0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » Aglatan ezan

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
burcunur su an offline burcunur  
Aglatan ezan
635 Mesaj -
Selam sana nazlý nebi
Selam sana gözbebeði
MEVLAN'ýn kudretiyle selam.

Selam sana nur-i dilara
Selam sana hakk habibi
RAHMAN'ýn kudretiyle selam.

Selam sana andelib_i ziþan
Selam sana muhammedi
CEBRAÝL'in yüreðiyle selam
Ýbrahimce selam sana
Rahimce selam sana
Gafurca selam.

Selam sana ey yetimler padiþahý
Selam sana ahmedi nefesli yar
Eyyupça selam sana
Selam sana ya habiballah
Selam sana ya nebiallah
Selam sana ya resulallah.

Yýldýzlarý gökyüzünde sever aþýklar.
Ben,hepsi düþsünler isterim tek tek...
Muradým seni dilem


Allah Resûlü hasta yataðýnda soðuk terler döküyor. Hazreti Aiþe'nin gözü yaþlý, Hazreti Ebu Bekr'in baþý yerde, Kainatýn Efendisi ebedi yolculuðun eþiðinde son nefeslerini sayýyor. Medine soluk almadan bekliyor.

Buruk yürekler, endiþeli bakýþlar ve köþelerde sessiz sessiz akýtýlan göz yaþlarý… Tek istenilen þey, bir haber. Habibin sýhhat haberi. Fakat Alemlerin Rabbi daha fazla uzatmayacaktýr dünya gurbetini Habibinin. Ahmedi'nin yüreðini daha üzmeyecektir bu çöllerde.

Ýþte son an… son nefes… ve Habibin dudaklarýndan dökülen son söz: “Er'rafiku-l a'la! Er'rafiku-l a'la!” “ Yüce dost! Yüce dost!”

Kainatýn Sevgilisi ulaþýyor dostuna

Ezan vaktidir. Resûlullah'ýn yokluðundaki ilk gecenin sabahý. Bilal elini kulaðýna götürmek için hazýrlanýyor. Mukaddes daveti duyuracak. Lakin yüreði yanýyor. Yanýk sesi, yanýk yüreðiyle hepten hüzne bürünmüþ baþlýyor ezan-ý Muhammedi. Ve tam “Eþhedü enne Muhammederrasûlullah…” derken bir hýçkýrýk kopuveriyor Bilal'in ciðerlerinden. Bilal aðlýyor, sahabeler aðlýyor. Dalga dalga hüznüyle yayýlýyor gülbang-ý Ahmedî. Peygamber müezzini ezaný güçlükle bitirebiliyor.

Medine… Peygamber þehri. Hiç böyle görmemiþti bu þehri Bilal. Her bir taþýndan göz yaþý damlýyordu sanki. Ýþte bu sokaklardan yürümüþtü Allah Resûlü. Bu mescitte oturmuþtu. Þu kütüktü yaslanýp da hutbe okuduðu. Mübarek ayaklarýnýn deðdiði toprak bu topraktý. O'nun gül kokusu sinmiþti bu yerlere. Medine O'nu bulduðu gün can bulmuþtu. Ama þimdi o yoktu bu þehirde. Her zerresine hasretini nakþedip göçüp gitmiþti iþte. Bilal Medine'de duramazdý artýk. Baktýðý her yönde O'nun hatýrasýnýn canlandýðý, yüreðine hicran ateþleri yaðdýran bu þehirde kalamazdý. Hasretini baðrýna basýp Þam'a gitti. Aradan seneler geçti. Medine peygambersiz, ezanlar Bilalsiz seneler geçti. Halife defalarca Bilal'i Medine'ye çaðýrdý. Tüm ýsrarlara raðmen peygamber müezzini kabul etmedi bu davetleri.

Fakat bir gece Efendimiz rüyasýna geldi Hazret-i Bilal'in. Allah Resûlü nurlar içinde ona bakýyor, sitemvâri bir tavýrla: “Ne zamandýr beldemize uðramaz oldun Ya Bilal!” diyordu. Ertesi sabah Bilal, emri alan asker gibi fýrladý. Derhal Medine yollarýna koyuldu. Bilal'in ne sýcakta piþen vücudu ne uzayan yollara bakan gözleri vardý. Hissettiði tek þey kalbindeki tarifsiz sýzýydý. Özleten, aðlatan, yandýran bir sýzý.

