0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » İbni Teymiyyenin bir eseri üzerine

önceki konu   diğer konu
9 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
feyza27 su an offline feyza27  
İbni Teymiyyenin bir eseri üzerine
350 Mesaj -
Ýbn Teymiyye ve bir eseri üzerine

"Þeytanýn insanýn kalbine ektiði vesvese ve kuþku tohumlarýndan nasýl kurtulunur? Bunun iki yolu vardýr. Bir benzetme yapacak olursak, bir köpek yolunuzu kesip size saldýrmaya kalksa, iki þey yaparsýnýz: Ya onu taþla sopayla kendinizden uzaklaþtýrmaya çalýþýrsýnýz, ya da köpeðin sahibine rica eder, onu sizden uzaklaþtýrmasýný istersiniz.

Zorunlu bilgiler dýþýndaki alanlarda birinin vesvese ve kuþkularýný gidermek için delil ve akýl yürütme yöntemi, köpeði taþ ve sopayla uzaklaþtýrmaya benzer. Fakat bu durumda iki ihtimal vardýr; korkup kaçabilir de, üzerinize gelebilir de. Bunda bir zorluk vardýr. Fakat, vesvese ve kuþkulardan kurtulmak için Kur'an'ýn ve Nebi'nin tavsiyesi olan Eûzü-Besmele, köpeðin sahibine ricada bulunmaktýr. Bu daha kolaydýr."

Bunlar, Ýbn Teymiyye'nin Der'u Teâruzi'l-Akli ve'n-Nakl (Akýl ve Nakil Arasýndaki Çeliþkinin Ýzalesi) adlý önemli eserinden bir miktar tasarruf yaparak çevirdiðim satýrlar.

17. ASAM müzakeresinin konusu bu eserdi. Dikkatimi çeken bu satýrlarý, siz okurlarýmla da paylaþmak istedim. Daha bunun gibi bir dolu orijinal tesbit, tahlil, tenkit, telif ve temyiz içermekte kitap. Bir gazete köþesinde hangi birini aktaracaksýn.

Eseri okuyunca, þu itirafý yapmaktan kendimi alamadým: Öncekiler bilgi ve tefekkürün cefasýný çekti, biz sefasýný dahi sürmekten aciziz. Onlar bu eserleri üretmek için hayatlarýna malolan mücadeleler verdiler, bizse okumak için zaman bile ayýramayacak kadar kadir bilmez ve dahi ehliyetsiz hale geldik.

Eðer üzerine oturduðumuz hazineyi keþfetseydik, bize orijinal gelen birçok yeni düþünce ve yaklaþýmýn, çok önceden hem de kendi kaynaklarýmýzdan yola çýkýlarak üretilmiþ olduðunu görürdük.

Konuya birazcýk ilgi duyan herkes bilir: Heidegger'le baþlayýp Gadamer ve diðerleriyle geliþen akým, Aristo'ya kadar giden Batý düþüncesine yöneltilmiþ köklü bir eleþtiriydi. Aristo'nun sûrî mantýðý ve onun üzerine bina edilen kartezyen felsefe, "bilgi" ile "varlýðýn" arasýný ayýrdý. Bilmekle varolmanýn arasýndaki ontolojik bað koparýldý. Bilmenin, eþya ambarýndan bilgi aþýrmak olduðu sanýldý. Bu tür bir yaklaþýmda bilinenin ne "olduðu" deðil, bilenin onu ne olarak "gördüðü" öne geçti.

Oysa ki bilmek, bilgi objesiyle diyaloga girmek, onunla varoluþsal bir irtibat kurmak, onunla söyleþmek demekti. Bu da ona saygý duymayý getirirdi. Onunla ayný mensubiyeti paylaþtýðýnýzý keþfeder, bu da sizi tevhid-i kevnîye götürürdü.

Bilginin ontolojik olduðunu Nicolai Hartmann vb. gibilerinden Batý yeni yeni keþfetti. Fakat bunu tüm peygamberler zaten böyle teblið etmiþti. Tüm vahiyler bunu söylüyordu. Ýbn Teymiyye bu eserinde, Aristo mantýðý üzerine oturan Ýslam felsefe ve kelamýn yöntemini kökten eleþtiriyor ve bunun vahye uygun olmadýðýný söylüyordu. Bunu isbat için de dev bir eser kaleme alýyordu. Der'u Tearuz iþte bu eserdi.


