*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - İSLAM'DA DİN DÜŞMANLARINA MUHALEFETİN ÖNEMİ (dikkat!yahudi ve hristiyanlara benzemeyin)

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1342 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Perşembe, 26. Aralık 2024 - 17:08

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » İSLAM'DA DİN DÜŞMANLARINA MUHALEFETİN ÖNEMİ (dikkat!yahudi ve hristiyanlara benzemeyin)

önceki konu diğer konu

2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	ebu_hanzala

İSLAM'DA DİN DÜŞMANLARINA MUHALEFETİN ÖNEMİ (dikkat!yahudi ve hristiyanlara benzemeyin)

395 Mesaj -

''Bizden baþkanýsýna benzeyen bizden deðildir.Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin.'' (Tirmizi)

Bu ve buna benzeyen bir çok hadisi þerifte Yahudilere, Hristiyanlara, müþriklere, Mecusilere muhalafet emredilmiþtir.
Dolayýsýyla düþmanlara benzememek Þeriat-ý Garra'da kesinlikle emrolunan bir iþtir.
Dini Mübin-i Ýslam, kendisine uyanlar, düþmanlar içerisinde tuzun suda eridiði gibi erimesinler ve her yerde düþmanlarýndan ayrýlsýnlar için, onlara düþmanlarýyla kendi aralarýnda ayýrýcý özellik olacak bir takým hususiyetler vermiþtir.
Nasýl ki Müslümanlar, kalp amellerinden olan inan meselelerinde düþmanlýklarýndan seçiliyorsa, aza amellerinde kýlýk kýyafette ayýrýcý vasýflar taþýmalýdýr.
Zira kalpteki muhabbet zahirde benzemeyi gerektiði gibi, görünüþte benzemekte, kalp de bir nevi dostluk ve sevgi getirir.
Bu iþ kimsenin inkar edemeyeceði fakat birden anlayamayacaðý bir gerçektir ki, görünüþteki benzeyiþlerin eseri yavaþ yavaþ kalbe tesir eder ki sahibi bunun bir sonra farkedebilir.

Þeyhul Ýslam Es Seyyid Hüseyin Ahmed El Medeni (Rahmetullahi Aleyh) sakal býrakmanýn hikmetini beyan hususunda þu kýymetli açýklamalarý yapmýþtýr:

''Biz yakinen bilmekte ve gözlerimize görmekteyiz ki, her devlet ve hükümet ayrý ayrý vazifelerde bulunan memurlarýndan her bir kýsmý için diðerlerinden seçilecek bir kýlýk kýyafet tayin etmiþtir.

Þehirlerdeki umumun emniyetiyle görevli polislerin kendine mahsus bir takým elbiseleri vardýr ki onun rengi diðerlerinin renginden farklýdýr.Hatta deniz askerlerinin elbiseleri kara askerlerinin elbileselerinden deðiþiktir.

Ýþte bütün özel bu elbiseler, herhangi bir görevde çalýþanlarýn þiarý ve niþanýdýr.Hükümtler her görevliye özel bir elbise tayin ve tahsis etmekle yetinmeyip, vazifesine hükümetin emrettiði kýlýk kýyafetin dýþýnda bir þekille gelen kimse hakkýnda takibat yapmakta,gerekirse onu vazifeden uzaklaþtýrmaktadýr.

Yine böyle biz bütün kavimlerin,milletlerin,toplumlarýn ve devlet müesseselerinin kendine has bir takým farklýlýklarla diðerlerinden ayrýldýklarýný görmekteyiz.

Özellikle bu bayraklarýnda ve sancaklarýnda görülmektedir ki bu sayede harp meydanlarýnda dot düþmandan seçilir.Bu özellikler bulunmadýðýnda elbette harp nizamý bozulacak ve bir hükümetin askerleri birbirlerini farkedemediklerinden kendi aralarýnda harp edeceklerdir.