Günlerce süren yolculuðun ardýndan Bilal, sevgilisini gömdüðü hicran þehrine ayaklarýný basýyordu iþte. Ve o gün Medine bir zamanlar çok iyi tanýdýðý bir sesle açýyordu gözlerini sabaha. Sesi duyan daha iyi iþitebilmek için kapýlara koþuyordu. Sokaklara dökülen insanlar heyecan içinde birbirlerine tek bir þeyi haber veriyordu. “Bilal gelmiþ! Seneler sonra Bilal Medine'ye dönmüþ.” Kalpler sanki yerinden çýkacaktý. Sokaklarda kadýnlar, çocuklar… Medine böyle bir þey görmemiþti. Bütün þehir mescide akýyordu. Onlar bu sesi hep peygamber hayattayken duymuþlardý. Bu sesi iþitip de gittiklerinde mescide Allah Resûlü'nün o mübarek yüzünü görmüþlerdi yýllarca. Peki ya þimdi? Ýþte bu ses Bilal'in sesiydi. Yoksa Muhammed Mustafa , kainatýn biricik sevgilisi þimdi de mescitte miydi? Birisi deseydi ki: “Evet, Peygamberimiz mescitte, müminleri namaza bekliyor.” Þüphesiz buna inanmayan kalmayacaktý. Bir anda çaðlayan hisler o koskoca hakikati unutturuvermiþti. Allah Resûlü artýk aralarýnda yoktu ve dönmesi de mümkün deðildi. Ýþte o dem herkes koyuverdi kendini. Genç, ihtiyar, kadýn, çocuk herkes herkes aðlýyordu. Her þey ortadaydý. Bu ses bu semalarda Muhammed Aleyhisselamsýzdý.

Bilal de yüreðinin yangýnlarýna su serpiyordu gözyaþlarýyla. O da aðlýyordu.

Hýçkýrýklara karýþan bu ezan bütün Medine'yi aðlatmýþtý. Bu Hazret-i Bilal'in okuduðu son ezaný oldu. Þam'a döndükten bir süre sonra o da Hakk'ýn rahmetine ulaþtý
Gönderen: 07.04.2009 - 18:19
Bu Mesaji Bildir   burcunur üyenin diger mesajlarini ara burcunur üyenin Profiline bak burcunur üyeye özel mesaj gönder burcunur üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Te$ekkürler Elinize Saglik


Ezaný dinlerken hiç titrediniz mi?

Bir haziran günü herkes minarelerden yükselen “Allahü ekber” nidalarýyla aðlamaya baþladý. 18 yýllýk Türkçe ezan iþkencesinin bitiþi bütün ülkeye bayram yaþattý. 14 asýr önce ilk defa Bilal-i Habeþi’nin okuduðu ezan yaþanan her türlü sýkýntýya raðmen bugün elhamdülillah okunduðu her yere nur saçýyor.
Her gün minarelerden yükselen ezaný dinlerken gözyaþýna boðuldunuz mu hiç? Hele bu kutlu çaðrýyý iþitince sevinçten uçup kurban keserek bayram ettiniz mi?
Çoðumuz için imkânsýz bu. Çünkü ezana alýþtýk, onu kanýksadýk, cazibesinden, ihtiþamýndan, güzelliðinden uzaklaþtýk. Belki ezaný iþitince duygulanýp aðlayan olur, ama kurban kesip bayram etmek hayli uzak bir ihtimal.
Ancak 17 Haziran 1950’de minarelerden ezan sesini duyanlar önce kulaklarýna inanamadýlar. “Acaba bir yanlýþlýk mý var?” diye dikkat kesildiler. Minarelerden, “Allahü ekber… Allahü ekber” sedalarý yükseliyordu. Devamý olan, “Eþhedü enlâ ilâhe illâllah” gelmeye baþlamýþ, 18 yýldýr hasret kaldýklarý ezana kavuþmuþlardý. Ezaný sonuna kadar adeta her kelimesini, her hecesini büyük bir özlemle dinlemiþlerdi.
Genç ihtiyar, kadýn erkek, hüzün ve sevinçle karýþýk duygu yoðunluðunu gözyaþlarýyla ifade ediyor, kimileri de þükür kurbanlarý keserek bu muhteþem günü kutluyordu. Özellikle yaþlý olanlarýn, ezanýn orijinal halini yýllarca dinleyip 18 yýllýk Türkçe ezan iþkencesine sabredenlerin sevinci bambaþkaydý.

