0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » niyet, herseyin esasi ve temelidir

önceki konu   diğer konu
6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
niyet, herseyin esasi ve temelidir
1613 Mesaj -
Ýslâm'ýn en ziyade ehemmiyet verdiði hususlardan biri niyettir. Kiþinin yaptýðý iþler niyete göre deðer kazanýr. Allah nazarýnda da, kul nazarýnda da bu böyledir. Ayný fiili yapan iki ayrý kiþi, niyetlerindeki farklýlýk sebebiyle birbirine zýt karþýlýk görebilirler. Bu sebeple, gerek Kur'aný Kerîm'de ve gerekse hadisi þeriflerde niyetin ehemmiyetine dikkat çeken beyanlar bulunmaktadýr. Þu âyeti kerîmede insanlarýn niyetlerine göre hesaba çekilecekleri belirtilmektedir: "Göklerde ne var, yerde ne varsa, hepsi Allah'ýndýr. Siz içinizde olaný açýklasanýz da, saklasanýz da, Allah onu bilir ve onunla sizi hesaba çeker. (Sonra da ameline ve niyetine göre) dilediðinin günahýný baðýþlar, dilediðine azab verir. Allah'ýn kudreti her þeye yeter."agla1)

Hz. Aiþe Radýyallahu Anhâ'dan rivayete göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdu:

"Bir ordu Kâbe'ye saldýrmak üzere yola çýkacak. Bir çöle geldiklerinde baþtan sona bütün ordu yere batacaktýr."

Hz. Aiþe der ki:

"Bunun üzerine ben, yâ Resûlullah, onlarýn arasýnda ticaret için yola çýkanlar ve kötü niyetli olmayanlar varken, niçin hepsi birden yere batacaktýr?" diye sordum.

Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

"Hepsi birden yere batacak, âhirette yeniden diriltilip niyetlerine göre hesaba çekileceklerdir."agla2)

Yapýlan amellerin, hayýr hasenatýn Allah Teâlâ katýndaki kýymeti, deðeri niyete göre belirlendiði için niyetin çok önemli bir yeri vardýr. Hz. Ömer Radýyallahu Anh'dan rivayete göre; Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdu:

"Ameller (in Allah Teâlâ katýndaki kýymeti) ancak niyete göredir. Herkesin niyet ettiði ne ise, eline geçecek olan da ancak odur. Her kimin hicreti Allah'a ve Resûlü'ne yönelik ise, hicreti Allah'a ve Resûlü'ne varýcýdýr. (Yani hicret sevabýný kazanýr.) Her kimin de hicreti elde edeceði dünyadan (dünya malýndan) veya evleneceði bir kadýndan dolayý ise, onun hicreti de, hicretine sebep olan þeyedir. Yani hiçbir sevabý yoktur."agla3) Bu hadisi þerif, insanýn kazanacaðý sevap ve günahlar ile yakýndan ilgili olup, son derece önemlidir. Ahmed bin Hanbel, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Dârekutnî gibi büyük âlimler, bu hadisle, Ýslâmiyet'in üçte birini anlamanýn mümkün olduðunu söylemiþlerdir. Ýmam Þafiî, bu hadisin yetmiþ ayrý konuyla ilgisinin bulunduðunu, bu sebeple de onu din ilminin yarýsý saymak gerektiðini belirtmiþtir.



Maksada göre hüküm

Fukaha bu hadisi þeriften mülhem olarak:

"Bir iþten maksat ne ise, hüküm ona göredir." Yani bir iþ üzerine terettüp edecek hüküm, o iþten maksat ne ise, ona göre olur, kaidesini tesbit etmiþlerdir.(4) Bu hadisi þerifin, Ýslâm'daki büyük mevkiini bilen müellifler, kitaplarýnýn baþýna bu hadisi þerifi geçirmiþlerdir. Muhaddis Buhârî Sahih'ine bu hadisi þerif ile baþlamýþtýr. Hafýz Abdurrahman Ýbn Mehdi:

"Kitap yazmak isteyen her müellif, eserini yazmaya bu hadis ile baþlasýn." tavsiyesinde bulunmuþtur.(5)

