*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1840 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cumartesi, 19. Ekim 2024 - 19:36

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Mahmut Es'ad COŞAN (Rh.A) : Hayatı

önceki konu diğer konu

35 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	fatihalperen

Mahmut Es'ad COŞAN (Rh.A) : Hayatı

35 Mesaj -

1938 yýlýnda Çanakkale'de doðdu. Babasý Halil Necati Efendi, annesi Þâdiye Haným'dýr.

1950'de Ýstanbul Vezneciler ilkokulu'nu, 1956'da Vefa lisesi'ni bitirerek ayný yýl Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümüne girdi . Arap Dili ve Edebiyatý, Fars Dili ve Edebiyatý, Ortaçað Tarihi ile Türk-Ýslam sertifikalarýný alarak, 1960 yýlýnda Edebiyat Fakültesinden mezun oldu.

Ayný yýl Ankara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesinde açýlan asistanlýk imtihanýný kazanarak , Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi. Fakülte yayýn komisyonunda iki yýl sekreterlikte bulundu.

1965 yýýnda XV. Yüzyýl þâirlerinden olan "Hatiboðlu Muhammed ve Eserleri" konusunda doktora tezi vererek "Ýlahiyat Doktoru" ünvanýný aldý.

1967-1968 yýllarý arasýnda Ankara Yükseliþ Mühendislik ve Mimarlýk Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersini tedris etti.

1973 yýlýnda ise, "Hacý Bektaþ-ý Veli, Makâlât" adlý doçentlik tezi ile doçentlik ünvanýný aldý ve Ankara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Türk-Ýslam Edebiyatý Kürsüsü'ne öðretim üyesi olarak tayin edildi.

1977- 1980 yýllarýnda Sakarya Devlet Mimarlýk ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatý dersleri verdi .

1982 yýlýnda profesörlüðe yükseldi . Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayýrabilmek düþüncesiyle , 1987 yýlýnda emekliliðini isteyerek üniversiteden ayrýldý.

Ýlk dini eðitimini ailesinde gördü . Genç yaþta vefat eden annesi, zikir ehli bir hanýmdý . Babasý Necati Efendi; Serezli Hasib Efendi, Kazanlý Abdülaziz efendi, Mehmed Zahid Kotku Efendi gibi alim ve fazýl þeyh efendilerin sohbetinde ve hizmetinde bulunmuþ, hal ehli bir kimsedir. Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin yakýn dostlarýndandý. Bu münasebetle , küçük yaþta hocaefendilerin meclislerine devam etti, onlarýn maddi ve manevi ilgilerine mazhar oldu.

Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin bizzat elinden tutarak kürsüye oturtmasý ile Ýskenderpaþa Camii'nde, dergahýn eðitim kitabý olan Gümüþhanevî'nin "Ramûz el- Ehâdis" adlý hadis kitabýndan hadis dersleri vermeye baþladý (1977).

Yine onun arzusu üzerine , 13 kasým 1980 günü vefatýndan sonra, cemaatin eðitimiyle ve her türlü meselesiyle ilgilenme, teblið ve irþad görevini üstlendi .

Onun döneminde hadis derslerine ilgi daha da arttý . Cemaat yer bulamadýðý için camiye ilaveler yapýldý; ders dinlenilecek yerler beþ-altý kat geniþletildi . Ayrýca Ankara, Ýzmir, Bursa, Sapanca, Ýzmit ve Eskiþehir'de mûtad hadis dersleri baþlatýldý.

Yurt içi ve dýþýnda basýn-yayýn, eðitim, kültür-sanat, saðlýk, sesli ve görüntülü yayýncýlýk gibi, hayatýn her sahasýný kavrayan çok yönlü vakýf, dernek ve þirketin kuruculuðunu yaparak, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in Medine-i Münevvere'de yaptýklarýný bu çaðda yapmak için gereken her türlü müessesenin kurulmasýna önderlik etti ve hizmet sahasýný geniþletti.

Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin emri üzerine kurduðu "Hakyol Vakfý"nýn çalýþmalarýyla bizzat ilgilendi, muhtelif yerlerde þubeler açtýrdý . Eðitim ve yardýmlaþma faaliyetini yaygýnlaþtýrmak için çalýþmalar yaptý.

Sanat ve kültürle ilgili çalýþmalar yapmak üzere "Ýlim Kültür ve Sanat Vakfý" ný, saðlýk hizmetleri için "Saðlýk Vakfý"ný kurdurdu. Hanýmlarýn eðitimi ile ilgili olarak "Haným Dernekleri"nin; çevre ile ilgili çalýþmalar yapmak üzere "Ýlim, Ahlak, Kültür ve Çevre Dernekleri"nin kurulmasýný ve yaygýnlaþtýrýlmasýný teþvik etti . Bu çalýþmalarla, toplumun güzel amaçlar için bir araya gelmesini, organize olmasýný saðlamaya çalýþtý.

Vakýflara ait harabe haline gelmiþ bir takým ecdad yadigarý eserlerin tamir ve tecdidiyle ilgilendi; onlarýn gayesine uygun olarak tekrar faaliyete geçmesini temin etti: Ahmed Kamil Tekkesi, Selami Mustafa Efendi Tekkesi, Þeyh Murad Efendi Dergahý, Kanuni zamanýnda yapýlan ve þimdi Þadiye Hatun Teþhis Kliniðinin hizmet verdiði külliye .... gibi.

Eðitimin yaygýnlaþtýrýlmasý için basýn ve yayýn çalýþmalarýyla ilgilendi. 1983 eylülünde "Ýslam" dergisini, 1985 nisanýnda "Kadýn ve Aile" ve "Ýlim ve Sanat" dergisi yayýnlanmaya baþladý. Daha sonra "Gülçocuk" dergisi çýkartýldý. Saðlýk va bilimle ilgili konularda ise "Panzehir" dergisi yayýnlandý . Kitap yayýncýlýðý için "Seha Neþriyatý" kurdurdu; çeþitli dini, edebi, tarihi, kültürel eserler neþredildi. Yayýncýlýðýn geliþtirilmesi, haftalýk ve günlük yayýnlara geçilebilmesi için çalýþmalar baþlattý. Onun gayretleriyle bir matbaa tesis edildi (Ahsen), dizgi tesisleri kuruldu (Deha). Sesli ve görüntülü yayýncýlýk alanýnda hizmet etmek, milli ve manevi deðerlerimize uygun yayýnlar yapmak üzere "Ak-Radyo (AKRA)" adý altýnda bir müessesenin kurulmasýna öncülük etti (1992). Halen Ýstanbul, Ankara, Ýzmir, Konya, Adapazarý, Denizli baþta olmak üzere yüzden fazla merkezden radyo yayýnlarý yapýlmaktadýr. Ayrýca uydudan yayýn yapan radyo dünyanýn birçok yerinden de dinlenilebilmektedir.

Kaliteli bir eðitimi temin etmek amacýyla, özel eðitim kurumlarýnýn kurulmasýný teþvik etti. Çeþitli illerde ilkokul öncesi, ilkokul ve orta öðrenime yönelik eðitim tesisleri kurdurdu.

Yurtdýþýndaki müslümanlarla diyaloðu saðlamak amacýyla "Ýskenderpaþa Turizm (ÝSPA)" adý altýnda bir seyahat acentasý kurulmasýna öncülük etti.

Ýlmi seviyesi yüksek hocalar yetirþtimek amacýyla Ýstabul'da, Ankara'da, Konya'da ve Bursa'da hadis ve fýkýh enstitüleri açtýrdý. Buralarda Ýlahiyat fakültelerinde okuyan veya mezun olan kimselere, özel hocalardan Arapça, hadis, tefsir ve fýkýh dersleri verdirilmesini temin etti.

Sohbetlerine yurt içinde yurt dýþýnda büyük ilgi gösterilmesi ve çeþitli yerlere davet edilmesi, onun çok seyahat etmesine neden oldu. Avrupa'da, Kuzey Amerika'da, Afrika'da, Orta Asya ve Avustralya'da pek çok ziyaretler, vaazlar, sohbetler yaptý; eðitim proðramlarýna katýldý. Her yýl hac ve umre dolayýsýyla deðiþik ülkelerden gelen müslümanlarla görüþtü, diyalog kurdu.

Hakký ve hayrý, iyiyi ve güzeli teblið etme yönünde þumüllü ve verimli çalýþma yapmaktan bir an bile geri kalmadý. Çevresini de daima bu tür çalýþmalara teþvik etti.

Doðu dillerinden Arapça ve Farsça'yý, batý dillerinden Almanca ve Ýngilizce'yi bilmekte; yurt içinde yurt dýþýnda çok yönlü sosyal faaliyetlerini; teblið ve irþad çalýþmalarýný dar-ý bekaya irtihal eyledikleri 4 Þubat 2001, 11.30' a kadar devam ettirdiler.

Kim Allah-u Teâlâ Hazretleri'ne dayanýrsa, en güçlü insan odur. Kim de onun kulluðundan uzaklaþýrsa; Allah-u Teâlâ Hazretleri onu en hor, en zelil duruma düþürür.
Prof. Dr. M. Es'ad COÞAN (Rh.A)

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son fatihalperen tarafından, 03.01.2005 - 01:24 tarihinde.

Gönderen: 03.01.2005 - 01:23

fatihalperen üyenin diger mesajlarini ara

	Hudayi

Misafir

Selamun Aleykum

Allah'u Teala, kendisine dost olanlari ve dostlarina dost olanlari vatanimizdan ve arz'dan eksik etmesin.

Allah Razı Olsun

Gönderen: 03.01.2005 - 01:37

	fatihalperen

35 Mesaj -

amin inþallah bugunlerde Hocamzýný hayalý olan býrlýktelýge tum Ýslam ummeti olarak ihtiyacimiz var Allah Zalimlerin zulumleri altýnda ezilen musluman kardeslerimize yardýmcý olsun...

Gönderen: 03.01.2005 - 01:40

	Hudayi

Misafir

Allah'in ust derece yakin dostlarinin tek arzusudur birliktelik ve insaallah gerceklesecek bir olgudur.Bugun olmazsa yarin, yarin olmazsa obur gun...Ama mutlaka...

Ne mutlu o insanlara ki; Urvet-ul Vuska'ya yapismislardir...Yazik o insanlara ki; Urvet-ul Vuska'ya yapisanlarla alay etmektedirler.Bilmezler ki; birlik ve beraberlik ayni dergah'in ve Mursid'in talebesi olmak degil; gonullerin bir olmasidir. Insaallah bu birlik ve beraberligi saglayacak olanlar da; Allah dostlarinin dostlari olanlar olacaktir insaallah...Ve, "inkarcilar hoslanmasa da" Allah Nur'unu tamamlayacaktir ( SAFF 8).

Gönderen: 03.01.2005 - 02:35

	fatihalperen

35 Mesaj -

UYANIN VE HÝZMETE KOÞUN

Prof. Dr. M. Es'ad COÞAN

Ýslam, Mart 98

Ýslâm'a hizmet her müslümanýn görevidir; sadece hocalarýn, müftülerin, vaizlerin, hafýzlarýn deðil... Her mü'min, kendi meslek alanýnda ve kendi eðitim birikim, imkan ve müktesebatý miktarýnca, elinden geldiði kadar Ýslâm'a ve müslümanlara faydalý iþler yapmaða çalýþmalýdýr, bu aðýr yükün bir kýsmýný üzerine almalýdýr ki, Ýslâm payidar olsun, geliþsin, yayýlsýn, güçlensin. Bunun þerefi, sevabý, mükâfatý çok büyüktür. Rabbim cümlenize bu mazhariyeti nasib eylesin!

Dünya üzerindeki bazý çok büyük teþkilatlar ve devletler, Ýslâm ve müslümanlarla amansýz, kesintisiz, korkunç, sinsi bir savaþ içindedirler. Müslümanlar bunu iyi görmelidir, bu savaþýn perde arkasýný, asýl müsebbiblerini, maþalarý, aracýlarý, ajanlarý iyi teþhis ve tespit etmelidir; televizyonlarý, radyolarý, gazeteleri, kitaplarý, iç ve dýþ siyaseti ibret ve dehþetle, irfan ve basiretle izlemelidir, döndürülen dolaplarý desiseleri, hileleri, oyunlarý tam anlayabilmelidir; çünkü müslümanlarýn gaflet ve cehaletinden büyük kayýplar doðmakta, Ýslâm ülkeleri harap olmakta, servetler sömürülmekte, devletler yýkýlmakta, milyonlarca müslüman ölmekte, sefalet ve ýzdýrap çekmektedir. Buna hamiyetli bir mü'minin gönlü razý olmaz, bu facialara yürek dayanmaz; bu konudaki ihmal ve vurdumduymazlýklarýn hesabý verilmez, günahýnýn altýndan kalkýlmaz.

Bu savaþ sýcak, silahlý askeri bir çatýþmaya bazen dönüþür, çok kere ise, soðuk ve gizli, aldatýcý ve maskeli bir þekilde devam eder, iç ve dýþ siyasete, ticarete, eðitime, iktisada, sanayie sanata, sinema-tiyatro-radyo ve televizyona, basýn ve yayýna kayar. Onun için halis ve muhlis müslümanlarýn her sahada çalýþma yapmasý son derecede önemli ve gereklidir.

Kendi iman ve irfanýmýzý korumalý, Allahu Taala'nýn emir ve yasaklarýna riayet eden iyi bir müslüman olarak yaþamaya ve ölmeye gayret etmeli, dinimizi uygulamamýzý, ibadetlerimizi gönlümüzce yapmamýzý engellemeðe çalýþan din düþmanlarýna asla yüz vermemeli imkan ve fýrsat tanýmamalýyýz. Allah yolunda mübarek ecdadýmýz gibi can ve mal feda etmekten bir an bile kaçýnmamalýyýz.

Din cihad ile, cehd ile, sa'y ile, gayret ile, fedakârlýk ile, hizmet ile, cesaret ile, kahramanlýk ile ayakta durur; tembellik ile, korkaklýk ile, zevk ü safa düþkünlüðü ile, ihmal ve vurdumduymazlýk ile, nefse ve þeytana kulluk ve esaret ile yýkýlýr, böylelerinin dünyasý da, ahireti de mahv u periþan olur, akýbetleri hýrman ve hýzlan ve husrana çýkar.

Þu günlerimiz çok önemli, çok zorlu, çok sýkýntýlý, çok muhataralý, çok tehlikeli günlerdir, düþman çevremizi sarmýþ, içimize sýzmýþtýr, hoþgörü ve merhametimizden nice maraz hasýl olmuþtur. Kardeþlerimiz öldürülüyor, yurtlarýmýz yakýlýp yýkýlýyor, kadýn ve kýzlarýn ýrz ve namuslarý payýmal ediliyor. Nerede kaldý insanlýk, medeniyet, merhamet, diyanet, Ýslâmiyet, mesuliyet!

