*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1490 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 5. Ocak 2025 - 18:44

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

önceki konu diğer konu

28 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	NurBahcesi

DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

2687 Mesaj -

sevban r.a anlatiyor
bir yolculukta peygamber efendimizle beraberdik
muhacirler
cenabi hak altin ve gümüsü kötüledigine göre
acaba hangi mali bulundurmakta sakinca yoktur
dediler
ömer r.a
isterseniz gidip rasülullah sas e sorayim dedi
onlar da
git dediler ömer r.a gidince arkasindan ben de devemi alip gittim
peygamber efendimize
ya rasülallah muhacir kardeslerim cenabi hak altin ve gümüsü vermistir hangi mal iyidir ki biz onu bulunduralim
peygamber efendimiz SAS
ZIKREDICI DIL BIR SÜKREDICI BI KALP IMANINIZDA SIZE YARDIMCI OLACAK IMANLI BIR KADIN BULUNDURUN buyurdu

sahabe hayati--

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son NurBahcesi tarafından, 20.11.2006 - 18:52 tarihinde.

Gönderen: 20.11.2006 - 18:47

	khayr

DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

206 Mesaj -

"Kalbler ancak zikrullâh ile itmi'nâna (hakiki huzura) eriþir" (er-Ra'd,28)

"Ýman edenlerin, zikrullah ve Hak'tan inen Kur'an sebebiyle kalblerinin huþu içinde ürperme zamaný henüz gelmedi mi?" (el-Hadid,16)

"Allah'ý zikretmek; elbette en büyük (ibadet)'tir."el-Ankebut,45)

"Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim. Bana þükredin, nankörlük etmeyin!" (el-Bakara,152)

"Sen ve kardeþin birlikte ayetlerimi götürün. Ýkiniz de beni hatýrlayýp anmakta gevþeklik göstermeyin." (Taha,42)

"Allah'ý zikretmek hususunda kalbleri katýlaþmýþ olanlara yazýklar olsun!.."ez-Zümer,22)

"Rabbini, kendi içinde (kalbinde), yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, gece-gündüz zikret! Gafillerden olma!" (el-A'raf,205)

Gönderen: 20.11.2006 - 19:45

	NurBahcesi

2687 Mesaj -

ALLAH RAZI OLSUN KARDESIM

Gönderen: 20.11.2006 - 20:04

	khayr

DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

206 Mesaj -

Fahr-i Kainat (S.A.V.) Efendimiz de zikir v zikir meclislerinin fazileti hakkýnda bir kudsi hadisinde þöyle buyurmuþlardýr:

"Allah Teala buyuruyor ki:

Ben kuluma,benim hakkýmdaki zannýna göre muamele ederim. O beni zikrettiðinde ben onunla beraberim. O beni, kendi içinde zikrederse, ben de onu zikrederim. O beni bir topluluk içerisinde zikrederse, ben de onu o topluluktan daha hayýrlý bir topluluk içerisinde anarým." (Buhari, Tevhid, 15)

Allah Rasulü (S.A.V.) brigün ashab-ý kirame hitaben:

"- Amellerinizin Allah katýnda en temizini, derecelerinizin en yükseðini, altýn ve gümüþ sadaka vermenizden daha hayýrlýsýný, düþmanlarýnýzla karþýlaþýp boyunlarýný vurmanýzdan ve onlarýn da sizin boynunuzu vurmasýndan daha hayýrlýsýný haber vereyim mi?" diye sordu.

Onlar da:

"- Haber ver, ey Allah'ýn Rasulü!" dediler.

Bunun üzerine Hazreti Peygamber (S.A.V.):

"- Allah'ý zikretmektir." buyurdu. (Tirmizi, Deavat, 6)

Rabbim sizlerden de razý olsun inþaAllah...AMÝN!!!

Gönderen: 20.11.2006 - 20:32

	.~Sniper~.

1230 Mesaj -

Nurbahçesi Abi Ve Khayr Abla

Gönderen: 20.11.2006 - 21:41

	CiVELEK

978 Mesaj -

Kalbler ancak zikrullâh ile itmi'nâna (hakiki huzura) eriþir" (er-Ra'd,28)

Allah Razı Olsun

bu güzel paylaþýmlarýnýz için

- gül

Gönderen: 21.11.2006 - 07:14

	MeLiSSaNuR

498 Mesaj -

Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

Allahi ZIKIR:

-Ibadetlerin özüdür
-Kalplerin temizligi, gönüllerin nuru ve huzurudur
-Vucutlarin kuvveti, ruhlarin nesesi ve yüzlerin güzelligidir
-Ilahi marifet ve muhabbet sermayesidir
-Imanin gücüdür, islami yasamayi kolaylastirandir
-Elemleri, bunalimlari giderir
-Allahi razi eder. Onu görür gibi ibadete yol acar
-Dil afetlerinden korur, günahlari eritir
-Ibadetlerin en kolayi fakat en faziletlisidir
-Allahi sevmenin ve Onun tarafindan sevilmenin alametidir

ELHAMDULILLAH, SÜPHANELLAH

Gönderen: 21.11.2006 - 13:02

	Son-GüL

1125 Mesaj -

ALLAH (c.c) cümlenizden razý olsun...

Nurbahçesi abi:

Khayr abla:

Melissanur abla :

Gönderen: 21.11.2006 - 13:11

	huzeyme

48 Mesaj -

kardeþler ALLAH razý olsun hepinizden.

Gönderen: 21.11.2006 - 13:17

	YeSiLKuBBeM

7 Mesaj

ALLAH hepinizden razi olsun Can Kardeslerim.. gül

Sabah ve akþam içinden yalvararak ve korkarak yüksek olmayan hafif bir sesle Allah'ý zikret. Gafillerden olma. (Araf 205)

Gerçek müminler o kimselerdir ki Allah anýldýðý zaman kalpleri korkarak ürperir, onlara Allah' ýn ayetleri okunduðu zaman imanlarýný artýrýr ve onlar, yalnýz Rablerine tevekkül ederler. (Enfal 2)

Gönderen: 22.11.2006 - 07:55

YeSiLKuBBeM üyenin diger mesajlarini ara

	Havz-i Kevser

1543 Mesaj -

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. Razý olsun konuyu açan kardeþimden diðer katký yapan kardeþlerimden hepinizden ÝnþALLAH. gül

En güzel zikirlerden biride Kelime-i Tevhid dir. Kelime-i Tevhid Ýmanýn tazelenmesidir. Kainat daim Yaratýldýðý ve bir deðiþim geçirdiði gibi bizde beden olarak deðiþim geçiririz bu sebeple daima imanýnýzý yenileyin öðüdünü verir Peygamber Efendimiz (s.a.v) Evliyalarýmýz Alimlerimiz. Tasavvuf Ehl-i'nin önemli zikirlerinden biri Kelime-i Tevhid dir. Bizde bir iki kelam ile katký yapalým istedik. Zira kardeþlerimiz fazlasý ile konuyu aydýnlatmýþlar...

Gönderen: 22.11.2006 - 09:05

Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara

Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle

	utaniyorum

konuda güzel eklemede

1942 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý khayr

"Ýman edenlerin, zikrullah ve Hak'tan inen Kur'an sebebiyle kalblerinin huþu içinde ürperme zamaný henüz gelmedi mi?" (el-Hadid,16)

"Allah'ý zikretmek; elbette en büyük (ibadet)'tir."el-Ankebut,45)
"Allah'ý zikretmek hususunda kalbleri katýlaþmýþ olanlara yazýklar olsun!.."ez-Zümer,22)

"Rabbini, kendi içinde (kalbinde), yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, gece-gündüz zikret! Gafillerden olma!" (el-A'raf,205)

konuya yapýlan ekleme ne kadar güzel...
degerli hocam vee khayr hanýmefendiye teþekkür ederim..

Gönderen: 23.11.2006 - 18:36

	astaravista253

RE:

791 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý Songul

ALLAH (c.c) cümlenizden razý olsun...

