0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » ZAYIF VE UYDURMA HADİSLER

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ebubera su an offline ebubera  
ZAYIF VE UYDURMA HADİSLER
133 Mesaj -
Allah herkesi kuru iftiradan sakýndýrsýn . Bilmem baþýnýza geldi mi ama , hiç haberdar ve ilginizin olmadýðý bir konuda iftiraya hatta kuru iftiraya maruz kaldýnýz mý ? Ýnsan ne kötü olur deðil mi ? Ne diyeceðinizi þaþýrýr ,olanca güç , telaþ ve sözlerinizle bu kuruiftirayý bertaraf etmeye çalýþýrsýnýz . Tüm deliller , görgü þahidleri , yazýlar , belgeler vs gerekli tüm dökümanlarla olayýn aslýný ispat derdine düþersiniz .
Birde buna müdahale etmediðinizi edemediðinizi düþünün . Arkanýzdan , sýrf çýkarlarýna öyle geldiði için sizin adýnýza öyle konuþulduðunu düþünün . Üstelik cevap vererek kendinizi de savunamýyorsanýz ? Ýþiniz artýk huzur-u ilahiye kalmýþtýr . Müfterilerinizle Rabbin huzurunda hesaplaþmayý arzu edersiniz deðil mi ? Ya da bu müfterilerin bir an önce bu ðaliz iftiradan vazgeçip tevbe ederek Hakk'a teslim olmalarýný arzu edersiniz. Aslýnda bu müslümanýn istediði en iyi yoldur.
Þimdi biz de Rasulullahýn arkasýndan yapýlan iftiralarýn bir kýsmýný ve alimlerin bu iftiralar ( zayýf ve uydurma sözler) hakkýndaki açýklamalarýný burada teþhir edeceðiz.
Bu konuda sahih hadis delilleri olanlarýn ispatlarýný buraya koymalarýný kendilerine kul hakký önemiyle istiyorum.
Aksi taktirde bile bile yanlýþta kalmak , buradaki delilleri gördüðü halde hala sahih hadis diye kurulara tutunmak kendi sorumluluklarýndadýr . Þimdi sýrayla bakýyoruz :



‘ben gizli bir hazineydim ve ben bilinmeyi diliyordum bundan dolayý ben yaratýlmýþ olaný (insanoðlunu) yarattým sonra kendimi onlara bildirdim ve onlar beni tanýdý”. sözü


Sehavi (905 , Ýbni Hacer El-Askalani’nin öðrencisi) dedi ki “Ýbni Teymiyye derki ‘bu Peygamberin (SAV) hadislerinden deðildir ve sahih yada zayýf oluþuna dair bilinen hiç bir isnad yoktur.’ Zerkaþi ve Þeyhimiz (Ýbni Hacer) onu (bu kararýnda) desteklemiþtir.” ( Sehavi, el-Makasýdu’l-hasene, no. 838 )


Suyuti (911) dediki “bunun aslý yoktur” (Suyuti, Durural Muntasar, no. 330 )

El-Acluni (1162) dediki “bu söylem genellikle ona itimat eden ve bazý temellerini onun üzerine kuran sufilerde vuku bulur.” (El-Acluni, Keþfu’l-hafa, no. 2016)

el-Elbani derki “bu hadisin aslý yoktur” (Muhammed Nasiruddin El-Elbani, Silsile El-Zayýf, 1/166 )



"kuntu kenzen mahfiyye" diye baþlayan bu gizli hazine uyduruk hadisi de bir benzeri gibi "men arafe nefsehu fe kad arafe rabbehu" yani "kim kendini bilirse rabbini de bilir" rivayeti gibi "gizli kardeþlik" tarafýndan uydurulmuþ bir sözdür. Bu tarz sözleri uydurmanýn amacý vahdeti vücüd akidesine sözde islami dayanak hazýrlamaktýr.
Buna göre güya allahu teala gizli bir hazineyken kendisinden bir parçayý yani kainatý yaratýp kendisini açýða vurmuþtur. Buna göre kainat allahtan sudur etmiþtir, doðmuþtur.(sudur teorisi)
Alemlerin rabbini sofilerin bu tarz iftiralarýndan tenzih ederiz.

zariyat 56- Ben cinleri ve insanlarý ancak bana ibadet etsinler diye yarattým.
kehf 7- Biz yeryüzündeki þeyleri kendisine süs olsun diye yarattýk ki, insanlarýn hangisinin daha güzel amel edeceðini deneyelim.

Allahýn mahlukatý ne için yarattýðý ayetle sabittir !!!







Kim nefsini bilirse Rabbini de bilmiþtir


Bu sözün aslý yoktur.

Hafýz Es-Sehâvî þöyle der: « Ebû Muzaffer b. Sem’âni der ki: ‘Bu söz merfû olarak bilinmez, bilakis Yahya b. Muâz er-Razi’nin sözü olarak hikâye edilir.’ » (Makâsýd, s.198) Nevevi de buna benzer olarak bu söz için ‘kanýtlanmamýþtýr’ demiþtir.” ( El-Mukasýd El-Hasene sy.491, no.1149 ) en-Nevevi : rivayetin sabit olmadýðýný söyler.
Suyûtî (Zeyl el-Muduât, s.203)de buna katýlýr. Bu hadisin Sahih olmadýðýný söyler ( Haavi lil Fetaavi 2/351)


Þeyh Aliyyu’l-Kâri, (Mevduât, s.83)Ýbn Teymiyye’nin rivayet hakkýnda uydurma dediðini nakleder. (El-Esrar El-Merfuat 83)
Kamûs’un sahibi Fiyruz Abâdî ise þöyle der: « Bu Nebevî hadislerden deðildir, çoðu insanlar bunu Nebi (s.a.s.)’in hadislerinden sayarlar. Ancak aslý yoktur, bilâkis Ýsrailiyattandýr: Yani Yahudi kültüründe ‘Ey insanoðlu! Kendini bil ve böylece Rabbinide bilirsin’ diye bilinir.” (El-Red Ala El-Mutaridin 2\37)
ElBani “Bunun aslý yoktur” demektedir ( Silsile El-Zayifa’ 1/165 no/66 )


‘Ey insan nefsini bil ki; Rabbini tanýyasýn’.»

Ýhtisas ehlinin hadis hakkýndaki hükmü budur.







