0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Gayri müslimlerin örf ve adetlerine uyulmaz...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Gayri müslimlerin örf ve adetlerine uyulmaz...
575 Mesaj -
Hiç þüphe yokki milletler, millî örf ve adetleriyle tanýnýrlar ve onlarla yaþarlar. Millî örf ve adetleriyle tarih sahnesindeki þerefli mevkilerini korurlar. Çünkü, millî örf ve adetler, bir milletin millî kültürünün ve dinî inancýnýn aynasýdýr. Millî örf ve adetler, bir milletin þahsiyeti ve tanýtýcý vasfýdýr. Saðlam millî örf ve adetlere sahip milletler, dinî baðlarý kuvvetli ve millî kültürü yüksek olan milletlerdir. Milletlerin örf ve adetlerine, millî kültürleri ve dinî inançlarý güç verir ve þekil kazandýrýr. Hatta dinden de kuvvetli olur. Hiçbir Müslüman milli kültüründe olmayan, dinî akidesine ters düþen özentilere hayatýnda yer vermez. Çünkü, o bilir ki, Rabbi kendisinden olamayanlara özenmeyi ve onlar gibi sefih hayat yaþamayý yasaklamýþtýr. Allah Teâla þöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hýristiyanlarý dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafýný tutarlar). Ýçinizden onlarý dost tutanlar, onlardandýr. Þüphesiz Allah, zalimler topluluðuna yol göstermez, hidayete erdirmez." (1) Diðer bir ayeti kerimede Rabbimiz þöyle buyuruyor:
"Dinlerine uymadýkça Yahudiler de Hýristiyanlar da asla senden razý olmayacaklardýr. De ki: Doðru yol, ancak Allah'ýn yoludur. Sana gelen ilimden sonra onlarýn arzularýna uyacak olursan, and olsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardýmcý vardýr." (2)
Ayet–i kerimelerde ifade edildiði gibi: Baþka dinden olanlar, özellikle Yahudiler ve Hýristiyanlar Müslümanlarýn dostu olmazlar; onlar ancak birbirinin dostu olur, birbirini desteklerler. Zaman zaman Müslümanlara yaklaþmalarý, kendi menfaatleri bunu gerektirdiði içindir. Müslümanlarýn bunu unutmamalarý ve kendi aralarýndaki dostluðu güçlendirmeleri zaruridir. Müslümanlarýn arasýna sýzan iki yüzlüler, felâket tellâllýðý yaparak onlarý, kâfirlere yöneltmek isterler; iman ehlinin bunlardan da sakýnmasý gerekmektedir.
Dinimiz; kâfirlere, münafýklara, batýl din ve ideoloji mensuplarýna muhalefeti ve onlara benzemekten sakýnmayý emretmiþtir. Çünkü dýþ görünüþ itibarýyla onlara benzemek, neticede ahlakî deðerlerde, kötü ve çirkin iþlerde ve hatta inançta onlara benzemeye sebep olur. Gerçekten giyimde, sözde, davranýþta ve iþlerdeki benzeþmeler kalplere tesir ederek onlara karþý sevgi ve saygý meydana getirir. Kýsacasý gayrimüslimlere benzemenin haramlýlýðýnda icma vardýr.(3) Resülüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Müslüman oldum diyene:
"Kâfirlik alâmeti olan saçýný kes ve sünnet ol" buyurmuþtur.(4)
Bu hadis–i þerif Müslüman olan her gayr–ý müslimin gusül abdesti almasý gerektiði gibi, saçlarýný da traþ etmesi gerekir anlamýna gelmez. Ancak kâfirler, her beldede kendilerine mahsus saç þekli tespit etmiþler, moda ortaya koymuþlardýr. Mýsýr'da, Hindistan'da saçýn hiç kesilmeyen kýsýmlarý vardýr. Zaman zaman týraþ olsalar bile, o hususi kýsma dokunmazlar. Bu, bir nevi onlarýn dinlerinin, inançlarýnýn bir gereðidir, milliyet sembolüdür. Þu halde böylesi bir kýsým saç, Ýslam'la küfür arasýnda bir alamet–i farika olmaktadýr. Ýþte Resülüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kâfirliðin alameti olan bu saçýn kesilmesini emretmiþtir.(5) Yine Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Kim bir millete benzemeye çalýþýrsa, o da onlardandýr,"agla6) buyurmuþlardýr.