Nurbahçesi abi:

Khayr abla:

Melissanur abla :

Gönderen: 26.11.2006 - 10:16

astaravista253 üyenin diger mesajlarini ara

astaravista253 üyeyi arkadas listeme ekle

	Umuda_Dogru

162 Mesaj -

Selamun aleyküm

Allah c.c hepinizden razi olsun

Zikir imani kuvvetlendirir, ve tüm ihlas ile yapilan ibadetler imani kuvvetlendirir

selametle..

Gönderen: 04.02.2007 - 16:12

Umuda_Dogru üyenin diger mesajlarini ara

	rifat56

RE: DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

5108 Mesaj -

Yüreðinize saðlýk çok faydalý eklemeler olmuþ...Teþekkürler.

Alıntı
Orijýnalý khayr

"Kalbler ancak zikrullâh ile itmi'nâna (hakiki huzura) eriþir" (er-Ra'd,28)

"Ýman edenlerin, zikrullah ve Hak'tan inen Kur'an sebebiyle kalblerinin huþu içinde ürperme zamaný henüz gelmedi mi?" (el-Hadid,16)

"Allah'ý zikretmek; elbette en büyük (ibadet)'tir."el-Ankebut,45)

"Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim. Bana þükredin, nankörlük etmeyin!" (el-Bakara,152)

"Sen ve kardeþin birlikte ayetlerimi götürün. Ýkiniz de beni hatýrlayýp anmakta gevþeklik göstermeyin." (Taha,42)

"Allah'ý zikretmek hususunda kalbleri katýlaþmýþ olanlara yazýklar olsun!.."ez-Zümer,22)

"Rabbini, kendi içinde (kalbinde), yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, gece-gündüz zikret! Gafillerden olma!" (el-A'raf,205)

Gönderen: 04.02.2007 - 19:04

	ahmet gunay

Misafir

Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

Gönderen: 04.02.2007 - 19:07

	FilizEnsar

RE: RE: DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

274 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý rifat56

Yüreðinize saðlýk çok faydalý eklemeler olmuþ...Teþekkürler.

Gönderen: 04.02.2007 - 19:14

	burcunur

RE:

635 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý MeLiSSaNuR

Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

Allahi ZIKIR:

-Ibadetlerin özüdür
-Kalplerin temizligi, gönüllerin nuru ve huzurudur
-Vucutlarin kuvveti, ruhlarin nesesi ve yüzlerin güzelligidir
-Ilahi marifet ve muhabbet sermayesidir
-Imanin gücüdür, islami yasamayi kolaylastirandir
-Elemleri, bunalimlari giderir
-Allahi razi eder. Onu görür gibi ibadete yol acar
-Dil afetlerinden korur, günahlari eritir
-Ibadetlerin en kolayi fakat en faziletlisidir
-Allahi sevmenin ve Onun tarafindan sevilmenin alametidir

ELHAMDULILLAH, SÜPHANELLAH

Yüreðinize saðlýk çok faydalý eklemeler olmuþ...Teþekkürler

Gönderen: 04.02.2007 - 19:32

	YeSiLKuBBeM

7 Mesaj

Esselamu Aleyküm Canim Kardeslerim..

Peki bu eklemelerden ne ögrendik???

Hicbir saniye ama hicbir saniye bosa gecmesin..

Ister yolda yürürken ZIKIR yapin..
Ister bulasik yikarken ZIKIR yapin..
Ister alisveris yaparken ZIKIR yapin..

Zikir derken.. Hem Kelime-i Tevhid, hem Salavat, hem Tevbe..

Inanin, o güzel Kalpleriniz NUR ile dolacak..
Ve ALLAHin yakinligini his ediceksiniz, öyleki zikir yaparken, gözlerinizden damla damla yaslar akacak..

DUAlarim Sizler icindir..
Beraberce O'na kavusmaktir tek istegimiz..

... gül

...

Gönderen: 05.02.2007 - 09:47

	öznur-61

50 Mesaj -

bunlarý okumamýza vesile olduðunmuz için Allah razý olsun

Gönderen: 12.02.2007 - 16:21

**öznur-61** üyenin diger mesajlarini ara

	NurBahcesi

ben gidiyorum arkadaslar..

2687 Mesaj -

NAMAZA.....
kalkmaya...
bu gece...sabaha...gec uyanmayalim...vaktinde kilalim

Gönderen: 13.02.2007 - 21:36

	ahmet gunay

RE: ben gidiyorum arkadaslar..

Misafir

Alıntı
Orijýnalý NurBahcesi

NAMAZA.....
kalkmaya...
bu gece...sabaha...gec uyanmayalim...vaktinde kilalim

ALLAH'IM KABUL EDER ÝNÞALLAH...

DUALARDA BULUÞALIM....

Gönderen: 13.02.2007 - 22:10

	_LaL_

838 Mesaj -

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

Allah Razı Olsun

Gönderen: 28.05.2007 - 04:47

	hidayete davet

Zikir ve Ehli zikir

35 Mesaj -

Zikir ve Ehli Zikir

“Zikir nedir?” diye sorduðumuz zaman bize diyorlar ki: “Zikir hatýrlamaktýr.” “Ehli zikir nedir? Ehli zikir kimdir?” diye sorduðumuzda “Allah’ý hatýrlayan ehli zikirdir.” diyorlar. “Ben Kur’ân okuyorum, Kur’ân bir zikirdir. Öyleyse ben Kur’ân okuyan olarak ehli zikirim, zikir sahibiyim.” Kur’ân kültüründen bu kadar yoksun insanlar, insanlara dîn dersi vermekteler.
Bundan belki 20 yýl evveldi. O zaman Ýstanbul Müftü Yardýmcýsý bir kardeþimizdi zannediyorum. Doçentti, þimdi profesör oldu. Ehli zikirden kendisine bahsettiðimiz zaman: “Ehli zikir benim, ben Kur’ân okurum. Kur’ân okuyan ehli zikirdir. Çünkü Kur’ân okumak, Kur’ân-ý Kerim’de zikir olarak geçiyor.” dedi. Söylediði doðru, Kur’ân gerçekte Kur’ân-ý Kerim’de “zikir” olarak geçiyor. Kur’ân bir zikirdir. Kur’ân okumak da bir zikirdir. Namaz kýlmak da bir zikirdir. Ama asýl zikir Allah’ýn ismini “Allah, Allah, Allah, Allah, Allah…” diye tekrar etmektir. Ýþte eðer insanlar Kur’ân’ý unutmuþlarsa, eðer dîn adamlarýmýz, dîn öðretenler zikri unutmuþlarsa, kendileri zikir ehli deðilse, o zaman zikir ehli olmanýn muhtevasýný da bilemezler.
Öyleyse evvelâ “Kur’ân-ý Kerim’in en büyük ibadeti hangisidir?” diye soralým ve cevabýný verelim. En iyisi bu deðil mi? Elimizde doðruyu yanlýþtan ayýrt eden bir tane furkan var. O tek furkan Kur’ân-ý Kerim’dir. Her þey O’nda yargýlanýr. Baþka nesnelerle Kur’ân yargýlanmaz. Her söylenen söz, meselâ hadîsler; uydurma mýdýr, mevzu mudur, deðil midir, saðlam hadîs midir, senetli midir, sepetli midir? Her neyse, biz detaylarý bilmeyiz. Allahû Tealâ açýk bir þekilde buyuruyor: “Kur’ân furkandýr.” Peygamber Efendimiz (S.A.V) de gene açýk bir þekilde buyuruyor: “Bir gün Benim hadîslerim tartýþýlacaktýr. Kur’ân’a bakýn. Hiç bir hadîsim Kur’ân’a aykýrý olmaz.” diyor.
Bu kadar uydurma hadîsin nasýl biraraya geldiðini anlamak gerçekten zor. Çünkü hadîsleri alýp da Kur’ân’la karþýlaþtýrdýðýmýz zaman bir çoðunun geçersiz olduðunu görüyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de bunu çok iyi bildiði için, Kendi adýna kim bilir ne kadar hadîsin uydurulacaðýný evvelden bildiði için ve Allah O’na söylediði için, O da önceden söylüyor bunu: “Benim hadîslerim tartýþýlacaktýr. Kur’ân’a bakýnýz. Hiçbiri Kur’ân’a aykýrý olamaz.” diyor.
Ankebut Suresinin 45. âyet-i kerimesine gelin beraberce bakalým. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

29/ANKEBUT-45: Utlu mâ ûhýye ileyke minel kitâbi ve ekýmýs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahþâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).
Kitaptan sana vahyedilen þeyi oku ve salatý ikâme et (namazý kýl). Muhakkak ki salat (namaz), fuhuþtan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ý zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptýðýnýz þeyleri bilir.

