0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » ÇALIŞAN KADIN

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
zeyneb-54 su an offline zeyneb-54  
ÇALIŞAN KADIN
1129 Mesaj -


Kadýn ve erkek, toplumu oluþturan iki temel unsurdur. Fizyolojik yapý olarak kadýn erkeðe oranla oldukça zayýf ve güçsüzdür. Normal þartlar altýnda, ancak iki kadýnýn kuvveti bir erkeðe denk olabilir.

Duygusal yönden ise kadýn daha yüklü erkek ise aksine çok katýdýr.

Bu Özellikler sebebiyle tarih boyunca -evrensel toplum özelliði olmayan Amazonlar dýþýnda- kadýn; umumiyetle ev bakýmý, yemek, kocaya hizmet ve çocuk eðitimi görevlerini üstlenmiþtir.

Erkeðin görevleri ise kadýna göre daha çok kuvvet ve katýlýk istemektedir. Belli baþlýlarý arasýnda, evin yiyecek ve giyecek masraflarýný karþýlamak, dýþ tesirlere karþý aileyi ve aile yuvasýný korumak, en önemlisi neslin devamý için kadýna kocalýk yapmaktýr.

Ýslâmiyet insan tabiatýnýn gerektirdiði bu iþ bölümünü kabul etmiþ, düzenli yürümesi için bir takým müeyyideler koymuþtur.

Avrupadaki teknik inkilabý müteakiben bu fýtrî özelliði kabul etmeyerek kadýn erkek eþitliðini ileri sürüp her ikisinin de tüm iþlerini ayný eþitlikle baþarabileceðini öne sürenbir görüþ siyasi iktidarlar tarafýndan kabul görmüþ, hemen ardýndan da halifesini kaybeden islâm alemine sýzmaya baþlamýþtýr.

Bu görüþ evvela bir cemile olarak kadýna seçim haklarýný tanýyor, erkeklerle iliþki kurup dilediði oranda beraber olabileceðini müjdeleyerek nefsini tahrik ediyor ardýndan da oluþturduðu hür kadýn anlayýþýnýn gölgesinde sinsice faaliyetlere giriþerek kadýný her sahaya itip emperyalist gayelerine alet ediyordu.

Halbuki kadýnýn iþ hayatýna atýlmasý gerek kadýn, gerek erkek gerekse toplumun ekonomik ve ruhi istikran açýsýndan -tehlikesi tüm boyutlarýyla ortada- korkunç bir intihardan farksýzdýr.

Ýlk ele alacaðýmýz konu, kadýnýn fizyolojik zaaflarýdýr. Bu zaaf dolayýsýyla kadýnýn çalýþmasý hem vücudunda büyük tahribatlara yol açar hem de iþ hayatýný felce uðratabilir.

Ýþ sahalarýnýn büyük bir bölümünü oluþturan ve kaba kuvvet gerektiren alanlarda kadýnýn baþarýsý sýfýrdýr, istisnalar dýþýnda hiç bir kadýn kaba kuvvetle iþ yapmaya muktedir olamaz. En kýsa zamanda bedenî ve ruhî hastalýklara düþerek dünyaya, en azýndan saðlýðýna veda etmek zorunda kalýr. Modernistler bu gereði, "— O halde kadýnlar da kendilerin uygun iþ alanlarýnda çalýþsýnlar." sözüyle örtbas etmek isterler. Fakat bu sözü mukabil bir yandan geçinme imkanlarýný daraltýp öte yandan da kadýnýn her sahada çalýþabileceði inancýný topluma empoze ederek en yorucu iþ sahalarýna çekenler de yine onlardýr.

