0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » ilim konusunda en geniş Tefsir'ler..2

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
eness_25 su an offline eness_25  
ilim konusunda en geniş Tefsir'ler..2
13 Mesaj -
Bismillahirrahmanirrahim......ALLAH'cc Hz'lerine hamd RASUL'üne onun yolundan gidenlere selam olsun..


Evvela yapýlan bu çalýþmanýn verimli,istifadesi bol ve hayýrlý bi çalýþma olmasýný niyaz ediyorum. Yapýlan bu çalýþma yaklaþýk 14 tefsir kitab'ýndan istifade edilerek hazýrlanmýþtýr.

Ýbni Kesir,Taberi, Kurtubi ,Elmalýlý, Mevdudi, mefatihü-l gayb,Belagat,Tefsirül Münir, Ettevsir'ül hadis ,Þifa Tefsir'i, El Veciz, Ahkam Tefsir'i, Safvetü-t Tefasir, Muhammed,Gazali tefsir'lerinden ve degiþik Tefsir Kitaplarýn 'dan istifade edilerek hazýrlanmýþtýr.Bir mevzuyu yaklaþýk 14 Tefsir sahibine yani Müfessir'e göre yazmaya gayret edilmiþtir.

Degiþik yorumlar ve görüþlerinde oldugu bu Ýlim le alakalý mevzularý içine alan yazýmýz Ýnternet ortamýnda degil günümüzde ortamýnda bile bu kadar geniþ bi þekilde deðerlendirilmemiþtir.Çok tefsir kitaplarýndan baktým ama bu kadar derin oldugunu görmedim ÝNÞAALLAH bu yazýmýz cok detaylý olacak ve Tefsir alanýnda büyük bi eser olarak bu mevzuda internet ortamýnda istifadenize sunulacaktýr.Yapýlan tefsir'ler Müfessir'leri belirtilerek hangi Tefsir kime aitse bildirilecektir.

Ayet ve Hadis þerif'lerde kaynaklarýyla beraber verilecek bu vesile ile bütün þüphe edilecek þeylerin ÝNÞAALLAH önü kesilecektir.ALLAH'ýn izni ilede Sahabe,Tabiin, Fakif,Ulema,Alim'lerinde sözlerine yer verilecektir.ALLAH'tan baþarý sizlerden dua beklerim..




Ýlim sudur o var hayat var o yok hayat yok (Þehit Bayram Ali Öztürk Hocaefendi)


Hadis-i Þerif'ler

***Kim ilim ögrenmek için yola çikarsa, Cenâb-i Hak onun için cennet yolunu kolaylastirir. (Et-Tergib ve’t-Terhib 1/68..

***Evinden ilim talebi için çikan hiç kimse yoktur ki, melekler yaptigi isten râzi olduklari için kanatlarini onun yoluna sermis olmasinlar. (Et-Tergib ve’t-Terhib 1/68..

***(Hakîkîgöz kırpma âlim için, denizdeki baliklara varincaya kadar gökte, yerde ne varsa hepsi Allah’tan magfiret diler. (Ibn-i Mace 1/87
***"Hikmetli söz mü'minin yitiðidir. Onu nerede bulursa, hemen almaya ehaktýr."aglaTirmizi ilim..).





***ÝLÝM***


Ýnnema yahþellahe min ibadihil ulema' innellahe azýzün ðafur
Allahtan, kullarý içinde, ancak âlimler korkar (S. Fâtýr, 28..



Ýbn-i Abbas radýyallâhü anhümâya göre,âyet-i kerimesinin mânâsý þudur
Allahtan, kullarýnýn içinden, ancak onun ceberûtunu, izzetini, saltanâtýný bilenler korkar. Burada âlimlerden murad, Cenâb-ý Hakký sýfatlarýyla bilip de, onu tâzim edenlerdir. Kimin ilmi artarsa, o nisbette Allah korkusu da artar.


. Ýmâm-ý Azam Ebû Hanîfe ve Ýbn-i Sîrîn rahýmehümallâh hazerâtýna göre, âyet-i celîlede geçen haþyetten murad tazimdir, büyük saygýdýr. Haþyetin þartý ise, mârifetullahtýr, Cenâb-ý Hakkýn sýfat ve fiillerini bilmektir





Ýbni kesir Tefsir'ine göre

«Allah'tan ancak bilgin kullarý korkar.» Allah'tan ancak bilgin ve âlim kullan gerektiði gibi korkarlar. Çünkü güzel isimlerle ve mükemmel sýfatlarla nitelenen Alîm, Kadîr ve Azîm olan Allah'ýn azameti ne kadar daha mükemmel bir bilgiyle bilinirse, ondan korkup ürpermek de daha muazzam ve daha fazla olur.

Nitekim Ali Ýbn Ebu Talha, Abdullah Ýbn Abbâs'ýn bu âyet-i kerîme hakkýnda þöyle dediðini bildirir: Allah'ýn her þeye gücünün yettiðini bilen âlim kullarý ancak Allah'tan korkarlar.

îbn Lehîa da... Ýbn Abbâs'tan þöyle dediðini nakleder: O'na hiç bir þeyi ortak koþmayan, helâlim helâl sayan, haramýný haram kabul eden, buyruðunu koruyan ve bir gün mutlaka O'na ulaþacaðýný kesinkes bilip, yaptýklarýndan hesaba çekileceðini kabul edenler Rah-mân'ý bilendir.

Saîd Ýbn Cübeyr der ki: Haþyet, seninle Allah Azze ve Celle'ye isyanýnýn arasýna giren þeydir.
Hasan el-Basrî der ki: îmân; görmeyerek Rahmân'dan haþyet edenin îmânýdýr. Allah'ýn teþvik ettiði þeye raðbet eden ve hoþlanmadýðý þeyden kaçmanýn îmânýdýr. Sonra Hasan el-Basrî, «Allah'tan ancak bilgin kullarý korkar.» âyetini okumuþtur.

