0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Ben Mürteciden Değil Atatürkçülerden Korkuyorum...

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
AhmedK su an offline AhmedK  
Ben Mürteciden Değil Atatürkçülerden Korkuyorum...
56 Mesaj -
Bu ülkede bazý insanlar inandýklarýna göre yaþamak istiyorlar. Bundan daha doðal ne olabilir. Bu tam da insan haklarýnýn gereði, insanca bir taleptir. Türkiye’nin laik sisteminde bu hak insanlara çok görülüyor. Türkiye’de günlük hayatýný kendi inançlarýna göre yaþamak isteyen insanlar mürteci denilerek aþaðýlanýyor, sanki ülke için bir tehlikeymiþ gibi gösterilerek toplum hayatýmdan dýþlanmak isteniyor.

Mürtecilerin Tanký Yok
Ben irticanýn bir suç olmadýðýný bir yaþam biçimi olduðunu düþünüyorum. Türkiye'nin hukukunda da irtica diye bir suç olabileceðini zannetmiyorum. Kanýmca, yasalar üstü bir terör estirilerek böyle bir suçlama ile insanlar sindirilmeye çalýþýlýyor. Ýnsanlar birbirini bencil, pinti, korkak, mürteci diye her zaman suçlayabilir belki; ama insanlar bencil, pinti, korkak, mürteci diye hâkim karþýsýna çýkarýlamaz diye düþünüyorum.

Ben irticadan korkmuyorum. Kýz çocuklarýnýn peygamberin doðum gününde ilahi okumalarý, bazý üniversiteli kýzlarýn baþlarýný örtmeleri, bazý insanlarýn çocuklarýnýn dinini öðrenmesini istemeleri, Çarþamba’da bazý insanlarýn inançlarýna göre giyinmeleri, okullarýn bodrum katlarýnda bazý insanlarýn gizlice namaz kýlmalarý beni korkutmuyor.

Mürteciler kimsenin yaþam biçimine karýþmýyorlar. Kimsenin baþýný zorla kapatmaya çalýþmadýlar. Kimseyi zorla camiye götürmüyorlar. Bunlar içkinin haram olduðuna inanýyorlar; kafayý bulup direksiyon baþýna geçerek diðer insanlarýn hayatýný tehlikeye sokmuyorlar; kimsenin meyhaneye gitmesini de engellemiyorlar. Mümkün olduðu kadar diðer insanlarla birlikte, kendi yaþam biçimlerini koruyarak var olmaya çalýþýyorlar. Devletin ve rejimin aðýr baskýsýna raðmen, kimseyle çatýþmadan yaþamaya çalýþýyorlar.

Eðer irtica tehlikesi olarak, devlet yönetiminin bir gün din devleti kurmak isteyenler tarafýndan ele geçirilmesi düþünülüyorsa, ben bundan da kaygýlanmýyorum. Eðer bunlar demokratik yöntemlerle iktidar olmak istiyorlarsa, bu istek de demokrasiye aykýrý deðildir ve meþrudur. Onlarýn topu, tüfeði, tanký yoktur, devleti zorla ele geçirerek þeriat devletini ilan edemezler.

Atatürkçülerin Tanký Var
Yakýn tarihimiz Atatürkçülerin teþvik ettiði ve arkasýnda durduðu darbe ve darbe teþebbüsleri açýsýndan oldukça zengindir. Bunu ispat etmek için fazla bir gayrete gerek yoktur. 1960'tan bu yana yaþadýðýmýz darbe ve müdahalelerin bildirilerini ve muhtýralarýný hatýrlamak yeterlidir. Darbeciler yaptýklarý iþi hep Atatürkçülükle iliþkilendirirler ve yaptýklarý iþi devrimler zincirine eklenen bir halka olarak görürler.

Sivil Toplum Kuruluþlarý Birliði, Atatürkçü Düþünce Derneði, 68'liler Vakfý, Çaðdaþ Eðitim Vakfý, Sosyal Demokrasi Vakfý gibi kuruluþlar, "Cumhuriyetten yana gözüken fakat gerçekte cumhuriyetin temeline dinamit koyan Gülen ve cemaati, Türkiye'nin geleceði açýsýndan en büyük tehlikedir" diye bildiriler yayýnlýyorlar.

Bilmiyorum, Fettullah Hocacýlar Türkiye'nin geleceðinde herhangi bir þekilde tehlike olabilirler mi? Bildiðimiz ve yaþadýðýmýz ise, sürekli totaliter bir sistem için çaðrýda bulunan Atatürkçü kuruluþlarýn Türkiye demokrasisi için çok büyük bir tehlike olduðudur. Çünkü onlar sürekli topu, tüfeði, tanký olanlarý tahrik etmeye çalýþýyorlar. Bu tahrikler zaman zaman sonuç veriyor ve darbeler oluyor.

Türkiye’de Genelkurmay Baþkanlarý, “Ýrticai faaliyetlere asla izin verilmeyeceðini” söyleyerek göreve baþlýyorlar. Diðer rütbeli askerler de, bulduklarý her fýrsatta irticaya fýrsat vermeyeceklerini tekrarlayýp duruyorlar.

Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Hüseyin Kývrýkoðlu’na göre: ‘‘Türkiye'de irtica, bakarsýnýz bir gün yok gibi görünür, ertesi gün ortaya çýkar. Yok gibi görünmesine raðmen yok demek mümkün deðildir, sinmiþtir. Kendini gizliyordur. Fýrsatýný bulursa ortaya çýkmak isteyecektir. Ortaya çýktýðý takdirde de daima ona karþý tedbir alacak, Atatürkçü, laik kiþiler ve kurumlar her zaman bu görevi yapmaya hazýrdýr. Tehlike tamamen geçmiþtir gibi bir þeyi söylemek mümkün deðildir. Zaman içinde bakýlýr, görülür, gereði yerine getirilir.’’ (Hürriyet, 14.06.2001)

Bu tarife göre irtica olsa da vardýr, olmasa da vardýr. Her an irtica tehlikesi sebebiyle darbe yapýlabilir.

Doðrusu ben Genelkurmay Baþkanlarýnýn ve askerlerin laikliði kendilerine dert edinmelerinin sebebini anlayabilmiþ deðilim. Dünyanýn baþkaca hiçbir ülkesinde de laikliðin generalleri ilgilendirdiðini zannetmiyorum.

Atatürkçüler Demokrasi Ýstemiyor
Atatürkçüler, dindarlarýn demokrasiye baðlýlýðýna kuþku ile bakýyorlar.

Ama demokrasi konusunda dincileri sorgulamaya kalkan Atatürkçülerin durumu kuþkusuz: Demokrasiyi sevmiyorlar ve istemiyorlar. Ülkede demokrasinin karþýsýnda en büyük engel kendileri…

Atatürkçüler demokrasiyi hiç sevmediler. Ýlk demokratik seçimin gerçekleþtiði 14 Mayýs 1950’yi bir kara gün, karþý devrimin baþlangýç günü olarak anýyorlar. Uydurma bir demokrasi uðruna Atatürk devrimlerinden tavizler verildiðini, Atatürk'ün devrimlerinin en iyi silah zoruyla tamamlanmasý gerektiðini hep tekrarlayýp duruyorlar.

Mina Urgan'ýn 27 Mayýs'tan beklentileri de öyle: "[27 Mayýs] bizim açýmýzdan ardýna kadar umuda açýlan bir kapýydý ayný zamanda. Benim kadar saf olmayanlar bile umutlar içindeydiler: Uydurma bir demokrasi uðruna, Mustafa Kemal devriminin yok edilmesine göz yumulmayacaktý bundan böyle. Darbeyi yapanlar uslu uslu kýþlalarýna dönmeyeceklerdi. Güzel bir anayasa yapýlacak ve bu güzel anayasaya uyarak, memleket gül gibi yönetilecekti." (Mina Urgan, 1998. Bir Dinazorun Anýlarý, Yapý Kredi Yayýnlarý, s. 276).

Atatürkçülerin iddiasý, demokrasi olursa, þeriatçýlar demokratik ortamdan yararlanýrlar, halk cahildir, onlara kolayca kanar, þeriat gelir. Þeriatýn gelmemesi için de tam demokrasi olmamalý, yalnýz kendilerine ordunun himayesinde konuþma hakký veren yarým yuvarlak bir demokrasi bizim için yeterlidir.

Bunlar böyle bastýrdýkça, insan merak ediyor doðrusu, yoksa þeriat bu bozuk düzenin alternatifi mi?

Atatürkçüler bütün kavramlarýn içini boþaltarak, kendilerine göre doldurmuþ, içinden çýkýlmaz bir kargaþa yaratarak, bütün kavramlarý çarpýtmýþ durumdalar. Öyle ki, bugün Türkiye’de farklý görüþte olanlar bir yana ayný görüþü savunun insanlar bile birbirleriyle konuþamaz, birbirinin dediðini anlamaz hale gelmiþtir. “Demokrasi”, “laiklik”, “cumhuriyet”, “þeriat”, “özgürlük”, “baðýmsýzlýk”, “eþitlik”, “adalet” gibi temel kavramlar Atatürkçülerin dilinde sosyologlarýn ve toplum bilimcilerin kullandýklarýndan çok farklý anlamlarda kullanýlmaktadýr.

“Cumhuriyetçilik” demokrasi düþmanlýðýný ifade için kullanýlýyor. Cumhuriyet kutlamalarý ve Cumhuriyeti koruma mitingleri de ülkenin sivilleþmesi ve demokratikleþmesine karþý direniþi ifade ediyor.

Milletlerarasý araþtýrma yapan birçok kuruluþun deðerlendirmesine göre þu ülkelerde demokrasi Türkiye'den daha ileri: Bahamalar, Barbados, Belize, Bolivya, Þili, Kosta Rika, Dominik, Ekvator, Granada, Guyana, Jamaika, Estonya, Litvanya, Letonya, Slovenya, Hýrvatistan, Hindistan, Benin, Botsvana, Gambiya, Mali, Senegal, Maritus, Namibya, Güney Afrika, Kiribati, Mikronezya, Moðolistan, Nauru, Solomon Adalarý, Tonga, Vanuatu, Bulgaristan, Romanya, Sýrbistan…

Atatürk’ün Cumhuriyeti ilan ettiði 1923 yýlýnda bu ülkelerden pek çoðunun ismi yoktu. Birçoðu baðýmsýz bir devlet bile deðildi. Bazýlarý da belki henüz keþfedilmemiþti.