Hakim idareci görüþün uyguladýðý bu art niyetli politika sonucu sahipsiz kadýnlar ve geçinemeyen ailelerin kadýnlarý iþ aramaya koyulurlar. Kendine uygun iþ sahasýnda çalýþma önerilmiþse de, ikinci sýnýf kadýnlar kendilerine uygun iþlerin çoktan genç ve güzel kadýnlar tarafýndan iþgal edilmiþ olduðunu görürler. Böylece bedeni kuvvet gerektiren iþler karþýsýnda zorunlu seçmen durumuna düþerler. Açlýk ve sefaleti tercih edemiyeceklerine göre tek seçenekleri yaþayabilmek için, saðlýklarýný ve canlarýný, dolaylý olarak da namuslarýný piyasaya sürmektir.

Diðer alanlarda da kadýn, fizyolojik zaaflarý ve kadýnlýk hasletleri sebebiyle gerekli baþarýyý gösteremez. Memurluk yaþamýnda da çoðu kez, içinde bulunduðu dairede nahoþ olaylarýn meydana gelmesine isteyerek veya istemeyerek meydan verir. Bu kiþilerin niyetlerini ve kadýnýn karekterini çok aþan bir problemdir. Her ne olursa olsun tabiat olarak erkeðin kadýna karþý engellenemez bir meyli vardýr.

Batýlýlar toplumun olgunlaþmasýyla bu gibi problemlerin tamamýyla ortadan kalkacaðýný söyleyerek bizi avutmaya çalýþýrlar. Fakat onlarýn bizi böylece avutmalarýna raðmen kendi olgunlaþmýþ toplumlarýnda (!) hâlâ en yüksek derecedeki bakanlarýnýn bile sekreterleriyle olan iliþkileri sonucu doðan skandallar sona ermemiþtir. Yine pek yakýn bir zamanda Avrupalý büyük memurlarýn sekreterlerini cariyeleri gibi kullandýklarýndan yakýnan da kendi üst derecedeki yekililerinden birisidir. Bu sekreter kýzcaðýzlar, görevlerine olan sadakatlerini patronlarýnýn çocuklanný karýnlarýnda taþýmakla ispatlamaktadýrlar. Evlerinde kocalarýna maaþla birlikte bir bakan, bir patron çocuðu takdim etmektedirler.

Bu aile yapýsýna, toplum yapýsýna olduðu gibi kadýn kiþiliðine de vurulan korkunç bir darbedir. Kadýna iþ sahalarýnýn açýlmasý ona iyilik olmamýþ bilakis onu sorumsuz kullanýlan orta malý durumuna getirmiþtir.

Sözlerim belki çalýþan bacýlarýmýzý üzebilir ama bütün bunlar bize modern yaþantýnýn yollarýný gösteren medeni Avrupalýlarýn hayatlarýnda hergün cereyan eden olaðan þeylerdir. Ayný durum eskiden kalma ata ahlakýnýn tüm engellemelerine raðmen toplumumuzda da süratle çoðalmaktadýr.

Görüldüðü gibi kadýnýn çalýþmasýnda, normal sýnýrlar içinde bir çalýþma olayý deðil, kadýnýn kadýnlýðýnýn sömürülüþü sözkonusudur. Bu kadýnlýk açýsýndan hakikaten üzülmeye deðer bir acýdýr.

Öte yandan kadýnýn çalýþmasý iþ hayatýndaki dengeyi alt üst eder.

Toplumdaki iþ kapasitesi daima belli bir oranda sabittir. Bu da umumiyetle erkek sayýsýna eþittir. Bu sahaya kadýnlar da el atýnca iþe giren kadýn sayýsýnca erkek açýkta kalýr.

Ýþe giren kadýnlar umumiyetle aileye ek gelir saðlama sevdasýndadýrlar. Erkeklerin yüzde yüze varan bir çoðunluðu ise geçimi için çalýþmak zorundadýr.

Görüldüðü gibi kadýna çalýþma kapýsý açýldýðýnda, bir zümreye daha geniþ imkânlar saðlama uðrunda diðer bir zümre açlýða itilmektedir.

Tehlikenin en büyüðü bundan sonra baþlar. Aç veya iþsiz kalan bir kiþinin yapacaðý tek þey anarþidir.