Abdullah îbn Mes'ûd (r.a.) der ki: Bilgi, çok sözden ibaret deðildir. Ancak bilgi, çok haþyetten ibarettir.

Mýsýr'h Ahmed Ýbn Salih, Ýbn Vehb kanalýyla Mâlik'in þöyle dediðini bildirdi: Ýlim, çok rivayetten ibaret deðildir. Ýlim, ancak Allah'ýn kiþinin kalbine koyduðu bir nurdur. Mýsýr'lý Ahmed Ýbn Salih der ki: Bunun anlamý þudur: Çok rivayetle haþyete ulaþýlamaz. Allah Azze ve Celle'nin uyulmasýný emrettiði ve farz kýldýðý bilgi, Kitâb ve Sünnet'-in bilgisidir.

Sonra da sahâbe'nin Allah onlardan razý olsun getirdikleriyle onlarý ta'kîb eden müslüman imamlarýn getirdikleri þeylerin bilgisidir. Bu bilgi, ancak rivayetle elde edilir. Bu takdirde Ýmâm Mâ-lik'in sözünün te'vîli þöyle olur: Ýlim; bilginin anlaþýlýp bunlarýn anlamlarýnýn bilinmesi için istenen bir nurdur.

Süfyân es-Sevrî, Ebu Hayyân kanalýyla bir adamýn þöyle dediðini nakletti: Üç tür bilgin olduðu söylenirdi: Biri Allah'ý ve Allah'ýn emirlerini bilen. Diðeri Allah'ý bilip Allah'ýn emirlerini bilmeyen, üçüncüsü de Allah'ýn emirlerini bilip Allah'ý bilmeyen bilgin.

Allah'ý ve emirlerini bilen, Allah'tan korkup Allah'ýn hududunu ve farzlarým bilen bilgindir. Allah'ý bilip Allah'ýn emirlerini bilmeyen bilgin ise, Allah'tan korkup Allah'ýn hududunu ve farzlarýný bilmeyen kimsedir. Allah'ýn emirlerini bilip Allah'ý bilmeyen bilgin ise, Allah'ýn hududunu ve farzlarýný bilip te Allah Azze ve Celle'den korkmayan bilgindir
.





Kurtubi Tefsir'ine göre

Kullarý arasýnda Allah´tan ancak alimler korkar. Þüphesiz Allah, Aziz­dir, Gafurdur." Bu buyruk ile, Allah´ýn kudretinden korkan ilim adamlarý kas­tedilmektedir. Yüce Allah´ýn herþeye kadir olduðunu bilen bir kimse günah dolayýsýyla cezalandýracaðýna da kesinlikle inanýr.

Nitekim Ali b. Ebi Talha, Ýbn Abbas´tan yüce Allah´ýn: "Kullarý arasýnda Allah´tan ancak alimler korkar" buyruðu hakkýnda þöyle dediðini rivayet etmektedir: Bunlar yüce Al­lah´ýn herþeye kadir olduðunu bilen kimselerdir.

er-Rabî´ b. Enes dedi ki: Allah´tan korkmayan bir kimse alim deðildir. Mü-cahid de þöyle demiþtir: Alim ancak Allah´tan korkan kimsedir. Ýbn Mes´ud´dan da þöyle dediði nakledilmiþtir: Ýlim olarak yüce Allah´tan korkmak, cahillik olarak da gurura kapýlmak yeterlidir.

Sa´d b. Ýbrahim´e: Medinelilerin en fakihi kimdir? diye sorulmuþ, o da: Ara­larýndan Rabblerine karþý en çok takvalý olanlarýdýr, diye cevab vermiþtir.
Yine Mücahid´den þöyle dediði nakledilmiþtir: Fakih (dinde derin bilgi sa­hibi) ancak yüce Allah´tan korkan kimsedir.

Ali (r.a)´dan da þöyle dediði nakledilmiþtir: Gerçek anlamýyla fakih, insan­lara Allah´ýn rahmetinden ümit kestirtmeyen, Allah´a isyan etmeleri için on­lara ruhsatlar bulmayan, Allah´ýn azabýndan emin olmalarýna sebep teþkil et­meyen, baþkasýna duyduðu arzu sebebiyle Kur´ân´dan yüz çevirmeyen kim­sedir. Çünkü ilimsiz ibadette hayýr olmadýðý gibi, fýkhý bulunmayan ilimde hayýr yoktur, tedebbürü (iyiden iyiye düþünmeyi) olmadan da kýraat (Kur´ân okumak) olmaz.

Darimî Ebu Muhammed, senedini kaydederek Mekhul´den þöyle dediði­ni nakletmektedir: Rasûlullah (sav) buyurdu ki: "Alimin, abide olan üstün­lüðü benim sizden en alt mertebede olanýnýza göre üstünlüðüm gibidir." Da­ha sonra þu: "Kullarý arasýnda Allah´tan ancak alimler korkar" âyetini oku­du.

Bize Hammad b. Zeyd anlattý: O Yezid b. Hazim´den dedi ki: Bana amcam Cerir b. Zeyd anlattý: O Tubey´i, Ka´b´tan rivayetle þöyle derken dinlemiþ: Ben amelden baþka maksatla ilim öðrenen, ibadetten baþka maksatla fýkýh öðre­nen, âhiret ameliyle dünya isteyen, kalbleri Ebu Cehil karpuzundan daha acý olmakla birlikte koyun postlarý giyinen kimseleri, niteliklerini biliyorum.

(Yü­ce Allah, haklarýnda þöyle buyurmaktadýr): Onlar Benim rahmetime mi alda­nýyorlar? Beni mi kandýrmaya çalýþýyorlar? Kendi zatýma yemin ederek söy­lüyorum ki; onlar için aralarýnda bulunan aklý baþýndaki kimseleri dahi þaþ­kýn býrakacak bir fitnenin zamanýný bekliyorum.[49](Darimi I 102..