Mesela: Bir asker kendi devletinin niþanýný terk etmekle hükümetine ihanet etmiþ sayýlacaðýndan büyük bir cezaya çarptýrýlýr.Tarihi gözden geçirdiðimizde de görüyoruz ki, kendi özelliðini terk eden kimsenin istiklali kalmayýp benzediði cemaatlere katýlmaya mecbur olur.

Mesela: Hindistan'ýn sakinlerine bakalým, orada bulunan müþrik Hindularýn kendilerine mahsus bir takým kýlýk kýyafetleri vardýr ki, hariçten gelen herhangi bir kimse kendi þeklini korur ve kýyafetini muhafaza ederse müstakil bir varlýða sahip,seçkin bir kimse olarak kalýr.

Nitekim kendi memleketlerinden gelen Fransýzlar kýlýk kýyafetlerini deðiþtirmediklerinden kendi elbiseleriyle tanýnmakta ve þekilleriyle seçilmektedirler, dolayýsýyla onlar hakkýnda kimse ''Bunlar Hindulardandýr.'' diyemez.

Yine böylece Hindulardan ayrýlan Sih toplumu sakallarýný,saçlarýný, býyýklarýný,alabildiðine uzatýp hiç kýsaltmayarak kendilerine özel bir þekil oluþturmuþlardýr ki, onlarda o þekilleriyle seçilmektedirler.

Halbuki bu özellikleri olmasa, onlar da Hindulardan sayýlacaklardý.Kendileri cidden azýnlýkta olduklarý halde, þu anda Hindistan'da müstakil bir haysiyetleri vardýr.

Muhtelif memleketlerden Hindistan'a gelip yerleþerek Müþrikleri Ýslam'a davet eden ve birçok insanýn Müslüman olmasýna vesile olan Müslümanlar da, müþriklerin þehirlerinde ve köylerinde, kendi dinlerinde samimi, peygamberlerinin sünnet ve siretini muhafaza edici ve her türlü muamelelerinde ona itiba edici olarak yaþadýklarýndan herkesin kabul ve takdir ettiði bir varlýða sahip olmuþlardýr.

Eðer Müslümanlar kendi özelliklerini korumasalardý, elbette yerli müþrikler gibi olurlar ve Ýslam'dan nasipleri ancak Müslüman ismi olurdu.

Bu anlatýlanlardan açýkça ortaya çýkmýþtýr ki,bir kavmin veya mezhebin varlýðý, ancak kendilerini kýlýk kýyafet,þekil-suret, özel ibadet ve hayat tarzý bakýmýndan diðerlerinden ayýrdýklarý zaman mümkün olacaktýr.
Allahhu Teala bu ümmeti diðerlerinden seçkin bir ümmet kýlarak onlar, iç ve dýþta, kýlýk kýyafette,gelenek ve görenekte ve bütün iþlerde Peygamberinin sünnetine uymayý emretmiþtir.

Nitekim Mevla Teala bu hakikati þu ayetiyle açýklamýþtýr.

''Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuþmayý umanlar ve Allah'ý çok zikredenler için güzel bir örnektir.'' (Ahzap Suresi,21.ayet)''

Dolayýsýyla Müslüman ümmet, zahirde ve batýnda Nebisinin yoluna uyarak her hal ve herakette, her an ve mekanda Resulünün eselerine tabi olarak, müþriklernden, kafirlerden, Yahudi ve Hristiyanlardan, peygamberlerinden aldýklarý özelliklerden ayýrlmýþlardýr.

O halde bizim üzerimize düþen, Avrupa ve Amerika'ya kulluktan, þark ve garp beyinsizlerinin eteklerine sarýlmaktan kurtularak, Allahu Teala'nýn bize ikram ettiði, önce ve sonrakilerin Efendisinin (Sallallahu Aleyhi Vessellem) sünnetine uyma þerefine ermektir.

