0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Niçin "Kur’âni Hayat"

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Konu icon    Niçin "Kur’âni Hayat"
1686 Mesaj -
Her iþimizin baþý, ortasý ve sonu O’nun adýyla ve O’nun adýnadýr.

Hamdimiz ve senamýz Allah’adýr. O Allah ki, özünde merhametli, iþinde merhametlidir. Sonsuz rahmetin kaynaðýdýr. Vahiyle insana tenezzül buyurmuþ, akleden kalplerimizi onunla doyurmuþtur.

Desteðimiz ve salâtýmýz, onun vahyini bize aldýðý gibi taþýyan, o vahyi taþýmakla kalmayýp model bir hayatý yaþayan, insanlýk sadakasý olan ve insanlýða ucunda ebedi mutluluk bulunan aydýnlýk bir yol býrakan, bir ömrün vahye nasýl adanacaðýnýn sembolü olan, hayatý canlý bir Kur’an olan Rasulullah’adýr.

Kelamýn en yüksek tecellisi vahiydir. Varlýk, O konuþunca var oldu. Tarih, O konuþunca baþladý. Beþere ruh, O’nun dilini anlasýn diye üflendi. O ruh içinde irade, akýl ve nutk O’nun kelamý muhatabýný bulsun diye verildi. Ve insan, O’nu anlasýn diye var oldu.

Varlýðý kelam ile baþlatan, insanýn serüvenini de kelam ile baþlattý. Hak ve sorumluluk verdiði insana, hak ve sorumluluklarýný nasýl kullanacaðýný vahiyle öðretti. Tarihin eksenine kelamý yerleþtirdi. Ýnsana vahiyle yol gösterdi. Hayatý inþa etsin diye insaný dünyanýn “kalfasý” (halife) yaptý. Bu kalfa iþini iyi yapsýn diye, insaný vahyin eliyle inþa etti.

Ýslam Allah’ýn kâinatý yönettiði sistemin adý, vahiyse ilahi bir inþa projesiydi. Hayat yol, insan yolcuydu. Yolu da yolcuyu da yaratan oydu. Yol haritasýný belirlemek, yolu ve yolcuyu yaratanýn hakkýydý. Tüm ilahi vahiyler, kâinat aðacýnýn bu soylu meyvesi var ediliþ amacýný gerçekleþtirsin diye gönderilmiþti. Ve insanlýðýn son çevriminde ebedi rehberlik Kur’an suretinde tecelli etmiþti.

Son Vahiy, bütün bunlarýn hepsini dört cümlede özetledi:

Er-Rahmân…

Alleme’l-Kur’an

halaka’l-insan,

‘allemehu’l-beyân…

O sonsuz merhametin menbaý…

Kur’an’ý O öðretti

Ýnsan türünü O var etti,

ona kendini ifade etme yeteneðini O bahþetti.

Kur’an vahyi, el-Hay olandan, hayatý inþa için, hayatýn ta yüreðine inmiþ tarifsiz bir hayattý. Amacý insaný zulümattan nura, karanlýklardan aydýnlýða, bencillikten ben idrakine, içgüdülerin esaretinden ruhun özgürlüðüne, bilinçaltýnýn gayyasýndan bilincin doruðuna, nefsin köleliðinden ruhun özgürlüðüne çýkarmaktý.

Varlýk aðacýnýn bu soylu tohumunun kendini ve elinin deðdiðini çürütmesine engel olmaktý. Dahasý, kendi kendini aþýlayarak saflaþmasýný, tekamül etmesini, yücelmesini ve potansiyelinin ufuklarýna doðru yol almasýný saðlamaktý.

Vahyin ve insanýn sahibi, bu amacýn gerçekleþmesini yasalara baðlamýþtý. Eðer insan bu yasalara uygun olarak hareket ederse vahiy inþa amacýný gerçekleþtirecek, deðilse insan bu inþadan mahrum kalacaktý. Bunun da ilk þartý vahye bir özne olarak yaklaþmaktý. Zira vahiy gerçekten özneydi.

