0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » nafile namazlar dikkat

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
s-a-m-e-t_s-a-m-e-t su an offline s-a-m-e-t_s-a-m-e-t  
nafile namazlar dikkat
51 Mesaj -
Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem-'in hayâtý Allâh'a ibâdetin ve en güzel kulluðun binbir nev'iyle lebâleb doludur. Günün hemen her ânýna tekâbül eden bir nâfile namazý mevcuttur. Nâfile ibadetler kulu Allah'a daha çok yaklaþtýrýr ve cennetteki mertebesini de yükseltir. Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve selem-:

"Müslüman bir kimse, farzlarýn dýþýnda nâfile olarak her gün Allah rýzasý için on iki rek`at namaz kýlarsa, Allah Teâlâ ona cennette bir köþk yapar" (Müslim, Müsâfirîn 103. Ayrýca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 1) buyurmuþtur. Nâfile namazlarýn, kýyâmet gününün dehþetli ânýnda hesâb verirken zor durumda kalan sâhibinin imdâdýna yetiþeceðini de yine Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve selem- haber vermiþtir:

"Kýyamet gününde kulun hesaba çekileceði ilk ameli onun namazýdýr. Eðer namazý düzgün olursa, iþi iyi gider ve kazançlý çýkar. Namazý düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlý çýkar. Þayet farzlarýndan bir þey noksan çýkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb'i:

- Kulumun nâfile namazlarý var mý, bakýnýz? der. Farzlarýn eksiði nafilelerle tamamlanýr. Sonra diðer amellerinden de bu þekilde hesaba çekilir." (Tirmizî, Salât, 188)

Farz namazlarý cemaatle kýlmaya âzamî derecede gayret eden Efendimiz -sallallahu aleyhi ve selem- nâfile namazlarýný daha çok evinde kýlmayý tercih eder ve þöyle buyururdu:

"Ey Ýnsanlar! Evinizde namaz kýlýnýz. Zira farz namaz dýþýndaki namazlarýn en makbûlü, insanýn evinde kýldýðý namazdýr." (Buhârî, Ezân 81; Müslim, Müsâfirîn 213)

Farz namaz, her müslümanýn yerine getirmesi zarûrî bir ibâdet olduðu için açýktan kýlýnmasý ve insanlarýn bu ibadete daha saðlam bir þekilde yöneltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle açýktan ve büyük bir cemaat þuuru içinde edâsý daha uygundur. Nâfile namazlar ise insanlarýn irâdesine býrakýlmýþ ihtiyârî ibâdetler olduðundan, Allâh'a vuslat yolunda yarýþan kimselerin riyâ ve süm'a hendikaplarýný daha kolay yenebilmeleri, evlerinde gizli olarak ibâdet etmelerine baðlýdýr. Bu hususta diðer bir nokta da, evlerin namazla þereflenmesi ve bereketlenmesidir. Cemaatle namaza çok önem veren Müslümanlarýn, evlerini namaz kýlýnmayan yerler hâline getirmemeleri de istenmektedir. Bu konuda mü'minleri uyaran Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve selem- þöyle buyurmuþlardýr:

"Namazýnýzýn bir kýsmýný evlerinizde kýlýnýz da oralarý kabirlere çevirmeyiniz." (Buhârî, Salât 52; Müslim, Müsâfirîn 208)

1. Teheccüd Namazý (Gece Namazýgöz kırpma: Yatsý namazýndan sonra , daha uyumadan veya bir miktar uyuduktan sonra, kýlýnacak nafile namaza "gece namazý"denir. Bir miktar uyuduktan sonra kalkýlýp kýlýnýrsa "Teheccüd" adýný alýr. Teheccüd namazý iki rekettan on iki rekata kadardýr. Ýki rekatta bir selam verilmesi daha faziletlidir. (Muhammed Bin Abdullah Hanî, Âdâb, s. 264)

Teheccüd namazý, Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimize vacip yani farz hükmündeydi. Bu namaz O'nun ümmeti için sünnet-i müekkededir.

