0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » SAHI BU BAYRAM KIME BAYRAMDI?

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
Konu icon    SAHI BU BAYRAM KIME BAYRAMDI?
875 Mesaj -
Anne...
Bir çýðlýk kavuruyor, kervan geçmez kuþ uçmaz Mekke vadisini. Bir ananýn çýðlýðý: "Bizi burada yapayalnýz býrakýp nereye gidiyorsun Ýbrahim?'' Çýðlýk Ýbrahim'in can evinde duruyor. Çýðlýk Ýbrahim'i can evinden vuruyor. Ýbrahim'in alnýnda ter, ananýn gözünde yaþ boncuk boncuk. Ve ananýn yüreðinde, süt tadýnda, süt çaðýnda bir tomurcuk. Mekke vadisinin sessizliðine denk bir sükûtta kayboluyor Ýbrahim.



Günlerce süren yolculukta her adýmý ayrýlýða atmýþlardý. Her adým acýlarýný ve hüzünlerini biraz daha çoðaltmýþtý. Nihayet sessizliðin bile kendisinden ürperdiði bir vadide, kucaðýnda çocuðuyla baþ baþa kaldýðýnda, günlerdir içinde katmerleþen acý ve hüzün feryat suretinde bir daha tutuþturdu Ýbrahim'in yüreðini: "Bizi burada yapayalnýz býrakýp nereye gidiyorsun Ýbrahim?" Vadinin ýssýzlýðý yutmuþtu sanki Ýbrahim'i? Ne dönüp geriye bakabildi Ýbrahim, ne de bir çift söz edebildi... Ýçi yeryüzünün dibi gibi kaynýyordu; ama elinden gelen bir þey de yoktu... Ýbrahim'i, çaresizliðin sessizliðinden ananýn suali çekip aldý yine: "Ýbrahim, bunu yapmaný Allah mý istedi?" Refika-ý hayatýný ve en sevimli çaðýndaki yavrusunu koca çölün insafýna býrakýp, boynu bükük geri dönen Ýbrahim'in dudaklarýndan tek bir kelam yayýldý boþluða: "Evet."

Bu "evet'' anayý baþka, bambaþka bir ufka kanatlandýrmýþtý adeta: "Git o halde Ýbrahim, Allah bizi zayi etmeyecektir.'' O artýk tevekkülün doruklarýnda, teslimiyetin anasýdýr. Teslimiyet bundan öteye artýk Hz. Hacer'e teslimdir. Zor ve amansýz bir çöl hayatý baþlar Hacer ve oðlu için. Ana yüreði, insanýn kendi sesinin yankýsýndan tedirgin olduðu bu vadide her gece bir baþka korkunun nöbetini tutar ve her açan günde bir baþka umudun peþine düþer. Kýsa bir müddet sonra kýrbasýndaki su, heybesindeki hurmalar tükenir. Ufukta açlýk ve susuzluk vardýr þimdi, açlýk ve susuzluk...

Kendisi neyse de kucaðýndaki bebesi ne olacaktýr? Bir þeyler yapmalýdýr. Umutsuzluða asla yenilmemeli, mutlaka bir þeyler yapmalýdýr. Bütün ihtimallerin kapýsýný dövmeli, muhalden çare devþirmenin peþine düþmeli, didinmeli, bir þeyler yapmalýdýr. Iztýrar haline bürünmüþ anne, o ruh haliyle salar kendini Safa'dan Merve'ye ve bir anne þefkatiyle döner gelir Merve'den Safa'ya... Çýrpýnýr, koþturur, say eder. Umudunu gayrete, gayretini umuda bular, sarmalar say eder.