Onun için topyekün uyanmalý, kendimize gelmeli, seferber olmalý, her türlü meþru tedbiri basiretle almalý ve uygulamalýyýz. Kesenin aðzýný açmak, hizmete koþmak, her türlü fedakarlýðý yapmak zorundayýz. Fýrsat kaçýyor. Mal verilmeyince býçak kemiðe dayanýr, can elden gider, esaret, sefalet ve zillet gelir. Tarih boyu iþ böyle olmuþtur, günümüzde ve çevremizde de aynen böyle olup durmaktadýr.

Ya rabbi! Sen biz müslümanlara basiret ve feraset ihsan eyle tevfîkini cümlemize refik eyle, ümmet-i Muhammedi s.a.s. nusret ve muzafferiyete mazhar eyle!

Bi hürmeti ismikel-a'zm ve bi hürmeti Nebiyyilkel-ekrem sallallahu aleyhi Alihi ve sellem.

Gönderen: 03.01.2005 - 03:19

	SHaDeeD

RE:

374 Mesaj -

Alıntı
Orijinali fatihalperen

amin inþallah bugunlerde Hocamzýný hayalý olan býrlýktelýge tum Ýslam ummeti olarak ihtiyacimiz var Allah Zalimlerin zulumleri altýnda ezilen musluman kardeslerimize yardýmcý olsun...

amin..Allah razý olsun..

Gönderen: 03.01.2005 - 10:04

	MiRaY

RE:

252 Mesaj -

Alıntı
Orijinali Hudayi

Selamun Aleykum

Allah'u Teala, kendisine dost olanlari ve dostlarina dost olanlari vatanimizdan ve arz'dan eksik etmesin.

Allah Razı Olsun

Allah bu tür hocalarimizin sefaatina nail eylesin.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son MiRaY tarafından, 07.01.2005 - 14:40 tarihinde.

Gönderen: 06.01.2005 - 14:39

	Hudayi

Misafir

Gönderen: 06.01.2005 - 15:10

	SHaDeeD

374 Mesaj -

Es'ad Hocaefendinin vefatýnýn 4.yýlý olmasý sebebiyle hatim kampanyasý baþlatýlmýþ bulunmakta..detaylar http://www.iskenderpasa.com da var..

Gönderen: 06.01.2005 - 18:20

	SonMucahit

94 Mesaj -

Selamün Aleyküm

Esad Cosan Hocaefendiyi rahmetle aniyorum.Hakyol vakfini taktir ediyorum basarilar.

Selam ile

Gönderen: 06.01.2005 - 22:38

	muhammedfevzi

slm

379 Mesaj -

Hoca bilindiði üzere birçok yerde tebliðde,irsadda bulunmuþtur.

Arkadasýn biri Ýskenderpaþa.com'u adres olarak vermiþ.Gerçekten güzel hizmeti var sitenin.Hergün günün sözü,ayeti,hadisi e-mailinize postalanýyor....

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son muhammedfevzi tarafından, 11.01.2005 - 13:50 tarihinde.

Gönderen: 11.01.2005 - 13:22

muhammedfevzi üyenin diger mesajlarini ara

muhammedfevzi üyeyi arkadas listeme ekle

	muhammedfevzi

slm

379 Mesaj -

Allah Ýslama hizmet eden bil cümle müminden razý olsun inþallah.....

Mesaj 2 kez düzenlendi. En son muhammedfevzi tarafından, 11.01.2005 - 13:48 tarihinde.

Gönderen: 11.01.2005 - 13:34

	fatihalperen

RE: slm

35 Mesaj -

Alıntı
Orijinali muhammedfevzi

Allah Ýslama hizmet eden bil cümle müminden razý olsun inþallah.....

amin insallah..
Hocaefendi ile ilgili olarak bilgi alinabilecek bi kac site ismi veriyim bende
http://www.zikrullah.com
http://www.dervisan.com
http://www.sonuyari.com
http://www.alperen2000.net
http://www.hakyolvakfi.org

Gönderen: 12.01.2005 - 01:22

	SHaDeeD

374 Mesaj -

AMÝN..ALLAH RAZI OLSUN...

DUA ÝLE...

Gönderen: 12.01.2005 - 09:34

	GonCduvAni

Selamun aleyküm...

10 Mesaj -

Esselamu aleyküm ve rahmetullah...
Hepinizi en baþta Allah'ýn selamý ile selamlýyorum.Aranýza yeni katýldým.Ýnþallah bu berekrtli ortamdan fazlasýyla istfade edebiliriz..Allah hepinizden razý olsun.Ben istanbul'dan munib.Halen akademik kariyerime devam edip ayný zamanda ticaretle uðraþýyorum...
Bu konuyu gördüm ve ilgimi çekti...
Birkaç þey yazmak istiyorum..
BÝr çok cemaatin içinde bulundum.Nakþilerden nurculara,cerrahilerden hakyolculara kadar bir çok cemaati fazlasýyla tanýdým.Bu cemaat içinde ehl-i tarik kiþilerde de hemhal oldum.Ýster istemez onlardan çok fazla þey öðrendik Allah onlardan razý olsun.
Ehl-i tarikler sizlerinde bildiði gibi bir þeyhe intisab edip hayatlarýnýn o þeyh efendinin çizdiði çizgi doðrultusunda ki o çizgi peygamber (s.a.v.) çizgisidir devam ettirirler.
Ýlkin peygamber efendimiz devrinde müsellemetül kezzabýn çýktýðý gibi,peygamber efendimizden baþlayan bu irþad silsilesinin pek çok haramisi olmuþtur.Enteresandýr ki son zamanlarda bu haramiler çýkar sebebiyle pek fazlalaþtý.
Tüm tarikat silsileri peygamber efendimizden baþayýp devam eder.Kimi silsile sona ermiþtir, kimisi de yalan dolanla güya devam ettirilmeye çalýþýyor.
Þeyhlik þu þekilde olur ki:
Þeyh efendi vefatýna yakýn bir zamanda Cenab-ý Allah TARAFINDAN ona bildirilen kiþiye görevini devredip göç eder.""Þeyhlik vasýflarý için bakýnýz:Tasavvufi Ahlak 1 sf:181--186Mehmed Zahid KOTKU-Seha Neþriyat""
Nakþi silsilesinin halidi kolunun silsilesi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile baþlayýp,Mevlana ZÝyaüddin Halidi Baðdadi (k.s.)ile halidi koluna ayrýlýp sonra Ahmed Ziyaüddin Gümüþhanevi i(k.s.)le devam edip Mehmed Zahid Kotku (k.s.) ile SONA ermiþtir.
Mahmud Esad Coþan (yaþý müsait olanlar bilir) þeyliðini Mehmed Zahid Kotku vefat eder etmez ilan etmemiþtir.Zaten þeyhlik devri bazen bir önceki þeyh vefat etmeden bile olur.MEsela Gümüþhanevi Hazretleri vefat etmeden yerine Hasan Hilmi hazetlerini býrakmýþtýr ve ellerinde icazetleri mevcuttur.
Þeyhlik icazet uslü devam eder.Mübarek zaat Mehmed Zahid Kotku hazretleri silsilenin SON HALKASIDIR. Þu an görüyoruz ki herþey babadan oðula devam ediyor.Þeyhlik veraset iþi deðildir.Babadan oðula geçen bir mevki deðildir. Mesela silsilede devam eden meþayýh ýn biri gümüþhaneli ile diðeri kastamonulu sonraki safranbolu ludur..
Allah bu yolu muhafaza eylesin...Allah bizi hakiki mürþidi kamillerin eteðinde toplasýn...
Geniþ bilgi isteyen arkadaþlar e-mail veya özel mesaj ile ulaþýrlarsa naçizane yardýmcý olmaya çalýþýrým...
Esselamu aleyküm...

Gönderen: 12.01.2005 - 22:01

	fatihalperen

35 Mesaj -

sayýn GonCduvAni yazýnýzla ben ne ýma ettýgýnýzý az cok tahmýn edebýlýyorum ancak bu yaptýgýnýzýn yanlýs bý hareket oldugunu soylemelýyým.sýz nasýl oluyo sýlsýlenýn son Halkasýnýn M.Zahýt Kotku(k.s) hazretlerýnýn oldugunu ýdda edýyosunuz burada insanlarýn kafasýný karýstýrmaya hakkýnýz yok.buradan sýzýnle tartýsmaya gýrmek ýstemýyorum ancak su yazdýklarýnýz pek hoþ olmadý inþallah bu yazýlarýn devamý gelmez..ortalýga nýfak tohumlarý sacmanýn alemý yok.

Gönderen: 12.01.2005 - 22:58

	GonCduvAni

RE:

10 Mesaj -

Alıntı
Orijinali fatihalperen

sayýn GonCduvAni yazýnýzla ben ne ýma ettýgýnýzý az cok tahmýn edebýlýyorum ancak bu yaptýgýnýzýn yanlýs bý hareket oldugunu soylemelýyým.sýz nasýl oluyo sýlsýlenýn son Halkasýnýn M.Zahýt Kotku(k.s) hazretlerýnýn oldugunu ýdda edýyosunuz burada insanlarýn kafasýný karýstýrmaya hakkýnýz yok.buradan sýzýnle tartýsmaya gýrmek ýstemýyorum ancak su yazdýklarýnýz pek hoþ olmadý inþallah bu yazýlarýn devamý gelmez..ortalýga nýfak tohumlarý sacmanýn alemý yok.

Sayýn fatihalperen.Ben yazdýklarýmýnýn sebeplerini ayrýnýtýsýyla yazdým.Siz de bu yaptýklarýmýn yanlýþ olduðunu ve silsilenin son halkasýnýn Mehmed Zahid Kotku olduðunu nasýl söyleyebildiðimi yazmýþýnýz?Fakat bu söylemekteki dayanaðýnýz ne?Kurugürültü mesaj atmaz yazdýklarýnýza sebep de yazarsanýz daha güzel olacaðý kanaatindeyim.Bu arada yazýnýzý o kadar heyecanlý yazmýþýnýz ki sonunda hakaret derecesine varan nifak çýkarmayý bana yamamayý unutmamýþýnýz.Bu cümlelerinizi tekrar gözden geçirirseniz memnun olurum.
Bu iþin aslý böyledir...

Gönderen: 13.01.2005 - 00:29

	fatihalperen

RE: RE:

35 Mesaj -

bakýn soyledýgým gýbý bu konuyu sýzýnle burda tartýsacak degýlým ben haddýmý býlýrým Allah dostlarý hakkýnda hukum verecek kadar kendýmý býlmez degýlým bu yazýyý uzatmýyorum asýl sýz yazdýklarýnýzý kontrol edýn..

Gönderen: 13.01.2005 - 01:37

	SHaDeeD

RE: Selamun aleyküm...

374 Mesaj -

Alıntı
Orijinali GonCduvAni

Þeyhlik icazet uslü devam eder.Mübarek zaat Mehmed Zahid Kotku hazretleri silsilenin SON HALKASIDIR. Þu an görüyoruz ki herþey babadan oðula devam ediyor.Þeyhlik veraset iþi deðildir.Babadan oðula geçen bir mevki deðildir. .

Oretada veraset sistemi diye biþey söz konusu deðil ztn..yine sizin de dediðiniz gibi icazet yolu var...
fatihelperenin de dediði gibi kafa karýþtýrmaya gerek yok..

Gönderen: 13.01.2005 - 17:42

	GonCduvAni

RE: RE: RE:

10 Mesaj -

Alıntı
Orijinali fatihalperen

Allah dostlarý hakkýnda hukum verecek kadar kendýmý býlmez degýlým

Açýkçasý bu cümleyi söylemeniz bütün yazdýklarýmý okumadan bana cevap verdiðiniz düþüncesini uyandýrýyor.
Bunu size anlattýðýmý zannediyordum daha doðrusu anladýðýnýzý zannediyordum ama isterseniz tekrar anlatayým.
Allah dostluðu ayrý þeyhlik ayrý iþtir.Her Allah dostu þeyh DEÐÝLDÝR!!!Þeyhlik þimdi malum verasetteki gibi badan oðula GEÇMEZ!!!Þimdiki malum kiþinin 15 yaþýna bile varmamýþ bi çocuðu var.Eðer güya posttaki kiþi yakýn vakitte alem deðiþtirirse bu çocuk geçecek korkarým..
Bu iþte postta oturmak icazet ister.Eskiden bu icazet yazýlý olarak verilmezmiþ.Çünkü eskiden bu iþi kendi menfaatlerine kullanan kiþiler yokmuþ.Ýlerleyen zamanlarda her yola hatta peygamberlik yoluna bile olduðu gibi bu iþede istismarcýlar dadanmaýþtýr.Þeyh efendilerde icazeti yazýya dökmekte bulmuþlar çareyi.
Burada her ne kadar ithafý direkt yapmayýp ima etmeye çalýþsam bile bu iyi niyyetimi maalesef siz bana hakaret ederek maaf etmiþiniz.Yazdýklarýmýzý duygulara göre deðil akla mantýða göre yazarsak çok güzel sonuçlara ulaþacaðýmýz kanaatindeyim.Duygulara göre yargýya varmak muhakkak ki bazý gerçekleri göz ardý etmek demektir...
Benimle bu konuyu birkaç kez tartýþmayacaðýnýzý yazmanýza karþýn halen bu görevi heyecanla yerine getirmektesiniz.
Eðer bu onuyu burada tartýþmak istemeseydiniz özelime veya mailime yaardýnýz.Fakat burada da sizden gelen bir ileti yok.
Amacýnýz nedir?

Gönderen: 13.01.2005 - 19:57

	SHaDeeD

374 Mesaj -

Kusura bakmayýn ama sadece tek bir noktaya takýlmýþsýnýz..veraset sistemi deyip duruyorsunuz..ortada öyle bir sistem yok!Es'ad Çoþan Hocaefendi yerini oðluna býraktý,þeyhliði oðlu devraldý diye mi savunuyorsunuz bunu? Emin olun o zatlar sizden benden daha iyi biliyor kimin bu silsileyi hakkýyla yerine getireceðini..bunu sorgulamak kimseye düþmez!..
icazet almayan zaten o makama gelmez!bu aðýr bir yüktür sizde bnm kadar biliyorsunuzdur bunu...

Ayrýca konuyu uzatmanýn(uzatmanýzýn) MANASI da yok!

Gönderen: 13.01.2005 - 22:08

	eNeSMaLiK

900 Mesaj -

--Allah yolunda hizmet etmeyi kendine vazife edinmis insanlari yargilamak, bunu adeta sertifika isteyecek duzeye cekmek dogru degil.
--Hakikat yolunda guzel hizmetlerde bulunmus Muhterem Esad Cosan Hocaefendi kendisine icazet verildigini soyluyorsa hicbir ALLAH kulu elinde Zahid Kotku Hazretleri'nin aksi yonde bir yazisi veya orjinalligi onaylanmis kaseti olmadikca bu icazeti sorgulamaya memur degildir.
--Eger Esad Cosan Hocaefendi'nin boyle bir iddiasi yoksa tartismanin zaten alemi yok.
S.A.