Ýmam Buhârî, bu "Niyet Hadisi"ni çok büyük bir dikkat ve titizlikle topladýðý kitabýna baþlangýç yapmakla, bunun elCâmi'u's Sahîh içindeki mevkiini, Fâtiha'nýn Kur'âný Kerîm içindeki mevkii yerinde tutmuþtur. Böylece Buhârî, niyetin insan hayatýndaki büyük ehemmiyetini belirtmiþ oluyor. Þüphesiz þer'î hükümler ve dinî mükellefiyetler iki esas üzerinde tezahür eder:

a.Kalbin bir þeye yönelmesi, onu kasdetmesi, o þeye varmasý, onu kabullenmesi þeklinde tezahür eden kalbî ameller

b.Organlarla yapýlan her türlü ameller yani hareketler, iþler ve davranýþlar. Niyet hadisi, bütün kalbî amelleri içine aldýðýndan, dinin yarýsýný toplamýþtýr. Bütün amellerin oluþu ve ayrýca deðer kazanmasý, evvelâ içimizdeki gizli niyetlere, ikinci olarak da organlarýn görünürdeki fiil ve hareketlerine dayanmaktadýr... Bu hadis, kiþinin bir nev'i hareketinin kýymetinin, niyetinin nev'ine baðlý bulunduðuna ve herkesin sevap ve ikaba nâiliyetinin, niyet ettiði hayr ve þerrden ibaret bulunduðuna delâlet etmektedir.



Ýslâmda niyet çok önemlidir

Ýslâm'da niyet çok önemlidir. Yapýlan iþlerden elde edilecek sevap, niyet ile belirlenir. Mesela, namaz kýlarken niyet, Allah rýzasý ve Allah'a kulluk ise, bu davranýþtan sevap beklenir. Vücudu hareket ettirmek ise, beden eðitimi yapýlmýþ olur. Yine hac ibadetini yaparken niyet, gezmek, dolaþmak ise, bu davranýþ bir seyahat olmuþ olur. Yemek yiyen bir kimse bu yemeðini, Allah'a ibadet eden bedeni ayakta tutmak için yerse, yemek yemedeki niyetinden sevap beklenir.

Dýþ görüntüsü Ýslâm'a uygun davranýþlarda, niyet Ýslâm'a uygun deðilse, bu davranýþýn sonucu olumlu olmayacaktýr. Diðer taraftan, dýþ görüntüsü Ýslâm'a uygun olmayan; ama niyeti iyi olan davranýþlar, zâhire yani görüntüye göre deðerlendirilir, niyete bakýlmaz.

Ýyi bir þeyi yapmaya niyetlenip, bunu yapmayan kiþiye sevap verilebilir. Yine kötü bir þeyi yapmaya niyetlenip de bunu yapmayan kiþiye de, kötülüðü terk ettiðinden dolayý sevap verilebilir.

Bazan niyet amelin de önüne geçer. Çeþitli sebeplerle iþlenemeyen amel, niyet sebebiyle sanki iþlenmiþ gibi ecir kazandýrýr. Zeyd b. Sabit Radýyallahu Anh'dan rivayete göre: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona:

"Mü'minlerden (evlerinde) oturanlarla Allah yolunda mücâhede edenler bir olmaz." (6) âyetini yazdýrmak istedi. Tam âyeti yazdýrýrken Ýbnu Ûmmi Mektûm, Resûlullah'ýn yanýna çýkageldi ve:

"Yâ Rasûlallah, cihâda gücüm yetseydi, ben de muhakkak cihâda gider, düþmanlarla harbederdim," dedi.

Ýbnu Ümmi Mektûm kör bir kiþi idi. Allah Tebâreke ve Teâlâ, Resûlü'ne vahiy indirdi. Bu sýrada Resûlullah'ýn uyluðu benim (Zeyd b. Sabit) uyluðum üzerinde bulunuyordu. Vahyin aðýrlýðý bana o kadar aðýr geldi ki, sonunda dizimin ufalanýp daðýlmasýndan korktum. Sonra Resûlullah'tan vahyin tesiri sýyrýldý da Azîz ve Celîl olan Allah "Gayru ûli'd–darar Zarar sahibi olanlardan baþka" diye (bir istisna kaydýgöz kırpma indirdi.(7) Bu âyeti kerîmeyle, özürleri sebebiyle savaþa katýlamayanlar, sýrf niyetleri yüzünden savaþa katýlanlarýn ecrini almaktadýr.