Arap yarýmadasýnýn bu en kurak ve çorak yerinde su aramak mucize aramaktýr bir yerde. Ana yüreði bu. Vazgeçmez, aradýðýnýn adý mucize de olsa, say eder... Her þeyin zimamýný elinde tutan Yüce Kudret, teslimiyetin ve tevekkülün anasý Hz. Hacer'e ilk hediyesini, iþte sebeplerin‚ "artýk ben yokum'' dediði kertede sunar. Tepeden týrnaða iman kesilmiþ ve kendisini sadece Allah'a teslim etmiþ bir anneye, Allah'ýn hediyesi ab-ý hayatýn ta kendisidir. Yani mübarek zemzem...

O gün bugündür milyonlarca insaný sulayan, besleyen, temizleyen zemzem. Þartlarýn penceresinden seyredildiðinde asla olmamasý gereken bir yerde çaðýldayan ve kaynaðý hâlâ doðru dürüst bilinemeyen zemzem. Önünde coþkun bir pýnar gibi akýp giden suyun biteceði endiþesiyle bir yandan kumdan setlerle etrafýný çevirmeye çabalayan, bir yandan da durmasý için "zem, zem" diye suya söz geçirmeye uðraþan Hz. Hacer'in kulaklarýnda o gün kocasýna söylediði söz yankýlanýyordu. Þükranla... Minnetle...

"O halde git Ýbrahim. Allah bizi heder etmeyecektir."

Bir kadýnýn, hele de bir annenin baþýna gelebilecek en acý ve sarsýcý felakete; yani yalnýzlýða, yani kimsesiz kalmaya, yani terk edilmeye, kendisini her þeyin asýl ve yegâne Sahibi'ne teslim ederek direnen ve sabreden Hz. Hacer'e Allah'ýn ihsan ve ikramý zemzem deðildi yalnýzca... Hz. Hacer'in, Ýsmail'iyle beraber yalnýzlýðýn ve kimsesizliðin insafýna terk edildiði kervan geçmez kuþ uçmaz o belde, Arap yarýmadasýnýn o en kurak ve çorak yeri teslimiyetin anasýnýn, yüzü suyu hürmetine Mekke oluyordu. Yalnýzlýðýn cenderesinde, kendisini Malik-ül Mülk'e teslim ederek yaþayan Hz. Hacer'e, Allah, Mekke'yi; yeryüzünün gözbebeði Kâbe'yi de sinesine saran ve sinesinde saklayan Mekke'yi, milyonlarca insanýn her gün defalarca kalbi ve kalýbýyla nazar ettiði Mekke'yi, Allah'a ve ahiret gününe iman eden her insanýn gitmek, görmek, kalmak için can attýðý Mekke'yi hediye ediyordu. Yarý yolda býrakmak, unutmak, terk etmek yoktu. Ýlahi vefanýn ta kendisiydi bu.

Baba...

Efsane þehir Babil nefesini tutmuþ, korku ve dehþetle olanlarý seyrediyordu. Nemrut'un adamlarý günlerdir tepeleme yýðdýklarý odunlarý nihayet birazdan ateþe verecek, bir mancýnýða bindirdikleri Ýbrahim'i, alevleri göðü tutuþturacak o cehennemin içine savuracaklardý. Ýbrahim, mancýnýðýn tepesinde bir dað gibi duruyordu. Emin... Korkusuz... Vakur...

Nebiler yoldaþý Cibril tüllendi yanýnda. "Yardým ister misin?" diye sorduðunda, o çoktan, kendisine "Halil'im" diyen Rabb'iyle hemdem olmuþtu. "Benim vekilim Allah'týr. Ben kendimi O'na teslim etmiþim." diye fýsýldadý meleðe... Ýbrahim, insanlarýn birbirine karýþan uðultularý ve çýðlýklarý arasýnda fýrlatýldý ateþin kucaðýna. Babil'i eriten yangýnýn göbeðine doðru, meleklerin kanatlarýnda süzülürken Ýbrahim, dudaklarýnda Rabb'ine verdiði söz kristalleþiyordu bir kez daha vird-i zeban gibi.

"Ben âlemlerin Rabb'ine teslim oldum."

