*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1595 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cumartesi, 28. Aralık 2024 - 09:42

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Kabirlerden Yardım Dileme

önceki konu diğer konu

26 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	alkan373

Kabirlerden Yardım Dileme

7 Mesaj

Bid'at ve þirk ehli olanlar, kabirlere ve ölülerin bulunduðu yerlere, türbe ve yatýrlara müracaat ederek isterler bazý þeylerini. Veya en azýndan bir ölmüþ kiþiyi, dualarýnda ve isteklerinde vasýta olarak kullanýrlar.

Onlarýn adýna yapýlan dualarýn Allah katýnda makbul olacaðýný sanýrlar bir kýsým insanlar. Bunlarýn bu hali þeytani bir haldir. Çünkü, Buhari, Müslim ve diðer hadis kitaplarýnda Allah'ýn Resulünden þöyle bir hadis rivayet edilmektedir:

“Yahudi ve Hýristiyanlara Allah lanet etsin. Onlar Resullerinin kabrini mescit edindiler.”

Müslim'de, Allah Resulünden, ölmeden beþ gün önce söylediði þu hadis rivayet edilmektedir:

“Ýnsanlarýn bana olan arkadaþlýðýnda, iþinde ve yardýmýnda en önemli olaný, hiç þüphe yok. Ebu Bekir'dir. Eðer ben insanlardan bir dost edinecek olsaydým, muhakkak Ebu Bekir'i dost edinirdim. Fakat sizin Resulünüz Allah'ýn dostudur. Mescidin duvarlarýnda Ebu Bekir'inkinden baþka kapatýlmadýk hiçbir kapý kalmasýn! Sakýn kabirleri mescid edinmeyin. Sizi bundan menederim.”

Yine Buhari ve Müslim'den þu hadis rivayet edilmektedir:

“Allah'ýn Resulü hasta hali içinde yatarken, kendisine Habeþistan 'daki bir kiliseden, kilisenin güzelliðinden ve içindeki resimlerden bahsettiler.”

Bunlarý dinleyen Allah'ýn Resulü buyurdular ki:

“Onlar, içlerinden iyi bir insan vefat ettiði zaman, onun kabri üzerine hemen bir mescid yaparlar ve içini de resimlerle doldururlar. Kýyamet gününde, Allah indinde, insanlarýn en kötüsü iþte bunlardýr.”

Müsned'de, Ebu Hatim'in Sahih'inde þöyle rivayet olunmuþtur:

“Allahýn son Resulü buyurdular ki:

“Kýyamet koparken hayatta olanlar, bir de kabirleri mescid edinenler insanlarýn en kötülerindendir.”

Sahih bir hadiste buyrulmuþtur ki:

“Kabirlerin üzerlerine oturmayýn. Kabirlere karþý namaz kýlmayýn!”

Ýmam Malik'in Muvatta'ýnda þöyle bir hadis yer almaktadýr:

“Allah'ým! Benim kabrimi, tapýnýlan bir put haline sokma! Ey Müslümanlar bilin ki, Nebi ve Resullerinin kabirlerini mescid edinenlere karþý Allah'ýn gazabý çok þiddetlidir.”

Sünen'de ise þöyle bir hadis yer almaktadýr:

“Benim kabrimi bayram yeri edinmeyin. Nerede bulunursanýz bulunun, bana salavat getirin. Çünkü sizin salavatýnýz nerede getirilirse getirilsin bana ulaþýr...”

Bu hadislerinde Allah'ýn Resulü þöyle buyurmuþtur:

“Herhangi bir kimse bana selat ve selamda bulunduðunda, o kimseye selamla karþýlýk verebilmem için, Allah ruhumu bana iade eder.”

Bir baþka hadislerinde de þöyle buyurmuþlardýr:

“Yüce Allah, ümmetimin selamýný bana ulaþtýrmalarý için, kabrimde bir takým melekleri vazifeli kýlmýþtýr.”

Baþka bir hadislerinde:

“Cuma'nýn gündüzünde ve gecesinde selat ve selamý çokça gönderin. Çünkü sizin selam ve salatýnýz bana bu günde arzedilir.”

Yüce Allah Kur'anda þöyle buyurmaktadýr:

“Onlar halka; “sakýn tapýndýðýnýz ilahlarýnýzý, hele Veddi, Süva'yý, Yeðus, Yeðuk ve Nesr'i asla býrakmayýn” dediler.”

Ýbni Abbas ve daha baþkalarý bu ayet hakkýnda þöyle söylediler:

“Aslýnda bu isimler, Nuh kavminde yaþayan iyi insanlarýn isimleriydi. Bunlar öldükleri zaman, kavminin insanlarý, onlarýn kabirlerine hürmet ve yakýnlýk gösterdiler. Daha sonra da, bu insanlarýn suretlerini yaparak onlara tapýnmaya baþladýlar.”

Ýþte bu olay putperestliðin baþlangýcý olmuþtur.

Allah'ýn Resulü olan efendimiz, bu þirk kapýsýný sýmsýký kapatabilmek için, kabirlerin mescid edinilmesini þiddetle yasaklamýþtýr.

Nitekim, müþriklerin, güneþ doðarken ve batarken güneþe secde edip tapýnmalarý sebebiyle, bu vakitlerde namaz kýlmayý da yasaklamýþtýr. Böyle yapmasaydý, Müslümanlarýn ibadetiyle müþriklerinki arasýnda bir benzerlik bulunacaktý. Ýþte böyle olmamasý için Allah'ýn Resulü böyle bir kapýyý sýmsýký kapamýþtýr.

Þeytan, imkan ve kudreti oranýnda insanoðlunu aldatýp sapýtýr. Bir kimse, gök cisimlerine tapýnanlarýn yaptýklarý gibi, güneþe, aya, yýldýzlara ibadet ve duada bulunursa, þeytan onun üzerine iner ve ona bazý þeyler söyler. Onlar buna, yýldýzlarýn ruhaniyeti, derler. Halbuki o, þeytandan baþkasý deðildir.

Þeytanlar insanlara bazý isteklerinde yardým ederlerse de, bunun karþýlýðýný ona kat kat ödetirler ve zarara sokarlar yardým ettiklerini. Þeytana uyan bir kimsenin sonu felakettir, kayýptýr. Ancak, bu insan tevbe ve istiðfar ederse Allah'a, o zaman iþ deðiþir.

Þeytanlar, putlara tapan insanlara da bir takým þeyler söylerler.

Bir ölüden, yahut gaibten haber bekleyen insanlarýn durumu da böyledir. Onlardan yardým talep eden, bir þeyler isteyen insanlarýn durumu da böyledir. Ölüden bir þey isteyen veya onu vasýta yaparak Allah'a dua eden, veya iyidir veya geçerlidir inancýyla, ölünün kabri baþýnda dua eden bir kimse, bütün bunlarý evde yapýlan dualardan daha ileri sayýyorsa, böyle bir kimsenin durumu da putperestlerin durumu gibidir.

Onlar bu inançlarýný bir de hadis'e destekletirler:

“Ýþler sizin istediðiniz gibi yürümez de zor durumda kalýrsanýz, kabirdekilerden yardým isteyene bakýnýz.”

