0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » NAMAZIN EHEMMİYETİ

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
serhendli su an offline serhendli  
NAMAZIN EHEMMİYETİ
13 Mesaj -
Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” Namazýn Ehemmiyeti -1-

Elli vakit namaz!..
Resulullah Mi’racda Cehennemi görünce,
(Burada kimler yanar?) diye sordu hemence.
Cibril, (Senin ümmetin) dedi Resulullaha,
Bunu ondan duyunca, baþladý aðlamaða.
Gökteki melekler de, aðladýlar hep o an,
Ve bir hitab eriþti, Hak teala katýndan:
(Ey sevgili Habibim, indimde bil ki senin,
Pek büyük ve âlidir izzetin ve þerefin.
Hatýrýný hoþ tut ki, duan kabul olunur,
Her ne ki niyaz etsen, katýmda makbul olur.
“Þefaat makamý”ný veririm ki ben sana,
Senden baþka kavuþan, olmadý bu ihsana.
Ey habibim, her kim ki emrine muti olur,
Azaptan emin olup, rahmetine kavuþur.
Sana ve ümmetine, gece gündüz, her daim,
“Elli vakit namaz”ý farz kýldým ey habibim.)
Resulullah buyurdu: Bu makamdan sonra ben,
Ayrýlarak, “hazreti Musa”ya vardým hemen.
Sordu ki: (Hak teala, sana ve ümmetine,
Ne gibi bir taati farz kýldý her bir güne?)
Dedim ki: (Her gün için, bir ibadet olarak,
Elli vakit namazý farz kýldý cenabý Hak.)
Dedi ki: (Ya Muhammed, geriye dön de yine,
Hafifletmesi için, niyaz eyle Rabbine.
Çünkü çok fazla gelir elli vakit ibadet,
Onlar bunu yapmakta, zorlanýrlar begayet.)
Avdet edip, Rabbime ettim ki þöyle niyaz:
(Ya Rabbi, ümmetime hafiflet bunu biraz.)
Beþ vakit tenzil etti Rabbim bu ibadetten,
Dönüp, “Musa Nebi”ye söyledim bunu hemen.
Dedi ki: (Ya Muhammed, tekrar dön de Allaha,
Niyaz et, bunu dahi hafifletsin az daha.
Zira senin ümmetin yapamaz bunca amel,
Ben, beni Ýsraili denedim daha evvel.)
O böyle söyleyince, döndüm yine geriye,
Arz eyledim: “Bunu da, biraz hafiflet” diye.
Hafifletti Rabbimiz beþ vakit daha namaz,
Gelip “Musa Nebi”ye eyledim bunu da arz.
Rabbimle Musa Nebi arasýnda böylece,
Bu tahfif hususunda gidip geldim bir nice.
Nihayet Hak teala buyurdu: (Ey habibim,
Elli vakit namazý, “Beþ vakit”e indirdim.
Lakin her namaz için, “On namaz” ecri vardýr,
Kýlanlar, “Elli vakit” namaz ecri kazanýr.
Dönüp, “Musa Nebi”ye söyledim bunu böyle,
Dedi: (Dön, biraz daha kolaylýk talep eyle.)
Dedim ki: (Bu hususta, çok talepte bulundum,
Bunun için Rabbimden artýk utanýyorum.)

2-

Aiþe validemiz buyurur ki þöylece:
(Yumuþak yatak serdik o Resule bir gece.
Sabahleyin uyanýp, kalkýnca Efendimiz,
Buyurdu: (Bu yataðý bir daha sermeyiniz.
Zira bunun yüzünden, gece uyanamadým,
Teheccüd namazýný kýlmaktan mahrum kaldým.)
Peygamber Efendimiz çok ibadet yapardý,
Farzlarýn haricinde, çok da namaz kýlardý.
Mübarek ayaklarý þiþene kadar hatta,
Kýyamda, namaz için duruyordu ayakta.
Dediler: (Hak teala, senin gelmiþ, gelecek,
Bütün kusurlarýný affetti, bu bir gerçek.
O halde niçin böyle yaparsýn çok ibadet,
Ve ne için kendine verirsin böyle zahmet?)
Peygamber Efendimiz buyurdu ki cevaben:
(Rabbime þükredici kul olmayayým mý ben?)
Aiþe validemiz buyurdu ki: (O Server,
Kalkýp namaz kýlmaða baþlayýnca her sefer,
Onun mübarek göðsü hemen hýrýldýyordu,
Su fokurduyor gibi sesler duyuluyordu.)
Sahabeden biri de anlatýyor ki yine:
Bir gün bir âmâ geldi, o Server’in evine.
Dedi: (Ya Resulallah, bana bir dua edin,
Þu âmâ gözlerimi açsýn Rabbil alemin.)
Þöyle buyurdular ki ona Fahr-i kainat:
(Sen þimdi abdest alýp, namaz kýl iki rek’at.
Sonra de ki: “Ya Rabbi, sevgili Habibinin,
Hürmetine, gözünü açýver bu garibin”)
O böyle dua etti o Resulün yanýnda,
Açýlýp, görüverdi iki gözü anýnda.
Yine Resulü ekrem þöyle buyurmuþlardýr:
(Sekiz adet cennette, birçok kapýlar vardýr.
Beþ vakit namazýný titizlikle kýlanlar,
“Namaz” adlý kapýdan cennete çaðrýlýrlar.
Her kim de cihad için etmiþse fazla gayret,
“Cihad” adlý kapýdan olunur o da davet.
“Oruç” ve “Sadaka”ya ehemmiyet verenler,
Bu adlý kapýlardan davet edilecekler.)
Resul bu hadisini buyurduðu saatte,
Hazreti Sýddýk dahi var idi cemaatte.
Þöyle arz eyedi ki müsaade isteyerek:
(Kapýlarýn birinden çaðrýlmak zor deðil pek.
Acaba bir müslüman var mýdýr ki dünyada,
Kapýlarýn hepsinden çaðrýlsýn ayný anda.)
Buyurdular ki: (Evet, vardýr öyle kimseler,
Onlarý, her kapýdan davet eder melekler.
Ümid ediyorum ki, sen o kimselerdensin,
Her kapýdan çaðrýlýp, cennetlere girersin.)

3-

Bir hadisi þerifte Peygamberimiz yine,
Þöyle buyurmuþlardýr sahabe-i güzine:
(Ümmetimden bir kimse, Rabbine sýðýnarak,
Herhangi arzusuna isterse vasýl olmak,
Kýlsýn gece yarýsý iki rek’at bir namaz,
Okusun her rek’atta bir “Fatiha”, üç “Ýhlas.”
Selam verip, baþýný secdeye koysun yine,
Secdede, þu þekilde dua etsin Rabbine:
“Ebu Bekr-i Sýddýk’ýn hürmetine ilahi,
Þu dilek ve arzuma kavuþtur beni dahi”
Çünkü kalkar secdede aradan perde, hicab,
Secdedeki dualar, mutlak olur müstecab.)
Rivayet edilir ki, Ömer Faruk devrinde,
Muhasara edildi bir kale Þam þehrinde.
Kale, öðleye kadar fethedilmediðinden,
Hazreti Ömer Faruk, gadaba geldi birden.
Ýslam askerlerini toplayarak acele,
Buyurdu ki: (Ne için fethedilmez bu kale?
Küffar dayanamazdý karþýmýzda bu kadar,
Aramýzda mutlaka bir günah iþleyen var!)
Bilcümle mücahidler, üzüldüler buna hep,
Hepsi düþündüler ki, “Bu günah nedir acep?”
O ara aðlayarak biri geldi erlerden,
Dedi: (Aradýðýnýz o hata oldu benden.
Zira ben, teheccüde kalktýðýmda bu gece,
Misvaksýz abdest alýp, namaz kýldým öylece.
Karanlýk olduðundan, bu hata etti zuhur,
Sizin aradýðýnýz o günah belki budur.)
Buyurdu ki: (Öyleyse, tövbe et bu günaha,
Terk etme bu sünneti bundan sonra bir daha.)
Yine buyurdular ki, Resul bir hadisinde:
Gökleri geçiyorken, ben Mi’rac gecesinde,
Hayret ile gördüm ki, içinde bir mihrabýn,
Bir sureti duruyor “Osman ibni Affan”ýn.
Melekler bölük bölük gelirlerdi oraya,
Bakýp þükrederlerdi Allahü tealaya.
Sordum ki: (Ya Cebrail, ne zamandan beridir,
Bu suret, bu mihraba konulmuþ, belli midir?)
Dedi ki: (Bu yeryüzü, henüz yaratýlmadan,
Dörtyüz bin sene önce bu var idi o zaman.
Zira o, gündüzleri oruçluydu ekseri,
O çok namaz kýlardý seherde, geceleri.
Yine bela, musibet gelseydi ona þayet,
Sabreder ve kimseye etmezdi hiç þikayet.)
Yine Resul buyurdu: Mi’raca vardýðýmda,
Osman’ýn suretini gördüm bir gök katýnda.
Dedim: (Bu mertebeye, ne ile eriþtin sen?)
(Gece namaz kýlmakla) dedi bana cevaben.

4-

“Hatice hatun” ile Allahýn Sevgilisi,
Namaz kýlýyorlardý cemaatle ikisi.
Gördü “hazreti Ali” onlarý bu hal ile,
Henüz on yaþýndaydý, merak etti haliyle.
O Resule sordu ki: (Bu yaptýðýnýz nedir?)
Buyurdu ki: (Ya Ali, Allaha ibadettir.
O Allah ki, birdir ve hiç þerik yoktur Ona,
Seni davet ederim o Allaha imana.)
Dedi ki: (Babam ile, meþveret eyliyeyim,
Sonra gelip bu babta, size cevap vereyim.)
Buyurdu ki: (Ya Ali, imana gelmez isen,
Bu sýrrý baþkasýna söyleme yine de sen.)
Ýki adým atýnca, geldi ki hatýrýna,
Nasihat eylemiþti bu babta babam bana.
Demiþti ki: “Ya Ali, her ne derse Muhammed,
Hiç tereddüt etmeden tasdik eyle, kabul et.”
“Þehadet”i getirip, Müslüman oldu hemen,
O oldu çocuklardan, ilk önce iman eden.
Resulullah uðrunda yaptý çok fedakarlýk,
Onu, kendi nefsine tercih etti o artýk.
Bir gün yine mescitte, kýlýyorken o namaz,
Sadaka talep etti, bir fakir ondan biraz.
Hatta hazreti Ali, rüku’da idi o an,
Yüzüðünü çýkarýp, býraktý parmaðýndan.
Onun bu hareketi, makbul geldi Allaha,
Bir ayet nazil oldu hemen Resulullaha.
Maide suresinden, ellibeþinci ayet,
Gelerek, kendisini Rabbimiz eyledi meth.
Hazreti “Hüseyin”le, yine hazreti “Hasan”,
Henüz abdest almaða baþladýklarý zaman,
Benizleri sararýr, korkudan titrerlerdi,
Onlarýn bu halini gören hemen sezerdi.
Bazýsý sorardý ki: (Ey Hasan, ey Hüseyin,
Siz abdeste kalkýnca titrersiniz, ne için?)
Derlerdi ki: (Az sonra namaza duracaðýz,
Düþünün ki o zaman, kimin huzurundayýz?)
“Hazret-i Hüseyin” de, kalkýnca namaz için,
Adeta titriyordu üstünde seccadenin.
Derdi ki: (Kul dünyada, büyük hükümdarlardan,
Birine, bir derdini arz edeceði zaman,
Korkarsa, benim dahi Rabbimden istediðim,
Gizli dileklerim var, nasýl titremiyeyim.)
Namaz vakti gelince, hem de “hazreti Hasan”,
Titrer, þöyle söylerdi Allahtan korkusundan:
(Allahü tealanýn daðlara arz ettiði,
Lakin daðlarýn bile kabul eylemediði,
Kulluk emanetini tam yapmak üzereyim,
Bilmem ki layýkýyla yapabilecek miyim?)

