0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » BURUC SÛRESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
BURUC SÛRESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD
944 Mesaj -
Bu sûre Mekke’de nazil olmuþ 22 ayettir. Sûrenin temasýna bakýldýðýnda sûre, kafirlerin mü’minlere karþý besledikleri öfkeye ve mü’minlerin onlardan gördükleri sýkýntýlara katlanarak Allah yolunda þehid olmakla büyük kurtuluþa erdiklerine dair, mü’minlere vaadi, kafirleri tehdidi ve Kur’an’ýn büyüklüðünün uyarýsýný içerir. Bu sûrenin Mekke’li müþriklerin Mü’minlere iþkence yapmalarý nedeniyle indiði, konunun temasýndan anlaþýlýyor.

Bu kýsa sûre iman hakikatlerinden ve imanla ilgili düþünce esaslarýndan bahsetmektedir. Ele aldýðý konular son derece önemli ve büyük konulardýr. Her ayeti hatta bazen her kelimesi ihtiva ettiði açýk hakikat ve manalarýn gerisinde hakikatlerle dolu bir alemin kapýlarýný insanlýða açmaktadýr. Sûrenin esas mevzusunu ise Uhdud Ashabý’nýn kýssasý teþkil etmektedir.Kýssanýn oluþumu hakkýnda bir çok rivayet vardýr. Bunlardan en kuvvetli olaný Ahmet b. Hanbel’in Afvan…Suheyb’den naklettiði hadistir. Buna göre Resulullah (sav) þöyle buyurmuþtur:

Sizden önceki kavimlerde bir kral ve onun büyücüsü vardý. Büyücü yaþlanýnca krala dedi ki : “Ben yaþlandým, ecelim geldi. Binaenaleyh bana bir genç ver de ona büyü öðreteyim” Kral ona bir delikanlý verdi ve o da delikanlýya büyü öðretmeye baþladý. Büyücü ile kral arasýnda bir de rahip vardýr. Delikanlý rahibin yanýna geldi ve onun sözlerini dinleyip ona hayran oldu. Sözlerine baðlandý. Delikanlý Büyücünün yanýna geldiðinde büyücü delikanlýyý dövüp, “Seni tutan nedir” dedi. Ailesinin yanýna geldiðinde onlar delikanlýyý dövüp, “Seni tutan nedir?” dediler. Delikanlý bunu rahibe dert yanarak anlattý. Rahip dedi ki: “Büyücü seni döveceði zaman, ‘ailem beni tutukladý’ de. Ailen sana zarar vereceði zamanda: ‘Büyücü beni tutukladý’ de.”

Onlar bu durumda iken bir hayvan yüzünden büyük bir musibet gelip çattý ve insanlarý içeri týkadý. Onu aþýp çýkaramadýlar. Delikanlý dedi ki: “Bugün ben rahibin durumunun mu Allah katýnda daha iyi olduðunu yoksa büyücünün durumunun mu daha iyi olduðunu öðrenirim.” Bir taþ aldý ve, “Allah’ým, eðer rahibin durumu Senin için daha iyi ve büyücünün durumundan daha sevimli ise bu hayvaný öldür de insanlar onun endiþesinden kurtulup dýþarý çýksýnlar” dedi. Taþý attý ve hayvaný öldürdü. Ýnsanlar böylece onun tehlikesinden kurtuldular. Delikanlý bu durumu rahibe haber verince rahip dedi ki: “Yavrucuðum sen benden daha üstünsün ve ileride deneneceksin. Denendiðin zaman benim aleyhimde yol gösterme.”