Üstat bu eserinde aklýn önüne yepyeni imkanlar açýyor, klasik üçlü tevhid tasnifinin yerine ikili bir tevhid tasnifini koyuyordu. Dahasý, bütün bunlarýn temeline bilginin ontolojik olduðu tezini yerleþtiriyor ve "zaruri bilgi" dediði bilgi türünü insan fýtratýnýn ilahi formatý olarak sunuyordu. Bu meyanda diyordu ki: "Bizim bilgimiz bilinen üzerinde hiçbir kalýcý etki meydana getirmez. ..Varlýk, oluþ itibarýyla bilinmeye muhtaç deðildir. Biz bilmemiz ya da bilmememiz varlýðýn kendi varoluþsal gerçeðini deðiþtirmez. Bizim bilgimize muhtaç olmaksýzýn o orada öylece durmaktadýr."

Ýbn Teymiyye buradan yola çýkarak kelamcýlarýn yöntemine kökten eleþtiriler getirmektedir. Ona göre bir kimse "zorunlu bilgiyi" reddediyorsa, onu ikna için uðraþmak gereksiz yere yorulmaktýr. Bu kiþinin durumu artýk ilahiyatýn deðil psikolojinin ya da kriminolojinin konusudur. "Taþ serttir", "kar soðuktur", "insan ölümlüdür" diyen birine itiraz edeni, neyle ikna edeceksiniz ki?

Ýbn Teymiyye bu noktada þu güzel tesbiti yapar: "Ýnsan ne zaman gözlem yapar, aklýný kullanýr, bir þey üzerinde yoðunlaþarak tefekkür ederse, fýtratýnda zaten yapýsal olarak gizli bulunan zorunlu bilgiler onun (akleden) kalbinde çimlenmeye, yeþermeye ve geliþmeye baþlar. Ýþte bu nedenle kul namazýnýn her rekatýnda Fatiha okurken Allah'tan doðru yola yöneltilmesini diler."

Ýbn Teymiyye'nin bu eserde baþtan sona yapmaya çalýþtýðý þey, Ýbn Rüþd hariç Müslüman filozof ve kelamcýlarýn "naklin akýlla çatýþmasýnýn mümkün olduðu ve bunu gidermek için tevilin þart olduðu" tezini çürütmektir. Ýbn Rüþd vahiyle aklý bir annenin iki göðsünden emen süt kardeþler olarak tanýmlýyordu. Ýbn Teymiyye ise, bu ikisini, "ayný gayeyi gerçekleþtirmek için var olan iki araç" olarak tanýmlar.

Bu yazýyý, Ýbn Teymiyye'yi zindan zindan süründürenlere verdiði þu ölümsüz cevapla bitirelim: "Düþmanlarým bana ne yapabilir ki? Ben cennetimi yüreðimde taþýyorum, nereye gitsem o benimle gelir. Hapsedilmem halvet, sürgün edilmem hicret, öldürülmem þehadettir. Deðil mi ki göðsümde Allah'ýn Kitabý ve Rasulü'nün sünneti vardýr!"
Gönderen: 10.09.2003 - 19:28
Bu Mesaji Bildir   feyza27 üyenin diger mesajlarini ara feyza27 üyenin Profiline bak feyza27 üyeye özel mesaj gönder feyza27 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast Fakiri  
İbn-i Teymiyye mezhepsizdir.
Misafir
ÝBN-Ý TEYMÝYYE
Sekizinci Hicri Asrýn kuru kafasý, kendisinden bir kaç asýr ilerideki vehhâbiliðe, ondan bir asýr sonrada Mýsýrlý Muhammed Abduh ve Efganlý Cemâleddin’e uzaktan ve yakýndan ana zemini kurmuþ ve Ýslâmý yýkýlmak üzere bir bina farzedip onu dýþýndan payandalamak isteyen daha sonraki REFORMCU’lara doðrudan doðruya veya dolayýsýyle dayanak olmuþtur.
“- Ýbn-i Teymiyye, dinî içinden zedeleyen kâfir...”
Bu sِözü ben söylemiyorum. ALTIN SÝLSÝLE’nin 33’üncü halkasý,14’üncü Hicrî ve 20’nci Miladî Asrýn Ýrþad Kutbu söylüyor.
Kocakarýlarýn hayal aynasýndaki mevhum çizgilerle, Allah’ýn esrar perdesindeki sonsuzluk nakýþlarý ve tasavvufun sahtesiyle gerçeði arasýnda ayýrt edici meleke iþte Ýbn-i Teymiyye’de mevcut olmayan selim akýl ve mü’min kalpleri ýþýldatýcý ilâhî nurdur. Nur yoksunu, o....
(Türkiye’nin Manzarasý’ndan)
Necip Fazýl Kýsakürek
ÝBN-Ý TEMÝYYE
Doðan Çilingir-(Ýlâhiyatçýgöz kırpma

