*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1662 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 8. Kasım 2024 - 20:13

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Hz Ali neye şaşırıyordu?

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Muhtazaf

Hz Ali neye şaşırıyordu?

Moderator

4254 Mesaj -

Hz Ali neye þaþýrýyordu?

Hz Ali’nin þiir þeklinde söylediði ve insanoðlunun yaþadýðý çarpýk ruh halini gözler önüne serdiði sözlerinin her biri muhteþem nitelikte Bakalým Allah’ýn Arslaný, Hayber Fatihi Hz Ali (ra) ne demiþ? “Acibtü liâmiri dâri’l-fenâ ve târiki dâri’l-bekâ Geçici evi donatýp, kalýcý evi ihmal edene þaþarým” Geçici ev dünya, kalýcý yurt ise âhirettir Görevi büyük, memuriyeti önemli bir kul olduðunu unutup, gerçek amacýndan gaflet ederek, var gücüyle dünyaya çalýþan; bu uðurda helal haram dinlemeyip ahiretlerini dünyaya satan; ebedî bir güneþi, bir anlýk parlayýp sönmeye mahkum bir þimþeðin parýltýsýna feda edenlere bir iðneleme var bu sözde “Acibtü li’l-bahîli’l-lezî ista’cele’l-fakra ve yuhasebü fi’l-ahireti hisâbe’l-aðniyâ Dünyada yoksul hayatý yaþayýp ahirette zenginler gibi hesaba çekilecek olan cimriye þaþarým” Dünyada mal yýðýp, sadece bekçilik etmekle yetinen, ne yiyen ne yediren; ahirette de varlýklý bir kimse gibi hesap sorulacak kimseye þaþýlmaz mý? Dünyasý da, ahireti de harap olan böylelerine ne kadar acýnsa yeridir “Acibtü li’l-ðâfili ve’l-mevtü yatlubuhu Ölüm, peþinde iken gaflete dalana þaþarým” Avcýnýn okuna her an hedef olup da, baþýný kuma sokarak acý sondan kurtulmaya çalýþan devekuþu misali kimselere þaþýlmaz mý? Çare, kurtuluþu olmayan ölümü unutmak deðil, sonrasý için hazýrlýk yapmaktýr “Acibtü liðafleti’l-hussad an selâmeti’l-ecsâd Saðlýk ve sýhhatini görmeyip baþka þeylere imrenenlere þaþarým” Þükrü gerektiren en büyük nimet, can saðlýðý ve beden afiyetidir Saðlýk, saðlam insanlarýn baþýnda, ancak bundan yoksun olanlarýn fark edebildiði bir altýn taçtýr Ýmrenilecek en büyük lütuf, maddî ve manevî saðlýðýmýzdýr Diðer bütün nimetler, bununla ancak deðer ve anlam kazanýr Deðerini bilmeli, þükrünü unutmamalýyýz “Acibtü li’l-mütekebbiri’l-lezî kâne bi’l-emsi nutfeten ve hüve ðaden cîfetün Daha dün bir damla su iken, yarýn da bir leþe dönüþecek olan kimsenin büyüklenmesine þaþarým” Akýllý insan, aslýný, menþeini unutmadýðý gibi, akýbetini de bir an olsun hatýrýndan çýkarmaz Böyle davrananýn, kendisi gibi bir damla sudan Ýlâhî sanat eseri olarak yaratýlan, sonunda da kendisiyle ayný akýbete uðrayýp kabir topraðýna karýþacak olan diðer insanlara tepeden bakmasý mümkün mü? “Acibtü limen arafe’l-lâh keyfe lâ yeþteddü havfuhu Allah’ý tanýyýp da korku ve endiþesi þiddetli olmayana þaþarým” Allah’ý gerçek anlamda tanýyan kimsenin, O’nun uçsuz bucaksýz evrende tüm zerrelere ve kürelere boyun eðdiren büyüklüðü karþýsýnda heybet ve dehþete kapýlmamasý