Delikanlý Allah’ýn izin ve inayetiyle saðýrlarý iþittiriyor, dilsizleri konuþturuyor ve diðer hastalýklarý iyileþtirerek onlarý tedavi ediyordu. Kralýn meclisinde bulunan arkadaþlarýndan birisi kör olmuþtu, delikanlýnýn ününü duydu ve ona pek çok hediyelerle gelip: “Beni hastalýðýmdan kurtar da þurada bulunanlarýn hepsi senin olsun” dedi. Delikanlý: “Ben kimseyi hastalýktan kurtaramam, ancak Aziz ve Celil olan Allah kurtarýr. Eðer O’na iman edersen ben de senin için Allah’a dua ederim de seni iyileþtirir” dedi. O da Allah’a inandý ve delikanlý onun için Allah’a dua etti, adam iyileþti. Sonra adam hükümdarýn katýna geldi ve her zaman oturduðu yere oturdu. Hükümdar ona: “Ey falanca, gözünü sana kim verdi?” deyince adam: “Rabbim” dedi. Hükümdar: “Ben mi?” deyince adam: “Hayýr benim ve senin rabbin olan Allah” dedi. Hükümdar : “Senin benden baþka rabbinde mi var?” dedi. Adam: “Evet, benim ve senin Rabbin olan Allah” dedi. Ve hükümdar adama iþkence yapmaya baþladý. Nihayet adam delikanlýyý haber verdi. Hükümdar ona elçi gönderip çaðýrttý ve dedi ki: Çocuðum sen saðýrlarý duyuracak, dilsizleri konuþturacak kadar büyüde ilerledin ve þu hastalýklarý iyileþtirecek kadar geliþtin” dedi. Delikanlý: “Ben kimseyi iyileþtiremem. Yalnýz ve yalnýz Aziz ve Celil olan Allah þifa verir” dedi. Hükümdar “Ben mi?” deyince, delikanlý: “Hayýr” dedi. Hükümdar ona: “Senin benden baþka rabbin mi var?” dedi. Delikanlý : “Benim de Rabbim senin de rabbin olan Allah” dedi. Hükümdar onu da alýp iþkence etmeye baþladý ve iþkenceye devam edince delikanlý rahibi haber verdi. Rahip gelince ona, dininden dön denildi. Rahip bunu yapmadý. Hükümdar testereyi rahibin baþýnýn ortasýna koydu ve onu ortadan iki parçaya ayýrdý. Kör olan adama; “Dininden dön” dedi. Adam bunu yapmayýnca testereyi baþýnýn ortasýna koydu ve yere kadar onu ikiye parçaladý. Delikanlýya; “Dininden dön” dedi. O bunu yapmayýnca bir toplulukla birlikte onu falanca ve falanca daða yolladý ve onlara dedi ki: “Daðýn tepesine vardýðýnýzda eðer dininden dönerse döner, yoksa daðýn tepesinden onu fýrlatýn.” Adamlar onu daðýn tepesine götürdüler ve daða çýkýnca delikanlý dedi ki: “Allah’ým! Onlara karþý Sen dilediðin þekilde beni koru.” Bu duasýndan sonra dað yerinden oynadý ve hepsi düþtüler. Delikanlý araþtýrarak hükümdarýn yanýna geldi. Hükümdar ona: “Arkadaþlarýn ne yaptýlar” dedi. Delikanlý: “Onlara karþý Allah bana yetti” dedi. Bunun üzerine hükümdar bir grup adamýyla birlikte onu bir sandala bindirerek, dedi ki: “Denizin dalgalý yerine vardýðýnýzda dininden dönerse döner, yoksa onu denize atýp boðun” dedi.Onlar denizin dalgalý yerine gittiklerinde delikanlý: “Allah’ým! Dilediðin þekilde beni onlardan koru” dedi. Bunun üzerine hükümdarýn adamlarýnýn hepsi denizde boðuldular. Delikanlý dönüp geldi ve hükümdarýn yanýna girdi. Hükümdar: “Arkadaþlarýn ne yaptý?” dedi. Delikanlý, Onlara karþý Allah bana yetti” dedi. Sonra hükümdara dedi ki: “Benim sana söyleyeceðimi yapmadýkça beni öldürmeye gücün yetmez. Eðer benim sana bildirdiðimi yaparsan beni öldürürsün.” Hükümdar: “Neymiþ o?” deyince, delikanlý dedi ki: “Sen, insanlarý yüksekçe bir yerde toplarsýn, sonra beni bir hurma kütüðüne asarsýn, tirkeþinden bir ok alýrsýn ve delikanlýnýn Rabbi olan Allah adýna der ve atarsýn. Eðer böyle yaparsan beni öldürürsün.” Hükümdar böyle yaptý ve oku yayýnýn atýþ yerine koydu. Sonra: “Delikanlýnýn rabbi olan Allah adýna” deyip attý. Ok delikanlýnýn gözüyle kulaðýnýn ara yerine isabet etti ve delikanlý elini okun deðdiði yere koyup öldü. Bunun üzerine halk: “Delikanlýnýn Rabbine inandýk” dediler. Hükümdara: “Görüyor musun Allah’a and olsun ki korktuðun þey baþýna geldi. Halkýn hepsi iman etti” denildi. Bunun üzerine hükümdar, demirci baþýna emretti de her taraftan çukurlar kazýldý. Ve ateþler yakýldý. Hükümdar dedi ki: “Kim dininden dönerse onu býrakýn, dönmeyenleri ateþ çukuruna atýn. “Orada birbirlerine karþý savunuyor ve mücadele veriyorlardý. Nihayet yavrusunu emziren bir kadýn getirildi. Sanki kadýn eðilip ateþe düþmek üzereydi, çocuk dedi ki: “Anneciðim sabret, sen muhakkak 0 hak üzeresin.”