5-

“Muaz ibni Cebel” ki, büyük sahabedendi,
Hem dahi ilm-i fýkhý iyi bilenlerdendi.
Bu büyük sahabiden nasihat istediler,
Buyurdu: (Muhakkak ki öleceksiniz sizler.
Vardýðýnýz o yerde, iki yer vardýr ki hem,
Biri ebedi cennet, biri sonsuz cehennem.)
Oðluna buyurdu ki: (Ölümü fazla yad et,
Her namazý, “Son namaz” kýlar gibi eda et.
Bir vaktini kýlýnca, þöyle de ki kendine:
“Belki de yetiþmezsin öbür namaz vaktine”)
Yine sahabilerden, hazreti “Ebüdderda”,
Yüksekti derecesi, ilim ile irfanda.
Derdi ki: (Kendinizi ölmüþ kabul ediniz,
Kat’i olacak þeyi, þimdi “Olmuþ” biliniz.
“Allahý görür” gibi yapýnýz hep ibadet,
Siz görmüyorsanýz da, sizi görür O elbet
Nasihat isterseniz, kafidir “Ölüm” size,
Zira ölüm, son verir dünya zevklerinize.
Þu üç þey olmasaydý eðer lezzet olarak,
Ýstemezdim dünyada bir gün bile yaþamak.
Biri, “Oruç tutmak”týr sýcak yaz günlerinde,
Bir de “Namaz kýlmak”týr uzun gecelerinde.
Üçüncüsü, “Bir alim sohbetine gitmek”tir,
Dini, onun aðzýndan dinleyip öðrenmektir.)
Bir gün de buyurdu ki: (Bir “Hayal”dir bu dünya,
Yani bir görüntüdür, yahut kýsa bir rüya.
Aynada görüntünün olmasý için dahi,
Bir “Aslý”nýn olmasý lazým gelir tabii.
Ýþte o asýllar da, cennette bulunurlar,
Dünyadaki her þeyin, cennette bir aslý var.
Cennet ni’metlerinin dünyadaki hayali,
Dinin emirleridir, “Namaz, oruç” misali.
Keza cehennemin de, misali var dünyada,
“Ýçki, kumar” misali haramlardýr bunlar da.)
Bir veli buyurur ki: (Sonuna dek ömrümün,
Cemaatsiz bir namaz kýlmadým asla bir gün.)
Þöyle ki, cemaate eðer yetiþmeseydi,
Namazý cemaatle kýlanlara derdi ki:
(Ömrümde bir namazý kýlmadým cemaatsiz,
Ben imam olayým da, cemaatim olun siz.
Tekrar ayný namazý kýlýnýz benim ile,
Ýkinci kýldýðýnýz, olmuþ olur nafile.)
Dinin “Ta’zim” ettiði bir þeyi “Tahkir” etmek,
Yahut tahkir ettiði þeyi ta’zim eylemek,
“Küfr-i hükmi” olur ki, bunu yapan Müslüman,
Maazallah küfre düþer, öyle söylediði an.
Biri, (Namaz kýlsam da, hiç kýlmasam da, birdir.)
Derse, o küfre girip, imanýný yitirir.


-6-

Ýslamda “Küfr-i hükmi”, addedilen hallerden,
Sakýnmýyan kimsenin, imaný gider elden.
Mesela bir kimseye, (Gel namaz kýl) deseler,
O dahi (Kýlmam) dese, o anda küfre girer.
Ve lakin bu þekilde söylemekle o kimse,
(Senin sözünle kýlmam) demek istemiþ ise,
Yani (Hak tealanýn emriyle kýlarým ben),
Demek istemiþ ise, beri olur küfürden.
Biri, (Namaz kýlmamak, hoþ iþtir) dese eðer,
O kimse bu sözüyle, imanýný kaybeder.
Bunun gibi birine, (Gel namaz kýl) denilse,
O dahi (Namaz kýlmak bana zor iþtir) dese,
O kimse, bu sözüyle kaybeder imanýný,
Bu, hafife almaktýr zira namaz kýlmaðý.
“Namaz”ý, bile bile kýlmayýp üzülmiyen,
Ve kaza etmeði de, maalesef düþünmiyen,
Azab çekmekten dahi korkmazsa bunun için,
Küfre girip, imaný kaybolur o kiþinin.
Ýbadeti harama benzetip öyle yapmak,
Mesela çalgý ile, þarkýyla namaz kýlmak,
Yahut çalgý çalarak okumak da Kur’an-ý,
Küfr olup, böyle yapan, zayi eder imaný.
Bir veli buyurur ki: (Ýnsaný cenabý Hak,
Oyun, eðlence için yaratmadý muhakkak.
Resulün bildirdiði ibadetlerin hepsi,
Ýyi düþünülürse, bizedir faidesi.
Kullara yaradýðý için emrolunmuþtur,
Yoksa ibadetlerin Ona faydasý yoktur.
Allah muhtaç deðildir kulun ibadetine,
Onlarý emirlerle þereflendirdi yine.
Her þeye muhtaç olan ve çok aciz olan biz,
Bu büyük ihsan için teþekkür etmeliyiz.
Oðlum, bugün mesela, bir müdür, bir iþçiye,
Emir verse, herhangi bir iþi yapsýn diye.
Ýþçi, o vazifeye ne de çok kýymet verir,
“Bana, müdür bu iþi verdi” diye sevinir.
Seve seve, zevk ile yapar onu o iþçi,
Ýftihar vesilesi yapar hem de o iþi.
Þimdi yazýklar olsun, Allahýn yüksekliði,
O müdürünki kadar acep deðil midir ki,
Onun emirlerine böyle çalýþýlmýyor,
Ve “Evvela vazife, sonra namaz” deniyor.
Halbuki amirlerin amiridir Rabbimiz,
Önce Onun emrini ifa eylemeliyiz.
“Namaz”, Hak tealanýn emridir, yani farzdýr,
Özürsüz kýlmýyana, çok büyük ceza vardýr.)

Ýmam-ý Rabbânî “rahmetullahi aleyh” Namazýn Ehemmiyeti -7-

“Allahýn misafiri”
Bu zat buyuruyor ki: (Bu dünyada insana,
Önce lazým olan þey, ermektir “Tam iman”a.
Bundan sonra, salih ve yarar iþ yapmalýdýr,
Bunlarýn içinde de en mühimmi “Namaz”dýr.
Resulullah buyurdu bir hadisi þerifte:
“Namaz kýlmak, bu dinin direðidir elbette.”
Namaz kýlan bir kimse, dinini doðrultmuþtur,
Namaz kýlmýyan ise, dinini yýkmýþ olur.
Namazý doðru dürüst kýlarsa eðer insan,
Kurtulur kýyamette kötü iþler yapmaktan.
Ýnsaný kötülükten korumýyan bir namaz,
Görünüþte namazdýr, doðru namaz olamaz.
Velakin doðrusunu yapýncaya kadar tam,
Görünüþü yapmaða etmeli yine devam.
Buyuruldu: “Bir þeyin hepsi yapýlamazsa,
Hepsini de elinden kaçýrma hiç olmazsa.”
Allahýn merhameti sonsuzdur çünki evlat,
O, kabul edebilir görünüþü hakikat.
“Böyle kýlacaðýna, hiç kýlma” dememeli,
“Böyle kýlacaðýna, dosdoðru kýl” demeli.
Namazý, cemaatle eda etmeli ki hep,
Azaptan kurtulmaða, “Namaz”dýr çünki sebep.
Mü’minun suresinin baþýndaki ayette,
Buyuruldu: “Mü’minler kurtulacak elbette.”
Ayetin devamýnda þöyle buyurmaktadýr:
“Onlar, namazlarýný dosdoðru kýlanlardýr.”
Bir kadý, heyecanla gelerek bu “Veli”ye,
Yalvardý: “Oðlum için bir dua edin” diye.
Oðlu “Taun” derdine birden yakalanmýþtý,
Diðerleri hep ölmüþ, bir bu oðlu kalmýþtý.
Cevaben buyurdu ki: (Ben aciz bir kimseyim,
Onun kurtulmasýna, yok elimde bir þeyim.)
Sonra geçti içeri, iki rek’at bir namaz,
Kýlýp, Hak tealaya eyledi dua, niyaz.
Sonra kalkýp dedi ki: (Oðlunuz buldu sýhhat,
Evinde sapa saðlam oturuyor þu saat.)
Ayrýlýp, sevinerek evine koþtu kadý,
Gördü ki hakikaten sýhhat bulmuþ evladý.
Bu zat, bir sohbetinde buyurdu: (Bu camiler,
Allahü tealanýn sevdiði mahaldirler.
Hatta “Allahýn evi” denilirki bu yerler,
“Allahýn misafiri” sayýlýr müdavimler.
Rabbimiz buyurur ki: (Herkes misafirini,
Ýktidarýna göre aðýrlar tabii ki,
Zengin, zenginliðine göre çok ikram yapar,
Fakir de, ona göre mütevazý aðýrlar.
Benim misafirimdir cami cemaatlarý,
Ben de þanýma göre aðýrlarým onlarý.)

8

Bu zat buyuruyor ki: (Kul Rabbine ihlasla,
Yalvarýrsa, her þerden kurtarýr onu Mevla.
Kim kullarý býrakýp, Rabbinden etse talep,
Onu, her sýkýntýdan halas eder Rabbi hep.
Zira buyuruyor ki cenab-ý Allah buna,
“Kafidir elbette ki Hak teala kuluna.”
“Ubeydullah Ahrar”ýn vardý bir talebesi,
Çoktu bu üstadýna muhabbeti, sevgisi.
Bu genç, bir gün dergahtan dönüyorken evine,
Aniden bir düþmaný çýkýverdi önüne.
Tam öldürmek isterken, dedi ki: “Biraz dur da,
Ýki rek’at bir namaz kýlayým ben burada.”
O müsaade edince, hemence kýldý namaz,
Sonra da el kaldýrýp, Rabbine etti niyaz.
Dedi ki: “Senden baþka kimsem yok ya ilahi,
Yine sen kurtarýrsýn kulunu bundan dahi.”
O anda yalýn kýlýç biri geldi yanýna,
O zalimi öldürüp, dedi ki sonra ona:
“Ben yedinci kat gökte bulunan bir meleðim,
Rabbimin emri ile, sana yardýma geldim.
Duydum senin sesini, bulunduðum mekanda,
Emir alýp yetiþtim imdadýna bir anda.”
Bir gün de buyurdu ki: (Bizler kuluz nihayet,
Ýhlasla yapmalýyýz Rabbe kulluk, ibadet.
Ýbadetler içinde, “Namaz”, baþýn tacýdýr,
O, kalplerin süruru, mü’minin mi’racýdýr.
Hatta namaz hakkýnda buyurdu ki O Server:
“En çok, secdede olan kulunu Allah sever.”
Onun için beþ vakit namazýný bir kimse,
Cemaatle kýlmaða eðer devam ederse,
“Ýyiler”le haþrolur o kimse mahþer günü,
Ve geçer þimþek gibi, o “Sýrat köprüsü”nü
Dertlerden, belalardan muhafaza olunur,
Ve “Bin þehid” sevabý, o kula ihsan olur.)
Bir gün de buyurdu ki: (“Namaz, büyük ibadet,
Onu hakkýyla kýlan, zevk alýr ondan elbet.
Namazda hasýl olan manevi lezzet ve tad,
Hariçteki hallerden üstündür, hem de kat kat.
Namazlarý zevk ile kýlmaða çalýþýnýz,
Evvel vaktinde kýlýp, sona býrakmayýnýz.
Ta’dil-i erkana da ederek tam riayet,
Cemaatle kýlmaða ediniz hem de gayret.
Hadiste buyuruldu: “Her namaz esnasýnda,
Kalkar bütün perdeler Rab’la kul arasýnda”
Mü’min, her emredilen iþleri yapmalýdýr,
Emirlerin içinde en mühimmi “Namaz”dýr.
Mü’min için bir günde, beþ vakit namaz kýlmak,
Kulluk görevidir ki, kýlmalýdýr muhakkak.)