"Gece namazýna devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah'a yakýnlýk günahlara kefaret olup insaný bedeni hastalýklardan korur ve günahlardan uzaklaþtýrýr." (Tirmizi, Deavât, 101)

Allâh Teâlâ çok sevdiði ve kâinâtý hürmetine yarattýðý Habîb-i Edîb'ne daha fazla lütuflarda bulunmak için teheccüd namazýný ona farz kýlmýþtý.

"Gecenin bir kýsmýnda da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur'ân ile teheccüd namazý kýl, Yakýndýr ki Rabbin seni bir makam-ý mahmuda eriþtire." (el-Ýsrâ/17, 79)

Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem- Efendimiz gece namazýný hiç terk etmezdi. Öyle ki hastalanacak veya aðýrlýk hissedecek olsa oturarak kýlardý. (Ebû Dâvûd, Tatavvu', 18) "Sabah namazýndan önce kýlýnan iki rek'at nâfile namaz dünyanýn tamamýndan daha hayýrlýdýr." (Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn, 96) buyururdu. Gözümün nûru diye tavsif ettiði namazý geceleri daha bir iþtiyak ve arzû ile kýlardý. Ayaklarý þiþecek kadar kendinde geçerek kýldýðý teheccüd namazýna olan iþtihâsýný þöyle dile getirmiþti:

"Allâh her peygamberde belirli birþeye karþý aþýrý bir istek yaratmýþtýr. Benim en çok hoþlandýðým þey de gece ibâdetidir..." (Heysemî, Mecmau'z-zevâid, II, 271)

Allâh'a yaklaþtýran en mühim ibâdet olmasý hasebiyle ümmetinin de bu nimetten nasiblenmelerini arzû ederlerdi. Öncelikle yakýn akrabasýndan tebliðe baþlayan Efendimiz, bir gece Ali ile Fâtýmâ -radýyallâhu anhümâ-'nýn kapýsýný çalmýþ ve onlara:

- "Namaz kýlmayacak mýsýnýz?" (Buhârî, Teheccüd, 5) buyurarak geceyi boþ geçirmemelerini istemiþti.

Diðer ashâbýna da:

"Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o sizden önceki sâlih kimselerin âdeti ve Allah'a yakýnlýktýr. (Bu ibâdet) günahlardan alý kor, hatalara kefâret olur ve bedenden dertleri giderir." (Tirmizî, De'avât, 101) buyurarak onlarý huzûrun kaynaðýna yöneltmek istemiþti.

Âile içinde kadýn ve erkeðin Allâh'a ibâdet ve sâlih ameller iþleme husûsunda birbirlerine destek olmalarýnýn önemine dikkat çeken Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- bilhassa gece namazýna kalkmada bu yardýmlaþmanýn daha da önemli neticeler hâsýl edeceðini þöyle ifâde etmiþtir:

"Geceleyin kalkýp namaz kýlan, hanýmýný da kaldýran, kalkmazsa yüzüne su serperek uyandýran kimseye Allah rahmet etsin. Ayný þekilde geceleyin kalkýp namaz kýlan, kocasýný da uyandýran, uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçýran kadýna da Allah rahmet etsin." (Ebû Dâvud, Tatavvu, 18, Vitir, 13)

2. Ýþrak Namazý: Ýþrak namazý, Güneþ bir iki mýzrak boyu yükseldikten, yani güneþ doðduktan kýrk-elli dakikalý zaman geçtikten sonra kýlýnýr.

Saati olmayan bir kimse, çenesini göðsüne yapýþtýrarak güneþe bakar, þayet güneþi bu vaziyetteyken göremiyorsa, kerahat vakti çýkmýþtýr. Bundan sonra artýk Ýþrak namazý kýlýnabilir.

Ýþrak namazý iki rekatýr. Bu namazýn fazileti hakkýnda Fahr-ý Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz þöyle buyurur.