Bu sûrede varid olduðu üzere, Eshab-ý Uhdud’un kýssasý gerçekten de her zaman ve her mekanda Allah davasýnda olanlarýn üzerinde çok düþünmeleri gereken bir kýssadýr. Sûreye eþlik eden prensip ve teveccüh, takip edilen metot ve bu sûreyle Allah’a davet metodunun tabiatý ve ideolojisi üzerinde, bu konudaki insan fonksiyonu ve insandan beklenen tahammül gücü hususunda derin çizgiler belirtmekte ve çizmektedir. Bu sûrede Kur’an-ý Kerim, Mü’minler için yoldaki iþaretleri çizmektedir. Kader planýnda üzerine düþen vazifelerini benimsemek için Allah-u Teala’nýn gizli gayb hazinesindeki hikmetine muvafýk olarak nefisleri hazýrlamaktadýr.

Bu kýssa, Rabbine iman eden ve iman hakikatlerine sarýldýðýný açýkça ilan eden bir kitlenin kýssasýdýr. Aziz ve Hamid olan Allah’a inanmak hakkýný despotça ayaklar altýna alýp dikta ve zulüm üzere rejim kuran Allah düþmanlarý tarafýndan çeþitli fitnelere maruz kalan bir toplumun kýssasýdýr. Bu despotlar insanýn Allah katýndaki þerefini de ayaklar altýna almakta ve yaptýklarý çeþitli iþkence ve azaplarla bir oyuncakla oynarcasýna, mü’minleri ateþe attýklarýnda Müslümanlarýn karþýlaþtýklarý manzarayla eðlenmektedirler.

Ne var ki bu imanlý kitlenin kalbinde yer alan iman duygusu her türlü fitnenin üstüne çýkmakta ve kalplerdeki akide, hayata karþý muzaffer olmaktadýr. Diktatörlerin tehdidi karþýsýnda eðilmemekte, dininden dönmemekte, þehid oluncaya kadar ateþte yakýlmalarýna raðmen davalarýna sadakat göstermektedirler. Aslýnda bu kalpler hayata kulluktan kurtulmuþlar, ölümle yüz yüze gelirken hayat sevgisini küçümsemiþ yeryüzünün baðlarýndan kurtulmuþ ve her türlü cazibelerden azad olmuþlardýr. Böylece yaþam karþýsýnda akidenin galip gelmesiyle bizzat kendi varlýklarýnýn da üstüne çýkmýþlardýr.

Ýþte zalim despotlarýn iþledikleri iðrenç hadise, iþte onlarýn tepe takla yuvarlandýklarý pis çirkeflik…Ama onlar yine bu þiddetli, korkunç ve pis iþkence sahnelerini seyretmekten zevk alýyorlar. Vahþi bir hayvanýn bile yapmadýðý kötülüklerden zevk alýp eðleniyorlar. Vahþi hayvanlar avýný yemek ve açlýðýný gidermek için saldýrýr. Yoksa avýnýn nasýl acý çektiðini görerek zevk almak için deðil.

