0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Dilin Dini Ve HAMAS

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Dilin Dini Ve HAMAS
Moderator


4254 Mesaj -
Dilin Dini Ve HAMAS
Tevfik UÐUR
Dilin Dini Ve HAMAS’ýn Kuruluþ Bildirgesi
Dilin dininden bahsetmek üzereyken Gazze’de katliam baþlamasý, Orada Yahudiler’e karþý çarpýþan Filistin’deki Ýslami Direniþin kimliðini akla getirdi. Ki bu kimlik bize Asr-ý Saadet Ýslam’ýný günümüze en güzel þekilde uyarlamakta baþarýlý olan Þehid Ýmam Hasan el-Benna’nýn ve onun vesilesiyle yeþeren Müslüman Kardeþler Cemaati’nin bir mirasýydý. Bir direniþ örgütünün kimliðini, amaç ve hedeflerini, olaylar karþýsýndaki düþünce ve tutumlarýný en güzel þekilde açýklayan þey onun kuruluþ nedenini ortaya çýkaran sebepler ve düþünceleridir. Bu düþünceler de en saf ve deðiþmez haliyle onun kuruluþ bildirgesinde ya da HAMAS’ýn deyimiyle ahidnamesinde yeralýr. Türkçe olarak bu bildirgeyi bulamadýðýmýzdan dolayý Ýngilizce metinden dilimiz döndüðünce çevirmeye çalýþtýk. Çeviri esnasýnda kendimizi ister istemez 1980’lerin sonlarýndaki Filistin ve o dönemin Müslümanlarýnýn vaziyeti içinde bulduk. Bildirgenin dili, HAMAS’ýn Haçlý Batý karþýsýndaki teorisi, onun Saf Ýslami söylemi açýkça söylemek gerekir ki Türkiye’deki Müslümanlarýn mevcut halinin ne kadar içler acýsý bir durumda olduðunu gösterdi. 2000’li yýllara kadar entelektüel dilden uzak olup halkýn duygularýný ifade eden arý Ýslami söylem maalesef politika aracýlýðýyla neredeyse ortadan kalktý. Söylem ortadan kalkýnca Müslüman kimlikler de yavaþ yavaþ deðiþim geçirmeye baþladý. Bu açýdan HAMAS ahidnamesinin Gazze’deki katliamý anlama ve bu anlayýþ sonucu Ýsrail’de yaþayan Yahudilerin ve baðýmsýz Yahudiliðin karþýsýndaki tutumuzun deðiþmesi açýsýndan faydalý olacaðýný umuyoruz. Bildirmeye geçmeden önce düþman ve iþgalciler karþýsýndaki tavrýmýzý belirleyen dinimizin dilini ne kadar kullandýðýmýzý sorgulamamýz gerekir. En güzel söz Allah’ýn sözü olduðuna ve güzel sözlerin Allah katýna yükselip devamlý olarak Müslümanlarýn ve insanlýðýn yararýnda bulunduðuna göre bizim þu an için hem kendimiz ve hem de Filistin halký için yapacaðýmýz en kolay þey güzel söylemektir. Elbette güzel söz, insanlarýn her zaman için hoþuna giden söz deðildir ya da her zaman yumuþak söz deðildir. Ya da büyüsünden dolayý insanlarý etkileyen güzel hitabet deðildir. Güzel sözden kastýmýz – ve de Kur’anýn ifade ettiði- Allah’ýn hoþuna giden sözdür. Bu baðlamda bazý durumlarda insanlarý veya Müslümanlarý rahatsýz eden söz de güzel olabilir, sert söz de güzel olabilir ya da birilerini aþaðýlayan ve onu küçük düþüren bir söz de Allah katýnda güzel olabilir. Kur’an bütün güzel sözlerin Allah’a ulaþtýðýný yalnýz bu sözleri Allah’a ulaþtýran etkenin salih amel olduðunu bildirir. Elbette güzel söz Allah’a yükselir ama onu Allah’a yükseltecek bir salih amel olmasý koþuluyla (Fatýr,10). Ýþte böyle bir söz þu ayette ifade edildiði gibidir “Güzel bir söz, kökü (yerde) sabit, dallarý gökte olan güzel bir aðaç gibidir. (O aðaçgöz kırpma Rabbinin izniyle her zaman meyve verir” (Ýbrahim,24). Kötü bir olay karþýsýnda duygulanýp gözyaþý dökmek salih bir amel olabilir ama þu anda Filistin’de olup biten, insanlýðý suskunluða boðmaya mahkum etmektedir. Çünkü haksýz yere bir insaný öldürmenin bütün insanlýðý öldürmeye eþit olduðu hakikatinin farkýnda olabilen insanlarýn azlýðý meleklerin bu olay karþýsýndaki yalvarýþ, yakarýþ ve çýðlýklarýnýn altýnda boðulup gitmektedir. Alem feveran etmektedir ama insanlar seslerini iþitmekten ne kadar da uzak. Çünkü biz Kur’an ahlakýna, onun düsturuna ve Müslümanlara giydirmeye çalýþtýðý elbiseye o kadar çok yabancýlaþtýk ki hangi renge büründüðümüzü bile bilemez hale geldik. Eðer Allah’ýn boyasý, bir Müslüman için boyanýlacak en güzel boya ise bu boyanýn tonlarýný üzerimizde ve sesimizde nasýl yansýtmalýyýz ki insanlar ve melekler bizim Müslüman olduðumuzun farkýna varabilsin ama bu durumda bizim hem insanlýk ve hem de melekut aleminde Müslüman olarak ne kadar bilinme arzusu ve kaygýsý içinde olduðumuza baðlýdýr. Örneðin Filistin’deki olaylarý yorumlarken Yahudilikten mi yoksa siyonizmden mi faydalanmak daha çok hoþumuza gitmektedir?



