

SAHUR

“Seher” kelimesinden türeyen sahur, gecenin son altýda birinde tan yerinin aðarmaya baþlamasýndan önce yenen yemeðe verilen isimdir. Sahur yemeði, temcit yemeði olarak da anýlýr. Hz. Peygamber (a.s.m.) sahur yemeðini özellikle teþvik ederek, Yahudilerin tuttuðu oruçtan sahur yemeði ile ayrýlacaðýmýzý beyan etmiþtir. Efendimiz, bir hadislerinde, “Sahura kalkýp yemek yiyin, zira sahurda bereket vardýr” buyurmuþlardýr.

ÝMSAK

“Mesk” (tutmak, terk etmek) kökünden türeyen imsak kelimesinin sözlük anlamý, nefsine hakim olup bir þeyden el çekme, perhizdir. Zýddý iftardýr. Ýslam literatüründe oruca niyet eden insanýn orucu bozan þeyleri yapmamaya baþlamasý gereken zamandýr. Ýmsakla birlikte oruç baþlar. Kur’an-ý Kerim’de imsak, fecir kelimesiyle anlatýlýr: ´Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayýrt edilinceye kadar yiyin, için. Sonra orucunuzu geceye kadar sürdürün.´ (2/187). Beyaz ve siyah ipliðin görünmesinden maksat, gündüzün aydýnlýðý ile gecenin karanlýðýnýn birbirinden ayrýlmasýdýr.

Rivayete göre bu ayet ilk indiðinde ´fecirde´ ilâvesi yoktu. Oruç tutacak olanlar bir ayaðýna siyah, diðerine beyaz iplik baðlar, sahurda bunlarý açýkça görünceye kadar yemeðe ve içmeye devam ederdi. Cenâb-ý Hak, iplik örneðinden ´gece ile gündüz´ün kastedildiðini bildirmek üzere, tan yerinin aðarmasý anlamýnda, ´fecir´ ilâvesini indirdi

ÝFTAR

Arapça kahvaltý anlamýna gelen “futûr” kelimesinden türeyen iftar, güneþ battýktan sonra orucu açmak üzere yenen yemeðe verilen isimdir. Akþam namazýný bildirmek üzere okunan ezan ayný zamanda iftarý da haber verir. Hz. Peygamber´in iftar etmedikçe akþam namazý kýlmadýklarý, hiç deðilse bir yudum su içtikleri rivayet edilmiþtir. Ýftarda acele etmenin sebebi, oruçlu olduklarý zaman iftarý yýldýzlarý görünceye kadar geciktiren Yahudi ve Hýristiyanlar’a benzememektir. Bu nedenle iftarý acele yapmak müstehap sayýlmýþtýr.

TERAVÝH

Teravih, Arapça’da “oturmak, istirahat etmek, rahatlamak” manasýna gelen “terviha” kelimesinin çoðuludur. Ýslam dilinde Ramazan ayýnda yatsý namazýndan sonra kýlýnan 20 rekatlýk namaza verilen isimdir. Teravih namazý, her dört rekatýn sonunda oturulup biraz dinlenildiði için bu adý almýþtýr. Her Müslüman için sünnet-i müekkede yani Peygamberimizin devamlý iþleyip nadiren terk ettiði bir ibadet olan teravih, orucun deðil vaktin sünnetidir. Ramazan gecelerini ihya etmek için kýlýnan teravih namazý Kur’an’da zikredilmemekle birlikte birçok hadiste yerine getirilmesi teþvik edilen ibadetlerdendir.

MUKABELE

Karþýlaþtýrma, yüzleþtirme, karþýlýk verme anlamlarýna gelen “mukabele” kelimesi Kur’an tarihi ile ilgili bir terimdir. Hz. Cebrail’in her sene Ramazan ayýnda Peygamber Efendimizle karþýlýklý Kur’an’ý birbirlerine okumalarýný ifade eder. Kur'an'ýn Allah tarafýndan indirildiði þekilde muhafazasý, âyet ve sûrelerin düzeninin doðru olarak tespiti ve bunun kontrolü için Cebrail (a.s.) her sene Ramazan ayýnýn her gecesinde, Hz. Peygamber’e gelirdi. Hz. Peygamber Kur'an âyetlerini Cebrail´e okurdu. Buna ´arz´ denir. Ayný âyetleri, mukayese için, bir de Cebrail okurdu ve buna da ´mukabele´ denir. Kur´an, Hz. Peygamber´e âyet âyet nazil olduðundan her âyetin yeri, hangi sûrenin neresine yazýlacaðý Cebrail tarafýndan bildirilirdi. Resul-i Ekrem de vahiy kâtiplerine bu þekilde yazdýrýr, hafýzlar da buna göre ezberlerdi.

Aslý, Cebrail’in Kur´an´ý Hz. Peygamber´e, doðru tesbiti ve korunmasý için okumasý olan ´mukabele´, Müslümanlar arasýnda köklü bir gelenek halinde günümüze kadar gelmiþtir. Bu gelenek bugün de bütün canlýlýðýyla sürdürülmekte, Kur’an ayý olan Ramazan’da evlerde ve camilerde mukabeleler okunup, hatimler indirilmektedir. Osmanlýlar zamanýnda da özellikle ikindi namazýndan sonra mukabele okunurdu.

FÝTRE (FITIR SADAKASI)

Ramazan Bayramý sadakasý olarak da bilinir. Temel ihtiyaçlarýnýn dýþýnda belli bir miktar mala sahip olan Müslümanlarýn Ramazan Bayramý’na ulaþmalarýnýn bir þükrü olarak yerine getirmeleri gereken ibadettir. Fýtýr sadakasý Hicret’in 2. senesinde zekat farz olmadan önce vacip kýlýnmýþtýr. Akýl ve buluð þart deðildir. Çocuklarýn ve akýl hastalarýnýn fitresini velileri verirler. Fitre için müstehap olan vakit, sabah namazý ile bayram namazý vakti arasýnda veya bayramdan birkaç gün öncesidir. Böylelikle ihtiyaç sahipleri kendilerine ulaþan fitrelerle bayram için hazýrlýk yapabilirler.

Fýtýr sadakasý, zekat gibi malýn deðil, baþýn zekâtýdýr. Bunun için asýl ihtiyaçlardan fazla olan malýn üzerinden bir yýlýn geçmesi ve ticaret malý olmasý þart deðildir. Aile reisi bütün aile fertleri adýna fitreyi verebilir. Kiþi baþýna, normal bir insanýn bir günlük yiyeceði miktarda fitre verilmesi uygun olanýdýr.
Gönderen: 01.09.2008 - 15:29
Bu Mesaji Bildir   der_ya üyenin diger mesajlarini ara der_ya üyenin Profiline bak der_ya üyeye özel mesaj gönder der_ya üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1281 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.05678 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.