0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » ÇOCUK EĞİTİMİ » Çocuk Eğitiminde Baskı ve Zorlama

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
Gast Muhammed Alperen  
Çocuk Eğitiminde Baskı ve Zorlama
Misafir
Çocuk Eðitiminde Baský ve Zorlama
Ali Çankýrýlý


Türkiye’de, maalesef, evlilik öncesinde gençlere ana-baba eðitimi verecek yaygýn bir eðitim kurumumuz ve bu yönde iþleyen bir eðitim politikamýz yok. Genç anne-babalar çocuk eðitirken kendi anne ve babalarýný model almakta, anne ve babalarýndan gördükleri eðitim þeklini uygulamaktadýr. Yüksek eðitim almýþ kariyer sahibi anne-babalar bile ailelerinden aldýklarý eðitimin tesirinden kurtulamamakta; aþýrý baský ve otoriter tutuma reaksiyon olarak, ‘modern eðitim’ adý altýnda aþýrý hoþgörüye dayanan bir tutum izlemektedir.

Oysa, çocuk eðitimi bu iki ucun birine yahut diðerine kaymadan gerçekleþtirilmesi gereken; bunun için de bilgi, tutarlýlýk ve disiplin isteyen bir konudur.

OKUL ÇAÐINA gelmiþ çocuklar üzerinde yapýlan araþtýrmalar anne babalarýn çocuk eðitirken beþ ayrý tutum izlediklerini gösteriyor.

1. Aþýrý baskýya dayanan otoriter tutum.

2. Aþýrý serbestliðe dayana çocuk-merkezli tutum.

3. Dengesiz, tutarsýz ve sorumsuz tutum.

4. Aþýrý koruyucu ve kollayýcý tutum.

5. Sevgiye dayalý, güven verici, hoþgörülü tutum.

Aþýrý Baskýya Dayanan Otoriter Tutum: ‘Disiplin’ dendiði zaman, çoðu anne baba bunu ‘dayak ve ceza ile terbiye etme’ olarak algýlýyor. Bu anlayýþ, beraberinde aþýrý baskýya dayanan otoriter bir tutum getiriyor. Cezanýn ve dayaðýn bol kullanýldýðý bu tutumda amaç; söz dinleyen, kurallara uyan, verilen görevleri yerine getiren, terbiyeli, sessiz, uslu, nazik, dürüst bir çocuk yetiþtirmektir. Ancak, sonuç hiç de böyle olmamakta; yanlýþ yapmaktan korkan, kendisine güveni olmayan, kolayca baþkalarýnýn etkisinde kalan, aþaðýlýk duygusuyla ya içine kapanýk ya da saldýrgan bir kiþilik kazanan çocuklar ortaya çýkmaktadýr.

Dayak, karþý tarafý aþaðýlayan, kendisini iþe yaramaz ve deðersiz hissetmesine yol açan kötü bir eðitim aracýdýr. Ki, dayaðý sevimsiz ve incitici kýlan, dayaðýn kendisinden ziyade, dayak sýrasýnda sarfedilen aþaðýlayýcý sözler ve takýnýlan saldýrgan tutumlardýr. Bu yüzden, dayaðýn en onur kýrýcý þekli yüze vurulan tokattýr. Dayaða sýk baþvuran anne babalar, çocuðun iyi taraflarýný görmeyen, devamlý yaptýðý yanlýþlar üzerinde duran, suçlayan, baþka çocuklarla kýyaslayan, sevgilerini belli etmeyen negatif bir tutum sergilemektedir.

Aþýrý Serbestliðe Dayanan Çocuk-Merkezli Tutum: Bu tutum, genellikle tek çocuklu kalabalýk ailelerde, orta yaþýn üzerinde çocuk sahibi olan anne babalar ve bütün aile büyükleri tarafýndan uygulanan bir disiplin þeklidir. Ailede çocuðun egemenliði sözkonusudur. Aile üyeleri kayýtsýz þartsýz çocuðun isteklerini yerine getirirler. Sonuçta, aþýrý sevgi ve ilgi, çocuðu kural tanýmaz, doyumsuz bir kiþi yapar.

Anne, baba, büyükanne, büyükbaba, hala, teyze bol ve pahalý oyuncaklar alarak ve her isteðini yerine getirerek çocuðun doyuma ulaþacaðýný zanneder. Yüzlerce pahalý oyuncaðý olduðu halde bunlara kýymet vermez, yenisini ister. Alýnan her yeni oyuncakla ancak üç-beþ saat oynar ve bir kenara atar. Aileye egemen olan çocuk bir kral edasýyla hareket eder, aile büyüklerine saygý duymaz. Bu çocuklar, aileye egemen olmakla kalmaz, aile dýþýnda da egemenliklerini sürdürmek isterler. Okul çaðýna girdiklerinde kurallara uymakta, ders çalýþmakta ve arkadaþ edinmekte baþarýsýzlýða uðrar, hayal kýrýklýðý yaþarlar.