Tefsir'ül Münir Veybe Zühayli'ye göre


"Kullarý arasýnda Allah'tan gerçekten korkanlar ancak âlimlerdir." ifa­desi sýfatýn mevsufa tahsis edilmesi, Allah korkusunun âlimlere tahsis edilmesi (kasr) sanatý yapýlmýþtýr..

Kullarý arasýnda Allah'tan gerçekten korkanlar, ancak âlimlerdir." Mekke halký gibi cahil olanlar bunun hýlafmadýr. Zira korkunun þartý korkulanýn bilinmesi, onun sýfatlarýnýn ve fiillerinin bilinmesidir. Kim onu daha çok tanýyorsa, ondan daha çok korkacaktýr.

Bunun için Buhari, Müslim ve Neseî'nin Enes'ten rivayet ettikleri ha-dis-i þerifte Peygamberimiz (s.a.) þöyle buyurmuþtur: "Allah'tan en çok ür­pereniniz ve O'ndan en çok korkanýnýz benim." "Azýz" en üstün olan ve ezici güce sahip olandýr. "Gafur" tevbe eden mümin kullarýnýn günahlarýný çok baðýþlayandýr. "Þüphesiz ki Allah Azizdir, Gafur'dur.

" ifadesi Allah korku­sunun vacip ve þart olduðunun sebebini beyan etmektedir.
"Allah'ýn kitabýný okuyanlar," Kur'an-ý Kerim okumaya devam edenler, "namazý dosdoðru kýlanlar," namazý vakitlerinde bütün erkâný ve zikirle-riyle eda etmeye devam edenler, "kendilerine verdiðimiz rýzýktan gizli ve açýk infak edenler" ki bu ifadeyle nasýl mümkün olursa olsun infak etmeye teþvik edilmektedir.

Ancak gizlice yapýlan infak, açýk yapýlan infaktan da­ha üstündür. Bu kimseler "tükenmeyecek", kesada uðramayacak ve hüsran­la yok olmayacak "bir kazanç" taatin sevabýnýn elde edilmesi kazancýný "umarlar."

Allah'ýn birliði ve kudretine delâlet eden kâinattaki deðiþik cins ve renklerdeki manzaralarýn anlatýldýðý bir baþka delildir. Bunun gereði olarak kâinat ilimlerini iyi bilen âlimler kâinatýn azametini en iyi idrak eden insanlar olup dolayýsýyla Allah'tan en çok korkan kimseler olmuþlar­dýr.

Bunun ardýndan Allah'ýn kitabýyla amel eden âlimlerin durumu beyan edilmiþtir. Bunlar itaatlerinden dolayý Allah'ýn sevabýný uman kimselerdir.
"Allah'ýn gökten su indirdiðini görmez misin?" takriri istifhamdýr (cevap alma maksadý ile deðil, kabul ettirme maksadý ile sorulan sorudur). Ayrýca burada hayret etme anlamý bulunmaktadýr"Allah'ýn gökten su indirdiðini görmez misin?" Bilmez misin, demek­tir. Buradaki görmek kalbin görmesi, yani bilmek anlamýndadýr.



"Biz bu su ile deðiþik renklerde meyveler çýkarmýþýzdýr." Cinsleri, sýnýflarý, durumlarý ve sarý, kýrmýzý, yeþil, beyaz ve siyah gibi renkleri deðiþik meyveler çýkar­mýþýzdýr..Fatýr 27


Yeryü­zünde birbirine komþu birçok toprak parçalarý vardýr. Bu topraklarda üzüm baðlarý, ekinler, toplu ve ayrý hurma aðaçlarý yer alýrlar. Ayný suyla sulanmalarýna raðmen, onlarý tat ve þekil yönünden birbirinden farklý kýl-mýþýzdýr. Þüphesiz ki bunda aklýný kullanan bir kavim için nice ibretler vardýr." (Ra'd, 13/4..


Allah Tealâ bu varlýkîardaki renk bakýmýndan farklýlýðý zikretmek­tedir. Zira bu farklýlýk Allah'ýn kudretinin ve Onun eþsiz sanatýnýn en büyük delillerinden biridir. Allah Tealâ, önce meyvelerdeki renklerin çeþit­liliðini, sonra da cansýz varlýkîardaki, daha sonra insanlardaki ve hayvan­lardaki renk çeþitliliðini zikretti.

Hafýz Ebubekir el-Bezzar, Ýbni Abbas (r.a.)'den naklediyor: Bir adam, Peygamberimiz (s.a.)'e geldi.
- Rabbin (varlýklara) boya vurur mu? diye sordu. Peygamberimiz (s.a.):
- Evet, silinmeyen bir boya; kýrmýzý, sarý, beyaz, diye buyurdu.
Cenab-ý Hak daha sonra bunun güzelliðini ve inceliklerini bilen kim­seleri -yani âlimleri- zikretmektedir..


Kullarý arasýnda Allah'tan gerçekten korkanlar ancak âlimlerdir. Þüphesiz ki Allah Azizdir, Gafur'dur." Ancak Allah'ý tanýyan ve O'na lâyýk yüce sýfatlarý ve güzel fiillerini bilen, dilediðini yapma hususunda muaz­zam kudretini bilen âlimler Allah'tan korkarlar. Allah'ý kim daha iyi bilir­se, Ondan daha çok korkar. Kim de Allah'tan korkmuyorsa; o kimse âlim deðildir. "Alim'den murad tabiat ve hayat ilimlerini ve kâinatýn esrarýný bilen kimsedir.

Alimlerin Allah'tan korkmalarýnýn sebebi, Allah'ýn kâfirlerden in­tikam almakta gayet güçlü olmasý, kendisine iman edenlerin ve kendisine yönelenlerin günahlarýný çok baðýþlayýcý olmasýdýr. Cezalandýran ve sevap verenin hakký, kendisinden korkulmasýdýr. Bu ise korku ve ümidi gerekli kýlar. Cenab-ý Hakk'm "intikam sahibi ve Azîz" olmasý tam korkuyu gerek­tirir. Onun "Gafur" olmasý mükemmel ümidi gerektirir.