Vatan sevgisi imandandýr [es-Sagâni, el-Ehadîsu’l-Mevdua sayfa.7]
Uydurmadýr.

حب الوطن من الإيمان

Es-Sagânî ve diðer muhaddislerde uydurma olduðunu beyan ederler. Rivâyet, mana olarak ta doðru bir manaya sahib deðildir. Çünkü vatan sevgisi nefis ve mal mülk sevgisi gibi doðuþtan gelmektedir, yani içgüdüseldir. Dolayýsýyla bunlara olan sevgiden dolayý kiþi övülmez, hele hele imanýn gereklerinden hiçte deðildir. Özellikle insanlar bu sevgide ortaktýrlar, bunda mümin ile kafir arasýnda bir fark yoktur.
Nice vatanýný seven dinsiz , ateist , müþrik kafirler vardýr ! Yunanistanlý bir müslüman yunanistaný sevmiyor diye imansýz denilemez ! Seven kafirlere de imanlý denilemez.






"ÜMMETÝMÝN ÝHTÝLÂFI RAHMETTÝR."


("Ümmetimin ihtilâfý rahmettir." el-Aclûnî, Keþfü’l-Hafâ, 1:64; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 1:210-212.)

Ali el-Karî bu hadis (söz) hakkýnda diyor ki:
Ýmamlarýn çoðu bunun aslýnýn olmadýðýný zannettiler. Fakat, Hattabî bunu Garibu’l-Hadis’te istitraden zikretti ve kendi kanaatýna göre aslýnýn olduðunu bildirdi.

Suyutî Camiu’s-Saðir”inde þöyle demiþtir: Nasr el-Makdisî Hücce’sinde onu tahriç etti ve Beyhakî Risaletu’l-Eþ'ariyye’de senetsiz olarak zikretti, ayrýca Huleymi, Kadý Hüseyin, Ýmamu’l-Harameyn ve diðerleri de hadisi zikrettiler.
Münavi, suyuti’nin þu sözüne baðlý olarak þöyle demiþtir: “Sübki þöyle demiþtir... (ve ondan zikrettiðimiz sözünü nakletti). Sonra da Münavi þöyle dedi: Hafýz el-Iraki, bunun senedinin zayýf olduðunu söylemiþdir(Münavi, Feyzu’l-Kadir I, 212-213)
Bu hadis, hafýzlarýn bizim ulaþamadýðýmýz bazý kitaplarýnda olabilir, Allahu a‘lem, dedi.
Suyutî’nin bu sözü tartýþmalýdýr. Nitekim, âlimlerin bu konuda açýklamalarý vardýr:

Bu asrýn muhaddisi üstadý, þeyh Muhammed Nasuruddin el-Elbani ise þöyle demiþdir:
Bu hadisin aslý yoktur. ibni Hazm’dan nakledildiðine göre, o bu hadis batýl ve mekzuptur, demiþtir (Elbani, Silsiletü’l-ahadisü’d-daife ve’l-mevzu’a, 76.)
Buna göre, hadis sahih deðildir veya çok zayýftýr ki bunun gibisiyle delil getirilmez. Delil getirmeye elveriþli de deðildir.

Subkî de: Bu, muhaddislerce bilinen bir hadis deðildir. Ben ne sahih, ne zayýf ve ne de mevzu bir senetle bu hadise rastladým, aslýnýn olduðunu zannetmiyorum diyor. ( Sabbâð, Tahkīk ve Ta‘lik, 109, 6. dipnot.)
Ancak bu bir kimsenin sözü olabilir. Belki de birisi “ümmetimin ihtilafý rahmettir” deyip, bazýlarý da onu alarak, hadis zannetmiþ ve peygamberin sözü saymýþtýr. Hala inanýyorum ki, bu hadisin aslý yoktur. Bunun asýlsýz olduðuna rahmetin ihtilaf etmemeyi gerektirdiðini bildiren ayet ve sahih hadislerle delil getirilmiþtir (Alusi,Tefsir, IV, 24)

Ýbn Hazm, Ýhkâm’da: Bu, hadis deðildir; bilâkis o, batýldýr, mevzudur. Çünkü, eðer ihtilâf rahmet olsaydý, ittifak gazap olurdu. Bu ise, hiçbir Müslümanýn söyleyemeyeceði bir þeydir, diyor.
( Muhammed b. Cemil, Fýrka-i Nâciye (Kurtulan Toplum), çev. Mehmed Alptekin, Saff Yayýnlarý,1989, 115.)


Zaten, aslonan da iddianýn ispatýdýr. Âlimlerce senedi bile bulunamayan bir sözün Hz. Peygambere isnat edilmesi doðru deðildir.
Allah, Abdullah b. Mübarek’e rahmet etsin, þöyle demiþtir:
"Ýsnat dindendir. Ýsnat olmasaydý, muhakkak ki, her isteyen istediðini söylerdi." ( Müslim, Mukaddime, 5.)
Yine demiþtir ki:
"Bizimle (hadis nakleden) þu kavim arasýnda ayaklar, yani isnat vardýr." ( Müslim, ayný yer.)

Onun bu sözünü Nevevî þöyle açýklýyor:
Bunun manasý, eðer sahih bir isnat getirirse hadisini kabul ederiz, yoksa terk ederiz, demektir. Ýsnatsýz hadisi ayakta duramayan hayvana benzetti. Nikekim, ayaklarý olmayan hayvan da ayakta duramaz. (Mehmed Sofuoðlu, Sahîh-i Muslim ve Tercemesi, Ýrfan Yayýnevi, Ýstanbul 1972, 1/39.)

Ümmetimin ihtilafý rahmettir" hadisinin kaynaklarda merfu/sahih bir senedi yoktur.

el-Beyhakî, Ýmam el-Eþ'arî'yi müdafaa maksadýyla kaleme aldýðý er-Risâletu'l-Eþ'ariyye'sinde [Ýbn Asâkir, Tebyînu Kezibi'l-Müfterî, 100 vd.] bu hadisi senetsiz olarak nakletmiþtir.(Ýbn Asâkir, Tebyînu Kezibi'l-Müfterî, 106)

Bu hadisi (sözügöz kırpmabu lafýzla zikreden kaynaklarýn hiç birisinde sened zikredilmemiþtir. Hatta es-Sübkî, "Muhaddisler tarafýndan bilinmemektedir. Bu rivayetin ne sahih, ne hasen, ne de mevzu bir senedine rastlamadým" demiþtir.[ el-Münâvî, Feydu'l-Kadîr, I, 212.]
Yaygýn olarak zikredilmesi dolayýsýyla es-Süyûtî, "Belki önceki Hadis alimlerinin eserlerinde senedli olarak zikredilmiþtir de, onlarýn eserleri bizlere ulaþmamýþtýr" demiþtir.[ el-Câmi'u's-Saðîr, I, 210.]