Gönderen: 13.01.2005 - 22:19

	fatihalperen

35 Mesaj -

ben sýzýn yazýlarýnýzý okudum amacýnýzýn da be oldugunu býlýyorum.Mahmut Esad Cosan Hazretlerý naksibendý dergahýnýn silsile ile gelen þeyhý ýdi sizin bunu kabul edip etmemenýz býzý baglamýyo bu iþ babadan ogula gecmez M ZahýtKotku hazretlerý Esad Cosaný kendý elý ýle hadýs sohbetý yapmaya tesvýk etmýs benden sonra bu gorevý sen yapacaksýn demýstýr sýz burada yok veraset mýs býlmemneymýs bos iþ pesinde kosmayýn tekrar soyluyorum bunu sorgulamak kýmseye dusmez sýze de dusmez.Nurettýn Cosan hocamýza da gorev býzzat Þeyhý Esad Cosan(ra) tarafýndan býrakýlmýstýr arada ký munasebet baba ogul munasebetý degýl murþit ve onun talebesý seklýndedýr sýzýn bunu baba ogul olarak almanýz kendý problemýnýz.Býr baþka acýdan da bakalým olaya M.Zahýt Kotku hocamýz hayatta ýken Nurettýn hocamýz ýcýn sýzý bu adam edecek demýstýr buran da bý ýsaret vardýr.onun ýcýn sýzý tekrar muhattap kabul edýp yazý yazmýyacagým sýzde bu muhabbetý uzatmazsanýz ýyý olacak..

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son fatihalperen tarafından, 13.01.2005 - 23:08 tarihinde.

Gönderen: 13.01.2005 - 23:06

	fatihalperen

TASAVVUF VE TARİKATIN HAKÎKATI

35 Mesaj -

Prof. Dr. M. Es'ad COÞAN

Bu yazýmý size Mekke-i Mükerreme'den el-Mescidül-Haram'dan seher vaktinde yazýyorum. Allah-u Taâlâ'nýn selâmý, rahmeti, bereketi üzerinize olsun! Rabbim cümlemizi her türlü zulümden, þerden, zarardan, fitne ve fesattan korusun! Hiç þüphe yok ki fitnelerin en kötüsü insanýn dinine, imanýna, ahiretine zarar verenidir.

Bu Ramazan-ý þerifin ibtilâ ve imtihaný bir hayli tehlikeli boyutlara ulaþtý. Bazý kimseler halkýn temiz ve hâlis inancý ile oynamaða giriþtiler. Bilen bilmeyen her kafadan bir ses çýkýyor, Ehl-i Sünnet akàidi zedelenmeðe çalýþýlýyor.

Herkes tereddütsüz bilsin ki tasavvuf, en önemli, en deðerli Ýslâmî ilimlerden biridir; çünkü Allah'ý bilmeyi, O'na ermeyi, rýzasýný kazanmayý öðretir; evliyâ olma yoludur, sonuç olarak cehennemden kurtulup cennete girmeyi saðlar.

Bu ulvî gàyeye ulaþmak için neler yapýlmasý gerektiði, Kur'an-ý Kerim'de, Sünnet-i seniyye-i nebeviyye'de, Þeriat-ý garrâ-yý Ahmediyye'de açýkça bildirilmiþtir; tasavvuf bunlarý bilir ve uygulatýr. Þeriat'ýn, Kur'an'ýn, Sünnet'in dýþýnda tasavvuf olmaz, zýndýklýk, zýpýrlýk, sapýklýk olur. Çünkü Allah CC Hazretleri'nin sevgisi ve rýzasý, O'na isyan ederek, günah iþleyerek kazanýlamaz. Efendimiz, rehberimiz, serverimiz, nümûne-i imtisâlimiz Hazret-i Muhammed AS Allah'ýn en sevgili kulu ve en yüce peygamberi olduðundan, bizim de Allah'ýn sevgilisi olabilmek için O'na, o mübarek Resûl'e, en güzel þekilde ittibâ ve iktidâ etmemiz, yegâne salâh ve felâh yoludur, baþka çýkar yol yoktur.

O çok zâhidâne, çok derviþâne bir hayat sürmüþtür, çok fazla ibadet ve tâat kýlmýþtýr, çok takvâlý hareket etmiþtir, çok müeddeb ve çok mükemmeldir, çok yüksek ahlâk sahibidir. Ümmeti O'nu örnek aldýðý için mutasavvýf olmuþtur. Çünkü O, derviþlerin þâhý, müttakîlerin önderi, zâhidlerin serveri, edeb ve ahlâk menbâý, âriflerin sultaný, âþýklarýn cânânýdýr. Tarîkatlar, O'nun Tarîkat-ý Muhammediyyesinin devamý ve dallarýdýr; þeyhler ve mürþid-i kâmiller, O'nun baktýðý gülzârýn gülleridir; ulemâ-i muhakkýkîn o yüce Peygamber'in mânevî vârisleridir, meþâyih-ý vâsýlîn O'nun irþad makàmýnýn memurlarýdýr.

Nefsi tezkiye ve terbiye, zikr-i kesîr ve halvet, güzel ahlâka teþvik, ulül'emre (ulemâya) itaat, dini tâlim ve taallüm, âlime hürmet, takvâ, ihlâs, ibadet ve tâat, zühd ü kanaat vs. gibi nice tasavvufî hususlar, Kur'an'da, Sünnet'te, Asr-ý saâdet'te, Ashâb-ý kirâm'da ve sâlih selefte varken tarîkat ve tasavvufa çatmak, kerameti inkâr etmek; akla, mantýða, dine, imana, ahlâka, vicdana, basîret ve ferâsete, hiç mi hiç uymaz.

Kul Resûlüllah'a uydu, kullukta ilerledi mi, Mevlâ onu keramete erdirir; onun gören gözü, iþiten kulaðý, söyleyen dili, tutan eli, yürüyen ayaðý olur; ona yardým eder, duasýný kabul buyurur, iþini rast getirir, türlü türlü maddî, mânevî nimetlere, ikramlara, makamlara erdirir. Ondan acâib, hârikulâde haller zuhura gelir, cümle halk bu iþlere þaþar kalýr. O mübarek þahýs, o asýrda zamanýn evliyâsý, kutbu, gavsý olur. Resûlüllah SAS'in vâris-i hakîkîsi ve halife-i mânevîsi, ümmetin önderi, mü'minlerin serveri ve rehberi olur. Halkýn ona ittibâsý ve itaati lâzým gelir, ittibâ etmeyen câhiliye ölümü ile ölür; bu cihana a'mâ gelip a'mâ gider.

Mânevî terbiyeyi almak, ma'rifetullaha ermek nefsi islah eylemek, kötü huylardan kurtulup ahlâk-ý haseneye sahib olmak için o mürþid-i kâmile teslim olmak, hürriyetlerini yitirmek, þahsiyetini kaybetmek deðildir; bil-akis hakîkî hürriyete kavuþmak, nefse esir olmak ve þeytana kulluk etmekten kurtulmak, muazzam ve muhteþem bir þahsiyet kazanmak demektir. Ölmeden önce ölmek, yepyeni, dipdiri, pýrýl pýrýl bir hayata sahib olmaktýr.

Hasta kendisini tedavi eden tabibe elbette tam tamýna itaat etmeli, tavsiyelerine harfiyyen riayet eylemelidir. Sahabe-i kiram RA Resûlüllah'a mutlak olarak baðlanmakla fenâ mý yapmýþtýr, yoksa Allah'ýn rýzasýný mý kazanmýþtýr?!.. Tarîkatý, tasavvufu, ilm-i ledünnü bilmeyenler aslýnda Þerîat'ý da tam bilmiyor demektir. Bu denlü haddini bilmezler, kýrýk dökük Arapça ve yarým yamalak ilim ile hem kendilerini tehlikeye atýyor, hemde halký yanýltýp kandýrýyorlar. Bazý ayetleri ileri sürüp ayn konudaki diðer ayetleri gözardý etmek, ne büyük gaflet ve cehâlettir! Allah islah etsin!..

Asrýn moda olan sapýk görüþlerini ve tarihin Ehl-i sünnet dýþý yanlýþ ve bayat fikirlerini ýsýtýp ýsýtýp halkýn önüne sürenler, eðer felâketten kurtulmak istiyorlarsa, biraz da ehl-i basîret ve ehl-i hakîkat ve ehl-i ma'rifetin mübarek kitaplarýný okusunlar, kibir ve ücûbu, cidal ve inadý tamâmen terk etsinler ki, bu kötü huylar hicâb-ý tevfîk-ý ilâhîdir.

Din düþmanlarý Ýslâm'a saldýrabilir ama, müslümaným diyenlerin onlarýn safýnda yer almalarý akýl alýr bir iþ deðil! Allah cümlemizi nevm-i gafletten îkaz eylesih!..

Yâ Rab! Cümle ümmet-i Muhammed'e hakký hak olarak görüp ona uymayý, bâtýlý bâtýl olarak görüp ondan korunmayý nasîb eyle! Bizi sevdiðin, razý olduðun kullar zümresinden ayýrma!..

Ýslâm, Þubat 1997

Gönderen: 14.01.2005 - 21:02

	GonCduvAni

RE:

10 Mesaj -

Alıntı
Orijinali SHaDeeD

Es'ad Çoþan Hocaefendi yerini oðluna býraktý,þeyhliði oðlu devraldý diye mi savunuyorsunuz bunu? Emin olun o zatlar sizden benden daha iyi biliyor kimin bu silsileyi hakkýyla yerine getireceðini

halen anlatmak istediðimi anlatamadýðým açýkça görülüyor.Demiþiniz ki onlar kimi yerlerine býrakcaklarýný bizden daha iyi bilirler.
Bunu Þeyh efendiler bilmez. Bunu Allah C.C. bilir ve þeyh efendiye bildirir.Karar Allah'ýndýr.ÞEyh efendinin deðildir...

Gönderen: 16.01.2005 - 15:50

	GonCduvAni

RE:

10 Mesaj -

Alıntı
Orijinali eNeSMaLiK

--Allah yolunda hizmet etmeyi kendine vazife edinmis insanlari yargilamak, bunu adeta sertifika isteyecek duzeye cekmek dogru degil.
--Hakikat yolunda guzel hizmetlerde bulunmus Muhterem Esad Cosan Hocaefendi kendisine icazet verildigini soyluyorsa hicbir ALLAH kulu elinde Zahid Kotku Hazretleri'nin aksi yonde bir yazisi veya orjinalligi onaylanmis kaseti olmadikca bu icazeti sorgulamaya memur degildir.
--Eger Esad Cosan Hocaefendi'nin boyle bir iddiasi yoksa tartismanin zaten alemi yok.
S.A.

Biz Burada Allah yolunda hizmet etmenin sertifikasýný aramýyoruz.ÞEyhliðin sertifikasýný arýyoruz...
Ya bir insanýn "Ben Þeyhim" dediði vakit onu deðerlendirmeyecek kadar povitivist siniz veya kendiniz çok samimi olduðunuz için herkesi öyle zannediyordunuz...
Birde son cümleniz hayli dikkatimi çekti.Esad coþanýn böyle bir iddiasýnýn olmadýðýný nereden çýkardýnýz veya bu cümlenin gereði neydi.Kusura bakmayýnanlayamadým...

Gönderen: 16.01.2005 - 15:52

	GonCduvAni

RE:

10 Mesaj -

Alıntı
Orijinali fatihalperen

ben sýzýn yazýlarýnýzý okudum amacýnýzýn da be oldugunu býlýyorum.Mahmut Esad Cosan Hazretlerý naksibendý dergahýnýn silsile ile gelen þeyhý ýdi sizin bunu kabul edip etmemenýz býzý baglamýyo bu iþ babadan ogula gecmez M ZahýtKotku hazretlerý Esad Cosaný kendý elý ýle hadýs sohbetý yapmaya tesvýk etmýs benden sonra bu gorevý sen yapacaksýn demýstýr sýz burada yok veraset mýs býlmemneymýs bos iþ pesinde kosmayýn tekrar soyluyorum bunu sorgulamak kýmseye dusmez sýze de dusmez.Nurettýn Cosan hocamýza da gorev býzzat Þeyhý Esad Cosan(ra) tarafýndan býrakýlmýstýr arada ký munasebet baba ogul munasebetý degýl murþit ve onun talebesý seklýndedýr sýzýn bunu baba ogul olarak almanýz kendý problemýnýz.Býr baþka acýdan da bakalým olaya M.Zahýt Kotku hocamýz hayatta ýken Nurettýn hocamýz ýcýn sýzý bu adam edecek demýstýr buran da bý ýsaret vardýr.onun ýcýn sýzý tekrar muhattap kabul edýp yazý yazmýyacagým sýzde bu muhabbetý uzatmazsanýz ýyý olacak..

Þunu belirtmek isterimki biz burada sohbet yapmaktan bahsetmiyoruz.Þu an bir Ýmam Hatip Lisesi mezunu bir kiþi bile hadis sohbeti yapabilecek kapasitededir.(Kalitesi tartýþýlýr)Bizim burada bahsettiðimiz ÞEyhlik makamý.Mehmet efendinin Esad coþaný hadis sohbeti yapmaya teþvik etmesi onu þeyh olarak yerine býrakacaðý anlamýna gelmez.Benden sonra bu görevi sen yapacaksýb demesinide nasýl þeyhlik devri olarak algýladýnýz hayret doðrusu.Burada kastedilenin çok açýk ve net bir þekilde SOHBET olduðu barizdir..
Hoceefendinin nureddin coþaný "sizi bu adam edecek" demesinin doðruluðunu bilmityorum.Þayet doðru ise bunu direk þeyhlik devri olarak yormanýz baþka bir sebebede datnýyot olmalý.Çünkü bu tek baþýna yeterli bir sebep deðil.Kastedilen 1001 türlü þey olabilir...

Gönderen: 16.01.2005 - 16:00

	SHaDeeD

374 Mesaj -

yazdýklarýnýzdan konu hakkýnda yeteri bilgiyre sahip olmadýðýnýz ve sadece varsayýmalr üzerine konuþtuðunuz anlaþýlýyor..amacýnýz sadece kafa karýþtýrmak...

Konuyu anlamsýz þekilde uzatmamanýzý da RÝCA EDÝYORUM!..