Dengesiz, Tutarsýz ve Sorumsuz Tutum: Anne, baba ve aile büyükleri arasýnda ortak bir eðitim þekli olmayan, herkesin çocuða farklý yaklaþtýðý ailelerde çocuklar neyin doðru neyin yanlýþ olduðunu öðrenemezler. Anne yanlýþ bir davranýþýndan dolayý çocuða ceza vereceði zaman, büyükbaba veya büyükanne “Torunuma dokunma, býrak yapsýn!” diyerek arka çýkar. Kimi zaman anne çocuðun yanýnda babanýn tutumunu eleþtirerek, “Bu çocuðu sen þýmartýyorsun, senden yüz bulup beni dinlemiyor” der. Dengesizlik ve tutarsýzlýk çoðu zaman anne ve babanýn kendisinden kaynaklanýr. Anne çocuðu yanlýþ davranýþýndan vazgeçirmek için önce alçak sesle, “Yapma!” der, sonra sesini yükseltmeye baþlar, bu da yetmeyince kýzýp dayaða baþvurur, arkasýndan çocuðu baðrýna basarak özür diler.

Baba dinlenmiþ sakin bir durumda iken çocuðun yüksek sesle müzik dinlemesine bir tepki göstermez, normal karþýlar. Ancak ayný baba yorgun ve sinirli olduðu zaman yüksek sesle müzik dinleyen çocuðuna “Burasý disko mu, kes þu müziðin sesini!” diye baðýrýr. Çocuk, eðitimi konusunda anne ve babanýn sýk sýk birbirlerini eleþtirdiklerine þahit olur. Kafasý karýþýr; kimin haklý kimin haksýz olduðuna karar veremez.

Aþýrý Koruyucu ve Kollayýcý Tutum: Geleneksel aile modelinde en sýk baþvurulan bir disiplin þeklidir. Aþýrý koruyucu tutumda anne babalar çocuklarýný sevgi ve þefkatle örülü bir altýn kafeste yetiþtirirler. Çocuk adýna bütün sorumluluðu anne baba üstlenir. Çocuk için neyin doðru neyin yanlýþ olduðuna anne baba karar verir. Saç þeklinden giydiði elbiseye kadar, anne ve babanýn tercihi söz konusudur.

Daha çok anne-çocuk iliþkisinde görülen bu aþýrý koruyuculuk ömür boyu devam eder. Çocuk çatal kaþýk kullanacak yaþa geldiði halde anne onu kendi eliyle beslemeyi tercih eder. Tuvaletini anne yaptýrýr, anne giydirir, ayakkabý baðlarýný dahi anne baðlar. Mikrop kapmasýn diye kaynatýlmýþ su içiren, sokaða çýkmasýna ve arkadaþ edinmesine izin vermeyen, okul çaðýna geldiði halde çocukla ayný yataðý paylaþan anne örnekleri az deðildir. Bu anneler çocuða sevgi verdiklerini, onu koruduklarýný sanýrlar; gerçekte çocuðu kendilerine baðýmlý hâle getirerek yalnýzlýklarýný ve mutsuzluklarýný telafi etmektedirler. (Bize müracaat eden yeni evli genç bir bayan baba evini özlediðini, koca evine alýþamadýðýný, ne piþireceðini dahi telefonla annesine sormadan rahat edemediðini söylüyordu.)

Aþýrý koruyup kollanan çocuklarda okul korkusuna çok sýk rastlanýr. Sýnýf ortamýna alýþamaz, arkadaþ edinemezler. Okulun ilk günlerinde annelerinin eteðine yapýþýp býrakmayan, onlarla ayný sýrada oturmakta ýsrar eden çocuk örnekleri görürsünüz. Bunlar annelerine baðýmlý hâle gelmiþ gölge tiplerdir. Gölge tipler sadece evlerinde, annelerinin dizi dibinde kendilerini güvende hissederler. Kalabalýktan hoþlanmaz, paylaþmayý ve iþbirliðini bilmezler. Karþýlaþtýklarý bir problemi anne ve babanýn yardýmý olmadan çözemezler. Deneme ve yanýlmalarýna fýrsat verilmediði için kendi yeteneklerinin farkýnda deðildirler. Sorumluluk ve liderlik almak istemezler. Emirle hareket etmeye alýþtýklarý için kolayca baþkalarýnýn güdümüne girerler. Sokaða, açýk havaya ve güneþe çýkmalarýna izin verilmediði için baðýþýklýk sistemleri geliþmemiþtir; bulaþýcý hastalýklara kolay yakalanýrlar.