Bu rivayeti senetsiz olarak veren kaynaklar es-Sehâvî, el-Aclûnî ve daha birçok alim tarafýndan zikredilmiþtir. [ el-Makâsýdu'l-Hasene, 26-7; Keþfu'l-Hafâ, I, 66-7.]

ibni Dibað eþ-þeybani de þöyle demiþtir: Alimlerin çoðu bu hadisin aslýnýn olmadýðýný söylemiþtir. Fakat Hattabi bunu Ðaribü’l-Hadis’inde istidraden (dolaylý olarak) zikrederek kendisine göre aslýnýn olduðunu hissettirmiþtir.( Ýbn Dibað eþ-Þeybani, Temyizu’t-tayyib mine’l-hadis, 85.)


Hasýlý "Ümmetimin ihtilafý rahmettir" hadisinin aslý (senedi) bulunamamýþtýr. Bu sebeple onu Efendimiz (s.a.v)'e izafe ederek nakletmek doðru deðildir.


"ÜMMETÝMÝN ÝHTÝLÂFI RAHMETTÝR." uyduruk sözünü sahih hadis kabul eden rasul iftiracaýlarýna aþaðýya koyacaðým ümmetin ihtilafýyla ilgili hadisi deðerlendirmeye davet ediyorum .

"Andolsun ki siz, kendinizden önceki milletlerin yoluna kulacý kulacýna, arþýný arþýnýna ve karýþý karýþýna muhakkak týpatýp uyacaksýnýz. Hatta onlar daracýk bir keler deliðine girseler bile, siz de muhakkak o deliðe gireceksiniz."

Ashâb-ý kiram: "Yâ Rasulellah! O milletler yahudiler ve hýristiyanlar mý?"

"Bunlar olmayýnca baþka kimler olur?" buyurdu. (Ýbn-i Mâce: 3994)



_Ýbnu Amr Ýbni'l-As radýyallahu anhüma anlatýyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Beni Ýsrail üzerine gelen þeyler, aynýyla ümmetimin üzerine de gelecektir. Öyle ki onlardan aleni olarak annesine gelen olmuþsa, ümmetimden de bu çirkin iþi mutlaka yapan olacaktýr. Nitekim, Beni Ýsrail yetmiþiki millete (dine, fýrkaya) bölünmüþtü. Benim ümmetim de yetmiþüç millete bölünecektir. Bunlardan bir tanesi hariç hepsi ateþtedir."

"Bu fýrka hangisidir?" diye soruldu.

"Benim ve ashabýmýn üzerinde olduðu þeyden ayrýlmayanlardýr!" buyurdular."


Tirmizi, Ýman 18, (2643). kutub-i sitte 4743


- Hz. Muaviye radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün) aramýzda doðrulup buyurdular ki:

"Haberiniz olsun! Sizden önce Ehl-i kitap, yetmiþiki millete (dine) bölündüler. Bu ümmet ise yetmiþüç fýrkaya bölünecek. Bunlardan yetmiþikisi ateþte, sadece biri cennettedir. Bu da (Ehl-i Sünnet ve'l) cemaattir."

Ebu Davud, Sünnet 1, (4597). kutub-i sitte 4742









‘Sen olmasaydýn Ya Muhammed! evreni yaratmazdým’


''Hz Adem günah iþlediðinde þöyle dua etti: Ya Rabb! Muhammed'in hakký için benim günahýmý baðýþlamaný diliyorum. Allahu Teala dediki: Ey Adem! Sen Muhammed'i nereden biliyorsun, ben onu daha yaratmadým. Adem: Ey Rabbim, Sen beni yarattýðýnda ve ruhundan bana üflediðinde baþýmý kaldýrdým ve arþýn sütunlarý üzerinde 'Lailahe Ýllallah Muhammedun Rasulullah' yazýlý olduðunu gördüm. Ve bildim ki, Sen kendi adýnýn yanýna ancak en çok sevdiðin kiþinin ismini ilave edersin. Allahu Teala dediki: Doðru söylüyorsun ey Adem, o (Hz. Muhammed sav) benim en sevdiðim kulumdur. Sen Benden onun (Hz Muhammed sav) hakký için istedin, Ben seni baðýþladým. Muhammed olmasaydý Ben seni yaratmazdým.'' (Hakim Müstedrek 2/615 Hz Ömer (ra)'dan merfu olarak ;Ýbn Asâkir (2/323), el-Beyhâki, Delâil’un-Nübuvve (5/488) )



Uydurmadýr.
Râvilerinden olan Abdurrahm an b. Zeyd b. Eslem hakkýnda Ýbn Hibbân þöyle der: «Hadis uydurmakla itham olunmuþ, Leys, Malik ve Ýbn Lehi’a üzerine hadisler uydurmuþtur. Dolayýsýyla imâm ez-Zehebî rivâyet hakkýnda uydurma ve batýl derken, Ýbn Hacer el-Askalânî de ona katýlýr.
Zehebi, bu hadis hakkýnda: ''Hadis uydurmadýr. Abdurrahman yalancýdýr. Ve Abdullah Ýbni Meslem el-Fahri'nin kim olduðunu bilmiyorum'' demektedir.

Mizan'ul-Ýtidal'de bu hadis için ''batýl bir haberdir'' denilmektedir.

Beyhaki Delail Nübüvve'de ''Abdurrahman Ýbni Zeyd Ýbni Eslem zayýf ravilerdendir'' der.

El-Elbani bu hadisi aktardýktan sonra '' Sonuç olarak ben derim ki: Bu hadisin Peygamber (sav)'den aslý yoktur. Bu hadise iki muhterem hafýz -Askalani ve Zehebi- batýl hükmü vermiþtir.( Zayýf Hadisler Silsilesi 1/hadis no 25) diyerek hadisi eleþtirmektedir.


Þeyhul Ýslam Ýbni Teymiyye (ra): ''Hakim bu rivayeti sahihi sakimden (zayýf) ayýrma babýnýn giriþinde aktarmakta ve Abdurrahman Ýbni Zeyd Ýbni Eslem'in babasýndan rivayet ettiði hadisler uydurmadýr'' demektedir.