Nitekim yaþadýðýmýz dönemde bu uygulamanýn ibret verici bir sonucu olarak, anarþi tüm baskýlara raðmen her on yýlda bir patlak vermekten geri kalmamaktadýr.

Terörizm ve anarþinin kökleri, anarþistleri yakalayýp hapse atmakla veya öldürmekle kurutulamaz. Bu, sýtmayý gidermek için sivrisinekleri öldürmeye baþlatmak gibi mantýksýzca bir iþtir.

Sýtmayý önlemek için nasýl ki bataklýðý kurutmak gerekiyorsa, anarþiyi önlemek ve toplumsal huzuru saðlayabilmek için en etkin maddi reçete, erkeklere iþ bulmak, insanlarýn ceplerini ve boþ vakitlerini doldurmaktýr. Manevi olarak ise ruhi ve fikri boþluklarýný doldurup onlarý tatmin etmektir.

"Toplumun çekirdeði ailedir." sloganý, modernistlerin bilimsel çalýþmalarýndan çýkarttýklarýný övüne övüne anlattýklarý cafcaflý bir laftýr. Evet, onlarýn daha yeni anlayabildikleri ve Ýslâm'ýn ondört asýrdýr söylediði gibi toplumun temeli ailedir. Aile fertleri huzurlu ve yapýsý tutarlý olursa toplumda huzurlu ve tutarlý olur.

Ailenin esasý karý, koca ve çocuklardýr.

Aile kurmanýn ve bir kadýnla hayatý birleþtirmenin þehevî arzularý tatminden öte cihanþumul bir ehemmiyeti vardýr. Bu da yarýnlarý yaþayacak olan yeni neslin dünyaya getirilmesi, eðitilmesi ve yetiþtirilmesidir.

Çocuðun dünyaya gelmesinde kadýn ve erkek eþit rol oynarlar. Çocuk dünyaya geldikten sonra ise erkeðe onun ihtiyaçlarýný karþýlamak, kadýna da eðitmek ve büyütmek vazifeleri düþer. Çalýþan kadýn ise bir çok yönlerden bu görevi yerine getiremez.

Evvela onu en temel besin maddesi olan ana sütünden mahrum býrakýr. Ana sütü, yeri hiçbir besin maddesi tarafýndan doldurulamayacak mühim bir gýdadýr. Yeni doðan bir çocuðu ana sütünden mahrum býrakmak kadar büyük bir hata düþünülemez. Böyle bir çocuðun bedenî ve ruhî yapýsýnda yeri doldurulamaz boþluklar belirir.

Ýkinci olarak onun eðitim ve terbiyesiyle de meþgul olamaz. Tabi olarak hizmetçilere veya kreþlere teslim etmek zorunda kalacaktýr. Çocuk, amacý sadece para kazanmak ve geçimini saðlamak için bu iþi seçen ve çocuða bir eþyadan öte hiç bir deðer vermeyen bakýcýlarýn elinde bedenen ve ruhan hýrpalanacaktýr.

Anne sevgisinden ve himayesinden yoksun çocuklar umumiyetle pýsýrýklaþýr, köleleþir ve insani birçok duygularýný; haysiyet, ciddiyet, namus gibi hasletlerini kaybederler.

Bu bakýmýn aile bütçesinde oluþturduðu hasar ise hiç de küçümsenmiyecek kadar büyüktür. Çoðu kez, akþama kadar çalýþmak zorunda kalan kadýn ay sonunda kazandýðý paranýn büyük bir kýsmýný bakýcýya yatýrmak zorunda kalýr.