9-

Ýslam alimlerinden Hak dostu bir veliydi,
Söz ve nasihatlarý pek çok faideliydi.
Bir gün bir talebesi, huzuruna gelerek,
Dedi: (Alamýyorum namazdan manevi zevk.
Zevk almak þöyle dursun, zor geliyor bu hatta,
Bana bir tavsiyeniz olacak mý bu babta?)
Buyurdu ki: (Yediðin lokmalara dikkat et,
Yemek adabýna da eyle hem tam riayet.)
Bir talebesi dahi eyledi ki þöyle arz:
(Nasýl kýlabiliriz huþu ile bir namaz?)
Buyurdu: (Þöyle düþün namaza durduðunda,
“Ben kimin huzurunda duruyorum þu anda?”
Ey oðlum, Hak teala, bir yirmidört saatte,
Sýrf beþ vakit ayýrmýþ, bu mühim ibadete.
Bu beþ vakit namazýn kýlýnmasý da zaten,
Kulun bir saatini almaz bile esasen.
Bir saatlik zamaný, “Namaz”a ayýrmayýp,
Boþ þeylerle uðraþmak, hem çok günah, hem ayýp.
Bir gün hazreti Ömer, bir sabah namazýný,
Cemaate kýldýrýp, gözetti eshabýný.
Lakin göremeyince birini o saatte,
Buyurdu: “Filan kimse, yok mudur cemaatte?”
Dediler: “Geceleri, o ibadet yapar hep,
Belki þimdi uykuya dalmýþtýr bundan sebep.”
Buyurdu ki: “Keþke o, gece hep uyusaydý,
Ve sabah namazýný cemaatle kýlsaydý.”
Bir gün de buyurdu ki: (Kardeþlerim bu namaz,
Doðru kýlýnmaz ise, indallah kabul olmaz.
Farzýna, sünnetine ne kadar çok riayet,
Edilirse, ecri de çok olur öyle gayet.
Baþka þey düþünmekle bozulmasa da namaz,
Elde edilen sevap, o nisbette olur az.)
Bir gün cemaatinden sual etti birisi,
Dedi ki: (Ey efendim, nedir zikir meclisi?)
Buyurdu ki: (Allahýn emirleri nelerdir?
Bu gibi hususlarýn konuþulduðu yerdir.
Namaz nasýl kýlýnýr, oruç nasýl tutulur?
Bunlar konuþulursa, tamamý zikir olur.)
Velilerden birisi, bir sabah geç uyandý,
Baktý ki güneþ doðmuþ, üzülüp içi yandý.
Zira sabah namazý kalmýþ idi kazaya,
Fazla üzüntüsünden baþladý aðlamaða.
Gözyaþlarý dökerek, inledi üzgün üzgün,
Zira bu, kendisine dert olmuþtu büsbütün.
O sýrada þöyle bir nida duydu gaibten:
“Senin bu günahýný, maðfiret eyledim ben.
Sen çok piþman olarak, aðlayýp sýzlayýnca,
Yetmiþbin namaz ecri ihsan ettim ayrýca.”)




Davud-i Kayserî “rahmetullahi aleyh” Namazýn Ehemmiyeti -10

Bu zat, genç bir kimseye, buyurdu ki: (Evladým,
Geçirme namazýný, budur ilk nasihatým.
“Namaz”, ruhun gýdasý, kalplerin þifasýdýr,
Hatta bu, Rabbimizin bir emri, yani farzdýr.
Buna raðmen bir mü’min, namazý kýlmýyorsa,
Bunun için Rabbinden, korkup utanmýyorsa,
Ondan daha hayýrsýz bir kimse olmaz elbet,
O kimse, ahirette piþman olur begayet.)
Derdi ki: (Kim beþ vakit namazý kýlar ise,
En büyük sermayenin sahibidir o kimse.
Zira namaz kýlmamak, çok büyük bir günahtýr,
Onlar henüz kabirde azaba yakalanýr.
Kabirdeki mevtalar, yapar ki þu hesabý,
“Ah kýyamet kopsa da, bitse kabir azabý.”
Öyle piþmandýrlar ki kabirdeki her mevta,
Derler: “Ah biz þu anda bulunsaydýk hayatta,
Baþýmýzý secdeden kaldýrmazdýk vallahi,
Dünyada yaþýyanlar bilseler bunu bari.”)
Ne acý gerçektir ki, bunlar dahi ölürler,
O feci piþmanlýða bunlar da gömülürler.
Ýþte ey kardeþlerim, piþman olmamak için,
Beþ vakit farz namazý muhakkak eda edin.
Müslüman, namazýný kýlmalýdýr muhakkak,
Yoksa mahþer gününde azab görür o mutlak.
Bir mü’minin izzeti, “Günahtan kaçýnmak”týr,
Þerefi, geceleri kalkýp “Namaz kýlmak”týr.)
Yine bir sohbetinde buyurdu ki: (Ey insan,
Dikkat et, ahiretin olmasýn sakýn ziyan.
Dinin emirlerini yapmaða eyle gayret,
Zira dünya geçici, ebedidir ahiret.
Dünyayý, ahirete niçin tercih edersin?
Niçin nefsin peþinden, akýlsýzca gidersin?
Dünya iþleri için, geç kýlarsýn namazý,
Hatta Allah korusun, kazaya kalýr bazý.
Lakin namaz, kazaya kalýrsa dünya için,
Nefse esir olduðu bellidir o kiþinin.)
Derdi: (Nasýl yaðmurla can gelirse yerlere,
“Namaz kýlmak” ile de, nur dolar gönüllere.
Þu iki þey vardýr ki, çok büyük bir ni’mettir,
Bu fýrsat elde iken, kaçýrmamak gerektir.
Biri, veli kullarýn sohbetinde bulunmak,
Öbürü, geceleri kalkarak namaz kýlmak.)
Bir gün de buyurdu ki: (Oðlum, sen ne garipsin,
Kullarý memnun edip, Rabbi gücendirirsin.
Daha mý mühimdir ki sence kulun rýzasý,
Kazaya býrakýrsýn, onlar için namazý.
Her sýkýntýyý aþmak arzu edersen þayet,
“Beþ vakit namaz”ýna, titizlikle devam et.)


11-

Bu zat buyuruyor ki: (Biz aciz birer kuluz,
Rabbimizin emrine itaate me’muruz.
Zira yaratýldý ki bu insanlar ve cinler,
Yalnýz Hak tealaya ibadet eylesinler.
Nitekim bir büyük zat buyurmuþ ki: “Bir kiþi,
Namaz kýlmýyor ise, dünyada ne var iþi?”
Yani hiç üzülmüyor, etmiyorsa hiç tasa,
Ölmesi hayýrlýdýr onun yaþamaktansa.)
Sahabeden biri de, Resule geldi bir gün,
Dedi ki: (Ben mahvoldum, bana dua buyurun.)
(Ne oldu?) buyurunca, dedi ki: (Kervanýmý,
Vurup aldý haydutlar para ve mallarýmý.)
Onun bu sözlerine karþýlýk Resulullah,
Ona buyurdular ki: (Þükür elhamdülillah.
Korktum diyeceksin ki, “Ben bir namaz vaktine,
Yetiþemedim bugün iftitah tekbirine.
Böylece bu tekbirin ecrinden mahrum oldum”,
Bu yüzden çok üzülüp, diyorsun ki mahvoldum.)
Bu kýssayý anlatýp, buyurdu ki: (Din budur,
Mü’min, namaz kýlarak bulur rahat ve huzur.
Alimler buyurur ki: “Namaz vakti geçerken,
Üzülmeyen kimsenin, imaný gider hemen.
Eðer üzülüyorsa, imaný var demektir,
Maksat, Onun emrine ehemmiyyet vermektir.”
Bir mü’min, kul olarak nasýl namaz kýlmaz ki,
“Nefes almak” gibidir bu dinde namaz sanki.)
Yine bir sohbetinde buyurdu: (Ey Müslüman,
Beþ vakit namazýný geçirme sakýn, aman.
Çünki bu, Rabbimizin biz kullara emridir,
Mü’min olan, bu emri tam yerine getirir.
Nitekim buyurdu ki o Resul-i kibriya:
“Kim özürsüz bir namaz býrakýrsa kazaya,
O kiþi, seksen hukbe ateþte yanacaktýr,
Bir hukbe, seksen yýllýk bir zaman olacaktýr.”
Her vakit geçtikçe de kaza edecek kadar,
Bu bir namaz terkinin günahý kat kat artar.
Birkaç namaz olursa, çetin olur bir hayli,
Yarýn mahþer gününde, çok zordur onun hali.
Her ne olursa olsun, bir an geciktirmeden,
Kaza namazlarýný bitirmelidir hemen.
Namaz kýlmýyan kimse, Hakkýn azametini,
Düþünüp anlamalý iþin vahametini.
Bu hadisi þerifin þiddeti karþýsýnda,
Ýnsanýn erimesi lazým gelir aslýnda.
Hadiste buyuruldu: “Günah iþliyen kimse,
Piþman olup, Rabbinden affýný diler ise,
Allahü tealayý çok merhametli bulur,
Onun bu piþmanlýðý, affýna sebep olur”)

12-

Öyle tesirliydi ki bu “Veli”nin sohbeti,
Onu dinliyen herkes, bulurdu hidayeti.
Dediler: (Evladýna karþý bir anne baba,
Ne gibi sorumluluk altýndadýr acaba?)
Buyurdu ki: (Çocuklar, onlara emanettir,
Allahýn bahþettiði, çok büyük bir ni’mettir.
“Temiz toprak” gibidir kalpleri çocuklarýn,
Ne tohum ekilirse, o mahsul çýkar yarýn.
Nedir helal ve haram, nedir sünnet, nedir farz?
En mühim vazifemiz, beþ vakit günde “Namaz”
Bunlar öðretilir ve yaptýrýlýrsa eðer,
Dünya ve ahirette saadete ererler.)
Bir gün de buyurdu ki: (Birinci nasihatim,
Beþ vakit farz “Namaz”ý kýlýnýz her gün derim.
Yani bir Müslümanýn en birinci görevi,
“Namaz kýlmasý”dýr ki, budur iþin temeli.
Hem de namaz kýlarken, farzýna, sünnetine,
Riayet etmeli ki, kavuþulsun ecrine.
Bugün namaz kýlanlar fazla da olsa gayet,
Pek tadili-i erkana etmiyorlar riayet.
Halbuki Resulullah, þöyle buyurmaktadýr:
“Hýrsýzlarýn büyüðü, namazýndan çalandýr”
Eshap bunu duyunca, sordular ki o zaman:
“Nasýl çalabilir ki bir kimse namazýndan?”
Buyurdu: “Erkanýna etmezse kim riayet,
O kimse, namazýndan çalmýþ olur nihayet.”
Bir gün de buyurdu ki: “Her kim namaz kýlarken,
Rüku’da, secdede ve kalkýnca bu yerlerden,
Belini yerleþtirip, durmazsa eðer biraz,
Hak teala indinde, kabul olmaz o namaz”
Bir gün namaz kýlarken, gördü bir Müslümaný,
Ki tamam yapmýyordu o ta’dil-i erkaný.
Rüku’dan doðrulunca, dikilip durmuyordu,
Secdeler arasýnda, biraz oturmuyordu.
Buyurdu: “Böyle namaz kýlarsan, öldüðünde,
Ümmetimden demezler sana mahþer gününde.”
Namaz düzgün ve doðru kýlýnýr ise eðer,
O namaz, sahibine þöylece dua eder:
“Nasýl ki kusurlardan korudunsa sen beni,
Allah da her kusurdan korusun öyle seni”
Ýbadetler içinde, en üstünü “Namaz”dýr,
Namaz, dinin direði, mü’minin mi’racýdýr.
O halde tam kýlmalý Müslüman namazýný,
Getirmeli yerine, adab ve erkanýný.
Yani farzý, vacibi, hatta sünnet ve edep,
Layýk olduðu gibi hepsini yapmalý hep.
Ta’dil-i erkanýna tam dikkat etmelidir,
Zira bunu yapanlar, kazanýr büyük ecir.)