El-Sagani “uydurulmuþ” dedi.( El-Sagani El-Hadis El-Mevzuat sy.7) Elbanide ayný þeyi söylemiþtir.( Silsile el-Zayif 1/450 no 282)
El Acluni Uydurma olduðunu söylemiþtir ( el-Aclûnî, Keþfu'l-Hafâ, II, 214.)

Þeyh Molla Aliyyul Kari ’Zayýftýr ama anlamý doðrudur…” (Aliyyul Kari El-Esrar El-Merfuat sy 67-68) der ve þu iki hadisi bu görüþüne delil getirir:

a. Ýbn Esakir tarafýndan nakledilen hadis ”sen olmasaydýn dünya yaratýlmazdý.” Ýbni Cevzi bunu nakletti ve þöyle dedi ”uydurulmuþtur” (Ýbni Cevzi El-Mevzuat 1/288) ve Suyuti’de ayný þeyi söylemiþtir. (Suyuti El-Laai 1/272)

b. Deylemi’den nakledilen bir hadis ”Ya Muhammed! Sen olmasaydýn Bahce (cennet) yaratýlmýþ olmazdý ve Sen olmasaydýn ateþ (cehennem) yaratýlmýþ olmazdý.”
ElBani derki ”Deylemi’den hadisin sahih olduðunu ortaya koymadan gerçekliðini onaylamak doðru olmaz ki Hiç bir alimin bu konu üzerinde durmuþ olmasýna rastlamýþ deðilim… Deylemi’nin bunu aktaran tek kiþi olmasý benim için bu hadisin zayýf olduðuna inanmak için yeterlidir, dahasý Musned’inde (Deylemi Müsned 1/41/2) rastladýðýmda zayýf olduðuna inandým.
(El Elbani Silsile El-Zayýf 1/451 no.282)

Yukarýdaki sözün uydurma olduðuna bir delil de yine baþka bir rivayetten ! Akýl sahiplerini çeliþkiyi görmeye davet ediyorum :

Adem (a.s.)’ýn Nebî (s.a.s.)’i, kendi yaratýlýþýndan sonra cennette iken yer yüzüne inmesinden bilmesidir. Halbuki zayýf, ancak daha iyi bir senedle gelen baþka rivayette:
( Adem (a.s.) Hindistana iner ve yanlýzlýk hisseder, bunun üzerine Cebrâil inerek; Allâhu Ekber, Allâhu Ekber, Eþhedu En Lâ Ýlâhe Ýllallâh (iki defa), Eþhedu Enne Muhammeden Resûlullâh (iki defa) deyip ezan okur. Adem þöyle der: «Muhammed de kim»? Cebrâil: «Peygamberlerden son oðlundur» der.)
Ýbn Asâkir (1/323/2).

Râvilerinden Ali b. Behrâm bilinmemekte, diðer bir râvi olan Muhammed b. Abdullâh b. Süleyman ayný þekilde bilinmemektedir.
Bir önceki rivâyette Âdem (a.s.) daha cennette iken Peygamber (s.a.s.)’i tanýyordu, bu ikinci rivayette ise, Âdem (a.s.) yer yüzüne indiði halde Muhammed (s.a.s.)’i tanýmamýþtýr.
Menfaatlarý için birbirinden habersizce Panik halinde hadis peydahlayanlarýn düþtüðü bu trajikomik durum tam ibretlik !






"ALLAH’IN ÝLK YARATTIÐI ÞEY NURUMDUR."


Allah’ýn ilk olarak Peygamber Efendimizin (s.a.v.) nurunu yaratmýþ olduðu, sabit bir gerçek olmadýðý gibi, bunu belirten hiçbir sahih rivayet de yoktur. Bilâkis, Allah’ýn ilk yarattýðý þeyin "kalem" olduðuna dair hadisler vardýr. Ebu Davud’un Sünen’inde

Ubade b. Samit’ten naklen Rasulullahýn þu hadisi zikredilir:
"Allah’ýn ilk yarattýðý þey kalemdir. Kaleme 'Yaz!' dedi.
Kalem: 'Ya Rabbi, ne yazayým?' dedi.
Allah: 'Kýyamet kopuncaya kadar olacak her þeyin kaderini yaz!' buyurdu." ( Ebû Dâvud, Sünnet, 17/4700.)
Hadisin son kýsmý Tirmizî’de:
"Kaderi, olaný ve ebede kadar olacak olaný yaz!" þeklindedir. ( Tirmizî, Kader, 16/2244; Tefsîr, 66/3537. Tirmizî, hadis için "hasen-sahîh-garîbtir" demiþtir.)

Ýlk yaratýlan þeyin "akýl" olduðu yönünde rivayetler varsa da, bunlarýn hepsi asýlsýz, yalan ve uydurmadýr.
( Aliyyu'l-Karî, Esrâru’l-Merfû‘a, 143-144; 154-155, Suyûtî, Leâli’l-Masnû‘a, 1/129-130.)




"ÜMMETÝMÝN ALÝMLERÝ BENÝ ÝSRAÝL’ÝN PEYGAMBERLERÝ GÝBÝDÝR."

Hadis (söz) için Demirî ve Askalânî; Aslý yoktur, dediler.
Zerkeþî de böyle sükut etmiþtir.
( Aliyyu’l-Karî, Esrâru’l-Merfû‘a, 247; Þevkânî, Fevâidu’l-Mecmû‘a, 286. )
es-Sehâvî þöyle der: "Hocamýz (Ýbn Hacer) ve ondan önce de ed-Demîrî ve ez-Zerkeþî, "Aslý yoktur" demiþlerdir. Bazýlarý buna, "Herhangi bir muteber kitapta mevcudiyeti bilinmemektedir" ifadesini de eklemiþtir."[ es-Sehâvî, el-Makâsýdu'l-Hasene, 286; krþ. a.mlf. el-Ecvibetu'l-Mardýyye, I, 248; ez-Zerkeþî, et-Tezkire, 167; el-Aclûnî, Keþfu'l-Hafâ, II, 83.]

