*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1744 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 10. Kasım 2024 - 17:19

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Su Mucizesi...

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Ukab

Su Mucizesi...

575 Mesaj -

Su içene yýlan bile dokunmaz
Su gibi aziz ol
Susuzun su aradýðý gibi, su da susuzu arar
Baþýný taþtan taþa vurur, gezer avare su
Su, dünyadýr
Su gibi ol da, ak, sana gelmeyenlere doðru
Ýnsan, su fýtratýnda olmalý ama asla sulu olmamalý..

Bir yanýcý ve bir de yakýcý madde olan oksijenle hidrojenden meydana gelmiþ serinletici su...
Küçük bir âlem olan Ýnsanýn üçte ikisi su olduðu gibi, büyük varlýk olan dünyanýn da % 75i sudur.
Su hayattýr.
Onsuz yaþamak mümkün deðildir.
Kur’an bize her þeyin sudan yaratýldýðýný apaçýk bildirir.
Bir içim su...
Ne nimet!
Çölde kalmýþ susuz bilir suyun deðerini...
Bizim hayatýmýzýn hayatý olan ibadetler de hep suya dayanýr.
Çünkü su temizliktir.
Ruh temizliðinin de sembolü olan namaz, Efendimizce, insaný günde beþ defa temizleyen coþkun bir nehre benzetilmiþtir. Ýnsaný yýkayan, aklayan, paklayan bir temizlik kaynaðý, yani su...
Bu kadar hayati olan su israf edilebilir mi? Suyu israf etmek ve hoyratça kullanmak, hayatýn kendisini saçýp savurmak demektir. Hayatý hayatlandýran suyu kýymetsiz görmek ise, onun Yaratýcýsýný gerçekten tanýmamak ve dolayýsýyla de takdir etmemek demektir.
Ýþte bu sebeple, Güzeller Güzeli sallallahu aleyhi ve sellem, "Bir ýrmaktan abdest alýrken bile, suyu israf etmeyin" buyurur.
Su vermek, içirmek, sulamak çok sevaptýr.
"Su içene yýlan bile dokunmaz" der atalarýmýz.
Bizim kültürümüzde su azizdir. Bundan dolayý, su sunanlara, "Su gibi aziz ol" denir.
Aziz olan su, izzetini vericiliðiyle, cömertliðiyle kazanýr. Bu yüzden, Mevlana deyiþiyle, "Susuzun su aradýðý gibi, su da susuzu arar."
Atalarýmýz, suya saygýyý savaþa bile getirmiþler; mesela Çanakkale Savaþlarý sýrasýnda çekilmek zorunda kaldýklarý su kaynaklarýný ne tahrip etmiþler; ne de zehirlemiþlerdir. Terketmek zorunda kaldýklarý su kaynaklarýný hep zehirleyen ve kullanýlamaz hale getiren düþmanlarý, Mehmetçiðin bu asilane tavrýný çok takdir etmiþler ama hiç mi hiç anlayamamýþlardýr.
Onlar, içme sularýný abdest suyu yapabilen derin kullardý. Matarasýndaki suyu, esir aldýðý düþmanýyla da paylaþýp, susuz kalmayý göze alabilen gerçek kahramanlardý...

***
Müslüman, sadece insanlar içsin diye deðil; kurtlar, kuþlar da susuz kalmasýn diye çabalar. Benim rahmetli Hacý Annem, yýllar yýlý Mekke'ye, Medine'ye, oralarýn kedileri, köpekleri susuz kalmasýnlar diye mütevazý bütçesinden para göndermiþtir. Çünkü o mübarek kadýn bir kutlu geleneðin temsilcisiydi. O geleneðin simgesi de Harun Reþit'in hanýmý olan ZÜBEYDE HATUN idi. O mübarek kadýn, gördüðü bir rüya üzerine, büyük bir maddi külfeti göze alarak, çok uzaklardan Mekke'ye su getirtmiþ ve kutsal beldede susuzluða çözüm olmuþtu.