Yahudilikten çok Siyonist düþünce ve inançlarla yüklü bir insanýn varlýðý mümkün deðilse, baþýboþ ve kendine buyruk bir Yahudiliðin karþýtlýðýndan çok devlet sahibi bir siyonizmin -zulmü söz konusu olunca- karþýtlýðýný yapmak amaçsýz ve kendine faydasý olmayan bir çabanýn içinde olmaktýr. Eðer Siyonizm karþýtlýðý, zulmünden dolayý ise zulmetmeyen bir siyonizmi ne yapmak gerekir? Gerçekte zulmetmeyen bir Siyonizm yoktur ama zulmetme gücüne sahip olmayan bir Siyonizm vardýr ki bu da devletsiz ya da devleti olmayan siyonizmdir yani bir hiçtir. Çünkü devleti olmadan ya da devlet ülküsüne sahip olmadan siyonizmin kendisi de var olamaz. Bir baþka deyiþle Siyonizm, Yahudi olanlarýn bir devlete sahip olma ya da devlet kurma fikirleri demektir. Eðer konferans, uluslar arasý görüþmeler, bildiriler, anlaþma ve ateþkes çaðrýlarý siyonizmin zulmünü ortadan kaldýrabilecekse bu takdirde boyun eðen bir siyonizmden bahsediyoruz demektir ki bu da baðýmlý bir Siyonist devletin varlýðý demek olur ama zaten böyle bir durumda devlet de ortadan kalkar. Özetle demek istediðimiz herhangi bir yerdeki baþýboþ ve kendine buyruk bir Yahudi topluluðu, Sina Çölü’nde olduðu gibi Allah’ýn hýþmýna ve lanetine uðramýþ bir topluluktur. Lanetli bir topluluk ise eline geçirdiði ilk fýrsatta bu lanetini zulüm olarak baþkalarýna sýçratmaktan baþka bir seçeneði yoktur. Politika, demokrasi, hükümet, mevki, kazanýmlar insanlarýmýzý duygusuzlaþtýrdý. Entelektüel makaleler, gerçekten objektif analizler, tarafsýz yorumlar, ideoloji ve dini düþünceden yoksun stratejik bakýþ açýlarý dilimizi dinsizleþtirdi. Ýnsanlarýmýzý desem herkese aðýr gelecek ama dinsiz bir dil tamlamasýna, dini kavramlara gerekli hassasiyeti – ki bu da gündelik yaþamda herhangi bir durum karþýsýnda duygusal yaklaþanlar da görülüyor artýk- gösterenler dýþýnda kimseden itiraz gelmeyeceðini biliyorum. Hatta “Dinsiz bir dil de ne demekmiþ, dilin dini mi olur?” gibi karþýt fikirler de sunulacaktýr. Oysa insanlarýn haksýz yere öldürülmeleri karþýsýnda dile gelen þey insanýn kiþiliði yani dünya görüþü yani vicdaný, fýtratý ve dinidir. Dile gelen din ise, eðer katleden insanlara karþý bir þeyler yapma gereðini hissederse bu takdirde o, dilin her þeyden kopuk, duygusuz, renksiz ve kendi ruhundan baðýmsýz bir þekilde hareket etmesini engeller ve onu kendine özgü kavramlarýyla hareket etmeye mahkûm eder. Dilin dini vardýr! Elbette toplumumuza hâkim olan politikanýn uluslararasýnda kullandýðý diplomatik dilin de bir dini vardýr. Laiklerin dili laik bir dil olduðu gibi, bir sosyalistin kullandýðý dil de sosyalisttir. Örneðin Ýsrailoðullarý’nýn taþkýnlýk ve bozgunculuðu karþýsýnda ben, Kur’an’da geçen Yahudi kimliðine mensup olan baþýboþ Yahudileri ele alýrken bir laik ya da sosyalist onlarý Herzl’den türeyen Siyonist kavramýyla tanýmlamaya çalýþýr. Çünkü o, Yahudi ya da Yahudilik kavramýný sadece mitoloji veya dinler tarihine özgü bir kavrammýþ gibi ele alýr. Çünkü gündelik hayatýnda ve sýnýrlý iki yüzyýllýk tarihinde Yahudilerin Yahudi olmasýndan dolayý onunla bir sorunu olmamýþtýr. O sýnýrlý tarihinde Yahudilikten çok siyonist kavramýný duymuþ ve Siyonist faaliyetlere þahit olmuþtur. Çünkü laik ya da sosyalist bir insanýn mensubu olduðu dünya görüþünün tarihi en fazla iki yüzyýldýr. Oysa benim bir Müslüman olarak geçmiþim hafife alýnmayacak derecede eskidir ve benim tarihimde Herzl’in henüz ilk atalarý dünyaya gelmezden önce de onun dininin benim dinimle bir sorunu vardý ve ben de bir Müslüman olarak bu soruna dini açýdan yaklaþmak zorundayým. Herzl’in dilini bir kenara býrakarak dinimize dönersek direk olarak Allah’ýn dilinden dökülen þu ayetlerin günümüz dünyasýna verdiði mesaja bakalým;
“Ýnsanlar içerisinde iman edenlere düþmanlýk bakýmýndan en þiddetli olarak yahudiler ile þirk koþanlarý bulacaksýn” (Maide 82)
“Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ýn ahdine ve insanlarýn (müminlerin) himayesine sýðýnmadýkça kendilerine zillet (damgasýgöz kırpma vurulmuþtur; Allah'ýn hýþmýna uðramýþlar ve miskinliðe mahkum edilmiþlerdir. Çünkü onlar, Allah'ýn
âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksýz yere peygamberleri öldürüyorlardý. Bu da, onlarýn isyan etmiþ ve haddi aþmýþ bulunmalarýndandýr.” (A-li Ýmran, 112)
Herhangi bir Yahudi, -Ýslam’ýn egemenliði altýnda olsun ya da olmasýn- bir Müslüman olarak müþriklerin düþmanlýðý kadar bana düþmandýr. Yahudi diyoruz baþka bir þey deðil. Ne kadar duygu yüklü ve eski bir kavram. Allah’ýn, Cebrail’in ve Hz. Peygamber’in kutsal dilinden direk olarak ve günümüze kadar hiç deðiþim geçirmeden dile gelen bir kavram. Ben bir Kur’ani terim olarak “Yahudi” dediðim zaman direk olarak ve aracýsýz bir þekilde Allah’la, Cebrail ile ve Hz. Peygamber ile iliþkimi ve baðýmý ortaya koyuyorum, onlarýn berrak, çeliþkisiz, bir çok mana içermeyen saf ve temiz diliyle konuþuyorum. Anlamý ve ifade ettiði þey kavramýn bizzat kendisidir ve kendiliðindendir. Dost ya da düþman olmayan bir Yahudi yoktur eðer varsa bu takdirde ya o Yahudiliðe uymuyordur ya da inandýðý Yahudilik Yahudilikten baþka bir þeydir. Bu baðlamda Kur’an Yahudilikten bahsederken manasý deðiþmez olan bir kavramý kullanýyordur. Þimdi çaðlar önce haksýz yere Allah’ýn peygamberini öldürebilen bir Yahudi’nin hiç deðiþim geçirmeden günümüze dek gelmesi görünürde dikkatleri çekmemektedir. Çünkü bize devrolunan þeyin sadece Yahudi kavramý olduðunu düþünmekteyiz ya da “yahudi” kavramýnýn tarihte ne ifade ettiðini anlamaktan uzaðýz.
Peygamber öldüren bir yahudinin varlýðý onun baþýboþ ya da kendine buyruk olduðunu veya peygamber öldürecek bir güce sahip olduðunu ifade eden bir hakimiyetinin varlýðýný gösterir. Olayýn korkunç ve ürkütücü noktasý iþte burasýdýr. 