Bu hadis, bütün hadis uzmanlarýnca yalan sayýlmýþtýr. Böyle bir hadis ancak putperestlik yolunu açmak isteyen bir zýndýðýn hadisidir.

Bidatçý, müþrik ve onlara benzeyen, putperest Hýristiyan ve Müslümanlarýn sapýklarý, kabir yanlarýnda bir takým haller görür ve bunlarý keramet sanýr.

Mesela, bir kabrin yanýnda bir don örtü býrakýrlar ve sonradan onu kendiliðinden baðlanmýþ olarak bulurlar. Veya kendisini sara tutmuþ birini mezarýn baþýna götürürler ve saralý kiþinin açýldýðýný müþahede ederler. Bunu da kabirde bulunanýn himmeti sanarlar. Halbuki þeytan onlarý sapýtmak için o iþi kabrin yanýnda yapmýþ ve göstermiþtir.

Burada sadakat ve tam bir ihlas ile Allah'a sýðýnýlýrsa, þeytanýn düzeni bozulur. Çünkü;

Tam bir tevhit olan yerde, þeytan barýnamaz.

Bunun için onlardan bazýlarý havaya kaldýrýldýðýnda “Lailaheillallah” deyip yere düþmüþtür. Onlardan bazýlarýnýn da, kabrin yarýldýðýný ve oradan bir insanýn çýktýðýný görür ve onu kabirde defnolunmuþ kiþi sanýr. Halbuki bu görünen þeytandan baþkasý deðildir.

Gönderen: 03.11.2007 - 18:09

	derinsular_1

RE: Kabirlerden Yardım Dileme

73 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý alkan373

Bid'at ve þirk ehli olanlar, kabirlere ve ölülerin bulunduðu yerlere, türbe ve yatýrlara müracaat ederek isterler bazý þeylerini. Veya en azýndan bir ölmüþ kiþiyi, dualarýnda ve isteklerinde vasýta olarak kullanýrlar.

( TEVESSÜLE ÞÝRK DÝYENLER BÝLMEZLERMÝKÝ TARÝKATIN ÝNKARI KÜFÜRDÜR )

Müslim'de, Allah Resulünden, ölmeden beþ gün önce söylediði þu hadis rivayet edilmektedir:

( HZ PEYGAMBERÝMÝZE s,a,v ÖLDÜ DÝYENÝN ÝLMÝNDEN NE HAYIR GELÝRKÝ )

Gönderen: 03.11.2007 - 20:43

derinsular_1 üyenin diger mesajlarini ara

	Maksat kelam olsun

1463 Mesaj -

kardeþ ne güzel yazmýþsýn bu gün okudum bütün eklemeler adeta muhteþem valla hepinizin yüreðine saðlýk malesef insanlarýn çok ama çok kolayýna geliyor kabirden medet beklemek bence ne zavallý insanlar ama iþte dini bilmeyen insanlar dini kolayýna nasýl geliyorsa nasýl algýlama varsa öyle zanetdiyor .....ne garip

selam ve dua ile.........

Gönderen: 04.11.2007 - 07:49

Maksat kelam olsun üyenin diger mesajlarini ara

Maksat kelam olsun üyeye özel mesaj gönder

Maksat kelam olsun üyeyi arkadas listeme ekle

	derinsular_1

RE: RE: Kabirlerden Yardım Dileme

73 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý derinsular_1

( TEVESSÜLE ÞÝRK DÝYENLER BÝLMEZLERMÝKÝ TARÝKATIN ÝNKARI KÜFÜRDÜR )

( HZ PEYGAMBERÝMÝZE s,a,v ÖLDÜ DÝYENÝN ÝLMÝNDEN NE HAYIR GELÝRKÝ )

Gönderen: 04.11.2007 - 08:34

	_LaL_

838 Mesaj -

....

Gönderen: 05.11.2007 - 23:14

	ebubera

133 Mesaj -

bismillahirrahmanirrahim
duada peygamber sav in hürmetine þeklinde bir dua þekli imam ebu hanife tarafýndann mekruh görülmüþ imam ahmed ise buna mübah yani olabilir demiþtir.lakin imam ahmed buna cevaz verirken bunu teþvik etmemiþtir.çünkü duanýn en güzeli bizlere kuran ve sünnette öðretilenlerdir.kabul olunmaya en layýk dua þekli naslarla bize öðretilenlerdir.ve yine gerek sahabeye gerek tabiinie gerekse tebei tabiine baktýðýmýza böyle bir dua þekli görmüyoruz selefi salihin böyle bir yolu tercih etmemiþ.durum rasulullah sav için böyle olunca ALLAH ýn sevgilisi önderimiz imamýmýz muhammed sav den baþka kimseler için nasýl olur.
meþru tevessül yollarý içerisinde kabirlere gidip orada yatan salih zatlarý vesile kýlmak yoktur.bu forumdada tevessül daha evvelden yazýlýp açýklandýðý için burada tekrardan yazmýyorum.asrýn en önemli hadis alimi olan nasýruddin el baninin tevessül adlý kitabýný okuyabilirsiniz konu hakkýnda ayrýntýlý bilgi sahibi olmak isteyenler.
ayrýca derin sular arkadaþýmdan ricam þudurki müslimde olduðunu söylediði hadisin hangi babta geçtiðini söylermisnde bizde okuyalým
çünkü meþhurdurki peygamber sav vefat ettiði zaman insanlar onun öldüðünü kabullanmek istemediler ömer ra peygamber öldü diyenin boynunu vururum dedi.ebu bekir ise çýkýp dediki herkimki ALLAH a ibadet ediyorsa O ölmez.herkim rasule itaat ediyorsa bilinki o ölmüþtür.
ayrýca kardeþim tarikatýn inkarý küfürdür diyorsun.imanýn þartlarýnda tarikata iman geçmiyor.ama kuran ve ve mütevatir sünnetin inkarý küfürdür

Gönderen: 06.11.2007 - 13:43

	VuSlaT_ZaMbaK

455 Mesaj -

ben izninizle biþiy söylemek istiyorum

MEVLA'nýn bildiðimiz ve bilmediðimiz bazý mübarek dostlarý vardýr!kimileri hayatta kimileride vefat etmiþlerdir.peki dua ederken veyahut o mübareklerin kabirleri baþýnda dua ederken ; "YARABBÝ bu aciz kulundan biþiy olmaz, burada olan bu mübarek dostunun hatrý için,yüzü suyu hürmetine benim bu aciz duamý kabul eyle" denmezmi yaaaa?????????????yanlýz bu bir medet beklemek deðildir!!!kiþiden deðil onun vasýtasýyla biþeyler dilemek!!!

Maide suresi 35;bana ulaþmak için ,kavuþmak için vesileler arayýn.(tabi bunu herkes farklý tefsir ediyor,bende ALLAH dostunun dediðine inanýrým)

yanlýþ söylemekten MEVLA ya sýðýnýrým.