Vahiy inþa edicilik fonksiyonunu bihakkýn icra edebilme yeteneðine sahip olduðunu muhatabý olan ilk nesil üzerinden isbat etti. Ýnþa ettiði neslin elleriyle hayatý ve dünyayý inþa etti. Ýnþa ettiði neslin eliyle insanlýðýn ender gördüðü bir iman hamlesine imza attý.

Vahiy bir þeyi daha isbat etti: Eðer bir nesil kendini Kur’an’ýn inþasýna teslim ederse, Allah da tarihin inþasýný o neslin eline teslim ederdi.

Yani Kur’an’a nesne olan, tarihe özne olurdu.

Vahyin çýraðý olan hayatýn ustasý olurdu.

Vahye teslim olan hayatý teslim alýrdý.

Hayatýnýn yataðýný vahyin belirlemesine izin veren, zamanýn yataðýný elleriyle belirleme liyakati kazanýrdý.

Bundan sonra isbat sýrasý vahyin kendilerine emanet edildiði mümin muhataplardaydý. Fakat mümin muhataplar vahiyle inþa olma konusunda her zaman ayný baþarýyý sergileyemedi. Vahiyle inþa olacaklarýna vahyi inþa etmeye kalktýlar. Vahyin nesnesi olacaklarýna vahyi nesneleþtirmeye yeltendiler. Bunun sonucu çok vahim oldu. Kendileri de tarihin nesnesi oldular. Bu, vahyi nesneleþtirmenin cezasýndan baþka bir þey deðildi.

Vahyi nesneleþtirme süreci þu aþamalardan geçerek gerçekleþti:

Kelimelerin Rabbi kelimelerin kalbine manalarý indirmiþti ki akleden kalp sahipleri indirilen o manalarý anlasýnlar, hayatlarýna koyarak üretsinler. Vahiyle inþa olanlar anlam üretmeyi sürdürdüler. Kur’an dilinin tedvini, Ýslami ilimlerin tedvini, rasyonel bir izahý yapýlamayan muhteþem Ýslam fetihleri, burhan, beyan ve irfan ilim sistemlerinin inkiþafý, özgün bir medeniyetin inþasý, ortaya konulan devasa ilim mirasý, hayatýn her alanýndaki diðer geliþmeler, hep üretilen bu anlamýn bereketli sonuçlarýydý.

Fakat bir gün geldi anlam üretilmez oldu. Anlam üretilmeyince tüketilirdi. Biri diðerinin doðal sonucuydu. Üretilemeyen anlamdan oluþan açýðý kapatmak için bu kez form yüceltilmeye baþlandý. Bu sürecin sonucunda vahyin lafzý manasýnýn, manasý maksadýnýn üzerine kapatýlmýþ, vahiyle iliþki “yüreðinden okumak” yerine “yüzünden okumaya” indirgenmiþti. Vahyin sahibi bizden vahyi tertil ile okumamýzý emretmiþti. Tertil ile okuma emri önce tecvid ile okumaya, daha sonra “kaf çatlatmaya” indirgendi.

Vahiy elbette tecvit ile okunmalýydý. En güzel seslerle süslenmeliydi. En güzel hatlarla yazýlmalýydý. En güzel hurufatla dizilmeliydi. En güzel sayfalara basýlmalýydý. En güzel ciltlerle sývanmalýydý. Büyüt bunlar vahiy için azdý bile. Fakat vahiy bunlarýn hiçbiri için gelmemiþti. Asýl anlamak, yaþamak ve yaþatmak için gelmiþti.