_Said Nursî, bu hadisi de diðerleri gibi kaynak vermeden kitabýna koymustur ((Þuâlar, 80, Altýncý Þua/Ýkinci Suâl/Birinci Cihet; 486, Onbeþinci Þua/Elhüccetü’z-Zehra/Üçüncü Medrese-i Yûsufiye’nin Tek Bir Dersinin Üçüncü Kýsmý/Dokuzuncusu;
Kastamonu Lâhikasý, 9, Yirmiyedinci Mektubdan/ Azîz, Sýddýk Kardeþlerim ve Hizmet-i Kur'aniyede Kuvvetli, Dirayetli Arkadaþlarým; Barla Lâhikasý, 385,Yirmiyedinci Mektubdan/Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir þâkirdi olan Yusuf’un bir fýkrasýdýr.) )

Hadisin aslý olmadýðýndan haberi de yoktur. Hadis, sadece sika imamlarýn kitaplarýndan alýnýr. Hangi hadisin zayýf, hangisinin merdut, hangisinin makbul olduðu kendisine müracaat edilen alýnýr.
Bu imamlarýn koyduklarý kaidelerden birisi þöyledir: Bir hadis rivayet açýkça belirtmek ya da kim tahriç etmiþse ona isnat etmek zorundadýr. (Ebû Þehbe, Sünnet Müdafaasý, 1/190.)


_Peygambere iftira atmanýn dehþetini bilmeyen kimseler arasýnda bu tür uydurma sözler hadis diye oldukça yaygýndýr . Kaynaða itibar etmeyen kimseler olduklarýndan dolayý ; kendi aralarýnda bu tür sözlerin senedi , ravi zinciri , muhaddislerin bu söz hakkýnda hükümlerinin pek kýymeti harbiyesi yoktur. Çünkü bunlarý kabul etmek iþlerine gelmektedir. Böylece alim bildiklerini kutsamýþ , alim bilinenler ise kendilerini peygamber seviyesinde kabul ettirebildiklerinden dolayý her türlü talimatlarý ve emirlerine körü körüne itaat ettirebileceklerdir. Bu tür kiþilerden delil sorulduðunda kýnanýrsýnýz. Onlar Allah dostlarýdýr ! denilerek hatadan münezzeh itibarý verilmek istenerek söylemlerinin sýhhat derecesi sahih ! olduðu vurgulanmak istenir . Fakat ehli sünnet için delil edille-i þeriyyedir. Bu tür safsatalara itibar edilmez . Bakýnýz aþaðýdaki iki hadis sahihtir

_Hz. Ali radýyallahu anh anlatýyor:
"Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Benim hakkýmda yalan söylemeyin. Zira benim üzerime yalan uyduran cehenneme girer."Buhâri ,Ýlm38;Müslim, Mukaddime1, (1); Tirmizi, Ýlm 8, (2662)Kutub-i sitte:5176

_Muðire Ýbnu Þu'be radýyallahu anh anlatýyor:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Benim üzerime söylenen yalan, bir baþkasý üzerine söylenen yalan gibi deðildir. Öyleyse kim bile bile bana yalan nisbet ederse cehennemdeki yerini hazýrlasýn!"
Buhâri, Cenâiz 34;Müslim, Mukaddime 4, (4); Tirmizi, Ýlm 9,(2664). Kutub-i sitte :5178



" Alimlerin mürekkebi þehidlerin kanýndan daha faziletlidir" sözü

el-Mekasýd'da , bunun el-Hasan el-Basri'nin sözü olduðu söylenir.
Ýbn Abdilberr bunu , Ebu'd-Derda'dan merfu olarak þu lafýzýla rivayet eder : "Kýyamet günü alimlerin mürekkebi , þehidlerin kanýyla tartýlýr".

el-Hatib bunu , Ýbn Ömer'den þöyle rivayet eder: "Alimlerin mürekkebi , þehidlerin kanýyla tartýlýr ve alimlerin kaný ondan aðýr gelir." Ýsnadýnda hadis uydurmakla suçlanan biri vardýr. ez-Zeyl'de bu hadis "uydurma"dýr denilmiþtir.
Senedinde Ýsmail Ýbn Muhammed Ýbn Ziyad vardýr. O Ýsmail Ýbn Müslim'dir. Musul Kadýsý'dýr , yalancýdýr.

(Ýmam Þevkani ; El-Fevaid El-Mecmua Fi'l-Ehadis El-Mevdua -MEVZU HADÝSLER, sayfa 405, Medarik yayýnlarýgöz kırpma




NEFÝSLE CÝHAD EN BÜYÜK CÝHADDIR (sözügöz kırpma


“Rasulullah (s.av) bir gazveden dönüyordu.Rasulullah (s.a.v) onlara þöyle dedi:
“ Hayýrlý bir yerden döndünüz, küçük cihaddan büyük cihada döndünüz”
“Büyük cihad nedir ? Ey Allah’ýn Rasulü? “ dediler.
“Kulun nefsiyle mücadelesidir.” dedi (Hatib-i Baðdadi -Tehzibu’t-Tenzib:11-261-262)

Senedinde Halef b. Muhammed b.Ýsmail el Hayyam var.

Hakim “onun hadisi sakýttýr” derken , Ebu’l Yala el Halil’de “o karýþtýrmýþ , o çok zayýftýr,bilinmeyen metinleri rivayet etmiþ “ demiþtir. Ýmam-ý Ahmed "o yalancýdýr, hadis uydurur" derken, Amr b. Ali, Nesai ve Darekutni de "hadisleri metruktür" derler. (Tehzibu't-Tenzib: 11-261-262.)


Ýmam Ýbn Teymiye þöyle der:
“Bazýlarýnýn Tebük seferi dönüþünde , Rasulullah’ýn ; “ küçük cihaddan büyük cihada döndük” þeklinde söylediðini rivayet ettikleri hadisin aslý yoktur.Nebi’nin (s.a.v) söz ve fiillerini bilen hiç kimse bunu rivayet etmemiþtir.Kafirlerle cihad ,amellerin en büyüðü , hatta insanýn yapacaðý en büyük iyiliklerdendir.Tüm bunlardan sonra sonra hadisin mevzu olduðu hususunda þüphe edecek deðilim”
(El Farku Beyne Evliya-i Rahman ve Evliya-i Þeytan s. 44-45)

Ayný hadisin ! baþka varyantýnda ise þöyle geçer ;