Gönderen: 06.11.2007 - 14:41

VuSlaT_ZaMbaK üyenin diger mesajlarini ara

VuSlaT_ZaMbaK üyeyi arkadas listeme ekle

	derinsular_1

73 Mesaj -

ebubara biz hadis nakil etmedik,bir yanliþ anlama okuma olmuþ.

alkan373 þu sözüne karþý---(Müslim'de, Allah Resulünden, ölmeden beþ gün önce söylediði þu hadis rivayet edilmektedir sevinçli

bizde bu sözü yazdýk--(HZ PEYGAMBERÝMÝZE s,a,v ÖLDÜ DÝYENÝN ÝLMÝNDEN NE HAYIR GELÝRKÝ ).bu söz benim sözüm alkan373 yazdým.

yani demek istedimki hz peyagamber efendimiz için ölmeden beþ gün önce tabiri yerine vefat etmeden beþ gün önce veya ahirete intikal etmeden beþ gün önce tabiri kullanýlsaydý daha saygýlý ve sevgili vede seviyeli olurdu demek istedik.

.......................

abubera ---duada peygamber sav in hürmetine þeklinde bir dua þekli imam ebu hanife tarafýndann mekruh görülmüþ--- bu sözünün kaynagý delili nedir ?.

"Kabirdekilerden yardým istemek" ile alakalý bazý sahih rivayetler:

Abdülhak-ý Dehlevî, (Cezb-ül-kulûb) kitâbýnda buyuruyor ki: (Ýbni Ebî Þeybe haber verdi: Hazret-i Ömer zamânýnda Medînede kaht oldu. Bir kimse, Kabr-i Nebevîye gelip, yâ Resûlallah! Ümmetin için yaðmur düâsý yap! Helâk olacaðýz dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” rü’yâsýnda görünüp, Ömere git! Yaðmur geleceðini müjdele buyurdu. Ýbni Cevzî diyor ki, Medînede kaht oldu. Hazret-i Âiþeye gelip, yalvardýlar. Resûlullahýn türbesinin tavanýný deliniz buyurdu. Öyle yapdýlar. Çok yaðmur yaðdý. Kabr-i þerîf ýslandý göz kırpma

.

Þimdi bu haberler hakkýnda ilave bilgi verelim.

Sünen-i Darimi, 15. Bab, No: 94. (Madve Yayýnlarý, c.1, s. 198):

93. Bize Ebu'n-Nu'mân rivayet edip (dedi ki) bize Sa'îd b. Zeyd rivayet edip (dedi ki) bize Amr b. Mâlik en-Nukri rivayet edip (dedi ki) bize Ebu'l-Cevzâ' Evs b. Abdillah rivayet edip þöyle dedi: Medinelilere çok þiddetli bir kuraklýk isabet etmiþti de Aiþe'ye dert yanmýþlardý. Bunun üzerine o þöyle demiþti: "Hz. Peygamber'in -sallallahu aleyhi ve sellem- kabrine bakýn ve ondan göðe (doðru) bir delik açýn. Öyle ki onunla gök arasýnda hiçbir tavan kalmasýn!" (Râvi) dedi ki, onlar bu (söyleneni) yaptýlar. Bunun sonucu öyle bir yaðmur yaðdý ki nihayet otlar bitti, develer etlenip yaðlandýlar. Hatta iç yaðýndan (çatlayýp) yarýldýlar. Bundan dolayý (bu yýla) "yarýk yýlý" adý verildi.

Diðer rivayete geçelim:

Ýbni Ebî Þeybe haber verdi: Hazret-i Ömer zamânýnda Medînede kaht oldu. Bir kimse, Kabr-i Nebevîye gelip, yâ Resûlallah! Ümmetin için yaðmur düâsý yap! Helâk olacaðýz dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” rü’yâsýnda görünüp, Ömere git! Yaðmur geleceðini müjdele buyurdu. ...

Not: Bütün bu imamlar bunu rivayet etmiþler ve bir tanesi bile onu zayýflatmamýþtýr; hele zamanýmýzdaki bid'atçýlarýn iddia ettiði gibi þirk olduðunu hiç biri söylememiþtir.

Buradaki açýklamaya göre bütün bu alimler (bilhassa Ýbni Hacer-i Askalani ve Ýbni Kesir) bu rivayetin sahih olduðunu bildirmiþlerdir. Ayrýca Ýbni Hacer-i Mekki (Heytemi) hazretleri de bu hadisi þöyle yazmýþtýr:

"...Bundan baþka, Resûlullah ile tevessül istigâse etmek demek, Onun düâ etmesini istemek demekdir. Çünki O, kabrinde diridir, istiyenin istediðini anlar. Sahîh haberde bildirildi ki: (Emîr-ül-mü’minîn Ömer “radýyallahü anh” zamânýnda kaht [kýtlýk] oldu. Eshâb-ý kirâmdan birisi, Resûlullahýn kabri yanýna gelip, yâ Resûlallah! Ümmetine yaðmur yaðmasý için düâ eyle! Ümmetin helâk olmak üzeredir, dedi.

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, buna rü’yâda görünüp yaðmur yaðacaðýný haber verdi. Öyle de oldu. Rü’yâda ayrýca (Ömere git, Selâm söyle! Yaðmur yaðacaðýný müjdele. Keys ile hareket etmesini söyle!) de buyurdu. Keys, yumuþak davranmakdýr. Ömer “radýyallahü anh” sert idi. Dînin emrlerini yerine getirmekde þiddet gösterirdi. Bu kimse, Halîfenin yanýna geldi. Olaný anlatdý. Halîfe dinledi ve aðladý. Bir habere göre rü’yâyý gören, Eshâbdan Bilâl bin Hâris Müzenî idi. Burada, rü’yâyý deðil, Sahâbînin, Resûlullahýn kabrine gelerek tevessül etmiþ olduðunu bildirmek istiyoruz. Görülüyor ki, Resûlullahdan, hayâtda iken olduðu gibi vefâtýndan sonra da, dileklerin hâsýl olmalarý için düâ buyurmasý istenilir. Onun düâ ve þefâ’at etmesi ile dilekler hâsýl olduðu gibi, hayâta gelmeden önce ve hayâtda iken ve vefâtýndan sonra, Onu vesîle ederek yapýlan düâ ve tevessüller de kabûl olmakdadýrlar." (Ýbni Hacer-i Mekki; Cevher-ul-Munzam).

.

Gönderen: 06.11.2007 - 15:04

	der_ya

875 Mesaj -

kardeþlerým turbede yatan mubarekten dunyevý veye uhrevý isteklerde bulunmak baska þey; onlarýn rabbýmýn yanýndaký guzel makamlarýný dýle getýrerek'ALLAHIM burada yatan senýn yanýnda sevgýlý ve nazlý býr kuldur..bu zatýn senýn yanýndaký hatýrý hurmetýne yuzu suyu hurmetýne senden ýstýyorum ya rabbý ' demenýn neresýnde hata var anlayamdým

ancak dýrekt olarak yatan zattan ýstedýgn zaman iþ degýþir zaten þirke gýrersýn...kýþý bunun farkýnda olarak yapsýn duasýný...

ayrýca efendýmýz sav adý hurmetýne dua etmeyý yanlýþ gören zýhnýyetý tamamen kýnýyorum... tabýkýde rasulallahdan degýl ýstegýmýz;ancak rabbýmýn yanýndaký degerýný anlatmaya kýmsenýn gucu yetmez...usvetun hasene...onun adýna onun hurmetýne ýALLAHTAN istenýlen ve onun arþýna açýlan eller boþ çevýrýlmez býýznýllah.... selam ve dua ile...