Bu sürecin sonunda geldiðimiz nokta tam da Kur’an Þairi Mehmet Akif’in dediði noktaydý:

Ya açar Nazm-ý Celilin bakarýz yapraðýna

Yahut üfler geçeriz bir ölünün topraðýna

Bu vahim noktayý vahiy kendi ifadesiyle “mehcur býrakma” olarak adlandýrmýþtý. Bunun açýlýmý þuydu: Elde taþýndýðý halde bilinçte taþýmama, en yüksek yerlere konulduðu halde hayata koymama, dilde olduðu halde kalbe taþýmama, kendisi göz önünde olduðu halde talimatýný göz ardý etme, sesi dinlendiði halde sözünü dinlememe, özetle vahye bir “ölü metin” muamelesi yapma…

Vahiy anlamýn kaynaðý olmaktan iþte bu süreçlerden geçerek çýkarýldý. Artýk o anlamanýn konusu deðildi. Anlamanýn konusu olmayan, hayatý nasýl belirlesin? Anlaþýlmayan bir hakikat yaþanýr mý?

Zaten olan bitenin izahý da buydu: Vahyin hayatsýz býrakýlmasý…

Bundan zarar gören vahiy deðildi. Bundan asýl zararý hayat gördü. Ve kýyamet hayat vahiysiz kalýnca koptu. Ýnsanlýk içine düþtüðü þu deðersizleþtirme ve anlamsýzlaþtýrma girdabýndan nasýl kurtulacaktý?

Sorularýn sorusu, sorunlarýn sorunu budur.

Ýdeolojiler birer birer ölüyor. Zira ideolojilerin insanlýðýn yarasýna merhem olamayacaðý artýk ayan beyan anlaþýlmýþ bulunuyor.

Deðerlerin yerini fiyatlar aldýkça insan biraz daha yok oluyor. Ýnsanýn insanlýðýnýn kan kaybýný ruhtan yoksun güvenlik tedbirleri ve giderek tek tipleþen eðitim politikalarý durdurmaya yetmiyor. Entelektüel bir katliama dönüþmenin arefesinde olan modern eðitim sisteminin derde deva olamayacaðý fena halde anlaþýlmýþ durumda. Rahman’ýn rahmetinden nasibini almayan bir eðitim ve öðretimin, diplomalý vahþiler yetiþtiren bir cangýla dönüþmemesi için hiçbir sebep de yok.

Küresel güç merkezlerinin gücü ve güçlüyü yücelten tavýrlarý, ezilenlerin bile güce taptýðý hastalýklý bir sonuç üretiyor. Rezzak-ý âlemle rýzýk arasýndaki baðý görmezden gelen vahþi dünyevileþme, sebep olduðu krizler zincirine “gýda krizini” de ekleyerek tüy dikmeye hazýrlanýyor.

Allah’ýn mahlukat aðacýnýn soylu meyvesi için donayýp döþettiði þu dünya misafirhanesi, tarihinin hiçbir döneminde bu kadar hor ve hovardaca kullanýlmadý. Yeraltý ve yerüstü kaynaklarýný þuh bir açgözlülükle tüketen “modern hayat”, hazýrlamakta olduðu felaketin tellallýðý yapmaktan baþka hiçbir çözüm üretmiyor, üretecek gibi de görünmüyor.

Kerameti kendinden menkul bütün geliþme ve ilerleme iddialarýna raðmen insanlýk bugün dünden daha mutlu deðil. Ýnsan soyunun mutluluk ortalamasý bugün dünden daha yüksek deðil. Bugünkü açlýk dünkünden daha az deðil. Ýnsanlýðýn þefkat ve merhamet debisi, dünkünden daha fazla deðil. Aksine insanlýðýn þefkat ve merhamet damarlarý günden güne kuruyor, kurutuluyor. Ve adalet açýðý çýð gibi büyüyor.

Bunlar ve daha sayamadýðým unsurlarýyla kötü gidiþatý durdurmanýn “vahye dönüþ”ten baþkaca bir yolu bulunmuyor. Eðer insanlýk insanlýðýný yeniden kazanacaksa, bu, fiyatlardan deðerlere dönmeden asla gerçekleþmeyecektir. Deðerlere dönmenin Allah’tan baðýmsýz bir yolu yok. Çünkü Allah demek anlam demektir. Allah’sýz bir hayat anlamsýz bir hayattýr.

Ýþte vahiy, Allah’ýn hayatla olan anlam baðýdýr. Ve baþlýkta sorduðumuz “Neden Kur’ani hayat?” sorusunun cevabý da budur.

