*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1961 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Çarşamba, 5. Şubat 2025 - 11:48

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kur’an, İnsan ve Hayat

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Muhtazaf

Kur’an, İnsan ve Hayat

Moderator

4254 Mesaj -

Kur’an, Ýnsan ve Hayat

Kur’ân kendisini, “kitap”, “þifa”, “hak”, “rahmet”, “hikmet”, “hidayet rehberi”, “saðlam kulp”, “nûr”, “hak” ile batýlý ayýran” gibi kelimelerle adlandýrýr veya tavsif eder.

Ama burada insanlýk açýsýndan söylenmesi gereken belki de ilk þey Kur’ân’ýn Allah’ýn bütün kullarýna/insanlara en son çaðrýsý olduðudur. Bu sebeple Kur’ân Fâtiha suresinin hemen ilk ayetinde geçen “Rabbi’l-âlemîn” (âlemlerin rabbi) ifadesi ile baþlar, Nâs suresinin sonundaki nâs (insanlar) kelimesi ile biter. Buradaki nükteyi “âlemlerin rabbi olan Allah’tan bütün insanlara çaðrý” olarak anlamak mümkündür. Ýslam en son din, Hz. Muhammed de en son peygamber olduðuna göre Kur’ân’ý, Allah’ýn bütün insanlara en son çaðrýsý bir baþka ifade ile en son þansý olarak görmek gerekir.

Kur’an bütün insanlara çaðrýda bulunur

Kur’ân bir çok ayetinde din kelimesine yer verir ve bununla özel anlamda Ýslam’ý kasteder. Bu bakýmdan Ýslam ile dini adeta ayný manayý ifade eden iki kelime gibi kabul eder ve bütün peygamberlerin getirdikleri dinin ortak adýnýn Ýslam olduðunu belirtir. Ýlahi kitaplarýn, peygamberlerin hulasa ilahi dinlerin birbirlerini tasdik etmesi insanlýða getirdikleri deðerlerdeki ana noktalarýn ayný olduðunu gösterir. Bu sebeple bütün kitaplara ve peygamberlere inanmak, onlarý tasdik etmek bizim imanýmýzýn bir parçasýdýr. Fakat insanlar daha önce bu deðerleri tahrif etmiþler, peygamberlere isyan etmiþler hatta onlardan bazýlarýný öldürmüþlerdir. Ýþte Allah Teâlâ tahrif edilen temel dînî/insânî deðerleri yeni bir peygambere gönderdiði vahiyle düzeltmiþtir.

Allah Teâlâ tahrifata uðrayan bu deðerleri en son ve kâmil manada Kur’ân ile düzeltmiþ, son dönem insaný için gerekli olan esaslarý da Kur’ân ile ikmal etmiþ böylece onu bütün insanlýða göndermiþ, ayrýca koruma altýna almýþtýr. Özetle söylemek gerekirse Kur’ân ilk peygamberden itibaren bütün peygamberlere indirilen vahyin kemal noktasýný temsil eder. Yer darlýðý sebebiyle tek bir örnek vermek gerekirse bütün dinlerin en temel deðeri olan tevhîd akîdesini Hýristiyanlar teslis itikadý ile [5:72][5:73] Yahûdîler de Üzeyir’i Allah’ýn oðlu kabul etmek suretiyle [9:30], müþrikler de putlarý ilah saymakla [2:165],[3:151],[10:68][16:18][16:66] bozmuþlar Kur’ân bunu bir çok ayetinin yanýnda ihlâs suresiyle yeniden düzeltmiþtir. Burada bir baþka hususa da iþaret etmek gerekir. O da þudur: Ýslam, tabii olarak kendisini son hak din olarak kabul etmesi, diðer dinlerin batýl olduðunu vurgulamasý ve onlara ciddi teolojik eleþtiriler yöneltmesine raðmen insanýn yaratýlýþ gerçeði ve imanýn ana özellikleri itibariyle diðer inanç mensuplarýný/ötekini kendilerini tanýmladýklarý biçimiyle kabullenmiþ, insanýn irade sahibi bir varlýk oluþu sebebiyle de tercihleri ile onlarý baþ baþa býrakmýþtýr. Esasen bu kendinden emin olmanýn da bir ifadesidir.