1800’lü yýllarda Yahudiler denince akla peygamber öldüren topluluklar gelse de bu kavram o dönemde kimseyi ürkütmüyordu. Çünkü baþýboþ deðildi, kendi kendini yönetmiyordu ve birilerinin egemenliði altýnda bulunuyordu. Yahudi, peygamber öldürmeye gücü olmadýðý zaman peygamber öldürme düþüncesine sahip olsa da cinayet henüz iþlenemediðinden dolayý kimseye korkunç gelmemektedir. Oysa günümüzde Yahudilerin durumu Haçlý Batý’nýn ve onun yerli uþaklarýnýn yardýmýyla deðiþmiþ ve kendi kendilerini – ve de dünyanýn çeþitli bölgelerini- kontrol etme noktasýna gelmiþlerdir. Bu açýdan bir Müslüman olarak Gazze’de yapýlanlara bakýnca sadece haksýz yere öldürülen Müslümanlara üzülüyor ama asla ve asla Yahudilerin yaptýklarýna þaþmýyorum. Çünkü tarihlerinin baþlangýcýndan beri Yahudiler deðiþim geçirmemiþ ve ilk peygamberlerini öldürdükleri psikoloji ile karþýmýzda durmaktadýrlar. Bunlar her þeyiyle – cinayetleriyle, Ýslam’a olan düþmanlýklarýyla, fesad ve bozguncu tavýrlarýyla, Allah’a ve peygamberine attýklarý iftiralarýyla, Allah’ýn onlarý laneti ve hýþmýyla- Yahudi olan babalarýnýn çocuklarýdýr. Milattan önce Allah’a iftira eden, Hz. Zekeriya ve Yahya’yý öldüren, öldürten, Hz. Meryem’e iftira eden, Hz. Ýsa’ya komplo kuran Yahudilerin týpkýsýnýn aynýsý günümüzde Kutsal topraklar üzerinde sözde devletlerinin egemenliði altýnda yaþamaktadýrlar. Þu noktayý bir daha vurgulamak gerekir ki, devlet ya da kendi kendini idare etme düþüncesi Yahudiliði tamamen siyonizmle bütünleþtirdiyse ve sözüm ona kendini idare etme yani devlet olma fikri siyonizmle birlkte ortaya çýktýysa bu takdirde kendi kendiyle baþ baþa kalan ve kendi devletinde olan her Yahudi bir siyonisttir. Sadece kutsal topraklarda deðil dünyanýn herhangi bir yerinde baðýmsýz olarak yaþayan bir yahudinin Siyonist olmasý bir yana onun her an peygamber öldürebilme psikolojisi içinde olabileceðini unutmamak gerekiyor ki etrafýndaki insanlar kendilerini her halde ondan emin kýlsýn. Biz Müslümanlar olarak, sadece Filistin’de deðil dünyanýn hiçbir yerinde Ýsrailoðullarý’nýn Yahudi olarak bir devlete sahip olma haklarýnýn var olduðunu gayr-ý meþru sayýyoruz. Sorun Yahudilerin Filistin’de devlet kurmalarýndan ziyade onlarýn dünyanýn herhangi bir yerinde devlet ya da baþka bir araç vasýtasýyla egemen olmalarýdýr. Sürekli olarak Allah’a iftira eden ve Peygamber öldüren bir topluluðun devlet sahibi olmasý ya da bir yere egemen olabilmeleri düþünülmezdir. Yeryüzünde, Allah’ýn hýþmýna ve lanetine uðrayýp da Allah tarafýndan helak edilmeyen ve nesli kurumayan tek topluluk Yahudilerdir. Açýk bir þekilde Allah’ýn lanetine uðramýþ bir insanla özgür bir þekilde yaþamak meþru deðildir. Haddi aþan bir topluluk herhangi bir yerde baþýna buyruk bir þekilde kimseye zarar vermeden nasýl yaþayabilir? Allah’ýn hýþmý çok sert olduðundan dolayý, o hýþmýn ortalýkta kendine buyruk bir þekilde yaþamasý elbette tehlikeli ve zararlýdýr. Yahudiler mü’minlerin egemenliði altýnda yaþamadýklarý sürece kaybedenler olacak ve aþaðýlýk bir hayata mahkum kalacaklardýr. Bu Allah’ýn vaadi ve sözüdür. Eðer Yahudiler gerçekten bu aþaðýlýk durumdan kurtulmak istemiþ olsaydý elbette HAMAS ve Hizbullah karþýsýnda teslim olurdu. Sözde Ýsrail Devleti altýnda yaþayan Yahudiler hem onurunu kaybetmiþ hem de kendi canýný tehlikeye atmýþ bir topluluktan baþka bir þey deðildir. Diðer Arap ülkelerinde ya da Ýran’da Müslümanlarýn egemenliði altýnda yaþayan Yahudiler Ýsrail’ e gitmedikleri sürece kendilerini Allah’ýn hýþmýndan ve aþaðýlanmaktan korumuþ olmaktadýrlar. Bu noktada sözü tamamlýyor ve son cümleleriyle HAMAS’ýn kuruluþ bildirgesine geçmek istiyorum:
“Ýslam kanadý altýnda üç dine mensup olan insanlar da – Ýslam, Hýristiyanlýk ve Yahudilik- barýþ ve huzur içinde bir arada var olabilirler. Barýþ ve huzur, Ýslam’ýn kanatlarý altýnda olmaksýzýn mümkün deðildir. Geçmiþ ve günümüz tarihi bu duruma en iyi þahittir”

HAMAS’ýn Kuruluþ Bildigesi
18 Aðustos 1988
Rahim Olan Allah’ýn Adýyla
“Siz, insanlar için çýkarýlmýþ en hayýrlý ümmetsiniz; marufu emreder, münker olandan sakýndýrýr ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmýþ olsaydý, elbette kendileri için hayýrlý olurdu. Ýçlerinden iman edenler vardýr, fakat çoðunluðu fýska sapanlardýr. Onlar size ezadan baþka kesinlikle bir zarar veremezler. Eðer sizinle savaþýrlarsa size arkalarýný dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardým da edilmez. Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ýn ahdine ve insanlarýn (müminlerin) himayesine sýðýnmadýkça kendilerine zillet (damgasýgöz kırpma vurulmuþtur; Allah'ýn hýþmýna uðramýþlar ve miskinliðe mahkûm edilmiþlerdir. Çünkü onlar, Allah'ýn âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksýz yere peygamberleri öldürüyorlardý. Bu da, onlarýn isyan etmiþ ve haddi aþmýþ bulunmalarýndandýr.” (A-li Ýmran 110-112) Ýsrail, Ýslâm, ondan evvelkileri yok ettiði gibi sadece onu da yok edinceye kadar varolacak ve varolmaya devâm edecektir. (Þehid Ýmam Hasan el-Benna) Ýslam Dünyasý ateþ içindedir. Birimiz bir diðerini beklemeksizin ve suyun azlýðýna bakmaksýzýn onu söndürmek için biraz su dökmeliyiz (Rahmetli Þeyh Ahmed el-Zahavi)
Rahim Olan Allah’ýn Adýyla
Giriþ
Hamdolsun o Allah’a ki, O’ndan yardým diler, O’nun baðýþlayýcýlýðýný, rehberliðini ve desteðini ararýz. Allah Peygamber’i kutsamýþ ve O’na, ashabýna, destekleyicilerine ve O’nun mesajýný taþýyýp O’nun kanunlarýna tabi olanlara büyük bir kurtuluþ bahþetmiþtir. Bundan dolayý yer ve gök varoldukça dualar ve kurtuluþ varolacaktýr. Bundan sonra:
Ey Ýnsanlar!
Sorunlarýn orta yeri ve acýlar denizinin ortasýndan, inançlý kalplerin çarpýntýlarýyla, temizlenmiþ ellerle, sorumluluk duygusuyla ve Allah’ýn emirlerine cevap olarak mesaj insanlarý toplayýp bir araya getirmekte, onlarý Allah’ýn yoluna sevketmekte, onlarýn azimli bir þekilde yaþamlarýndaki rolü yerine getirmeleri, bütün engellerin ve yollarýnda önlerine çýkan zorluklarýn üstesinden gelmeleri için onlara yol göstermektedir. Azimli ve kararlý hazýrlanma devam etmekte, böylelikle yaþamý ve yaþamda deðerli olan her þeyi Allah’ýn rýzasý uðruna feda etmek için hazýrda beklemektedir. Ýþte Direniþ Hareketi’nin esas yolu, içerde ve dýþarýda, umut ve beklentilerin, istek ve dileklerin, huzursuzluk, sorun, isyan ve engellerin, ýzdýrap ve meydan okuyuþlarýn fýrtýnalý denizi üzerine döþenmiþtir. Fikir ve teori olgunlaþýnca, heyecandan ve öfke dolu acelecilikten uzak bir þekilde tohum büyümüþ ve bitki, gerçekliðin tabanýný yararak onun üzerinde kök salmýþtýr. Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS), Yaratýcý’nýn rýzasý yolunda çabalama rolünü yerine getirmek için ortaya çýkmýþ, silahlarý da Filistin’in Özgürlüðü için çarpýþan savaþçýlarýn elindedir. HAMAS savaþçýlarýnýn ruhu bugüne kadar, Peygamber’in (Allah O’nu kutsasýn ve O’na kurtuluþ bahþetsin) yoldaþlarý tarafýndan fethedildiðinden beri, Filistin’in topraðý üzerinde hayatýný feda eden savaþçýlarýn ruhlarýyla karþýlaþmaktadýr. Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS)’ýn bu bildirge ve sözleþmesi, O’nun resmini betimlemekte, kimliðini açýða çýkarmakta, duruþunu göstermekte, hedeflerini açýklamakta, beklenti ve umutlarýndan bahsetmekte, desteklenmesi, kabullenilmesi ve bünyesine katýlým için çaðrýda bulunmaktadýr. Yahudiler karþýsýndaki mücadelemiz, çok yüce ve çok ciddi bir iþtir. Ki bu mücadele çok samimi ve içten çabalara ihtiyaç duymaktadýr. Bu adýmýmýz, kaçýnýlmaz bir þekilde diðer adýmlar tarafýndan takip edilmelidir. Direniþ Hareketi bir bölüktür ki, Allah düþmaný maðlup edinceye ve Allah’ýn zaferi vuku buluncaya kadar Arap ve Ýslam Dünyasý’nýn bu geniþ coðrafyasýndan çok daha fazla bölüklerle desteklenmelidir.