Münker, Allah’ýn söylediklerinin inkâr edildiði standartlardýr. Fuhuþ da nefsimizin afetlerine tâbî olduðumuz her olaydýr. Nefsimizin afetleri bizi hangi noktada yere yýkmýþsa, yenmiþse, hangi noktada nefsimize tâbî olup günah iþlemiþsek iþte onlarýn her birisi fuhuþtur. Orada ne yapýyoruz? Orada ne yaptýðýmýzý Casiye Suresinin 23. âyet-i kerimesi söylüyor. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

45/CASÝYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gýþâveh(gýþâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasýný kendisine ilâh edinen kiþiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasýz ilmi) üzere dalâlette býraktý. Ve onun iþitme hassasýný ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasýnýn üzerine gýþavet (perde) kýldý (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?

Rab mevkiinde Allah var; emredici, emrine itaat edilen mürebbiye, terbiyeci. Bütün insanlarý en güzel standartlarda en güzele ulaþtýracak olan Allah’týr. Bu insanlar ne yapýyorlar? Allahû Tealâ’nýn emirleri var, onlarý yerine getirmiyorlar. Peki, Allah’ýn emirlerini yerine getirmiyorsa neyi yerine getiriyorlar? O anda nefsinin hangi afetiyle alakalýysa o olay, o afetin talep ettiði þeyi gerçekleþtiriyor. Hevasýný yani nefsinin afetlerini, o olayda kendisine ilâh ediniyor. O olayda, Allah’ý Rab mevkiinden, emir ve kumanda mevkiinden çekip alýyor, nefsinin afetini Rabbinin yerine getiriyor. Onun emrini yerine getiriyor.
Ýþte Allahû Tealâ böyle insanlar için: “Onlar hevalarýný kendilerine ilâh edinenlerdir.” Hevalarýný kendilerine ilâh edinen insanlarý Allah onlarýn ilimleri üzere dalâlette býrakýr.” diyor. Ýþte o âlim geçinen insanlarýn büyük çoðunluðu, kendilerine insanlarýn yazdýðý kitaplarla ilim öðretilenlerdir. Asýrlardan beri insanlar açýklamalar yapmýþlar, itikadî konularda, muamelatta, akaidde, kelamda, her türlü dîni konuda hep insanlar yazmýþlar çizmiþler. Bunlar bugüne kadar ulaþmýþ. Ayrý ayrý gruplar tarafýndan genel kabul görmüþ olanlar, az kabul görmüþ olanlar, reddedilenler olmuþ.
Bir grubun reddettiðini öbür taraf kabul ediyor. Böylece bir karmaþa dînde hüküm sürüyor. Ýþte ilimleri üzere Casiye Suresinin 23. âyet-i kerimesine göre Allah’ýn dalâlette býraktýðý insanlar bulunuyor. Bu insanlarýn iþareti þudur: “Allah onlarýn görme hassalarýna (basarlarýna) gýþavet isimli perde çeker.” diyor. Sonra ne diyor? “Allah onlarýn sem’î isimli iþitme hassalarýný mühürler. Allah onlarýn kalplerini de mühürler.” Yani kalplerindeki idrak hassasý da mühürlüdür.
Ýnsanlar o kadar çok þeyi unutmuþlar ki; kendilerini kurtuluþa ulaþtýracak olan herþeyden, þeytan allem etmiþ, kallem etmiþ ellerini ayaklarýný çektirmiþ. Ýþte bunlardan birisi de zikirdir.
Zikir, hatýrlamak mânâsýna gelir.
1- Allah’ý zikretmek, Allah’ý hatýrlamak mânâsýna gelir.
2- Tekrar etmek mânâsýna gelir. Allah’ýn ismini “Allah, Allah, Allah…” diye tekrar etmek mânâsýna gelir.
3- Bir mefhumun, bir kelimenin daha evvel geçtiðini, kullanýldýðýný da ifade etmekte de kullanýlýr. Meselâ “Yukarýda mezkur olan bu kelime.” cümlesi “Yukarýda zikredilmiþ olan.” demektir. Yukarýda yazýlmýþ olan þimdi hatýrlatýlýyor.
Zikir Allahû Tealâ’nýn isminin “Allah, Allah, Allah, Allah, Allah…” diye tekrarýnýn da adýdýr.
Kur’ân-ý Kerim’de Allah’ýn adýný “Allah, Allah, Allah, Allah, Allah…” diye zikretme müessesesi farz mýdýr? Evet. Bu zikir, devamlýlýðý açýsýndan zikir adýný alýr. Bu, günün bir kýsmýnda Allah’ý ara sýra zikretmektir ve üzerimize farzdýr. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

73/MUZEMMÝL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ agla

tebtîlen).
Rabbinin (Allah’ýn) ismiyle zikret ve herþeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaþ, vasýl ol).

Zikrin Allah ismi kullanýlarak gerçekleþtirilmesi konunun temelidir. “ve tebettel ileyhi tebtîlâ: Herþeyden kesilerek Allah’ý zikret. Allah’a doðru yola çýkarak Allah’a ulaþ.”
Allahû Tealâ bu ulaþmanýn zikirle gerçekleþeceðini, Muzemmil Suresinin 8. âyet-i kerimesinde anlatýyor: “Allah’ýn ismini zikret, Rabbinin ismini zikret.”
Rabbimizin ismi El-Ýlâh’týr. ‘El-Ýlâh’ kelimesi Türkçemizde “Allah” olarak deðerlendirilir. Arapça’da da öyle. Öyleyse Allahû Tealâ, Allah kelimesinin tekrarýyla zikretmemizi istiyor. “Rabbinin ismiyle zikret ve herþeyden kesilerek O’na ulaþ.” Allah’a ancak bu yolla ulaþýlabileceðini anlatýyor. Bu yolda bir faktörün kullanýlacaðýný, onun adýnýn da zikir olduðunu söylüyor. Yani bir insanýn ruhunu Allah’a ulaþtýrabilmesi “Allah, Allah, Allah…” diyerek Allah’ýn ismini ardarda tekrarýyla mümkündür.
Gördük ki ara sýra zikretmek farzdýr. Hem de bu farz, Muzemmil Suresinin 8. âyet-i kerimesinde ruhunuzu Allah’a ulaþtýrýncaya kadar çoðalan bir hüviyet kazanýyor.
Peki, günün yarýsýndan fazla zikretmek, her gün Allah’ý çok zikretmek, zikirsiz geçen zamandan daha fazla zikretmek üzerimize farz mýdýr? Evet, o da farzdýr. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

33/AHZAB-41: Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ agla

kesîran).
Ey âmenû olanlar! Allah’ý çok zikirle (günün yarýsýndan fazla) zikredin.

“Öyle seviyede bir zikirle zikredin ki; bu çok zikir olsun, günün yarýsýndan daha fazla zikir olsun.” Peki, yolun sonu nereye ulaþýr? Yolun sonu daimî zikre ulaþýr. Ulaþmanýz lâzým gelen hedef daimî zikirdir. O zaman insan olarak yaratýlmanýn o müstesna saadetini bütün boyutlarýyla yaþarsýnýz. Siz insansýnýz, kâinattaki en üstün varlýklar.
Peki daimî zikir de üzerimize farz kýlýnmýþ mýdýr? Evet. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

3/AL-Ý ÝMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kýyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkýs semâvâti vel ard(ardý göz kırpma

, rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtýlâ agla

bâtýlan), subhâneke fekýnâ azâben nâr(nârý göz kırpma

.
O (Ulûl’elbab) ki; (lübblerin, Allah’ýn sýr hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah’ý zikrederler. Göklerin ve yerin yaratýlýþý hakkýnda tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunlarý bâtýl olarak (boþuna) yaratmadýn. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateþin azabýndan koru.”