Ýnsanlýk akleden kalbe dönecekse tekrar Kutsal kutaplara dönmek zorundadýr.

Ýnsanlýk kutsal kitaplara dönecekse, Kur’an’a dönmeye mecburdur. Zira bu alanda Kur’an’ýn rakibi bulunmamaktadýr.

Kur’an’a dönüþ kaçýnýlmazdýr. Kur’an’a dönüþ salt entelektüel bir faaliyete dönüþ deðildir. Kur’an’a dönüþ hayatýn kalbine dönüþtür. Kur’an hayata hayat vermek için inmiþtir.

“Allah’ýn ipi” Kur’an’dýr. Kur’an’a yapýþan Allah’ýn ipine yapýþmýþ olur.

Ey Rabbimiz! Kitab’a karþý tavrýmýzdan dolayý tevbe ediyor ve vahye “yöneliyoruz”! Biliyoruz ki vahye yöneliþ Sana yöneliþtir! Sen bizim yöneliþimizi kabul eyle ve Sen de bize rahmetinle yönel!

“Kur’âni Hayat” akleden kalbinize mübarek olsun!


Kurani Hayat Makaleleri
Mustafa Ýslamoðlu

Gönderen: 16.07.2008 - 01:42
Bu Mesaji Bildir   KaLBeNuR üyenin diger mesajlarini ara KaLBeNuR üyenin Profiline bak KaLBeNuR üyeye özel mesaj gönder KaLBeNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Kardesim
Kur'an Niçin Ýndirildi?
Ku’ran, Allah’ýn insaný dünyaya gönderiþinin ardýndan onu yalnýz býrakmayarak peygamberlerle takviye ediþinin, þaþýran, unutan insanlýðý tekrar kendine çaðýrýþýnýn, insana olan merhamet ve rahmetinin en son ve en kâmil halkasýdýr. O önceki tüm peygamberlerin mesajlarýný kuþatan, tarih boyunca insanlýða kazandýrdýklarý tüm birikimlerin hülasasý, insanlýðýn ortak vicdanýnýn sesidir. O Allah’ýn tarihe müdahalesidir.

Yüce Rabbimiz insaný yarattýktan sonra, yeryüzünde baþýboþ býrakmamýþ peygamberler ve kitaplar göndererek hayatlarýný kendi rýzasýna göre nasýl düzenleyeceklerini bildirmiþ­tir. Son kitap olan Kur’an-ý Kerim de tam ve olgun olan dinin izahý için bir mucize olarak gelmiþ, tüm çaðla­rý kuþatan eþsizliðiyle dünyaya meydan okumuþtur. Kur’an kýyamete kadar insanlýðýn tüm sosyal, ahlaki, ekonomik, siyasi problemlerine tutarlý, kuþatýcý, ilahi çözümler sunan bir kitaptýr.

O bir hukuk kitabý, bir siyaset kitabý, felsefe, bilim, astronomi kitabý deðildir. O bunlarýn tümünü içerir ama farklýdýr. Tüm hayata dönük olarak insanlýðýn daha mutlu, daha özgür ve daha barýþýk bir hayat sürmelerinin yollarýný gösteren bir hidayet rehberidir.

O, karmakarýþýk olmuþ deðerler ve anlayýþlarý yeni bir ölçüyle ele alan bunlarýn yanlýþ ve batýl olan­larýný, doðru ve hak olandan ayýran bir kitaptýr. Yani Furkan'dýr. ( Al-i Ýmran 4).

O,Hakkýn ölçüsüdür. Deðer yargý­larýný, ölçüyü o koyar. Deðiþmez prensiplerin, eskimeyen ilkelerin esasýdýr (Fatýr 42). Âlemler için bir öðüttür (Kalem 52). O, Allah'tan korkup sakýnanlar için öðüttür (Taha 3). O, sadece öðüt deðil ayný zamanda bir kanun, anayasa kitabýdýr da (Nisa 59, 65).Tüm ilahi kitaplar gibi Kur’an' da hayata hükmetmek (Maide 44,48,49) ve insanlar arasý ihtilaflarý çöz­mek için gelmiþtir (Nahl 64 - Enam 114).