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son der_ya tarafından, 06.11.2007 - 17:36 tarihinde.

Gönderen: 06.11.2007 - 17:35

	VuSlaT_ZaMbaK

455 Mesaj -

der_ya kardeþim Allah Razı Olsun

hemfikiriz

alkıs

Gönderen: 07.11.2007 - 10:06

	ebubera

133 Mesaj -

el-Vesile kelimesinden türemiþtir. el-Vesile: Bir þeye "istek" ile ulaþmadýr. Ýstek-arzu anlamýný içerdiðinden "el-Vasile" ifadesinden daha özeldir (dar anlamdadýr). Allah (c.c.) þöyle buyurur: "O'na vesile (yaklaþma yol) arayýn" (el-Maide, 5/35).

Allah (c.c.)'a (yaklaþtýran) gerçek vesile; ilim ve ibadetle onun yolundan gitmek ve þeriatýn güzelliklerini benimsemektir. Kurbet (Allah'a yakýnlýk) gibi. el-Vasil, Allah'ý arzulayandýr (Müfredât'tîr Raðýb el-Ýsfahan, s. 560-561). Ýbnü'l-Esîr þöyle der: el-Vâsil; arzulayan-isteyen demektir. el-Vesîle; Kurbet, vasýta ve kendisiyle birþeye ulaþýlabilen ve yakýnlaþma saðlanabilen þey anlamýndadýr. Çoðulu, "vesâil'dir (en-Nihâye, 5/185).

el-Vesile kelimesi Kur'an-ý Kerim'de iki yerde kullanýlmýþtýr:

1) Allah (c.c.) þöyle buyuruyor:

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na (yaklaþmaya yol) vesile arayýn ve yolunda cihad edin ki kurtuluþa eresiniz" (el-Maide, 5/35). Ýbn Cerîr, âyeti þöyle tefsir eder; "O'na vesile arayýn" yani "onu hoþnud edecek ameller iþleyerek ona yaklaþmayý dileyin" (Tefsir'üt-Taberî, VI/226).

Hafýz Ýbn Kesir de þunu kaydediyor: "O'na vesile arayýn" Ýbn Abbas (r.a)'dan "yaklaþma" diye nakledilmiþtir. Mücahid, Ebû Vail el-Hasen, Katâde, Abdullah b. Kesîr, Südd"ý, Ýbn Zeyd ve daha bir çok kiþi ayný görüþü paylaþýyor. Katâde ayeti þu þekilde tefsir eder: O'na boyun eðerek ve onu hoþnud edecek ameller iþleyerek ona yaklaþýn. Mezkûr imamlarýn söylemek istedikleri de budur ve bu konuda müfessirler arasýnda herhangi bir görüþ ayrýlýðý yoktur (Ýbn Kesir Tefsîr, II, 53).

2. Allah (c.c.) þöyle buyuruyor: "Onlarýn yalvardýklarý bu varlýklar, Rablerine -hangisi daha yakýn olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabýndan korkarlar. Çünkü Rabbinin azabý, sakýnmaða deðer" (Ýsra, 17/57).

Ýbn Mes'ud (r.a) þöyle açýklar; (Âyet) bir gurup arap hakkýnda nazil oldu. Bunlar bir kýsým cinlere tapýyorlardý. Cinler müslüman oldular. Onlara tapmakta olan insanlar ise (bunu) anlamýyorlar. Diðer bir rivâyette ise "insanlar cinlere' ibadeti býrakmadýlar" diye geçer (Müslim, Tefsir, 28, 29, 30; Buharî, Tefsir, 7). Hafýz Ýbn Hacer ise þöyle açýklar: "Cinlere ibadet etmekte olan insanlar yine onlara tapmaya devam ettiler. Oysa ki cinler artýk müslüman olduklarýndan ve onlarda rablerine vesile aradýklarýndan dolayý bundan razý olmuyorlardý." Ýbn Hacer, "Vesile'den kasýt, kurbet'tir" der (Fethu'l Bari, VIII, 249). el-Mu'cemu'l Vasît'te kurbet þöyle tanýnýrladýr: "Ýyi ameller iþlenerek kendisi ile Allah'a yaklaþýlabilen"dir.

Ýbn Kesir'in sözü dikkate alýndýðýnda görülüyor ki þu noktada müfessirler arasýnda herhangi bir görüþ ayrýlýðý söz konusu deðildir: Vesile'den kasýt; Allah'a boyun eðerek ve onu razý kýlacak iþler yaparak ona yaklaþmaktýr. Bunun da Kitab ve Sünnet dýþýnda bir yerden anlaþýlmasý olanak sýzdýr. Nitekim Allah (c.c.) þöyle buyurur: "Artýk her kim, Rabbine kavuþmayý umuyorsa, iyi iþ yapsýn ve Rabbine ibadette hiçbir feyi ortak koþmasýn" agla

Kehf 18/110). Ýbn Kesir bu konuda þöyle der: "Bu ikisi kabule þayan amelin iki unsurunu teþkil eder. Sýrf Allah (c.c.) rýzasý için yapýlmasý ve Rasûlullah (s.a.s)'ýn þeriatýna uygun olmasý gerekir. Hakkýnda Kitabdan ve sahih sünnetten bir delil bulunmayan bütün ibadetler ve ameller bid'attýr. Zira Resûlullah (s.a.s) þöyle buyurur: "Her kim bizim bu iþimizde (dinde) onda olmayan birþey ortaya koyarsa o merduddut (Buharî, Sulh, 5; Müslim, Akdiye, 17). Yine Rasûlullah (s.a.s) þöyle buyururlar: "En doðru söz Allah'ýn kitabýdýr, en güzel yol Muhammed (s.a.s)'in yoludur, iþlerin en kötüsü sonradan icad olunanlardýr (muhdest)'dýr. Sonradan (dinde) icad edilen herþey bid'attýr. Bütün bidatler sapýklýk (dalalet)'týr. Her sapýklýkta ateþtedir" (Müslim Cum'a, 43; Nesi, Salâtu'l Ideyn, 22).

Fýkýh usulünde yerleþik bir prensip vardýr: Ýbadetlerde asl olan men' (caiz olmamasý göz kırpma

'dir, ta ki bir delil bulununcaya kadar; adetlerde de aslolan ibahadýr ta ki bir delil bulununcaya kadar. Allah (c.c.)'ýn bize emrettiði ibadetler ise mutluluk ve sýkýntý halinde ona yalvarmamýz, ondan yardým istememiz ve ona sýðýnmamýzdýr. Cenab-ý Allah buyuruyor ki: "Rabbiniz (þöyle) buyurdu; Bana duâ edin, size icabet edeyim. Çünkü bana ibadeti býrakýp büyüklük taslayanlar aþaðýlanarak cehenneme gireceklerdir" (Mü'min, 40/60). Allah (c.c.) bizlere, tevessülün faydalý birçok çeþidini meþru kýlmýþtýr ve ona yalvaranýn duasýný -diðer þartlarýný da yerine getirdiðinde- icabet edeceðini taahhüt etmiþtir.