13-

Bu zat, bir sevdiðine yazdýðý mektubunda,
Buyurdu ki: (Ölüm var bu hayatýn sonunda.
Beþ vakit farz “Namaz”ý, hiç gevþeklik etmeden,
Cemaatle kýlmalý, biraz geciktirmeden.
Ta’dil-i erkan ile kýlýnýrsa hem eðer,
Hak teala indinde bulur kýymet ve deðer.)
Biri dedi: (Efendim, kýlýyorum ben namaz,
Lakin alamýyorum manevi lezzet ve haz.)
Buyurdu ki: (Rabbini, yalnýz namazda deðil,
Her zaman hatýrla ve Ondan hiç olma gafil.
Günah iþlemekten de kurtarýrsan kendini,
Ancak alabilirsin namazýn lezzetini.
“Ýmam-ý azam” diye tanýnan yüce Ýmam,
Gösterirdi abdest ve namaza çok ihtimam.
Abdest edeblerinden yapmayýnca birini,
Kaza etti kýrk yýllýk namaz ibadetini.)
Yine bir sevdiðine yazdýðý mektubunda,
Þöyle buyurmaktadýr, “Namaz kýlmak” hakkýnda:
(Ey kardeþim bu dünya, iþ, ibadet yeridir,
Ücret alýnacak yer, elbette ahirettir.
Salih, iyi iþleri yapmaða uðraþýnýz,
Allahýn beðendiði amelleri yapýnýz.
Bu ameller içinde, en mühimmi “Namaz”dýr,
Namaz, dinin direði, mü’minin mi’racýdýr.
Ta’dil-i erkan ile kýlýnmazsa bir namaz,
Borç ödenir ise de, hiç sevap kazanýlmaz.
Þunu unutmayýn ki, “Namaz” büyük ibadet,
Ta’dil-i erkanýna lazýmdýr tam riayet.
Nitekim gördü bir gün, o Server bir kimseyi,
Ki, ta’dil-i erkaný yapmýyordu pek iyi.
Rüku’dan doðrulunca, dikilip durmuyordu,
Secdeler arasýnda biraz oturmuyordu.
Buyurdu: “Böyle namaz kýlarsan, öldüðünde,
Ümmetimden demezler sana mahþer gününde.”
Alimlerden biri de birini gördü yine,
Ki, namaz erkanýný getirmezdi yerine.
Rüku ve secdelerde, bulmuyordu sükunet,
Doðrulduðunda dahi, durmuyordu bir müddet.
O kimseyi, yanýna çaðýrýp hemen biraz,
Sordu ki: “Kaç senedir kýlarsýn böyle namaz?”
“Kýrk senedir” deyince, dedi ki: “Ey Müslüman,
Sen namaz kýlmamýþsýn öyleyse bunca zaman.
Böyle devam edersen, sonunda bil ki yarýn,
Ýslam dini üzere ölmezsin, aman sakýn”
“Namaz”, doðru ve düzgün eda olunduðunda,
O namaz, sahibine eder hem hayýr dua.
Güzel kýlýnmaz ise, olur çirkin ve siyah,
O da beddua eder o kimseye maazallah.)


14-

“Düþman içinizdedir”
Bu zat buyuruyor ki: (Her iyiliðe engel,
Ýnsanýn kendisidir her þeyden daha evvel.
Düþmaný, dýþarýda aramayýn siz sakýn,
Düþman içinizdedir, ondan iyi sakýnýn.
Ýnsanlar bir yolcudur, ayný yere giderler,
Yolcular, birbirine yardým etmelidirler.
Herkese faideli olmaða edin gayret,
O zaman her iþiniz, olur büyük ibadet.
Zira dünya iþini yaparken bir Müslüman,
“Beþ vakit namaz”ýný kaçýrmaz hiçbir zaman.
Rabbimiz buyurur ki: “Mal ve çocuklar, sakýn,
Allaha ibadeten sizi alýkoymasýn”
Önceki Müslümanlar, çok titizlerdi bunda,
Camiye koþarlardý, ezan okunduðunda.
“Demirciler” vardý ki, döverken demirleri,
Ezaný iþitseydi, býrakýrdý dövmeyi.
Çekici havadaysa, vurmazdý onu daha,
Yerde ise kaldýrmaz, koþarlardý namaza.
“Terziler” var idi ki, soktuðunda iðneyi,
Ezaný iþitseydi, çekmezdi onu geri.
Yani ne halde ise, kalýrlardý o halde,
Ýtina ederlerdi “Namaz”a fevkalade.
Çünki bilirlerdi ki, herkese “Farz”dýr namaz,
O vakitte, “Namaz”dan daha mühim iþ olmaz.
Ahiret iþlerine verince böyle kýymet,
Allah dahi onlara verirdi çok bereket.
Halbuki ehemmiyyet vermeselerdi dine,
Kazançlarý daha çok olmazdý elbet yine.
Üstelik Allaha da olurlardý isyankâr,
Çok kazansalar da, neye yarar öyle kâr?)
Derdi ki: (“Namaz kýlmak” ve her türlü ibadet,
Tabiatý icabý zor gelir nefse gayet.
Ýþte bu yüzdendir ki, bazý din büyükleri,
Nefisle uðraþmakta, gitmiþlerdi ileri.
Sahabe-i kiramdan, “Abdullah ibni Ömer”,
Bir vakit cemaate yetiþmeseydi eðer,
Bir gece, uyumadan yapardý hep ibadet,
Zira o, kendisine etmiþti böyle âdet.
Yine ayný þekilde “hazreti Ömer” dahi,
Bir gün yetiþemeyip, kaçýrdý cemaati.
“Yüzbin dirhem” kýymette malýný o bu kere,
O gün tasadduk edip, daðýttý fakirlere.
Sahabeden biri de, bir gün bila ihtiyar,
Bir akþam namazýný geciktirdi bir miktar.
Öyle çok üzüldü ki buna o mübarek zat,
Ýki kölesi vardý, onlarý etti azat.
Bunlar, binlercesinden bir iki nümunedir,
Zira ufacýk bir su, deryayý haber verir...)


15-

Bu zat buyuruyor ki: (“Namaz” mühim ibadet,
Mü’min olan, beþ vakit kýlmalý onu elbet.
Resulullah buyurdu: “Birisinin faraza,
Kapýsýnýn önünde, akan bir nehir olsa,
O kiþi, o nehirde, beþ defa günde eðer,
Yýkansa, üzerinde kalýr mý kirden eser?”
Arz ettiler ki: “Hayýr, o böyle yapsa þayet,
Kir kalmaz üzerinde, temiz olur o gayet.”
Buyurdu ki: “Beþ vakit namaz dahi böyledir,
Onu güzel kýlanlar, günahtan temizlenir.”
Namazý, Allah için kýlmalý ki ihlasla,
Aksi halde hiç ecir alýnmaz ondan asla.
Evlenmek, bir iþ kurmak, yiyip içmek ve namaz,
“Allah için” olmazsa, hiçbir iþe yaramaz.
Bunun gibi mesela hacca giden bir kiþi,
Sadece “Allah için” yapmalýdýr bu iþi.
“Filan kes yirmi defa hacca gitti” desinler,
Niyetiyle giderse, verilmez hiçbir deðer.
Bir nafile hac için, bir “Namaz” kaçar ise,
O hacdan sevap deðil, günah alýr o kimse.
Zira nafile için, “Farz namaz”ý terk etmek,
Aklý olan kimseye yakýþýr iþ deðil pek.)
Bir gün de buyurdu ki: (Namaz, dinde direktir,
Zira “Müslüman” demek, sanki “Namaz” demektir.
Ýþin baþý “Namaz”dýr, mü’mindir namaz kýlan,
Eðer kýlmýyor ise, þüphelidir o zaman.
Hiç özrü olmaksýzýn, sýrf tembellik ederek,
Beþ vakit namazýndan kazaya kalsa bir tek,
Cezasý, affolmazsa cehennemde yanmaktýr,
Zira Rabbin emrini, bu, hafife almaktýr.
Acele kaza etmek lazýmdýr o namazý,
Zira zaman geçtikçe, kat kat artar cezasý.
Yani o “Farz namaz”ý, kaza edecek kadar,
Sonradan boþ, müsait geçtikçe dakikalar,
Ateþte yanacaðý müddet de çoðalýr hep,
Öyleyse kul Rabbinden etmeli haya, edeb.)
Bir gün de buyurdu ki: (“Namaz” gayet mühimdir,
Onu kýlmak, Allahýn biz kullara emridir.
Allah, namaz kýlana verir çok ecir, sevap,
Kýlmýyanlara ise, yapar çok acý azab.)
Bir gün de buyurdu ki: (“Namaz” mühim ibadet,
Þartlarýna uyarak kýlmalý onu elbet.
Hýrsýzlarýn büyüðü, namazýndan çalandýr,
Yani onu hakkýyla edadan kaçýnandýr.
“Namaz”ý doðru dürüst kýlarsa bir Müslüman,
Rýza-i ilahiye mazhar olur o zaman.
Hem sonra öyle fazla alýr ki ecir, sevap,
Cennette, ni’metlere nail olur bi-hesab.)


16-

Allah adamlarýndan, büyük âlim ve veli,
Bir gün “Namaz” hakkýnda buyurdu þu sözleri:
Namaz, dinin direði, mü’minin mi’racýdýr,
Namaz, hasta ruhlarýn tesirli ilacýdýr.
Namaz kýlan, kurtarýr yýkýlmaktan dinini,
Kýlmayan, kurtaramaz cehennemden kendini.
Namaz, korur insaný çirkin, kötü her iþten,
Namaz kýlan, kurtulur cehennem ateþinden.
Namaz nurdur, ýþýktýr, insanlarýn kalbine,
Namaz, münker-nekir’in cevaptýr sualine.
Namaz kýlan kimsenin, kalbi, temiz, pak olur,
Namaz kýlan, her zaman bulur rahat ve huzur.
Namaz’la geçer insan, þimþek gibi Sýratý,
Namaz’la insan bulur, huzur ile rahatý.
Namaz’dýr insanlarý doðru yola getiren,
Namaz’dýr insanlara günahý terk ettiren.
Namaz, ruhlara gýda, namaz ruhlara þifa,
Namaz’dýr üzüntülü kalplere nur ve safa.
Namaz kalbi parlatýr, Sýratý aydýnlatýr,
Namazýný kýlmayan, çok piþman olacaktýr.
Namaz’dýr mü’minleri birbirine baðlýyan,
Namaz’dýr küskünleri barýþtýrýp dost yapan.
Namaz kýlan, öyle çok yaklaþýr ki Allah’a,
Baþka ibadetlerle, fazlasý olmaz daha.
Namaz kýlan, yapar hep faydalý, iyi amel,
Namaz, kötülüklere olur mani ve engel.
Camide, cemaatle kýlarsa bunu herkes,
Sevgi ile baðlanýp, tutmazlar kin ve garez.
Büyükler, küçüklere eder þefkat, merhamet,
Onlar da büyüklere gösterir saygý, hürmet.
Zenginler, vakýf olur fakirlerin haline,
Yardýmda bulunurlar derhal kendilerine.
Camide hastalarý görmeyince saðlamlar,
Merak edip onlarý, evlerinde ararlar.
Þartlarýna uyarak, kýlarsa onu bir kul,
Hak teala indinde, olur iyi ve makbul.
Hepsi namaz kýlmýþtýr bilcümle peygamberler,
Namaz kýlan kimseyi, sever gökte melekler.
“Beþ vakit namaz”ýný tam kýlarsa bir insan,
Melekül mevt, ruhunu alýr kolay ve asan.
Nur olur ona namaz, girdiðinde kabrine,
Kolay olur cevabý, sual meleklerine.
Kýyamette ilk önce, sorulacak “Namaz”dan,
Hesabýný verenler, kurtulacak azabtan.
Kim “Beþ vakit namaz”ý, getirirse yerine,
Kavuþur ahirette cennet ni’metlerine.
Kimler de kýlmayýp da etmezlerse hiç esef,
Azab göreceklerdir cehennemde maalesef.