Bir gülistan aðuþunu açmýþ bekliyordu düþtüðü yerde Ýbrahim'i. Kendisine "Halil'im" diyen Dost'unun hazýrladýðý "makam-ý Ýbrahim'de" ârâm eyledi günlerce Ýbrahim. Ateþ, Ýbrahim'i deðil, Ýbrahim ateþi yaktý. Canýyla sýnandý Ýbrahim. Canýný sundu Ýbrahim.

"Can ile bizden eðer hoþnut ise Canýmýz.

Cana minnettir O'nun kurbaný olsun Canýmýz.

Canýmý canan eðer isterse, minnet Canýna.

Can nedir ki, onu kurban etmeyem Cananým'a..."

Aradan seneler geçti. Ýbrahim, Dost'undan, soyunu sürdürecek, hikmeti taçlandýracak ve Dost'unun adýný bayraklaþtýracak bir "salih evlat" istiyordu nice zamandýr. Seven sevdiðini sevindirmez mi hiç?..

Allah, Ýsmail'i baðýþladý Halil'ine;

Ýsmail ömrünün meyvesiydi. Ýsmail gözünün aydýnlýðýydý. Ýsmail insanlýðýn bahtýydý. Ve bir gün... 'Sýra sende', dedi Halil'i Ýbrahim'e, 'Sýra sende'. Ýsmail'i geri istiyorum. Ýsmail'i ver bana. Seven sevdiðini sevindirmez mi hiç?..

Ýsmail'inden emindi Ýbrahim. Ama yine de sordu. "Oðlum, ne dersin?" dedi. "Rüyamda ben seni Rabb'ime kurban ettiðimi gördüm, ne dersin?" Teslimiyetini Allah'ýn kuranlaþtýrdýðý bir babanýn ve teslimiyetin anasý olmuþ bir kadýnýn ocaðýnda boy vermiþti Ýsmail... "Ne emredildiyse onu yap ey babam. Ben sabredeceðim inþallah." Seven sevdiðini sevindirmez mi hiç?..

Ýbrahim, bir ömür düþlediði yavrusunu yere yatýrdý. "Oðlum, senin için Rabb'im" dedi. Býçaðý Ýsmail'in boynuna, Ýsmail boynunu býçaða uzattý. Býçak Ýsmail'i deðil, Ýsmail býçaðý kesti. Bir ses kapladý yerle gök arasýný: Allahü ekber. Baþýný kaldýrdý Ýbrahim. Nebiler yoldaþý Cibril, cennet muþtusu bir koçla tebessüm ediyordu. Üçü bir oldular. Yeri ve göðü velveleye verdiler: "Allahü ekber. Lâ ilâhe illallâhü vallahü ekber. Allahü ekber ve lillâhil hamd."

Seven sevdiðini sevindirmez mi hiç?.. Allah, evvela canýný, sonra candan öte cananýný, þeksiz-þüphesiz, hilesiz-hilafsýz kendisine adayan Halil'ine, nasýl mukabelede bulunacaktý acaba?.. Rahman, onu ilk yaratýlan son nebinin kitabýnda destanlaþtýrdý. "Seni þüphesiz bütün insanlara imam yapacaðým." Hazreti Ýbrahim, bugün bütün teþehhütlerimizde Efendimiz'in komþusu, semavi dinlerin ortak atasý ve "buluþma" noktasýdýr. Ve Efendimiz'in eliyle gelen Kur'an'ýn diliyle, "Kýyamete kadar gelecek sonraki nesiller arasýnda onun pak ismi bir yâd-ý cemil olarak her daim yaþayacaktýr." Ýman burcunda yükselen bir teslimiyet ile... Teslimiyetle yoðrulmuþ bir adanmýþlýk ile... Ve aþk ile... "Selam olsun Ýbrahim'e!"

Evlat...

