0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » İMAM-I AHMED BİN HANBEL

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
İMAM-I AHMED BİN HANBEL
1613 Mesaj -
ÝMAM-I AHMED BÝN HANBEL

Baðdad 164 / Baðdad 241

Horasan'ýn Merve þehrinden gelen anasý, Ahmed bin Hanbel'i 164'de (M. 780) Baðdad'da dünyaya getirmiþtir.

Baba Muhammed bin Hanbel ise, otuz yaþýnda vefat ettiðinden, küçük yaþta yetim býraktýðý oðlu Ahmed'in,

müctehid imamlarýn arasýnda yer aldýðýný görememiþtir. Bu sebeble, Baðdad'da yetim olarak büyüyen Ahmed,

ikinci asrýn yetiþtirdiði büyük ilim ve fazilet sahiplerinden ders alýp, mevcut hadîsleri tümüyle ezberlemeye

koyulmuþ, kimsesiz ve fakir olduðu halde en zenginlerin dahi eriþemediði mevkilere eriþmiþtir. Nitekim, gençlik

devresinde hadis elde etmek için önce Kûfe ve Basra'ya gitmiþ, oradan da Mekke, Medine, Yemen, Þam, derken

bütün Arap yarýmadasýný yaya olarak gezip o günkü Ýslâm Dünyasýnýn büyük bir bölümünü teþkil eden yerlerin

ilim adamlarýný bizzat görmüþ: onlardan hadis dinleyip mes'ele zaptetmiþtir. Ýlgili kitaplarýn kayýtlarýna göre, Ýmam-ý

Ahmed'in ilme olan bu alâka ve þevki, hayatýnýn sonuna kadar da devam etmiþtir. Ak sakallý, nurani yüzlü bir piri

fâni iken bile, çocuklar gibi elinde kalemle ilim muhitlerine gider, mes'ele yazýp, kâide zaptedermiþ... Kalem ve

mürekkebi yanýndan ayýrmadýðýný görenlerden biri:

"Yâ Ebâ Abdullah, ilimde bu kadar mesafe aldýn, hattâ Müslümanlarýn imamý oldun, daha ne zamana kadar

böyle çocuklar gibi mürekkeb þiþesi taþýyacaksýn?" demiþ.

Ýmam tek kelime ile, "Mezara kadar!.." cevabýný iþaret etmektedir.

O günkü âlimlerden Muhammed bin Ýsmail, Hazret-i Ýmam'la yaptýðý bir sohbetini anlatýrken. þu hâdiseyi

nakleder:

"Ben Baðdad'a her gidiþimde Ýmam'ý, çocuklar gibi ilim öðretilen yerlere gider görürdüm. Bir gün yine onun

böyle bir ilim yerinden döndüðünü gördüm. Eskimiþ ayakkabýlarýný da eline almýþ, yalýnayak yürüyor. Sordum:

- Ya Ýmam, daha ne zamana kadar böyle çocuklarýn gittiði yerlere gideceksin?

Cevap verdi:

- "Ölüm, yeter deyinceye kadar..."

Kendine ilim öðreten çocuk bile olsa karþýsýnda diz çöküp oturmayý âdet edinen Ýmam, öðretenin yaþý ne

kadar küçük olursa olsun, onu üstad görür, yaþýnýn küçüklüðüne bakýp da yanýnda lâubali oturmayý uygun

bulmazdý. Nitekim bu mevzudaki müþahedesini anlatan

Halef der ki:

- Ahmed bin Hanbel bize gelmiþ, Ebû Ývâne'nin rivayet ettiði hadisi dinliyordu. O gelince ben kalkýp yerime

oturtmak istedim. Fakat onu bir türlü razý edemedim. Diyordu ki: "Kendisinden ilim öðrendiðiniz bilgi sahiplerine

hürmetle emrolunduk."

Diðer müctehidler gibi Ahmed bin Hanbel'de de Ýslâmý öðrenme aþký zaptedilmez bir arzu halinde idi. Bundan

dolayýdýr ki, tam kýrk yýl gece gündüz ilme çalýþmýþ, evlenme iþini ancak kýrkýncý yaþýndan sonra düþünebilmiþtir.

Onun kýrk yaþýna geldiðinde elde ettiði ilmi ifade etmek isteyenler þöyle tarif etmiþlerdir:

"Ýlmin tümü Ahmed bin Hanbel'in iki gözü arasýnda toplanmýþtý. Ne sorulursa sanki hemen oraya bakar, kesin

ve doðru þekilde cevap verirdi."