Böylelikle biz onlarýn geliþlerinin yaklaþtýðýný görmekte ve siz bundan sonra þunu bilmelisiniz ki”: “Allah: «Elbette ben ve elçilerim galip geleceðiz.» diye yazmýþtýr. Þüphesiz Allah güçlüdür, galipdir.” (Mücadele 21)
De ki: Ýþte benim yolum budur; basiret üzere Allah'a davet ediyorum. Ben ve bana uyanlar (iþte böyleyiz). Ben Allah'ý tesbih ederim ve ben müþriklerden deðilim. (Yusuf 107). HAMAS, dayanýklýlýk ve cesaret demektir (Al-Mucem –al-Vasit, 1.Cilt)
Hareket’in Tanýmý
Teorik Olarak Baþlangýç Noktalarý
Madde Bir
Ýslami Direniþ Hareketinin programý Ýslami’dir. Bundan dolayý onun düþünceleri; Evreni, yaþamý ve insaný tefekkür etme ve anlama yolu üzerine dayanmaktadýr. Hareket, bütün tavýr ve davranýþlarýnda -Allah’ýn- adalet ve yargýsýna baþvurur, Hareket’in her adýmý da bu yargýlanmanýn kýlavuzluðu eþliðinde atýlmaktadýr.
Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS)’nin Müslüman Kardeþler Grubuyla Ýliþkisi
Madde Ýki
Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS), Filistin’deki Müslüman Kardeþler Grubu’nun bir kanadýdýr. Müslüman Kardeþler Hareketi, çaðýmýzdaki en büyük Ýslami Hareketi oluþturan evrensel bir teþkilattýr. O’nun kendine özgü karakteri; derin bir anlayýþ, tam ve doðru kavrayýþtýr. Bunun yanýnda O, Ýslam’ýn bütün kavramlarýný ayný zamanda yaþam için önemli olan kültür, inanç, siyaset, ekonomi, eðitim, cemaat, örgütlenme, adalet ve yargý, Ýslam’ýn yayýlmasý, sanat, bilgi, gizlilik bilimi ve Ýslami dönüþümü kucaklar.
Yapý ve Teþkilat
Madde Üç
Ýslami Direniþ Hareketi’nin temel yapýsýný, Allah’a sadýk ve O’na dosdoðru ibadet eden – Ben insanlarý ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattým-, birbirlerine, ailelerine ve vatanlarýna karþý görev ve sorumluluklarýný bilen Müslümanlar teþkil eder. Bunlar Allah’tan korkarak cihad bayraðýný, zalim ve müstekbirlerin yüzüne doðru yükseltip topraðý ve insanlarýný, kirlerinden, aþaðýlanmadan ve kötülüklerinden temizlerler. “Hayýr, biz hakký batýlýn baþýna çarparýz da onun beynini parçalar. Bir de bakarsýn (batýl) o anda yok olup gitmiþtir. Allah'a yakýþtýrdýðýnýz vasýflardan ötürü size yazýklar olsun.” (Enbiya 18)
Madde Dört
Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS), onun inanç ve fikirlerini kucaklayan, programýný takip eden, sýrlarýný gizleyen, onun bünyesine dahil olmak isteyen ve görevini yerine getiren her müslümaný memnuniyetle kabul eder. Allah böylelerini elbette ödüllendirecektir. Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS) ’nin Zaman ve Mekan Kapsamý
Madde Beþ
Ýslami Direniþ Hareketi’nin Dayandýðý Geçmiþ: Ýslam’ý bir yaþam biçimi olarak kabul etmekle Hareket’in geçmiþi, Ýslami mesajýn doðum zamanýna kadar geriye gider ki onun gayesi Allah, Örneði Rasulullah ve hayat yasasý Kur’an’dýr. Onun mücadele alaný, dünyanýn her yerinde Ýslam’ý kendisine bir yaþam biçimi olarak seçen Müslümanlarýn yaþadýðý her yerdir. Bu da yeryüzünün derinliklerinden baþlayýp gökyüzünün derinliklerine dek uzanýr. Görmedin mi? Allah nasýl bir misal verdi. Güzel bir söz, kökü (yerde) sabit, dallarý gökte olan güzel bir aðaç gibidir. (O aðaçgöz kırpma Rabbinin izniyle her zaman meyve verir. Öðüt alsýnlar diye Allah insanlara böyle misaller verir. (Ýbrahim 24-25)
Nitelikler ve Baðýmsýzlýk
Madde Altý
Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS), baðlýlýðý Allah’a ve yaþam biçimi Ýslam olan insanlarýn oluþturduðu seçkin Filistinlilerin hareketidir. O, Ýslam’ýn kanatlarý altýnda farklý dinlere mensup olan bütün insanlarýn yaþamlarýnýn, mallarýnýn ve haklarýnýn gözetildiði güven ve emniyetin tesis edildiði bir yer olmasý için Filistin’in her karýþ topraðýnda Allah’ýn Kelimesi’ni yükseltmek için mücadele eder. Ýslam’ýn hüküm sürmediði bir yerde anarþi ve kötülük yaygýnlaþacak, zulüm yayýlacak, kötülük baþa geçecek, parçalanma ve iç karýþýklýklar patlak verecektir.
Müslüman Þair Muhammed Ýkbal ne de mükemmel yazmýþ:
“Eðer iman yokolursa, dine baðlanmayan kimse için ne güvenlik ne de yaþam kalacaktýr. Kim de yaþamý din olmadan kabul ederse, O yaþamýnda, hiçliði ve telef olmayý kendisine dost olarak seçmiþtir.”
Ýslami Direniþ Hareketi’nin Evrenselliði
Madde Yedi
Yukarda belirtilen Ýslami Direniþ Hareketi’nin yoluna –Ýslam- dünyanýn her tarafýndan Müslümanlar baðlandýðýna, onu ve duruþunu desteklemek için bir araya geldiðine, mücadelesini güçlendirmek için çabaladýðýna göre Hareket evrensel bir harekettir. Düþünsel temellerinin berraklýðý, gayesinin yüceliði ve hedeflerinin ulviliðinden dolayý HAMAS, donanýmlý ve saðlam bir harekettir. Hareket, bu esaslar çerçevesinde görülmeli, tartýlmalý ve bilinmelidir. Kim onun doðruluðunu inkâr eder, onu desteklemekten kaçýnýr ve bilerek veya bilmeyerek gerçeklere gözlerini kapatýrsa, olaylarýn ansýzýn kendisini esir almýþ bir þekilde uyandýðýný görecek ve davranýþýnýn haklýlýðýný ortaya koymak için mantýklý bir þey bulamayacaktýr. Kiþi, geçmiþteki örneklerden elbette dersler çýkarmalýdýr. Akrabalarýn adaletsizliðine katlanmak, kiþiye Kýzýlderili kýlýcýnýn darbesinden daha zor gelir. Sana da (ey Muhammed) geçmiþ kitaplarý tasdik eden ve onlarý kollayýp koruyan Kitab (Kur'ân)ý hak ile indirdik. Onlarýn aralarýnda Allah'ýn indirdiði ile hükmet. Onlarýn arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir þeriat ve yol belirledik. Eðer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardý, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koþun. Hepinizin dönüþü Allah'adýr. O, ihtilafa düþtüðünüz þeyleri size haber verir. (Maide 48) Ýslami Direniþ Hareketi, Siyonist iþgalcilere karþý yapýlan mücadele zincirinin bir halkasýdýr. Hareket, Þehid Ýzzeddin Kassam ve O’nun Müslüman Kardeþler üyesi olan diðer kardeþ savaþçýlarýnýn ortaya çýkýþ zamaný olan 1939’a dek uzanýr. Mücadele buradan baþlayarak zincirin bir halkasýndan diðer halkasýna uzanýr ki bu Filistinliler’in ve Müslüman Kardeþler’in 1948’deki savaþýný ve
Müslüman Kardeþler’in 1968’de ve sonralarýnda yaptýklarý cihad operasyonlarýný da içerir. Bundan baþka, eðer zincirin halkalarý birbirinden uzaklaþýrsa ve Siyonizm’in uþaklarý mücadelenin devamlýlýðýna mani olmak için HAMAS savaþçýlarýnýn yoluna engeller koyarsa, ne kadar zaman alýrsa alsýn Ýslami Direniþ Hareketi Allah’ýn vaadinin gerçekleþmesini arzu edecektir. Hz. Peygamber (Allah O’na salat ve selam etsin) buyurmuþtu ki:
“Müslümanlar Yahudilerle savaþmadan – ki bu savaþta Yahudi taþlarýn ve aðaçlarýn arkasýnda saklanacaktýr- kýyamet günü gelmeyecektir. O günde taþlar ve aðaçlar Ey Müslümanlar! Ey Abdullah! arkamda Yahudi var, gel ve öldür onu! diyecektir. Sadece Ðarkad aðacý bunu yapmayacaktýr. Çünkü bu aðaç Yahudilerin aðaçlarýndan biridir.” ( Buhari ve Müslim)
Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS) nin Sloganý
Madde Sekiz
Onun gayesi Allah, modeli Rasulullah, anayasasý Kuran, yolu cihad ve Allah rýzasý için ölmek en yüce arzusudur.