Az güvenilir ve tabii olan Ýbrahim b. Ebi Able’den þöyle rivayet edilmiþtir:
“Gazadan dönenlere (rasulullah) þöyle demiþtir:
“ Þüphesiz küçük cihaddan döndünüz, bundan sonra büyük cihada , kalp cihadýna ne yapacaksýnýz?” (Siyer-ü Alamü’n Nübela: 6/324 )

Darekutni der ki : “Ýbrahim b. Ebi Able kendi nefsinde güvenilirdir.Ona giden yollar safi deðildir.
“Derim ki , bu sözü bu imama sözün zayýflýðýný beyan etmeden isnad etmek caiz deðildir” diye düþünüyorum.

lrakî (806/1403)'nin verdiði bilgiye göre, Beyhakî (458/1066) onu "Kitabu'z'Zühd" adlý eserinde "zayýf bir senedle rivayet etmiþtir. Ýkinci ve farklý bir tespit de, îbn Hacer (852/1448)'e aittir. O da "Tesdîdu'l-Kavs" adlý,eserinde, sözün hadis deðil, ibrahim b. Able'ye ait, dillerde dolaþan bir söz olduðunu söylemiþtir. îbn Hacer'in bu tespitine bir çok ilim adamý eserinde yer vermiþtir.

Beyrûti (1276/1859) ve Elbânî ona "zayýf kaydý düþerlerken" îbn Teymiyye (728/1328), hadisin aslýnýn olmadýðýný söylemiþtir. Bu konudaki görüþünü ayetler ve baþka hadislerle destekleme yoluna giden alim, hadisin, anlam bakýmýndan bu ayet ve hadislere aykýrý olduðuna dikkat çekerek, hiç bir kimsenin, onu rivayet etmediðini söylemiþtir.

Bunun ondan geldiðinin sýhhatini varsaydýðýmýzda dahi o bir beþerdir ; doðru da yapar , yanlýþ ta. Mücahidlere hitab etmesine raðmen masum deðildir.Kafirlerle savaþtýklarýnda kalple olan cihada ne yapacaklarýný soruyorlar? Çünkü nefis hayatta kalabilmek mücahidi firara yöneltebilir, yahut bunun dýþýnda bir þeye , mesela infak etmemeye sevk edebilir. O takdirde kafirlerle mücadele ettiði bir esnada , nefsiyle de mücadele eder. Ýbrahim’in görüþünde büyük ve küçük cihad , kafirlerle mücadelededir. Ayný anda iki cihadý bir araya getirdiðinden dolayý büyük cihad demiþ olabilir.Bunun itibara alýnmasý ihtimali vardýr.Ancak kendi ibadethanelerinde oturup , , insanlardan el- etek çeken kiþi aslýnda ne büyük ne de küçük cihad içerisindedir.Hakikatte o nefsinin arzusuna tabidir.Çünkü nefsi ona bunu sevdirmiþtir.Þeytan da ona bunu süslemiþtir. Sonra eðer bu büyük cihad ise , o zaman , insanlardan ayrý olarak hayatlarýný aðaç yapraklarýný yemekle idame eden rahipler sýnýfý ile hayatlarýný oruç ve kulluða veren Budistlerin yaptýklarý bu iþle , dünyanýn en mutlu ve bahtiyar insanlarý olmalarý gerekir.Halbuki bunu hiçbir akýllý söyleyemez.




Dikkat ederseniz yukarýdaki uyduruk söz , ne kütüb-i sitte de , ne sahih buhari , müslim , ebu Davud ,tirmizi , nesai , ibn mace , Ahmed bin halbelin müsnedinde ne de Ýmam Malikin Muvattasý vs. gibi hiç bir sahih hadislerde yoktur !!

Tüm bunlar zayýf ve mevzu hadislerin hayýrsýzlýðýndandýr.Bu hadis uydurmacýsýnýn Ýslam ve ehline karþý kindar oluþundan þüphemiz yoktur. Sofular bunu rahatlýkla aldýlar.Allah hepimizi baðýþlasýn.Sonra bu alçalýþ ve gerileme döneminde o kültüre mensup bazý kiþiler bunu kabul etmiþ ve risaleler halinde de Ýslami kitab evlerine sürmüþlerdir.Kitaplarýnda bu hadisi savunup , onu zayýf gören veya derecesini az görenlere körü körüne saldýrýyorlar. Allah (c.c.)bizleri ve onlarý doðrý yola hidayet etsin. Allah yolunda cihada denk gelecek hiçbir þey yoktur.Bu delil itirazlara yeter.

Þimdi Allah yolunda canla-malla cihad etmenin önemini bahseden birkaç hadis okuyalým :

Ebu Hureyre’den (r.a) rivayetle Nebi’ye (s.a.v) soruldu:
“Allah yolunda cihad etmeye denk ne var?”
“Güç yetiremezsiniz” dedi. Üçüncüsünde :

“Allah yolunda cihad edenin misali , Allah yolunda cihad edenin , evine dönünceye kadar gündüzleri oruçla , geceleri de ibadet ve kýyamla geçiren adamýn misali gibidir” dedi.
(Müslim, Ýmare: 29 ; Tirmizi , Cihad : 1)

Ebu Hureyre’den (r.a) rivayetle Nebi’ye (s.a.v) bir adam sordu :
“Ey Allah’ýn Rasulü! Cihada denk gelebilecek bir ameli bana göster “ dedi .Rasulullah (s.a.v) :
“Bulamýyorum” dedi .Sonra þöyle devam etti: "Mücâhid sefere çýktýðý zaman sen mescide girip de (o geriye dönünceye kadar) hiç gevþemeden devamlý namaz kýlmaya; hiç iftar etmeden devamlý oruç tutmaya gücün yeter mi?" buyurdu.
“ (Adam) : “Kim bunu yapabilir?” dedi.
(Buhari ,Cihad: 2)

Ebû Hüreyre'den: Resûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: «Eðer ümmetime meþakkat yüklemiþ olmasaydým Allah yolunda hiç bir seriyyeden geri kalmazdým. Fakat onlarý bindirecek bineJk bulamadým, onlar da bundan sonra binecek vasýta bulamaz. Benden sonra benim gibi her sefere çýkamamak onlara aðýr gelir. Halbuki Allah yolunda savaþýp öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi, sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ne kadar çok isterdim.»
(Buharý, Cihad, 56/119; Müslim, Ýmaret, 33/103- 106. Muvatta ; cihad :40)