Ameller niyete göre deðer kazanýr

Diðer yandan, þehit olmayý samimi olarak isteyen kimsenin, evinde normal yataðýnda ölmesi hâlinde de þehitler zümresine dâhil olacaðý hadisi þeriflerle sabittir. Enes b. Malik Radýyallahu Anh'dan rivayete göre: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

"Her kim þehit olmayý sadakatla isterse, þehitlik kendisine verilir. Velevki isabet almasýn." buyurdular.(8)

Ebû Ümame b. Sehl b. Haneyf Radýyallahu Anh'dan rivayete göre: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

"Her kim sýdk ile Allah'tan þehitlik dilerse, Allah onu þehitlerin menzilesine ulaþtýrýr. Velevki döþeðinde ölmüþ olsun." buyurmuþlar. (9)

Bu hadisin ikinci rivayeti birinciyi tefsir etmiþtir. Her iki rivayetin mânasý þudur: Bir kimse hulûsi kalp ile þehit olmayý isterse, döþeðinde bile ölse, kendisine þehit sevabý verilir.

Þimdi niyetin ne olduðunu görelim:

Niyet, bir iþi Allah rýzâsý için yapmayý kalpten geçirmektir. Ýþ ya kalple, ya dille veya diðer organlarla yapýlýr. Kalbimizle yaptýðýmýz iþler, niyet ve düþüncelerimizdir. Dilimizle yaptýklarýmýz konuþmalarýmýzdýr.

Ameller yani yapýlan iþler, niyete göre deðer kazanýr sözü:

Kalpten geçen düþünceler, iyi niyete dayandýðý zaman Allah katýnda deðer kazanýr. Bu esnada kalbin uyanýk ve þuurlu olmasý gerekir.

Dil bir þeye niyet ederken, kalp bu düþünceye katýlmazsa, niyet makbul olmaz.

Abdullah Ýbni Ömer'in âlim ve zâhid oðlu, Medine'nin yedi fakihinden biri olan Salim, halife Ömer bin Abdülazîz'e yazdýðý mektupta þöyle demiþtir:

"Þunu iyi bil ki, Allah Teâlâ'nýn kuluna yardýmý, kulun niyeti kadardýr. Kimin niyeti tam olursa, Allah'ýn ona yardýmý da tam olur. Niyeti ne kadar azalýrsa, Allah'ýn yardýmý da o kadar azalýr."

Herkesin yaptýðý iþin karþýlýðýný niyetine göre almasý, þu gerçeði vurguluyor: Yapýlan bir ibadet ve herkesin takdirini kazanan bir hizmet, görünüþ bakýmýndan kusursuz olabilir; ancak o ibadet ve güzel hizmetin samimi bir niyetle ve sadece Allah'ýn rýzasýný kazanmak maksadýyla yapýlmasý þarttýr. Ýnsanlarýn takdir ve teveccühünü kazanmak veya hem Allah rýzasýný hem de insanlarýn takdirini kazanmak düþüncesiyle yapýlan ibadet ve hizmetlerin Allah katýnda hiçbir kýymeti yoktur. Yapýlan iþleri Allah katýnda deðerli kýlan, bizim ihlâs ve samimiyetimiz, yani o iþleri sadece Allah rýzasý için yapmýþ olmamýzdýr. Meselâ, insanlar beni görsün ve takdir etsin diye namaz kýlmak, zekât vermek þirk derecesinde büyük bir günahtýr. Fakat gösteriþi aklýndan geçirmeyen bir mü'minin, baþkalarýný o ibadeti yapmaya teþvik etmek niyetiyle herkesin göreceði bir yerde namaz kýlýp, zekât vermesi faziletli bir davranýþtýr. Böyle bir mü'min hem görevini yapmýþ, hem de iyi niyetinden dolayý ayrýca sevap kazanmýþ olur.