Üç halde bulunabilirsiniz: Ya þu anda bizim oturduðumuz gibi oturuyorsunuz, ya bulunduðunuz yere yürüyerek geldiniz ve geldiðiniz gibi ayaktasýnýz, bir de gece yattýðýnýz gibi yatýyor halde olabilirsiniz. Üç tane hal; ayakta olmak, oturuyor olmak, yatýyor olmak. Bir dördüncüsü yok. Allahû Tealâ üç halin üçünde de zikretmenizi istiyor.
Öyleyse bütün insanlar için çok zikir farz olduðu gibi neticede daimî zikre ulaþmak, daimî zikrin sahibi olmak, o da farzdýr. Bir insan üç halde bulunabilir: Ayaktadýr, oturuyordur, yan üstü yatýyordur.
Yan üstü yatmamýz emrediliyor. Acaba yan üstü yatmanýn zikirle bir alakasý var mýdýr? Kesin. Yataðýnýzý öyle bir þekilde dizayn etmelisiniz ki; kýble sað tarafýnýzda kalmalý. Öyle bir þekilde uyumalýsýnýz ki; yüzünüz sað tarafa dönmeli, yan üstü yatmalýsýnýz. Yüzünüz sað tarafa yani kýbleye doðru olmalý ve sað kulaðýnýz yastýkta olmalý. Birazcýk sað kulaðýnýzý yastýðýn üzerinde saða sola oynatmanýz gerekiyor. Bunu oynatmaktan muradýnýz nedir? Kulaðýnýza basýnç sebebiyle kalbinizin atýþ ritmi ulaþacaktýr. Bu yastýðýn üzerindeki o vaziyetinizi deðiþtirmeyin. Kalbinizde atan toplardamarýn ve atardamarýn ardarda vücuda getirdiði ses, birbiri arkasýndan gelir. Allah kelimesini “Allah, Allah, Allah…” diye kalbiniz tekrar etmektedir. Ýþte siz de uyumaya niyetlendiðinizden itibaren içinizdeki sesle buna iþtirak edeceksiniz. Dilinizi kýmýldatmayacaksýnýz. Ses de çýkarmayacaksýnýz. O sese paralel olarak dilinizi kýmýldatmadan, ses de çýkarmadan kalbinizdeki sesle, kalbinizin sesiyle Allah’ýn ismini tekrar edeceksiniz. Allah kelimesini söyleyeceksiniz. Ama diliniz kýmýldamayacak. Allah kelimesini söyleyeceksiniz ama sesiniz çýkmayacak. Þimdi iç sesinizle dilinizi kýmýldatmadan “Allah” deyin, ýsýrýn dilinizi. Allah kelimesini defaatle söyleyebildiðinizi gördünüz. Ýþte ses çýkarmadan dilinizi de hareket ettirmeden, Allah kelimesini o zaman kalbinizin atýþýna paralel söyleyebilirsiniz. Kýsa bir zaman sonra kalbinizin ritmiyle sesiniz eþitlenir.
Ýþte böyle bir olayý, kalbinizin sesini iç sesinizle gerçekleþtirdiðiniz zaman, dilinizi kýmýldatmadan zikirle uyuyun. Bir gün uyandýðýnýz zaman da zikrinizin devam ettiðini göreceðiniz bir zaman parçasý mutlaka oluþacaktýr. Bir yere mutlaka ulaþacaksýnýz. Ýþte orasý daimî zikirdir. Daimî zikir, kalbinden zikir yaparak uyuyan kiþinin, uyandýðý zaman kalbindeki zikrin devamýný duyuyor olmasý halidir. Bu demektir ki uyuduðu sürece o kiþinin kalbinin sesi hep “Allah, Allah, Allah…” diye dili kýmýldamadýðý halde devam etmiþtir. Ýþte daimî zikir budur. Yatana kadar hep Allahû Tealâ’yý zikretmek, yatarken zikirle yatmak, iþte bu daimî zikirdir. Bütün sahâbe daimî zikrin de sahibi olmuþlardýr. Hem zikretmiþler hem de daimî zikrin sahibi olmuþlardýr.
Gördük ki zikir de farzdýr, çok zikir, günün yarýsýndan fazla zikir de farzdýr, daimî zikir de farzdýr. Gene gördük ki zikir Kur’ân-ý Kerim tilavetinden de namazdan da üstün bir ibadettir. Eðer size derlerse ki “Dînin direði namazdýr.”, diyeceksiniz ki: “Doðrudur, dînin direði namazdýr. Ama Allah’ý zikretmek dînin çadýrýdýr.” Öyleyse çadýrsýz bir direk yeterli olmaz. Allahû Tealâ Ankebut Suresinin 45. âyet-i kerimesinde açýk bir þekilde buyuruyor ki:

29/ANKEBUT-45: Utlu mâ ûhýye ileyke minel kitâbi ve ekýmýs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahþâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).
Kitaptan sana vahyedilen þeyi oku ve salatý ikâme et (namazý kýl). Muhakkak ki salat (namaz), fuhuþtan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ý zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptýðýnýz þeyleri bilir.

Allahû Tealâ; “ve le zikrullâhi ekber, Allah’ý zikretmek daha büyüktür.” diyor. Neden “Kuran’ý Kerim tilaveti olan zikirden daha büyüktür? Namaz adý verilen zikirden, ondan da daha büyüktür. En büyük ibadet Allah’ý zikretmektir.” buyuruyor?
Bizim sevgili dîn adamlarý namazý da zikir olarak kabul ettikleri için bu “ve le zikrullâhi ekber” ifadesini “Namaz en büyük ibadettir.” diye almýþlar. Ýslâm’ýn beþ þartý arasýnda biliyorsunuz ki zikir yok. Ona ayak uydurabilmek için böyle bir ayak oyunu yapmýþlar ve Kur’ân-ý Kerim’in bütün temel hükümlerini altüst etmiþler.
Allahû Tealâ nefsinizi tezkiye etmeyi üzerinize farz kýlýyor. Ruhunuzu ölmeden evvel Allah’a ulaþtýrmayý üzerinize farz kýlýyor. Allah’a ulaþmayý dilemek kaydýyla, bu ulaþtýrmayý Allahû Tealâ Kendisinin gerçekleþtireceðini de garanti ediyor. Biz insanlardan istediði þey Allah’a ulaþmayý dilememiz. Allahû Tealâ ruhumuzu Allah’a ulaþtýrmayý üzerimize farz kýlýyor. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

73/MUZEMMÝL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ agla

tebtîlen).
Rabbinin (Allah’ýn) ismiyle zikret ve herþeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaþ, vasýl ol).

Yani “Bu zikirle ulaþacaksýn.” diyor. Öyleyse zikrin bizim ruhumuzu Allah’a ulaþtýrýcý bir hüviyeti olmasý lâzýmdýr. Nedir bu? Allahû Tealâ buyuruyor ki:

34/SEBE-2: Yalemu mâ yelicu fîl ardý ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ yarucu fîhâ, ve huver rahîmul gafûr(gafûru).
(O, Allah) yere gireni ve ondan çýkaný, semadan ineni ve oraya yükseleni bilir. Ve O, Rahîm’dir (Rahîm esmasýyla tecelli eden), Gafûr’dur (maðfiret eden, günahlarý sevaba çeviren).

Allah’ýn katýndan gelen, yere giren, yerden çýkan, tekrar Allah’ýn katýna yükselen bu nesneler; nötrinolar, enerji partikülleridir. Bunlar Allah’ýn katýndan gelirler, enerji yüklüdürler. Elektrona ulaþýrlar. Elektronu döndürürler, ona spin verirler ve tekrar geriye dönerler. Ýþte bu sebeple Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Kâinatta hiç bir zerre yoktur ki her an Allah’ýn adýný tesbih eder olmasýn. Ama siz bunu anlayamazsýnýz.”