Müteahhirinin bir çoðu, tevessül kelimesiyle duadaki tevessülü kasdetmiþlerdir. Oysa durum -daha önce geçtiði gibi- böyle deðildir.

Müteahhirinin örfünde yaygýn olan tevessül üç çeþittir:

1- Meþru Tevessül: Hakkýnda Kitab'dan ve sahih hadislerden bir delil bulunan. Meþru Tevessül kendi içinde üçe ayrýlýr.

a) Allah (c.c.)'ýn güzel isimlerinden veya yüce sýfatlarýndan biriyle ona tevessül. Örneðin þöyle dua etmesi gibi: "Allah'ým sen Rahmân ve Rahim'sin, senden merhamet diliyorum..."

Bu konudaki delil þudur: "En güzel isimler Allah'ýndýr, o halde O'na o güzel isimlerle dua edin" (A'raf, 7/180). Yani Allah'a, en güzel isimlerini vesile edinerek dua edin. Allah (c.c.)'ýn yüce sýfatlarý da buna dahildir. Zira Allah (c.c.)'ýn isimleri, onun sýfatlarýdýr. Cenab-ý Allah Süleyman (a.s)'ýn tevessülünden þöyle söz eder; "Rahmetinle, beni iyi kullarýnýn arasýna kat" (Neml, 27/19). Rasulullah (s.a.s)'ýn bu konudaki dualarýndan þu hadis-i þerif de bu konuya deðinir. "Allah'ým! Gayb ilmin ve mahlukat üzerindeki kudretinle, eðer hayat benim için hayýrlýysa beni yaþat, eðer ölüm benim için daha hayýrlý ise beni öldür" (Nesai, Sehv, 62). Bu anlamda daha birçok hadis vardýr.

b) Dua eden kiþinin iþlediði amel-i safihle tevessülü; "Allah'ým sana olan inancýmla ve senin için olan sevgimle ve rasulüne tabi olmamla beni baðýþla." Veya duacý, Allah (c.c.)'a olan sevgisi, ondan korkusu ve dilekleri için yaptýðý iyi iþleri zikreden ve duasýnda bunlarla tevessur eder. Konuyla ilgili delil þudur: "Öyle kullar ki, "Ey Rabbimiz! Ýman ettik, öyleyse bizim günahlarýmýzý baðýþla, bizi ateþ azabýndan koru!" derler" (Al-i Ýmran, 3/16). Görüldüðü gibi Allah (c.c.)'ýn bâðýþlamasýna vesile kýlarak ameli salih (iman)'leri anarak dua edilebilir. Þu hadis de bunu ifade eder:

"Üç kiþi maðaraya girmiþler ve (büyük bir kaya ile) maðara üzerlerine kopanmýþ. Her biri yapmýþ olduðu iyi iþlerle tevessül ederek Rabbine yalvarmýþ ve kaya kapýnýn (çýkýþ bölümünün) önündeki kaya yarýlmýþ ve böylece çýkmýþlar..." (Buharî, Ýcâre,12; Müslim, Zikr, 100).

c) Yaþamakta olan salih bir insanýn duasýyla yapýlan tevessül: Sahabe-i Kiram (r.a) zor duruma düþtüklerinde Rasulüllah (s.a.s)'a gider ve ondan kendileri için dua etmelerini dilerlerdi (bkz. Buharî, Cum'a, 34). Enes (r.a)'dan nakledildiðine göre, Hz. Ömer b. Hattab -onlara kuraklýk bastýðýnda- Abbas b. Abdulmuttalib (r.a) ile istiska eder ve þöyle derdi: "Allah'ým biz (zamanýnda) nebimizle sana tevessül ediyorduk ve sen bize su gönderiyordun. (Þimdi ise) Nebimizin amcasý ile sana tevessül ediyoruz, bize su gönder." (Enes) diyor ki: "Ve sulanýyorlardý" (yaðmur yaðýyordu)." (Buharî, Ýstiska, 3; Fedail eshabinnebî, 11). Bu hadiste kastedilen mana þudur: "Yaðmursuz kaldýðýmýzda, Nebimize (s.a.s.) gider. O'ndan bizim için dua etmesini talep eder ve onun duasýyla sana yaklaþtýrdýk. Þimdi ise o vefat etti. Artýk bizim için dua etmesi imkansýz. Bu yüzden amcasý Abbas'a yöneliyor ve ondan bizim için dua etmesini diliyor ve onun duasýyla Allah (c.c.)'a yaklaþýyoruz."

A'mâ hadisi de bu kabildendir. O Rasulüllah (s.a.s)'a gelmiþ ve ondan dua etmesini istemiþtir. O da a'maya, duasýyla Allah (c.c.)'a tevessül etmeyi öðretmiþtir (Tirmizi Da'avât, 118; Ýbn Mace, Ýkame, 189).

2- Bid'at Olan Tevessül: Bu zâtlarla, makamla, hürmet, büyüklük ve benzeri þeylerle tevessül etmektir. Þöyle demek gibi; "Allah'ým, Muhammed (s.a.s)'in hürmetine veya Ka'be'nin hürmetine -veya benzeri þeylerle senden diliyorum..." Bu tür "tevessüller, hakkýnda bid'at olduðuna dair açýk delil bulunan tevessüllerdir. Bu sebeple hiçbir imamdan, cevazlarýna dair bir nakil yoktur.

Hanefi kitaplarýndan (ed-Durrü'l Muhtâr)'da þöyle denmektedir: "et-Tatarhaniyye'de, el-Münteka'ya atfen, Ebû Yusuf dan o da Ebti Hanife'den naklen þöyle geçer: "Kiþi Allah (c.c.)'a ancak onunla dua edilebilir. Bu konuda cevaz verilen duada þu âyetten anlaþýlandýr: "En güzel isimler Allah'ýndýr, o halde O'na o güzel isimlerle dua edin ". Rasûllerinin, nebilerinin, dostlarýmýn hakký için "veya Beytin hakký için" türünden ifadeleri kullanmak mekruh sayýlmýþtýr (Hâþiyetü Ýbn Âbidîn, VI/396-397). Benzeri (bilgiler) bütün Hanefi metin ve þerh kitaplarýnýn el-Mekruhat veya el-Hazr vel-ibâha bölümlerinde mevcuttur. Onlara göre mekruh harama en yakýn olandýr. Ýmam Muhammed'e göre ise cehennem azabý açýsýndan "haram" gibidir. Nitekim Allâme Ýbn Abidin bunu el-Hazr ve'libaha bölümünün baþlarýnda açýkça belirtmiþtir. Bu yüzden selef-i salihinden bu tür bir tevessül naklolunmamýþtýr. Bu tür tevessüle cevaz verenlerin ileri sürdükleri deliller ya sahih olmayan hadislerdir veya kendisinden cevaz çýkmayan nasslardýr. (el-Vesile) lafzýnýn geçtiði âyetlerle delil getirmeye çalýþtýklarý gibi. Daha önce de belirttiðimiz gibi, ittifakla sabittir ki (burda vesileden) kasýt kurbe ve ta'ât'týr. Ayrýca az önce geçen Abbas (r.a) ile tevessül hadisi gibi. Halbuki bundan ancak dua ile tevessül olduðu anlaþýlýyor. Zira, eðer zât'larla ve makamlarla tevessül etmek (caiz) olsaydý, vefât etmiþ olan Rasûlullah (s.a.s)'dan vazgeçip ondan daha az fazilete sahip olan Abbas (r.a) ile tevessül etmezlerdi. Zira Rasûlullah (s.a.s) hürmet ve makam açýsýndan -ölü veya diri olarak- Abbas (r.a)'dan daha yücedir. Bunu ifade eden daha birçok deliller vardýr.