Çünkü kendi ifadelerine göre Kur’ân’ýn hayatýn bütün alanlarý ile ilgili olarak getirdiði deðerler diðerlerine göre kör ile gören [6:60], saðýr ile iþiten [11:24], karanlýk ile aydýnlýk [13:16], diri ile ölü [35:19][35:20][35:21][35:22], eðrilik ile doðruluk [2:256][7:146][7:147] arasýndaki fark kadar açýk ve dikkat çekici, karanlýklarý aydýnlatan ýþýk [4:174][5:15][5:16] kadar parlaktýr. Ýnsana da bütün bunlarý görebilecek basîret/idrak kabiliyetleri verilmiþtir [6:104]. Bu sebeple peygamberlerin dolayýsýyla diðer mü’minlerin görevi [entelektüel seviyede] hikmetle; [halka] güzel öðütle davette bulunmak, irþâd etmek, ilahi mesajý ulaþtýrmak ve [tartýþmaya düþkün olanlarla da] en güzel biçimde tartýþarak ikna etme yolunu aramak þeklinde olacaktýr [16:125]. Kur’ân-ý Kerîm’in tanýmlamasýyla Peygamber inanç konusunda bir zorba/baskýcý deðil [88:22], hatýrlatýcý/öðütleyici, [88:21] müjdeleyici ve uyarýcýdýr [4:165][5:19]. Ýnsanlar, irade sahibi bir varlýk olarak onu kabul edip etmeme þeklindeki tercihlerine göre ahirette karþýlýðýný alacaklardýr [3:20][5:92][5:99]. Hatta Kur’ân bu konuda ýsrarcý olunmasýný da hoþ karþýlamaz [28:56]. Esasen bu bütün peygamberlerin ortak tutumudur [16:35][16:17]. Bu apaçýk davet kendisine ulaþan kimse sorumlu bir varlýk olarak inanýp inanmama hakkýna sahiptir ve bu tercihinin uhrevi sonucu kendisine aittir [6:104][10:43][10:44]. Kabul etmeyenlere Kur’ân Hz. Peygamber’e þöyle söylemesini emreder: “Rasûlüm! Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter, O’ndan baþka ilah yoktur. Ben sadece O’na güvenir, dayanýrým. O yüce arþýn sahibidir.” [9:129] Bundan sonra Kur’ân-ý Kerîm Ýslam’dan baþka bir dinin Allah tarafýndan kabul edilmeyeceðini: “Allah nezdinde hak din Ýslamdýr” [3:19];“Sizin için din olarak Ýslam’a razý oldum”, [3:85]; “Kim Ýslam’dan baþka bir din ararsa bilsin ki bu ondan asla kabul edilmeyecek ve ahirette ziyan edenlerden olacaktýr” [3:85] ayetleriyle hatýrlattýktan sonra bu durumda olanlarý: “Sizin dininiz size, benim dinim bana” [109:6] ayeti ile kendi inançlarýyla baþ baþa býrakmakta, Müslümanlara da onlarýn kutsal deðerlerini tahkir edici davranýþlarda bulunmayý yasaklamaktadýr [6:108].

Kur’ânýn mesajý evrensel ve özü itibariyle dinamiktir

Kur’ân evlenilmesi yasak olan kimselerin belirlenmesinde olduðu gibi [4:22][4:23][4:24] insanlýðýn menfaatinin zaman-mekana göre deðiþmediði bazý konular dýþýnda ayrýntýya girmemiþ, onun dýþýnda bütün insanlýðýn ihtiyacý olan kýyamete kadar ortaya çýkabilecek meselelerin çözümünü ihtiva eden temel esaslar/genel evrensel ilkeler getirmiþtir ki bu ona dinamizm saðlayan ana özelliðidir. Bunun yanýnda yaratýcý ve yaratýlanýn geçeðine uygun inanç esaslarý, adaleti saðlayan hükümleri, kýssalarýndaki sosyal gerçeklikler, kullar arasýndaki iliþkilerde hak-adalet anlayýþý, tabiatla iliþkilerde ilahi dengeye saygý ve onu korumaya gösterilecek özen, kulun bu fani alemdeki bütün fiillerinden ebedi olan ahiret yurdunda hesaba çekileceði gerçeði ve Allah-kul, insan-âlem iliþkilerinde bu sorumluluk þuurunun hep ön planda tutulmasýný istemesi, dünya ve ahirete deðer verme noktasýnda kurduðu mükemmel denge, Allah’a götüren bir yol olarak kainattaki eþsiz nizam ve ahengin araþtýrýlmasý böylece hem insanýn teknolojik geliþmelerle iþlerini kolaylaþtýracak buluþlara imza atmasý hem de bu mükemmelliðin Allah’ýn eseri olabileceðini anlayýp iman etmeyenin inanmasýna, inanmýþ olanýn da imanýnýn saðlamlaþmasýna katkýda bulunmasý, bunun yanýnda makro alemdeki bu ahenge kendi mikro aleminde de katýlmasýný istemesi onun ne kadar hayatla iç içe bir kitap olduðunu ve göstermektedir. Sadece bir örnek olarak Kur’ânýn kul hakkýna verdiði önemi dikkate almamýzýn zaman zaman gündeme gelen yolsuzluk ve yoksulluk gibi problemleri ya da insanlar arasýndaki iliþkilerin bozulmasý yönündeki sýkýntýlarýn tamamýna yakýnýný ortadan kaldýracaðýný söylemek hiç de kuru bir iddia deðildir. Mesela müfessirler “Ey kavmimiz! Allah’ýn davetçisine icabet edin. O’na iman edin ki sizin günahlarýnýzdan bir kýsmýný yarlýðasýn ve sizi çok elem verici bir azaptan kurtarsýn” [46:31] ayetinden ve bir çok hadisten hareketle kul hakkýnýn Allah’ýn affý dýþýnda olduðunu belirtirler. Gerçekten bu husus çok ince bir þekilde Mutaffifîn suresinde de iþlenmektedir: “Yazýklar olsun o ölçek ve tartýda hile yapan mutaffiflere! Onlar insanlardan bir þeyi ölçüp alacaklarý zaman kýlý kýrk yararlar. Ama insanlar için ölçüp tarttýklarý zaman kýyýsýndan köþesinden/ucundan kenarýndan kýrparak verirler. Gerçekten onlar bütün insanlarýn hesap vermek üzere Allah’ýn huzurunda hazýr bulunacaklarý o büyük gün için diriltileceklerini hiç akýllarýna getirmezler mi? Dikkat edin facirlerin kitabý scicîndedir. Bildin mi siccîn nedir? [Bu ucundan kenarýndan kýrptýklarý þeylerin] rakam rakam yazýldýðý kitaptýr [amel defteri].” [83:1][83:2][83:3][83:4][83:5][83:6][83:7][83:8][83:9]