Hedefler
Teþvikler Ve Amaçlar
Madde Dokuz
Ýslami Direniþ Hareketi, kendini Ýslam’ýn hayattan dýþlandýðý bir zamanda bulmuþtur. Böyle bir zamanda Ýslam’ýn kurallarý sarsýlmýþ, kavramlar bozulmuþ, deðerler deðiþmiþ ve günahkar insanlar kontrolü ele geçirmiþtir, zulüm ve karanlýk hüküm sürmeye baþlamýþ, korkaklar aslan kesilmiþtir. Anavatanlar gasp edilmiþ, insanlar periþan halde saçýlmýþ ve dünyanýn dört bir tarafýnda sürgüne mahkum edilmiþtir. Adalet devleti kaybolmuþ ve onun yerini batýl devlet almýþtýr. Hiçbirþey bulunmasý gereken yerde deðil. Ýþte böylece Ýslam meydandan çekildiði zaman her þey tersine döner ve tepetaklak olur. Bu vaziyetten dolayý teþvik ve umutlar tekrar ortaya çýkarýlmýþtýr.
Amaç olarak: Onlar batýlla savaþmaktadýrlar, onu bozguna uðratacak ve maðlup edecekler. Böylece adalet tekrar egemen olacak, anavatanlar geri alýnacak ve cami müezzinleri “Ýslam Devleti tesis edilmiþtir.” nidasýyla ortaya çýkacaktýr. Böylece insanlar ve eþyalar bulunmalarý gereken yere dönerler ve Allah bizim yardýmcýmýzdýr.
“…Eðer Allah'ýn, insanlarýn bir kýsmý ile bir kýsmýný def'i (engellemesi) olmasaydý, yeryüzü mutlaka fesada uðrardý. Ancak Allah, âlemlere karþý büyük fazl sahibidir.” (Bakara 251)
Madde On
Ýslami Direniþ Hareketi, yolunu mazlumlara doðru döþediðinden her koþulda haksýzlýða uðrayanlarý savunacaktýr. Hareket, adaleti yerine getirmek ve zulmü ortadan kaldýrmak için hem teori ve pratikte, hem bu vatanda ve hem de ulaþabildiði her yerde büyük bir çaba içinde olacaktýr.
Strateji ve Metodlar
Ýslami Direniþ Hareketi’nin Stratejisi: Filistin Ýslami Bir Vakýf Topraðýdýr
Madde 11
Ýslami Direniþ Hareketi Filistin Topraðý’nýn, kýyamet gününe kadar gelecek Müslüman nesiller için kutsanmýþ ve adanmýþ bir Ýslami Vakf topraðý olduðuna inanýr. Tümü ya da bir kýsmý parçalanýp harcanamaz, tümü ya da bir kýsmý –düþmana- býrakýlamaz. Ne herhangi bir Arap ülkesinin ne de tüm Arap ülkelerinin ne herhangi bir kralýn ne de bir devlet baþkanýnýn, ne bütün krallarýn ne de tüm devlet baþkanlarýnýn, ne de herhangi bir organizasyon ya da organizasyonlarýn, Filistinli ya da Arap fark etmez hiç kimsenin Filistin Topraðýný parçalamaya ve onu baþkalarýna terk etmeye hakký olamaz. Filistin Topraðý, kýyamet gününe kadar gelecek Müslüman nesillere adanmýþ bir Ýslami Vakf topraðýdýr. Hal bu iken kýyamet gününe kadar gelecek Müslüman nesilleri temsil edebileceðini kim iddia edebilir?
Bu, Filistin Topraðý’na hakim olan Ýslam Þeriatýnýn bir kanunudur. Buna benzer olarak –tarihin herhangi bir zamanýnda- Müslümanlar tarafýndan fethedilen yerler için de geçerlidir. Çünkü Ýslami fetihlerin sürdüðü zamanlarda Müslümanlar fethedilen yerleri kutsamýþ ve kýyamete dek gelecek Müslüman nesillere adamýþtýr. Bunun örneði tarihte þöyle gerçekleþmiþtir: Ýslam ordularýnýn liderleri Suriye ve Irak’ý fethettiklerinde, fethedilen yerin durumu hakkýnda – Fethedilen yer askerler arasýnda mý paylaþtýrýlacak yoksa sahiplerine mi býrakýlacak ya da baþka bir þey mi yapýlacak konusunda- Müslümanlarýn halifesi Ömer bin Hattab’ýn fikrini sordular. Hz. Ömer ve Peygamber’in ashabý arasýnda yapýlan þura ve münazaralardan sonra þu sonuca varýlmýþtý: Fethedilen yerler ve araziler onlarýn ürünlerinden faydalanabilen sahiplerine býrakýlacaktýr. Ama arazinin gerçek sahipliði kýyamete dek gelecek Müslüman nesillere adanacaktýr. O yerlerde yaþayanlar ise o yerin sadece ürünleri üstünde mülkiyeti olabilir, yerin kendisinde deðil!. Çünkü bu tür yerler, yer ve gök durduðu sürece vakýf arazisidir (hiç kimsenin mülkiyetine devredilemez). Bu baðlamda Filistin Topraðý’ný ilgilendiren Ýslam Þeriatý’na ters olarak çýkarýlan herhangi bir hüküm geçersiz ve boþtur. Ýþte, hakkýnda hiç þüphe olmayan gerçek budur! Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbih et. (Vakýa 95-96)
Filistin’deki Ýslami Direniþ Hareketi Açýsýndan Anavatan ve Milliyetçilik
Madde On Ýki