17-

Allah adamlarýndan âlim ve veli bir zat,
Tesirli sözleriyle ederdi çok nasihat.
Bir gün de buyurdu ki (“Namaz” gayet mühimdir,
Onu kýlmak, Allah’ýn biz kullara emridir.
Allah, namaz kýlana verir çok ecir, sevap,
Kýlmýyanlara ise, yapar çok acý azap.
Bir evlat, babasýna isyan ederse eðer,
Babasý, o evlada ne kadar öfke eder.
Der ki: “Bunca hizmetler eyledim de ben sana,
Sen nasýl bana karþý kalkýþýrsýn isyana?”
Halbuki ikisi de birer kuldur nihayet,
Yalnýz baba, oðluna yapmýþtýr biraz hizmet.
Allah ise, yerde ve gökte ne yarattýysa,
Hepsini bizim için yaratmýþtýr bilhassa.
Bu gözle gördüðümüz, ve göremediðimiz,
Her ne ki halkettiyse kâinatta Rabbimiz,
Mesela “Ay” ve “Güneþ”, ve sayýsýz “yýldýzlar”,
Hepsinin muhakkak ki, insana faydasý var.
Denizlerin dibinde yaþýyan canlýlarýn,
Yaratýlmasý bile, faydasýna insanýn.
Ya doðrudan doðruya, ya dolaylý olarak,
Herbirinin insana faydasý var muhakkak.
Allah’ýn kudretiyle çalýþýyor kalbimiz,
Her uzvu çalýþtýran, yine yüce Rabbimiz.
Þu malik olduðumuz her þey O’nun ni’meti,
Kendi de bildiriyor bize bu hakikati.
Kur’an-ý keriminde buyuruyor ki zira:
“Ben o kadar ni’metler verdim ki insanlara,
Yazmak için ormanlar eðer kalem olsa hep,
Ve bilcümle deryalar, olsalar da mürekkep,
Benim ni’metlerimi hiç durmadan yazsalar,
Ni’metlerim bitmeden tükenir o deryalar.
Bir daha getirseler, o dahi hemen biter,
Tükenmez yine benim verdiðim o ni’metler.”
Böyle yüce bir Allah, “Namaz”ý emrediyor,
Kul ise karþý gelip, “Kýlmýyacaðým” diyor.
Müezzin sesleniyor beþ kez “Hayyaalassalah”,
Namaza çaðýrýyor kullarý yani Allah.
Buna raðmen özürsüz kim kýlmazsa namazý,
“Kýlmýyorum” demektir bunun açýk manasý.
“Hayyaalelfelah” diye sesleniyor bir daha,
Yani Allah bizleri çaðýrýyor felaha.
Kim gitmezse Allahýn bu namaz davetine,
Açýkça “Gelmiyorum” demektir bu da yine.
Bu, Rabbe isyandýr ki, ne fenadýr ve çirkin,
Bundan büyük küstahlýk olur mu bir kul için?
Halbuki cennet için “Köprü”dür her ibadet,
Yani cennete giden bir yoldur Ýslamiyyet.

18-

Bu zat buyuruyor ki: (Biz aciz birer kuluz,
Rabbimizin emrine, itaate me’muruz.
Zira yaratýldý ki bu insanlar ve cinler,
Yalnýz Hak tealaya ibadet eylesinler.
Büyükler buyurur ki: “Bir insan ki namazý,
Kýlmýyorsa, haramdýr dünyada yaþamasý.”
Yani buna üzülmez, ve etmezse hiç tasa,
Ölse daha iyidir, böyle yaþamaktansa.
Bir gün Resulullaha, biri gelip çok üzgün,
Dedi: “Ya Resulallah, mahvolmuþum ben bu gün.”
“Ne oldu?” buyurunca, dedi ki: “Kervanýmý,
Vurup aldý haydutlar, olan bütün malýmý.”
Onun bu sözlerine karþýlýk Resulullah,
Ona buyurdular ki: “Buna elhamdülillah,
Korktum diyeceksin ki, namaz kaldý kazaya,
Meðerse malýn gitmiþ, uðramýþsýn zarara.”
Bu kýssayý anlatýp, buyurdu ki: “Din budur,
Mü’min, namaz kýlarak bulur rahat ve huzur”
Âlimler buyurur ki: “Namaz vakti geçerken,
Üzülmeyen kimsenin, imaný gider hemen.”
Eðer üzülüyorsa, imaný var demektir,
Maksat, Hakk’ýn emrine ehemmiyyet vermektir.
Bir mü’min, kul olarak nasýl namaz kýlmaz ki,
“Nefes almak” gibidir, bu dinde “Namaz” sanki.
“Namaz” dinin direði, mü’minin mi’racýdýr,
Namaz, hasta kullarýn, tesirli ilacýdýr.
Namaz’dýr insanlarý gafletten uyandýran,
Hem fenalýk yapamaz, ihlasla namaz kýlan.)
Yine bir gün va’zýnda buyurdu: (Kardeþlerim,
Size mühim bir þeyi izah etmek isterim.
Her kalpten baþka kalbe bir “Yol” vardýr manevi,
Bu yolla birbirine “Feyiz” akar bir nevi.
Ýki mü’min, bir yerde eðer karþýlaþsalar,
Kalpleri arasýnda hemen bir akým baþlar.
Onlarýn ellerinde deðildir bu hareket,
Haberleri olmadan kurulur münasebet.
Ma’nen yüksek olanýn kalbinde olan “Nurlar”,
Aþaðýda olanýn kalbine doðru akar.
“Cemaatle namaz”ýn þudur ki bir faydasý,
Mümkün olmaz herkesin her an “Agah” olmasý.
Bazýsýnýn Allah’tan “Gafil” olduklarý an,
Bulunur cemaatte mutlaka “Agah” olan.
Birisi “Gafil” iken, “Agah”týr bir diðeri,
Uzak bir ihtimaldir gafil olsun her biri.
Böylece cemaatte, kesintisiz olarak,
Bir “Huzur ve agahlýk” devam eder muhakkak.
Böyle olan “Namaz”da, olur daha müstecab,
Cemaat daha fazla alýr ecir ve sevab.



-19-

Bu zat buyuruyor ki: (Çok þükür Rabbimize,
Çok maddi ve manevi ni’metler verdi bize.
Bir keþmekeþ içinde inlerken bütün âlem,
Bizler ruhen ve huzur içindeyiz tamamen.
Çünkü iman, ibadet, huzurun kaynaðýdýr,
En büyük ibadet de, elbet “Namaz kýlmak”týr.
Çünkü “Namaz”, Allah’ý hatýrlatýyor bize,
Günde en az beþ kere geliyor kalbimize.
Onu hatýrlamak da “Zikir” ve “Ýbadet”tir,
Namaz kýlan, Allah’ý zikrediyor demektir.
Hatta beþ defa deðil, anýlýr daha fazla,
Zira her þey zikirdir, ilgiliyse “Namaz”la.
“Ezan kaçta oluyor?”, “Vakite ne kadar var?”
“Kalkýp abdest alayým” þeklinde konuþmalar,
“Namaz”la alakalý olduðundan dolayý,
Hatýrlatýr bizlere Allahü tealayý.
Çünkü zikir, Allah’ý kalben hatýrlamaktýr,
Bu da “Namaz kýlmak”la müyesser olmaktadýr.
Kim “Beþ vakit namaz”ý, her gün eda ederse,
Ve bir vakti kýlýnca, ötekini beklerse,
Yani hep düþünürse her kim “Namaz kýlma”yý,
O, zikretmiþ sayýlýr her an Hak tealayý.
Kalp hastalýklarýnýn ilacý bu zikirdir,
Allah’ý hatýrlamak, kalbin temizliðidir.
Kimin kalbi Allah’ý zikrederse eðer ki,
Yerleþir o kalplere Allah’ýn muhabbeti.
Ýþte “Namaz kýlmak”la bu zikir hasýl olur,
Allah’ýn sevgisi de, bu kalplerde bulunur.
Muhabbet-i ilahi, bir kalbe girse eðer,
Bu dünyanýn sevgisi, o kalpten çýkar gider.
Ýþte bu yüzdendir ki, en kýymetli ibadet,
Ýhlas ile beþ vakit “Namaz kýlmak”týr elbet.)
Bir gün de buyurdu ki: (“Namaz” büyük ibadet,
Namazla hasýl olur Rabbe sevgi, muhabbet.
Nefis de güçsüz kalýr kýlýndýkça her namaz,
Git gide zayýflayýp, insaný aldatamaz.
Sevdiði içindir ki Allah Müslümanlarý,
Hep mükellef kýlmýþtýr “Namaz” ile onlarý.
Bir lütf-i ilahi ki “Namaz” bize aslýnda,
Nefis kahrolmaktadýr namaz kýlýndýðýnda.
Bir de yapýldýðýnda bir amel ve ibadet,
Emredildiði gibi yapmalý onu elbet.
Mesela bir namazýn sahih olmasý için,
Abdestin doðru, sahih olmasý lazým ilkin.
Doðru dürüst bir abdest alýnmamýþsa eðer,
Buna baðlý olarak namaz da olur heder.
Þartlarýna uyarak, emredildiði gibi,
Yapýlan bir ibadet, sahih olur tabii...)


20-

Allah adamlarýndan âlim ve veli bir zat,
Bir gün “Namaz” hakkýnda þöyle etti nasihat:
“Namaz kýlmak”, Ýslamýn beþ þartýndan biridir,
Ýbadetler içinde, hatta en mühimmidir.
Zira buyuruyor ki Peygamber Efendimiz,
“Çoluk çocuðunuza namazý öðretiniz.
Çocuk yedi yaþýna girince ayrýyeten,
Namaz kýlmasý için emredin ona hemen”
Ýmamý Gazali de buyurdu ki bir derste:
“Nefse ceza vermeli, her günahta elbette.
Eðer göz yumulursa, daha azar, þýmarýr,
Önüne geçilemez, tehlikeli hal alýr.
Mesela haram yerse, aç býrakmalý biraz,
Harama baktý ise, mubaha baktýrýlmaz.”
“Ebu Talha” vardý ki sahabe-i kiramdan,
Namaz kýlýyor idi bað içinde bir zaman.
O ara güzel bir kuþ, gelip kondu yanýna,
Kaç rek’at kýldýðýný, þaþýrdý bakýp ona.
O da kendi kendine dedi ki: “Bak ey nefsim,
Benim dünya malýnda asla yok bir hevesim.
Rabbimin huzurunda ederken O’na taat,
O’ndan gayri bir þeye edilir mi iltifat?
Madem ki düþüyorsun sen böyle bir hataya,
Ben de tasadduk ettim bu baðý fukaraya.”
Yine sahabilerden, “Abdullah ibni Ömer”,
Bir vakit cemaate yetiþmeseydi eðer,
Bir gece, uyumadan yapardý hep ibadet,
Zira o, kendisine etmiþti bunu adet.
Sahabeden biri de, bir gün bila ihtiyar,
Bir akþam namazýný geciktirdi bir miktar,
O kadar üzüldü ki buna o mübarek zat,
Ýki kölesi vardý, onlarý etti azat.
“Amr bin Dinar” vardý hem, evliyadan bir kiþi,
Der ki: “Vefat etmiþti, birinin kýz kardeþi.
Defini müteakip, kardeþi eve varýp,
Baktý, “Para cüzdaný” düþmüþ ve olmuþ kayýp.
“Defnederken düþmüþtür” diyerek hemen sonra,
Birisini alarak geldi ayný mezara.
Cüzdaný bulmak için o kabri tekrar açtý,
Ve lakin çok feci bir þey ile karþýlaþtý.
Ateþler içindeydi mezarý kardeþinin,
Aklý gidecek oldu korkudan o kiþinin.
Mezarý tekrar örtüp, koþtu hemen evine,
Gördüðü hadiseyi, anlattý annesine.
Dedi: “Hangi günahý ederdi ki irtikab,
Kabirde ateþ ile olunur böyle azab?”
Dedi: “Namazlarýný geciktiriyordu hep,
Azab olunmasýna bu haldir belki sebep.”