mümkün mü? Öte yandan öyle bir cihanlar Sultaný’nýn emirlerini dinlememe, buyruklarýný kaale almamanýn ne dehþetli bir cezayý gerektirdiðini düþünmez mi? Onun hoþnutluðunu kazanmaya çalýþmamanýn ne büyük mükâfat kaybý ve acý hüsrana sebep olduðunu idrak etmez mi? “Acibtü limen nesiye’l-mevte ve hüve yera men yemût Ölenleri görüp durduðu halde ölümü unutana þaþarým” Nasihatçi olarak ölüm yeter En etkili vaiz her gün onlarcasýný görüp haberlerini duyduðumuz o cansýz ve sessiz cenazelerdir Bizim de öleceðimizi sessiz çýðlýklar halinde haykýran bu sesi duymayanlara þaþýlmaz mý? “Acibtü limen enkere’n-neþ’ete uhrâ ve huve yera’n-neþ’ete’l-ûlâ Ýlk yaradýlýþý gördüðü halde, ikinci yaradýlýþý inkâr edene þaþarým” Bu vecize, Yüce Allah’ýn þu âyetini hatýrlatmaktadýr: “Ýnsan þunu hiç görüp düþünmedi mi: Biz kendisini bir damla sudan yaratmýþken, yaman bir hasým kesildi Bize Nasýl yaratýldýðýný unutarak, bir de misal fýrlattý Bize: ‘Çürümüþ vaziyetteki o kemikleri kim diriltecek’ diye De ki: ‘Onlarý ilk defa yaratan diriltir, hem O, yaratmanýn her türlüsünü bilendir” (Kur’an: 36/77-79) “Acibtü limen yaknatu ve maahü’l-istiðfar Elinde af dilemek gibi bir imkân varken Allah’ýn rahmetinden ümit kesene þaþarým” Þeytanýn en büyük hilelerinden biri, Allah’ýn engin rahmetinden ümit kestirip, “Zaten batmýþým” dedirterek insaný, her nasýlsa düþtüðü bir günah bataklýðýnýn derinliklerine doðru çektikçe çekmektir Þeytanýn bu tuzaðýna düþen, Allah’ýn, her þeyden daha büyük olan o engin af ve rahmetini küçük görüp, hatayý daha büyük bir hatayla karþýlýyor demektir “Acibtü limen lâ yemlikü eceleh, keyfe yatlubu emeleh Eceli elinde olmayan, ham hayallerin peþinden nasýl koþar, þaþarým” Ecel hem gizli, hem de baþkasýnýn elindedir Ne zaman kapýmýzý çalacaðý bilinmez Gelip çattýðýnda da geri çevirmek mümkün olmaz Ömür dakikalarý ve yeteneklerimizden ibaret sermayeyle indiðimiz dünya panayýrýnýn bizim açýmýzdan kapanýþ zili ve özel kýyametimiz olan ecel gelmeden elimizi çabuk tutmalý; seraplar peþinde koþmadan, ahirette bizi kurtaracak eserler býrakmalý deðil miyiz? “Acibtü limen þekke fi’l-lâh ve hüve yera halkallah Yarattýklarýný görüp dururken Allah hakkýnda kuþku duyana þaþarým” Bir iðne ustasýz, bir harf kâtipsiz, bir köy muhtarsýz olmazken; her an tazelenen canlý ve cansýz bunca sanat eserlerini sanatkârsýz, tabiattaki bu saat gibi dakik ve düzenli iþleyiþi tesadüf eseri sanmaktan daha çok þaþýlacak ne olabilir? “Acibtü limen ya’cizü an def’i mâ ârahü, keyfe yekau lehü’l-emnü mimmâ yahþâhü Baþýna gelen dert ve belalarý önlemeye gücü yetmeyen, korktuðundan nasýl güvende olur, þaþarým” Ýnsan acizdir, belalarý çok Fakirdir, ihtiyaçlarý pek fazla Bir mikroba yenilen, bir hayal kýrýklýðýyla dünyasý baþýna yýkýlan insan, dünyada ve ahirette karþýlayamamaktan korktuðu sayýsýz ihtiyaçlar ve savamadýðý sonsuz korku ve