Hangi niyetle hicret ettiler

Allah Teâlâ'nýn yasak ettiði þeyleri terkedip yapmamak da genel mânada hicret sayýlmaktadýr. Bu sebeple Peygamber Efendimiz:

"Muhacir, Allah'ýn yasakladýðý þeyleri býrakan kimsedir." buyurur.(11)

Hadiste sözü edilen hicretten maksat, kâfirlerin elinde bulunan vataný býrakýp, Ýslâm yurduna göçmektir. Hz. Peygamber ile ashabý, Mekke'den Medine'ye bu maksatla göçmüþlerdir. Resûli Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in söylemek istediði þudur:

"Bir adam, hicret ederken dünyevî bir çýkar düþünmemiþ, sadece Allah'ýn rýzasýný kazanmayý ve Resûlullah'ý hoþnut etmeyi hedef almýþsa, hicreti makbul olmuþtur; Allah ve Resûlü'ne hicret etme sevabýný elde etmiþtir. Kim de hicret ediyor görünse bile, aslýnda bir dünyalýk elde etmek veya bir kadýnla evlenmek arzusuyla yola çýkmýþsa, onun hicreti makbul sayýlmaz ve hiçbir sevap kazanamaz. Bu gerçeði Allah Teâlâ þöyle belirtmiþtir:

"Kim âhiret kazancýný istiyorsa, onun kazancýný arttýrýrýz, çoðaltýrýz. Kim de dünya kârýný, kazancýný istiyorsa ona da dünyadan bir þeyler veririz. Fakat onun âhirette hiçbir nasibi olmaz."agla12)

Bu hadisi þerifin söylenmesine þöyle bir olayýn sebep olduðu anlatýlýr: Abdullah b. Mes'ud Radýyallahu Anh'dan rivayete göre:

"Sahâbîlerden biri, Ümmü Kays adlý bir hanýmla evlenmek ister. Fakat o günlerde Ümmü Kays Medine'ye hicret etmeyi düþünmektedir. Kendisiyle evlenmek isteyen sahâbîye, niyeti ciddî ise Medine'ye hicret etmeyi ve orada evlenmeyi teklif eder. Mekke'deki kurulu düzenini terketmeyi henüz düþünmeyen o sahâbî Ümmü Kays'la evlenmek arzusuyla Medine'ye hicret etmek zorunda kalýr. Bu durumu bilen sahâbîler, Ümmü Kays'ýn muhaciri anlamýnda "Muhâciru Ümmü Kays" diye takýldýklarý o zatýn, hicret sevabý kazanýp kazanmadýðýný tartýþmaya baþlarlar.(13) Ýþte o zaman Peygamber Efendimiz, bu hadisi þerifle meseleye açýklýk getirerek, herkesin niyetine göre sevap kazanacaðýný belirtir.

Her ne kadar bu hadisin sebebi özel bile olsa, hükmü geneldir.



Kalbi ameller için niyet gerekmez

Amellerin sahih olabilmesi, o ameli yapmak için niyet etmeye baðlýdýr. Binaenaleyh niyetsiz olarak yapýlan ameller, sahih deðildir. Aslýnda niyetsiz olarak da amel yapýlabilir. Ama yapýlan bu amelin Allah yanýnda sahih olabilmesi için o amele baþlarken niyetin bulunmasý gerekir. Buradaki amelden maksat, namaz ve oruç gibi bedenî amellerdir; kalbî amellerin ise, niyete ihtiyacý yoktur. Oturup kalkmak, yiyip içmek, mûtâd hareketler, ibadete yardýmcý olmalarý ya da Allah'ýn rýzasýný kazanmak ve Resûli Ekrem gibi yapmak maksat ve niyetiyle yapýldýklarý takdirde, ibâdete dönüþürler ve sahibi için sevaba vesile olurlar. Allah'ýn azabýndan ve gazabýndan kurtulmak için yasaklarý terketmek niyete muhtaç deðilse de bu terkten sevap elde edebilmek için, sevap kazanma niyetiyle yapýlmýþ olmasý gerekir. Necasetten temizlenmek için niyete ihtiyaç yoktur. Bu, haramlarý terk gibidir. Haramlarý terk etmek için niyetin gerekmediðinde ise, icmâ vardýr. Arzettiðimiz bu mübarek hadisi þerif hakkýnda ehli ilmin birçok takdirleri vardýr. Bütün bunlarýn sebebi; bu hadisi þerifte vicdanî temayüllerimizin, medenî münasebetlerimizin, hayýr veya þerre mukarin, iyi veya fena olmasýnýn yegâne mi'yarýnýn niyetlerimiz olduðunun ve her fiil ve hareketin icab ve terkinde niyetin hâkim bulunduðunun teblið buyrulmuþ olmasýdýr. Ayrýca bu hadisi þerifte hâlis niyetin deðeri ortaya çýkmaktadýr. Samimi bir niyet ile yapýlan ve âdet kabilinden olan iþler bile ibadet vasfý kazanýr.