21-

Ýmamý Gazali’nin, “Kimyayý seadet” nam,
Kitabýnda þöylece buyuruyor ki Ýmam:
Abdullah bin Muhammed adýnda bir Müslüman,
Diyor ki: Bir eþyamý kaybetmiþtim bir zaman.
Onu aramak için o gün dolaþýyordum,
Nihayet bir mezarýn yanýna vasýl oldum.
Akþam ezaný dahi okunmuþtu o anda,
Ve kýldým namazýmý o mezarýn yanýnda.
Dua ediyordum ki namazdan sonra fakat,
Gaibten kulaðýma geldi acý bir feryat.
Dinledim, diyordu ki: “Ne olaydý dünyada,
Beþ vakit namazýmý edeydim her gün eda.
Aah keþke uysaydým da dinime tam olarak,
Bu kabir azabýna olmasaydým müstehak.
Keþke çok ehemmiyyet verseydim de namaza,
Bu gün yapýlmasaydý bana böyle bir eza.”
Bunun gibi, topraðýn altýnda nice emvat,
Yeryüzündekilere ediyor þöyle feryat:
“Ey dünyada gafletle hayat süren insanlar,
Gafletten uyanýn ki, elinizde fýrsat var.
Biz fýrsatý kaçýrdýk, bari siz kaçýrmayýn,
Çok piþman olursunuz siz dahi yoksa yarýn.”
Hadiste buyurdu ki o Resul-i kibriya:
“Kim özürsüz bir namaz býrakýrsa kazaya,
O kiþi, “Seksen hukbe” ateþte yanacaktýr,
Bir hukbe, seksen yýllýk bir zaman olacaktýr.
Her yýlý, üçyüz altmýþ gün olup iþbu vaktin,
Her günü, seksen dünya senesidir ve lakin.”
Her vakit geçtikçe de kaza edecek kadar,
Bu bir namaz terkinin günahý kat kat artar.
Birkaç namaz olursa, çetin olur bir hayli,
Yarýn mahþer gününde çok zordur onun hali.
Her ne olursa olsun, bir an geciktirmeden,
Kaza namazlarýný bitirmelidir hemen.
Namaz kýlmayan kimse, Hakkýn azametini,
Düþünüp anlamalý, iþin vahametini.
Bu hadisi þerifin þiddeti karþýsýnda,
Ýnsanýn erimesi lazým gelir aslýnda.
Hadiste buyuruldu: “Günah iþleyen kimse,
Piþman olup, Rabbinden affýný diler ise,
Allahü tealayý çok merhametli bulur,
Onun bu piþmanlýðý, affýna sebep olur.”
Bir gün de buyurdu ki: (Bu dünya iþ yeridir,
Ücret alýnacak yer, elbette ahirettir.
Salih, iyi iþleri yapmaða uðraþýnýz,
Allahýn beðendiði amelleri yapýnýz.
Bu ameller içinde, en üstünü “Namaz”dýr,
Namaz, dinin direði, mü’minin mi’racýdýr.)

22-

Hýrsýzýn hidayeti!..
Hadiste buyuruldu: (Namazýný bir kimse,
Cemaatle kýlmaða eðer devam ederse,
Ýyilerle haþrolur o kimse mahþer günü,
Ve geçer þimþek gibi hem Sýrat köprüsünü.
Dertlerden, belalardan muhafaza olunur,
Ve bin þehid sevabý, o kula ihsan olur.)
Bir gece hýrsýz girdi, bir “Veli”nin evine,
Ve lakin bulamadý götürecek bir nesne.
Geri dönüyordu ki, üzüntülü ve me’yus,
Bu veli onu görüp, oldu gayet huzursuz.
Dedi ki: (Abdest alýp, biraz namaz kýlsana,
Sabah bir þey gelirse, veririm onu sana.)
Hýrsýz “Peki” dedi ve, abdest aldý o zaman,
Gece sabaha kadar namaz kýldý durmadan.
O sabah zengin biri gelerek bu “Veli”ye,
“Ýkiyüz elli altýn” etti ona hediye.
O da o altýnlarý hýrsýza verdi hemen,
O dahi tövbe edip, vazgeçti bu iþlerden.
Hadiste buyuruldu: (Çocuklarý çok olan,
Ve ta’dil-i erkanla namazlarýný kýlan,
Hiç gýybet, dedikodu yapmýyan Müslümanlar,
Kýyamette benimle birlikte haþrolurlar.)
“Behaeddin Buhari”nin halis bir talebesi,
Vardý ki, þu vak’ayý anlatýyor kendisi:
Ben Kasr-ý arifan’da çiftçilik yapar idim,
Lakin Müslümanlýkla yok idi fazla ilgim.
Tam cehalet içinde geçirirdim bir hayat,
Yiyip içip yatmaktan alýrdým sadece tad.
Behaeddin Buhari, giderken namazlara,
Beni görüp, tebessüm ederdi ara ara.
Bir gece de rüyamda gördüm bu evliyayý,
Yaklaþýp verdi bana elindeki aynayý.
Bakýp gördüm aynada, kendi suretimi ben,
Ve lakin çok “Çirkin”dim, ben iðrendim kendimden.
Ertesi gün evime gelip sordu sadece:
(Rüyada o aynayý kim verdi sana gece?)
(Siz verdiniz) deyince, buyurdu: (Peki niçin,
Yüzünü o aynada gördün iðrenç ve çirkin?)
(Bilmiyorum efendim) diye ben edince arz,
Buyurdu ki: (Ne için kýlmýyorsun sen namaz?
Eðer ifa etseydin sen bu ibadetini,
Aynada gayet “Güzel” görürdün suretini.
“Namaz” nurdur, ýþýktýr insanlarýn kalbine,
Ýhlas ile kýlanlar, yakýn olur Rabbine.
Namaz kýlan kimsenin, kalbi olur temiz, pak,
Namaz kýlan, yüzünden anlaþýlýr muhakkak.)


23-

Bu zata sordular ki bir zaman þu suali:
(Ýnsan kabre girince, nasýl olur ahvali?)
Buyurdu: (Kardeþlerim, bir kimse etse vefat,
Baþlar o kimse için deðiþik, baþka hayat.
Defin bitip, cemaat daðýlýrken yanýndan,
O, ayak seslerini iþitir mezarýndan.
O mevta yalnýz kalýr artýk o mezarýnda,
“Amelleri”nden baþka kimse olmaz yanýnda.
Ýnsanlar ayrýlýnca, seslenir ona mezar,
Der ki: (Ey Ademoðlu, kýldýn mý bende karar?
Bilir miydin buranýn nasýl yer olduðunu,
Yoksa hissetmedin mi öðrenmek lüzumunu?
Görürsün ki burasý, hem “Dar”dýr, hem “Karanlýk”,
Bulunmaz hem bu yerde ne “Yatak”, ne de “Yastýk.”
Dün üstümde gezerdin, pek gururlu olarak,
Kabir nasýl bir yerdir, etmedin mi hiç merak?
Benim içim doludur, “Böcek” ve “Akrep” ile,
Hazýrlýksýz geldinse, þimdi her þey nafile.
Üstümde günahlarý eyledinse irtikab,
Þimdi benim içimde revadýr sana azab.
Hem de hiç hazýrlýksýz geldinse bu mezara,
Kurtarmaz bu azabtan seni ne “Mal”, ne “Para”.)
Eðer o ölen kiþi “Salih” bir kimse ise,
Gaibten baþka bir ses, cevap verir o sese.
Der ki: (Ne söylüyorsun bu mü’mine ey kabir,
Bu, öyle bir kimse ki, eyleme onu tahkir.
O, Rabbime inanýp, gece gün etti taat,
Hep Ýslama muvafýk dünyada sürdü hayat.
“Beþ vakit namaz”ýný kýldý hem de ihlasla,
Özürsüz tek namazý, geçirmedi o asla.
“Emri maruf” yaparak, hizmet etti bu dine,
En ufak bir sýkýntý gösterme bu mü’mine.)
Bu sesin arkasýndan, geniþler kabri hemen,
Cennet yaygýlarýyla tefriþ olur tamamen.
Daha sonra yanýna, biri gelir pek güzel,
Çok nurlu ve sevimli, her bakýmdan mükemmel.
Der ki: (Sen kimsin acep, ne güzel ve þirinsin,
Bu tenha yerde gelip, beni sevindirirsin.)
O der ki: (Amellerin salih idi dünyada,
Beni o amellerden halk etti Hak teala.)
O ameller, dört yandan kuþatýrlar o zatý,
Ondan ýrak ederler, gelecek mazarratý.
Azab melaikesi gelirlerse faraza,
“Namaz” karþý koyarak, eder tam muhafaza.
Sonra baþka cihetten yaklaþýrlarsa eðer,
“Oruc”u karþý çýkýp, mani olur bu sefer.
Onlar bunu görünce, giderler dönüp derhal,
Ve derler ki: (Ne güzel, mübarek olsun bu hal.)


24-

Bir gün buyurdular ki o Server eshabýna:
Eskiden birkaç kiþi, gittiler kabristana.
Dediler ki: (Bir dua edelim Rabbimize,
Ölülerden birini diriltsin þimdi bize.
Ölüm ve ahiretten haber versin azýcýk,
Ona göre dünyada yapalým bir hazýrlýk.)
Evvela abdest alýp, kýldýlar hepsi namaz,
Sonra da el kaldýrýp, ettiler dua, niyaz.
Hak teala izniyle, bu dua akabinde,
Bir mevta dirilerek kalkýverdi kabrinde.
Ve hemen dile gelip, dedi ki: (Ey insanlar,
Gafletle yaþamayýn, ahiret var, hesap var.
Yatarým þu mezarda doksan küsur senedir,
Ölümün sarsýntýsý hâlâ üzerimdedir.
Ölümü unutmadan, kulluk edin Allaha,
Ve mutlak devam edin, her gün “Namaz kýlmaða”.)
Tabiini izamdan “Müslim bin Yesar” vardý,
Büyük bir alim olup, çok ibadet yapardý.
“Namaz”ý öyle güzel kýlardý ki her zaman,
Hemen hayran kalýrdý, onu gören her inan.
Namaz dýþýnda dahi, namazdaymýþ gibi hem,
Sakýnýrdý lüzumsuz söz ve hareketlerden.
Kendini Hakk’a verir, olurdu hareketsiz,
Etrafta olanlardan bulunurdu habersiz.
Basra’da bir camide, bir gün namaz kýlarken,
Bir zelzele oldu ve kubbe çöktü aniden.
Camide bulunanlar, hep kaçtýlar dýþarý,
“Müslim bin Yesar” ise duymadý olanlarý.
Cemaat, kendisini kurtarmaða geldiler,
Onu sað ve sýhhatte, “Namaz kýlar” gördüler.
Namazýný bitirip, sonra selam verince,
“Geçmiþ olsun” dediler kendisine hemence.
“Ne oldu?” diye sordu onlara o da hemen,
Dediler: (Görmedin mi kubbe çöktü aniden.)
Buyurdu ki: (Ne zaman oldu bu dediðiniz?
Ben hiçbir þey duymadým, siz neler söylersiniz?)
Bir veli, sohbetinde buyurdu: (Kardeþlerim,
“Beþ vakit namaz”ýna çok düþkündü pederim.
Bana vasiyyetinde dedi ki: “Ölüm hariç,
Beþ vakit namazýný eda et, býrakma hiç.
Eðer buna uymazsan, hakkýmý etmem helal,
Mahþerde yakandadýr ellerim behemehal.”
Vefat ettikten sonra, bir gün ruhu gelerek,
Dedi ki: “Ey evladým, ben senden razýyým pek.”
Çünki ben tuttum onun bu son nasihatini,
Çok þükür geçirmedim bir tek namaz vaktini.
Birinci vazifedir insana zira “Namaz”,
Namaz kýlýnmadýkça, Müslümanlýk tam olmaz.


25-

Bu zat anlatýyor ki: Tabiini kiramdan,
“Amir ibni Abdullah” var idi evliyadan.
“Namaz”a durduðunda, geçerdi kendisinden,
Tamamen sýyrýlýrdý, dünya düþüncesinden.
Yanýnda çocuklarý baðýrýp çaðýrsalar,
Bunlardan hiç haberi olmazdý zerre kadar.
Dediler ki: (Efendim, siz durunca namaza,
Hiç dünya düþüncesi gelmez mi yadýnýza?)
Buyurdu ki: (Allahýn huzurundayým artýk,
Baþka bir þey düþünmek, hiç olur mu muvafýk?
Namazlarda daima þu gelir ki kalbime,
“Nasýl cevap veririm mahþer günü Rabbime?
Cennete mi giderim, yoksa cehenneme mi?”
Çok zaman bu düþünce meþgul eder kalbimi.)
Gündüz oruçlu idi, kýlardý gece namaz,
Bunlardan baþka bir þey vermezdi ona bir haz.
Bir kimse, kendisini gelmiþ idi görmeðe,
Baktý, “Namaz kýlýyor”, baþladý beklemeðe.
Selam verip dedi ki: (Safa geldin kardeþim,
Biraz çabuk söyle ki, acildir zira iþim.)
Þaþýrdý gelen adam, arz etti ki: (Hayýrdýr,
Bu kadar acil olan ne gibi iþin vardýr?)
“Ölümü bekliyorum” buyurup o gelene,
Baþka þey söylemeden, namaza durdu yine.
Ruhunu, “Namazdayken” vermeði istiyordu,
Bunun için namazdan çýkmak istemiyordu.
Vefatlarýndan sonra, bir mübarek “Veli”yi,
Bir gece, rüyasýnda görmüþtü bir sevdiði.
Sordu: (Ne muamele eyledi Allah size?)
Buyurdu: (Keþf, keramet gibi neyim var ise,
Hiç iþe yaramadý onlarýn bir tanesi,
Olmadý hiç birinin bana bir faidesi.
Yalnýz bir gece vakti, iki rek’at bir namaz,
Ýmdadýma yetiþti, azabtan oldum halas.)
“Sehl-i Tüsteri” vardý, asrýnýn bir tanesi,
Ve “Zünnun-i Mýsri”nin makbul bir talebesi.
“Namaz”a fevkalade verirdi ehemmiyet,
Talebesine dahi bunu öðütlerdi hep.
Ömrünün sonlarýnda nihayet oldu hasta,
Eli ve ayaklarý tutmaz oldu adeta.
Lakin günde beþ defa, “Namaz vakitleri”nde,
Olurdu a’zalarý eski kuvvetlerinde.
Yine “Hallac-ý Mansur” vardý ki evliyadan,
O hep namaz kýlardý gece gündüz durmadan.
Öyle çok yapardý ki o ibadet ve taat,
Her gün namaz kýlardý istisnasýz “Bin rek’at.”
Hatta bu adetini bir gün aksatmamýþtý,
Yalnýz öldüðü gece, “Beþyüz rek’at” kýlmýþtý.