Hüzünlü bir hikâye: Türkçe ezan

Türkçe ezanýn hikâyesi 1931 yýlýnýn Aralýk ayýnda baþladý. Mustafa Kemal’in emriyle dokuz hafýz, Dolmabahçe Sarayý’nda ezanýn ve hutbenin Türkçeleþtirilmesi çalýþmalarýna baþladý. Kur’an’ýn Türkçe tercümesi ilk kez Ýstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafýz Yaþar tarafýndan okundu.
Ýlk Türkçe ezaný Fatih Camii’nde okuyan ise, Hafýz Rýfat Bey’di. Çalýþmalar büyük bir hýzla ilerliyordu. 3 Þubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde Ýstanbullular yeni bir sürprizle karþýlaþtýlar. Bu kez yer, Ayasofya Camii’ydi ve sýra Türkçe Kur’an’la birlikte tekbir ve kamete gelmiþti.
18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý aldýðý emir üzerine ezanýn Türkçe okunmasýna karar verdiðini açýkladý. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Þubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezaný Türkçe okumalarýný, buna uymayanlarýn kesin ve þiddetli bir þekilde cezalandýrýlacaklarýný bildiren bir genelge gönderildi.
Bu genelge tavizsiz ve acýmasýz bir þekilde uygulandý. Türkçe ezan ve kamet okumayanlar iþkence gördü, cezalandýrýldý, hapsedildi, sürgüne gönderildi.


Türkçe ezanýn sözleri
Ezanýn Arapça cümleleri Türkçe ezanda þöyle düzenlenmiþti:
Allahü ekber: Tanrý uludur.
Eþhedü enlâ ilâhe illâllah: Þüphesiz bilirim bildiririm: Tanrý’dan baþka yoktur tapacak.
Eþhedü enne Muhammedür resûlüllah: Þüphesiz bilirim bildiririm: Tanrý’nýn elçisidir Muhammed.
Hayye alessalâh: Haydi namaza.
Hayye alelfelâh: Haydi felaha.
Lâilâhe illâllah: Tanrý’dan baþka yoktur tapacak.
Arapça’dan Türkçe’ye tercüme, tamamen acemice, ruhsuz ve anlamsýzdý. Ezanýn orijinal halindeki cazibe, ihtiþam, tesir, nefaset yok edilmiþ, sadece þekilden ibaret kalmýþtý.

Ýlk ezan nasýl okundu?

Oysa ezanýn doðuþu, ilk okunuþu öylesine ilginç ve tatlýydý ki…
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Medine’ye hicret edince Müslümanlarý namaza çaðýrmak için ashabýyla istiþare etmiþti. Namaz vakti bir bayrak dikmek, boru veya çan çalmak, ateþ yakmak gibi teklifler yapýldý. Ama Efendimiz hiçbirini beðenmedi.
Bir sabah, Abdullah bin Zeyd (r.a.) Peygamber Efendimize gelerek, rüyasýnda bir adamýn kendisine namaza davet etmek için bazý cümleler öðrettiðini belirtti. Zikrettiði cümleler, bugün okunan ezandaki cümlelerdi.
Bunun üzerine Efendimiz, “Ýnþaallah bu rüya doðrudur! Bilâl ile birlikte kalk da, gördüðünü ona öðret, ezaný okusun. Çünkü, onun sesi güzel ve gürdür” buyurdu.
Hz. Bilâl, Mescid-i Nebevî’nin yakýnýnda bulunan yüksek bir yere çýkarak, öðretilen kelimelerle ezaný ilk defa okudu. O gece Hz. Ömer (r.a.) ve Ashâb-ý Kiram’dan bazýlarý da bu rüyâyý aynen görmüþlerdi. Ýþte bu sýrada, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çaðrýldýðýnýz zaman, hemen Allah’ýn zikri olan namaza koþunuz. Alýþveriþi býrakýnýz. Bilirseniz sizin için bu daha hayýrlýdýr" meâlindeki Cuma Sûresi’nin 9. âyet-i kerîmesi nâzil oldu. Böylece, ezan vahiyle de bildirilip teyit edildi.


Ýslam’ýn bir sembolü

Ýþte o günden beri 14 asýrdýr orijinal haliyle okunmakta olan ezan ülkemizde 18 yýl boyunca Türkçe okunmuþtu. 14 Mayýs 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti, yaklaþýk bir ay sonra 17 Haziran’da ezaný aslýna döndürdü. Ne yazýk ki, 27 Mayýs 1960’da yapýlan ihtilalin gerekçelerinden birisi bu icraat olmuþtu.
DP’nin yaptýðý doðruydu. Çünkü, Ýslam’ýn bir sembolü olan ezanýn kelimeleri ve nasýl okunacaðý Peygamberimiz (s.a.v.) tarafýndan belirlenmiþti. Ezan dünyanýn her yerinde, farklý ýrk ve dil taþýyan Müslüman milletlerde hep Arapça okunmuþtu. Bediüzzaman’ýn ifadesiyle, ezan sadece namaz vaktini bildirmek için deðil; kâinatýn yaratýlmasýnýn en büyük neticesi ve insanlýðýn yaratýlýþ sebebi olan tevhidi ilân ve Allah’a karþý kulluðu izhar etmek içindi. Yine o, ezaný aslýna çevirmekle Demokratlarýn on derece kuvvet kazandýðýný belirtiyordu.