ÝNSAN CÖMERT OLDUKÇA CÖMERTTÝR SEMA

Kýymeti bilinmeyen ve hep israf edilen Ýlahi mucize su, acaba artýk kýymetini bilelim diye mi azaltýldý. Gök ten gelen su, manevi rahmetin de habercisidir. Peki, yaðmur dualarýna raðmen gelmeyen yaðýþ neyin habercisidir?
Ýnsan cömert oldukça, cömertti sema...
Su parayla satýlmazdý benim çocukluðumda. Selsebil gelir ve öyle de sunulurdu canlara. Cumalarda, bayramlarda, bilhassa da yaz sýcaklarýnda, cami kapýlarýnda mü'minler suya þerbete bedava kanardý.
Susuzu suya kandýrmanýn sevabýný sürekli kýlmak isteyenler, her biri muhteþem sanat eserleri olan çeþmeler yaptýrdýlar. Çeþmeye verdikleri önemle, suyun deðerini gösterdiler. Ne yazýk ki, artýk o çeþmelerin büyük bir bölümü derin bir gaflet eseri olarak yoklar. Gafletin ve kör kazmanýn þerrinden kendini kurtarabilenler ise, kurumuþ, akmýyor.
Acaba kuruyan gözyaþlarýmýzla birlikte mi, akmaz oldu çeþmelerimiz?
Umuyoruz ki, gözü yaþlý vakýf insanlar, yine bir þekilde suyu sebil edeceklerdir.
Mevlana, "Gökyüzü aðlamayýnca, yeryüzü gülmez" der. Galiba yeryüzündekiler aðlamayý unutunca, gökyüzünden gelen rahmet de kesiliyor.
Mevlana bu gerçeðe þöyle deðiniyor:
"Âþýklar, gönül yangýnlarýyla aðlamasalardý, yeryüzünde ne ateþ olurdu, ne de su..."
Rabbimiz, inançsýzlar öldüðünde onlarýn üzerine gökyüzü ve yer aðlamaz buyuruyor. Bu ayetten anlaþýlacaðý üzere, kâinatýn ölümüne aðladýðý Allah dostlarý var demektir.
Onlar öyle mübarek insanlardýr ki, hayatlarýyla hayat verdikleri gibi, vefatlarýyla de rahmete vesile oluyorlar.
Fuzuli, "Baþýný taþtan taþa vurur, gezer avare su" demiþ, her çaðýldayan suyun aslýnda Allah’ý zikrettiðini, Efendimize vuslat arzusuyla koþup durduðunu söylemiþtir. Öyledir, de. Çünkü her varlýk, kendi diliyle zikirdedir; Yüce Yaratýcýyý anarak var olur varlýk âlemi.
Rahmetli HACI ANNE anlatýrdý:
"Bir gün babamla sahildeydik. Denizin dalgalarý kýyýya doðru hafif hafif hareketleniyor, sonra da kumsala köpüklenerek yayýlýyordu. Babam, suyun bu geliþ gidiþinden çýkan hýþýrtýlý sesi bir süre dinledikten sonra dedi ki:
"Duyuyor musun cemal tecellisini; nasýl da 'Lailahe illallah' diyor. Bir süre sonra dalgalar büyümeye baþladý. Hýþýrtýlar yerini adeta bir kükremeye býraktý. Sahil patlayan deniz tarafýndan dövülmeye baþlandý. Bu ürperten gürültüyü de, 'Maþallah, Barekallah' diyerek biraz dinledi babam, sonra da bana dönerek dedi ki:
‘Bak kýzým, þimdi de celal tecellisi baþladý. Nasýl! Allahü Ekber!’diyor.
Tabii ki dalgalar, kalp kulaðýyla duyabilene (konuþuyor) söylüyor.
Su da Allah’ýn kuludur ve musahharýdýr. Dolayýsýyla de, O'ndan Emir alýnca yapýsýný deðiþtirir, fýtratýný baþkalaþtýrýr. Bazan rahmet sýfatýný gösterir, Hazreti Musa ve dostlarýna karþý duvar gibi durur da, yol açar. Bazen de kahhar sýfatýný temsil eder, Allah ve Peygamber düþmaný Firavun’a ve yandaþlarýna mezar olur.
Bazen de, bir Allah Dostu hatýrýna, daðlar gibi dalgalarla çalkalanan deniz, rahat ve sakin bir yol olur. Mesela, Ýstanbul Boðazý'nda, ilk köprünün kurulmasýndan asýrlarca önce, emin ve selametli bir Hüdai yolu açýlýr. O açýlýþýn vesilesi olan dua hürmetine, denizdeki korkular azalýr. Aziz Mahmud Hüdai hazretleri, "Bizi ziyaret edenler, denizde boðulmasýnlar" diye niyaz eder.