Ýmam-ý Mâlik'in meþhur hadis kitabý "Muvatta" gibi yüce deðerde bir hadis kitabý hazýrlayan Ahmed bin Hanbel,

adýna "Müsned" ismi verdiði bu deðerli eseriyle, kendini müctehidler arasýna yüceltmiþ, eþsiz denecek deðerde

ilmî bir hizmette bulunmuþtur. Büyük Müctehid'in bu deðerli hadis kitabý, yediyüz bin hadisten seçilmiþ 30 bin

kadar hadisten müteþekkil bir ilim hazinesidir. Hadis gibi, tefsirde de çok ileri seviyelere yükselen Ahmed bin

Hanbel'in, nasih-mensuh, tarih ve diðer dini þu'belere ait baþka eserleri de vardýr.

Bir tek hadisi zaptetmek için aylarca yaya yol yürümeyi zevkle göze alan Hazret-i Ýmam, bir ara hadis dinlemek

için böyle uzunca bir yolculuðu göze alýr ve nihayet hadîsi bilen adamý bulur. Önünde bir köpeðe ekmek

vermekle meþgul zâta selâm verir. Selâmýný alan adam, kendisiyle meþgul olmadan köpeðe ekmek vermeye

devam eder. Az sonra Ahmed bin Hanbel'e dönen zât þöyle der:

- Seninle deðil de köpekle meþgul olduðuma kýzdýðýný biliyorum. Ama bu köpek aç kalmýþ, Allah da beni

karþýsýna çýkarmýþtýr. Halinden, periþanlýðýný anladýðým bu köpeði doyurmaya mecburum. Zira Hazreti Resûlüllah

buyurdu ki: "Kim bir ihtiyaç sahibinin kendisine arzedilen ihtiyacýný (elinden geldiði halde) karþýlamazsa, Allah da

âhirette onun ihtiyacýný karþýlamaz!.." Bu köpek bana ihtiyacýný arzetti. Ondan yüzümü çevirsem, âhirette de

benden yüz çevrilir.

Ahmed bin Hanbel daha fazlâ dayanamaz:

"Tamam, tamam! Aradýðým hadîsi bulmuþ oldum."

Bütün müctehidlerde görüldüðü gibi, Ahmed bin Hanbel'de de sahip olduðu ilmi, bütün cihetleriyle önce kendi

nefsinde yaþama hasleti dikkati çekmektedir. Onun ilmini asla dünyevi arzularýna vasýta kýlmayýþý, diðer

müctehidlerle ortak olan vasýflarýndan birini teþkil eder. Bir ara yere atýlmýþ kuru ekmeðin tozunu silip yediðini

görenler, bu tavrýný garip karþýlamýþlarsa da, O, bunun mü mine yakýþan bir hareket olduðunu söylemiþtir.

Ýshak bin Nisaburi, Onun tevazuuna ait þu hâdiseyi de anlatýr:

"Ahmed bin Hanbel'in geleceði yere hasýr serdirmiþ, yerini hazýrlatmýþtým. O gelince bunun sebebini sordu.

Ben de kendisine ikram için hasr serdiðimi söyledim. Þu karþýlýðý verdi:

- Kaldýr bu hasýrý, kuru yere oturayým. Ýhlâs, ihlâslý hareket edince kuvvet bulur. Ve hasýrý kaldýrdým. Toprak

üzerine oturup kitaplarýný yere serdi..."

Ebû Hasf-ý Tarsusî de bir hatýrasýný þöyle anlatýr:

"Ahmed bin Hanbel'e sordum:

- Ýnsan kalbi ne ile tatmin olur?

Þöyle cevap verdi:

- Helâl yemekle...

Sonra bu suali büyük veli Biþr bin Haris'le, Abdülvehhab Verrak'a da sordum. Onlar da bir âyeti kerîme

okuyarak cevap verdiler:

- Kalb Allah'ýn zikriyle tatmin olur... Ben onlara: Ahmed bin Hanbel'in (kalb, helâl yemekle tatmin olur) dediðini

söyleyince, ikisi de tasdik ettiler:

- Ahmed bin Hanbel, iþin aslýný söylemiþ. Allah'ý zikirden önce, helâl yemek gelir. Helâl yemeyen insan, Allah'ý

ne kadar zikretse kalbine itmi'nan ve huzur gelmez, dediler."

Halife Me'mun; ilimle iþtigal ettikleri için maiþetlerini kazanamayan ehli hadîs ve ehli ilme yardým göndermiþti.