Hatip, vâiz ve ilmî çok bir fakîh idi. Çok kitap yazdý. Þiî’leri ve Yunan feylesoflarý reddetti. Ehl-i sünnete uymayan yazýlarýndan dolayý Mýsýr’da iki defa hapsedildi. Allâme Ýbn-i Hacerî Mekkî hazretleri, buna “Allahü teâlânýn, ilmîni sapýtmasýna sebep ettiði kimsedir.” buyurdu.
Sýfat-ý Ýlâhiyye hakkýnda sorulan suale verdiði cevap Ehl-i Sünnet âlimlerini gücendirmiþtir.
Allahü teâlâyý insan suret ve siretinde kabul ettiði için Kahire kalesinin kuyusuna hapsedildi.
Ehl-i Sünnet âlimlerinin büyüklüðünü anlýyamamýþ ,tasavvufu inkar etmiþ ve doðru yoldan ayrýlmýþtý. Nitekim Zehebî de ayný yola sapmýþtý.
Ehl-i Sünnet âlimlerinden ayrýldý, Ýslâm âlemine fitne ve fesat ateþi saldý.
Ýmâm-ý Suyûti, Kamu’ul Mu’ârid kitabýnda buyuruyor ki, “Ýbn-i Teymiyye kibirli idi, kendinî beðenir, herkesten üstün görünmek, karþýsýndakini küçümsemek ve büyüklerle alay etmek âdeti idi.”
Mason Abduh’un yetiþtirmelerinden Camiülezher’in eski rektörü Mustafa Abdurrazik Paþa diyor ki: “Ýbn-i Teymiyye fetva verirken, mezhebe uymaz, bulduðu delil ile hareket ederdi. Tasavvuf büyüklerinin keþfini inkâr ederdi.”
Yine Abdurrazik Paþa diyor ki, “Vehhâbilik, bir bakýmdan Ýbn-i Teymiyye’ye baðlý olduðu gibi, son asrýn müceddidi bildiðimiz M. Abduh’daki dinde reform fikirleri de bir bakýmdan Ýbn-i Teymiyye’ye baðlýdýr.”
Ýbn-i Teymiyye evliyanýn büyüklerinden Sadreddinî Konevî hazretleri için diyor ki: “Muhyiddin-i Arabi’nin arkadaþý olan Sadreddin, Aklîyyat ile kelâm ilimlerinde üstadýndan daha ileride olmakla beraber, ondan daha kâfir, daha az bilgili, daha az imanlýdýr. Bunlarýn mezhebi kâfirlik olduðu için daha hünerli olanlarý,daha çok kâfir oluyorlar.”
Ýbn-i Teymiyye müslümana kâfir diyenin kendisinin kâfir olacaðýný bilmediði düþünülemez. Fakat þeriatý kendi sapýk görüþüne uydurmaya kalktýðý ve aklý ermediði hakikatleri inkar ettiði için dalâletten dalâlete sürüklenmiþtir.
Kur’ân-ý kerîmi ve Hadîs-i þerîfleri Ehl-i Sünnet âlimlerinin yanlýþ anladýklarýný iddia edecek kadar ileri gitmiþ ve Ashâb-ý kirâmýn bile çok yerde yanýldýklarýný söylemiþtir. Allah’ýn dinîni kendisinin düzelttiðini, Kur’ân-ý Kerîmin mânasýný sadece kendisinin anlamýþ olduðunu söylerdi.
Müþebbihe denilen bid’at fýrkasý gibi konuþur, Allahü teâlâya madde ve cisim derdi. Yarataný insan þeklinde sanýyordu. Bu bozuk inancýna o kadar saplanmýþtý ki Þam Camiînin minberinde “Cenâb-ý Hak, gökten yere benim þimdi indiðim gibi iner.” diyerek minberden aþaðý indiðini Ýbn-i Battuta haber veriyor.