Vatan sevgisi, Ýslami Direniþ Hareketi’ne göre dini inançlardan bir parçadýr. Düþman, Müslüman topraklarýnýn üzerine doðru yürüdüðü bir durumda hiçbir þey millet sevgisinde olduðu gibi bu durumdan daha önemli ve derin bir konu olamaz. Düþmana karþý direnmek ya da onu bastýrmak kadýn ya da erkek olsun bireysel olarak her müslümanýn vazifesidir. Böyle bir durumda bir kadýn kocasýndan izin alma gerekliliði duymadan düþmanla savaþmak için dýþarý çýkabilir ya da köle efendisinden izin almadan ayný þekilde davranabilir. Böyle bir duruma baþka herhangi bir rejimde rastlanmaz. Bu durum tartýþýlmaz bir gerçektir. Eðer diðer milliyetçi hareketler materyalizmle, insaniyetle ya da bölgesel sebeplere iliþkiliyse, Ýslami Direniþ Hareketi’nin milliyetçiliði, bütün bu elementlere ve ona ruh ve yaþam veren daha önemli elementlere sahiptir. Hareket’in miliyetçiliði ruhun kaynaðýna ve hayatýn sahibine baðlýdýr ki bu baðlýlýk, yeryüzü ve gökyüzünü güçlü bir bað ile baðlayan ve anavatanýn gökyüzünde yükselen semavi bir bayraktýr. Eðer Musa gelip asasýný yere atsa hem büyücü kadýn ve hem büyü iptal olur. Dinde zorlama yoktur. Çünkü doðruluk, sapýklýktan ayýrd edilmiþtir. Artýk her kim tâðutu inkar edip, Allah'a inanýrsa, saðlam bir kulpa yapýþmýþtýr ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her þeyi iþitir ve bilir. (Bakara 256)
Barýþçýl Çözümler, Giriþimler ve Uluslar arasý Konferanslar
Madde On Üç
Giriþimler bir baþka deyiþle barýþçýl denilen çözümler ve uluslar arasý konferanslar Ýslami Direniþ Hareketi’nin prensipleriyle çeliþir. Filistin’in herhangi bir parçasýný suistimal etmek direkt olarak dinin bir kýsmýyla çeliþir. Ýslami Direniþ Hareketi’nin milliyetçiliði onun dininin bir parçasýdýr. Hareket’in üyeleri bundan beslenmektedir. Onlar kendi anayurtlarýnda Allah’ýn kelimesini yükseltmek uðruna savaþmaktadýrlar. “Allah’ýn vaadi yakýndýr fakat insanlarýn çoðu bilmezler” Þimdi ve daha sonra, Filistin’deki sorunu çözmek için uluslar arasý konferanslarda toplanma çaðrýlarý devam ede gelecek. Bazýlarý kabul edecek, diðerleri bu çaðrýyý reddedecek, bu ve buna benzer sebeplerden, bir veya birkaç þartla konferansta bir araya gelmeye ve ona katýlmaya razý edilmeye çalýþýlacak. Konferanslara katýlacak parti ve gruplarýn Müslümanlarýn yaþadýðý problemler karþýsýnda geçmiþte ve günümüzde takýndýklarý tavýr bilindiðinden dolayý, Ýslami Direniþ Hareketi, bu tür konferanslarýn; isteklerin farkýna varma, haklarý iade etme ve ezilmiþlere adil olma kapasitelerinin olmadýðýna inanýp onlarý kaale almaz. Bu tür konferanslar sadece Müslümanlarý hakem kýlýp kafirleri Müslümanlarýn
topraklarýna yerleþtirmenin tek yoludur. Kâfirler müminlere ne zaman adil davrandýlar ki? Sen onlarýn milletlerine tabi olmadýkça ne yahudiler, ne de hýristiyanlar senden asla hoþnud ve razý olmayacaklar. De ki, gerçekten de Allah'ýn hidayeti, hidayetin ta kendisidir. Þâným hakký için, sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, kalkýp da onlarýn arzu ve heveslerine uyacak olursan, sana Allah'dan ne bir dost bulunur, ne de bir yardýmcý. (Bakara 120) Filistin’deki sorunun cihad dýþýnda baþka bir çözümü yoktur. Resmi teþebbüsler, giriþimler, öneriler ve uluslar arasý konferanslarýn tümü zaman kaybý ve faydasýz çabalardýr. Filistinli Ýnsanlar, kendi geleceklerine, haklarýna ve kaderlerine razý olup onunla oynamayý daha iyi bilirler. Aþaðýdaki þerefli hadiste de belirtildiði gibi; “Suriye halký O’nun topraðýnda Allah’ýn kamçýsýdýr. O, onlarýn aracýlýðýyla dilediði kulundan intikamýný alýr. Münafýklarýn, müminler karþýsýnda galip gelmeleri düþünülemezdir. Münafýklar gerçekten keder ve umutsuzluk içinde öleceklerdir.”
Üç Daire
Madde On Dört
Filistin’in Kurtuluþu Sorunu üç daireye baðlýdýr. Filistin Dairesi, Arap Dairesi ve Ýslam Dairesi. Her üç dairenin de Siyonizme karþý mücadelede kendine has rolü ve sorumluluðu vardýr. Bu dairelerden birini göz ardý etmek korkunç bir hata ve derin bir bilgisizlikten kaynaklanýr. Filistin, Ýslami bir topraktýr. Filistin iki kýblenin birincisi, Kutsal mekânlarýn üçüncüsü ve Hz. Peygamber’in gece seyahatinin yedi semaya doðru yükseldiði yerin durak noktasýdýr. Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid- i Haram'dan kendisine bazý âyetlerimizi göstermek için, etrafýný mübarek kýldýðýmýz Mescid- i Aksâ'ya götüren Allah, her türlü noksan sýfatlardan münezzehtir. Þüphesiz ki her þeyi hakkýyla iþiten, hakkýyla gören O'dur. (Ýsra 1) Bu durumdan dolayý, Filistin’in özgürlüðü nerede olursa olsun her müslümanýn bireysel bir sorumluluðudur. Ýþte soruna bu açýdan bakýlmalý ve her Müslüman bunun farkýna varmalýdýr. Sorunu çözmeye bu açýdan bakýlýp mevzu bahis üç daire kapasitelerini harekete geçirdikleri gün, sorunlarýn þu anki durumu deðiþecek ve kurtuluþ daha da yakýnlaþacaktýr.