17/ÝSRA-44: Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinn(fîhinne), ve in min þey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ agla

gafûren).
7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O’nu (Allah’ý göz kırpma

tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen bir þey yoktur. Ve fakat onlarýn tesbihlerini siz fýkýh edemezsiniz (anlayamazsýnýz, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; Hakîm’dir, Gafûr’dur (maðfiret edendir).

Bu en küçük zerrenin adý bugünkü tabirle elektrondur. Bu elektronlarýn her birisi mutlak olarak dönerler. Kendi spinleri vardýr. Bu spin sayýsýnca dönerler ve her dönüþlerinde kendi lisanlarýyla Allah kelimesini tekrar ederler. Ama biz onun “Allah” kelimesi olduðunu anlamak yeteneðinin sahibi kýlýnmamýþýz.
Ýþte Allahû Tealâ’nýn dizayný. Bu gökten inen, yere giren, yerden çýkan, tekrar Allah’a geri dönen þey, nötrinolardýr. Öbür taraftan, rahmet, fazl ve salâvât ismindeki üç ayrý nur vardýr. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

24/NUR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiþ þeytân(þeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiþ þeytâni fe innehu ye’muru bil fahþâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeþâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun).
Ey âmenû olanlar, þeytanýn adýmlarýna tâbî olmayýn! Ve kim þeytanýn adýmlarýna tâbî olursa o taktirde (þeytanýn adýmlarýna uyduðu taktirde) muhakkak ki o (þeytan), fuhþu (her çeþit kötülüðü göz kırpma

ve münkeri (inkârý ve Allah’ýn yasak ettiklerini) emreder. Ve eðer Allah’ýn rahmeti ve fazlý sizin üzerinize olmasaydý (nefsinizin kalbine yerleþmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediðinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi iþitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir).

Allahû Tealâ: “Siz nefsinizi tezkiye edemezsiniz, Allah tezkiye eder.” diyor. Acaba Allahû Tealâ “nefsi tezkiye etmek” demekle neyi kastediyor? Nefsinizin kalbinin yarýsýndan fazlasýný Allah’ýn nurlarýyla dolmasýný kastediyor. O nokta, nefs tezkiyesi noktasýdýr. Allah ile olan iliþkilerinizde nefsin tezkiyesidir.
Allah’a ulaþmayý diliyorsunuz. Allah size Rahîm esmasýyla tecelli ediyor. Kör, saðýr ve dilsiz bir insanken insanlar, gören, iþiten ve idrak eden oluyorlar. Kimi gören, iþiten ve idrak eden? Ýrþad makamýný gören, iþiten ve idrak edenler oluyorlar.
Ýrþad makamýný irþad makamý olarak görmeye baþlayan, onun söyledikleri irþad makamýnýn sözleri olarak yerli yerine oturtabilen, idrak eden ve kalbine indirip onun mânâsýný yerli yerine koyan, oturtan kiþinin kalbine Allahû Tealâ ulaþýyor. Kalbini Allah’a çeviriyor. Sonra o kiþinin göðsünü yarýyor, þerh ediyor. O kiþiyi teslimlere hazýrlýyor. Bu maksatla ruhun, vechin, nefsin, iradenin teslimi için o kiþinin göðsünden kalbine nur yolu açýyor. Nur yolu açýlýnca Allah’ýn katýndan ikiþer ikiþer nurlar gelecektir. Allah’ýn katýndan bu nurlarý nefsin kalbine getirecek, celbedecek olan ibadetin adý zikirdir. Kur’ân-ý Kerim’in en büyük ibadetidir. Namazdan da, Kur’ân-ý Kerim tilavetinden de daha büyük bir zikirdir, zikirlerin en büyüðüdür. (Ankebut-45)
Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Kim Allah’ýn zikrinden yüz çevirirse biz ona þeytaný musallat deriz.”

43/ZUHRUF-36: Ve men ya’þu an zikrir rahmâni nukayyýd lehu þeytânen fe huve lehu karîn(karînun).
Ve kim Rahmân’ýn zikrinden yüz çevirirse, þeytaný ona musallat ederiz. Böylece o (þeytan), onun yakýn arkadaþý olur.

Nefs tezkiyesi þeytanýn musallat olmamasý açýsýndan son derece önemlidir.
Allahû Tealâ: “nukayyýd lehu þeytânen ona þeytaný musallat ederiz.” buyuruyor.
Zamanýmýzda unutulmuþ olan zikir müessesesi ne saðlar? Eðer kiþi bu safhalardan geçmiþse, Allah onun göðsünü yarmýþsa, göðsünden kalbine nur yolu açmýþsa ne oluyor? En’am Suresinin 125. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor ki:

6/EN'AM-125: Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeþrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudýllehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).
Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaþtýrmayý dilerse onun göðsünü yarar ve (Allah’a) teslime (Ýslâm’a) açar. Kimi dalâlette býrakmayý dilerse, onun göðsünü semada yükseliyormuþ gibi daralmýþ, sýkýntýlý yapar. Böylece Allah, mü’min olmayanlarýn üzerine pislik (azap, darlýk, güçlük) verir.

Þerh etmek, yarmak demektir. Allahû Tealâ, kiþinin kalbini niçin yarýyor? Allah’ýn katýndan gelen, rahmetle fazl ve rahmetle salâvÂt nurlarýnýn; iki çift nurun, o kiþinin kalbine ulaþmasý için. Allahû Tealâ bu ulaþmayý, sadece bir çift nurun geldiði noktadaki ulaþmayý Zumer Suresinin 22. ve 23. âyet-i kerimelerinde þöyle açýklýyor:

39/ZUMER-22: E fe men þerehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).
Allah kimin göðsünü Ýslâm için (Allah’a teslim için) yarmýþsa artýk o, Rabbinden bir nur üzere olur. Allah’ýn zikrinden kalpleri kasiyet baðlayanlarýn vay haline! Ýþte onlar, apaçýk dalâlettedirler.

39/ZUMER-23: Allâhu nezzele ahsenel hadîsi kitâben muteþâbihen mesâniye takþaýrru minhu culûdullezîne yahþevne rabbehum, summe telînu culûduhum ve kulûbuhum ilâ zikrillâh(zikrillâhi), zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeþâu, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).
Allah, ihdas ettiði (nurlarýn) ahsen olanlarýný (rahmet, fazl ve salâvâtý göz kırpma

, ikiþer ikiþer (rahmet-fazl ve rahmet-salâvât), Kitab’a müteþabih (benzer) olarak indirdi. Rab’lerinden huþû duyanlarýn ciltleri ondan ürperir. Sonra onlarýn ciltleri ve kalpleri Allah’ýn zikriyle yumuþar, sukûnet bulur (yatýþýr). Ýþte bu, Allah’ýn hidayetidir, dilediðini onunla hidayete erdirir. Ve Allah, kimi dalâlette býrakýrsa artýk onun için bir hidayetçi yoktur.