Üçüncü ve en mühim mahzur, çocuðun ana þefkatinden mahrum kalmasýdýr. Çocuðunu akþam uyuduktan sonra, sabah da uyanmadan önce görür. Bazen uyanýkken görse bile bu görüþmeleri ihtiyaçlarýn en yoðun olduðu saatlara rastlayacaðý için birbirleriyle ilgilenmeleri mümkün olmaz. Kadýn, çocuðunun gün boyu neler yaptýðýndan habersizdir. Çocuk ise anneye, kendisinin dünyaya gelmesine vesile olan bir canlýdan öte herhangi bir yakýnlýk duymaz.

Bunun sonucu toplumda sevgi ve acýma duygularýndan yoksun taþ yürekli, zalim ruhlu, korkunç insan tipleri çoðalýr. Bir de toplumun kaderi bu taþ yürekli insanlarýn eline geçerse artýk o toplumdan bir hayýr beklemek imkansýzdýr.

Bu hayýrdan faziletleri kasdetmiyoruz. Yalnýzca klasik haklarýn verilmesini, insanlarýn apaçýk zulme uðratýlmamasýný anlatmak istiyoruz.

Kadýn çalýþtýðýnda ailede erkek kadýn arasýnda da bir anarþi meydana gelir.

Kadýn da kocasý gibi akþama kadar çalýþmýþtýr. Akþamleyin yemek yapýlmasýnda, çamaþýr ve diðer iþlerde, kocasýndan eþit olarak yardýmcý olmasýný istemeye hakký vardýr. Bu ihtiyaç bazan aðýr basar ve her ikisi de yemek yemeden yatmayý, kirli elbiselerle iþe gitmeyi veya her elbise kirleniþinde kuru temizleyiciye koþmayý yahut da elbiselerini yenilemeyi isterler. Bu ise hem ruhi hem de ekonomik yönden bir yýkýmdýr.

Toplumda iþ bölümünün oluþmasý, insanlarýn kiminin imalatçý, kiminin satýcý kiminin hizmet verici olmasýnýn sebebi de bu ruhi ve ekonomik anarþiyi önlemek içindir. Kadýnýn da iþ hayatýna atýlmasýyla ailedeki iþ bölümü tamamen ortadan kalkar ve insanlýk ilkel çaðlarda olduðu gibi yalnýz baþýna kalmak ve kendi kendine yetebilmek zorunda býrakýlýr. Bu ilkel bir kafa yapýsýnýn ürünüdür. Kadýnýn çalýþmasýný cafcaflý laflarla bir zorunluluk gibi göstermeye çalýþan modernistler aslýnda kafalarý asýrlarýn gerisinde kalmýþ taþ devri insanlarýndan pek farklý bir düþünceye sahip deðillerdir.

Halbuki kadýn evinde dursa, dinç kalarak ev iþlerini görse kocasýnýn hizmetini, çocuklarýnýn bakýmýný ve eðitimini yapsa ruhi bütünlüðünü korumuþ, hem sýhhatim muhafaza etmiþ, hem kocasýný memnun ve mutlu etmiþ, hem de çocuklarýný ideal bir þekilde büyütüp eðitmiþ olacaktýr.

Bütün bu mutlu sahneler basit bir heves ve tutarsýz bir sebeple yýkýlmaktadýr. Kadýnýn hür olmasý, toplum içine çýkabilmesi ve para kazanabilmesi.

Halbuki o, hür olacaðýna iþ sahalarýna hapsedilmekte toplum içine dilediðim gibi çýkacaðým derken en mühim deðerlerini kendini kadýn yapan özelliklerini harcamakta, para kazanmaya çalýþýrken kazandýðý paradan daha fazlasýný sokaða çýkmasýyla zaruri olan uydurma masraflara ve evindeki çocuklarý için tuttuðu hizmetçilere ödemektedir.

Tekrar tekrar söylüyoruz, kadýnýn iþ hayatýna sürülmesinin sebebi ne onu hür yapmak ne de kocasýnýn ekonomik sultasýndan kurtarmaktýr. Bir iþin yegane sebebi vardýr. O da emperyalistlerin kadýný daha rahat sömürebilme ve vücudundan sýnýrsýzca yararlanabilme arzulan!