Gönderen: 16.01.2005 - 23:37

	fatihalperen

ÖNCE BİRLEŞMEK, SONRA DA İLÂHÎ VE DÎNÎ SORUMLULUĞA GÖRE ÇALIŞMAK

35 Mesaj -

Alemlerin rabbi, hâlikýmýz Allah-u Taâlâ Hazretleri'nin kudreti sonsuz; hilkatý, sanatý harika!.. Sonsuz küçük parçalardan, muazzam büyük varlýklar yaratýyor: Kuantumlardan (enerji paketi) atomun unsurlarý; unsurlardan atomlar, atomlardan çeþit çeþit moleküller; moleküllerden elementler; elementlerden bileþikler, türlü maddeler, eþyalar; bunlardan cins cins varlýklar, kompleks canlýlar, küçük küçük kâinatlar; sonra da sonsuz, uçsuz bucaksýz fezâ (makro kosmos)... ilh. Tebârekallàhu rabbül-âlemîn! Ona sonsuz hamd ü senâlar olsun!..

Gözümüzle her zaman göregeldiðimiz bir baþka misal: Havadaki su zerreciklerinden damlalar; damlalardan yaðmurlar; yaðmurlardan seller; sellerden dereler, ýrmaklar; ýrmaklardan göller, denizler; denizlerden de muhteþem okyanuslar meydana geliyor. Bunlardan ibret almalýyýz.

Biliyoruz ki Ýslâm her yönüyle birlik dinidir; müslümanlarýn, inananlarýn da böyle birleþmesi, seviþmesi, muhabbetli, bünyânün mersûs gibi, kale misâli yekvücud olmasý gerek. Bunun gaydasý ve sevabý çok büyük! Namaz bile cemaatle kýlýnýrsa 27 kat, 50 kat daha fazla sevap oluyor.

Çevremizdeki yurtiçi ve yurtdýþý olaylarýnda çok açýk bir þekilde ortaya çýkýyor ki, din düþmanlarýmýz da her konuda ve bilhassa bize kötülük yapmakta yekvücud oluyor, birlikte hareket ediyor, insan haklarýný çiðniyor, zulüm yapýyor, zalimleri teþvik ediyor, mazlumlarýn feryatlarýna kulak týkýyor, gaddarlýk, kalleþlik, nâmertlik yapýyor, insaný çileden çýkarýyor.

O halde bunlarýn haksýzlýklarý karþýsýnda müslümanlar da tavýrlarýný yeniden düzenlemeli, gereken her türlü tedbirleri âcilen almalýdýr. Allah-u Taâlâ Kur'an-ý Kerim'de, "Allah'ýn ipine sýmsýký sarýlýnýz, tefrikaya, ihtilâfa düþmeyiniz!" buyuruyor; Ýslâm birliðini emrediyor; müslümanlarýn çok yakýn ve samîmî kardeþler olduðunu bildiriyor. Hazret-i Peygamber SAS Efendimiz de mü'minleri tek bir vücuda teþbih ediyor; duygu, düþüncede, acý ve sevinçte, hal ve harekette, tavýr ve tedbirde dâimâ birlikte hareket etmeleri gerektiðini önemle vurguluyor.

Bu ilâhi emir ve tavsiyeler üzerinde dikkatle duralým!

Müslümanlar hangi konularda birlik ve beraberlik içinde olacak, nasýl yekpâre bir dað gibi, yekvücud bir davranýþla hareket edecek; bu ilâhi ve güzel birlik neler yapýlarak tahakkuk edecek?..

Bunun için önce bir otorite merkezi olmasý lâzým!

Otorite Allah'ýndýr; hâkimiyet onundur, hüküm ve ferman onundur, itaat onadýr. Bu sebeple bütün müslümanlar önce ve mutlaka Allah'a itaat etmeli, Resûlüllah SAS'e tam mânâsýyla tâbi olmalýdýr. Ýyice bilinmelidir ki, Allah'a isyanda hiç bir mahlûka itaat edilemez; Allah'ýn emrine aykýrý hiç bir emir, hiç bir kimse tarafýndan verilemez; Allah'ýn otoritesini hiç bir kul kendi keyfine kullanamaz!.. Allah'ýn emrinin ne olduðunu herkes gitsin, gerçek ulemâ'ya, ehlullah'a, evliyâullah'a sorsun, öðrensin. Þeriatýn ahkâmýna tâbi olsun, kendisine Allah'tan gayri put, ma'bud, metbû, âmir, otorite edinmesin ki, bunun sonu hüsrandýr, cehennemdir, azabdýr.

Demek ki, önce herkes Allah'ýn hâkimiyetini tanýyacak; ulemâ-yý âmilîne, Allah'ýn hükmünü bilene, Allah yolunda yürüyene, Allah'ýn emrini tutana tâbi olacak; baþka salâh ve felâh yolu yok!..

Sonra ilmin, alimin, hakkýn, hakîkatýn, þûra'nýn, meþveretin ortaya çýkardýðý, tesbit ve tayin ettiði esaslar dairesinde çalýþacak, üzerine düþen görevi en güzel, en mükemmel tarzda îfâ edecek; her þey düzenli, metodlu, ilmî, mantýkî, asrî, þer'î, meþrû, sevaplý, hayýrlý ve mübarek olacak.

Tesbit edilen projelerin tahakkuku için de, herkes mâlî destek verecek, her türlü âtýl imkânlarýný seferber edecek, hayýr ve baðýþ yaparak veya ticârî ortak olarak müslümanlarýn finans gücünü en yüksek seviyelere çýkartmaða yardýmcý olacak.

Artýk bundan sonra Avrupa Topluluðu'na, Amerika'ya, Japonya'ya... ilh. el açýp bel baðlamayacaðýz, kimseden âtýfet, sadaka, destek ve kredi dilenmeyeceðiz, kimseye el açýp yüzsuyu dökmeyeceðiz. Allah'a dayanýp, onun lütfuyla diðer devletlerin ve milletlerin hepsinin önüne geçecek ve üstüne çýkacaðýz.

Sen de bu hususta senin neler yapman gerektiðini çok iyi ve derin derin düþün; ilâhi sorumluluðun ve görevin ne ise onu en güzel þekilde yapmaða bak! Allah muînin, tevfik refîkýn olsun!..

Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtüh!..

Ýslâm, Mayýs 1995
M.Esad Coþan(ra)

Gönderen: 23.01.2005 - 00:48

	eNeSMaLiK

RE: RE:

900 Mesaj -

Alıntı
Orijinali GonCduvAni
Biz Burada Allah yolunda hizmet etmenin sertifikasýný aramýyoruz.ÞEyhliðin sertifikasýný arýyoruz...
Ya bir insanýn "Ben Þeyhim" dediði vakit onu deðerlendirmeyecek kadar povitivist siniz veya kendiniz çok samimi olduðunuz için herkesi öyle zannediyordunuz...
Birde son cümleniz hayli dikkatimi çekti.Esad coþanýn böyle bir iddiasýnýn olmadýðýný nereden çýkardýnýz veya bu cümlenin gereði neydi.Kusura bakmayýnanlayamadým...

Alıntı
Orijinali eNeSMaLiK
--Hakikat yolunda guzel hizmetlerde bulunmus Muhterem Esad Cosan Hocaefendi kendisine icazet verildigini soyluyorsa hicbir ALLAH kulu elinde Zahid Kotku Hazretleri'nin aksi yonde bir yazisi veya orjinalligi onaylanmis kaseti olmadikca bu icazeti sorgulamaya memur degildir.

--Yeterince acik sanirim. Simdi varsa elinizde boyle bir yazili belge veya kaset ortaya koyun, yoksa size de bize de susmak duser...

Gönderen: 31.01.2005 - 23:20

	fatihalperen

Vefatının 4. yılında Hocamızı rahmetle anıyoruz..

35 Mesaj -

4 Þubat 2001 tarihinde vuslata eren Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coþan Hocafendi'nin vefatýnýn 4. yýldönümü dolayýsýyla Vakit Gazetesi'nde, Adem Balta tarafýndan kaleme alýnan ve 30 Ocak 2005 Pazar günü baþlayan yazý dizisi...

VEFATININ 4. YILINDA PROF. ESAD COÞAN EFENDÝ - .::1::.
Çalkantýlý 28 Þubat sürecinde vatanýndan ayrý býrakýlan Mahmut Esad Coþan Hocaefendi, gurbet ellerinde bile hizmet aþký ile insanlýða faydalý olmak icin çaba gösterdi. 63 yýllýk ömrünü ilim ve Ýslâm'a vakfeden Prof. Coþan; makaleleri, kitaplarý, kurduðu dernek ve vakýflarý ile Hak bildiði yolda yürüdü.

O ve O'nsuz yýllar
4 Þubat 2001 tarihinde saat 11.30'da trafik kazasýyla Hakk'a yürüyen merhum Prof. Dr. Esad Coþan, týpký diðer Ýslam büyükleri gibi hizmet ve eserleriyle topluma ruh ve canlýlýk vermeyi sürdürüyor.

O, 63 yýllýk ömrünü ilim ve Ýslam için harcadý. Yazdýðý onlarca kitap ve kurdurduðu derneklerle hizmet ve çalýþmalarý devam ediyor.
Çalkantýlý günlerin yaþandýðý 28 Þubat sürerinde vatanýndan uzaklaþtýrýldýðýnda, gurbet ellerinde bile hizmet aþký ile insanlýða faydalý olmak îçîn çaba gösterdi. O'na kendi vatanýnda yaþamak dahi çok görülürken; O bu baskýlara aldýrýþ etmeyerek Hak bildiði yolda yürüdü. Avustralya'da dava arkadaþý ve ayný zamanda damadý Ali Yücel Uyarel'le birlikte hayatýný kaybeden Esad Coþan; makaleleri, kitaplarý, sohbetleri, kurduðu dernek ve vakýflar ile ömrünü Allah rýzasý için geçirdi. Söyledikleri ve yaptýklarýyla örnek bir insan oldu. Ýimin izzetini muhafaza etti. Makaleleriyle ilim dünyasýna cami vaazleriyle de halka hitap etti. Mesajlarýný toplumun bütün katmanlarýna ulaþtýrdý. Siyaset dünyasýndan, iþ dünyasýna kadar sosyal hayatýn içinde baþarýlý olan bir çok kiþiye feyiz kaynaðý oldu.
Prof. Dr. Çosan'ý ölümünün dördüncü yýlýnda hizmetleri, makale ve sohbetleriyle bir kez daha anacaðýz. Mahmut Esad Coþan Hocaefendi'nin sevenleri de okurlarýmýz için O'nu ve O'nsuzyýllarý anlatacak...

Genç yaþta annesi vefat eden Esad Coþan, ilk dini eðitimini ailesinden aldý. Babasý Necati Efendi, birçok âlimin yanýnda kalarak onlardan feyiz aldý. Serezli Hasib Efendi, Kazanlý Abdülaziz Efendi, Mehmed Zahid Kotku Efendi gibi alim ve fazýl þeyh efendilerin sohbetinde ve hizmetinde bulunmuþ, hal ehli bir kimse olarak çevresinde bilinir. Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin yakýn dostlarýndandý. Esad Coþan Hoca, küçük yaþta babasýyla birlikte âlimlerin meclislerine girdi. Âlimlerin takdir ve beðenisini kazandý. Sonradan damadý olacaðý Mehmed Zahid Kotku'dan istifade etti. Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin bizzat Esad Çosan'ýn elinden tutarak kürsüye oturtmasý ile Ýskenderpaþa Camii'nde,dergâhýn eðitim kitabý olan Gumüþhanevî'nin "Ramûz el-Ehâdis" adlý hadis kitabýndan hadis dersleri vermeye baþladý (1977). 13 Kasým 1980 günü Hakk'a yürüyen Mehmed Zahid Kotku'nun arzusu üzerine, cemaatin eðitimiyle ve her türlü meselesiyle ilgilenme, teblið ve irþad görevini üstlendi
SOSYAL HÝZMETLERE AÐIRLIK VERDÝ
Cemaatin baþýna geçen Esad Coþan, hadis derslerine hýz verdi. Camiler dolup taþýnca ilavelerle camileri büyüttü. Ankara, Ýzmir, Bursa, Sapanca, Ýzmit ve Eskiþehir'de mûtad hadis dersleri baþlatýldý. Çeþitli sahalara el atarak hizmetlerni sürdürdü. Birçok þirket, dernek ve vakýf kurarak aktif bir rol üstlendi. Mehmed Zahid Kotku'nun isteði üzerine "Hakyol Vakfý"ný kurdu. Türkiye'nin çeþitli yerlerinde þubeler açtý. Vakýf ve derneklerle eðitim ve kültür faaliyetlerine aðýrlýk verirken harabeye dönüþmüþ tarihi yapýlarýn tamirini de bir mimar hassasiyeti ile yaptý. Ahmed Kamil Tekkesi, Selamý Mustafa Efendi Tekkesi, Þeyh Murad Efendi Dergâhý, Kanunî zamanýnda yapýlan ve þimdi Þadiye Hatun Teþhis Kliniði'ni hizmete kazandýrdý.
Mahmut Esad Çoþan kimdir?
Mahmut Esad Coþan, 1938 yýlýnda Çanakkale'de doðdu. Babasý Halil Necati Efendi, annesi Þâdiye Haným'dýr. 1950'de Ýstanbul Vezneciler Ýlkokulu'nu, 1956'da Vefa Lisesi'ni bitirdikten sonra Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi Bölümü'ne girdi. 1960 yýlýnda mezun olduðu üniversiteden Arap Dili ve Edebiyat, Fars Dili ve Edebiyatý, Ortaçað Tarihi ile Türk-Ýslâm Tarihi sertifikalarýný aldý. Ayný yýl Ankara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi'ne Klasik-Dinî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi. Fakülte yayýn komisyonunda iki yýl sekreterlik yaptý. 1965 yýlýnda XV. Yüzyýl þâirlerinden olan "Hatiboðlu Muhamrned ve Eserleri" konusunda doktora tezi vererek "Ýlahiyat Doktoru" unvanýný aldý. 1967-1968yýllan arasýnda Ankara Yüksek Mühendislik ve Mimarlýk ÖzelYüksekokulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersine girdi.
"Hacý Bektaþ-ý Veli, Makâlât" adlý doçentlik tezi ile 1973 yýlýnda, doçentlik unvanýný alarak Ankara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Türk-Ýslâm Edebiyatý Kürsüsü'ne öðretim üyesi olarak tayin edildi. 1977-1980 yýllarýnda Sakarya Devlet Mimarlýk ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatý dersleri verdi. 1982 yýlýnda profesörlüðe yükseldi. 1987 yýlýnda emekliliðini isteyerek üniversiteden ayrýldý.