Ayný hadise, Mü’minlerin ruhen yücelmelerini hürriyete kavuþmalarýný ve o üstün zirveye, en son noktaya yani “Mele-i A’la’ya kanatlanmalarýný, asýrlar ve nesiller boyu insanlýðýn hasretle gözlediði ufuklara yükselmelerini saðlýyor.

Allah’ýn ölçüsünde en büyük deðer, akidenin taþýdýðý deðerdir. Allah-u Teala’nýn pazarýnda en çok revaç bulan mal, iman malýdýr. Zaferin en üstün þekli ruhun maddeye karþý zaferidir. Ýmanýn iþkencelere karþý üstünlüðü, inancýn fitnelere karþý galibiyetidir. Ýþte bu kýssada mü’minlerin ruhu korku ve iþkencelere galip geliyor. Yeryüzünün cazibelerine ve hayatýn çekiciliðine karþý muzaffer oluyor. Fitneyi öyle bir maðlubiyete uðratýyor ki bütün asýrlar boyunca insanlýk böyle bir zaferin müjdesini bekliyor.

Þüphesiz bütün insanlar ölecektir. Allah-u Teala’nýn seçip þereflendirdiði, gözetip koruduðu insanlar hariç, insanlýk hiçbir zaman böyle bir zafere, böyle bir yüceliðe, böyle bir hürriyete ulaþamayacak ve böyle bir kanatlanýþla yüce ufuklara uçamayacaktýr.

Onlar ateþin yalýmlarýyla yüz yüze gelirken kazançlýydýlar. Korkunç ateþin fani cesetlerini yaladýðý zamanda þerefliydiler. Ateþin temizlediði bu þerefli mana ile asýl zaferi kazandýlar. Savaþ alaný yalnýz yeryüzü deðildir. Bu savaþýn seyircileri de nesillerden yalnýz bir nesil de deðildir. Bundan sonra olacaklarýn hepsi Ahirette meydana gelecektir. Ahiret sahasý, yeryüzü sahasýndan daha geniþ ve daha köklüdür. Ayrýlýk asla söz konusu deðildir. Ne pratik hayatta, ne de hakikatte, Mü’minin böyle bir þey hissetmesi söz konusu deðildir. Öyleyse savaþ bitmemiþtir. Bu savaþýn gerçek sonucu ve nihai neticesi alýnmamýþtýr. Onlarýn aleyhindeymiþ gibi görünen yeryüzünün hükmü ise saðlam bir hüküm deðildir. Ýþte bunun için Allah-u Teala’nýn Mü’minlere vaadi; iman ve taatin mükafatý belalara karþý sabýr, hayatta karþýlaþýlan fitnelere karþý direnme ve gönül huzurudur. “Onlar ki inanmýþlar ve kalpleri Allah’ý anmakla huzura kavuþmuþtur. Dikkat edin gerçekten kalpler Allah’ý anmakla huzura kavuþur.” (Rad:28)

Ýþte böylece Mü’minlerin hayatý “Mele-i A’la”daki hayatla alaka kuruyor, dünya ve ahirete baðlanýyor. Þu halde hayýr ile þer, hak ile batýl, iman ile küfür arasýndaki savaþ sahnesi yalnýz yeryüzü deðildir. Ayrýca dünya hayatýndaki zevkler, acýlar ve mahrumiyetler ilahi mizanda yüce deðerleri ifade etmezler. Þu halde zaman ve mekanda saha geniþliyor. Mü’min nefislerin ufuklarý sonsuzluða varýyor. Yeryüzü ve içinde bulunan her þey küçülüyor. Dünya hayatý ve onunla ilgili her þey basitleþiyor. Mü’min, gördüðü ufuklar ve hayatlar nispetinde büyüyor ve geliþiyor. Ýþte “Uhdud” kýssasý bu yüce, engin, þümullü ve büyük düþünce sisteminin inþasýnda en üstün zirveyi ve en yüce noktayý temsil ediyor.