Bu hadis–i þerif benzemenin müspet ve menfi kýsýmlarýný içine almaktadýr. Çünkü teþebbüh (benzemeye çalýþmak): Baþkalarýnýn yaptýðý bir iþi onlara uyarak yapmak demektir ki hayýr ve serde, günahta, küfür ve imanda olabilir. O halde bu hadis–i þerif: Kâfirlere, fasýklara, günahkarlara benzemeyi yasakladýðý gibi, takva ve salah sahibi kimselere benzemeyi de teþvik etmektedir.
Özellikle Yahudi ve Hýristiyanlar kýsacasý Ýslam'a inanmayan bütün toplumlar, Müslümanlarýn benzememekle emrolunduklarý toplumlardýr. Mesela Amr b. Þuayb'ýn babasýndan, O da dedesinden rivayete göre Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Bizden baþkasýna benzemeye çalýþanlar bizden deðildir. Yahudilere ve Hýristiyanlara benzemeyiniz..." buyurmuþlardýr.(7)
Benzemenin vaki olduðu en önemlilerden birisi de hiç þüphe yok ki giyim–kuþamdýr. Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Rahiplerin elbiseleri (gibi gayrimüslimlere mahsus elbiseler) giymekten sakýnýn. Kim onlarýn þekillerine bürünür ve onlara benzemek isterse benden deðildir," buyurmuþlardýr. (8) Yine Abdullah b. Amr Radýyallahu Anh diyor ki:
"Peygamber üzerimde rengi sapsarý bir elbise gördü ve:
– Onu at! Çünkü o, (renk ve þekil itibariyle) kâfirlerin elbisesidir", buyurdu.(9)
Dikkat edilirse Ýslam'dan çýkýp baþka bir millete dahil olmak için, Ýslâm'ý ve Kur'an–ý Kerim'i inkar etmek gerekmiyor. O millete benzemek dahi yeterli olmaktadýr.
Dinî ve millî kültür deðerlerinden kaynaklanan örf ve adetler, milletlerin geleceðinin teminatýdýr. Kendi örf ve adetlerinden kopmuþ, baþka milletlerin dinî ve millî kültür deðerlerine kendini kaptýrmýþ milletler, er veya geç de olsa kendi dini ve millî kiþiliklerini yitirmeye mahkum olurlar.
Tarih bu gerçeði belgeleyen olaylarla doludur. Bir milleti yok etmenin en kestirme yolu: O milleti meydana getiren insanlarý, kendi millî benliklerinden, dinî inançlarýndan, cemiyetleri ayakta tutan ahlâk ve fazilet duygularýndan uzaklaþtýrmaktýr. Bir milleti en büyük çöküntüye uðratan þey manevi düþüþtür.
Kendi öz manevi deðerlerini yitirerek taklitçilik ve þahsiyetsizlik, ferdler ve toplumlar için en büyük manevi sefalet ve alçalýþtýr. Milletler için maddî refah ve kalkýnmaya ulaþmak her zaman mümkün olabilir. Manevî sefalete mahkum olmuþ mîlletleri bu bataklýðýn çukurundan çýkarmaya imkan yoktur. Milletini ve dinini seven insanlar hiç bir zaman kendi milletinin böyle bir manevi sefalete düþüþüne asla tahammül edemez. Bir Müslüman hiç bir zaman kendi dininden baþka dinin ayinini taklit edemez. Hiç bir zaman kendi millî örf ve adetleri dýþýnda, baþka milletlerin örf ve adetlerine itibar edemez. Ýslam dininin, Ýslâm ümmetinin de hiçbir dini ve hiçbir milleti taklide ihtiyacý olmayan üstün bir medeniyeti vardýr.