Ýþte biz O’nu (alayýgöz kırpma mücrimlerin kalblerine böyle sokarýz. Kendilerinden evvelkilerin baþlarýna gelenler bilindiði hâlde yine de O’na inanmazlar (Hicr 12-13)
Filistin’in Kurtuluþu için Cihad Bireysel Bir Sorumluluktur
Madde On Beþ
(Ýslam) düþmanlarý, Müslüman topraðýn bir kýsmýný gasp ettikleri zaman cihad; her Müslüman için bireysel bir vazife olur. Yahudilerin Filistin’in iþgali karþýsýnda cihad bayraðýný kaldýrmak bir zorunluluktur. Bunu yapmak için Ýslami Bilinci hem kitleler arasýnda hem de bölgesel olarak Arap ve Müslümanlar arasýnda yaymak gerekir. Bunu Ýslam Milleti’nin kalbine yerleþtirmek gerekiyor ki onlar düþmanla yüz yüze gelebilsinler ve Müslüman savaþçýlarýn saflarýna katýlabilsinler. Ayrýca bilim adamlarýnýn, eðitimcilerin ve öðretmenlerin, bilgi ve medya sektöründeki insanlarýn, kültürlü kitlelerin ve özellikle gençler ve Ýslami hareketin liderlerinin kitleleri uyandýrma eyleminde etkin bir rol oynamalarý gerekir. Temel deðiþiklikler okul müfredatýnda yapýlmalýdýr ki, zamanýnda bölgeye gizlice sýzýp Selahaddin karþýsýnda Haçlýlarý savunan oryantalist ve misyonerlerin yaptýðý ideolojik iþgalin izleri temizlenebilsin. Haçlýlar, Müslümanlarýn inançlarýný bozan ve bu inançlarý altüst eden bir kültürel iþgali gerçekleþtirmeden, inanç mirasýný dejenere etmeden ve ideallerini çiðnemeden Müslümanlarý maðlup etmenin imkânsýz olduðunun farkýna varmýþlardýr. Ancak Kültürel iþgalden sonra Müslüman topraðýný askerlerle iþgal edebilecekleri ortadadýr. Aþaðýdaki meþhur sözler emperyalist iþgalin sonucu Allenby tarafýndan Kudüs’e girerken yapýlmýþtý; “Ýþte þimdi haçlý seferleri bitmiþtir.” General Guru da Selahaddin’in mezarý karþýsýna dikilerek “Biz döndük ey Selahaddin” demiþtir. Emperyalizm, kültürel iþgalin güçlenmesine yardým etmiþ, þu anda da derin bir þekilde
bunu yapmakta ve bu durum kökleþmektedir. Bütün bunlar Filistin’in kaybedilmesinde ciddi bir etken olmuþtur. Müslüman nesillerin akýllarýný “Filistin problemi dini bir problemdir” esasýyla aydýnlatmak ve problemi bu açýdan ele almak bir gerekliliktir. Filistin, bünyesinde kutsal mekânlar barýndýrmaktadýr. Burada, yeryüzü ve gökyüzü Ýsra (Peygamber’in gece yürüyüþügöz kırpma ve Mirac’ý (Peygamber’in Kudüs’ten yedi kat semaya yükseliþi) konuþtukça ayrýlmaz bir baðla Mekke’deki Mescid-i Haram’a baðlanmýþ olan Mescid-i Aksa vardýr. “Allah rýzasý için geçirilen bir gün, dünyadan ve içinde bulunan her þeyden daha hayýrlýdýr. Bir insanýn kamçýsý kadar cennette bir yeri olmasý dünyadan ve içinde bulunandan daha hayýrlýdýr. Ýbadet eden bir kulun Allah yolunda gidip gelmesi dünyadan ve içinde bulunandan daha hayýrlýdýr. ” (Buhari, Müslim,Tirmizi ve Ýbn-i Mace) “Muhammed’in nefsini elinde tutan Allah’ýn adýyla yemin ederim ki, Allah yolunda saldýrmak ve öldürülmek, sonra saldýrmak ve öldürülmek ve tekrar saldýrmak ve öldürülmek isterdim” (Buhari ve Müslim)
Nesillerin Eðitimi
Madde On Altý
Bölgemizdeki Müslüman nesillere, Ýslami deðerlere göre, dini vazifeleri, kapsamlý Kur’an bilgisi, Peygamber’in Sünnetini (söz ve amel ayrý olarak), Ýslam tarihini ve güvenilir kaynaklardan gelen mirasý öðretmek ciddi bir gerekliliktir. Öðrenim iþi, Müslüman öðrencilere inanç ve düþünceleri saðlýklý bir þekilde aktaracak, konusunda uzman ve bilgili kiþiler tarafýndan yapýlmalýdýr. Bu þekilde öðrenim aþamalý olarak, kapsamlý olarak düþmaný, onun askeri ve ekonomik kapasitelerini, güçlü ve zayýf yanlarýný, onu destekleyen ve ona yardým eden güçlerini tanýma safhalarýndan geçmelidir.

Ayrýca günümüzde dünyada –özellikle Ýslam Dünyasý’nda- meydana gelen ve akabinde gerçekleþecek olan olaylara aþina olunmalý ve olaylarýn analiz ve yorumlanmalarý üzerinde çalýþýlmalýdýr. Günü ve geleceði planlamak, ortaya çýkan her eðilimin çalýþmasýný yapmak bir gerekliliktir ki savaþan Müslüman hedeflerini, amaçlarýný ve etrafýnda olup bitenler henüz yolunun ortasýndayken bilsin. Yavrucuðum! Yaptýðýn iþ (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi aðýrlýðýnda bile olsa ve bu, bir kayanýn içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karþýna) getirir. Doðrusu Allah, en ince iþleri görüp bilmektedir ve her þeyden haberdardýr. Yavrucuðum! Namazý kýl, iyiliði emret, kötülükten vazgeçirmeye çalýþ, baþýna gelenlere sabret. Doðrusu bunlar, azmedilmeye deðer iþlerdir. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beðenmiþ övünüp duran kimseleri asla sevmez. (Lokman, 16-18)
Müslüman Kadýn’ýn Rolü
Madde On Yedi
Kurtuluþ savaþýnda müslüman kadýnýn rolü, Müslüman erkeðin rolünden daha az önemli deðildir. Kadýn, erkeði yapandýr. Onun yeni nesillere rehberlik etme ve onlarý eðitme rolü çok büyüktür. Düþmanlar, Müslüman kadýnýn rolünün önemliliðinin farkýna varmýþlardýr. Düþman þunu düþünmektedir; Eðer onlar, Müslüman kadýný, Ýslam’dan uzak olan kendi batýl yollarýna sevkedebilirlerse, savaþý kazanacaklardýr. Özgür Masonlar, Rotary Kulüpleri, casus gruplarý ve baþkalarý –ki bunlarýn hepsi yýkýcý ve sabotajcý hücre evlerinden baþka bir þey deðildir- gibi Siyonist organizasyonlarýn farklý isimler ve þekiller altýnda sýzmasýyla onlarýn uþaðý haline gelen kiþiler tarafýndan yapýlan bilgilendirme kampanyalarý, filmleri, eðitim programlarý bu tür amaçlara yönelik olarak sürekli sarf edilen çabalardýr. Bu tür organizasyonlar, Siyonist hedefleri gerçekleþtirmek ve düþmana hizmet eden kavramlarý yaymak için toplumdaki rollerini yerine getirmeyi kolaylaþtýran ayný kaynaklardan beslenir. Yine bu organizasyonlar, Ýslam’ýn yokluðunda ortaya çýkmakta ve insanlarý kendi benliklerine yabancýlaþtýrmaktadýr. Müslüman topluluklar bu tür ajanlarýn komplolarýyla yüz yüze gelmek için rollerini yerin getirmeleri gerekir. Ýslam’ýn gündelik hayattaki iþlere yol gösterip onlarý kontrol ettiði gün, Ýslam’a ve insanlýða düþman olan bu tür organizasyonlar -kendiliðinden- yok olacaktýr.
Madde On Sekiz
Anne olsun kýz kardeþ olsun savaþan ailenin evindeki kadýn; aileye bakma, çocuklarý büyütme, onlara ahlaki deðerleri ve Ýslam’ýn doðurduðu düþünceleri aþýlama açýsýndan en önemli rolü oynamaktadýr. Müslüman kadýn, çocuklarý bekleyen mücadelede rollerini yerine getirebilmeleri için, onlarýn dini vecibelerini gerçekleþtirmede öðretici ve örnek konumda olmalýdýr. Okullara ve Müslüman kýzlarýn eðitiminde takip edilen eðitim müfredatýna büyük bir ilgi göstermek gereklidir ki onlar iyi bir anne olsunlar ve kurtuluþ savaþýndaki rollerinin farkýnda olacak þekilde büyüsünler. Müslüman kadýnýn, evini idare etme performansýný ilgilendiren konularda yeterli bilgi ve anlayýþa sahip olmasý gerekir. Çünkü ekonomi ve evin bütçesini israf etmekten kaçýnma, bizi kuþatan zor þartlarýn içinde -mücadelemizde- ilerlememizi saðlayacak bir gerekliliktir. O, þu gerçeði de göz önünde bulundurmalýdýr; Elinde tuttuðu para onun için damarlarýn dýþýnda herhangi bir yere akmayan kan gibi (hayatidir) dir ki hem çocuklar ve hem yetiþkinler hayatlarýný onunla idame ettirebilsinler.