Daha delikanlýlýða heveslenen toy bir çocuktun. "Sana emredilen neyse onu yap ey babam. Ben inþallah sabredeceðim." deyip býçaða boynunu uzatýrken... Bir daha geriye dönemeyeceðini, dünya gözüyle bir daha göremeyeceðini bile bile, anacýðýndan nasýl kopabildin ey Ýsmail? Þeytan kapýný çaldýðýnda, "Baban seni boðazlayacak. Daha yaþanacak koca bir ömür var önünde. Kaçsana!" dediðinde hiç sarsýlmadýn mý? Hayatýn, bir çocuk gülüþü kadar temiz ve bir anne öpücüðü kadar tatlý olduðu o demde, boynunu býçaða uzatýrken, bir an olsun tereddüt etmedin mi sahiden?

Ne zor ve çetin bir imtihandý bu,

Ama Ýsmail babasýnýn oðluydu. Anasýnýn has evladýydý. Teslimiyetini Allah'ýn kuranlaþtýrdýðý bir babanýn ve teslimiyetin anasý olmuþ bir kadýnýn ocaðýnda boy vermiþti. Teslimiyet gýdalarý, tevekkül azýklarý olmuþtu yýllar yýlý. Ýnanmýþlar, teslim olmuþlar ve tevekkül etmiþlerdi... Ve nihayet býçak Ýsmail'i deðil, Ýsmail býçaðý kesti. Ýdrak sýnýrlarýmýzý darmadaðýn eden bu imtihanlar silsilesinin sonunda Rahmet-i Sonsuz'un Hz. Ýsmail'in bahtýna sunduðu ihsan-ý Ýlahi, onun gencecik çaðýnda yaþadýðý sýnavýn ne kadar þiddetli olduðunu anlatýyordu ayný zamanda.

Allah, Hz. Ýsmail'e, kâinatý yüzü suyu hürmetine yarattýðý Hz. Muhammed'i armaðan etmiþti. Ýlk yaratýlan son nebinin mübarek ve pak soyu Hz. Ýsmail'e dayanýyordu. Yüce Nebi, "Allah, Âdemoðullarý'ndan Ýsmail'i, Ýsmailoðullarý'ndan Kinane'yi, Kinaneoðullarý'ndan Kureyþ'i seçti. Kureyþ'ten Haþimoðullarý'ný, Haþimoðullarý'ndan da beni seçti." buyurarak seslendiriyordu bu gerçeði.

Bu ne güzel bir ihsandý. Bu ne güzel bir mükâfat... Baba... Anne... Ve oðul... Tam inanmýþlar, tam teslim olmuþlar, tam tevekkül etmiþlerdi. Ýman ettikleri Rab'lerine, her þeylerini ama her þeylerini kurban ederek göstermiþlerdi samimiyetlerini. Kalplerinde, Rab'lerinin sevgisinden daha aþkýn bir sevgiye asla yer olmadýðýný, o sevginin hatýrýna, sevdikleri kim ve ne varsa feda edebileceklerini ispat etmiþlerdi. Vazgeçemeyecekleri tek þeyin Rab'leri olduðunu anlatmýþlardý böylelikle. Kurban, bu demek deðil miydi zaten?

Bayramýnýz mübarek olsun... Ve Bayram... Rýza-yý Ýlahi ve aþk-ý hakiki'ye ulaþabilme uðruna, bedenini ateþe, ciðerparesini býçaða teslim etmeyi göze alabilenlerin bayramý... Zorluklarýn sýradaðlar gibi çevrelendiði bir yapayalnýzlýk vadisinde, her þeye diz çöktüren bir aþmýþlýk ve teslimiyet içinde, varlýðýný her þeyin sahibine emanet edebilenlerin bayramý... Vefa, sadakat ve teslimiyet rampalarýndan kanatlanýp, "ubudiyetin" engin semalarýnda dalgalanýrken, mele-i ala'nýn sakinlerine iç geçirten "kullarýn" bayramý... "Ey Rab, mahþer günü, vücudumu o kadar büyüt, o kadar büyüt ki ve sonra da beni cehennemine koy ki, benden baþkasýna yer kalmasýn." duasýyla inleyenlerin kendine ait ne varsa, nihayetine kadar hepsini, insanlýðýn ebedi mutluluðuna "kurban" etmeye heveslilerin bayramý... "Ýnsanlýðýn geleceðini selamette görme adýna, cehennemin alevleri içinde yanmaya razý", bir Ýbrahimî adanmýþlýk ve kararlýlýk içinde, yeryüzünü Ýsmail gülþenine dönüþtürmeye sevdalýlarýn bayramý...