O, þifadýr. Ruhlara, gönüllere toplumsal hastalýklara þifadýr.(Yu­nus 57-Ýsra 82).Yaþadýðýmýz dünya­nýn acýmasýz, çýkarcý, þehvet kurbaný sömürü toplumunun, özgürlüðe, merhamete, adalete ulaþtýrýlmasýnýn yolu­nu gösterir. Hidayet rehberidir. O'na tabi olan gerçeðe, adalete, huzur ve özgürlüðe ulaþýr (Yunus 57).

O, doðru bilginin kaynaðýdýr. Tüm ahlaki, sosyal, hukuki alanlarda baþvuru kaynaðý O'dur. O'na sarýlan kopmaz saðlam bir kulpa sarýlmýþtýr.(Bakara256)

O, ölü topraðý serpilmiþ, uyuþuk hurafelerle dolu, kendine güvenini yitirmiþ topluma hayat verir, canlandýrýr, harekete geçirir. Doðru bir istikamette yürümesi için yolunu açar ve aydýnlatýr (Enam122).

Kur’an artýk tüm bunlarýn ötesinde bir konuma düþürülmüþtür. Evlerimizin en süslü köþelerinde, yýlýn belli günlerinde ölülere okunan, an­lamý bilinmeden telaffuz edilen, geçmiþlerin hikayelerini anlatan bir kitap haline getirilmiþ, hayattan atýlmýþtýr. Hayata egemen olmak için gelmiþ olan bu kitap mahkûm olmuþtur artýk. Tabii ki kimse “Kur’an'ý hapsettik” demiyor. Hatta öpüp basýna koyuyor. Meydanlarda Kur’an’dan ezandan bahsediliyor, hepsi o kadar. Hayatlarýmýzý ise dini hayatýn dýþýna iten seküler beþeri kanunlar þekillendiriyor. Kur’an'daki top­lumsal konulardaki hüküm ayetlerini “14OO yýl öncesinde kalmýþ hükümlerdir, modern çaða uymaz” diyerek çaðdýþý ilan edenler, Allah' tan daha iyi hüküm koyabileceklerini, insanlarýn hayatlarýný daha iyi düzenleyeceklerini savunuyorlar.

Koyduklarý kanunlar da tamamen belli çýkar çevrelerinin egemenliklerini pekiþtirici, çýkarlarýný koruyucu tarzdadýr. Arzu ve istekleri, þeh­vetleri sýnýrsýzca tatmin etmeyi esas almaktadýr. Hazcýlýðýn, sýnýrsýz zevk özgürlüðünün temel alýndýðý bu kapitalist ve materyalist dünyada kendimize, toplumumuza, evrene bakýþýmýzý bu sistemlerin ortaya koyduðu deðer yargýlarý belirlemektedir.

Kur’an, okunup duran, anlamý bilinmeden tekrarlanan ve saygý gösterileriyle duvarlara mahkûm edilen, cami, ev vb. kapalý mekânlarýn kitabý deðildir. O hayatýn ta kendisidir. Çýkar, güç, arzu ve þehvet eksenli dünyaya, karanlýklarý içerisinde yüzen, yolunu kaybetmiþ, hayatý tek boyutlu olarak ele alan insanlýða bir nurdur. O kitap, öyle bir nurdur ki ruhu aydýnlatýr. Gecenin zifiri karanlýðýnda yoldaki bir fener gibidir. Ýnsan onunla gittiði yolu görür. Ayaðý kaymaz, saða sola sapmaz, uçurumlara yuvarlanmaz, dosdoðru olarak yoluna devam eder. O, insanlýðý hurafelerden, batýl inançlarýn aðýndan, zalim ve zorba sistemlerin ve deðer yargýlarýnýn baskýsýndan, adalete, gerçek özgürlüðe çýkarýr.