Allah: “Kitab’a müteþabih olarak ihdas ettiklerini ikiþer ikiþer indirir.” diyor. Bunlardan biri rahmetle fazl, ikincisi rahmetle salâvâttýr. Rahmet nurlarý kargo uçaklarýdýr. Ayný zamanda da nur hüviyetindedirler. Fazl ve salâvât ise uçaklarýn taþýdýðý yüktür.
O kiþi zikir yapýyor. Allah’ýn katýndan gelen rahmetle fazl ve rahmetle salâvât nurlarý, o kiþinin göðsüne giriyor. Allah’ýn göðsünden kalbine açtýðý yolu izleyerek, yarýktan girerek, kalbe ulaþýyor. Kalbin içine sadece %2’ye kadar rahmet sýzabiliyor.
Allah’a ulaþmayý dilemiþ, henüz mürþidine ulaþmamýþ bir kiþide Allah iþlemlerini gerçekleþtirmiþtir. O kiþinin kalbinin nur kapýsýný Allah’a çevirmiþ, göðsünü yarmýþ, göðsünden kalbine nur yolu açmýþ, kiþiyi mürþidine ulaþacak hale getirmiþtir. Ýþte bu noktada bu kiþi zikir yapýyor. Zikir yaptýðý zaman Allah’ýn katýndan sadece rahmetle fazl isimli iki nur o kiþinin göðsüne geliyor. (Henüz rahmetle salâvât nurlarý gelmiyor.) Göðsündeki yarýktan geçerek kalbe ulaþýyor. Kalbin içine rahmet nuru girmeye baþlýyor. Bu rahmet nuru %2’ye ulaþtýðý zaman, o kiþi huþû sahibi oluyor. Ýlk %2 nur, rahmet nurudur. Gelen nurlarýn öncüsü rahmet nurudur. Neden? Çünkü bu iþlem Allah’ýn Rahîm esmasýyla tahakkuk ediyor. Ýþte Yusuf Suresinin 53. âyet-i kerimesinde Hz. Yusuf buyuruyor:

12/YUSUF-53: Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûý illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çýkaramam). Çünkü nefs, mutlaka sui olaný (þerri, kötülüðü göz kırpma

emreder. Rabbimin Rahîm esmasýyla tecelli ettiði (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim, maðfiret edendir (günahlarý sevaba çevirendir). Rahîm’dir (rahmet nurunu gönderen, rahmetiyle nefsleri tezkiye ve tasfiye edendir).

Ne zaman Allah’ýn bir kiþiye Rahîm esmasýyla tecellisi baþlar? Allahû Tealâ, o kiþi sadece Allah’a ulaþmayý dilediði zaman Rahîm esmasýyla tecelliye baþlar. Bu tecelli kiþide, 7 tane furkan oluþturur. Bu 7 furkan ile kör, saðýr ve dilsiz olan o kiþinin görmesi mümkün olmuþtur, iþitmesi mümkün olmuþtur ve irþad makamýný idrak etmesi mümkün olmuþtur. Buradaki körlük, saðýrlýk, dilsizlik ve idraksizlik manevî alandaki olaylara yöneliktir. Kiþinin kalbine %2 rahmet nuru girdiði zaman, o kiþi mürþidine ulaþmak için gerekli olan standarda sahiptir. Huþû sahibi olmuþtur ve hacet namazýný kýlar. Bu noktada olan kiþiye Allah mutlaka mürþidini gösterir. Allahû Tealâ mürþidini kime gösteriyor? Allahû Tealâ’dan 12 tane ihsan alan kiþiye gösteriyor.
Mürþide ulaþan kiþi o mürþide tâbiiyetini gerçekleþtiriyor. Tâbiiyet gerçekleþir gerçekleþmez, Allahû Tealâ kiþinin kalbine îmâný yazýyor, baþýnýn üzerine de devrin imamýný gönderiyor. Neden? Devrin imamýnýn ruhu o kiþinin ruhuna diyor ki: “Senin Allah’a mülâki olma günün, yevm’et telâkýn geldi, vücudu terk et Allah’a geri dön. Ýþte Allah’ýn sana verdiði temel emir budur. Sen bir emanetsin. Allah’ýn Zat’ýna dönmek mecburiyetindesin. Senin görevini biz üstleneceðiz.” Devrin imamýnýn ruhu Mu’min Suresinin 15. âyet-i kerimesine göre kiþinin baþýnýn üzerine gelip yerleþiyor.

40/MU'MÝN-15: Refîud derecâti zul arþ agla

arþi), yulkýr rûha min emrihî alâ men yeþâu min ýbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâký göz kırpma

.
Dereceleri yükselten ve arþýn sahibi olan Allah, kullarýndan (Kendisine ulaþtýrmayý göz kırpma

dilediði kiþinin (Allah’a ulaþmayý dilediði için Allah’ýn da Kendisine ulaþtýrmayý dilediði kiþinin) üzerine (baþýnýn üzerine) Allah’a ulaþma gününün geldiðini (o kiþinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah’ýn emrini teblið edecek) bir ruh (devrin imamýnýn ruhunu) ulaþtýrýr.

Ýþte bu noktada kiþinin nefs tezkiyesine baþlamasý söz konusudur. Bu kiþi mürþide ulaþtýktan sonra “Allah, Allah, Allah,…” diye ister sesli, ister sessiz zikretsin ama elindeki tesbihle beyaz bir örtünün altýnda (bunun adý “vird”dir) zikre baþlayýnca, Allah’ýn katýndan, rahmetle fazl ve rahmetle salâvât isimli iki gurup nur gelir. Bu nurlar göðse gelirler. Göðüsten þifreli yolu takip ederek kalbe ulaþýrlar ve kalbin içine girerler. Allahû Tealâ Mucâdele Suresinin 22. âyet-i kerimesine göre kalbinin içine îmâný yazar ve o kiþinin üzerine Allah’ýn katýndan nur gönderilir:

58/MUCADELE-22: Lâ tecidu kavmen yû’munûne billâhi vel yevmil âhîri yuvâddûne men hâddallâhe ve resûlehu ve lev kânû âbâehum ve ebnâehum ve ihvânehum ev aþîretehum, ulâike ketebe fî kulûbihimul îmâne ve eyyedehum bi rûhin minh(minhu), ve yudhýluhum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, radýyallâhu anhum ve radû anh(anhu), ulâike hizbullâh(hizbullâhi), e lâ inne hizbullâhi humul muflihûn(muflihûne).
Allah'a ve ahiret gününe (ölmeden evvel Allah'a ulaþma gününe) îmân eden kavmi, Allah'a ve resûlüne karþý gelenlerle seviþir bulamazsýn. Velev ki onlar, babalarý veya oðullarý veya kardeþleri veya ayný aþiretten olsun. Onlarýn kalplerine îmân yazýlýr. Ve onlar, Allah'ýn katýndan (orada eðitilmiþ olan) bir ruhla (devrin imamýnýn ruhunun baþlarýnýn üzerine yerleþmesi ile) desteklenirler ve altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere konurlar. Orada ebediyyen kalacaklardýr. Allah onlardan razýdýr, onlar da Allah'tan razýdýrlar. Ýþte onlar, Allah taraftarýdýrlar. Ve muhakkak ki Allah taraftarlarý kurtuluþa (felâha) erenlerdir.