Bu para, hemen herkese daðýtýldý, ancak Ahmed bin Hanbel helâl olmasýna raðmen kabul etmedi:

- Benim imkâným bana kâfi geliyor, baþka yardýma ihtiyaç hissetmiyorum, dedi. Ahmed bin Hanbel, Halife

Hârun Reþîd'in kendisine kadýlýk teklifini de geri çevirmiþ, ilmî ölçülere tam tamýna uygun hareket edemeyeceði

düþüncesiyle, ilmini Hârun Reþid'in siyasi icraatý içine hapsetmek istememiþtir. Tevazu ve helâl yemek

hususunda titizliði olan Ýmam, çoðu zaman kendi þahsý için hiç kimseyi zahmete sokmak istemezdi. Bu yüzden

bakkala kendisi gider, aldýðý þeyleri kendi eliyle taþýrdý. Görenlerin eline sarýlýp götürmek istemeleri ona tesir

etmez, "siz beni büyük görüyorsunuz, ama Allah da öyle görüyor mu?" diye düþünür. düþündürürdü...

Büyük mâneviyat adamý Ebû Hatîm der ki:

"Bir adam Ahmed bin Hanbel'i seviyorsa, bilin ki o adam sünneti de seviyor..."

Bu sözün ifade ettiði mânâ, Ahmed bin Hanbel'in sünneti seniyyeye karþý son derece titiz ve baðlý oluþudur.

Bu yüzdendir ki, kendisine dua edenler: "Allah sizi Ýslâm üzere sabit, kýlsýn" deyince "Ýslâm ve sünnet üzere sabit

kýlsýn, deyiniz" diyerek tashihte bulunmuþtur.

Ahmed bin Hanbel'in kendi adý Ahmed, baba adý da Muhammed'dir. Hanbel, dedesinin ismidir. Bu sebeble,

Ýmam'a. "Ahmed bin Muhammed" denmesi gerekirken, Ahmed bin Hanbel denmiþ, dede ismiyle þöhret bulmuþtur.

Oðlu Abdullah bir gün babasýnýn özel hayatýný anlatýrken þöyle demiþtir:

"Babam Ahmed, inzivayý çok sever, bir maslahat olmadýkça sokaða ve halkýn içine çýkmak istemezdi. Halk onu,

bir mescidde, bir de hasta ziyareti ile cenaze teþyünde görürlerdi. Sokakta giderken ona kimse eriþemez, bir an

önce geçip yerine varmak isterdi."

Ahmed bin Hanbel'in diðer oðlu Salih de, babasýnýn inzivadaki duasýný anlatýrken þöyle demiþtir:

"Babamýn en çok tekrar ettiði dua þuydu:

-Yâ Rab, ameller sonuna göre deðer taþýr. Sen benim sonumu hayreyle!"

Baðdad'ýn büyük âlim ve zâhid müctehidi Ýmamý Ahmed, fýkhi hükümlerinde ekseriya azimeti tercih eder,

ruhsata pek iltifat etmezdi. Zaten kendisinin yaþadýðý zâhidane hayatý da azimeti tercih ettiðini gösteriyordu.

Nitekim, Ýmam-ý Þafiî ile meþhur hadisçi Yahya bin Main, Ýmam-ý Ahmed ile Mekke'ye gidiyorlardý. Yolda

geceledikleri yerde herkes köþesine çekilmiþ, sabaha kadar kendi anlayýþýnda bir hal üzere bulunmuþtu. Sabah

olunca Ýmam-ý Þafiî þöyle konuþtu:

- Bu gece gözlerimi yumduðumda yine mes'eleler kafama üþüþtü, sabaha yakýn vakte kadar: iki yüz kadar zor

mes'eleye çözüm buldum. Bu yüzden sevinçliyim. Yahya bin Main de þöyle konuþtu:

- Ben de ayný hale maruz kaldým, bir türlü uyku girmedi gözüme. Hadisleri tefekküre baþladým. Resûlüllah'a

nisbet edilen sözlerin içinden yüz kadar sözün hadis olmadýðýný tesbit ettim, bu gece...

Ahmed bin Hanbel'e sordular. O da þu cevabý verdi:

- Ben de sabaha kadar hatimle iki rek'at namaz kýldým. Birinci rek'atýnda yarýsýný okuduðum Kur'an'ýn ikinci

rek'atýnda kalan kýsmýný okuduðumdan, gece Kur'an-ý hatmetmiþ oldum.