“Elif, Lâm, Ra. Bir kitaptýr ki, bunu sana indirdik, insanlarý Rablerinin izniyle karanlýklardan aydýnlýða, o her þeye galip övgüye lâyýk olanýn yoluna çýkarasýn. ( Ýbrahim 1)

Kur’an bireysel ve toplumsal eðitim rehberidir. O Allah’ýn bizlere, insanlýða hitabýdýr. “Alýn iþte yolum budur. Onu izleyin. Adýmlarýnýz mý gevþedi alýn benim ipim ona tutunun.(Bakara256) günah mý iþlediniz? Hemen tevbe edin, kapým açýk. Rahmetimden ümit kesmeden gelin. Ey filan sen þöyle dedin bu yanlýþ. Sen þunu yaptýn bu günah. Gel tevbe et. Ey filan, senin sorununun çözümü þudur.”

O Furkandýr. Doðruyu yanlýþtan ayýrýr. Hidayeti dalaletten. Kur’an insana bir bakýþ açýsý kazandýrýr. O bu bakýþla doðruyu yanlýþtan ayýrýr. Batýlýn gücü karþýsýnda onun büyüsüne kapýlmaz. Dýþ görünüþüne aldanmaz. Korkmaz, ümitsizliðe düþmez.

Kur’an, müslümanýn inanç ve ahlakýný düzelten, duygularýný inþa eden bir kitaptýr. Düþmanlarýný, onlarýn hilelerini ve yöntemlerini tanýtýr ve uyarýr. Ýnsanlarýn zulmetmeden, barýþ içinde yaþamalarýný hedefler. Hiç kimsenin kimseye üstün olmadýðý, haksýzlýk yapanýn karþýlýðýný aldýðý bir toplum öngörür. Gücün ve servetin tek elde toplanmasýna karþý çýkar. Yoksullara, yetimlere, toplumun zayýf kesimlerine sahip çýkýlmasýný ister. Boþ inanç ve hurafelerden sakýndýrýr. Ýnsaný düþünmeye, körü körüne inanmamaya çaðýrýr. Atalardan gelen her þeyi sorgusuz sualsiz kabul edenleri kýnar.

Kur’an aklýn, bilginin, temiz ve sade inancýn, deðerlere dayalý ilkeli yaþamanýn kitabýdýr. Müslümanlarýn asýl üstünlüðü inanç, ahlak, toplumsal ve idari temel deðerlerdedir. Tarihteki baþarýlarýnýn asýl kaynaðý da budur.

Kur’anýn prensipleri, tüm zamanlarýn prensipleridir.

Peki! Böyle bir hazineye sahip olan bizler niçin bugün bu haldeyiz? Sorunu cevabý gayet basit... Kur’an’la olan baðlarýmýz koptu. O, çok okunuyor. Hemen her evde en yüksek yerlerde saklanýyor. Üzerinde birçok akademik çalýþma da yapýlýyor artýk. Ancak hayatýn içinde yürüyen, sorunlarýmýza bakýþ açýlarý veren ve çözümünün temel ilkelerini sunan, tasavvurumuzun, dünya görüþümüzün, evrene bakýþýmýzýn, maddeyle baðýmýzýn, tabiatla iliþkimizin merkezine yerleþen bir konumda deðil.