26-

“Ata bin Meysere” ki, kendisi Tabiinden,
O zamanýn tanýnmýþ hadis âlimlerinden.
Geceleri uyumaz, hep ibadet ederdi,
Hane halkýný dahi kaldýrýp þöyle derdi:
(Kalkýn namaz kýlýn ki, namazda vardýr hayýr,
Zira gece namazý, uykudan hayýrlýdýr
Tatlý uykudan kalkýp yapýlan bu ibadet,
Cehennem azabýndan kolaydýr daha elbet.)
“Bayezidi Bistami”, dinde günah ve haram,
Yani yasak ne varsa, hepsinden kaçardý tam.
Ve emirlere dahi ederdi tam riayet,
Bilhassa “Namaz” için ederdi fazla gayret.
Bir sabah namazýna, bir defa geç uyandý,
Baktý ki güneþ doðmuþ, üzülüp içi yandý.
Zira sabah namazý kalmýþ idi kazaya,
Buna üzüntüsünden baþladý aðlamaya.
Göz yaþlarý dökerek inledi üzgün üzgün,
Zira bu, kendisine dert olmuþtu büsbütün.
O sýrada þöyle bir nida duydu gaibten:
“Senin bu günahýný maðfiret eyledim ben.
Sen çok piþman olarak aðlayýp sýzlayýnca,
Yetmiþbin namaz ecri ihsan ettim ayrýca.”
Birkaç ay geçmiþti ki bir sabah vakti yine,
Çok az zaman kalmýþtý güneþ doðma vaktine.
O ara þeytan gelip, onu uyandýrarak,
Dedi ki: (Ey Bayezid, namazýn geçiyor, kalk.)
Bayezidi Bistami, fýrladý yataðýndan,
Namazý kýldý ama, hayrette kaldý o an.
Bir mana veremedi, þeytanýn bu iþine,
Çaðýrýp sual etti bu iþi kendisine.
Buyurdu ki: (Ey mel’un, sen hiç böyle yapmazdýn,
Beni uyandýrmakta, neydi asýl maksadýn?
Kazaya kalsýn diye uðraþýrken durmadan,
Ne için uyandýrdýn beni güneþ doðmadan?)
Dedi ki: (Sen namaza kalkamadýn geçen gün,
Bu yüzden çok üzülüp, aðladýn üzgün üzgün.
Affetti Hak teala günahýný o zaman,
Ve yetmiþbin namazýn ecrini etti ihsan.
Seni uyandýrdým ki, kalkýp namaz kýlasýn,
Yine öyle çok fazla sevap kazanmýyasýn.)
“Lokman Hakim”, oðluna ederdi ki nasihat:
(Namazý vaktinde kýl, aksatma sakýn evlat.
Nasýl ki her binayý tutan bir direk vardýr,
“Namaz”ýn da dindeki yeri bunun aynýdýr.
Siz amellerinizi nurlandýrýn namazla,
Zira namazdan üstün bir taat yoktur daha.
“Beþ vakit namazý”ný eda eden Müslüman,
Kurtulur ahirette Cehennemde yanmaktan.)



27-

“Safvan ibni Süleym” ki, Tabiinden bir zattýr,
Her hali, insanlara öðüt ve nasihattýr.
Rabbine öyle kulluk ederdi ki severek,
Geçerdi her gecesi, hep ibadet ederek.
Yani öyle çoktu ki ibadet ve taati,
Az daha fazlasýna, yetiþmezdi takati.
Çok “Namaz” kýldýðýndan dolayýdýr ki hatta,
Þiþerdi ayaklarý çok durmaktan ayakta.
Namazlarda aðlayýp, gözyaþý dökerdi hep,
Seccadesi devamlý ýslaktý bundan sebep.
Hatta kurumasýna hiç fýrsat kalmýyordu,
Zira ertesi gece, yine ýslanýyordu.
Derdi ki, Resulullah buyurdu ki bir defa:
(Her göz aðlýyacaktýr kýyamette mutlaka.
Yalnýz þu gözlerdir ki, o gün hiç aðlamazlar,
Allah korkusu ile hiç harama bakmazlar.
Ve bir de Allah için uyumayan gözlerdir,
Ve Allah korkusundan göz yaþý dökenlerdir.)
Hazreti Ebu Bekir buyurdu ki þöylece:
(Beþ namaz vakitleri, ard ardýna girince,
Melekler seslenir ki: “Ey insanlar, kalkýnýz,
Üstünüze farz olan bu namazý kýlýnýz.
Böylece sizi yakmak üzere hazýrlanan,
Ateþi, namaz ile söndürün hemen þu an.”
Bilin ki, namazýný kýlmýyanlar, elbette,
Rabbi, kýzgýn olarak görürler ahirette.
Büyüklerden birisi, þeytana rast gelerek,
Dedi ki: (Senden bir þey istiyorum öðrenmek.
Senin gibi bir mel’un olmak istesem ki ben,
Bunun için acaba, nedir bana tavsiyen?)
Ýblis buna sevinip, dedi: (Bu, kolay gayet,
Namaza önem verme, ayrýca çok yemin et.)
Bazý din büyükleri, þöyle buyurmuþlardýr:
(Þu beþ þeyi yapmýyan, beþ þeyden mahrum kalýr.
Malýnýn zekatýný vemezse her kim eðer,
Mallarýnýn hayrýný görmeyip, olur heder.
Bunun gibi uþrunu vermezse biri þayet,
Tarla ve kazancýnda, kýlmaz yümün, bereket.
Sadaka vermiyenin vücudu sýhhat bulmaz,
Dua etmiyen ise, muradýna kavuþmaz.
Namaz vakti girince, kýlmak istemiyen de,
Son nefeste þehadet getiremez o demde.)
Yani namaz kýlmamak, ne fenadýr ve çirkin,
Ýmansýz gitmesine sebep olur kiþinin.
“Namaz”a devam ise, kalbe þifa, nur verir,
Kýlanlarý, ebedi saadete erdirir.
Zira Peygamberimiz buyurdu: (Nurdur namaz.)
Namazýný kýlmayan, bu nura kavuþamaz.

-28-

Ýki rek’at namaz
“Abdullah bin Tahir” ki, çok salih birisiydi,
Hem de çok adil olup, Horasan valisiydi.
Bir gün jandarmalarý, birini “Hýrsýz” diye,
Yakalayýp, acele bildirdiler valiye.
O gece, hýrsýzlardan biri kaçtý hapistan,
Hiratlý bir demirci, o mahalden geçerken,
Memurlar onu görüp, derhal yakaladýlar,
Hýrsýzlarla beraber valiye çýkardýlar.
Vali, “Hapsedin” dedi, hiç de incelemeden,
Demirci, hücresinde bir abdest aldý hemen.
Kýrýk, mahzun kalp ile iki rek’at bir namaz,
Kýldý ve göz yaþýyle eyledi dua, niyaz:
(Ya Rabbi, suçum yoktur, sýrf sen buna vakýfsýn,
Ve beni bu zindandan ancak sen kurtarýrsýn.)
O, gözyaþý içinde yalvarýrken böylece,
Vali, gayet korkulu rüya gördü o gece.
Kuvvetli dört pehlivan, yanýna gelip birden,
Tahtýný tam kaldýrýp, tersine çevirirken,
Uyanýp kalktý hemen, sonra namaza durdu,
Tövbe istiðfar edip, sonra yatýp uyudu.
Velakin rüyasýnda görünce ayný hali,
Yataðýndan korkuyla fýrladý yine vali.
Bildi ki, kendisinde bir “Mazlum”un ahý var,
Acele abdest alýp, namaza durdu tekrar.
Sonra da el kaldýrýp, dedi ki: (Ya Ýlahi,
Bilirim ki sadece büyük sensin Vallahi.
Sen öyle büyüksün ki, büyükler ve küçükler,
Sýkýþýnca, sadece senden yardým isterler.)
Çaðýrdý hapishane müdürünü acele,
Sordu: (Hapishanede bir mazlum var mý?) diye.
Dedi: (Onu bilemem, velakin bir kimse var,
Aðlayýp, gözyaþýyla ediyor çok dualar.)
Vali “Eyvaah” diyerek, getirtti derhal onu,
Sorup anladý hemen hiç “Suçsuz” olduðunu.
Sonra özür dileyip, dedi: (Bakma kusura,
Bir yanlýþlýk yapmýþlar jandarmalar o sýra.
Hakkýný helal edip, þu bin gümüþü de al,
Bir sýkýntýn olunca, bana gel yine derhal.)
Helal etti demirci hakkýný o valiye,
Dedi: (Gelmem iþimi senden talep etmeye.)
Vali “Niçin?” deyince, dedi ki: (Ey sultaným,
Þu garip fakir için, sen gibi bir sultanýn,
Tahtýný ters çeviren Rabbimi býrakýp da,
Baþkasýna gidersem, yakýþýr mý kulluða?
Namazlarýn sonunda ettiðim dua, niyaz,
Ýle, nice dertlerden eyledi beni halas.
Ve nice muradýma kavuþturmuþken Rabbim,
Ondan baþka birine nasýl gidebilirim?)

29

Hadiste buyuruldu: (Her kim özrü yok iken,
“Namaz”ý terk ederse, kurtulmaz baþý dertten.
Ömründe hiç bereket olmaz onun mesela,
Çok iyilik yapsa da, sevap almaz o asla.
Kimseler sevmez onu, kabul olmaz duasý,
Hem iyi dualarýn olmaz ona faydasý.
Zelil, kötü ve çirkin ölür hem aç olarak,
Susuzluk acýsýyla o can verir muhakkak.
Mezarý, iki yandan sýkar onu bir nice,
Kabri ateþle dolup, yakar onu gün gece.
Gayet büyük bir yýlan gelir onun yanýna,
Öyle ki, hiç benzemez dünya yýlanlarýna.
Her gün, her namaz vakti, sokar onu durmadan,
Hatta kendi haline býrakmaz onu bir an.
Azab melaikesi, devamlý yanýndadýr,
Hor ve hakir olarak, cehenneme atýlýr.
Bir hadisi þerifte buyurdu ki o Server:
(Bir namazý, vaktinde kýlmazsa biri eðer,
O kiþi, seksen sene ateþte yanacaktýr,
Ahiretin bir günü, bin sene olacaktýr.)
Bir vakit kýlmayanýn cezasý bu olursa,
Hiç kýlmayanýn hali nasýl olur acaba?
Özürsüz namazýný terk ederse kim eðer,
Onun þahitliði de sayýlmýyor muteber.
Hele farz olduðunu etmezse eðer kabul,
O zaman imanýný zayi eder böyle kul.
Bazýlarý çok yanlýþ bir kelam ediyorlar,
Yani (Önce vazife, sonra namaz) diyorlar.
Tabii ki vazife kutsaldýr, bu hakikat,
Büyük amirin emri daha mühimdir fakat.
En büyük amir ise, Allahü tealadýr,
O halde en birinci vazife de “Namaz”dýr.
“Namaz”, maddi manevi temizliktir mükemmel,
Zira günde beþ defa abdest almak ne güzel.
Yine her gün kýrk defa secde edince insan,
Ýdman etmiþ sayýlýr her uzvu muntazaman.
Bir insan ki temiz ve böyle hareketlidir,
Her yaþta sýhhatini o koruyor demektir.
Zira ömrü boyunca namaz kýlan kimseler,
Genellikle hep saðlam, yani sýhhatlidirler.
“Namaz”ýn manen olan faydasýna gelince,
Bu, maddi faydasýndan ziyadedir bir nice.
Bir kul, günde beþ defa Allahýn huzuruna,
Çýkýnca, manevi bir huzur verir bu ona.
Nefse uyup, bir günah yapacak olsa eðer,
Namaz saatlerinde bunu anlar, vazgeçer.
Kur’an-ý kerimde de buyuruluyor ki zaten:
(Namaz, korur insaný uygunsuz fiillerden.)