Bunun böyle olduðunu büyük küçük bütün iþverenler de bilir. Fakat, hiç birisi kendilerin cömertçe vücudunu sunan genç memurelerinden, sekreterlerinden daha açýkçasý cariyelerinden vazgeçmek istemezler.

Bunlarýn içinde gayrý müslimler olduðu gibi müslüman olduðunu söylemekten bir an bile geri durmayan sapýklar da vardýr.

Halbuki kadýnýn, daha doðrusu geçim sýkýntýsý çeken ailelerin daha deðiþik yollarla yan gelir saðlamalarý daima mümkündür.

Ülkemiz büyük oranda tarým ve hayvancýlýk Ülkesidir. Kapýsýnýn önünde küçük bir bahçesinde küçük de olsa bir inek besleyen, küçük de olsa bir bahçe eken kadýn ailesinin tüm ihtiyaçlarýný karþýlayabilir.

Yine evin içinde çeþitli el sanatlarýyla meþgul olan, halý dokuyan, kilim ören, eliþi yapan, elbise diken kadýnlar vardýr. Bunlar örnek alýnabilir.

Yine çeþitli iþ sahalarýnda iþçinin iþyerine gelmeden yapabileceði bir çok iþler vardýr. Ki bu basit iþler çoðu kez iþin büyük bir bölümünü teþkil ederler. Bu iþlerin evlerde yapýlmasý hem kadýný evinden ayýrmadan geçindirmesi, hem bu iþlerin atelyelerden çekilmesiyle iþ sahalarýnýn geniþlemesi hem de kirasýz bir yere sevkedilmesi sebebiyle çok yönlü bir fayda saðlar.

Elinden iþ gelen ve hakikaten sadece geçinmek için çalýþmayý isteyen, þehevi artniyetleri olmayan bir kadýn evinde hiç bir zaman boþ kalmaz. Mutlaka gelir getirecek bir takým iþler bulur. Evin maddi þýkýrtýlarýný giderdiði gibi fazladan maddi refah saðlar.

Sanayi kentlerinde (Ýstanbul, Ankara, izmir) ve bazý el sanatlarýnýn ileri gittiði Ege illerinde ve hayvancýlýðýn yaygýn olduðu güney ve doðu Anadolu bölgelerinde bir çok evin atelye gibi çalýþtýðý görülür.

Evlerde, kadýnýn çocuklarýn ve misafirlerin harýl harýl birþeyleri monte ettikleri, kesip biçtikleri görülür. Veya evlerde sütlerin kaynatýldýðý, yayýklarýn yayýldýðý, yað ve peynir yapýldýðý görülür.

Ýþte bu kadýnlar da çalýþýrlar ve para kazanýrlar. Fakat evlerinden çýkmazlar, ahlaklarýný ve namuslarýný feda etmezler. Çocuklarýný sefil býrakmazlar, kocalarýný ihmal etmezler.

Esasýnda bizim toplumumuzda kadýnlarýn illa da erkeklerin arasýna karýþarak çalýþmasýný zorunlu kýlan bir þey yoktur. Kadýnýmýzýn evinde yapacaðý iþler sayýlamayacak kadar çoktur.

Kadýnýmýzý iþ sahalarýna çeken emperyalistler yine de ona kolay kolay elindeki bu parayý yeme veya hayýrlý bir iþe harcama imkaný vermezler. Topluma yaydýklarý eve sokaða çýkan bir kadýn için adeta vazgeçilmez olarak empoze ettikleri süs, makyaj ve sükseli giyim kuþam alýþkanlýklarýyla onu büyük bir harcama içine sokarlar.