Gönderen: 14.06.2008 - 18:19

ebu_hanzala üyenin diger mesajlarini ara

	ebu_hanzala

GAYRİ MÜSLİMLERE MUHALEFET RESULULLAH'A İTTİBA

395 Mesaj -

Ýslam, müstakil bir ümmettir.Her hususta kendine has, orjinal deðerleri, tezahürleri olmalýdýr.Yabancýya benzemek ve yabancýyý taklit etmek caiz deðildir.

Kur'an-ý Kerim ve Hz.Peygamber'in(sallallahu aleyhi vessellem) hadisleri ilim ve tekniðin dýþýnda, yabancýlardan kültür almayý ve onlara benzemeyi yasaklar.

Hz.Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) tebliðe baþladýðý ilk yýllarda ilahi emrin gelmediði, þekke düþtüðü hususlarda müþriklerin tarzýna uymanktansa,kitap ehli olan Tevrat ve Ýncil'e inanan Yahudi ve Hristiyanlarý müþriklere tercih ediyordu.

Ancak putperestler çoðunlukla Ýslam'a girip Kur'an ayetleri de Yahudi ve Hristiyanlarý insanlarýn en sapýðý olarak bildirince onlarýn Ýslam'a kazanýlma ümidi kaybolduðundan Hz.Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) her hususta Ehli Kitaba muhalefer etmiþtir.
Ehli Kitab'a muhalefet, kýblenin Kudüs cihetinden Kabe cihetine dönmesiyle baþlayýp,saç þekli,boyanmasý,selam þekli,kýyafet,haftalýk toplanma günü Cuma olmasý,nafile oruç günleri,hayýzlý kadýnlarla olan meseleler gibi bir çok þeyde meydana gelmiþtir.

Hz.Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem)'in Ehli Kitab'a her hususta muhalefeti bir Yahudi'ye þöyle demiþtir:

''Resulullah (sallallahu aleyhi vessellem) bize muhalefet etmedik birþey býrakmadý, her iþimizde bize muhalefet etti.''

Bu muhalefet keyfiyeti, sadece Ehli Kitab'a karþý olmayýp baþka milletlere karþý da muhalefetler emredilmiþtir.

Bunun da ihmal edilmeyiþinin sebeplerinden biri de ''müstekail ümmet'' fikrinin zihinlerde sabitleþtirilmesi ve diðer ümmetlere muhalefet düþüncesinin fertlere meleke haline gelmesini saðlamaktýr.

Ýnaç sisteminin bir olmasýyla birlikte, harici olan þeylerde de benzerlik, bu þeylere bürünen kimselerde birlik ve kardeþlik duygusunu uyandýracaktýr.

Ýcmai kaynaþmanýn saðlamlaþtýrýlmasý meselesinde Ýslam alimleri bu çeþit dýþ benzerliklere de büyük önem vermiþlerdir.

Bu hususu Malik Ýbni Dinar hazretleri bir teþbihle takviye ederek þöyle ifade eder:

''Ýki kiþide ayný müþterek vasýf olmadýkça aralarýnda ülfet ve kaynaþma hasýl olmaz.Ýnsan cinsi, kuþ cinsleri gibidir.Aralarýnda bir münasebet olmadýkça iki ayrý neviden olan kuþ birlikte uçmaz.''

Günün birinde bir karga ile güvercini beraber görünce þaþýrýr.Nasýl olur da arkadaþlýk yapabilirler diye incelemeye koyulur.Az sonra anlar ki, ikisi de topaldýr.Ve bunlarý topallýk vasfý bir araya getirmiþtir.

Hülasa; çoðu kere ''sünnet'' diye ifade edilen dinin pek çok emirlerini ,Ýslam medeniyetinin ferdiyet ve þahsiyetini örmesi hasebiyle ''Cebrail Kur'an'ý indirdiði gibi Hz.Peygamber'e sünneti de indiriyordu.''

Rivayetinin de ifade ettiði hakikat çerçevesinde deðerlendirmek gerekmektedir.

O sünnet ki kendisine uyulduðu nisbette bu ümmete vaad edilen meziyetler ve üstünlükler elde edilecektir

Gönderen: 14.06.2008 - 18:20

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1342 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.62108 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.