Ýbni Abbas diyor ki: Rahman'ý bilen "âlim" kendisine hiçbir þeyi þirk koþmayan, O'nun helâllerini helâl kýlan, haramlarýný da haram kýlan, Onun vasiyetini tutan, Onun huzuruna çýkacaðýný ve ameli sebebiyle he­saba çekileceðini yakînen bilen kimsedir.

Hasan-ý Basrî diyor ki: "Âlim" Rahman'dan O'nu görmediði halde kor­kan, Allah'ýn teþvik ettiði þeyleri teþvik eden, Allah'ýn buðzettiði þeylerden uzaklaþan kimsedir. Daha sonra da þu ayeti okudu: "Kullarý arasýnda Al-lah'tan gerçekten korkanlar ancak âlimlerdir. Þüphesiz ki Allah Azizdir, Gafur'dur."
Said b. Cübeyr diyor ki: "Haþyet", seninle Allah'a isyan arasýnda perde olan ürperti, Allah korkusudur.

Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'m þu sözü naklediliyor: Alim çok hadis-i þerif bilen kimse deðil, Allah'tan çok ürperen kimsedir.
Ýmam Malik diyor ki: Ýlim çok rivayette bulunmakta deðildir. Ýlim an­cak Allah'ýn kalbe koyduðu bir nurdur.
Cenab-ý Hak daha sonra Allah'ýn kitabýný bilen ve onunla amel eden­lerin durumunu haber vererek þöyle buyurdu:

"Allah'ýn kitabýný okuyanlar, namazý dosdoðru kýlanlar, kendilerine verdiðimiz rýzýktan gizli ve açýk infak edenler, tükenmeyecek bir kazanç umarlar." Yani Kur'an-ý Kerim okumaya devam edenler, Kur'an-ý Kerim'de-ki farz kýlýnan namazlarý vakitlerinde bütün erkâný ve þartlarýyla huþu içerisinde kýlmak ve Allah'ýn kendilerine verdiði lütuf ve rýzýklardan gece-gündüz gizli-açýk infakta bulunmak gibi farzlarý iþleyen kimseler taat-lerine karþýlýk Allah'tan mutlaka meydana gelecek sevabý talep ederler.
Bunun için Cenab-ý Hak þöyle buyurmaktadýr



"Böylece Allah, onlarýn mükafatýný eksiksiz verir ve lutfuyla da artýrýr. Þüphesiz O, çok affedicidir ve þükrün karþýlýðýný bol bol verendir."
Böylece Allah onlara yaptýklarýnýn sevabýný tam olarak verir ve onlara akýllarýna hiç gelmeyen ziyadelerle kat kat lütufta bulunur. O þüphesiz on­larýn günahlarýný çok affeden, onlarýn az olan taatleri ve amelleri ile þükre karþýlýðý bol bol verendir.


"Allah iman edip salih amel iþleyen­lerin mükâfatlarýný eksiksiz verecek ve lutfundan daha da artýracaktýr." (Nisa, 4/173.. "Böylece Allah'ýn kendilerini iþlediklerinin en güzeliyle mükâfatlandýracak ve lutfundan kendilerine daha da fazlasýný ihsan edecektir." (Nur, 24/38..






Fahruddin Er-Râzi, Mefâtihu’l-Gayb,a göre


Ýnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan, yine böyle renkleri çeþit çeþit olanlar vardýr. Allah'tan, ancak âlim kullan korkar. Þüphesiz Allah azfz ve gafurdur"
(Fâtýr. 28..




Bu ayet, Allah Tealâ'nýn kudret ve irâdesine getirilen bir baþka delildir. Binâenaleyh Cenâb-ý Hak sanki, içinde bulunduðumuz bu alemdeki, yani terkibler (bileþikler) alemindeki mahlukâtta bulunan delilleri ikiye ayýrmýþtýr: Canlýlarda olan, cansýzlarda olan... Cansýzlar da, ya bitkiler, ya madenlerdir. Bitkiler, cansýzlarýn (hareketsizlerin) en kýymetlisi olup, Hak Teâlâ buna, "O (yaðmurla) çeþit çeþit meyveler çýkardý" buyurarak iþaret etmiþtir.

Daha sonra madenlerden de, "Daðlardan da..." ifadesiyle bahsetmiþ, bunun peþisýra da canlýlardan bahsederek, iþe onlarýn en þereflisi olan insanla baþlayýp, "insanlardan..." demiþ, sonra hayvanlarý zikretmiþtir.

Çünkü hayvanlarýn insana faydasý, bu hayvanlarýn canlý olmalarý haline Daðlýdýr. Davarlarýn faydasý ise, onlardan yeme ile ilgilidir. Yahut söyle de diyebiliriz: "dâbbe" denilince Örfen at akla gelir. At ise, insanlardan sonra canlýlarýn en Kýymetlisidir.


Ayetteki, "renkleri çeþit çeþit" ifadesiyle ilgili olarak þunu deriz: Bu varlýklarýn bizzat kendileri Allah'ýn kudretine ve iradesine delil olduklarý gibi, renklerinin farklý farklý oluþu da buna delildir. Ayetteki ifadesindeki zamirin müzekker getiriliþi, sanýn bunlar cümlesinden olarak zikredilmesinden ve zamiri müzekker getirmenin daha evla ve üstün oluþundan dolayýdýr.

Cenâb-ý Hak sonra "Allah'tan ancak âlim kullan korkar. Þüphesiz Allah, aziz ve gafurdur" buyurmuþtur.
Çekinme ve saygý, saygý duyulan varlýðýn tanýnmasýna - bilinmesine göredir. Âlim olan, Allah'ý bilir ve O'ndan hem korkar, hem de O'na ümid baðlar. Bu, âlimin derece bakýmýndan, âbid'den daha üstün oluþunun delilidir.