Bazen deryalar geçer insan sapasaðlam da, gelip, derede boðulur. Bazen de, eceli bir yudum sudan gelir.
"Su, dünyadýr" der Mevlana...
Elinde olmalý, gönlünde deðil...
Gemi suyun üstünde olursa, hedefine gider. Ancak, kendisini, yüzdüren, yürüten ve hedefine ulaþtýran suya âþýk olur da, onu içine almaya kalkarsa; gemi batar, periþan olur. Ýnsan da gemi gibidir. Deniz mesabesindeki dünyayý hep ayaðýnýn altýnda tutmalý, asla içine almamalýdýr. Zira içimiz suya deðil, Sahibi'ne aittir.
Kýymeti bilinmeyen ve dolayýsýyla de þükrü eda edilmeyen su, þimdi sebillerden bedava akmýyor; þiþeye girdi, kýymete bindi, yani nasýl bir nimet olduðunu herkese gösteriyor.

VÜCUDUMUZDAKÝ SU BÝZÝ MUTLU VE HUZURLU KILIYOR

Her canlý gibi, su da sevgiden anlýyor. Japon bilim adamý Emoto'nun araþtýrmasýna göre, sevgi kelimeleri ve klasik müzik, su kristallerini güzelleþtiriyor. Kötü sözler ve sesler ise, su kristalinin yapýsýný bozuyor.
Emoto, uzun araþtýrmalardan sonra, suyun moleküler yapýsýnýn insanlarýn düþüncelerinden, sözlerinden ve müziklerinden etkilendiðini tespit etti. Bu araþtýrmaya göre, insanýn hayat kalitesi, vücudundaki ve dünyadaki suyun kalitesiyle baðlantýlýdýr. Uygulanan pozitif düþünceler sayesinde, insanýn vücudundaki su, kiþiyi mutlu ve huzurlu kýlýyor.
Japon araþtýrmacýlar, suya önce müzik dinletmiþler. Bir miktar arýtýlmýþ su, müzik yayýnlayan bir hoparlörün yanýna iki saat býrakýlmýþ. Sonra da bu suyu dondurup kristallerinin fotoðrafýný çekmiþler. Klasik müzik dinletilen su kristallerinin düzgün, Heavy Metal müzik dinlemiþ su kristallerinin ise, tamamen þekilsiz ve daðýnýk olduðu fotoðraflarla ispatlanmýþ.
Emoto, Fujiwara Barajý'ndan aldýðý suya dua okumuþ. Su kristallerinin duadan önceki biçimi ile duadan sonraki biçimi arasýnda belirgin bir farklýlýk görülmüþ.
Emoto'ya göre, su bütün hayatý yakýndan ve derinden etkiliyor. Mesela, negatif duygularla içilmiþ su gibi, olumsuz duygular yüklenmiþ su da, vücuda birçok zarar verebiliyor. Hatta insan bedeni üçte ikisi itibariyle su olduðu için, negatif duygularýn, sözlerin ve müziklerin kansere bile sebeb olabilecek derin moleküler deðiþikliklere yol açabileceði belirtiliyor.