endiþeler karþýsýnda vurdumduymaz kalabilir mi? Bir çare aramasý gerekmez mi? Ýþte bütün çarelerin baþý, her þeyin anahtarý yanýnda, her þeyin dizgini elinde, her ihtiyacýmýzý karþýlamaya, korktuklarýmýzý defetmeye kadir Allah’ý bulmaktýr O’na sýðýnmak, birer hayat iksiri olan buyruklarýna teslim olmak, tam bir huzur ve emniyet içerisinde ebedî saadetin kapýsýndan içeri girmektir “Acibtü limen yazlimü nefseh, keyfe yunsifu ðayreh Kendi kendine zulmeden, baþkasýna karþý nasýl adalet edecek, þaþarým” Ýnsan öncelikle kendi öz nefsine karþý adil ve insaflý olmalý Bunun için de, felaketini hazýrlayan kötülüklerden uzak durmalý Dünya ve ahiret mutluluðuna vesile olan iyiliklere önem ve aðýrlýk vermeli Bunu yapmayarak öz benliðine zulmeden kimse, Allah’ýn diðer kullarýna karþý gerçekte nasýl dürüst ve adil olabilir? “Acibtü limen yechelü nefseh, keyfe ya’rifu Rabbeh Kendini bilmeyen, Rabbini nasýl bilir, þaþarým” Rabbimizi tanýyabilmemiz için, öncelikle kendimizi tanýmalýyýz Neyiz, kimiz, menþeimiz neydi, akýbetimiz ne olacak? Bir tek hücreden alýp aþamadan aþamaya geçirerek önce sevimli bir bebek, sonra güçlü kuvvetli bir delikanlý, ardýndan zaman ve devran deðirmeninin savurduðu tecrübe tozlarýyla saçý baþý aðarmýþ, tepelerine kabir kýþýnýn karlarý düþmeye, baþý beyaz kefene bürünmeye baþlamýþ bir insan haline getiren; en sonunda da, kendisine sormadan meyvesi bulunduðu hayat aðacýndan gah olgun, gah ham olarak koparýp geldiði topraðýn sinesine yeniden döndüren kimdir? Hayat denilen bu serüvenin, konup göçüþün amacý nedir? Öte yandan ruhuna takýlan ve koca dünyaya sýðmayýp sonsuzluklara doðru kanat çýrpan bunca duygu, arzu ve emelleri cevapsýz ve feryatlar yankýsýz mý kalacak? Küçücük bir mide ihtiyacýný karþýlasýn diye yeryüzü denilen nimet sofrasýný donatmak için güneþ, ay, bulut, atmosfer, kara ve denizleri içindekilerle beraber seferber eden Zat, onun o en büyük hayal ve ideallerini, ahireti getirmeyerek cevapsýz mý býrakacak? Yine insan, vücut aynasýna yansýtýlmýþ hayat, ilim, irade, kudret, iþitme, görme gibi parýltýlarla, Sanatkârýnýn da o engin ve mükemmel sýfatlarýný anlamasý gerekmez mi?

DOÇ DR AZÝZ HATÝP

Gönderen: 24.02.2010 - 15:47

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1662 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sabrikucukseren (61), Simsek61 (41), dido (41), xserpilx (40), cezabel (52), ahmetcotur (49), ARES (60), alacali_sevim (59), mfilizfidan (41), CILGINPiLOT1 (46), sultan53 (48), ahunal31 (53), musavi (60), adem51 (50), omerpolat04 (35), Bayram-25 (51), ASK (38), medineyevaramad.. (35), Sinan_iht (38), banckal (39), sülü (39), islaminsesi (37), talhardty (52), mmy55 (42), allahbirdir (35), ismer (46), aykiz833 (41), batil (43), sedat1965 (59)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.82795 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.