"Sizin Allah katýnda en þerefliniz, en müttakî olanýnýz, (Allah'dan en çok korkanýnýzdýr)"'(Hucurat, 13)

buyurarak, þerefin ve kýymetin, takvaya göre; takvanýn da Ýlme göre olacaðýný beyan etmiþtir.
O halde, Allah katýnda þeref ve kýymet, amele göre deðil, ilme göredir, Evet, âlim, ameli býraktýðýnda (ilmiyle amel etmediðinde), bu onun ilmini zedeler.

Çünkü onu gören kimse, "Eðer bilseydi, gereðini yapardý" der.
Daha sonra Cenâb-ý Hak, "Þüphesiz Allah azýz ve gafurdur" buyurmuþ, böylece korku ve ümidi gerektiren sýfatlarýndan bahsetmiþtir.

Çünkü Allah'ýn intikam alan, cezalandýran bir aziz olmasý, tam bir korkuyu; þirkin dýþýndaki günahlar için baðýþlayýcý (gafur) olmasý da, ileri derecede bir ümidi gerektirir. Buradaki "ulemâ" kelimesini mansub, "Allah" kelimesini merfû okuyanlara göre, ayetin manasý, "Allah, âlim kullarýný tebcîl eder ve yüceltir" þeklinde olur





Elmalýlý Tefsir'in Hamdi Yazýr'a göre

Ýnsanlardan, hayvanlardan, davarlardan da böyle deðiþik deðiþik renklileri vardýr. Bunlar da öyle þeklî ve manevî görüntülere ayrýlarak seçilmiþlerdir. Öyle ki insanlar içinde ilmi olanlar, olmayanlar vardýr. Fakat Allah haþyetini, Allah korkusunu, Allah saygýsýný kullarý içinden ancak bilginler duyar, ancak Allah'ý bilenler o saygýyý hissederler. Yani

"Sen ancak görmeden Rabbinden korkmakta olanlarý sakýndýracaksýn." (Fâtýr, 35/18..

buyurulduðu üzere, Allah saygýsýný sürekli duyup da Peygamberin uyarmasýndan yararlanacak ve dolayýsýyla temizlenip korunacak olanlar, Allah'ý celal ve cemaliyle, kemal sýfatýyla bilen ilim sahibleridir.
Çünkü bir þey hakkýnda saygý, onun þanýna olan bilgi ve bilginin dercesiyle uyumlu olur.

Bir kulun da Allah'a dair ilmi ne kadar mükemmel ise, korkusu da o oranda mükemmel olur. Onun için Resulullah (s.a.v.) "Ben sizin Allah'tan en çok korkanýnýz ve en çok müttaki olanýnýzým" demiþtir.

Niçin Allah'ý bilmek korkmaya sebeb oluyor? Çünkü Allah çok güçlüdür, baðýþlayýcýdýr. Yalnýz baðýþlayýcý deðil güçlü baðýþlayýcýdýr. Sadece bir baðýþlayýcý olsaydý, O'nu bilmek belki nazlanmaya, maðrur olmaya, hiç korkusuz ümit baðlamaya sebeb olabilirdi.

Fakat Allah yalnýz baðýþlayan, merhamet eden deðil, aziz, hiç bir sebebe boyun eðmeyen, yenilmeyen, hiçbir kanun altýna alýnma ihtimali bulunmayan, dilediði anda kahredip yerle bir eden, çok kuvvetli, çok azametli, galib ve kahredici bir baðýþlayýcýdýr.

Maðfireti çok olduðu gibi cezasý, intikamý da çok þiddetlidir. Onun için Allah'ý bilmeyenler her haltý ederler. O'nu bir kul ne kadar iyi bilirse, o kadar çok saygýlý, o kadar çok hürmetli olur. Bununla birlikte bilginlerin saygýsý, korkusu, haþyeti ne kadar yüksek olursa, ümidi de o oranda çok olacaðý unutulmamalýdýr
.





Muhammed gazali Tefsir'ine göre


Adeta dinler tarihini bilenler arasýnda, Ýslâm'ýn evreni düþünme, hayatý görme, hararetle dünyayý, dünyadaki âyetleri, güçlen, sýrlan ve kanunlarý kafa yorup düþün­meye davet etme üzerine kurulduðu noktasýnda görüþ birliði saðlanmýþtýr.

Allah'ýn zâtýný düþünme mümkün deðildir. O'nun büyüklüðünü tanýma yolu, an­cak yaratý ki arý ndakî âyetleri araþtýrma ile mümkündür. Bu, Allah'ýn ilminin, kudreti­nin, celâlinin ve cemâlinin yalanlanamayacaðýna bir delildir. Yeryüzünün belli alan­larýnda, hepsi ayný yerden çýkan tatlarý, renkleri ve kokulan farklý olan meyveler gör­mektesiniz.

Baþýnýzý göðe kaldýrýp baktýðýnýzda büyük ve geniþ bir âleme iþaret eden parlayan bir güneþ, aydýnlatan bir ay ve ufuklara saçýlmýþ yýldýzlar görürsünüz.
Bütün bunlar büyük yaratýcýnýn eseridir. Bu baðlamda Yüce Allah'ýn þu buyruðu­nu bir okuyunuz:




"Görmedin mi Allah gökten su indirdi. Onunla renkleri çeþit çeþit meyveler çý­kardýk. Daðlardan (geçen) beyaz, kýrmýzý, deðiþik renklerde ve simsiyah yollar (yaptýk). Ýnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar var. Kullan içinde ancak âlimler, Allah'tan (gereðince) korkar. Þüphe­siz Allah, dâima üstündür, çok baðýþlayandýr." (Fâtýr: 27-28.


Âyetin siyakýndan, âyette geçen âlimlerden kast edilenler içinde , týp, mühendislik, astronomi bilimadamlarýna ilâveten botanik, zooloji, jeoloji, fizik, kimya bilginleri olduðuda anla­þýlmaktadýr.