"ÝSLAM MUAZZAM BÝR ÝNKILÂPTIR"
Merhum Esad Coþan, yazdýðý makale ve kitaplarla insanlýða bir ýþýk yolu gösterdi. Yaptýðý tespitler ve getirdiði çözüm önerileri canlýlýðýný koruyor. Makaleleri, onun fazilet ve feraset sahibi bir ilim adamý olduðunu gösteren en önemli deliller olarak kaþýmýzda duruyor.
ÝSLÂM DIÞI HER ÞEYÝ REDDETTÝ...

Ýslâm'a uygun olmayan ve Hz. Muhammed (sav)'in getirdiði dine muhalif her türlü düþünce ve felsefi akýma karþý mücadele veren Coþan Hocaefendi, küfür ve þirke karþý net bir duruþ gösterdi. Bir makalesinde; "Bizler Elhamdülillah Müslümanýz. Âlemlerin Rabbi Allahu Teâlâ'nýn varlýðý ve birliðine bütün kalbimizle, derinden ve çok kesin inanmýþýz. Küfrü, þirki, ateizmi, Ýslâm'dan gayri tüm bâtýl, boþ, saçma, sapýk, akýl ve ilme zýt, insanlarýn dünya ve ahiretlerine çok zararlý, çaðdýþý inançlarý reddediyor; herkesi aklýselime, ilme, mantýða, insafa, körü körüne inanç ve inadý býrakmaya, hakký ve doðruyu kabule davet ediyoruz. Davetimiz; Allah'ýn emri, Allah Resûllerinin 'salevâtullâhi ve selâmuhû aleyhim ecmaîn' tebliðlerinin devamýdýr. Biz Hazret-i Adem'in, Hazret-i Ýbrâhim'in, Hazret-i Mûsâ'nýn, Hazret-i Ýsâ'nýn, Hazret-i Muhammed-i Mustafâ (sav)'nýn bozulmamýþ, tahrif edilmemiþ aslî ve hakîkî yolunun yolcusuyuz. Eski ilâhî dinlerin ilk zamanki mahiyet ve hüviyetini deðiþtiren ve kendi peygamberlerinin rýzasý yolundan sapan ve ayrýlanlarýn, þaþýran ve sapýtanlarýn doðru yola dönmesini, hakký bulmasýný, hidayete ermesini ve böylece de iki cihan saadetini elden kaçýrmamalarýný, hem dünyada hem de ahirette bahtiyar olmalarýný saðlamaya çalýþýyor, yani onlarýn iyiliðini istiyoruz" ifadeleri, Merhum'un net duruþunu gösteriyor.

ÝRÞAD VAZÝFESÝNÝ HÝÇ AKSATMADI

Ýslâm'ýn yüce hakikatlerini, vaaz ve makalelerinde Müslümanlarýn kalplerine iþlemeye çalýþtý. Batýl inançlara karþý Ýslâm dininin pernsiplerini koyarak, ilmen ve aklen küfre savaþ açtý. Kadýn ve Aile dergisinde yazdýðý bir makalede; "Ýslâm tam ve mükemmel, en faydalý ve en güzel nizam olduðundan, Müslümanlarýn baþka batýl din ve inançlara, yabancý örf ve âdetlere asla itibarý ve ihtiyacý yoktur; o, gayri kimseyi taklid etmez, baþka hiçbir sisteme tabi olmaz, sadece Allah'ýn nurlu yolunda yürür; Kur'an-ý Kerim'in, Sünnet-i Seniyye-i Nebeviyye'nin, Þeriat-ý Garra-yý Muhammediyye'nin emir, yasak ve ölçülerine uyar; tüm hayatýný, pak dininin, yüce imanýnýn, asîl vicdanýnýn, aklýseliminin, ilim ve irfanýnýn gösterdiði yönde geçirir; ruhen rahat, kalben mutmain, bedenen saðlýklý, ailece mutlu, toplumca muhabbetli ve kuvvetli olur; izzetli, onurlu, þerefli, sevaplý yaþar. Ýslâm muazzam bir inkýlâptýr; yeryüzünde küfrün, þirkin, þeytana, puta, nefse, maddeye, menfaate, zevke masivaya tapmanýn belini kýrmýþ, batýlýn ve taðûtlarýn köklerini koparmýþ atmýþtýr" diyordu.

BAÞYAZILARINDA TEVHÝDÝ ÝÞLEDÝ
Ýlim ve Sanat dergisinin Ocak 1998'deki baþmakalesinde de; insanlarý, her þeyin tek yaratýcýsý olan Allah'a iman etmeye davet etti. "Güç ve Kuvvetimizin Asýl Kaynaðý" baþlýklý makalesinde þu uyarýlarý yaptý: "En büyük, en hakîm, en alîm, en azîz, en kavî, en metîn Allahu Teâlâ Hazretleridir, celle celâluhû ve amme nevâluhû ve lâ ilâhe ðayruhû. Onun için, Allah'a baðlanan, Allah'ý seven, Allah'a itaat eden, Allah'a tevekkül eyleyen kazanýr; kimse onun sýrtýný yere getiremez, onu yenemez, ona galip gelemez. Tarih boyunca, nice zayýf, nahîf, fakir, yoksul, mahrumiyetli, araçsýz gereçsiz, sayýca az, ama iman yönünden son derece saðlam ve güçlü topluluklar, kendilerinden maddî imkânlar, sayý ve mikdar bakýmýndan kat kat üstün ve ileri düþmanlarý yenmiþ, mahv u periþan eylemiþlerdir. Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi'l aliyyi'l azîm. Güç ve kuvvet ancak ve sadece azîz ve celîl olan Allah'ýndýr, dilediðine verir, destekler, galip ve muzaffer eyler..." Ýnsanlarýn bütün gücüyle Ýslâm'ýn güçlenmesi için çaba harcamasý gerektiðine özellikle vurgu yapan Coþan Hocaefendi, "O halde vargücümüzle Ýslâm'ý yaymaya, Müslümanlarý korumaya, imaný kuvvetlendirmeye gayret etmeliyiz; bunun için maddî, manevî her türlü tedbiri almalý, her çeþit teþkilâtý kurmalý, her seviyede, her çeþit çalýþmayý dikkatle yapmalý, her çeþit fedakârlýkta bulunmalý, her çeþit mahrumiyete katlanmalý, her çeþit imkân ve muktesebatýmýzý ortaya koymalý, mallarý ve canlarý fedâ etmeliyiz" diyerek, Müslümanlarý hareke
-Batý'nýn hedefi Ýslâm-
Özellikle Müslümanlarýn karþý karþýya kaldýðý tehlikelere dikkat çeken Merhum Esad Coþan Hocaefendi'nin en belirgin yönlerinden birisi de, makalelerinde göze çarpan, doðru ve isabetli tespitleridir. Batýnýn Ýslâm âlemine bakýþýný "Batýnýn hedefi Mekke'dir" ifadeleriyle dile getiren Merhum Coþan'ýn þu tespitleri oldukça dikkat çekici: "Batý medeniyetinin en büyük hasmý þimdi, Komünist Blok deðil Ýslâm'dýr; hedef artýk Moskova deðil Mekke'dir. ?En baþta gelen düþmanlarýmýz Müslümanlardýr' diye düþünen, bunlarý en yüksek mevkilerden pervasýzca ve utanmadan yazýp söyleyen, Bosna'daki katliâmý plânlayan ve destekleyen, bizim haklý Çelik Harekâtýmýz üzerine hop oturup hop kalkýp, bas bas baðýrarak anarþist ve teröristleri koruyan, onlara silah ve siyâsî destek saðlayan, ülkelerinde baþörtülerini Müslüman öðrencilere yasaklayan, Türk iþyerlerinin tahribine göz yuman, fýrsat bulunca elçiliklerimizi bastýran, elçilik personellerimizi öldürten Batýlýlarla mý Gümrük Birliði'ne giriyoruz, Avrupa Birliði'ne katýlacaðýz, onlarýn hükmü altýna gireceðiz, kanunlarýna tâbî olacaðýz, huzur ve emniyet içinde birlikte yaþayacaðýz?.."
MÜESSESELEÞMEYE ÖNEM VERDÝ

Müslümanlarýn vakýf, dernek ve diðer müesseselerini kurmasý gerektiðini yazýlarýnda belirten Prof. Dr. Esad Coþan, bu gibi çalýþmalarýn zaruriyetine inandý. "Aziz milletimizin kurduðu Ýslâmî müesseseler çok zaruri, çok faydalý, çok önemli ve çok deðerlidir; istikbal ve istiklâlimizin emniyet ve teminatýdýr" ifadeleriyle, müesseseleþmenin önemine dikkat çekti. Anadolu insanýnýn bu konudaki çalýþmalarýný överek teþvik etti. "Milletimiz, ârif olduðu için, imanýnýn gereðini yapýyor, bu uðurda halisâne çalýþýyor. Birçok vakýf, dernek, Kur'an kursu, þirket, teþkilât, müessese kurmuþ, elinden geldiðince hayrat u hasenat yapmaya, faydalý olmaya cehd eyliyor; çünkü ehl-i küfrün hýrsýný, hýncýný, hile ve desisesini, aldatma ve göz boyamasýný, þeytanlýk ve düþmanlýðýný basiretiyle görüyor, ferasetiyle fehm ü fark eyliyor; uzun vâdede malýna, canýna, vatanýna, îmanýna göz diktiðini, istikbalini karartmaya kasdettiðini iyi anlýyor" diyen Coþan Hocaefendi, makalesini þöyle sürdürüyor: "Kurtuluþ Savaþýmýzý îman gücüyle kazandýðýmýz gibi, azýlý ve ezelî düþmanlarýmýzýn yeni yeni saldýrý, teâdî ve tecavüzlerini de yine manevi kuvvetlerimizle savuþturabileceðiz. Varlýðýmýz, birliðimiz, dirliðimiz, hürlüðümüz, felâhýmýz, salâhýmýz, refahýmýz, huzûrumuz, zuhûrumuz, hayatýmýz, devamýmýz, bekâmýz, sefamýz, mutluluðumuz, kutluluðumuz, ailelerimiz, çocuklarýmýz, nesillerimiz, ýrzýmýz, namusumuz, þerefimiz, haysiyetimiz, onurumuz, gururumuz, sevincimiz, övüncümüz Ýslâm'ladýr, Ýslâm'dandýr, Ýslâm'dadýr."
te geçiriyordu.
Ýslâm âlemi, týp ilmine önderlik ve rehberlik etti

Prof. Dr. Esad Coþan Hocaefendi, çeþitli dergilerde makaleleriyle Ýslâm âeminin sorunlarýný dile getirerek, çözüm önerileri de sundu. Sadece eksiklikleri yazarak deðil, bu eksikliklerin giderilmesi noktasýnda yapýlmasý gerekenleri pratiðiyle gösterdi.
POZÝTÝF ÝLÝMLERÝN ZARURÝYETÝNÝ DÝLE GETÝRDÝ
Konulara ilim adamý hassasiyetiyle yaklaþan Esad Coþan, Müslümanlarýn pozitif bilimlerle uðraþmasý gerektiðini belirtti. Temmuz 1991 tarihli Panzehir dergisinde "Ýslâm'da Týbbýn Önemi" baþlýklý yazýsýnda, Ýslâm Dini'nin týp ve diðer pozitif bilimlere yaklaþýmýný þu ifadelerle anlattý: "Ýslâmî literatürde ilimler ikiye ayrýlýyor: Ýlm-ül-ebdân ve ilm-ül-edyân; yani vücut ve bedenle ilgili ilimler, din ve imanla ilgili ilimler. Bu temel görüþ dolayýsýyla týp ilmi, Ýslâm tarihinin ilk dönemlerinden îtibaren büyük ilgi ve saygý görmüþtür.
Peygamberimiz'in týp ve tedavî ile ilgili pek çok emri ve tavsiyesi vârid olmuþtur ki bunlar 'týbb-ý nebevî' kitaplarýnda toplanmýþ bulunuyor. Peygamber Efendimiz'in zekî ve âlim zevcesi Hz. Aiþe annemiz (r.anha) da, þaþýlacak derecede týp bilgisine sahip idiler; çaðdaþlarý kendisine hayret eder ve hayranlýk duyarlardý. Ýslâm âlemi, asýrlar boyu týp ilmine önderlik ve rehberlik etmiþ, son derece þanlý tabibler, hekimler, âlimler, cerrahlar yetiþtirmiþ, ciddî araþtýrmalar yapmýþ, derin eserler yazmýþ, büyük hastaneler, bîmarhaneler, þifâhaneler kurmuþtur. Avrupa, Ortaçað boyu Ýslâm tabiblerinin eserlerinden istifade etmiþ, uyanmýþ, aydýnlanmýþ ve geliþmiþtir; organlarý, fonksiyonlarý, kan dolaþýmýný, aþýyý, tedaviyi, ilaçlarý Müslümanlardan öðrenmiþ ve almýþtýr."
SÖYLEDÝKLERÝNÝN ARKASINDA DURDU