Sevgiye Dayalý, Güven Verici, Hoþgörülü Tutum: Bir çocuk sevgi, þefkat, yardýmlaþma, sadakat, iþbirliði, sorumluluk ve güven duygularýný ancak aile içinde yaþayarak öðrenebilir. Bu duygularýn sonradan eðitim kurumlarý tarafýndan kazandýrýlmasý çok zor, hatta imkânsýzdýr.

Çocuk eðitiminde 1-3 yaþ dönemi çok önemlidir. Bir çocuk üç yaþýna ulaþtýðýnda ya güvenli ya da güvensiz bir kiþilik kazanmýþtýr. Anne sevgisinden ve ilgisinden mahrum kalan bir çocuk güven duygusu kazanamaz. Doðum sýrasýnda annelerini kaybeden, bakýcý elinde yetiþen, cami kapýlarýna terk edilen, kimsesizler yurdunda büyüyen, sonradan evlat edinilen çocuklar sevmeyi öðrenememekte; çok iyi bakýlýp beslenseler dahi, zihinsel ve ruhsal yönden geri kalmaktadýr. Çocuk sevildiðini hissetmeden hayata baðlanamaz. Çocuk için hayatý anlamlý kýlan, anne ve baba sevgisidir.

Çocuklarýna iyi bir eðitim vermek isteyen anne babalarýn gözden kaçýrdýðý bir gerçeði burada dile getirmek istiyoruz. 1-3 yaþ için doðru olan eðitim tutumlarý 3-6 yaþ için geçerli deðildir. Çocuk konuþmaya ve yürümeye baþladýktan sonra hýzlý bir öðrenme sürecine girer. Elinin ulaþtýðý herþeye dokunmak, incelemek, denemek ister. Sýcak bir sobaya yaklaþýrken defalarca ‘cýs’ demeniz bir anlam taþýmaz. Ancak elini sobaya dokunup caný yandýðýnda, yani deneyip yanýldýðýnda sýcaklýk hakkýnda gerçek bilgiye ulaþmýþ olur. Hayatî bir tehlike olmadýðý sürece çocuðun hareketlerine müdahale edilmemeli, arzularýný gerçekleþtirmesine izin verilmelidir. Çocuk ancak böyle bir hoþgörü ortamýnda yeteneklerini keþfetme imkâný bulabilir. Oyunsuz ve arkadaþsýz bir çocuðun psiko-sosyal geliþimi saðlýklý deðildir. Sokak, çocuðun dýþ dünya ile tanýþtýðý, ben-merkezcilikten kurtularak ‘ben ve baþkalarý’ kavramýný pekiþtirdiði, kendisini baþkasýnýn gözü ile deðerlendirmeyi öðrendiði, akranlarý ile iþbirliði yaptýðý mükemmel bir eðitim ortamýdýr. Aþýrý koruma altýnda yetiþen; sokaktan, arkadaþtan ve oyundan mahrum býrakýlan 3-6 yaþ arasý çocuðun ‘sosyal fobi’ adýný verdiðimiz güvensiz bir kiþilik geliþtirme ihtimali oldukça yüksektir.

3-6 yaþ çocuðu aþýrý koruyup kollanmadan ve müdahaleden hoþlanmaz. Kendi iþini kendisi görmek ister. Enerji doludur, yorulmak bilmez. Atlar, zýplar, týrmanýr, gözükaradýr, kaza yapacaðýndan korkmaz. Kas ve sinir geliþimi için çok önemli olan bu hareketleri sýnýrlandýðý ve yasaklandýðý zaman hýrçýn, inatçý ve saldýrgan bir kiþiliðe bürünür. Anne ve babayý kýzdýrmaktan zevk alýr.

Yeterli kas ve sinir geliþimine sahip olduktan sonra çocuðun tuvaletini kendi kendine yapmasýna, yemeðini kendi baþýna yemesine, kendi baþýna giyinip soyunmasýna, arkadaþlarýyla sokakta oynamasýna, eve arkadaþ davet etmesine fýrsat verilmelidir. Baþarýsýzlýktan çok baþarýlarý üzerinde durmalý, yanlýþ davranýþlarýnda ikaz edilmeli, doðru davranýþlarý övülerek kendine güvenmesi saðlanmalýdýr. Evde adam yerine konan, duygularýný rahatça ifade etmesine izin verilen, anne ve babanýn doðru ve yanlýþ davranýþlar konusunda ortak tutum takýndýðý ailelerde çocuklarýn—ruh saðlýklarý yerinde, güven ve sorumluluk duygularý ise geliþmiþ olduðundan—okul baþarýlarý yüksektir.