"Bir kimse sabah namazýný cemâatle kýldýktan sonra oturup güneþ doðuncaya kadar zikir ile meþgul olsa, güneþ doðunca da iki rekat (Ýþrak) namaz kýlsa, bir nafile hac ve umre sevabýna nail olur." (Ýhyâ, I. 336)

3. Duhâ (Kuþluk) Namazý: Kuþluk vaktinde kýlýnýr. Kuþluk vakti, güneþin doðmasýndan itibaren þer'î günün dörtte biri kadarki bir zamanýn geçmesiyle baþlayan vakte denir. Þer'î gün, Fecr-i sadýðýn doðmasýndan (imsaktan) baþlayýp güneþin batmasýna kadar devam eden güne denir. Örfî gün ise, güneþin doðmasýndan baþlayýp batmasýna kadar devam eden gündür. Þer'î gün, imsaktan baþladýðý için örf'î günden bir saat kýrk beþ dakika daha uzundur. Kuþluk namazý için en uygun zaman, günün yükselmeye baþladýðý, deve yavrularýnýn artýk sýcaktan gezemez olduðu zamandýr. (Þah Veliyullah Dihlevi, Hüccetulâhi'l Bâliga c. 2, s. 53.) Niteki bir hadîs-i Þerîfte:

"Kuþlu namazý, deve yavrusunun ayaklarý sýcaktan kýzdýðý zamandýr." Buyurulur. (Müslim, Misâfirîn, 143)

Duhâ (kuþluk) namazý dediðimiz nafile namaz bu andan itibaren kýlýnýr. Zeval vaktine yarým saat kalýncaya kadar devam eder. Ýki rekattan on rekata kadar kýlýnýr.

Kuþluk namazýnýn üç derecesi vardýr:

Birinci Derecesi: Kuþluk namazýnýn en az miktarý, iki rekattýr ve insanoðlunun her bir eklemine karþýlýk, vermesi gereken sadakanýn yerini tutar. Allah Teala'nýn, her organý, her eklemi saðlýklý kýlmasý, büyük bir nimettir. Ve ona hamd edilmesini gerektirir. Ebû Zer-radýyallahü Anhâ-'den rivayete göre Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz þöyle buyurur:

"Bir kimse kuþluk namazýnýn iki rekatýna devam etse, günahlarý deniz köpüðü kadar çok olsa bile affolunur." (Tirmizi, Vitr, 15)

Ýkinci Derecesi: Kuþluk namazýný dört rekat olarak kýlmaktýr. Bu konuyla ilgili olarak Allah Teala' bir kutsi hadisinde þöyle buyurur:

"Ey Ademoðlu! Günün evvelinde benim için dört rekat namaz kýl ki, ben de günün sonunda seni kollayayým" (et-Terðip ve't-terhib, c. 1, s. 464)

Üçüncü Derecesi: Kuþluk namazýný sekiz veya on iki rekat olarak kýlmaktýr. (Þah Veliyullah Dihlevi, Hüccetulâhi'l Bâliga c. 2, s. 53.)

Hazret-i Aiþe -radýyallahü Anhâ-'den rivayete göre Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem-', Kuþluk namazýný ikiþer ikiþer dört rekat olarak kýlar, (bazen) dilediðince de arttýrýrdý. (Müslim. Müsafirin, 78)

4. Evvabin Namazý

Evvabin, evvab kelimesinin çoðulu olup, tevbe ve istiðfar ederek Allah Teala'ya çokça yönelen kiþi demektir. Evvabi namazý, Akþam namazýnýn sünnetinden hemen sonra, iki rekattan altý rekata kadar kýlýnýr. Fahr-ý Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem-Efendimiz þöyle buyuruyor:

"Bir kimse Akþam namazýndan sonra hiç konuþmadan altý rekat namaz kýlsa, o namaz (sevap bakýmýndan) on iki senelik ibadete denk olur." (Tirmizi, Mevakit, 204)

5. Abdest Þükür Namazý

Abdest veya gusül alýndýktan sonra vakit müsaitse, yaþlýk kuruyacak kadar bir zaman geçmeden iki rekat namaz kýlýnmasý menduptur. Bu, abdest veya gusül nimetine kavuþmanýn bir þükür ifadesidir. Çünkü abdest almak Allah'a yaklaþtýrýcý bir ibadettir, hedefi ise namazdýr. Fahr-ý Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz þöyle buyurmuþtur:

"Her kim þu benim aldýðým gibi abdest alýr ve aklýndan bir þey geçirmeyerek iki rekat namaz kýlarsa geçmiþ günahlarý af olunur." (Buhari, Vudû, 14)

6. Tahiyyetü'l Mescid Namazý

Tahiyye; selam vermek demektir. tahiyyetü'l mescid, mescidi yani camiyi selamlamak demektir. Kuraný kerimde mescitlere "Allah'ýn Evleri" denilmiþtir. Bir eve giren kimsenin, önce ev sahibini selamlamasý kadar tabi bir þey olamaz. Bu halde Allah'ýn Evine girenin de Onu selamlamasý gerekir. Selamlamanýn en mükemmel ve en güzel þekli namazla olur. Camiye giren kimsenin tahiyyetü'l mescid kýlmak suretiyle Allah Teala'yý bir nevi selamlamýþ, ona baðlýlýðýný saygýsýný ve kulluðunu sunmuþ olur. Bir mescide sadece ziyaret için veya öðretmek veya öðrenmek gibi bir maksatla giren kimse orada nafile olarak iki rekat namaz kýlar. Dileyen daha fazla kýlabilir. Mescide günde birkaç defa bu þekilde girilse , bir defasýnda böyle namaz kýlýnmasý yeterlidir.

Tahiyyetü'l mescid namazý, mescide girildiðinde daha oturmadan kýlýnmalýdýr. Faziletli olan da budur. Oturulduktan sonra da kýlýnýr. Bazýlarý; oturmadan kýlýnýrsa eda, oturduktan sonra kýlýnýrsa kaza olur, demiþlerdir.

Ebû Katade -radýyallahu anh- 'den rivayet edildiðine göre; Rasulullah -sallallahü aleyhi ve sellem- þöyle buyurdu: "Sizden her kim mescide girerse iki rekat namaz kýlmadan oturmasýn" (Buhari, Salat, 59)

7. Yolculuk Namazý

Sefere çýkan kimseye, abdest alýp iki rekat namaz kýlmak menduptur. Fahr-ý Kainat -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz sefere çýkarken abdest alýr, iki rekat namaz kýlar, ayný þekilde de seferden dönüþünde eve uðramadan mescide girip iki rekat namaz kýlardý. Ümmetine yolda tembihte bulunarak þöyle buyurmuþtur:

"Bir kimse sefere çýkmayý isterken çoluk çocuðunun yanýnda kýlacaðý iki rekat namazdan daha üstün bir þey býrakmýþ olmaz. -Namaz onun yerine hayru'l Halef olur.-" (Tebarâni)

Kâ'b bin Mâlik -radýyallahü Anh- diyor ki:

Hazret-i Peygamber -sallallahü aleyhi ve sellem- seferden dönüþünde (Medine'ye) gündüz kuþluk vakti girer, önce mescide uðrar, orada iki rekat namaz kýldýktan sonra evine giderdi. Bazen de eve gitmeyip mescitte otururdu.

8. Küsûf ve Husuf Namazý

Abdullah bin Amr -radýyallâhu anh- þöyle anlatýyor:

Peygamber Efendimiz'in zamân-ý saâdetlerinde güneþ tutulmuþtu. Zât-ý Risâletleri kalkýp insanlara namaz kýldýrdýlar. Kýyâmda o kadar çok kaldýlar ki, âdetâ rükûa varmayacak da hep ayakta duracak zannedildi. Sonra rükûa vardýlar ve uzun müddet baþlarýný kaldýrmadýlar. Arkasýndan doðruldular, fakat mûtadýn üzerinde ayakta durduklarý için secde etmeyecekleri intibâýný verdi. Nihâyet birinci secdeye vardýlar. Lakin baþlarýný secdeden hiç kaldýrmayacaklarý zannediliyordu. Daha sonra doðrulup oturdular. Bu oturuþlarý da uzun sürdü. Mübârek baþlarýný kaldýrmayacakmýþcasýna kapandýklarý ikinci secdeye vardýklarýnda, acý acý nefes alýp veriyor ve göz yaþlarý dökerek aðlýyordu:

"Yâ Rabbî! Ben aralarýnda olduðum müddetçe ümmetime azâb etmeyeceðini bana vâdetmedin mi?! Yâ Rabbî! Onlar sana tevbe ve istiðfâredip yalvardýklarý müddetçe ümmetime azâb etmeyeceðin husûsunda bana söz vermedin mi?! Iþte bizler kapýna geldik senden affýmýzý diliyor ve sana yalvarýyoruz!"

Bu minval üzere iki rek'at namaz kýlýp bitirince güneþ bütün parlaklýðýyla gözüktü. Arkasýndan Hz. Peygamber minbere çýkarak ashâbýna vecîz bir konuþma yaptý. Konuþmasýnda Allâh Teâlâ'ya hamd ü senâ ettikten sonra þöyle buyurdular:

"Güneþ ve ay Allâh'ýn varlýk ve birliðine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir. Þâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ý Hakk'a yönelip ona ilticâ edin, Allâh'ýn büyüklüðünü hatýrlayýn, namaza durup Allâh'ý zikretmeye koyulun ve sadaka verin..." (Bkz. Buhârî, Küsûf, 2, 4)

Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem-, göneþ ve ayý Allâh'ýn âyetlerinden bir âyet olarak görür ve onlarýn tutulmalarýný her hangi bir kimsenin ölümü veya doðumu sebebiyle olmadýðýný ashâbýna bildirirdi. Ancak gaybý ve kaderi bilmek Allâh'a mahsus olduðundan, her an kýyâmetin vukû bulabileceðini veyâ kendi ecelinin gelmiþ olabileceðini düþünerek devâmlý olarak Allâh'a iltca hâlinde bulunmayý isterdi. Hava kararmaya baþlayýnca, yaðmur yaðarken, gök gürlerken ve güneþ veya ay tutulurken hep bu duygularla hareket eder ve huzûr-ý ilâhîde durarak ümmetinin selâmeti için yalvarýrdý.

Ýbn-i Hibban'da bulunan bir rivayete göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- ayýn tutukluðu geçinceye kadar, müslümanlara ay tutulmasý namazý kýldýrmýþtýr. (A. Köksal, XI, 220)

Güneþ ve ay tutulmasý namazý sünnettir. Ýki rek'attýr. Güneþ açýlýncaya kadar duâ ile meþgul olunur. Ýmam'ýn güneþ tutulmasý namazýný cemaatla kýldýrmasýnda bir mahzur yoktur. Ay tutulma namazý ise cemaatsýz kýlýnýr. Bu namazlarýn mescidde kýlýnmasý da sünnettir. Ezan ve kamet okunmaz. Sadece güneþ tutulmasý namazý için es-Salâtü câmiatün, namaz için cem olunuz diye seslenilir. (A. Köksal, XI, 221)

9. Þükür Namazý

Allâh Teâlâ'nýn ihsân etmiþ olduðu sayýsýz nimetlere þükretmek bütün insanlarýn yerine getirmesi gereken bir borçtur. Þükür, verilen nimeti artýrdýðý gibi, þükürsüzlük de onun zevâline ve hatta sâhibinin þiddetli bir azâba mâruz kalmasýna sebeb olur. Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem- sevindiðinde veya sevindirici bir haber aldýðý zaman Allâh'a þükretmek için secdeye kapanýr ve namaz kýlardý. Nitekim Ýslam'ýn azýlý düþmaný Ebû Cehil'in baþýnýn kesildiði kendisine müjdelendiði zaman iki rek'at þükür namazý kýlmýþtý (Ýbn-i Mâce, Ýkâmetü's-salât, 192)