3- Þirk olan Tevessül: Bu Allah (c.c.)'dan baþka ölülerle, dirilerle ve hali hazýrda bulunmayanlarla dua etmek ve menfaat saðlamak, sýkýntýlarý gidermek için onlardan yardým istemektir. Veya ondan þefaat ve dua dilemektir. (Þefaat ta dua çeþitlerindendir). Bu doðru anlamda tevessül olmamasýna raðmen, halkýn cahil kesimi ve bazý ilim mensuplarý bu tevessül'ün (en azýndan) ihtilaflý tevessül olduðu imajýný vermek amacýyla halkýn kafasýný bulandýrýyorlar. Halbuki iþin gerçeði, bu haram kýlýnan ve haramlýðýnda icma edilen tevessüldür. Allah (c.c.) þöyle buyurur: "Mescidler Þüphesiz Allah'ýndýr. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayýn" (el-Cinn, 72/18). "Kimseye" ifadesi belirsiz isimdir ve olumsuzluk ifadesinden sonra geliyor, dolayýsýyla Allah (c.c.) dostu her kiþiyi ve gönderilmiþ her nebiyi kapsýyor. Allah (c.c) þöyle buyuruyor: "De ki: Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ý býrakýp da taptýklarýnýz, onun verdiði zararý giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar onun bu rahmetini önleyebilir mi? De ki: Bana Allah yeter. Güvenip dayanacaklar, ancak O'na güvenip dayanýrlar" (Zümer, 39/38).

Ýbn Teymiye bu konuda þöyle der; "Her kim Allah ile mahlukatý arasýnda -hükümdar ve teba'asý arasýndaki aracýlar gibi- aracýlar oluþturursa, kiþi kafir ve müþriktir. Öyle ki; kullarýn sorunlarýný onlar Allah (c.c.)'a iletiyorlar, Allah (c.c.)'da kullarýný onlarýn aracýlýðýyla hidayete erdiriyor ve rýzýklandýrýyor. Halk önce onlardan dilekte bulunuyor, onlar da Allah (c.c.)'dan diliyorlar. Krallarýn yanýndaki aracýlar gibi. Onlar halka (da) yakýn olduklarý için ihtiyaçlarý krallara onlar dile getirirler. Halk da edep göstererek kraldan dileklerini onlarýn yapmalarýný isterler. Veya halkýn onlardan (önce) dilekte bulunmasý, belki direkt kraldan dilekte bulunmalarýndan daha faydalý olabilir. Çünkü o aracýlar ihtiyaçlý (sýradan halk)'dan daha krala yakýndýr (dosttur). Her kim bu tarzda aracýlar oluþturursa o kiþi kâfirdir, müþrikdir. Ondan tevbe etmesi istenir eðer tevbe etmezse öldürülür" (Mecmu'ul-Fetâvâ, I/126). Ýþte bu önceki müþriklerin þirkinin aynýsýdýr. Nitekim Allah (c.c.) þöyle buyurur: "Onlar Allah'ý býrakýp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek þeylere tapýyorlar ve "Bunlar, Allah katýnda bizim þefaatçýlarýmýzdýr" diyorlar" (Yunus, 10/18).

Bunun Allah (c.c.)'a þirk koþmak olduðunu söyleyenler çoðunluktadýr. (Allâme es-Süveydî el-Ýkdü's-Semîn adlý kitabýnda, Þeyh Nu'man el-Âlûsî de ondan nakletmiþtir. Cilâül Ayneyn, s. 442). Þeyh Abdü'l-Kadir el-Geylânî de, el-Ðunye adlý kitabýnda (ondan Nu'man el-Âlûsî göz kırpma

nakletmiþtir. (Cilâü'l-Ayneyn, s. 487). Þeyh Sanâullah el-Halebî el-Hanefi de kitabýnda, velilerin keramet yoluyla yaþam ve ölüm sonrasýna etki edebileceklerini ileri sürenlere karþý böyle birþey olmayacaðýný söylemiþtir (Abdurrahman b. Hasen, Minhâcü't-Te'sis ve't-Takdis, s. 48; Þeyt Ebu't-Tayyib Muhammed Þemsü'l-hak el-Azîm-âbâdî el-Hanefi, et-Ta'liku'l-Muðni alâ sünen'id-Darukutnî, el-Akziye ve'l-Ahkâm bölümü, IV/225).

Ebu Eymen ed-DIMAÞKÝ

Gönderen: 07.11.2007 - 11:38

	derinsular_1

RE:

73 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý ebubera

Rasûllerinin, nebilerinin, dostlarýmýn hakký için "veya Beytin hakký için" türünden ifadeleri kullanmak mekruh sayýlmýþtýr (Hâþiyetü Ýbn Âbidîn, VI/396-397). Benzeri (bilgiler) bütün Hanefi metin ve þerh kitaplarýnýn el-Mekruhat veya el-Hazr vel-ibâha bölümlerinde mevcuttur. Onlara göre mekruh harama en yakýn olandýr. Ýmam Muhammed'e göre ise cehennem azabý açýsýndan "haram" gibidir.

bazý sözleri ya anlamýyorsunuz yada bilinçli çarpýtýyorsunuz.

hz peygamberin ve falanca evliyanýn HAKKI için diye dua etmek baþka ,HATIRI için diye dua etmek baþkadýr.

bizim savundugumuz ise hatýrý için olanýdýr. hakký için olaný degil.

Gönderen: 07.11.2007 - 12:41

	derinsular_1

RE:

73 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý ebubera

3- Þirk olan Tevessül: Bu Allah (c.c.)'dan baþka ölülerle, dirilerle ve hali hazýrda bulunmayanlarla dua etmek ve menfaat saðlamak, sýkýntýlarý gidermek için onlardan yardým istemektir. Veya ondan þefaat ve dua dilemektir. (Þefaat ta dua çeþitlerindendir). Bu doðru anlamda tevessül olmamasýna raðmen, halkýn cahil kesimi ve bazý ilim mensuplarý bu tevessül'ün (en azýndan) ihtilaflý tevessül olduðu imajýný vermek amacýyla halkýn kafasýný bulandýrýyorlar. Halbuki iþin gerçeði, bu haram kýlýnan ve haramlýðýnda icma edilen tevessüldür. Allah (c.c.) þöyle buyurur: "Mescidler Þüphesiz Allah'ýndýr. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayýn" (el-Cinn, 72/18). "Kimseye" ifadesi belirsiz isimdir ve olumsuzluk ifadesinden sonra geliyor, dolayýsýyla Allah (c.c.) dostu her kiþiyi ve gönderilmiþ her nebiyi kapsýyor. Allah (c.c) þöyle buyuruyor: "De ki: Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ý býrakýp da taptýklarýnýz, onun verdiði zararý giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar onun bu rahmetini önleyebilir mi? De ki: Bana Allah yeter. Güvenip dayanacaklar, ancak O'na güvenip dayanýrlar" (Zümer, 39/38).