Fukaha cihadýn önce iþgaledeilen topraklarda yaþayan muslumanlara farz oldugu , savaþlar birkaç günden fazla sürerse daha sonra tedrici olarak halkanýn geniþleyecegi görüþünde dir.
Ebu Davud'un rivayet ettið bir hadisinde “ savaþ , Allah ýn beni rasul olarak göndermesinden ümmetimin deccalla savaþmasýna kadar devam eder. .Onu ne zalimin zulmu , nede adilin adaleti ortadan kaldýr. (mucemul-feteva.28/506-508)


Bir hadisde rasul s.a.v Zeyd bin Eslem babasýndan rivayet ediyor. Rasulullah s.a.v buyurdu:
''Gökten yaðmur yaðdýkça cihad tatlý ve hoþtur. Ýnsanlar üzerine Kur'aný çokça okuyanlarýn,''Bu zaman cihad zamaný deðildir'' dedikleri bir zaman gelecektir. Kim bu zamana ulaþýrsa, bilin ki bu ne güzel cihad zamanýdýr.''
Dediler ki;''Ya Rasulallah bunu söyleyecek kimse var mý dýr?'
'Rasulullah s.a.v buyurdu ki,''Evet bu kimse Allah'ýn ,meleklerin ve bütün insanlýðýn lanetlediði kimsedir. ''
( Ýmam Nevevi;Tagribul Tezhib,Þifa-i Essudur,Meþariul Eþvag ila Mesari El Uþþag )



_ Ebu Hureyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) þöyle buyurdu:
“Ümmetime zor gelmeyeceðini bilsem hiçbir müfrezeden geri kalmazdým fakat ümmetim savaþ için binit bulamýyorlar, Ben de onlarý bindirecek binit bulamýyorum. Hem benden ayrý kalmak ta onlara güç geliyor. Allah yolunda þehid olup tekrar dirilmeyi tekrar þehid olup tekrar dirilmeyi ve üçüncü sefer tekrar þehid olmayý çok isterim.”
(Buhârî, Cihad ve Siyer: 7; Muvatta', Cihad: 14 , sunen-i Nesai :3100)

- Ebu Hüreyre (r.a) þöyle demiþtir:
Rasûlullah (s.a.v)’den iþittim þöyle diyordu: “Caným elinde olan Allah’a yemin olsun ki mü’minlerden bir kýsmýnýn benden ayrý kalmalarýna üzülmeyeceklerini bilsem ve onlarý bindirebilecek binitler temin edebileceðimi bir bilsem. Allah yolunda savaþa giden hiçbir müfrezeden geri kalmazdým. Caným elinde olan Allah’a yemin olsun ki Allah yolunda ölüp dirilmeyi sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ve yine öldürülmeyi isterdim.”
(Buhârî, Cihad ve Siyer: 7 , sunen-i Nesai :3101)

- Ýbn Ebî Amîra (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) þöyle buyurdu:
“Müslümanlar arasýnda hiçbir Müslüman yoktur ki Rabbi onun ruhunu aldýktan sonra tekrar size geri dönmek istemez, dünya ve içindekilerin hepsi kendisine verilse bile… Ama þehid böyle deðildir.” (O tekrar dirilip yine tekrar þehid olmak ister) Ýbn Ebî Amîra diyor ki: Rasûlullah (s.a.v) þöyle buyurdu: “Allah yolunda þehid olmayý göçebe ve yerleþik hayat yaþayanlarýn elde ettikleri her þeye tercih ederim.” (Müsned: 17221 , sunen-i Nesai :3102)



Ýbn Hasasise'den [O Beþir b. Mabet'tir. Onun Zeyd b. Mabed es-Sedusi olduðu da söylenmiþtir. Ýbn Hasasiye olarak meþhur olmuþ] Rasulullah'a (s.a.v.) Ýslam üzerine biat etmek için geldim. Bana Allah'tan baþka ilah olmadýðýna, Muhammed'in onun kulu ve Rasulü olduðuna þahidlik etmeyi, beþ vakit namaz kýlmayý, ramazan orucunu tutmayý, zekat vermeyi, hac etmeyi ve Allah yolunda cihad etmeyi þart koþtu.
Ey Allah'ýn Rasulü! Ýkisine gelince, ben onlara güç getiremem. Benim malým on tane devedir. Onlar da çoluk çocuðumun sütü ve merkebidir. Dolayýsýyla zekatý veremem. Cihada gelince, arkasýný dönenin Allah'ýn gazabýna uðrayacaðýný söylüyorlar. Bu nedenle savaþa girdiðimde ölümü istememekten ve nefsimin korkmasýndan korkuyorum.
" Rasulullah ellerini açýp hareket ettirdi ve:Sadaka yok, cihad da yok, o zaman ne ile Cennete gireceksin?"
Sahabi dedi ki "Ey Allah'ýn Rasulü sana biat ediyorum." Bunun üzerine tüm onlar üzerine benden biat aldý.
( Sünen'ül-Kübra Kitabu's-Siyer Babu Asli Farzý '1 Cihadi: 9/20.)
Beyhaki Süneni Kübra'sýnda Abdullah b. Cafer , o da Ubeydullah b. Amr , o da Zeyd b. Enise'den, o da Cebele b. Suhaym'den ona da Ebu'l Musni el-Abidi ibn Hasasiye'den iþittiði ve hadisi rivayet etmiþ.




Seleme b. Nufeyl'den (r.a) þöyle rivayet edilmiþtir. Der ki:
Ben Rasulullah (s.a.v.) ile otururken bir adam girip þöyle dedi:
Ey Allah'ýn Rasulü! Atlar salýverilmiþ ve silah býrakýlmýþ. Bazýlarý savaþýn artýk olmayacaðýný, savaþýn bittiðini iddia ediyorlar."
Rasulullah (s.a.v.) dedi ki: Yalan söylüyorlar. Ýþte þimdi savaþ zamaný geldi. Ümmetim bir grup Allah yolunda cihad etmeye devam edecektir. Muhalif olanlar, onlara zarar vermez. Allah onlarla bir kavmin kalplerini kaydýrýr ki, onlarla onlarý rýzýklandýrsýn. Kýyamet kopuncaya kadar savaþýrlar. Ýyilik daha atlarýn kaküllerine Kýyamet gününe, savaþ bitinceye ve Yecuc ve Mecuc çýkýncaya dek baðlýdýr.
[Nesai rivayet etmiþ. Nesai benzerleriyle hasen bir isnad ile rivayet etmiþ. Kitabu'1-Hayl (Atlar): 1, Ahmed: 4/104.]