Aslýnda, Atatürkçüler Laikliði de Ýstemiyor
Atatürkçüler, ya laikliðin gerçekten ne olduðunu bilmiyorlar, ya da kavramý bilerek çarpýtýyorlar. Atatürkçülerin laiklik anlayýþý demokratik deðil ve uzlaþtýrýcý deðil. Bu laiklik anlayýþýnda inanç özgürlüðü hiç yok. Ýnancýna göre yaþamak isteyen insanlarý dinci, þeriatçý, mürteci, yobaz, sýkmabaþ vs diyerek horluyorlar. Ýnsanlarýn inançlarýný günlük hayatýnda yaþamak istemelerini kendine yapýlmýþ bir tehdit olarak göstermeye çalýþýyorlar.

“Dinin, bireyin manevi yaþamýný aþarak, toplumsal yaþamý etkilemesine izin verilemez; bireyin inanç ve ibadet yaþamýna, kamu düzenini, güvenini ve çýkarlarýný korumak amacýyla sýnýrlamalar konulabilir” diyen Cumhurbaþkaný Sezer, “Laiklik uðruna temel hak ve özgürlüklerin sýnýrlanabileceðini”, “dinin bireyin manevi yaþamýný aþarak toplumsal yaþamý etkilemesine izin verilemeyeceðini” söylüyor.

Etyen Mahçupyan bunu, “Yani bu laiklik anlayýþýna göre din toplumsal niteliði olmayan, kiþisel dünyalarýmýzda kendi kendimize yaþayacaðýmýz bir olgu... Temel sosyoloji bilgisinden bu denli uzak, hayali bir din algýsý bize garip gelebilir.” (Zaman, 09.10.2006) diye deðerlendiriyor.

Cumhurbaþkanýmýzýn düþündüðü gibi bir laiklik anlayýþý demokratik ülkelerin hiç birinde yoktur. Demokratik ve laik ülkelerde insanlar toplumun her alanýnda inançlarýna göre yaþar ve ölürler. Devletin görevi de onlarýn bu haklarýný kullanmalarýna yardýmcý olmak ve güvence altýna almaktýr.

Atatürkçülerin kaygýlarýnýn laikliði korumak olduðunu zannetmiyorum; sadece, inançlarýna göre yaþamak isteyen insanlarý devletten ve toplum hayatýndan dýþlayarak, kendi imtiyazlý konumlarýný sürdürmek istediklerini düþünüyorum.

Sorunumuz Atatürk deðil, Atatürkçülük... Geçmiþte yaþanan, Türkiye’nin çaðdaþlaþma projesi olarak ortaya çýkan Atatürkçülük deðil, günümüzde yaþadýðýmýz Türkiye'nin demokratikleþme özlemlerinin karþýsýna dikilen Atatürkçülük...

A. Faruk ÖZGÜR
Gönderen: 10.06.2007 - 20:08
Bu Mesaji Bildir   AhmedK üyenin diger mesajlarini ara AhmedK üyenin Profiline bak AhmedK üyeye özel mesaj gönder AhmedK üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Evrensel su an offline Evrensel  
237 Mesaj -
Yazara katilmamak elde degil gercekten..Cok yerinde bir yazi kaleme almis..

Allah razi olsun, tek kelimesine kadar katildigimi ifade etmek istiyorum.
Gönderen: 11.06.2007 - 14:05
Bu Mesaji Bildir   Evrensel üyenin diger mesajlarini ara Evrensel üyenin Profiline bak Evrensel üyeye özel mesaj gönder Evrensel üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
isamusa su an offline isamusa  
HUUU
18 Mesaj -
EVET deþme yaram kan gider misali ,katýmamanýn imkanýmý var bizler bu ülkede ne zulumlere uðradýk ...cehennem iyi ki varsýn...
Gönderen: 24.06.2007 - 09:42
Bu Mesaji Bildir   isamusa üyenin diger mesajlarini ara isamusa üyenin Profiline bak isamusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1536 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
apsikama (58), bosay (59), diclesu (), oguz5656 (37), Sevdigim (43), aseksioglu (41), hazangülü (38), Berk (43), sevgi mersin (52), UfukTuncer (46), dadas_25 (47), siynem (31), yayla_gülü (50), oktay (), gonulbahcesi (46), yeþilim (40), t_turan (41), USSAK 64 (65), ismail gülda&th.. (44), ezilmezhalil (50), m_aktaran (51), sudenaz (50), miftehul_kulb (47), sedanur (38), zeynepsu (47), caferyalcin2 (47), KÜRSAD (38), el-esed (46), kozlu67 (49), gezegen38 (46), zuley (41), sahra_a (41), kübranur (36), Mustafa TASKESE.. (46), bilvanis (70), aspirin28 (45), yorgunadam (57)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66308 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.