ZEMZEM’Ý MÜNAFIKLAR KANA KANA ÝÇEMEZ

Bütün sularýn imrendiði mucize sudur, Kâbe'nin zemzemi... Bu sebeple, manevi ve ahlaki kalite itibariyle en aþaðýda olan münafýklar, en deðerli su olan zemzemi kana kana içemezlermiþ... Zemzem, o negatiflik gayyasýndan korurmuþ kendini... Bu gerçeði bilen Abdülaziz Bekkin'e hazretleri, büyük bir endiþe ve korkuyla varmýþ Zemzem kuyusunun baþýna...
Sonra da içmeye baþlamýþ mübarek suyu kana kana...
Ýçmiþ, içmiþ ve gözyaþlarýyla þükür secdesine kapanmýþ. Sebebini soranlara da, "Çok korkuyordum, bende de münafýklýk var mý diye" demiþ...
Mevlana, iki kýsma ayýrýr insaný:
1–Toprak yaratýlýþlý olanlar.
2–Su tabiatlý olanlar.
"Sen" der, "Su gibi ol da, ak, sana gelmeyenlere doðru.
Küsene, kavga edene, gönül koyana ve benzerlerine...
Durma yerinde, bekleme toprak gibi.
Su gibi ol da, arabul, gönlüne muhtaçlarý,
Ýlaç ol, sula, dirilt onlarý."
Su gibi olmak ne güzel.
Ne güzel, hayat götürmek her yere,
(Akarsu gibi olmak, cömertlik ve yardým etmede)
Ferahlatmak yürekleri, güldürmek yüzleri.
Bir barýþ ve mutluluk elçisi gibi yaþamak hep,
Almayý düþünmeden vermek.
Su tabiatlý oldukça insan, susuz kalmadý,
Toprak oldukça, sertleþip katýlaþtýkça yol vermedi suya,
Kendini de susuz býraktý.
Ne mutlu su tabiatlýlara
Suyu arayanlara
Ve Suyun aradýklarýna...

***
Ýnsan, su fýtratýnda olmalý ama
Asla sulu olmamalý,
Hiç mi hiç cývýmamalý...

v.vakkasoðlu

Gönderen: 06.03.2008 - 10:01

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1744 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bedirde (44), guvendag (42), beyza-nur (52), Mustafa_Ogras (39), TANATAR (40), arasat (65), mustafaaa (39), DaYMoN_38 (40), ben kimim (65), suskun_amedli (41), yakubu (38), yagmuralp (46), tatoglu (45), saygýlý (48), beguum (46), semih1973 (51), BERDAN13 (50), merve70 (33), xxxakrepxxx (43), damlanur (39), emsal (37), nisa Nur (26), FEYZAferhan (46), aliihsan (43), fatih_kull (41), halisseker (40), r.yildiz (43), Taskin70 (41), NaMaz_iM (48), baran4735 (43), simurg_anka (59), feride_özen (47), igci (43), ihvancan (45), civan (46), hakan_20 (55), lnxwise (41), ~~Esinti~~ (39), kent (52), veyselgün (52), drakula514 (33), sahhaf (54), hüdayi_yolu (48), eyy_yolcu (48), ravza30 (51), epikon (44), dursun bektas (58), shacird (39), ohme (62), HakanKA (36), abdülbari (32), aliasik (60), datedock (37), Kar çiçeði (38), luicin79 (45), yusuf_ali (43), pcpcpc (43), meryem_ (38), meryem.im (38), abuzer (43), EBRUEBSUDE (43), burak_1 (50), öznur (45), esinti34_69 (51), h mükremin (52), dogutrade (60), esinti69 (51), nired (51), Ensar 66 (58), ABDULLAH FURKAN (), akýn (65), tungaeralp (53), bykilic (50), canisi (58), sedatsen (46), kocaahmet79 (45), esselam (42), kirrli (37), ismey (53), xxxemrexxx (51), seida (43), blueangel_ahmet (50), cesum (58), dhan (49), eschra (34), tamerr70 (51), resul asigi (38), yusuf163 (47), Misafiir (45), Zeynep..66 (39), hüseyin _k (34), vizyon (55)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.85187 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.