Bu bilim adamlarýnýn, Yüce Allah hakkýnda yaptýklarý açýklamalarý dinle­diðimizde ve sözlerini araþtýrdýðýmýzda, Allah'ý, övülen ve saygý duyulan büyük ve kulluða layýk olarak zikrettiklerini görmekteyiz.

Her þeyde O'nun Ýçin âyet vardýr, O'nun tek olduðuna iþaret eden...
Kur'ân kavramlarý, bu eksen üzerinde dönüp dolaþmaktadýr. îman, zekî ve araþ­týrmacý aklýn bir sonucudur.

Din, ancak inanmýþ bir akýl ve Allah'a yönelerek yaþayan bir kalbin sonucudur. Ýslâm ümmeti, din gerçeklerini bu kavram çerçevesinde yüklen­miþ ve insanlar arasýnda böyle temsil etmeyi istemiþtir.





Et-Tefsir'ül Hadis'e göre


insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar var, kullarý içinden ancak âlim­ler, Allah'tan (gereðince) korkar. Þüphesiz Allah daima üs­tündür, çok baðýþlayandýr..Fatýr 27/28..


Ayette, Allah'ýn yarattýklarýndan bazý görünümlere ve evrenin kanunlarýna dikkat çekilmektedir. Gökten suyu indirip, onunla binbir renk, tür ve þekildeki bitkileri çýka­ran Allah'týr.

Daðlardaki kýrmýzý, beyaz ve siyahýyla yollan o yaratmýþtýr. Yaratýlanlar-daki bu çeþitlilik insanlarda, ehil ve yaban hayvanlarda da gözlemlenir. Tüm bunlarda O'nun kudretine, yüceliðine ve yaratýlýþýndaki eþsizliðine, kalplerde özellikle de baþka­larýna nisbetle bunlarý daha derinden idrak edebilecek olan alimlerin kalplerinde, huþu doðuracak nitelikte deliller vardýr.

Daha sonra da Allah'ýn izzet ve baðýþlayýcýlýðma iþaret eden iki sýfat gelmiþtir. O hiçbir þeyin kendisini aciz duruma düþüremeyeceði ve hiçbir kötülüðün kendisine ulaþamayacaðý, güçlü ve aziz olandýr ve o piþman olup tevbe etmeleri durumunda insanlarý da çok baðýþlayýcýdýr.

Bu iki ayet ait olduklarý baðlamdan bir kopukluk arzetmemektedir. Önceki, Allah'ýn kudreti, evrenin büyüklüðüne gözlemi ile ilgili belirlemeler içeren, davet, nasihat ve desteðin ifade edildiði önceki bölümlere benzeyen bir bölümü teþkil etmektedirler.

Söylediklerimize ilaveten ayetler, Hz. Peygamberi teselli ediyor. Allah'ýn yarattýðý herþey farklýlýk arzetmektedir. Ýnsanlarda bunlara dahildir. Ýnsanlar arasýnda bilgisiz, ah­mak, inatçý, kibirli, bilinçli, hakka boyun eðen, hidayete kulak veren kiþilerin bulunmasý garipsenecek birþey deðildir.

"Allah'tan sadece kullarýndan alimler korkar" ifadesi, âlimlerin üstünlüðünü, onlarýn örnek ve seçkinliðini vurguluyor. Buna ek olarak onlara baþka sýnýflarýn üstlenmediði sorumluluklar yükleyerek onlarýn özel görevlerinin bulunduðuna dikkat çekiyor. Alim­ler kelimesi ayette genel olarak geçmektedir.

Buna Al­lah'ýn kâinattaki ve yarattýðý bütün varlýklardaki gerçekleri kavratan bilimleri bilen alim­ler dahildir. Alimlere seçkinler, akýllýlar, bilinçliler tabakasý da girebilir. Her ne kadar bunlar ilimde derinleþmemiþ olsalar da böyledir.

Bütün bu bilginler ister akýllarý ve yetenekleri sebebiyle, ister araþtýrma ve inceleme sebebiyle, ister gerçeklere ve nefsi haki­katlere mukayese yoluyla ulaþsýnlar fark etmez. Ýþte burada üzerine dikkat çektiðimiz sorumluluk ve üstünlüðün anlamý bulunmaktadýr. Bu kelimeyi yalnýzca din alimlerine indirgemek keyfilik olur.

Bütün bunlar, ayetlerde ve özellikle de üstün anlamlar içeren cümlede alimlere, seç­kinlere ve bilinçlilere hüccet teþkil etmektedir. Her koþul ve oranda onlarýn ilimleri fark­lýlýk arzetmektedir





TEFHÝMU'L KUR'AN Mevdudi'ye göre

Burada, Allah'ýn kâinat içerisinde ne kadar muhtelif ve çeþitli varlýklar yarattýðýna iþaret olunmaktadýr. Ayný toprak ve sudan, farklý vasýflarda bitkiler yaratýlýrken, ayný tip aðaçlardan farklý tad ve büyüklükte meyveler meydana getirilmiþtir. Þayet bir daða bakarsanýz, onun deðiþik renklerde bezenmiþ olduðunu ve deðiþik kýsýmlarýnda birbirinden çok farklý özelliklere sahip madenler bulunduðunu görürsünüz.
Mizaç, tabiat ve zihniyetlerin bu kadar farklý olmasýný (bu konuya 19. ayetten 22. ayete kadar olan bölümlerde iþaret edilmiþtir) insanýn havsalasýnýn almasý mümkün deðildir.

Çünkü tüm insanlarýn huylarý, istekleri, duygularý, zihniyetleri, düþünce biçimleri ayný olsaydý eðer, yeni bir mahluk yaratmak gerekmezdi. Hâlik olan Allah, yeryüzünde sorumluluk taþýyacak olan varlýðýn irade sahibi olmasý gerektiðinden, onu farklý özelliklerde ve zihniyetlerde yaratmýþtýr.

Tüm bunlar, bu hikmetin arkasýnda Hakîm ve Azim bir planlayýcýnýn olduðunu göstermektedir. Bu muazzam nizamýn ardýnda, bir planlayýcýnýn olduðunu ancak bir akýlsýz düþünemez.