Yaptýðý hizmetleri, sohbetleri ve hayat tarzýyla örnek bir âlim olan Prof. Dr. Esad Coþan'ýn en önemli özelliklerinden biri de ortaya attýðý çözüm önerilerini uygulayarak ispatlamasýdýr. 1991'de Müslümanlara týp biliminin önemini anlatýrken, aradan bir yýl geçtikten sonra Müslüman kadýnlarýnýn tedavi olabileceði bir saðlýk merkezini açmanýn heyecanýný yaþadý. Panzehir dergisinin Kasým 1992 tarihli sayýsýnda Müslüman kadýnlarýn inançlarýný çerçevesinde tedavi olabilecekleri týp merkezinin açýldýðý müjdesini verdi.
"Müslüman Kadýnlara Týbbi Hizmetler" baþlýklý yazýsýnda "Ülkemizde, dininin ve imanýnýn gereðini hakkýyla yaparak, haramlara ve günahlara düþmeden, iffet ve namusuna gölge düþürmeden yaþamak isteyen milyonlarca Müslüman var; kahir bir ekseriyete sahipler; fakat birçok konuda bu zihniyetinden dolayý sýkýntýda; inancýna uygun davranamýyor, arzularýna olumlu anlayýþ göremiyor, layýk olduðu izzet, hürmet ve hizmeti göremiyorlar. Uzun yýllardan beri bu durumu müþahede ediyor, onlarýn inançlarýna saygý gösterilmesi gerektiðini savunuyor, bu yolda mücadele veriyoruz. Ama sadece söz, teori, temenni, savunma, protesto, dilek deðil; müsbet birtakým faaliyet ve icraata da teþebbüs etmek, istediðimiz tür müesseseleri bizzat kurmaya giriþmek de þart! Mesela kadýnlarýn muayene ve tedavisi, özellikle doðum olaylarý için Ýslâmî zihniyetle çalýþan haným kadrolara ve kadýnlara hizmete yönelik sýhhi kuruluþlara büyük ihtiyaç duyuluyor" diyerek, teori ile pratiðini birleþtirdi.
Müslüman hanýmlar için týp merkezi
"Sevinçli ve ümitliyiz; çünkü imanlý, aydýn, zeki, þuurlu, yetenekli ve deðerli týp personelimiz ve doktorlarýmýz yetiþiyor, kadrolaþýyor, bizim zihniyetimize uygun yeni ve modern týp ve tedavi müesseseleri hýzla çoðalýyor" ifadeleriyle, Müslümanlarýn inançlarýna uygun týp merkezlerinin açýlmasý gerektiðini söyleyen Esad Coþan, Ýstanbul Vatan Caddesi üzerinde açtýðý týp merkezinin heyecanýný þöyle anlatýyor: "Biz bu konuda AKSA Kliniði'yle ilk hizmeti baþlatmýþtýk; Ýstanbul Vatan Caddesi'nde Þadiye Hatun Teþhis Kliniði'ni de açtýk. Yeni Bosna semtinde bir doðum hastanesi tesisine de süratle devam ediyoruz.
Anadolu'nun diðer þehirlerinde de hazýrlýk ve teþebbüslerimiz var. Allah'a sonsuz hamd ü senalar olsun; nice nice hayrat ü hasenat tesis eylesin; ömürlerimizi Ýslâm'a ve Müslümanlara hüsn-i hizmet yolunda hayýrlý ve verimli geçirmeyi, Rabbimiz bizlere nasip ve müyesser eylesin, Habib-i Edibi, Rehberimiz ve Önderimiz, Peygamberimiz Muhammed-i Mustafa hürmetine! Þaheser bir mimari görünüm ve mükemmel bir dizayne sahip "Þadiye Hatun" (Allah ona rahmet eylesin, makamýný cennet eylesin) Teþhis Kliniðimizin açýlýþý çok tatlý, izdihamlý, raðbetli ve görkemli oldu. Binanýn eski periþan halini bilenler þaþýrdýlar; yeni çiçekli, yemyeþil çimenli, þýrýl þýrýl havuzlu, pýrýl pýrýl þýk görünümüne hayran oldular.
Temizlik, ferahlýk, modernlik, ileri teknoloji ürünü yeni araç ve gereçler, çaðdaþ ve orijinal bölümler, "uyku laboratuvarý" gibi yeniliklerinin yaný sýra, tarihî ve mistik havasýndan, geniþ avlu ve kenar bahçelerinden, giriþteki mimari düzenlemeden, bir havuzdan diðerine þýrýl þýrýl akan sulardan, kubbeli geniþ mescidden, kemerli sütunlu revaklardan, avlu ortasýndaki aðaç, çiçek ve þadýrvanlýk ve yeþillikten fevkalade etkilendiler ve bazý misafirler; ?Ýnsan burada ilaç kullanmadan, týbbî müdahale görmeden, sýrf bu þahane dekor ve manzaradan dolayý bile þifa bulacak gibi görünüyor...' demekten kendilerini alamadýlar."

Son vaazýnda ahireti anlattý-4
Prof. Esad Coþan, AKRA FM'de yaptýðý Cuma Sohbetleri ve Salý günkü Tefsir Sohbetleri'nin yanýsýra, Fatih Ýskenderpaþa Camii'nde, Pazar günleri, ikindi namazýný müteakip gerçekleþtirdiði Ramuz-el Ehadis sohbetleri ile halka hitap etti. Konuþmalarýnda faziletli bireylerin yetiþmesi için âyet, hadis ve sünnete geniþ yer verdi. 28 Temmuz 2000 tarihinde yaptýðý konuþmada Tevbekâr Genç ile Günahkâr bir yaþlýya dikkat çekerek Müslümanlarýn dinlerinin gereklerini yerine getirmesini belirtti. Âyet ve hadise dayanarak Müslümanlarý günahlardan kaçýnmaya davet etti: "Gençler Cenâb-ý Hakk'ýn yolunda yürümeye gayret etmeli! Hata etmiþse bile, hemen tevbe edip Cenâb-ý Hakk'ýn yoluna girmeli! Cenâb-ý Hakk'ýn sevgisini kazanmak kolay deðil. Allah indinde en sevgili insan olmak çok zor bir þey. Gençler kolayca o makamý yaklayabiliyorlar."
"ÖNEMLÝ OLAN AHÝRET" DEDÝ
Esad Hoca 2 Þubat 2001 tarihinde yaptýðý sohbette "önemli olan ahiret" diyerek sanki iki gün sonra Hakk'a yürüyeceðini hissetti. Peygamber Efendimiz'in " agla

Allâhümme) Ey benim Allah'ým (Lâ hayra) Hiçbir hayýr yok, (illâ hayrül-âhireh) ancak ahiretin hayrý var" duasýný hatýrlatan Esad Hoca, "Evet dünyada da insan bazý hayýrlara eriyor, nimetlere mazhar oluyor ama, dünya çok kýsa... Ahiret sonsuz olunca, sonsuzun yanýnda asýrlar bile kýsa kalýr. Çok kýsa küçük hayýrcýklar, az bir þey. Asýl hayýr ahiret hayrý" diyerek ebedi hayatý arzuladýðýný ifade ediyor. "Yâni dünyada insan bazý hayýrlara erse de, ahirette hayra ermese, mahvoldu demektir. Kâfirler böyle olacak, Firavunlar, Nemrutlar, müþrikler, münafýklar, zalimler, fasýklar böyle olacak. Dünyada biraz telezzüz etmeleri, biraz tena'um eylemeleri, nimetlere dalmalarý, zevkleri tatmalarý mühim deðil, önemli deðil... Asýl önemli olan ahiretin hayrý, ahiretin rahatý, ahiretin saadeti" diyen Esad Hoca, sohbetini þöyle sürdürüyor:
"... Dünyadaki küçük menfaatler, faydalar, zevkler hiç mesabesindedir. Mü'min ona aldanmaz, takýlmaz, kapýlmaz, þaþýrmaz. Onlara kapýlýp da ahiretini mahvetmez, berbat eylemez. Ahiretini kazanmaya çalýþýr. Peygamber Efendimiz öyle söylüyor, öyle buyuruyor; doðrudur. Çünkü ömürler rüzgar gibi geçiveriyor, bir göz yumup açýncaya kadar geçiveriyor. Evet 60 yýl, 70 yýl, 80 yýl yaþýyoruz. Bir kýsmý çocukluk, bir kýsmý ihtiyarlýk, bir kýsmý gece uykusu, bir kýsmý da gündüz koþuþturma, telaþ... O günlerin içinde de bir kýsmý sevinçli, bir kýsmý üzüntülü, heyecanlý, dertli, gamlý, kederli, aðlamalý, sýzlamalý... Ne olacak, kýymeti yok! Mühim olan ahireti kazanmak. Biz mü'miniz, biz Müslümanýz. (Vel-ba'sü ba'del-mevti hakkun, vel-cennetü hakkun, ven-nâru hakkun) Ahirette öldükten sonra dirilmek var, cennet var, cehennem var... Cenneti kazananlara, cennete girenlere ne mutlu! Cenneti kaybedenlere, cehenneme düþenlere ne yazýk.. Vah, yazýklar olsun, çok korkunç bir felaket... Onun için bunu hiç unutmayalým Ahiretin hayrýný kazanmak için ne yapmamýz gerekiyorsa, onlarý yapalým."
Kitaplarýyla gönülleri ferahlattý
30'un üzerinde kitap yazan Esad Coþan'ýn eserlerinin ortak özelliði, insanlýða Ýslâm'ý teblið etmesi. Bilim dünyasýna kaynak teþkil eden önemli kitaplar yazdý. Kitaplarý gönülleri ferahlattý. Coþan Hoca'nýn baþlýca kitaplarý þunlar; Matbaacý Ýbrahîm-i Müteferrika ve Risâle-i Ýslâmiyye, Hacý Bektâþ-ý Velî, Makâlât, Gayemiz, Ýslâm Çaðrýsý, Yeni Ufuklar, Çocuklarla Baþbaþa, Baþarýnýn Prensipleri, Türk Dili ve Kültürü, Ýslâm'da Nefis Terbiyesi ve Tasavvufa Giriþ, Yeni Dönemde Yeni Görevler, Avustralya Sohbetleri 1, Avustralya Sohbetleri 2, Avustralya Sohbetleri 3, Avustralya Sohbetleri 4, Haccýn Faziletleri ve Ýncelikleri, Zaferin Yolu ve Þartlarý, Ýslâm, Sevgi ve Tasavvuf, Ýslâmî Hizmet ve Çalýþmalarda Metod, Sosyal Çalýþmalarda Organizasyon ve Baþarý, Yunus Emre ve Tasavvuf, Ailenin Ahlâk Kýlavuzu, Hz. Ali Efendimiz'den Vecizeler, Hacý Bektâþ-ý Velî, Sosyal Hizmetlerde Hanýmlar, Güncel Meseleler 1, Güncel Meseleler 2, Ramazan ve Takva Eðitimi, Teblið ve Ýrþad Çalýþmalarý, Tasavvuf Ve Hayat, Haydi Hizmete, Ýslâm'da Eðitimin Ýncelikleri, Baþarý Yolunda Sevginin Gücü.
?Âlime susmak yakýþmaz'
Merhum Esad Coþan Hocaefendi'nin gönüllerde taht kurmasýna yol açan bir yönü de, hiç þüphesiz hak ve doðru bildiði þeyi korkmadan ve çekinmeden söylemesidir. 4 Þubat 2000 tarihli Cuma Sohbeti'ndeki " agla

Lâ yenbaðî lil-àlimi en yesküte alâ ilmihî göz kırpma

"Âlime bilgisine raðmen susmak gerekmez, yakýþmaz, uygun düþmez, caiz olmaz. Yâni biliyorsa susmasý doðru olmaz; konuþsun, bilgiyi öðretsin! Bilgiyi saklamasýn, bildiði halde susmasýn Yanlýþýný gördüðü halde kenarda durmasýn Yanlýþýný, hatasýný o iþleyen kimseye söylesin, ilmini ortaya koysun ve yanlýþlýk düzelsin" sözleri, O'nun Hakk'a ve sünnete olan baðlýlýðýný gösteriyor. "Âlimler bildiðini Allah için dosdoðru söyleyecek. Eðmeden, bükmeden, korkmadan, yýlmadan. Çünkü cihadýn en üstünü, zalim idarecinin karþýsýnda durup hak sözü söylemek, çekinmemek, korkmamaktýr" diyen Coþan, cahil insanlarýn da öðrenmekle sorumlu olduðunu belirtti. Peygamber Efendimiz'in hadisine dayanarak, "Cahil de susmayacak, soracak, araþtýracak, öðrenmeye gayret edecek. Öyle bir kenarda durmayacak" diyerek herkesin hak yolda mücadele etmesi gerektiðini ifade etti.

VAKÝT

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son fatihalperen tarafından, 02.02.2005 - 17:11 tarihinde.

Gönderen: 02.02.2005 - 17:09

	zeyneb-54

1129 Mesaj -

Âlime susmak yakýþmaz'
Merhum Esad Coþan Hocaefendi'nin gönüllerde taht kurmasýna yol açan bir yönü de, hiç þüphesiz hak ve doðru bildiði þeyi korkmadan ve çekinmeden söylemesidir. 4 Þubat 2000 tarihli Cuma Sohbeti'ndeki " agla

Lâ yenbaðî lil-àlimi en yesküte alâ ilmihî göz kırpma

Gönderen: 02.02.2005 - 17:23

	SHaDeeD

374 Mesaj -

Allah yoluna adadýðý hayatýný cami yolunda noktalayan adam Esad Coþan Hocaefendi

Bundan dört sene önce 4 Þubat 2001'de ajanslara düþen bir haber, dünyanýn birçok ülkesinde özellikle Türkiye'de çok sayýdaki insaný derinden sarstý.

Gelen haberde Avustralya'da meydana gelen bir kazada Prof. Dr. Mahmud Esad Coþan Hoca ve damadýnýn vefat ettiði belirtiliyordu. Kimse bu haberi kabul etmek istemedi. Bir yanlýþlýk olmasýný temenni etti. Ama kýsa zaman sonra gerçek, hocaefendinin yakýnlarý tarafýndan 'Prof. Dr. M. Esad Coþan Hocaefendi geçirdiði elim bir trafik kazasýnda alem-i bekaya irtihal etmiþtir. Milletimizin baþý saðolsun.' þeklinde duyuruldu. Allah yoluna adanan bir ömür, yine Allah yolunda son bulmuþtu. Çünkü hocaefendi ve damadý Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel, Dubbo þehrine bir caminin temel atma merasimine gidiyordu.

Türkiye için önemli bir þahsiyetin çok uzakta ve gurbette vefat etmesi herkesi derinden etkilemiþti. Cenazesi Süleymaniye Camii haziresine, kayýnpederi ve þeyhi olan M. Zahid Kotku'nun yanýna defnedilmek istendi. Bunun için Bakanlar Kurulu’nun kararý imzalamasýyla medyada büyük bir tartýþma baþlatýldý ve Süleymaniye'ye defnedilmesi engellendi. Eyüp Sultan Mezarlýðý'na defnedilmesine karar verilen Esat Coþan Hocaefendi kayýnpederi ve þeyhi olan M. Zahid Kotku'ya komþu olamasa da Eyüp Sultan Hazretleri'ne komþu olma þerefine nail oldu. O gün Fatih Camii, Ýstanbul tarihinde benzeri görülmeyen muazzam bir cemaati aðýrladý. Avluda toplanan binlerce insan vakar ve tevekkül içisinde onu ebedi istirahat gahýna uðurladý.

Kotku Hazretleri’nin feyziyle yetiþti

Esad Coþan Hocaefendi, üniversite hocalýðýndan geliyordu. Merhum Mehmed Zahid Kotku Efendi gibi alim ve fazýl þeyhin sohbet ve feyzinden istifade ederek yetiþen bir mutasavvýf ve ayný zamanda Mehmed Zahid Efendi’nin damadýydý.

Mehmed Zahid Kotku Efendi’nin 13 Kasým 1980 günü vefatýndan sonra, cemaatin eðitimi ve her türlü meselesiyle ilgilenme, irþad ve teblið görevi ona devredilmiþti. 1997 yýlýna kadar sürekli yurtiçi ve yurtdýþýnda çalýþmalarýný sürdürdü. Yaþanan '28 Þubat' siyasi krizinden önce Türkiye'de hizmet alanlarýnýn týkandýðýný sezdi. Bunu çevresindekilere "Ben Türkiye'nin durumunu halatý kopmuþ bir asansöre benzetiyorum. Buna engel olunmazsa düþtüðünde çok zayiat olacak." diyordu. 28 Þubat’la birlikte medya tarafýndan diðer cemaat önderleriyle birlikte hedef gösterildi. Bu olaylarýn akabinde Türkiye'den ayrýldý ve çok uzaklara, Avustralya'ya yerleþti ve saðlýðýnda da tekrar dönmek nasip olmadý.