Hazret'in zühdü, takvâsý, ibadeti, daha ziyade dikkati çekiyordu. Hadîste de. "Ýnsan bildiðiyle amel ederse,

Allah ona bilmediklerini de öðretir" buyurulmaktadýr. Baþkalarýnýn tefekkür ve ilmi faaliyetle öðrendiklerini o da

fazla amelle elde etmiþ oluyordu.

Halife Me'mun zamanýnda baþ kadý olan Ahmed bin Dâvud'un yanlýþ bir ictihadý yüzünden "Kur'an mahluk mu,

deðil mi?" þeklinde bir lâfzý münakaþa çýkmýþ, Hazret-i Ýmam da, bu ictihada uymadýðýndan hapse atýlmýþ, tam

yirmi sekiz ay hapiste tutularak, iþkence görmüþtür. Me'mun, Mu'tasým. Vâsýk zamanlarýnda devam eden bu

münakaþa, nihayet Mütevekkil'in zamanýnda bitmiþ, bu büyük Halife, Ýmam'ý hapisten çýkarýp ikram ve hürmette

bulunmuþtur. Kendisine yapýlan iþkencelerin hepsini de helâl ettiðini söyleyecek kadar af ve müsamaha sahibi

olan Ýmam'a biri: "Senin gýybetini yaptým, beni affeyle" demiþ. Ýmam da þunu söylemiþ: "Bir daha yapmamak

þartýyle helâl ettim." Yanýndaki Ýbn-i Hânî: "Yâ Ýmam, senin gýybetini yapýyor, sen de affediyorsun?" deyince,

"Baksana þartlý helâl ediyorum, bir daha yapmamak þartýyla" karþýlýðýný vermiþtir.

Kýrk yaþýnda evlendiði hanýmý Âiþe'yle geçen hayatlarýný anlatýrken þöyle derdi:

"Âiþe ile otuz senemizi birlikte yaþadýk. Anlaþamadýðýmýz tek mes'ele olmadý."

Abdullah'ýn annesi Âiþe'nin vefatýndan sonra, Reyhane hanýmla evlenen Ýmam'ýn, bundan da Salih adýndaki

oðlu dünyaya gelmiþtir. Ýmam'ýn halim selim hali, aile hayatýnda da devam etmiþ; anlaþmazlýk, ailevi geçimsizlik

gibi beþerî haller görülmemiþtir.

Kendisini ziyarete gelen Ýmamý Þafiî'yi makamýna oturtup, izzet ikram fazileti gösteren, sonra da onu atýna

bindirip þehrin dýþýna kadar yaya olarak teþyi' eden Ýmamý Ahmed bin Hanbel, dokuz günü bulan bir hastalýktan

sonra, Hicrî 241'de Baðdad'da bir Cuma günü vefat etmiþtir. Cenaze namazýna iþtirak eden Müslümanlarýn

çokluðu yüzünden hemen defni mümkün olmamýþ, ancak ertesi gün izdihamýn verdiði bir anlýk fýrsattan istifade ile

"Harb Kapýsý" mezarlýðýna defnedilmiþtir. Ahmed bin Hanbel, zühd ve takvâsýndan dolayý kendisini medihte

bulunanlara þu karþýlýðý verirdi: "Sen sonuna bak, sonuna!..." Bundan sonra da ellerini kaldýrýr. þöyle dua ederdi:

"Ya Rab, sen sonumu hayreyle. Son nefesimde imanýmý yâr eyle!.."SELAM VE DUA ILE
Gönderen: 04.09.2006 - 20:25
Bu Mesaji Bildir   recepholding üyenin diger mesajlarini ara recepholding üyenin Profiline bak recepholding üyeye özel mesaj gönder recepholding üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 942 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
zelil-i hakisar (42), veritas1905 (42), skesman (49), karakiz06 (44), manayli (42), orhan86 (38), ezel (39), ezel1985 (39), tamteslim (47), esranur (40), Mavzer986 (41), Cicek06 (49), ay-isiginda-sak.. (38), dayi120 (), micnatis (45), celo1903 (43), 2ebu2 (52), a.yasin (49), fedakar (49), adnancaglayan (54), muco (41), Lear (43), MUSTAFA TIRA&TH.. (61), bu_rak (29), engizli (), meryem feyza (33), rkocabas (58), Mavilim (38), Kerimhan (40), BeYaZ vE sIyAh (33), halim (), trabzonlu (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68133 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.