Ýbn Teymiye bu konuda þöyle der; "Her kim Allah ile mahlukatý arasýnda -hükümdar ve teba'asý arasýndaki aracýlar gibi- aracýlar oluþturursa, kiþi kafir ve müþriktir. Öyle ki; kullarýn sorunlarýný onlar Allah (c.c.)'a iletiyorlar, Allah (c.c.)'da kullarýný onlarýn aracýlýðýyla hidayete erdiriyor ve rýzýklandýrýyor. Halk önce onlardan dilekte bulunuyor, onlar da Allah (c.c.)'dan diliyorlar. Krallarýn yanýndaki aracýlar gibi. Onlar halka (da) yakýn olduklarý için ihtiyaçlarý krallara onlar dile getirirler. Halk da edep göstererek kraldan dileklerini onlarýn yapmalarýný isterler. Veya halkýn onlardan (önce) dilekte bulunmasý, belki direkt kraldan dilekte bulunmalarýndan daha faydalý olabilir. Çünkü o aracýlar ihtiyaçlý (sýradan halk)'dan daha krala yakýndýr (dosttur). Her kim bu tarzda aracýlar oluþturursa o kiþi kâfirdir, müþrikdir. Ondan tevbe etmesi istenir eðer tevbe etmezse öldürülür" (Mecmu'ul-Fetâvâ, I/126). Ýþte bu önceki müþriklerin þirkinin aynýsýdýr. Nitekim Allah (c.c.) þöyle buyurur: "Onlar Allah'ý býrakýp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek þeylere tapýyorlar ve "Bunlar, Allah katýnda bizim þefaatçýlarýmýzdýr" diyorlar" (Yunus, 10/18).

Bunun Allah (c.c.)'a þirk koþmak olduðunu söyleyenler çoðunluktadýr. (Allâme es-Süveydî el-Ýkdü's-Semîn adlý kitabýnda, Þeyh Nu'man el-Âlûsî de ondan nakletmiþtir. Cilâül Ayneyn, s. 442). Þeyh Abdü'l-Kadir el-Geylânî de, el-Ðunye adlý kitabýnda (ondan Nu'man el-Âlûsî göz kırpma

kusura bakmayýn ama meshepsizlerin görüþlerini benimsemiþ insanlarýn hep sorunu olan tevessül , þefaat ,rabýta, tarikat , olmuþtur.

türbeye giden insan istedigini o türbedeki yatandan istemiyorki onu vasýta kýlýyor onun hatýrý için istiyor.

sonuçta Allah a cc dua ediliyor Allahtan isteniliyor.

ne zaman tarikatýn kýymetini önemini anlýyacaksýnýzki, tarikat yol demektir Allaha cc giden yllardan birisidir,kaynagýda kuran ve sünnettir.tarkatýn inkarý ise küfürdür.

tarikatý kabul edip intisap etmemek ayrý .tarikatý kabul etmeyip gereksiz ve luzumsuz görmek ayrý hükümdür.

bu ayný meshep meselesi gibidir.meshebi kabul edersin ama o meshebe göre amel etmezsin ayrý hüküm,birde meshebi kabul etmeyip gereksiz ve luzumsuz görmek ayrý hükümdür.

hak mesheplerinde inkar edilmesi küfürdür,çünki meshebin de kaynagý kuran ve sünnettir.

meshep imamlarýný ve tarikat þeyhlerini kabul etmemek ayrý bir konu ,

hak meshepleri ve hak tarikatlarý kabul etmeyip inkar etmek ayrý bir konudur.

meshep imamlarýnýn ve de tarikat büyüklerinin sözlerini çarpýtmayýn ve kendi anlayýþýnýza göre yorumlamayýn.

hak mesheplerin vede hak tarikatlarýn neden inkarý küfürdür ?.

çünki o meshepte olan ve o tarikatta olan büyüklerin hak dedigine dogru gördügüne sen batýl diyorsun yanlýþ diyorsun vede onlarýn yanlýþ ve batýl yolda oldugunu söylemiþ oluyorsun,oysaki onlarýn yolu kuran ve sünnet yoludur.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son derinsular_1 tarafından, 07.11.2007 - 18:18 tarihinde.

Gönderen: 07.11.2007 - 13:03

	derinsular_1

A be evladim!

73 Mesaj -

Konyali merhum Disçi Mehmet Efendi'ye rahimehullahi aleyh $efaati inkar eden birini getirmisler. Getirdikleri adam israrla sefaat yoktur diye iddia ediyor ve ; Allah ayet-i kerime'de buyurmadi mi : Allah'in izni olmadikça Nezdi'nde sefaat edecek kimmis?.. diyormus. Disçi Mehmet Efendi rahimehullah tebessüm etmis demis ki: " Evladim ben sana sefaatin varligi hakkinda Rasulu Muhterem'den bir çok hadis gösterebilirm, sahih olarak ... A be evladim! Bu Kur'an kime indi söyle bakalim, Kur'an'i bize ilk talim eden kimdir!!??... Adam: Rasululah tabi ki demis.. Disçi Mehmet Efendi: A be evladim Peygamber(s.a.v) bu ayeti görmedi mi de bunca $efaatle ilgili sözü söylemis o halde !!??....

Gönderen: 07.11.2007 - 13:07

	VuSlaT_ZaMbaK

455 Mesaj -

bu neydi böyle yaaaaaa üzüntülü

ALLAH aþkýna

Gönderen: 07.11.2007 - 13:11

	derinsular_1

73 Mesaj -

sorunuz kime acaba ? vuslat zambak.

ve ne neydi ne soru anlaþýlýyor nede sorunun muhatabý anlaþýlýyor

acýklarmýsýnýz hem soruyu hemde kime sordugunuzu.

Gönderen: 07.11.2007 - 13:50

	VuSlaT_ZaMbaK

455 Mesaj -

derinsular_1 kardeþim
sen benim yazdýðýmý anlamamýþsýn galiba,benim yorumumla seninkinin özeti ayný!fark edemedin galiba!!!dikkatini çekerim...

Gönderen: 07.11.2007 - 14:18

	EK1453

253 Mesaj -

Gönderen: 07.11.2007 - 15:04

	derinsular_1

RE:

73 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý VuSlaT_ZaMbaK

derinsular_1 kardeþim
sen benim yazdýðýmý anlamamýþsýn galiba,benim yorumumla seninkinin özeti ayný!fark edemedin galiba!!!dikkatini çekerim...

a.r.o

evet dikkatimi çektiniz vede þu sözünüzün ( bu neydi böyle yaaaaaa ALLAH aþkýna) muhatabýnýn ben olmadýgýný anladým.