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Müslüman olmayanlara benzememeye o derece dikkat ederlerdi ki, aslýnda yaptýðý halde sonradan onlarda gördüðü hareketlerde bile deðiþiklik yaparlardý. Meselâ: Henüz hicret etmeden evvel Muharrem ayýnýn onuncu (Aþure) günü oruç tutmayý adet edinmiþlerdi. Hicret'ten sonra Medineli Yahudilerin de bu günü takdis ettiklerini görünce onlara benzememek için Muharrem ayýnýn dokuz ve on veya on ve onbirinci günlerinde oruç tutmaya baþlamýþlardýr.(10) Yine müþriklere benzememek için ashabýna; sakallarým uzun, býyýklarýný kýsa kesmelerini emretmiþlerdir.(11)
Ýslâmiyet, güneþ doðarken, tam tepedeyken ve batarken, ateþe karþý namaz kýlmayý yasaklamýþtýr. Bunun sebebi de güneþe tapan ve ateþe tapýnan milletlere benzemememizi temin etmektir.(12) Bakýnýz, dinimiz ibadet hususlarýnda bile gayr–ý Müslimlere benzemeye müsaade etmemektedir.
Þüphesiz her dinin ve milletin kendisine mahsus bir medeniyeti ve diðerlerinden farklý kýlan ayýrýcý vasýflarý vardýr. Milletler arasý varlýðýný ancak bu hususi vasýflarýyla muhafaza eder. Ýslam dininin, Ýslâm ümmetinin de hiçbir dinî ve hiçbir milleti taklide ihtiyacý olmayan üstün bir medeniyeti vardýr. Bu açýk hakikatten dolayý Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ümmetinin kendi varlýðýný muhafaza etmesini emredip, taklitçilik derekesine düþmekten menetmiþtir. Fakat bütün bunlara raðmen bu hastalýk yüz göstermiþtir. Zaten Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kendi ümmetinin þirkten, kâfirlikten baþka, eski ümmetleri örf–adet, fýtne–fesat ve isyan gibi bütün kötü yollarda takip edeceklerini bir mucize olarak haber vermiþtir". Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, þöyle buyurdu:
–"Sizler, kendinizden önce geçen milletlerin yoluna karýþý karýþýna, arþýný arþýnýna týpa týp muhakkak uyacaksýnýz. O dereceye kadar ki, þayet onlar (daracýk) keler deliðine girmiþ olsalar, siz de muhakkak onlara uyarak oraya gireceksiniz, onlara tabî olacaksýnýz." Ebu Sâid Radýyallahu Anh diyor ki: Biz:
–"Ya Resûlellah! Bu ümmetler Yahudilerle Hýristiyanlar mý?" diye sorduk. Peygamberimiz:
–"Onlardan baþka kim olacak!..." buyurdu.(13)
Maalesef Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu açýk mucizesi haber verdiði gibi ortaya çýkmýþtýr. Resülüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem,in bu mucizesi günümüzde de devam etmektedir. Çünkü bugün bir çok Müslüman küfür hususunda, kafirlerin yolunda karýþ karýþ, arþýn arþýn ilerlemekte; onlar keler deliðine girse, bunlar da girmek için yarýþ etmektedirler. Allah müslümanlara intibahlar versin! Amin. Müslümana:
"Sen Hýristiyan mýsýn?" diye sorsan darýlýr.
Yýlbaþýnda hindi, kaz; yemesine bayýlýr...
Çam deviren hindici, nasýl mü'min sayýlýr...
Bilmiyoruz çoðumuz ne edip yapýyoruz:
"Batý, Batý" diyerek, eyvah! Hep batýyoruz!
Yaklaþýnca her sene, öz yurdumda yýlbaþý:
Yapýlýr milletime Frenkçe türlü aþý!..
Buna, aðlar aðacý; hem topraðý, hem taþý:
Müslüman'ýz (!) onlarla, Noel de yapýyoruz.
"Batý, Batý!" diyerek, eyvah! Hep batýyoruz!..