Allahû Tealâ’nýn katýndan gelen ruh, o kiþinin baþýnýn üzerinde yerini alýr. O kiþinin ruhu vücudundan ayrýlýr ve kiþi hangi mürþide tâbî olmuþsa onun dergâhýna ulaþýr. Orada kýsa bir zaman kaldýktan sonra ana dergâha ulaþýr ve ana dergâhtaki 10’arlýk sýralardan birinde yerini alýr.
Kiþi zikri arttýrmaya baþlar. Nefsin kalbinde %7 nur birikince, ruh zemin kattan 1. kata ulaþýr. Ýkinci defa %7 nur birikiminde 2. kat, 3., 4., 5., 6., 7. defa %7 nur birikimlerinde ruh 7. kata ulaþýr. 7. katýn 7 tane âlemini saðdan sola doðru geçer ve Sidretül Münteha’ya ulaþýr. Oradan da Allah’ýn Zat’ýna ulaþýr ve Allah’ýn Zat’ýnda yok olur. Ulaþtýðý nokta 21. basamaktýr, yok olmasý 22. basamaktýr. Allahû Tealâ buraya kadar olan bütün konularý kim Allah’a ulaþmayý dilemiþse garanti etmiþtir.
Alahû Tealâ: “Siz sadece Bana ulaþmayý dileyeceksiniz. Sizin ruhunuzu kendime Ben ulaþtýracaðým. Ama bunun için zikir yapmanýz þart. Eðer zikri sevmezseniz, namazý sevmezseniz, orucu sevmezseniz, bunlarý Ben size sevdireceðim.” diyor. Çünkü garanti ediyor. Garanti ettiðine göre mutlaka sevdirecek. Çünkü Allah’ýn baþarmamasý mümkün deðildir. Kim Allah’a ulaþmayý dilerse o kiþinin ruhu mutlaka Allahû Tealâ tarafýndan Kendisine ulaþtýrýlýr.
14. basamakta baþlayan bu olay, nefsin kalbinde 7 defa %7 defa fazl birikimiyle; Emmare, Levvame, Mülhime, Mutmainne, Radiye, Mardiyye, Tezkiye kademelerini geçmek, nefs tezkiyesini oluþturur. Ve ruh 7 tane gök katýný aþarak Allah’ýn Zat’ýna ulaþýr. Bu vuslattýr. Ruh Allah’a vasýl olmuþtur. Allah’ýn Zat’ýnda yok olur.
21. basamak ulaþma, 22. basamak ruhun Allah’a teslimidir. Bu noktadaki zikir 33 bin zikirdir. 7 tane gök katý aþýlmýþtýr. Bu kiþinin 1. gök katýna kadar olan zikri 15 bindir. Ondan sonra ikiþer bin ikiþer bin yükselir. 17, 19, 21, 23, 25, 27, 29, 31, 33 bin zikirde ruh Allah’a ulaþýr. Bu teslimlerden birincisidir. Kiþi henüz 33 bin zikirdedir.
Zikrini arttýrabilirse o kiþi günün yarýsýndan daha fazla zikre ulaþtýðýnda zühd sahibi olacaktýr, zahid olacaktýr. Nefsinin kalbinde %81 nur birikimini saðladýðý zaman o kiþinin fizik vücudu Allah’ýn bütün emirlerini yerine getiren bir form kazanýr. Yasak ettiði hiç bir fiili iþlemez. Ama nefsinin kalbinde hâlâ %19 karanlýk vardýr. Bu kiþi zikir ehli olmuþ mudur? Hayýr, olmamýþtýr. Daha çok zikredecektir. Daimî zikre ulaþacaktýr. Daimî zikre ulaþtýðý zaman o kiþinin adý ulûl’elbabtýr. Allahû Tealâ þöyle buyuruyordu:

3/AL-Ý ÝMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kýyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkýs semâvâti vel ard(ardý göz kırpma

, rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtýlâ agla

bâtýlan), subhâneke fekýnâ azâben nâr(nârý göz kırpma

.
O (Ulûl’elbab) ki; (lübblerin, Allah’ýn sýr hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah’ý zikrederler. Göklerin ve yerin yaratýlýþý hakkýnda tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunlarý bâtýl olarak (boþuna) yaratmadýn. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateþin azabýndan koru.”

“Ellezîne yezkurûnallâhe kýyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim, ulûl’elbab için ayaktayken de otururken de yan üstü yatarken de hep Allah’ý zikretmek söz konusudur.”
Öyleyse ulûl’elbab dediðimiz kiþiler daimî zikrin sahipleridir. Gördük ki daimî zikir farzdýr. Gördük ki daimî zikrin sahipleri ulûl’elbabtýr. Öyleyse bunlarýn adý nedir? Bunlarýn adý ehli zikirdir. Allahû Tealâ: “Eðer bilmiyorsanýz zikir ehline sorun.” diyor. Ýþte Allahû Tealâ’nýn bu ifadesi aslýnda çok önemli bir þeydir. Bizim zamanýmýzýn sevgili dîn adamlarýnýn da hiç anlayamayacaðý bir þeydir. Bu kafayla giderlerse hiç yaþayamayacaklarý bir þey. Zikir ehli daimî zikrin sahibi olan kiþidir. Daimî zikrin sahibi olan kiþinin 7 özelliði vardýr:

Bu kiþi daimî zikrin sahibidir.
Daimî zikrin sahibi olursa ne olur? O kiþinin kalbinde hiç afet kalmaz. Neden? Çünkü Rabbanî kapý açýktýr. Oradan rahmet nurlarý, fazl ve salâvât nurlarý kalbi her an pýrýl pýrýl aydýnlýk tutarlar. Rahmet fazl ve salâvât nurlarý zülmanî kapýya kadar inen Rabbanî kapýdaki mührün, zülmanî kapýyý kapatmasýný saðlar. Bu nurlar ardarda onun üzerine baský yaparlar. O kapýyý kilitleyecek noktaya onu ulaþtýrýrlar. Bu zikirlerin neticesi olan nurlarýn oraya baskýsý sebebiyle kalbin zülmanî kapýsý devamlý kapalýdýr. Kalp de %100 nurlarla dolmuþtur. Zülmanî kapý kapalý olduðu için tekrar oraya dönmesi hiçbir zaman mümkün deðildir. O kiþi hayatta olduðu sürece daimî zikrin sahibi olacaktýr.
Öyleyse kiþi daimî zikrin sahibidir.

Kalbi %100 pýrýl pýrýl Allah’ýn nurlarýyla doludur.
Allah onun kalp gözünü mutlaka açar.
Allah onun kalp kulaðýný mutlaka açar. Allahû Tealâ, kiþinin durumuna göre birçok þeyler gösterir.
Bu dört temel þart kiþiye, üç tane de vasýf þartý kazandýrýr. Bunlara sonuç þartý da diyebiliriz:

Ehli tezekkür olmak. O kiþi ehli zikir, ehli tezekkür olmuþtur. Allah ile her zaman her konuyu konuþabilir.
O kiþi ehli hayýr olmuþtur. Daimî zikrin sahibi olduðu için daima zikretmektedir. Devamlý derecat kazanmaktadýr. Hiç derecat kazanmadýðý bir nokta yoktur. Hem de daima 1’e 700 kazanacaktýr.
Kiþi ehli hikmettir. Hikmet ehlidir. Âyetlere baktýðýnda o âyet 28 basamaðýn hangisine tekabül ediyorsa onu derhal görür. Hangi basamaða ait olduðunu hemen söyler. Bu yetkinin sahibidir. Eðer bu kiþi hakem veya hâkim olursa o zaman da mutlaka kararlarýný adaletle verecektir. Çünkü mutlaka Allah’tan sorarak neticeye gider.
Allahû Tealâ buyuruyor:

21/ENBÝYA-7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve senden önce, vahyettiðimiz rical (erkekler)den baþkasýný göndermedik. Eðer bilmiyorsanýz, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.

“Ýþte ehli zikir olan kiþi odur; “fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn” buyuruyor. “Eðer bilmiyorsanýz zikir ehline sorun.” Zikir ehlinin Kur’ân’daki adý ulûl’elbab’týr. Lübblerin sahipleridir. Gördük ki lübblerin sahipleri ayaktayken de otururken de yan üstü yatarken de hep Allah’ý zikredenlerdir.
Görüyorsunuz mozaiðin bütün kareleri yerli yerine oturuyor. Herþey yerli yerinde. Ýþte böyle bir dizaynda kiþi daimî zikrin sahibi olmuþtur, ehli zikir olmuþtur. Allah ile her zaman konuþur. Þimdi bu hüviyetin neyi içerdiðine bakalým. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

3/AL-Ý ÝMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteþâbihât(muteþâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teþâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlih(te’vîlihi), ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).
O (Allah) ki; Kitab’ý, sana O indirdi. O’ndan bir kýsmý muhkem (mânâsý açýk, yorum götürmez, þüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, (Levhi Mahfuz’daki) ümmülkitapta (yer alan açýk ve kesin âyetler)dir. Diðerleri ise müteþabih (mânâsý kapalý, açýklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde eðrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çýkarmak ve (kendi yararýna uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab’)ýn müteþabih olan kýsmýna uyarlar. Halbuki onlarýn tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. Ýlimde derinleþmiþ olan rasihun (rüsuh sahipleri) ise derler ki: “O’na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katýndan (indirilme)dir.” Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl’elbab tezekkür edebilir.