Enes bin Mâlik -radýyallâhu anh- de þöyle anlatmaktadýr: "Nebiyy-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem-, bir ihtiyacýnýn görüldüðü hususunda müjdelenmiþti, bunun üzerine hemen secdeye kapandý." (Ýbn-i Mâce, Ýkâmetü's-salât, 192)

10. Tesbih Namazý

Ýbn-i Abbâs ve Ebû Râfî -radýyallâhu anhüm- anlatýyor: Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- Abbâs bin Abdülmuttalib'e dediler ki:

"Ey Abbâs, ey amcacýðým! Sana bir iyilik yapayým mý? Sana baðýþta bulunayým mý? Sana ikram edeyim mi? Sana on hasleti nasýl yapacaðýný bildireyim mi? Eðer sen bunu yaparsan Allâh senin bütün günahlarýný; önceki-sonraki, eski-yeni, hatâen yapýlan, kasden yapýlan, küçük-büyük, gizli-açýk yani hepsini affeder. Bu on haslet þunlardýr: dört rek'at namaz kýlarsýn. Her bir rek'atte Fâtiha sûresi ve bir sûre okursun. Birinci rek'atte kýraati tamamlayýnca, ayakta olduðun hâlde on beþ kere 'sübhânellâhi ve'l-hamdü li'llâhi ve lâ ilâhe illallâhü va'llâhu ekber' dersin. Sonra rükû yapýp orada ayný tesbihi on kere söylersin, rukûdan baþýný kaldýrýr on kere daha söylersin. Daha sonra secde yapýp ayný tesbihi on kere söylersin. Secdeden baþýný kaldýrýnca da on kere tekrarlarsýn. Tekrar secdeye varýp yine on kere ayný tesbihi söylersin. Ýkinci secdeden baþýný kaldýrýnca da on kere söylersin. Böylece bir rekatte bunlarý yetmiþ beþ defâ söylemiþ olursun.

Ayný þeyleri dört rek'atte de yaparsýn. Dilersen bu namazý her gün bir kere kýl. Her gün yapamazsan haftada bir kere, haftada yapamazsan ayda bir kere, o da olmazsa yýlda bir kere yap. Yýlda bir kere de kýlamazsan hiç olmazsa ömründe bir kere yap." (Ebû Dâvud, Tatavvu', 14; Tirmizî, Vitr, 19)

11. Ýstihâre Namazý

Bir þeyin kendisi hakkýnda hayýrlý olup olmadýðýna dair. Manevi bir iþarete kavuþmak için kýlýnan iki rekatlýk bir namazdýr. Birinci rekatta "Kafirun Suresini" Ýkinci rekatta "Ýhlâs Suresini" okumak mustahaptýr. Namazdan sonra Ýstihâre Duasý okunur (Ýstihare duasý için bakýnýz: Delilleriyle Ýslam Ýlmihali, Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN, s. 350), sonra da abdestli olarak kýbleye yönelip yatýlýr. Rüyada beyaz veya yeþil görülmesi hayýr ve iyiliðe; siyah veya kýrmýzý görülmesi ise þerre iþarettir.

12. Tevbe Namazý

Allâh'a karþý bir gaflet eseri olarak veya nefse uyarak günah iþlendiðinde onun kefâreti olarak büyük bir nedâmet içerisinde O'na teveccüh etmek gerekmektedir. Cenâb-ý Hak þöyle buyurmaktadýr:

"Þeytan seni bir kötülüðe sevketme giriþiminde bulunursa, hemen Allah'a sýðýn." (Fussilet (41), 36)

Kötülük yapan bir kimsenin bunun yerine iyilik yapmasý, kötülüðü iyilikle defetmesi istenmektedir.