Gayr–ý Müslimlerin bayramlarýnda sevinmek, onlarýn kutsal saydýðý günleri kutlamak, onlarýn adetlerine uymak, onlara benzemek kesinlikle caiz deðildir, büyük günahlardandýr.
Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mekke–i Mükerreme'den Medine–i Münevvereye hicret ettiði zaman, Medinelilerin eðlenip oynadýklarý iki günleri vardý. Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
–Bu günler ne oluyor, neyin nesidir? Diye sorduðunda, Medineliler:
–Biz cahiliyet devrinde bu günlerde eðlenip oynardýk, Yâ Resûlellah! dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
–Muhakkak Allah size o iki gün yerine, onlardan daha hayýrlý iki bayramý lütuf olarak vermiþtir. Biri Fýtýr (Ramazan) bayramý, diðeri Kurban bayramýdýr, (14) buyurdular. O günden heri kutlana gelen bu iki bayram Müslüman milletlerin ayný zamanda milli bayramlarý yerine de geçmiþtir.
Ýslâm dini, her bir medeni müessesesinde istiklaliyet, orijinaliteyi esas almasý yönüyle bu cahiliye adetini de kaldýrýp, bütün mü'minlere ilahî menþeli iki bayram getirmiþtir.
Ýslâm dýþý tek ve çok ilahlý dinlerin törenlerine iþtirak etmek, dinî merasimlerinden bir þeye muvafakat etmek, örf ve adetlerini güzel görmek kiþinin iman dairesinden çýkýp mürted olmasýna sebep olur. Binaenaleyh, Noel gününde, Hristiyanlarýn diðer bayram günlerinde onlara uymak gayesi ile, onlarýn yaptýklarýný yapmak, o günlerde bayram niyetiyle çocuklara elbise almak ve piþirdikleri yemekleri yemek caiz deðildir. Bu hareketler küfrü gerektirir. Ondan sakýnmak gerekir... (15)
Fukaha: "Mecusilerin bayram kabul ettikleri Nevruz ve Mihrican günlerinde, bu isim adý altýnda hediye vermenin caiz olmadýðý, verilen bu hediye bile, bugünlere tazim kasdý bulunduðu taktirde küfre düþüleceði" fetvasýný vermiþlerdir.
Müslümanlar önce Allah'a verdikleri sözü hatýrlamalý, Kur'an ve Sünnet doðrultusunda kendisine bahþedilen "Müslüman" ismine yaraþýr vakar ve bilincin þuurunda olabilmelidirler. Çünkü biz "Rabb olarak Allah'tan, din olarak Ýslâm'dan, peygamber olarak da Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den razýyýz.
Bize düþen doðru yolu göstermektir. Kimseyi tuttuðu yoldan zorla döndüremeyiz. Bu devletin görevidir. Ama biz doðruyu hatýrlatýyoruz. Yýlbaþý eðlenceleri tertiplemek, milli ve dini þahsiyetimize aykýrýdýr.
Hýristiyan gibi yýlbaþýný kutlamak, imanýmýzý yaralamaktýr. Yýlbaþýný kutlamak ibadetlerimizi, ahlâkî ve millî deðerlerimizi yaralar. Cemiyet hayatýmýzý bozar.