Yani, insan Allah'ýn sýfatlarýný yeterince kavrayamadýðý zaman Allah'dan korkmaz, fakat Allah'ýn gücüne, O'nun Ýlim, Hikmet, Kahhar, Cabbar gibi sýfatlarýna ne kadar vakýfsa Allah'dan o derece korkar.

Dolayýsýyla burada ilimden, matematik, felsefe, tarih ve diðer pozitif bilimler kastolunmuyor, buradaki söz konusu ilim, Allah'ýn sýfatlarýný bilmektir. Bir kimse tahsil görmüþ olsa da, olmasa da Allah'ýn sýfatlarýndan habersizse eðer, o kimse cahildir. Öyleki pozitif bilimlerde "allame-i cihan" olsa bile bu böyledir.

Fakat bir kimse hiçbir tahsil görmemiþ olduðu halde Allah'ýn sýfatlarýný biliyor ve O'nun içinde Allah korkusu bulunuyor ise, o kimse ilim ehlidir. Bu ayetteki "alim" ifadesi ile, Kur'an, Hadis, Kelam ilimlerini bilenler kastedilmektedir. Ancak bir þahýs dini bilgiye sahip olduðu ölçüde, içinde Allah korkusu taþýyorsa, o zaman ayetin bahsettiði "alim" sýnýfýna girer.

Nitekim Abdullah bin Mes'ud'dan (r.a) nakledilen bir söz bu hususu doðrulamaktadýr. "Ýlim sadece çok sayýda hadis bilmek deðildir. Ýlim Allah'dan çok korkmaktýr." Hasan Basri (r.a) , "alim, Allah'ý görmediði halde korkan, Allah'ýn sevdiðini seven ve Allah'ýn sevmediðinden uzak kalan kimsedir" diye buyurmuþtur. Bu ayet böyle kimselere iþaret etmektedir.

Yani, O kuvvet sahibidir, dilediði zaman mücrimleri yakalar ve hiçkimse O'ndan kaçamaz. Fakat O, ayný zamanda affedicidir. Bu yüzden, zalimlere fýrsat tanýyarak onlarý hemen yakalamaz..





Þifa Tefsir'i Mahmut Toptaþ'a göre

Ýnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da böyle çeþitli renklerden olanlar vardýr. Kullarýndan ancak alim olanlar, Altah'dan korkar. Þüphesiz Allah herþeye gücü yetendir,baðýþlayandýr.

Allah (c.c.) þimdi bu ayetlerde gökten su indirdiðini ve yeryüzünde rengarenk çiçekler ve meyvalar yarattýðýný bildiriyor. Daðlarda yollar verdiðini hayvanlardan yiyecek içecek temin ettiðimizi ve o hayvanla­rýnda rengarenk olduðu konusunda bilgi verdikten sonra bize "Allah'tan ancak alimler korkar" . Ýmansýzlar zannedersinizki korkmazlar. Hatta derlerki; "Allah varsa beni dövsün, bana vursun." diyor..

Þunu unutmamak gerekirki aslandan ceylanlar korkar, sinekler hiç korkmazlar, hatta sinek, aslanýn sýrtýna gözüne v.s. konar. Ceylan kor­kar, çünkü ceylanlar aslanýn ne olduðunu, nasýl güçlü olduðunu bilmek­tedir.Kafirlerin korkmamasý ise, sinek tabiatlý oluþlarýndandýr..

Alim der­ken burada sadece hoca dediðimiz insanlar kastedilmiyor. Tüm mü'minler kastediliyor, çünkü herkes bildiðinin alimidir, hocasýdýr. Allah (c.c.) "Rahman" ve "Kahhar'dýr.".....Allah'tan korkuyoruz derken; hani çocuk annenin tokadýndan korkar da yinede Annenin kucaðýna gelir ya, iþte o korkmayý kastediyoruz. Sevdiðimizin sevgisini yitirme korkusu gibi bir korku




Kur'an Yolu Tefsir'ine göre

Ayette "haþyet" kökünden gelen ve "büyüklüðü karþýsýnda heyecan duyarlar" diye çevirdiðimiz kelime burada, "büyüklük karþýsýnda duyulan heyecan ve korku, zarar görmekten deðil, hakkýný verememekten kaynaklanan endiþe" mânasýna gelmektedir. Muhataplarýný doðadaki muhteþem görünümlerden hareketle akýllara durgunluk verecek incelikleri keþfetmeye yönlendiren Kur'an'ýn, bu baðlamda bilmenin deðerine vurgu yapmasý oldukça ilginçtir.


Fakat burada kullanýlan ve "bilenler" þeklinde çevrilen ulemâ kelimesinin kök anlamlarý arasýnda, bir þeyi derinlemesine tanýyýp mahiyetini idrak etme, bir konuda kesin bilgiye ulaþma, bir iþin hakikatine nüfuz etme mânalarýnýn bulunduðu göz önüne alýnýrsa, kendilerine gönderme yapýlan ve Allah saygýsý duyma hususunda ön plana çýkarýlan kiþilerin, meslek olarak bilimsel faaliyet icra edenler veya bir takým bilgileri öðrenip belleklerine yerleþtirmiþ olanlar deðil, zihnî çabalarýný Allah'ýn evrendeki kudret delillerinden sonuçlar çýkarabilme düzeyine yükseltebilmiþ kiþiler olduðu anlaþýlýr.