30-

Bu zat “Namaz” hakkýnda buyurdu ki bir derste:
(Namaz, Müslümanlýðýn temelidir elbette.
Nasýl saðlam olmazsa hiç temelsiz bir bina,
Namazsýz Müslümanlýk mahkumdur yýkýlmaða.
“Namaz”, sýk sýk Allah’ý hatýrlatýrsa nasýl,
Namazý tekr etmek de unutturur velhasýl.
Onu unutanlarý affetmez cenabý Hak,
Öyleyse namazlarý kýlmalýdýr muhakkak.
Hem dünya, hem ahiret seadetinin zaten,
Kapý anahtarýdýr “Namaz kýlmak” esasen.
Her kim bu anahtarý geçirirse eline,
Girer iki cihanýn tüm seadetlerine.
Bunu ele geçirmek, herkesin elindedir,
Ýnanan insan için bu, hiç de zor deðildir.
Sonra namaz kýlmanýn zevkine varan insan,
Artýk hiç býrakamaz, kýlar hep muntazaman.)
Bir gün de buyurdu ki: (Bilcümle ibadetler,
“Namaz” içerisinde mevcuttur birer birer.
Hem tesbih, hem salevat, hem de Kur’an okumak,
Kýyam, rüku ve secde, hem ka’dede oturmak.
Mesela gördüðümüz þu aðaçlar ve otlar,
“Kýyam”da durur gibi hepsi dik duruyorlar.
Dört ayaklý hayvanlar, baþlarý önlerinde,
Yürür ve dolaþýrlar “Rüku” vaziyetinde.
Diðer cansýzlar ise, daðlar, taþlar hep bir bir,
“Ka’de”de durur gibi, yere serilmiþlerdir.
“Namaz kýlan” bir kimse, iþte bütün bunlarý,
Bir ibadet olarak yapar hep ayrý ayrý.
Hem amelleri yazan vazifeli melekler,
Herkese sabah akþam iki defa gelirler.
Birinin vazifesi bitmiþtir döner geri,
Henüz baþlýyacaktýr göreve diðerleri.
O dönen meleklere sorar ki Hak teala:
(Ne halde býraktýnýz kullarýmý dünyada?)
Onlar Hak tealaya arz ederler ki artýk:
(Ya rab, namazda bulduk ve namazda býraktýk.)
Rabbimiz meleklere buyurur ki cevaben:
(Sizler þahid olun ki, affettim onlarý ben.)
Yine, (Evlerinizi kabir yapmayýn) diye,
Buyurmuþtur o Server hadiste sahabeye.
Yani namaz kýlmamak suretiyle siz sakýn,
Evinizi mezarlýk ve kabristan yapmayýn.
Zira özrü olmadan, sýrf tembellik ederek,
Bir mü’min, beþ vakitten ederse birini terk,
Bir namaz terki için, o kiþi cehennemde,
Azab çeker Maazallah “Yetmiþbin sene” hem de.
Bu korkunç akýbeti düþünen bir Müslüman,
Kýlar namazlarýný, beþ vakit muntazaman.

31-

Bu zat buyuruyor ki: (Hiçbir özrü olmadan,
Bir namazý terk etmek, büyük günahtýr, aman.
Kazasýný acele, hemen kýlmak lazýmdýr,
Hemen kýlýnmaz ise, o da büyük günahtýr.
Kaza edecek kadar geçtikçe boþ zamanlar,
Kazaya býrakmanýn günahý kat kat artar.
Dört rek’atlýk bir farzý kaza etmek faraza,
Onun “Beþ dakika”lýk bir zamanýný alsa,
Her beþer dakikalýk boþ zaman dilimleri,
Geçtikçe, katlanarak artar bu günah dahi.
Ýþte Ýslamiyette, bir vakit “Farz namaz”ý,
Özürsüz býrakmanýn bu olursa cezasý,
Aylarca, senelerce kýlýnmayan namazlar,
Cezasý nasýl olur, düþünen bunu anlar.
Bu çok korkunç günahtan kurtulabilmek için,
Herþeye baþvurmasý lazým gelir kiþinin.
Aklý olan bir mü’min, düþünerek bunlarý,
Gece gündüz durmadan kýlar hep kazalarý.
Böylece borçlarýný bitirip bir an önce,
Kurtulmaða çalýþýr cehennemden böylece.
Çünkü tembellik ile, yani sýrf üþenerek,
Beþ vakit farz namazdan, kazaya kalsa bir tek,
Eðer tövbe etmeden ölürse, cehennemde,
Yanacaktýr o kiþi, “Yetmiþbin sene” hem de.
Bu, bir vakit namazý kýlmamak cezasýdýr,
Yýllarca kýlmayanýn hali acep nasýldýr?
Ýþte bu hakikati düþünen bir Müslüman,
Yiyemez, uyuyamaz, dünyasý olur zindan.
Bu gün verilmeyince “Namaz”a ehemmiyyet,
Azaldý hep rýzýklar, kalmadý bet bereket.
Nitekim Hak teala buyurdu: (Ey kullarým,
Beni unutursanýz, rýzkýnýzý kýsarým.)
Ýman, sýhhat ve gýda, insanlýk ve merhamet,
Daha nice rýzýklar azaldý bugün gayet.
Haþa hiç zulmeder mi kullarýna Hüdasý?
Her insanýn çektiði, bizzat kendi cezasý.
Ýslamý yaþamayan bu gün birçok hanede,
Kadýnlý ve erkekli çalýþtýklarý halde,
Yine bir ailenin rahat hayat sürecek,
Bir gelir temininden acizdirler, bu gerçek.
Önceki mü’minlerin imanlarý kaviydi,
Cehennem azabýndan korkudaydý herbiri.
Ýþte bu yüzdendir ki, hiçbir özrü olmadan,
Bir namazý kýlmamak, düþünülmezdi o an.
Ancak bir özür ile geçerdi namaz belki.
O da, büyük üzüntü olurdu elbette ki.
“Nefes almak” gibidir aslýnda “Namaz kýlmak”,
Bir mü’min hayattaysa, kýlacaktýr muhakkak.



32-

Bu zat buyuruyor ki: (Okunur iken ezan,
Düþünün ki, “Ýsrafil Sur’a üfler þu zaman.”
Abdest almak üzere kalktýðýnýz zaman da,
Düþünün ki, “Kabrimden kalkýyorum þu anda.”
Camiye giderken de düþünün ki hem yine,
“Gidiyorum þimdi ben, sanki mahþer yerine.”
Müezzin ikameti okuyup da o saat,
Safa girdiklerinde namaz için cemaat,
“Mahþerde insanlarýn yüzyirmi saf halinde,
Toplandýðýný” düþün o mahþer mahallinde.
Ýmam namaza durup, Fatihayý okurken,
De ki, “Saðýmda cennet ve solumda cehennem.
Ensemde Azrail ve karþýmda Beytullah var,
Ayaðýmýn altýnda Sýrat ve önüm mezar.”
Düþün sonra, “Mizanda sualim nasýl geçer?
Bana yoldaþ olur mu yaptýðým ibadetler?
Yoksa kabul olmaz da onlarýn bir tanesi,
Yüzüme mi çarpýlýr bir paçavra misali”)
Bir gün Resulullaha sordu biri Ensar’dan,
Dedi: (Bize beyan et, namazýn esrarýndan.)
Buyurdu: (Ey eshabým, “Namaz” büyük ibadet,
Rabbin hoþnut olduðu bir ameldir o elbet.
Meleklerin sevdiði, nebilerin sünneti,
A’malin efdalidir, kalbinizin lezzeti.
“Namaz”, canýn nuru ve bedenin kuvvetidir,
Dualarýn kabulü, rýzkýn bereketidir.
“Namaz”, melekül mevte þefaatçýdýr hem de,
Ayrýca aranýzda perdedir cehennemde.
O, karanlýk kabirde çýrað olur, yani nur,
Kýyamet sýcaðýnda serin bir gölge olur.
“Namaz”, Münker-Nekire, cevaptýr esasýnda,
Kolaylýktýr hesabýn görülme esnasýnda.
Sýratý þimþek gibi geçiren bir araçtýr,
Cennetin anahtarý, baþlarýmýza taçtýr.)
Yine buyurdular ki: (Ýmam ile beraber,
“Ýftitah tekbiri”ni alýrsa her kim eðer,
Nasýl kuru yapraklar, dökülür rüzgar ile,
Onun günahlarý da dökülür iþte böyle.
Namaza baþlayýp da, “Euzü” söyleyince,
Çok sevaba kavuþur, kýllarý adedince.
“Fatiha” okuyunca, Hac sevabý kazanýr,
“Rüku” için bir nice sadaka ecri alýr.
“Rüku tesbihleri”nden, yüz suhuf, dört kitabý,
Kýraat etmiþ gibi alýr ecrü sevabý.
“Semi’allahü limen hamideh” derse eðer,
Allah onu, tam rahmet deryasýna garkeder.
“Secde”ye vardýðýnda, insan ve cinnilerin,
Adedince sevap ve ecir alýr o mü’min.)


33-

Bu zat der ki: Bir kiþi, sahabe-i kiramdan,
“Ýftitah tekbiri”ne geç kalmýþtý bir zaman.
Keffareti olarak, bir köle etti azad,
Resulün huzuruna geldi hem de o saat.
Dedi: (Yetiþemedim iftitah tekbirine,
Bir köle azad ettim, kavuþtum mu ecrine?)
Hazreti Ebu Bekr’e sordu Resul o anda:
(Sen ne dersin iftitah tekbiri hakkýnda?)
Dedi: (Ya Resulallah, benim olsa kýrk devem,
Kýrkýnýn da yükleri sýrf “Cevahir” olsa hem,
Fakirlere
Gönderen: 23.04.2008 - 09:34
Bu Mesaji Bildir   serhendli üyenin diger mesajlarini ara serhendli üyenin Profiline bak serhendli üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1808 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
iclal2002 (42), yaprak94 (30), ahayuk (61), ebrare (41), kocbey (61), hilal.k (31), bayzafer (43), yasem1987 (37), tornado57 (49), hizbiislam (41), ahmet723 (51), Tayfun58 (47), durmusd (54), sarenurr (40), HABiBiNECCAR (46), muratcan64 (45), þenkal (47), kaya63 (61), Naber (47), remziye (48), The_bashkan (44), Kale1 (55), njp5505 (63), kasrinur07 (42), Hamza68 (56), Gönül dili (43), SARENUR rumeysa (40), ibriktepe (52), ABDULHAY (45), hasan32 (43), icemert (42), FaZiLeT_68 (40), Acizmendi (37), NESTA_07 (37), boyabat (56), maydinus (47), kinyas (43), zeymetsen (53), Dreams (52), bekircunus (54), burcuakyildiz (42), M_a_R_a_L_68 (40), Esenboga (40), sefer70 (47), bunyamin (59), veyselceo (43), Tarakcilar (56), sedamelis (36), tunç72 (42), m-delice (55), rüviþ (41), g_demir (44), semray (41), vakkas76 (48), rabia sencan (35), saýd (44), XxX52 (34), zeki3147 (48), ibrahimcil (41), fsaltekin_62 (62), as1an (41), sabkoc (51), Kenantas (43), zeki02 (42), balkopugu (53), EbuAbdurrahman (41), Talebe-i_cubbel.. (44), Harzana (53), seyrüsefer (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.89021 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.