Her þartýn ve durumun ötesinde Allah’ýn bir hikmeti vardýr. Bu kâinatta her þeyi idare eden, kainattaki hadiseleri düzenleyerek aralarýndaki münasebeti saðlayan ve gayb perdesinin gerisindeki gizli hikmetleri bilen O’dur. Ýnsanlýk tarihinin bazý kesitlerinde yaþanan kimi hadiseler gözlerimizin önüne serilmektedir. Belki de o hadiseyi yaþayanlar niçin böyle olduðunu soruyorlardý? Aslýnda bu sualler Mü’minin kaçýnýlmasý gereken cehaletin ifadesidir. Çünkü Mü’min hadiselerin gerisinde bir hikmetin olduðunun bilincinde olmalýdýr. Mü’minin zihninde sahalar geniþtir. Zaman ve mekan içerisindeki mesafeler uzaktýr. O’nun sahip olduðu deðer ve ölçüler baþlangýçta böyle bir sual irad etmeyi ve düþünmeyi önler. Ve Mü’min kaderin devresine kapýlarak selamet ve huzur içerisinde yolunda ilerler.

Uhdud kýssasýný müteakiben Allah-u Teala, buyurduðu þu hükümde baþka bir gerçeðe iþaret etmektedir:

“Mü’minlere öfkelenmeleri ancak Aziz ve Hamid olan Allah’a iman etmeleri sebebiyle idi.” Bu gerçek, Allah davasýna inananlarýn her zaman ve mekanda üzerinde durup düþünmeleri gereken bir noktadýr.

Bu noktadan yola çýkarak, Mü’minler ile Allah-u Teala’nýn düþmanlarý arasýndaki mücadele ne siyasi, ne iktisadi, ne ekonomi, ne de ýrk ayýrýmýna dayalý bir mücadeledir. Þayet mesele bu saydýklarýmýzdan herhangi biri olsaydý, durdurulmasý gayet kolay olurdu. Böyle bir problemi çözmek basitleþirdi. Ne var ki bu savaþ temelden bir Akide savaþýdýr. Kafirler, mü’minlerin sahip olduðu imaný çekememektedirler. Onlarý öfkelendiren yalnýz Mü’minlerin akideleridir.

Allah azze ve celleden dileðimiz odur ki, her an hepimizi kuþatabilecek olan, asýl yok oluþu bize tattýracak olan cehennemin çukurlarýna düþmekten bizi ve tüm insanlarý muhafaza edecek tahkiki bir iman ve onunla amel edecek bir anlayýþý bize nasip etsin (amin velhamdullilahi rabbil alemin).
ÝNZAR http://www.inzardergisi.com
wesselam
Gönderen: 24.04.2007 - 19:34
Bu Mesaji Bildir   muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara muhammed yusa üyenin Profiline bak muhammed yusa üyeye özel mesaj gönder muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1757 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
iclal2002 (42), yaprak94 (30), ahayuk (61), ebrare (41), kocbey (61), hilal.k (31), bayzafer (43), yasem1987 (37), tornado57 (49), hizbiislam (41), ahmet723 (51), Tayfun58 (47), durmusd (54), sarenurr (40), HABiBiNECCAR (46), muratcan64 (45), þenkal (47), kaya63 (61), Naber (47), remziye (48), The_bashkan (44), Kale1 (55), njp5505 (63), kasrinur07 (42), Hamza68 (56), Gönül dili (43), SARENUR rumeysa (40), ibriktepe (52), ABDULHAY (45), hasan32 (43), icemert (42), FaZiLeT_68 (40), Acizmendi (37), NESTA_07 (37), boyabat (56), maydinus (47), kinyas (43), zeymetsen (53), Dreams (52), bekircunus (54), burcuakyildiz (42), M_a_R_a_L_68 (40), Esenboga (40), sefer70 (47), bunyamin (59), veyselceo (43), Tarakcilar (56), sedamelis (36), tunç72 (42), m-delice (55), rüviþ (41), g_demir (44), semray (41), vakkas76 (48), rabia sencan (35), saýd (44), XxX52 (34), zeki3147 (48), ibrahimcil (41), fsaltekin_62 (62), as1an (41), sabkoc (51), Kenantas (43), zeki02 (42), balkopugu (53), EbuAbdurrahman (41), Talebe-i_cubbel.. (44), Harzana (53), seyrüsefer (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66611 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.