Mutaffif kelimenin kökü dikkate alýndýðýnda ölçüp tartarken bir þeyin kýyýsýndan kenarýndan bilinçli bir þekilde/hile ile çalan kimse demektir ki bu insanlarýn peþine düþmeyecekleri basit haklarý ifade eder. Her ne kadar insanlar peþine düþmese de Allah bu basit haklarýn onlarýn kara defterine [siccîn] rakam rakam yazýldýðýný ve bunlar için büyük bir mahkeme kurulacaðýna iþaret ederek kul hakkýnýn önemine vurgu yapar. Bu anlayýþýn bir uzantýsý olarak Ýslam hukukçularý kul haklarý konusundaki sorumluluðun, kimin hangi þartlarda yaptýðýndan çok, eylemin sonucuna baðlý olarak gerçekleþtiðini dikkate almýþlar küçük de olsa çocuklarýn ve akýl hastalarýnýn birisine ait bir malý telef etmeleri durumunda ödemekle yükümlü olduklarý hükme baðlanmýþtýr. Kul hakký sadece ticaretle sýnýrlý deðil hak-haksýzlýðýn bulunduðu bütün alanlarla ilgilidir.

Kur’ân aciz býrakan eþsiz üslubuyla bütün insanlýðý kendisine uymaya davet etmektedir. Bununla bütün insanlýðýn ihtiyaçlarýna cevap verebilecek bir özelliðinin bulunduðuna iþaret etmektedir. Ayrýca son kitap olmasý bir baþka deyiþle kendisinden sonra kitap gelmeyecek olmasý da dinamik/canlý bir yapýya sahip olduðunu göstermektedir.
ALINTI

Gönderen: 03.08.2008 - 02:02

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1961 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sadiizci (50), akincimetin (46), göremeli (61), segin (46), canbekir (51), karslý (55), güllüzar (43), adem-38 (54), Ankawien (59), velibaba (57), bera21 (46), enes_985 (35), >>RaHiMe<< (42), FATOÞ (46), gencogluusa (50), ramokit (58), Rejeb (44), þhzd (38), konya112 (63), Seyfullah630 (41), bozo2005 (55), fth9935 (44), skadim (47), amentü (38), caykuter (47), burak_314 (43), hatice kübra (35), 66yozgatli (49), oðlak (40), aliyavuz (53), NADIR (45), gulnida (49), rerdem (48), ellikci (56), Hicret (79), kralsair (42), islambol (40), seraf61 (55), mýralay (52), FuzuliRN (38), murat_gok- (46), ravza? (53), ahmetçet.. (54), prenz (64), nadirgüngör (45), Vedat70 (52), medone (39), huseyiner (79), caltekin bülent (56), xselimx (42), selahattin 08 (52), medonesss (39), Rmuhacir (50)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.88619 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.