Bir sabah Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem müezzini Bilâl'i çaðýrdý ve ona:

-"Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce cennete girdin? Dün gece cennette, senin ayakkabýlarýnýn týkýrtýsýný önümde duydum" diye sordu. Bilâl -radýyallâhu anh- de:

- Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah iþlesem arkasýndan hemen kalkýp iki rek'at namaz kýlarým, abdestim bozulduðunda da vakit geçirmeden hemen abdest alýrým. (Her abdest aldýðýmda da Allâh'ýn üzerimde iki rek'ât namaz hakký olduðunu düþünürüm ve kýlarým. ) dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-:

- "Ýþre bunun sâyesinde" buyurdular. (Ýbn Huzeyme, Sahîh, II, 213 (1209)

13. Hâcet Namazý

Her ihtiyâcýný Allâh'a arzeden ve her fýrsatta O'nu zikredip yücelten Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem- her hangi bir ihtiyacý olan kimselere iki rek'at namaz kýlmalarýný tavsiye etmiþtir:

"Kimin Allâh'a veya her hangi bir insana ihtiyâcý hâsýl olursa önce abdest alsýn, abdestini de güzelce alsýn, iki rek'at namaz kýlsýn, sonra Allâh Teâlâ Hazretlerine senâda bulunsun, Rasûlullâh -aleyhi's-salâtü ve's-selâm-'a salât okusun, daha sonra da þu duâyý yapsýn:

'Halîm ve kerim olan Allâh'tan baþka ilâh yoktur. Arþ-ý A'zam'ýn rabbi noksan sýfatlardan münezzehtir. Âlemlerin Rabbi'ne hamd olsun. Allâhým! Rahmetine vesile olacak amelleri, maðfiretini celbedecek esbâbý taleb ediyor, her çeþit günahtan koruman için yalvarýyorum. Her çeþit iyilikten zenginlik, her çeþit günahtan selâmet diliyorum. Rabbim! Affetmediðin hiçbir günâhýmý, kaldýrmadýðýn hiçbir sýkýntýmý býrakma! Rýzâna uygun olan her türlü dileðimi yerine getir! Hangi amelden râzý isen onu ver, ey Rahîm olan, bana en ziyâde rahmet gösteren Rabbim!' bundan sonra dünyevî veya uhrevî her ne dilerse taleb eder, çünkü o dilek takdir edilir." (Ýbn-i Mâce, Ýkâme, 189; Tirmizî, Vitr, 17)

Allâh Rasûlü'nün hâcet namazý tavsiyesine sýkýca sarýlan ashâbý, herhangi bir ihtiyaçlarý olduðunda Allâh'a ilticâ eder ve murâdlarýna nâil olurlardý. Bir yaz günü bahçývaný Enes -radýyallâhu anh-'e gelerek yaðmur yaðmadýðýndan ve bahçenin kuruduðundan yakýndý. Hz. Enes su getirterek abdest alýp namaza durdu. Selâm verdikten sonra bahçývanýna:

- Gökyüzünde bir þey görebiliyor musun? diye sordu. Bahçývan:

- Göremiyorum, dedi. Enes -radýyallâhu anh- tekrar içeri girip namaz kýldý. Üçüncü yahut dördüncü kez bahçývanýna:

- Gökyüzünde bir þey görebiliyor musun? diye sorunca adam:

- Kuþ kanadý gibi bir bulut görüyorum, dedi. Bunun üzerine Enes -radýyallâhu anh- namazýný ve duâsýný sürdürdü. Az sonra adam yanýna girdi ve:

- Gök bulutla kaplandý ve yaðmur yaðdý, dedi. Hz. Enes:

-Haydi Biþr bin Þegaf'ýn gönderdiði ata bin de yaðmurun nerelere kadar yaðdýðýný araþtýr, dedi.

Bahçivan ata binip etrâfý dolaþtýðýnda yaðmurun Müseyyerîn köþkleriyle Gadbân sarayýndan öteye geçmediðini gördü ki Enes -radýyallâhu anh-'ýn bahçesi de bu sýnýrlar dâhilindeydi. (Ýbn-i Sa'd, et-Tabakâtü'l-kübrâ, VII, 21-22)

Ashâb-ý kirâm'ýn hâcet namazý ile Allâh'a yönelip yalvarmalarýna bir baþka misâli de Enes bin Mâlik -radýyallâhu anh- þöyle anlatýr:

Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem-'in ashâbýndan Ebû Mý'lâk adýnda biri vardý. Bu zat baþkalarý ile ortaklýk kurarak ticaret yapardý. Dürüst ve takvâ sâhibi biri idi. Bir defasýnda yine yola çýkmýþtý.