Kur’an ile imaný hayatýn eksenine yerleþtirerek, öðrenmek, Allah’ýn muradýný anlamak ve onu hayatýna tatbik etmek amacýyla iliþki kurulmalýdýr. Akademik, felsefi, bilimsel araþtýrma, salt hüküm çýkarma (fýkýh) kitabý olarak deðil. Bu demek deðil ki bu tür incelemeler yapýlmasýn elbette ki yapýlmalýdýr. Kuran bir deryadýr. Herkes oradan kendi yapýsý ve anlayýþý oranýnda hisseler alýr. Ancak tüm bu çalýþmalarýn iman ve takva ekseninde yapýlmasý kur’anýn bir araç deðil amaç olduðu bir anlayýþla yürütülmesi gerekir. Aksi halde gerçek sorunlardan uzak, afakî sorunlarla uðraþan bir konuma düþülür. Maalesef günümüzde bu sorun oldukça yaygýndýr. Aslýnda son derece yetenekli ve bilgili birçok insan, Kur’an üzerine çalýþmakta ama ne hikmetse iþe yarar, bir yaraya merhem ürünler ortaya konamamaktadýr. Bunun sonucunda týpký Ýslam dünyasý sömürgeleþirken meleklerin cinsiyetini tartýþan geçmiþ ulemanýn pozisyonuna düþülüyor. Ýnsanlarýn sorunlarýndan uzak, hayattan kopuk bir okuma karþýsýnda Kuran hazinelerini açmaz. Onu canlý, dinamik bir þekilde hayatýn içinde yaþamak isteyen ve hayatýnýn, dünya görüþünün temeline Kur’aný yerleþtirenlere açar. Fýkhi, akademik incelemeleri bile bu ruhla yapýnca ortaya daha saðlýklý sonuçlar çýkacaktýr. Aþaðýlýk kompleksini üzerinden atamamýþ, entelektüel olarak zihni karmakarýþýk, bu karmaþa sonucunda özgün hiçbir yaklaþým getiremeyen, oryantalist ya da egemen söylemlere teslim olmuþ araþtýrmacýlarýmýz, evet onlar bile bir þeyler alýrlar kur’andan, ancak sonuçlarý kendilerini bile tatmin etmez. Kötü niyetli, arzularýnýn peþinden giden ön yargýlý insanlar dýþýnda herkes kur’andan kendince bir þeyler alýr.

Kur’an, samimiyetle gerçeðe yönelen, onu arayan insana ancak kapýla­rýný açar. Doðru bir anlayýþ verir. Kur’aný bu tarzda okuyan, okuduklarý ile kafasýndaki fikirler çatýþtýðýnda kendi kabullerini, düþünsel eðilimlerini, alýþkanlýklarýný gözden geçiren ve sorgulayan kiþi kur’anla etkin bir iliþki içindedir.

Elbette ki, sadece iyi niyetli olarak okumak, kur’aný anlamak için yetmez. O sýradan bir kitap deðildir. Üslubu ve konularýn içiçeliði bile daha baþlangýçta bambaþka bir kitapla karþý karþýya kaldýðýmýzý gösterir. Bu yüzden kur’anla tanýþan bir insanýn daha iyi ve daha isabetli bir anlayýþ için Kur’anla ilgili temel bazý usul bilgilerini de bilmesi gerekir.

Ayrýca kur’aný dünü tekrar yaþamak için deðil bugüne ve yarýna dönük yüzüyle okumak gerekir. Çünkü kur’anýn her çaða özgü bir yüzü vardýr. Çaðýmýz insanýnýn yaþadýðý sorunlar karþýsýnda kur’anýn bu sorunlar karþýsýnda neler söylediðini görmemiz ve ortaya çýkarmamýz gerekir. Örneðin demokrasi, diktatörlükler için ne diyor? Kapitalizm, liberalizm, tüketim çýlgýnlýðý, günümüzün farklý sömürü ve zulüm biçimlerine yaklaþýmý nedir?

Bu benzeri soru ve sorunlarýn cevaplarýný bulmalýyýz. Bu da kur’an’ý dinamik bir bakýþla çaðýn temel problemlerine vukufiyetle okumakla mümkündür. Çaðýn sorunlarýna dönük bir kur'an perspektifi modernizmin aðýna düþmeden, egemen batý kültürüne gönlünü kaptýrmadan kendi deðerlerinden ve kültüründen doðabilme iradesini gösterebilmelidir. Modernizmin dermaný olsa kendi baþýna çalardý. Modernizmi sorgulayacak ve aþacak bir bakýþ ve özgüvenle hareket edilmediði taktirde alternatif bir medeniyet olarak ortaya çýkabilmek, insanlýða umut olabilmek mümkün deðildir.

Ne mutlu bu kitabý gereði gibi anlayýp, hayatýný anlamlý kýlanlara!

ALINTI
Gönderen: 16.07.2008 - 01:48
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1700 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.27896 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.