þimdi siz benim yazýmýn altýna ( bu neydi böyle yaaaaaa ALLAH aþkýna ) diye yazý yazarsanýz karýþýklýk olmasý normaldir.

oysaki biz sizin yukardaki yazýnýzý okumuþ ve dogru anlamýþtýk.

rahmetli sultan muhammed raþid (ks ) gibi 3 tane daha mürþidi kamil olsaydý bugünkü pkk terör meselesi olmazdý. çünki böyle büyük mürþidi kamiller devlete bedavadan çalýþan amele gibidirler,insanlara devletini milletini vatanýný ana babasýný ailesini sevmeyi ögretiyorlar.devlet lideri zalimde olsa devlete asi olmak karþý gelmek isyan etmek caiz degildir. gercekten islamiyeti bilen ne devletine ne ana babasýna karþý gelmez.

mürþidi kamiller ,insanlarý bir birine düþürmek ve insanlarý bir birine kýrdýrmak için gelmemiþlerdir,insanlarý bir birine kaynaþtýrmak ,kulu ALLAH A cc ,ALLAH I kula sevdirmek için gelmiþlerdir.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son derinsular_1 tarafından, 07.11.2007 - 17:03 tarihinde.

Gönderen: 07.11.2007 - 15:12

	EK1453

253 Mesaj -

Gönderen: 07.11.2007 - 15:18

	VuSlaT_ZaMbaK

455 Mesaj -

aslýnda bu konuya uzun bir cevabým var ama yazmýycam!çünkü hemen ortalýk karýþýyor,ne hikmetse bu aralar bu fazlasýyla ve gereksizce oluyor!!!

Eðer biliyorsan konuþ ibret alsýnlar,bilmiyorsan sus adam sansýnlar!
(ilk önce kendi nefsime söylüyorum,üzerine alýnmak isteyenler varsada alabilirler)

RABBÝM kendine has kul,Habibine has ümmet,Mürþidimize has mürid,anne-babamýza has evlat ve kardeþlerimize has kardeþ eylesin inþ.

Gönderen: 07.11.2007 - 15:21

	EK1453

253 Mesaj -

Vuslat mübarek sen neye ve niye celallendin,ortalýk karýþmaz bildiðini yaz bence içinde kalmasýn...Karýþýrsada ben müdahale ederim biþey olmaz.. sevinçli

Gönderen: 07.11.2007 - 15:26

	ebubera

133 Mesaj -

rabbimiz kuranda zandan kaçýnmamýzý emrediyor.sui zan haramdýr.ama görüyorumki bazý arkadaþlar zannýda aþmýþ þahsýma yönelik mezhepsiz yahut þefaati inkar ediyor gibi tabirler kullanmýþlar.kenislerini ebu hanifenin mezhebine atfeden arkadaþlarým acaba ebu hanifenin mezheple ilgili sözlerinden haberdarmý.
þefaati hiçbir müslüman inkar etmez çünkü ayan beyan ayet vardýr.inkarý küfürdür.ama þirk olan bir baþka unsur daha varki þefaatin ALLAH tan baðýmsýz ve izinsiz yapýlabileceðine inanmaktýr.
konuyu burda uzatmak istemiyorum.
þefaat mezhep tarikat rabýta vesile gibi konularý konuþmak isteyen arkadaþlarýmla msn de görüþebilirim ve bu daha saðlýklý olur birbirimiz daha iyi anlayabilmemiz ve anlatmak istediklerimizi anlatabilmek için.

Mail adresi vermek yasaktýr...

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son RuZGaR tarafından, 07.11.2007 - 18:12 tarihinde.

Gönderen: 07.11.2007 - 17:27

	Esma-Sultan

330 Mesaj -

fatih1453 - siz cok fenasiniz göz kırpma

Gönderen: 08.11.2007 - 19:45

Esma-Sultan üyenin diger mesajlarini ara

	derinsular_1

73 Mesaj -

Ehl-i Sünnet vel Cemâatin ittifâkýyla enbiyâyý, evliyâyý vesîle edinmek, þeyhleri vâsýta etmek câizdir, meþhûrdur, emredilmiþtir. Bunu inkâr eden Necdî olan Muhammed bin Abdilvehhâbýn mezhebine girmiþ, ehl-i sünnet vel cemâatin bütün mezhebinden çýkmýþtýr!

Gönderen: 24.11.2007 - 20:55

	elshukran

14 Mesaj -

"Hic bir sey yaratamayan ama kendileri yaratilmis olani ortak mi sayiyorlar?
Oysa bunlarin onlara yardimda bulunmaya gücleri yetmez. Bunlarin kendilerine bile yardimi olmaz.
Onlarý dogru yola cagirirsaniz, size uymazlar, cagirmaniz da, susmaniz da sizin icin birdir.
Allah`in yakinindan cagirdiklariniz da, sizin gibi kullardir. Eger hakliysaniz onlari cagirin da size cevap versinler bakalim.
Onlarin yürüyecek ayaklari mi var, yoksa tutacak elleri mi var, ya da görecek gözleri mi var, veya isitecek kulaklari mi var? De ki: "Ortaklarinizi cagirin sonra bana tuzak kurun, hiç göz actirmayin. Cünkü benim velim Kitabi indiren Allah`tir. O, iyilere velilik eder. O'nun berisinden cagirdiklariniz kendilerine yardim edemezler ki size yardim etsinler." (Araf 7/191-197)
"De ki; Allah`in disinda kuruntusunu ettiklerinizi cagirin bakalim. Onlar, sikintinizi ne gidermeye, ne de bir baska tarafa cevirmeye güç yetirebilirler. Cagirip durduklari bu seyler de Rablarina hangisi daha yakin diye vesile ararlar, rahmetini umar, azabindan korkarlar. Cünkü Rabbinin azabi cidden korkunctur." (Ýsra 17/56-7)

Allah neyi gizlediginizi, neyi aciga vurdugunuzu bilir. Allah`in berisinden cagirdiklari ise bir sey yaratmazlar,
esasen kendileri yaratilmistir.
Onlar ölüdürler, diri degil. Ne zaman dirileceklerini
de bilemezler. (Nahl 16/19-21)

Gönderen: 26.12.2007 - 20:15

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1595 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
apsikama (58), bosay (59), diclesu (), oguz5656 (37), Sevdigim (43), aseksioglu (41), hazangülü (38), Berk (43), sevgi mersin (52), UfukTuncer (46), dadas_25 (47), siynem (31), yayla_gülü (50), oktay (), gonulbahcesi (46), yeþilim (40), t_turan (41), USSAK 64 (65), ismail gülda&th.. (44), ezilmezhalil (50), m_aktaran (51), sudenaz (50), miftehul_kulb (47), sedanur (38), zeynepsu (47), caferyalcin2 (47), KÜRSAD (38), el-esed (46), kozlu67 (49), gezegen38 (46), zuley (41), sahra_a (41), kübranur (36), Mustafa TASKESE.. (46), bilvanis (70), aspirin28 (45), yorgunadam (57)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.77340 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.