Esad Coþan Hocaefendi arkasýnda gözü yaþlý bir eþ, biri erkek üç evlat, oðlunun ismini duyduðunda gözyaþlarýný tutamayan yüz yaþýna yaklaþmýþ bir baba býraktý. Yine bunlar yanýnda kardeþleri ve yakýnlarýyla beraber binlerce manevi evlat derecesindeki gönül dostu da geride kaldý.

Þekil ve merasimden çok ruh ve muhtevaya önem verirdi

Prof. Coþan, millî-manevî deðerlere son derece baðlý münevver bir ilim adamýydý. Ayný zamanda, mensubu bulunduðu Nakþibendi tarîkatýnýn en belirgin özelliklerinden olan, ilmi esas alýp, dînî kurallara sýký sýkýya baðlanma düsturuna sýký sýkýya baðlýydý.

Aksiyoner, dýþa açýk, toplum hizmetlerine önem veren, aþýrýlýklardan uzak, makûl ve mu'tedil bir yapýya sahipti. Þekil ve merasimden çok ruh ve muhtevayý öne çýkaran, dünya-ahiret dengesini gözeten ve muhabbet yolunu benimseyen bir tarîkat anlayýþýna sahipti.

Kendi þahsýnda ve faaliyetlerinde yüklendiði misyonu liyakatle temsil eden kâmil bir insandý. Baðlý bulunduðu gelenekten kopmadan, çaðýn ilmî, fikrî, kültürel ve teknolojik þartlarýný göz önüne almýþ ve onlarý en iyi þekilde deðerlendirmek için çaba sarf etmiþti.

Prof. Dr. Osman Türer: Kardeþlik ve yardýmlaþma için tasavvuf kültürünü yaþatmaya çalýþýyordu

Kendisi de akademisyen olduðu ve üniversitelerde görev aldýðý için eðitim camiasýnda önemli bir yeri var. Onu öðrenciliðinden beri tanýyan ve yakýnýnda bulunan Atatürk Ü. Ýlahiyat Fak. Öðretim Üyesi Prof. Dr. Osman Türer, Hocaefendi’nin tarikat kültürüne verdiði önemi þöyle anlatýyor:

"Hocaefendi, tarihte olduðu gibi, toplumsal barýþ ve huzurun saðlanmasýnda insanlarýmýzýn gerçek tasavvuf ve tarîkat kültürünü tanýyýp yaþamalarýnýn son derece önemli olduðuna inanýyordu. Kardeþlik, yardýmlaþma, sevgi,saygý, adalet, dürüstlük, fedakârlýk, merhamet, hoþgörü vb. millî ve dînî deðerlerin yaþatýlmasýnda ve toplum olarak arzu edilen refah ve mutluluðun yakalanabilmesinde tasavvufun önemli bir yeri vardýr.

Ona göre, insanlarýmýzý kýskacýna alan ve aslî kimliðinden uzaklaþtýran akýmlar karþýsýnda insanlarýmýzý sevgi, kardeþlik ve hizmet atmosferinde bir araya getirecek olan gerçek tasavvuf kültürü ve ahlâkýdýr. Bu yüzden, hizmet alanlarýný Avrupa, Asya, Amerika ve Avustralya kýtalarýna kadar yaygýnlaþtýrmýþtý. Üstelik, bu uðurda baþarýlý olabilmek için, teknolojinin ve modern pedagojinin saðladýðý tüm imkân ve vasýtalardan yararlanmaya çalýþmýþ, müntesiplerine de bunu tavsiye etmiþtir."

Üniversitede birçok öðrenci yetiþtirdi

1938 yýlýnda Çanakkale'de doðdu. Babasý Halil Necati Efendi, annesi Þâdiye Haným'dýr. 1950'de Ýstanbul Vezneciler Ýlkokulu'nu, 1956'da Vefa Lisesi'ni bitirerek ayný yýl Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümüne girdi. Arap dili ve edebiyatý, Fars dili ve edebiyatý, Ortaçað tarihi ile Türk-Ýslam Tarihi sertifikalarýný alarak 1960 yýlýnda Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Ayný yýl Ankara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesinde açýlan asistanlýk imtihanýný kazanarak Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi. Fakülte yayýn komisyonunda iki yýl sekreterlikte bulundu.

1965 yýlýnda XV. yüzyýl þâirlerinden olan "Hatiboðlu Muhammed ve Eserleri" konusunda doktora tezi vererek "Ýlahiyat Doktoru" unvanýný aldý. 1967-1968 yýllarý arasýnda Ankara Yükseliþ Mühendislik ve Mimarlýk Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersini okuttu. 1973 yýlýnda ise, "Hacý Bektaþ-ý Veli, Makâlât" adlý doçentlik tezi ile doçentlik unvanýný aldý ve Ankara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Türk-Ýslam Edebiyatý Kürsüsü'ne öðretim üyesi olarak tayin edildi. 1977-1980 yýllarýnda Sakarya Devlet Mimarlýk ve Mühendislik Akademisi'nde Türk dili ve edebiyatý dersleri verdi. 1982 yýlýnda profesörlüðe yükseldi. Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayýrabilmek düþüncesiyle, 1987 yýlýnda emekliliðini isteyerek üniversiteden ayrýldý.

Prof. Dr. Ramazan Ayvallý: Ýlmî çalýþmalara önem veriyordu

Esad Coþan Hocaefendi'nin talebesi olan Prof. Dr. Ramazan Ayvallý, onun gayretlerinin çok eskilere dayandýðýný belirterek þöyle diyor: "1969-1970 yýllarýnda, rahmetli Es'ad Coþan Hocaefendi’nin evinde, bazý arkadaþlarla (takriben 12 kiþi) birlikte ilmî çalýþmalar yapýyorduk. Hatta millî ve manevî deðerlerimizi, bu aziz vatanýn çocuklarýna doðru bir þekilde ulaþtýrmak için "Seher Yayýnevi" adýyla bir kitabevi kurmayý ve orada ilmî, dinî, ahlâkî kitaplar yayýnlamayý planlamýþtýk."

Her þeyin baþý eðitim

Ona göre her þey Ýslâmî eðitime baðlýdýr. Hem dünyanýn huzur ve saadeti; kalkýnma, yükselme, geliþme, düzen, temizlik, verim, dürüstlük, sadâkat, baþarý... Hem de âhiretin hayrý, sevabý, mükafatý, saadeti, selameti, izzeti, nimeti, cenneti... Eðitim müesseseleri yanýnda iyi bir dinî eðitim verilecek yerlerin baþýnda ailenin geldiðine de dikkat çekerek aile reislerine þöyle seslenmiþti:

"Ey aile reisleri! Allah celle celaluh ailenizi ve çoluk çocuðunuzu sizden soracak; eðer kendinizi düþünüyorsanýz, sorumluluðunuzu bilin; onlarý Ýslâm þuuru ve saðlam iman ile yetiþtirin! Eðer onlarý seviyor ve istikballerini düþünüyorsanýz, ahiretlerinin mahvolmasýna meydan vermeyin, göz göre göre onlarý ateþe atmayýn! Ýman ve Ýslâm, sizler ve onlar için hava ve sudan, yiyecek ve giyecekten de önde bir ihtiyaçtýr. Önce bu ihtiyacý karþýlamaya giriþin, dünyaya dalýp ahireti ihmal etmeyin!"

Prof. Dr. Orhan Çeker Onun konuþmasý,

dinlendiren bir esinti naðmesi gibiydi

Selçuk Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker, Hocaefendi’nin çok güzel hitabet tarzýnýn bulunduðunu, bu sayede kendini dinleyen kimseleri etkileme gücüne sahip olduðunu belirtiyor. “Türk-Ýslam Edebiyatý Kürsüsünde görev yapmasý nedeniyle o bir ‘Türkçe’ ustasýdýr.” diyen Prof. Çeker, merhum Coþan’ýn dildeki hakimiyetini ve konuþma üslubunu þöyle deðerlendiriyor:

"O konuþurken sanki yorucu bir konuþma dinlemiyorsunuz da dinlendiren bir esinti, bir naðme hissedersiniz. Bir kelimenin bazen beþ altý tane eþ anlamlýsýný ayný anda duyabilirsiniz.

O, karþýlaþtýðý uygunsuz fiiller ve tavýrlar karþýsýnda tepkisini hemen ortaya koyar, bunu sergilerken de kalp kýrmamak için son derece kibar ve edibane bir þekilde davranýrdý. Hangi tür ve inançtan olursa olsun insanlarla iliþki kurmaktan çekinmezdi. Son derece medenî davranýrdý. Karþýsýndaki insan ya doðru söyleyecekti ya yanlýþ. Doðru söylüyorsa kalkar destekler, yanlýþ söylüyorsa yanlýþýný hatýrlatýr, doðrusunu ona söylerim diye düþünür, herkesin de böyle davranmasýný tavsiye ederdi.”

Ýsmail Durak Ünlü (Eski milletvekili) Haksýzlýða tahammülü yoktu

Eski Milletvekili Ýsmail Durak Ünlü, Hocaefendi’nin çok hassas bir insan olduðunu anlatýyor. Sur dibinde bulunan ve ölmek üzere olan yaþlý bir teyze ile özürlü oðlunun durumu onu derinden sarsmýþ. Onlarýn her bakýmýnýn yapýlmasýna raðmen kurtarýlamamasý üzerine "Bunlara karþý hepimiz sorumluyuz. Birilerinin böylelerine bakmasý farzý kifayedir. Bu yapýlmadýðý için hepimiz de mesulüz." der. Yine Ünlü, karþýlaþtýðý haksýzlýklar karþýsýnda da celallenip tepkisini hemen yansýttýðýný anlatýyor. Cezayir'de demokratik yollarla seçimi kazanan partinin devrilmesi ve karýþýklýklarýn çýkartýlmasý üzerine adeta köpürerek, "Büyük bir miting düzenlense en önde ben yürüyeceðim!" der. Yine bacanaðý Esad Iþýldar'ýn vefat haberi üzerine duygularýna engel olamaz ve hýçkýra hýçkýra gözyaþý döker.

Biz Allah'ýn rýzasýný istiyoruz

Hayatýnýn gayesini "Allah rýzasý" olarak belirleyen merhum Esad Coþan, amacýný, "Biz Allah'ýn rýzasýný istiyoruz; fakirlik ve sefaletin yenilmesini; huzur ve refahýn yaygýnlaþtýrýlmasýný; herkesin mutlu ve bahtiyar olmasýný; inananlarýn birleþmesini; yalan-yanlýþ din ve inançlarýn býrakýlmasýný, Müslümanlarýn þuurlu olmasýný, aralarýndaki ihtilaf ve tefrikalarýn sona ermesini, karþýlýklý sevgi ve saygýya, iþbirliðine, yardýmlaþma ve dayanýþmaya ulaþmayý istiyoruz." diyordu.

Coþan Hocaefendi’den tavsiyeler

Her gün birkaç âyet, birkaç hadîs mutlaka okuyun. Bunlarý hatýrýnýzda tutmaya gayret edin; muhakkak birkaç kiþiye de anlatýn; kendi aile efradýnýza ya da iþ ve arkadaþ çevrenize teblið edin!

Her gün din ve iman büyüklerinin, tarihî þahsiyetlerin baþta peygamberler olmak üzere (salavatullahi ve selâmuhü aleyhim ecmain), sahabe-i kirâmýn (rýdvanullahi teâlâ aleyhim ecmâin), evliyaullahýn, pîrân ve meþayihimizin (kaddesallahu esrârahum), kahramanlarýn, sâlihlerin, hakîmlerin, baþarýlý þahsiyetlerin, meþhur adamlarýn hayatlarýný ve ibretle sözlerini okuyun, ezberleyin; onlardan ibretler çýkarýn, kendinizi onlarla mukayese edin!

Türkiye içindeki ve dýþýndaki iyi ve uygun insanlardan yeni dostlar edinin, onlarý ziyarete gidin, onlarý evinize dâvet edin, mektuplaþmayý saðlar, çok sevap kazanmaya vesile olur.

Kendinizin mensup olduðu Ýslâmî grup dýþýndaki diðer zümrelerle ilgilenin, onlarla arkadaþ olun, çalýþmalarýný izleyin, sizinkilerle mukayese edin, kimseyi hor görmeyin ve çok açýk delil olmadýkça kimseyi suçlamayýn, hüsn-i zanla hareket eyleyin!

Çevrenizden müsaid ve müstaid gördüðünüz o-lumlu ve iyi eðilimli kiþileri seçin, onlarý eðitime ve camianýza kazanmaya çalýþýn!

Günahkârlara kýzmayýn, onlarý ayýplamayýn, sabýrlý olun, onlara birer hasta gibi þefkatle yaklaþýn, doðru yola gelmeleri için gýyaplarýnda dua edin. Bilin ki onlar içinde çok kýymetli cevherli olanlarý vardýr.

Ýslâm ülkelerine, uzak Türk illerine ziyaretler, seyahatler düzenleyin; onlarda dostluk, eðitim ve ticaret iliþkileri kurmaya çalýþan; çeþitli ülkelerdeki azýnlýk Müslüman gruplarý tanýmaya ve onlara yardým etmeye gayret edin!

Prof. Dr. Orhan Çeker Bir güzel insanýn ardýndan
Peygamberler ve özellikle büyük babamýz Hz. Ýbrahim ile Peygamberimiz (sas) için, Kur'an-ý Kerim bir durum tespiti yapar: "Usvetün Hasenetün".

Yani "güzel bir örnek". (Ahzab: 21, Mümtehine 4,6) Allah Teala vahyi göndermekle kalmamýþ, icraatýný da peygamberleri üzerinde gerçekleþtirmiþ, dolayýsýyla onlar vahyin en güzel uygulayýcýsý ve timsali olmuþ, böylece ümmet de dinini o en güzel örnekten uygulamalý olarak bizzat öðrenmiþtir. Malumdur ki, görmek; okumak veya dinlemekten çok daha etkin bir eðitim yoludur. "Peygamber" görmüþ olanlar bu imkândan istifade etmiþler ve kendilerini düzene koymuþlardýr. Peki ya bizim gibi peygamber görmemiþ olanlara kimler örneklik yapacaktýr? Elbette ki "peygamber" gibi bir örneði dünya hayatýnda göremeyeceðiz; ama o örneði canlandýracak örnekleri Allah Teala þimdiye kadar eksik etmemiþtir. Bu sözümden salih insanlarýn masum olduðu sonucu çýkarýlmamalýdýr. Peygamberimiz (sas), "Ümmetimden bir taife Hakk’a destek olmada devam edecektir. Karþý çýkanlar onlara zarar veremeyecektir. Nihayet Allah'ýn emri onlar bu halde iken gelecektir." (Müslim, Ýmaret: 170-177) buyurmuþ ve vahyin örnekliðini sergilemiþ olan Peygamber’in (sallallahü aleyhi vesellem) canlý örnekliðini yapacak canlý sünnet ya da yaþayan sünneti haber vermiþtir.