Ezan etrafa nur yayar

Ezan cümlelerinin diziliþi bile ayrý bir güzellik ve aþamalý bir seyir takip eder. Önce Allahü ekber ile Yüce Yaratýcýmýzýn en büyük olduðu ilân edilir. Ezan sesinin ulaþtýðý yere kadar bir nur yayýlýr. Sonra “Eþhedü enlâ ilâhe illâllah” ile Allah’ýn birliðine olan þahadetimizi haykýrýrýz. Arkasýndan gelen “Eþhedü enne Muhammedür resûlüllah” cümlesi, ismini ismiyle birlikte yazan Rabbimizin Habibine olan imanýmýzý terennüm eder. Ýman hakkýyla ifade edilince sýra ibadete gelir. “Hayye alessalâh”, en muhteþem ibadet olan namaza çaðrýdýr. “Hayye alelfelâh” ise, iman edip namaz kýlanlarýn kurtuluþunu müjdeler. En sonunda yine Rabbimizin en büyük olduðu vurgulanýr ve tevhidin ilânýyla ezan son bulur.
Bu yüzden her ezan okunurken onu dinlemek, konuþmamak, hatta selam vermeyip Kur’an bile okumadan müezzinin her cümlesinden sonra onu tekrar etmek gerekir.
Sanki ezaný okuyan Bilâl-i Habeþî imiþ gibi duygulanmak, sanki az sonra Mescid-i Nebevî’de imam olacak olan Resulüllah’ýn arkasýnda namaz kýlacakmýþýz gibi heyecanlanmak, Yüceler Yücesi’nin huzuruna çýkmak arzusu ve sevinciyle dolup taþmak lâzýmdýr.

“Ezaný duyunca hücrelerim titredi”

Ýþte böyle bir heyecaný yaþayan manken ve oyuncu Yaþar Alptekin’in üç yýl önceki ilk namazýndaki duygularýný paylaþmak istiyorum ki, yaþadýðýmýz sýradanlýðý kýrýp ezandan zevk almak için bir çabaya girelim. Kendisini Moral FM’deki programýmýza davet ettiðimizde anlattýklarý gerçekten heyecan vericiydi. Þöyle anlatýyordu camide namazý beklerken dinlediði sabah ezanýný:
“Camide tam diz çökmüþ yerde otururken, bir sesle irkildim. Hani deprem olur ya... Alttan sallar ya her þeyi... Sanki yer gök sarsýlýyordu… Ezan sesini duyduðum zaman, Allah þahidimdir ki, organlarýmý býrakýn, en küçük hücrelerim bile böyle titremeye baþladý. Ýþte bu yýllardýr hasret kaldýðým ezandý. Bu Sultanlar Sultaný olan Rabbimin çaðrýsýydý. Tam 42 yýl bu sese kulak týkamýþ, Rabbimin davetine sýrtýmý dönmüþtüm. Ama þimdi beni çepeçevre kuþatmýþ, adeta þefkatle kucaklamýþ, baðrýna basýyordu.
Ayaða kalktýðýmda hâlâ titriyordum. Ben ezan sesini daha önce de duymuþtum, ama ilk defa o kadar kuvvetli, o kadar derinden hissetmiþtim. Ben hâlâ titriyordum. Baþkasý fark etmedi benim titrediðimi… Ama ben içimde bir deprem yaþýyordum.”


Allah bizlere her namaz vaktinde asumaný çýnlatan ezaný dinlerken böyle bir heyecaný ve duygu selini yaþamayý nasip etsin.

Cemil Tokpýnar
Gönderen: 07.04.2009 - 23:32
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rahil su an offline rahil  
1191 Mesaj -
AMÝN..


Yazýyý okurken sanki o an gözüme gelir gibi oldu ve bütün tüylerim diken diken oldu...

Ezan. ÝSLAM'ýn deðiþmez bir simgesidir.. Dünyanýn neresinde olursa olsun, müslüman varlýðýnýn ve kimliðinin bir göstergesidir.

RABBÝM BÝZÝ EZANSIZ BIRAKMASIN...
Gönderen: 08.04.2009 - 07:36
Bu Mesaji Bildir   rahil üyenin diger mesajlarini ara rahil üyenin Profiline bak rahil üyeye özel mesaj gönder rahil üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1657 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.28746 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.