Bir bayram sabahý aydýnlýðýnda, kalbi bayram neþvesiyle çýrpýnýrken... Çocuðunu koklayýp, harçlýk verirken... Eþiyle kucaklaþýp bayramlaþýrken... Kurban etiyle süslenmiþ sofraya "bismillah" çekip otururken... Ve kim bilir daha bayramýn hangi zevkinin sefasýný sürerken, ömürleri boyunca bir defa bile bu saadeti tadamayacak insanlarýn da yaþadýðý bilinciyle, "yüreðinin bir yanýný hep ezik tutmayý" baþarabilenlerin bayramý... Fakire, yoksula, kimsesize, çaresize, yetime el uzatanlarýn bayramý... Yurtsuza oba, üþümüþe aba, acýkmýþa çorba, susamýþa ab-ý hayat olanlarýn bayramý... Gücü yettiðince dünyanýn her muhtaç köþesine, katar katar, 'kurbanlýk'larla süsleyerek iyilikler, güzellikler götürenlerin bayramý... Her þeye raðmen, ne pahasýna olursa olsun, sevmeyi sevenlerin, tevazu ile yürüyenlerin, hoþgörüyle oturup kalkanlarýn, insanca yaþamaya talip olanlarýn bayramý... Ýyilerin ve iyiliklerin bayramý... Güzelin ve güzelliklerin bayramý... Unutmayanlarýn bayramý... Ve elbette, hiç þüphesiz unutulmayanlarýn bayramý... Bizim bayramýmýz... Mübarek olsun...
Ali Tokul(Eðitimci/ Yazar)
Gönderen: 05.01.2008 - 14:11
Bu Mesaji Bildir   der_ya üyenin diger mesajlarini ara der_ya üyenin Profiline bak der_ya üyeye özel mesaj gönder der_ya üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mevsimlerin dosttu su an offline mevsimlerin dosttu  
51 Mesaj -
Allah Razı Olsun

gülSelam ve Dua ilegül
Gönderen: 07.01.2008 - 10:09
Bu Mesaji Bildir   mevsimlerin dosttu üyenin diger mesajlarini ara mevsimlerin dosttu üyenin Profiline bak mevsimlerin dosttu üyeye özel mesaj gönder mevsimlerin dosttu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an 1 üye ve 1226 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SIVASLIIBO38 (60), ayseak (35), cetinay (54), fe_eyne (45), silverbull (44), Elif Turan (41), fiber_optic (39), faruk58 (37), _reyyan (36), sofi27 (44), nahim (51), a.aydin (45), ekrem05 (51), HaRaMeYN (47), yanliz_kurt_58 (41), okangenc (37), gezginler (44), hudanur (57), vatan06 (43), Sübhan (52), Abdullah_42 (41), termelim (60), dehaoz (53), nuraybarutcu (43), Pasa85 (39), MaviCocuk (41), tahaseyda_msn (42), msc (44), vureyka (39), kocakaga6161 (42), erdalhatipler (39), imrannur (41), clue (50), eyyupbayram81 (46), germantatlim (38), davutakgun (41), afife (44), duranhoca (57), bekr (38), Mihrisah (47), RedCougar54 (47), cadikiz (35), selcuk53 (44), karabiber (54), muhammed_cabir (42), sehmus (47), EUROPEN907 (42), mehmet aslan (47), gülkrali (65)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63178 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.