Es'ad Hocaefendi (ra) ile ilk tanýþmam 1974'ün Haziran’ýnda olmuþtu. O zaman için Yüksek Ýslam Enstitüsü’nde yýl sonu imtihanlarýný yeni bitirecektik. Merhum M. Zahid Hocaefendi'nin Ankara'ya geldiðini duymuþ ve orada kendisini ziyaret etmeyi arzulamýþtýk. Arkadaþlar erkenden beni gönderdiler. Ben Hocaefendi’nin yerini öðrenecek, arkadaþlar gelince onlarla Hacýbayram'da buluþup kendilerini o adrese götürecektim. Adresi öðrenebileceðim bir telefon numarasý vardý. O numara Es'ad Efendi'ye aitti. O numarayý arayarak ilk görüþmemi yapmýþ oldum.

Adres, Ayrancý'da Mustafa Paçacý isminde birinin evi idi. Es'ad Hocaefendi ile ilk tanýþmamýz böylece telefonda gerçekleþmiþti.

Merhum Es'ad Hocaefendi, sivil kuruluþlara çok önem verirdi. Ýnsana hizmet götürebilen ne kadar faaliyet sahasý varsa hepsini tavsiye eder ve bu tür kurumlarýn kurulmasý için ön ayak olur, kurulmuþ olanlarý takdir eder ve desteklerdi. Bu kurumlarýn, o çevrede toplumca saygýn ve kabul gören, hizmeti çaðrýþtýran, kültürü yansýtan isimler altýnda kurulmasýný tavsiye ederdi. Faaliyet sahasý olarak çevrecilikten tutun da, tarihten, sanat ve medeniyet tarihinden çaðdaþ bilimlere, bunlarý araþtýrma ve o yolda yayýn yapmaya varýncaya kadar hepsini düþünebiliriz. Kendisinin bulunduðu çevrelerde, seyahat ettiði yerlerde bu hizmetleri ya bizzat baþlatmýþ ya da özellikle tavsiye etmiþ ve sonradan takibinde bulunmuþtur. Günün birinde bana "Konya'da bir fýkýh kalesi düþünüyoruz." demiþti. Bununla o, Konya'da kurumlaþmýþ, araþtýrma/inceleme yapan, yayýnlarý, talebeleri, asistanlarý, hocalarý olan, masraflarý karþýlanan bir fýkýh merkezi arzu ediyordu. Bunun bir benzerini Ankara'da, hadis kalesini de Ýstanbul'da düþünüyordu. Fakat bütün bunlar gerçekleþtirilemedi. Sivil kuruluþlarýn hizmette bulunduklarýný gördüðü zaman neþesi yerine gelir, sevinci halinden okunurdu.

Hocaefendi insan eðitimini ön plana almýþtý. Eðitim derken insanlýðýn ihtiyaç duyduðu her sahadaki öðretimini ve bu öðretimin el becerisine yani hizmete dönüþtüðünü anlamamýz gerekir.

Onun hayatýný, faaliyetlerini, seyahatlerini, tavsiyelerini incelerseniz bu özelliði hemen dikkatinizi çekecektir. Üretimi ve gerek ulusal gerekse uluslararasý ticareti özellikle tavsiye ederdi.

O, cemaatine düþkündü. Her ne olursa olsun onlarýn iyi geçinmelerini, dargýnlýða sebebiyet vermemelerini özellikle ister, geçimsizliklerine bizzat çare olamamýþsa o çevrede saygýn kiþilerin arabulucu ve hakem olmasýný söylerdi. Bu isteðini zaman zaman konuþmalarýnda açýkça dile getirirdi.

Geçimsizliðe sebep olan meselenin halledilip halledilmediðini sorar ve ilgilenirdi. Tabii ki halledilmemiþ olmasý onu üzüntüye sevk ederdi. "Sýkýntým var, duanýzý bekliyorum" diyene "Yapacak baþka bir þey var mý?", diye ýsrarla sorar ve eðer duanýn yaný sýra yapacaðý baþka bir þey varsa fedakarlýktan çekinmezdi. Özellikle ailevi ve mahremiyet özelliði olan konularda fazla açýklama istemez, meseleyi mümkün olduðu kadar kapalýca halletmeye çalýþýrdý. Baþka türlü sýkýntýlarda da ayný davranýr ve çevresinin de o kiþiyle ilgilenmesini açýkça söylerdi. Buna dair de epeyce hatýra ve örnek mevcuttur.

Kendileri firaset sahibi, çok cevval ve faal idi. Cematinin de seviyesini yükseltmek için büyük fedakarlýklar yapardý. O her yerde bütün sýkýntýlara raðmen hizmet etmenin en iyi yollarýný ve kaliteli hizmet yapacak insanlarý aradý, yetiþtirdi. Yurtdýþýna yöneliþi ve oralarda yeni oluþumlar peþinde koþmasýnda, milletimizin ve inancýmýzýn güzelliklerini dünyaya tanýtma gibi benzer sebeplerin yanýnda bu durumun da tesiri vardý.

Vefatýndan yaklaþýk bir-birbuçuk ay önce rüyamda Hocaefendi’nin birine vekalet verdiðini söylediler. Vekalet verme iþini pek iyiye yorumlayamadým. Yoksa Hocaefendi vefat mý edecekti? Aklýmý meþgul eden bu yorumu kimseye söyleyemedim. Rüyayý bir Ramazan gecesi bazý arkadaþlara anlattým. Söz döndü dolaþtý, nihayet ‘Hocaefendi’yi bir telefonla arayalým.’ dediler. Ýsveç'te idi. Aradýk, ben de konuþtum. Hocaefendi neþe ýzhar eden üslupla konuþuyordu. Eskiden sýk sýk sorduðu gibi ilmi çalýþmalarý ve yayýnlarý sordu. En son bir emriniz var mý demem üzerine, "Selam ve dua." dediler, Hocaefendi son aylarda herkesten dua istiyordu. Dua istemesi de cemaatinin dikkatini çekmiþti. Hikmeti 04 Þubat 2001 günü anlaþýlacaktý. Evet Hocaefendi cami/külliye yolunda vefat etmiþti. Hocaefendiyle ilk tanýþma konuþmamýz da son konuþmamýz da telefonda olmuþtu.

Vefat haberleri alýnýnca genelde insanýn aklýna Yasin-i Þerif okumak gelir. Fakat Hocaefendi'nin vefat haberini alýnca benim aklýma sürekli Fetih Suresi'ni okumak geldi. Ve kendimi bu sureyi okumaktan alýkoyamadým. Güzel insan! Farz namazlarýn akabinde dualarým sizinledir. Nur içinde yatýn. "Bilin ki dünya hayatý bir oyun, eðlence, ziynet, kendi aranýzda öðünme, mal ve evlat çoðaltma yarýþýdýr...(Kur'an-ý Kerim, Hadîd: 20)." Allah rahmet eylesin.

Ye’s yok, gevþeme yok, korkmak yok! Ne mutlu halis muhlis çalýþkan Müslümanlara

Prof. Dr. M. Es’ad Coþan

Yurt içi ve dýþýnda, pek çok çeþitli hayat görüþleri, farklý düþünce ve anlayýþlar var. Herkes edindiði tecrübelere, aldýðý eðitime, ömrü boyu karþýlaþtýðý kiþi ve olaylardan etkileniþine, nefsinin arzu ve temayüllerine; görgü, edep, inanç ve ahlakýna göre, bir yol tutturmuþ gidiyor; iyi veya kötü, yararlý veya zararlý, dine ve kanunlara uygun veya aykýrý güzel veya çirkin iþler yapýyor.

Bizler, elhamdülillah ki Müslüman’ýz; Ýslam'dan ve imandan Kur'an-ý Kerim'den dinimizin ahkâmýndan, emir ve yasaklardan, ibadet ve taatlerden, görev ve sorumluluklarýmýzdan, hatta din uðruna uðrayabileceðimiz mihnet, sýkýntý, zarar, elem ve kederlerden son derece de memnunuz. Gerekirse seve seve malýmýzý ve canýmýzý feda edebiliriz. Biz Müslüman olarak yaþamak, herkese iyilik yapmak; Yüce Rabb’imizin rýzasýný kazanmak; ardýmýzda hayýrlý eserler, güzel bir nam ve niþan; sevimli, olumlu, þerefli, mübarek, muhterem, muazzam, mükerrem bir iz ve hayýr dua ile anýlacak bir hatýra, olgun ve dolgun bir hayat býrakarak ahirete göçmek; alný ak ve açýk olarak ölmek, ahirette de cennete girmek, Allah'ýn rýdvan-ý ekberine ermek, Cemal’ini görmek, Resulüne (sas) komþu olmak istiyoruz.

Amacýmýzýn çok yüksek, iþimizin çok zor, çalýþmalarýmýzýn çok zahmetli ve çileli, hayatýmýzýn çok tehlikeli ve sýkýntýlý olabileceðini görüyor ve biliyoruz.

Cenab-ý Hak yarimiz ve yardýmcýmýz olsun. Bizi korusun, bizi zorlu imtihanlara tâbi tutmasýn, kusurlarýmýzý baðýþlasýn, rahmetine erdirsin. Halka halka iç içe, çeþit çeþit ödev görev ve sorumluluklarýmýz var. Zaman çok kýymetli ve çok kýsýtlý; ömür kýsa, yol uzun, iþ çok. Halk cahil, dost zaif, düþman kavi, tuzak çok, fitne ve fesat yaygýn, sorumlular gafil, þartlar çetin, uyanýk mümin az...

Olsun! Þair ne demiþ:

Felek her türlü esbabý

cefasýn toplasýn gelsin

Dönersem kahpeyim

millet yolunda bir azîmetten!

O "millet yolunda" demiþ, biz "Allah (cc) yolunda" diyoruz; o sözde istibdada karþý sahte hürriyet istemiþ, biz iki paralýk "dünyalýk" yerine "ebedi, sermedi, daimi, saadeti diliyoruz. O yanýlmýþ, aslýnda iyi niyetli olan bir hakana karþý çalýþmýþ; biz gerçek küfre, þirke, zulme, sömürüye, þeytana, þarlatana, çok kötü niyetli hunhar, gaddar düþmanlara karþý ölüm kalým mücadelesi veriyoruz. Ýyi çalýþmazsak iþin sonunda din, iman, ýrz, namus, vatan, millet, hukuk, hürriyet, huzur, saadet, selamet, hayat, ahiret, her þey gidebilir.

Daha azimli, daha kararlý daha sebatlý, daha sabýrlý, daha tahammüllü, daha cefakeþ, daha fedakâr, daha vefakâr olmalýyýz.

Aldatýcý laflarý, kandýrýcý gülücükleri, sureti haktan görünen palavralarý, sahte kahramanlarý, þeytan düzenbazlarý, yýlan madrabazlarý, yalan cambazlarý iyi teþhis etmeliyiz. Meydaný onlara býrakmamalýyýz. Bazen bir kafir bir mü'minden daha halis ve sadýk görünür. Bir münafýk muazzam dalkavukluk yapar. Bir soysuz en ileri vatanseverlik rolü oynar. Bir hain köþebaþýný tutar. Bir düþman direksiyonu ele geçirir.

Koca bir Devlet-i Aliyye-yi Osmaniye nasýl parçalandý? Nasýl bölük bölük bölündü? Balkanlar nasýl elden kaçtý? Petrol mýntýkalarý nasýl yabancýlarýn sömürüsüne geçti; Kýrým, Kafkasya, Kazan, Orta Asya, Ortadoðu, mukaddes beldeler, Mýsýr, Sudan, Cezayir, Fas, Hindistan, Malezya, Java... Ýspanya, Endülüs, Sicilya, Malta, Girit, Moro, Mora, Kýbrýs oldu?

Çok okumalý, çok gezmeli, çok görmeli, çok düþünmeli, çok üzülmeli, çok aðlamalý, çok çok çalýþmalý, çok çalýþmalý çok çalýþmalýyýz.

Çare var, ümit var, ye's yok, korku yok, gevþeme yok, zarar yok! Güneþ balçýkla sývanmaz. Gerçekler uzun zaman saklanamaz. Yalancýnýn mumu yatsýya kadar yanar biter. Hak gelir, batýl zâil olur.

Sonuç zafer, sonuç baþarý, sonuç mutlaka kâr, sonuç gazilik veya þehitlik, sonuç cennet, sonuç ebedi saadet! Ne mutlu Müslümanlara!

(Ýslam dergisi, Þubat 98 baþyazý göz kırpma

Gönderen: 03.02.2005 - 11:43

	Devadam

Şehadet

326 Mesaj -

Euzu Billahi mineþ þeytanir racim, Bismillahir Rahmanir Rahim
Elhamdu Lillahi Rabbil alemin
Es salatu ves selamu ala Rasulina Muhammedin ve ala ali Muhammed.

Ýnna lillahi ve inna ileyhi raciun...

Mahmud Esad Coþan hocaefendi, çok hayýrlý hizmetlerde bulunmuþ mübarek bir imam idi, Allahu Teala O'ndan razý olsun.

Allahu Teala'ya emanet olunuz.

Gönderen: 03.02.2005 - 13:26

	.:Yakup023:.

Şehadet

555 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý Devadam

Euzu Billahi mineþ þeytanir racim, Bismillahir Rahmanir Rahim
Elhamdu Lillahi Rabbil alemin
Es salatu ves selamu ala Rasulina Muhammedin ve ala ali Muhammed.

Ýnna lillahi ve inna ileyhi raciun...

Mahmud Esad Coþan hocaefendi, çok hayýrlý hizmetlerde bulunmuþ mübarek bir imam idi, Allahu Teala O'ndan razý olsun.

Allahu Teala'ya emanet olunuz.

Gönderen: 27.11.2006 - 15:05

.:Yakup023:. üyenin diger mesajlarini ara

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1840 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Fatihli (41), calikususen (50), ulkuu_han (49), &sehlam& (38), b_e_y_a_z_g_u_l.. (37), fourmi (36), na.se52 (39), hafi2e_güLsüm (35), Muemin (37), romantik (47), HASENA (36), gülgün24 (42), ("V")RUMEYSA("V.. (32), noyan_25 (45), hatice25 (43), DUHA (), osman19 (43), ufukcoskan (48), Tunay70 (), hazan2 (46), galilea (45), karýsýk (37), ariston (43), ayyildiz_38 (41), mücahid@ (40), Nisa32 (35), kara kule (39), turbety (49), nihataygun (53), sgokay (44), samsunlu_muhamm.. (37)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 1.71960 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.