Sonuçta öyle bir an gelir ki kadýnýn aldýðý para daha eve gelmeden tükenir. Bu durumda kadýn biraz daha para kazanabilmek için bazý þeylerini feda etmek zorunda kalýr. Hem iþ arkadaþlarýný tatmin eden hem de ailesini razý edebilenler toplum içinde yaþar giderler. Ama bunu beceremeyen ve arkadaþlarý arasýndaki avcýlarýn eline düþenleri bir çoðu hayat kadýný olarak umumhanelere sürüklenirler. Umumhane patronlarýnýn en mühim kaynaklarýndan birisi de çalýþan fakat süs eþyalarýna para yetiþtiremiyen genç kýz ve kadýnlardýr.

Bunlar tümüyle iðrenç manzaralardýr.

Toplumumuzu batýya adapte etmeye baþladýðýmýz yirminci yüzyýl baþýndan itibaren üzerimize yýðýlan bela bulutlarýdýr.

Bu bölümü bitirirken son olarak müslüman kardeþlerimize þunlarý söylemek isteriz:

Ýslâm'ýn bir takým prensipleri vadýr ki bunlarý öðrendiðimizde bu problem kendiliðinden halledilir. Yine müslümanlar kendilerini bu prensiplerin sýnýrlarýna uydurmak zorundadýrlar.

Birinci olarak Ýslâm, zina yollarýndan biri olan kadýn erkek beraberliðini katiyyetle yasaklar. Þayet kadýnýn çalýþmasý zorunluysa erkeklerin bulunmadýðý bir yerde çalýþabilir. Bir müslüman kadýnýnýn erkekler arasýnda hele hele Ýslâmi giyimden tavizler vererek çalýþmasý bütünüyle islâm'a aykýrýdýr.

Ýkinci olarak, islâm, ailede erkeði kadýnýn ihtiyaçlarýný karþýlamakla yükümlü tutmuþtur. Kadýnýn para kazanma hususunda herhangi bir sorumluluðu yoktur. Evlenme akdi yapýlýrken erkeðin onu kabullenmesi bir nevi onun bütün maddi giderlerini karþýlamaya razý olduðu anlamýna gelir. Kadýnýn kocasýnýn getirdiði parayla yaþamýný sürdürmesi onun için bir zillet veya alçalýþ deðil Öz malý derecesindeki hakkýný almasýdýr. Þayet erkek hanýmýnýn maddi ihtiyaçlarýný karþýlayamýyorsa kadýna ayrýlma hakký doðar. Yok eðer iki taraf da ailenin devamýný istiyorlarsa onlarýn geçimini üstlenmek, en azýndan erkeðe bir iþ sahasý bulmak devletin görevidir. Zaten devlet Ýslâm'ýn kendisine has vergi toplama ve daðýtma usulünü uyguladýðý zaman Ýslâm toplumunda hiç bir ailenin aç kalmasý mümkün deðildir.

Ýslâm anlayýþýna göre kadýnýn vazifesi ailenin mali giderlerini karþýlamak deðil, ev kadýný, kocasýnýn hanýmý ve çocuklarýnýn anasý olmasýdýr. Diðer vazifeler ikinci derecededir. Kadýn ailesini muhafaza etmekle toplumun temel taþýný saðlam tutmuþ olacak, kocasýný mutlu etmekle toplum huzuruna direkt olarak tesir edecek, çocuðunu düzenli bir þekilde yetiþtirip eðittiðinde istikbal için hayýrlý temeller atmýþ olacaktýr.

Bu büyük vazifelerin ve sonuçta kazanýlan faydalarýn yanýnda toplum içinde iþ hayatýna atýlmasý sonucu elde edeceði faydalar oldukça cüce kalýrlar.

Bir müslüman hatta aklý selim normal bir insan bile tercih esnasýnda terüddüt etmeden doðru olaný tanýyabilecektir.
Gönderen: 09.02.2005 - 22:05
Bu Mesaji Bildir   zeyneb-54 üyenin diger mesajlarini ara zeyneb-54 üyenin Profiline bak zeyneb-54 üyeye özel mesaj gönder zeyneb-54 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1382 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.74498 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.