Bu yýlbaþý ile deðiþen sadece takvim ölçülerimiz deðildir. Kendi öz. benliðimiz de deðiþti ve þu ayet–i kerime tecelli etti:
"Bu böyledir. Çünkü Allah Teâlâ, bir millete ihsan ettiði nimeti, onlar kendi öz benliklerindeki (güzel ahlâký, yaþayýþ ve davalarýnýgöz kırpma deðiþtirmedikçe, deðiþtirici deðildir. Ve þüphesiz Allah Teâla (herþeyi) hakkýyla iþitici, kemaliyle bilicidir." (16) Ayný mealde Rabbimiz þöyle buyurur:
"Bir millet, özlerindeki (güzel hal ve ahlâkýgöz kırpma deðiþtirip bozuncaya kadar Allah–u Teâlâ þüphesiz ki, onun (halini) deðiþtirip bozmaz."agla17)
Evet Allah Teâlâ bir millete verdiði nimeti onlar kendi özbenliklerini deðiþtirmedikçe deðiþtirmez. Nimete ihanet edip nankörlükle bulunan bir milletin saltanatýný aþaðýlanmaya ve hakirliðe; emir ve kumandasýný, esaret ve köleliðe; huzur ve sükûnunu, dert ve ýzdýraplara; rahat ve neþesini, elem ve üzüntülere; bol nimeti, açlýk ve sefalete; hürriyet ve baðýmsýzlýðý, istila ve boyunduruk altýna girmeye; tatlý hayatý ölüm ve iþkenceye dönüþtürür...


Mehmed TALU


DÝPNOTLAR:
1– Mâide Sûresi: 51
2– Bakara Sûresi: 120 3 Ýskilipli Mehmet Atýf, Frenk Mukallitliði ve Þapka, 4
4– Ebu Davud, Taharet: 131, Taberani, el–Mucemu'1–Kebir, 19/14, No:20
5– Azimabadî, Avnü'l–Ma'bûd Þerh–i Sünen–i Ebi Davud, 2/21
6– Ebu Davud Libas:5
7– Tirmizi, Ýsti'zan:7
8– Taberani, el–Mucemü'1–evsat, 4/541, No: 3921
9– Ahmed b. Hanbel, 2/164, No:6500
10– Geniþ bilgi için Bak. M. Talu, Dinî Meselelerimiz, 361–363.
11– Geniþ bilgi için Bak. a.g.e. 603–604 v.d.
12– Alemgir, el–Fetava'1–Hindiyye, 1/52.
13– Buhari, Enbiya:48; Ýtisam;14; Müslim; Ýlim:6
14– Ebu Davud; Salat:239, Nesai; Ýdeyn:1, Hakim Müstedrek; 1/294, A.b.Hanbel; 3/103, 178, 235, 250
15– Ýbn–i Nüceym, el–Bahru'r–Raik, 5/133, el–Fetâva el–Hindiye, 2/296
16– Enfal sûresi, 53
17– Ra'd Sûresi, 11

Gönderen: 04.12.2007 - 04:34
Bu Mesaji Bildir   Ukab üyenin diger mesajlarini ara Ukab üyenin Profiline bak Ukab üyeye özel mesaj gönder Ukab üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1829 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
iclal2002 (42), yaprak94 (30), ahayuk (61), ebrare (41), kocbey (61), hilal.k (31), bayzafer (43), yasem1987 (37), tornado57 (49), hizbiislam (41), ahmet723 (51), Tayfun58 (47), durmusd (54), sarenurr (40), HABiBiNECCAR (46), muratcan64 (45), þenkal (47), kaya63 (61), Naber (47), remziye (48), The_bashkan (44), Kale1 (55), njp5505 (63), kasrinur07 (42), Hamza68 (56), Gönül dili (43), SARENUR rumeysa (40), ibriktepe (52), ABDULHAY (45), hasan32 (43), icemert (42), FaZiLeT_68 (40), Acizmendi (37), NESTA_07 (37), boyabat (56), maydinus (47), kinyas (43), zeymetsen (53), Dreams (52), bekircunus (54), burcuakyildiz (42), M_a_R_a_L_68 (40), Esenboga (40), sefer70 (47), bunyamin (59), veyselceo (43), Tarakcilar (56), sedamelis (36), tunç72 (42), m-delice (55), rüviþ (41), g_demir (44), semray (41), vakkas76 (48), rabia sencan (35), saýd (44), XxX52 (34), zeki3147 (48), ibrahimcil (41), fsaltekin_62 (62), as1an (41), sabkoc (51), Kenantas (43), zeki02 (42), balkopugu (53), EbuAbdurrahman (41), Talebe-i_cubbel.. (44), Harzana (53), seyrüsefer (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.86951 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.