Ýþte o ulûl'elbab, daimî zikrin sahipleri bunu tezekkür edebilir. Neden? Çünkü onlar ehli tezekkürdür, ehli zikirdir. Allah’tan soracak, cevabýný alacaktýr.
Kur’ân’da unutulan iki kavram, hem zikir kavramý yok olmuþ hem de ehli zikir kavramý yok olmuþtur. Öyle ki, hep o sevgili kardeþimizi hatýrlarýz, þimdi profesör olan o sevgili kardeþimizi. Diyor ki: “Ben Kur’ân okurum, ben de ehli zikirim. Kur’ân bir zikirdir, öyleyse ben de ehli zikirim.” Sözlerimizi bir kulaðýndan giriyor, öbür kulaðýndan çýkýyor. Allahû Tealâ bu zavallý insanlara ilim versin diye dua ediyoruz inþaallah. Asýl önemlisi hidayet versin.
Ne yazýk ki dîn adamlarý kadrosunu oluþturanlarýn büyük, çok çok büyük bir kýsmý Allah’ýn âyetlerinden haberdar deðiller ve kendilerini âlim olarak deðerlendiriyorlar ama aslýnda gerçekten acýnacak durumdalar. Ateþe çaðýran imamlar durumundalar. Allahû Tealâ taksiratlarýný affetsin.
Zikir ve ehli zikir müessesesini, Kur’ân’dan kopan bir büyük hakikati beraberce tezekkür ettik. Bizim þu üniversitelerimizdeki öðretim kadrolarýna baktýðýnýz zaman, daimî zikrin sahibi olan hiç kimseye rastlayamazsýnýz. Hatta zikredenler nadirdir. Sanki Kur’ân-ý Kerim onlar için inmemiþ. Sanki Allahû Tealâ: “Daimî zikre ulaþýn.” dememiþ. Diyorlar ki: “Biz görevimizi yaparýz. Sen bize karýþma.” Bizim karýþmamýz onlarýn söylediði mânâda bir karýþma deðildir. Biz Allah’ýn emirlerine davet ediyoruz ki bu emirlerden birisi de zikirdir ve daimî zikirdir. Öyleyse Allah davet ediyorsa, bugün biz Allah’ýn davetini açýklamakla vazifeli olan kiþiyiz. Hidayeti Allahû Tealâ uhdemize verdi. Öyleyse bundan sorumlu olan biziz. Dîn adamlarýnýn da hidayetin dýþýnda kalmasý bizim onlara da ihtarda bulunmamýza sebebiyet verecektir. Nitekim bu gerçekleþmiþtir.
Birkaç yýlda hidayetin yalnýz bu ülkede deðil, Türkiye’de deðil bütün dünyada öðrenildiðine þahit olacaksýnýz. Güç devre tamamlandý, hidayet çaðýna giriþ tamamlandý. Artýk geliþme çaðýndayýz.

Gönderen: 28.05.2007 - 09:49

hidayete davet üyenin diger mesajlarini ara

hidayete davet üyeyi arkadas listeme ekle

	NurBahcesi

imamlar siiz kımsiniz diyor

2687 Mesaj -

iskender alý mýhr ben buradayým ama yolunuz acýk olsun size tabii olmayý kendime sapýkca addederým ister iimam ister ben farketmez

bakýnýz görüslerý ama okumayýnýz zehirler siz dýlýnýzý zikre zikredýnýz

Ne yazýk ki dîn
adamlarý kadrosunu oluþturanlarýn büyük, çok çok büyük bir kýsmý Allah’ýn âyetlerinden haberdar deðiller ve kendilerini âlim olarak deðerlendiriyorlar ama aslýnda gerçekten acýnacak durumdalar. Ateþe çaðýran imamlar durumundalar. Allahû Tealâ taksiratlarýný affetsin.
Zikir ve ehli zikir müessesesini, Kur’ân’dan kopan bir büyük hakikati beraberce tezekkür ettik. Bizim þu üniversitelerimizdeki öðretim kadrolarýna baktýðýnýz zaman, daimî zikrin sahibi olan hiç kimseye rastlayamazsýnýz. Hatta zikredenler nadirdir. Sanki Kur’ân-ý Kerim onlar için inmemiþ. Sanki Allahû Tealâ: “Daimî zikre ulaþýn.” dememiþ. Diyorlar ki: “Biz görevimizi yaparýz. Sen bize karýþma.” Bizim karýþmamýz onlarýn söylediði mânâda bir karýþma deðildir. Biz Allah’ýn emirlerine davet ediyoruz ki bu emirlerden birisi de zikirdir ve daimî zikirdir. Öyleyse Allah davet ediyorsa, bugün biz Allah’ýn davetini açýklamakla vazifeli olan kiþiyiz. Hidayeti Allahû Tealâ uhdemize verdi. Öyleyse bundan sorumlu olan biziz. Dîn adamlarýnýn da hidayetin dýþýnda kalmasý bizim onlara da ihtarda bulunmamýza sebebiyet verecektir. Nitekim bu gerçekleþmiþtir.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son NurBahcesi tarafından, 30.06.2007 - 09:51 tarihinde.

Gönderen: 30.06.2007 - 09:50

	der_ya

875 Mesaj -

'CENABI ALLAHIN KENDINE NE KADAR YAKIN OLDUGUNU MERAK EDEN KIMSE; KENDISININ ONUNLA OLAN YAKINLIÐINA VE ALAKADARLIÐINA BAKSIN'

EVET KARDEÞLERIM BIZ RABBIMIZE NE KADAR ALAKADAR VE YAKINSAK ODA BIZIMLE O DERECE YAKIN VE YANIMIZDA....
BUNUN EN GUZEL VE ÇABUK YOLU ZIKRULLAHTIR...

VUR DILINI KALBINE VE BAÞLA O GÜZEL ZÝKRE....

SELAM VE DUA ÝLE...

Gönderen: 30.06.2007 - 17:44

	safak_vakti

DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

169 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý ahmet gunay

Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

ey rabbimiz,seni cok zikreden,senden cok korkan,sana cok sukreden,sana cok itaat eden,sana karsi ici saygi ve husu ile dopdolu olan dua,yalvaran ve durmadan sana teveccuh edeb kullarindan eyle.

ey rabbimiz!senden;senin sevmeni,senin sevdiklerinin sevgisini ve bizi sevgine ulastiracak amellerin sevgisini dileriz.senden tertemiz bir hayat,dosdogru bir öluM,rezil etmeyen ve ayiplarin sayilip dokulmedigi bir donus istiyoruz.......(amin)

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son safak_vakti tarafından, 10.11.2007 - 00:42 tarihinde.

Gönderen: 10.11.2007 - 00:40

safak_vakti üyenin diger mesajlarini ara

	NaDiS

RE: DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

210 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý safak_vakti

Alıntı
Orijýnalý ahmet gunay

Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

amin

Gönderen: 10.11.2007 - 06:53

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1490 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sezgin 42 (51), hirtilar (51), Ebranur (52), hatay 1 (64), prensesim_28 (54), btutkun58 (60), zeko6454 (62), omarbabuscu (47), aydýn25 (49), mürsel (61), kapadokyali (33), Hacý Ali (72), battal_42 (53), nuhozer (44), ufuk özdemir (55), halidinvelit (60), maviadaist (49), mkuzeci (43), dervisoglu (60), Furkan 2 (50), MUHAMMEDSA&Yacu.. (45), Samet86 (39), yusuf s (40), mesutgumus (44), s_saglam85 (40), tugra01 (44), kizdede (49), Reyyannn (42), Ilyas AKTAS (59), munal_40 (55), ckisaer (66), münih2828 (66), babaersin (40), memoemmi (47), militan_aet (40), nuryol (49), ibrahimbirsen (71), duisburger (51), AlMiRa (39), abdullah dalgic (58), mkilinc_1986 (39), temiz (61), garibem (53), hýfz&yac.. (57), bedrettin tutku.. (60), Rýfat ÖZ.. (64), akcan_80 (44), ahmet12 (33), alptürk (47), ata kýra.. (71), mukremýn (57), engizli müdür (63), wip_ (50), velibey (52), Beytullah_Ko&cc.. (32), ramoz (60), amel114 (40), Bad-Mad (38), radyogul (44), kaya76 (49), Filizz (67), vuslat28 (48), hayhak (47), nasuh uslu (53)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.74375 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.