Tatarhaniye fetva kitabýnda, Milel ve Nihal kitabýnda ve bütün Ehl-i Sünnet kitaplarýnda mücesseme ve müþebbihe fýrkalarý gibi düþünen ve konuþanlarýn kâfir olduðu bildirilmiþtir. Ýbn-i Teymiyye gibi Allahü teâlâ arþ üzerinde oturur, iner, yürür gibi sözlerde bulunmak küfürdür.
Cehennem azabýnýn kafirlere de sonsuz olmayacaðýný söylerdi. Dört mezhebin sözbirliði ile bildiklerine uymayan sözlerin küfür olacaðýný kabul etmezdi.
El-Cebel camiînde Hazret-i Ömer Radýyallahü anh’ýn çok hata yaptýðýný söylemiþtir. Hazret-i Ali Radýyallahü anh’ýn ise üçyüz defa yanýldýðýný söylemiþtir. Hadîs-i þerîfte ise “Allahü teâlâ, doðru sözü Ömer’in dili üzerine koymuþtur ve Ömer hiç yanýlmaz.” buyurulmuþtur. Ýbn-i Teymiyye ise Hazret-i Ömer radýyallahü anh’ýn yanýldýðýný söylemekle Hadîs-i þerîflere karþý gelmektedir. Halbuki böyle Hadîs-i þerîfleri bilmeyecek kadar cahil deðildi, fakat bilgisinin çokluðu nisbetinde çok yanýldý.
Ýmâm-ý Gazalî’nin kitablarýnda mevzu hadîslerin çok olduðunu iddia ederdi. Ýbn-i Hacer-i Mekkî hazretleri, El-a’lâm bi kavatý il Ýslâm kitabýnda Ýbni Sübkî gibi âlimlerin kitaplarýndan alarak buyuruyor ki “Ýmâm-ý Gazalî’nin yazýlarýnda kusur bulan kimse, ya hasetçidir veya zýndýktýr.” Zevacir S.37
Ýbni Battuta, Ýbni Hacer-i Mekkî, Ýbni Sübkî ve Ebû Hayyan Zahirî Endülûsî gibi sözleri senet olan derin âlimler, Ýbn-i Teymiyeyi Rafîzi saymýþlardýr. Hiç bir Ehl-i Sünnet âlimi Ýbn_i Teymiyye’yi övmemiþtir. Talebeleri Zehebî ve Ýbnülkayyim gibi ayný yolun yolcularý onu göklere yükseltmiþtir. Peygamber aleyhisselâmýn anne ve babasýna saldýran Aliyyül Kari ile Kur’ân-ý Kerîme mahluk diyen mason Abduh gibi kimseler Ýbn-i Teymiye’yi Ýmâm bilmiþler, Ehl-i Sünnetten ayrýlarak dalâlete düþmüþlerdir.
Gönderen: 11.09.2003 - 08:26
Bu Mesaji Bildir   Yukari
feyza27 su an offline feyza27  
cvp
350 Mesaj -
Ýnsaflý olunuz, zira “Ýnsaf dinin yarýsýdýr.”
Gönderen: 11.09.2003 - 09:35
Bu Mesaji Bildir   feyza27 üyenin diger mesajlarini ara feyza27 üyenin Profiline bak feyza27 üyeye özel mesaj gönder feyza27 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1342 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72024 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.