Ana Baba Okulu’nda ders verdiðim sýralarda bir anne söz istedi. “Hocam,” dedi, “ilköðretim 4. sýnýfa giden bir oðlum var. Ders çalýþmada ve ödev yapmada isteksiz davranýyor. Zeki bir çocuk olduðu halde okul baþarýsý düþük. Öðretmeni ödevleriyle ilgilenmemizi ve ders çalýþtýrmamýzý söyledi. Babasý hiç ilgilenmiyor. Benimle ders çalýþmak istemiyor, ancak baþýna dikilirsem zoraki ödev yapýyor. Sokaða ve bilgisayar oyunlarýna çok düþkün, saatlerce býkmadan oyun oynuyor. Bilgisayarý ve sokaðý yasakladým, ama deðiþen birþey yok. Aksi ve sinirli bir çocuk oldu. Bazen elimde olmadan dayaða baþvuruyorum. Ne yapacaðýmý þaþýrdým, lütfen bana bir yol gösterin.”

Anneyi dinledikten sonra sýnýfa döndüm. “Lütfen çocuklarýnýn okul baþarýsý yüksek olan anneler parmak kaldýrsýn” dedim. Neden babalara deðil de annelere hitap ettiðimi merak edeceksiniz. Çünkü sýnýfýmda hiç baba yoktu! Kalkan parmaklarý saydým, beþ anne çocuðunun okul baþarýsýndan memnundu. Parmak kaldýran annelere sordum: “Çocuðunuz okul baþarýsýný neye borçlu? Sizin anne olarak bu baþarýdaki katkýnýz nedir?” Sýra ile cevap verdiler. Verilen cevaplarý aramýzda tartýþtýk. Sadece bir annenin tutumunu saðlýklý bulduk: sevgiye dayalý, güven verici, hoþgörülü tutum.

Þartlý sevgiye, baskýya, otoriteye ve cezaya baðlý okul baþarýsý uzun ömürlü olamaz. Elimizde ilköðretimde okul baþarýsý yüksek olduðu halde lisede düþme gösteren çok örnek var. Sevgi þarta baðlanamaz. “Okulda baþarýlý olur, yüksek notlar alýr, takdir getirirsen seni severim” diyen bir anne veya baba aslýnda çocuðu sevgi ile tehdit etmektedir. Çocukta devamlý baþarýsýz olma ve anne baba sevgisini kaybetme korkusu vardýr. Baþarýlý olduðu halde, bu korku sebebiyle, sindirim ve uyku bozukluklarý yaþayan öðrencilerimizin sayýsý az deðildir.

Okula yeni baþlayan bir çocuðun baþarýlý veya baþarýsýz olacaðý daha baþtan bellidir. Okul baþarýsýnda, ailede verilen okul öncesi eðitim çok önemlidir. Pedagoji bilen bir öðretmen, bir hafta içinde öðrencilerini gözlemleyerek aileleri hakkýnda bir kanaate varabilir. Ailede sevgiye doymuþ, özgüven ve sorumluluk kazanmýþ bir çocuk öðrenme merakýyla doludur. Bakýþlarý sevecen ve parlaktýr. Sýrada oturuþuyla, öðretmeni dinlemesiyle, derse katýlmasýyla, verilen ödevi yapmasýyla, kurallara uymasýyla kendini belli eder.

Akademik zeka (IQ) baþarý için gereklidir, ancak baþarýyý garanti etmez. Baþarýnýn anahtarý EQ dediðimiz duygusal zekadýr. Duygusal zeka ise 1-6 yaþ arasýnda ailede verilen eðitimle kazanýlýr.
Gönderen: 22.01.2004 - 07:39
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 Çocuk Eğitiminde Baskı ve Zorlama
Muhammed Alperen 22.01.2004 - 07:39
 Cok güzel bilgiler
DiLRuBa 28.01.2004 - 12:07
 ALLAH RAZI OLSUN
Muhammed Alperen 30.01.2004 - 09:29

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1589 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sabrikucukseren (61), Simsek61 (41), dido (41), xserpilx (40), cezabel (52), ahmetcotur (49), ARES (60), alacali_sevim (59), mfilizfidan (41), CILGINPiLOT1 (46), sultan53 (48), ahunal31 (53), musavi (60), adem51 (50), omerpolat04 (35), Bayram-25 (51), ASK (38), medineyevaramad.. (35), Sinan_iht (38), banckal (39), sülü (39), islaminsesi (37), talhardty (52), mmy55 (42), allahbirdir (35), ismer (46), aykiz833 (41), batil (43), sedat1965 (59)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.79967 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.