Müslüman ulemâsý, bu hadisi þerifin dinde pek büyük bir mevkii olduðunda ittifak etmiþtir. Ýmâm Þafiî ile diðer bazý âlimler, "Bu hadis, Ýslâm'ýn üçte biridir." demiþlerdir. Bunun sebebi, bu hadisi þerifin niyeti tazammun etmesidir. Çünkü Ýslâm: Söz, niyet ve amelden ibarettir. Ýmam Þafiî, fýkhýn yetmiþ babýnýn bu hadise râci olduðunu söylemiþtir. (14) Çünkü insanýn amelleri kalbi, dili ve diðer organlarý olmak üzere üç vasýtayla yapýlýr. Böyle olunca, insanýn niyetle elde ettiði mânevî kazançlarý tüm kazançlarýnýn üçte birini teþkil eder. Hatta diðer organlarla yapýlan ameller kalbin ve baþka organlarýn yardýmýna muhtaç olduðu hâlde, kalp ile yapýlan ameller baþka organlarýn yardýmýna muhtaç deðillerdir. Kalple yapýlan salih ameller, baþlýbaþýna bir ibadettir.

Nitekim Sehl b. Sa'd esSaidî Radýyallahu Anh'dan rivayete göre: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Mü'minin niyeti, amelinden daha hayýrlýdýr." buyurmuþlardýr. (15)

Bu hadisi þerif hakkýnda Ebû Dâvûd da þöyle demiþtir:

"Resûli Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in beþ yüz bin hadisini yazdým. Sonra bunlardan ahkâma dair olan dört bin sekiz yüzünü seçtim. Zühde, faziletlere dair olanlarý tahrîc etmedim. Bu hadislerden dördü, insanýn dinî hususlarýna kâfidir." demiþ ve bu hadisi þerifi bu dört hadis içinde birinci olarak zikretmiþtir.(16)
Gönderen: 23.08.2006 - 18:02
Bu Mesaji Bildir   recepholding üyenin diger mesajlarini ara recepholding üyenin Profiline bak recepholding üyeye özel mesaj gönder recepholding üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 niyet, herseyin esasi ve temelidir
recepholding 23.08.2006 - 18:02
 niyet, herseyin esasi ve temelidir
oncenamaz 23.08.2006 - 18:36
 Yüreğe bakalım önce
ahmet gunay 23.08.2006 - 23:20
 niyet, herseyin esasi ve temelidir
YeSiLKuBBeM 23.08.2006 - 23:41
 edep bir taçimiş nuru hudadan giy ol taçı emin ol beladan
osmanlı_2009 24.08.2006 - 09:52
 niyet, herseyin esasi ve temelidir
Havz-i Kevser 24.08.2006 - 10:29

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 831 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kadir42 (60), mehmet Coskun (52), bahtsiz_garib (40), ha987 (62), eraklis (47), sevdamsin (42), REiS44 (40), gül_i_rana_m (39), HaZeL17 (35), hasmusic (50), fesih (40), ta_ha (48), sancaktar (49), turan16 (57), ekspero27 (46), bypolatalemdar (47), istanbullu (63), neyy (41), sinankaya (44), Design-Musty (38), _BURAKK_ (47), erencelik (42), Bizim muhtar (63), bahadir_bado (42), kaanerte (43), turkmilleti (39), SADIKDEMIR (39), haskut72 (53), ulubay (45), xmisirlix (44), sahinoglu-erol (52), Cihat88 (37), evildoer (37), FAZILL (35), tugba*g (44), ZEHIRLI_CICEK_3.. (54), cansever (47), caferta (41), nrdnm (49), vefalim (46), tetik42 (60)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56653 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.