Zaten sahabe ve tabiîn büyüklerinden bir çoðundan yapýlan rivayetlerde ne kadar bilgili olurlarsa olsunlar Allah'a saygý yolunda mesafe alamamýþ kimselerin âlim olarak nitelenemeyecekleri belirtilmiþtir. (meselâ bk. Zemahþerî, III, 274; Þevkânî, IV, 398)

Gerek insaný ve toplumlarý gerekse evrendeki diðer varlýklarý inceleyen deðiþik bilim dallarýna mensup bilim adamlarýndan pek çoðunun -baþlangýçta ateist veya Allah inancý konusunda mütereddit olsalar bile- bu araþtýrmalar sonucunda kâinattaki þaþmaz dengeyi, akýllan zorlayan ince hesaplan ve hayranlýk uyandýran ahengi müþahede ederek ya doðrudan ilâhî kudret ve azamete atýf yapan veya bu güç karþýsýndaki aczin itirafý anlamýna gelen ifadeler kullanmalarý bu âyetlerde ilime yapýlan göndermenin anlaþýlmasýný daha bir kolaylaþtýrmaktadýr.

Yine, sosyal çevrenin etkisiyle dine karþý kayýtsýz kalmýþ ve metafizik konularýyla ilgilenme fýrsatý bulamamýþ birçok insanýn az önce sözü edilen araþtýrmalarýn sonuçlarýný izleyince düþünce dünyalarýnda önemli deðiþikliklerin hatta sarsýlmalarýn meydana gelmesi, varlýklar alemindeki bu düzenin kör bir tesadüfün eseri olamayacaðý üzerinde düþünmeye baþlamalarý, bu sayede kendilerini sorgulama ve hayatý anlamlandýrma çabasý içine girmeleri de, Kur'an'a gönül vermiþ kiþilere önemli bir görevi yani Ýlim yolunda öncülük etmenin de müslümanlýðm gereklerinden olduðunu hatýrlatmýþ olmaktadýr





Risale-i Nur'dan

Bir þeyi bilmemek, cehildir(cahilliktir). Bilmediðini bilmemek yani bilmediðinin farkýna varmamak ise, cehl-i mürekkeb(Bilmemekle beraber, bilmediðini de bilmemek) Ýçinde yaþadýðýmýz þu harika âlemde, güneþin her gün doðup batmasý, her sene bahar olmasý, kýþ olmasý gibi olaylar,devamlýlýk arzettiðinden, pek çok insanda harikalýðý örten bir perde olmuþtur.

Ülfet perdesini yýrtabilenler, kainata adeta baþka boyuttan bakarlar. Baþkalarýnýn görmediðini görürler. Ýlmî keþiflerde bulunan kiþilerin en seçkin bir meziyetleri, bu boyutu yakalamýþ olmalarýdýr ..

Bütün bu nefsin engellerine raðmen, bir hakikat aþýðý ve bir gerçek arayýcýsý olarak insan, hakikata ulaþmaya, gerçeði bulmaya gayret eder ve etmelidir. Zaman zaman ayaðý engellere takýlsa da, hemen doðrulup yolunda yürümelidir. Zira, engeler takýlmak için deðil, aþýlmak için vardýr.





Ebu’l-Hasan Ali b. Ahmet el-Vahidi....El-Veciz Fi Tefsir’il Kitab’il Aziz e göre

Daðlardan beyaz, kýrmýzý ve deðiþik renklerde simsiyah yollar yarattý”
Yani daðlarda olan ve damarlar gibi beyaz ve kýrmýzý yollar yarattý. Yine siyah kayalarla dolu daðlar yarattý.

Ýnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan muhtelif renkte olanlar vardýr”
Daðlarýn ve meyvelerin renkleri gibi onlarýn da renkleri farklý farklýdýr.
Kullar içinden ancak alimler Allah'tan korkarlar”
Yani kim alim olursa onun Allah korkusu daha fazladýr






Savfetü-t Tefasir Muhammed Sabuni' ye göre

Allah, insanlardan hayvan­lardan ve davarlardan, meyve ve daðlarýn farklýlýðý gibi, renkleri farklý varlýklar yarattý. Bir kýsmý beyaz, bir kýsmý kýrmýzý, bir kýsmý siyah. Bun­larýn hepsi Allah'ýn yarattýklarýdýr. Yaratanlarýn en güzeli olan Allah mübarektir.

Yüce Allah, âyetlerini, kudretinin alâmetlerini, sanatýnýn eser­lerini ve farklý cinslerde yarattýklarýný saydýktan sonra ardýndan þöyle bu­yurdu. Allah'tan ancak âlimler korkar. Çünkü âlimler Allah'ý hakkýyle bilirler. Ýbn Kesîr þöyle der: Allah'tan ancak Onu tanýyan âlimler hakkýyle korkar.

Çünkü Yüce Allah tam olarak tanýnýp mükemmel bir þekilde bilinince, O'ýýdan korkmak da daha çok ve büyük olur.Allah, büyüklüðü ile herþeyden üstündür. Kullarýndan tevbe edip Ona dönenleri çokça baðýþlayýcýdýr.



Taberi Tefsir'ine göre


Ýnsanlardan, diðer canlý varlýklar ve büyük baþ hayvanlardan da çeþitli renkte olanlar vardýr. Kullan içinde Allahtan hakkýyla korkanlar ancak âlimlerdir. Þüphesiz ki Allah, herþeye galiptir, çok affedendir.

Allah teala bu âyet-i kerimelerde, gökten yaðmur yaðdýrarak çeþitli renklerde meyveler var ettiðini, daðlan da beyaz kýrmýzý, siyah gibi çeþitli renk­lerde yarattýðýný, ayrýca insanlarý, canlýlarý ve büyük baþ hayvanlarý da çeþitli renklerde yarattýðýný bildirmekte ve kudretinin büyüklüðünü bizlere göstermek­tedir.

Aynca yüce Mevlanýn bu kudretinin büyüklüðünü ancak âlim kullarýnýn idrak ederek rablerinden hakkýyla korkabileceklerini de beyan etmektedir. Bu da ilmin ve âlimlerin faziletini göstermekte ve bizleri ilme teþvik etmektedir

Gönderen: 08.02.2007 - 02:39
Bu Mesaji Bildir   eness_25 üyenin diger mesajlarini ara eness_25 üyenin Profiline bak eness_25 üyeye özel mesaj gönder eness_25 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1309 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61992 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.