Ýbn Hibban Cubeyr b. Nefir, Nevvas b. Seman tarikiyle rivayet etmiþ. Der ki;Rasulullah'a bir fetih nasip oldu. Ona varýp dedim ki:Ey Allah'ýn Rasulü! Atlar salýverildi... hadisi.Nesai'nin rivayetine benzer bir þekilde rivayet etmiþ. Mevarid'uz-Zeman, el-Cihad Babu devami'I-Cihad s. 389-90. Bu rivayetle Seleme'nin rivayetinde geçen müphem adamýn Nevvas olduðunu da öðrendik.Konudaki hadise Cabir'in rivayeti de þahidlik etmektedir.Ümmetimden bir grup kýyamete dek hak üzere savaþacaktýr.
(Müslim Ýmare: 53.)


_Ebu Said el Hudri (r.a)’den rivâyete göre, þöyle demiþtir:
Tebük savaþý olduðu yýl Rasûlullah (s.a.v), sýrtýný devesine dayayýp insanlara bir konuþma yaparak þöyle buyurdu: “Size insanlarýn en hayýrlýsý ile en þerlisini haber vereyim mi? En hayýrlý kimse ölünceye kadar atýnýn veya devesinin sýrtýnda veya yaya olarak Allah yolunda gayret eden kimsedir. En þerli kimse ise; Allah’ýn Kitab’ýný okuyup da gerekenleri yerine getirmeyen kimsedir.” (Müsned: 11124 , sünen-i Nesai 3055)

- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) þöyle buyurmuþtur:
“Allah’ýn azabýndan korkarak gözyaþý döken bir kimse süt memeye tekrar girinceye kadar ateþ o kimseyi yakmaz. Allah’ýn dinini yeryüzünde hâkim kýlmak için gayret eden kimsenin çýkardýðý toz ile Cehennem dumaný bir araya gelmez.”
(Tirmizî, Fedailül Cihad: 8; Dârimi, Cihad: 8 ,sünen-i Nesai 3057 )

Yine Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) þöyle buyurmuþtur:
“Bir kafiri öldürüp sonra da Müslümanca yaþamaya devam edip, Müslümanca ölen kimse; o kafirle beraber Cehennemde olmaz. Allah yolunda gayret ederken çýkarýlan toz ile Cehennem ateþi bir araya toplanmaz. Kulun kalbinde iman ile hased bir arada olamaz.” (Tirmizî, Fedailül Cihad: 8; Dârimi, Cihad: 8 ,sünen-i Nesai 3058)

"Her ümmetin ruhbanlýðý vardýr , benim ümmetimin ruhbanlýðý cihaddýr"
(Ahmed bin Hanbel)


Rasulullah’ýn (s.a.v) ashabýndan bir kiþi tatlý su kaynaklarýnýn bulunduðu bir vadiden geçti.
“Ýnsanlardan el etek çekip bu vadide kalsam ? Ancak Rasulullah’tan (s.a.v) izin almadan bu iþi yapmam” diye düþündü. Bunu Rasulullah’a (s.a.v) söyleyince , Rasulullah (s.av) :

“Yapma ! Þüphesiz Allah yolundaki birinizin (yaptýðý cihad) fazileti , evindeki yetmiþ yýl namazýndan daha efdaldir. Allah’ýn sizi baðýþlamasýný ve cennetine koymasýný istemez misiniz? Allah yolunda cihad ediniz .Devenin iki süt arasý müddeti kadar Allah yolunda savaþanlara cennet vacib olmuþtur”
(Tirmizi ,Cihad:17)

Bu son hadiste , cihadý ekber iddialarýný tamamen çürütmektedir.Çünkü bu sahabe Rasulullah’tan (s.a.v) insanlardan ayrýlýp nefsiyle cihad etmek için istekte bulunmuþ, Rasulullah onu bundan men etmiþ ve ondan daha iyisine irþad etmiþtir.Sonra bu hadiste dikkat edilmesi gereken baþka bir espiri de var.Rasulullah’ýn (s.a.v):
“Kim devenin iki süt arasý kadar Allah yolunda cihad ederse Cennet ona vacip olur..” sözünün genelinden hareketle , Allah yolunda cihad edenler , öldürülse de , öldürülmese de cennetle müjdelenmiþtir.
Hadiste geçen “fukava nakati” ,iki süt arasý dönem veya sütün saðýlýp tekrar sütün memelere dönünceye kadar ki zamandýr.
(El-Misbahul Münir s. 484)

Bununla bahsedilen o hadisin mana ve sened bakýmýndan batýl olduðunu öðrendik.Ondan baþka ibadete layýk ilah olmayan Allah’a hamd oldun. Klavyeyi býrakmadan önce þunu söylemek istiyorum.Bu düþünce (nefis ile cihad) tamamýyla sofuca bir düþüncedir.Kökeni Ýslam düþmanlarýna dayanmaktadýr.Onu býrakýp arkamýza atmalýyýz.Nebi’nizin (s.a.v) nasihatine dönünüz:
“Cihad , þüphesiz ona hiçbir þey denk gelemez.”
Bu nasihatta , sizin için tüm kötülükleri isteyen (bu kötülükler ona dönsün) komplocu düþmanýnýzýn ithal düþüncelerinden sizleri müstaðni kýlacak güzellikler var.
Dolayýsýyla cihad hususunda yazýlmýþ eserlerde çaðdaþ bazý yazarlarýn bu hadisten etkilenerek yaptýklarý gibi “büyük cihad” ya da “nefsle cihad” diye isimlendirmelerinden etkilenmemek gerekir.

Buradan benim nefisle mücadeleyi inkar ettiðim veya ona deðer vermediðim kesinlikle anlaþýlmasýn. Aksine bu konu cihada teþvik , Allah yolunda ölme sevgisine has olup , iki þey arasýnda zihni bulandýrmaktan uzak tutmak gerekir.Onu cihadýn iki çeþidini söylediðimizde, sanki onlardan birini seçme serbestliðini veriyoruz.Acaba birini diðerine tercih ettiðimizde durum ne olur?
Gönderen: 31.01.2008 - 13:46
Bu Mesaji Bildir   ebubera üyenin diger mesajlarini ara ebubera üyenin Profiline bak ebubera üyeye özel mesaj gönder ebubera üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1693 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73090 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.