Karþýsýna çýkan silahlý bir hýrsýz:

- Neyin varsa çýkar seni öldüreceðim, dedi. Ebu Mý'lâk:

- Maksadýn mal almaksa al, dedi. Hýrsýz:

-Ben sâdece senin canýný istiyorum, dedi. Ebu Mý'lâk:

- Öyleyse bana müsaade et de namaz kýlayým dedi. Hýrsýz:

- Ýstediðin kadar namaz kýl, dedi. Ebu Mý'lâk namaz kýldýktan sonra üç defa þöyle duâ etti:

- Ey gönüllerin sevgilisi (Yâ Vedûd), ey yüce arþýn sâhibi, ey dilediðini yapan Allâhým! Ulaþýlmayan izzetin, kavuþulmayan saltanatýn ve arþýný kaplayan nûrun için beni þu hýrsýzýn þerrinden korumaný istiyorum! Ey imdâda koþan Allâhým! Yetiþ imdâdýma.

Ebu Mý'lâk duasýný bitirir bitirmez, elindeki kargýyý kulaklarý hizâsýnda tutan bir süvârî peydâ oldu! Süvâri mýzraðý hýrsýza saplayýp onu öldürdü. Sonra da tâcire döndü. Tacir:

- Kimsin sen? Kimsin sen? Allâh seni vasýta kýlarak bana yardým etti, diye sorunca süvari:

- Ben dördüncü kat semâ ehlindenim. Ýlk duâný yapýnca semânýn kapýlarýnýn çatýrdadýðýný iþittim. Ýkinci defa duâ edince gök ehlinin gürültüsünü iþittim. Üçüncü defa dua edince, zorda kalan biri dua ediyor, denildi. Bunu duyunca Allâh'tan, onu öldürmeye beni memur etmesini istedim. Allâh Teâlâ da kabul etti ve geldim. Þunu bil ki, abdest alýp dört rek'at namaz kýlan ve bu duayý yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasýn duasý kabul edilir, dedi. (Ýbn-i Hacer, el-Ýsabe, IV, 182)

14. Zelzele Namazý

Hicretin beþinci yýlýnda Medine'de zelzele olmuþtu. Kalbi her an Allâh ile berâber olan Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

"Rabbiniz sizi, hoþnut olacaðý duruma döndürmek istiyor. Öyle olunca siz de onun hoþnutluðunu dileyiniz!" buyurdu
Gönderen: 21.06.2006 - 21:22
Bu Mesaji Bildir   s-a-m-e-t_s-a-m-e-t üyenin diger mesajlarini ara s-a-m-e-t_s-a-m-e-t üyenin Profiline bak s-a-m-e-t_s-a-m-e-t üyeye özel mesaj gönder s-a-m-e-t_s-a-m-e-t üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1242 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
aliye72 (49), maliyeter (45), Mehmet Ögretmis (66), REHBER2 (60), meltem35 (54), banazli (48), kardelen55 (53), rojda (39), yakobus (48), ibo13 (47), zeyd82 (42), erhan baker (50), seferistan (53), rufat (43), KAMCILI_MIZRAK (52), ejderha (57), Sofican (44), ofluenes61 (39), manly (51), boncell (53), zümer (44), ferdi33 (54), recai (47), Hidayet Demir (67), yelizyagci (48), doxan1 (45), imparator_57 (43), DELÝVELÝOGLU (60), KURTBEY66 (47), Murtaza GÜRSOY (38), yalovalifurkan7.. (34), durak1 (69), sinos (52), isik_67 (38), DaMLaM (47), EnDeRuN (53), Baha_RIP (35), cristor (46), AVLAYANHASAN (51), seyyid_emin (46), beyzanur61 (45), sekkos (42), necla caltekin (72), ekrem1992 (32), MuhammetColak (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.83845 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.