Ýslami Sanatýn Kurtuluþ Savaþýndaki Rolü
Madde On Dokuz
Sanatýn ölçü ve ayarlarý, onun Ýslami ya da cahili olduðunu belirler. Ýslami sanata ihtiyaç duyan Ýslami kurtuluþun konularý, insan doðasýnýn bir yönünü diðerinin üzerine çýkarmaksýzýn bütün yönleriyle birlikte ayný anda ve dengeli þekilde ortaya çýkaran ruhu yükseltmelidir. Ýnsan, balçýktan ve Allah’ýn nefesinden meydana gelen eþsiz ve mükemmel bir varlýktýr. Ýslami sanat insana bu açýdan bakarken cahiliyye sanatý vücudun çamur yönüne iþaret eder. Kitap, makale, bildiri, nutuk ve vaaz, tez, popüler þiir, þiirsel gazel, þarký, oyun ve diðerleri, Ýslami sanatýn öðelerini oluþturuyorsa, bunlar ideolojik hareketlenmenin ihtiyaçlarý arasýnda yer almakta ve ruhun yeniden yaratýlmasý ve seyahat etmesi için gerekli besini yenilemektedir. Yol uzun ve ýzdýrap çoktur. Bu durumda ruh sýkýlacaktýr fakat Ýslami sanat, enerjileri yeniler, hareketi yeniden canlandýrýr ve onlara ulvi manalar ve doðru davranýþlar aþýlayarak onlarý uyandýrýr. Eðer geriye doðru yol almýyorsa, Ruhun bir halden baþka bir hale geçmesi dýþýnda hiç birþey kendiliðinden ilerlemez. Tüm bunlarýn hepsi tamamen ciddi olup þaka deðildir. Mücadele eden savaþçýlar için hiç þaka deðildir.
Karþýlýklý Sosyal Sorumluluk
Madde Yirmi
Müslüman topluluk karþýlýklý olarak birbirlerine sorumlu olan bir topluluktur. Hz. Peygamber (s.a) ; “Allah’ýn rahmet ettiði kiþiler cömerttirler. Onlar þehirde olsun herhangi bir yolculukta olsun sahip olduklarý þeyleri aralarýnda eþit olarak paylaþýrlar.” buyurmuþtur. Ýslami ruh, her Ýslam topluluðunda egemen olan ruhtur. Erkek ve kadýn, çocuk ve yaþlý arasýnda fark gözetmeksizin davranýþlarýnda Nazizmin yolunda giden çok kötü bir düþmanla yüzleþen topluluk iþte böyle bir ruha sahiptir. Düþmanýmýzýn metodlarý toplu cezalandýrmaya dayanmaktadýr. O, insanlarý anavatanlarýndan ve mallarýndan mahrum etmekte, onlarý sürgün ve toplama kamplarýna kadar takip etmekte, kemikleri kýrmakta, sebepli ya da herhangi bir neden olmaksýzýn kadýnlara, çocuklara ve yaþlýlara ateþ etmektedir. Düþman, binlerce ve binlerce insanýn atýldýðý toplama kamplarý açmakta ve onlarý insanlýk dýþý þartlarda tutmaktadýr. Bunun yanýnda, evlerini yýkmakta, çocuklarý yetim býrakmakta, genç insanlarý zalim ve gaddar muamelelere tabi tutmakta ve onlarý hayatlarýnýn en güzel yýllarýný zindanlarda geçirmelerine neden olmaktadýr. Onlarýn Naziler’den kalma davranýþlarýnda, Yahudiler çocuk ya da kadýnlarý hariç tutmamaktadýrlar. Onlarýn korkuyu kalplere salma politikalarý herkes içindir. Onlar, insanlarýn geçimlerini ilgilendiren þeylere saldýrmakta, paralarýný zorla almakta ve onurlarýný tehdit etmektedirler. Yine onlar, Filistinlilere yaptýklarý muamelelerde savaþ suçu iþlemektedirler.. Anayurttan sürgün bir çeþit cinayettir. Bu tür davranýþlar saymakla bitmez. Ýþte bu nedenden dolayý karþýlýklý sosyal sorumluluk duygusunun insanlar arasýnda yaygýnlaþmasý bir gerekliliktir. Düþman tek bir vücutla karþýlaþýr gibi insanlar tarafýndan karþýlanmalýdýr ki bu vücudun bir üyesi þikâyet ederse, vücudun geri kalaný ayný acýyý çekiyormuþcusuna cevap verebilsin.
Madde Yirmi Bir
Karþýlýklý sosyal sorumluluk; ekonomik ya da ahlaki desteði, ihtiyacý olan ve bir görevi ifa eden bütün insanlar arasýnda yaymak demektir. Ýslami Direniþ’in üyeleri, kitlelerin hisselerini kendi hisseleriymiþ gibi görmelidir. Onlarý korumak ve kazanmak için büyük bir çaba harcamalýdýrlar. Yine onlar, gelecek nesillerin durumunu olumsuz etkileyecek ve topluluðun kaybýna neden olacak herhangi bir yanlýþ davranýþtan kaçýnmaya özen göstermelidirler. Kitleler onlarýn bir parçasý, onlar da kitlelerin bir parçasýdýr. Onlarýn gücü onlarýn, onlarýn geleceði de kendi gelecekleridir. Hareketin üyeleri, insanlarýn sevinç ve acýlarýný paylaþmalý, kamusal istekleri benimsemeli ve onlarýn farkýna varabildikleri herhangi bir þeyi de dikkate almalýdýrlar. Böyle bir ruhun topluluk arasýnda yayýldýðý bir günde kardeþlik daha derin, iþbirliði, sempati ve birlik daha güçlü ve saflar düþmanla yüzleþme karþýsýnda daha saðlam kalacaktýr.
Düþmanýn Arkasýndaki Destekleyici Güçler
Madde 22
Uzun zamandan beri düþmanlar ustalýkla ve hassasiyetle amaçladýklarý hedeflere ulaþmak için plan yapmaktadýr. Mevcut durumu etkileyen olaylarý göz önünde bulundurmakta, rüyalarýnýn gerçekleþeceðine inanarak ve bunu umut ederek yýðýnla deðerli araç-gereçler toplamak için gayret etmektedirler. Paralarýyla dünya medyasýnýn, haber ajanslarýnýn, basýnýn, yayýnevlerinin, radyo istasyonlarýnýn..vb kontolünü ellerinde tutmaktadýrlar. Yine paralarýyla çýkarlarý doðrultusunda amaçlarýna ulaþmak için dünyanýn çeþitli bölgelerinde iç karýþýklýklar çýkartýp darbe senaryolarý yapmakta ve bu durumdan kendi paylarýna düþen hisseleri toplamaktadýrlar. Onlar Fransýz Devrimi’nin arkasýndaydýlar, komünist devrimin ve burada ya da baþka yerde bizim duyduðumuz daha birçok devrimin arkasýndaydýlar. Servetleriyle, topluluklarý içten yýkmak ve Siyonist hedeflere ulaþmak için özgür masonlar, Rotary kulüpleri, Lions ve dünyanýn farklý birçok bölgesindeki diðer dernekler gibi gizemli örgütler kurmaktadýrlar. Yine paralarýyla emperyalist ülkeleri yönlendirerek çeþitli ülkelerin kaynaklarýný sömürmek ve topluluklarýný yozlaþtýrýp ahlaksýzlýðý yaymak için onlarýn sömürgeleþtirmelerine ön ayak olmaktadýrlar. Bölgesel ve global düzeydeki savaþlar hakkýnda fazlasýyla konuþulmuþ ve yorumlar yapýlmýþtýr. Onlar – düþman, Yahudiler- 1. Dünya Savaþý’nýn arkasýndaydýlar, Ýslami Hilafeti yýkmaya güçleri yetince ekonomik kazanýmlarý elde edip, kaynaklarý ele geçirmiþlerdir. Balfour Deklarasyonu’nu ilan ettiler, dünyayý kontrol etmek için Milletler Cemiyeti’ni kurdular. Onlar 2. Dünya Savaþý’nýn arkasýndaydýlar, savaþ boyunca silah ticaretinden çok büyük paralar kazandýlar ve devletlerinin kuruluþunu bu yolla kolaylaþtýrdýlar. Kendi çýkarlarý doðrultusunda dünyaya egemen olabilmek için Milletler Cemiyeti’ni Birleþmiþ Milletler’e ve Güvenlik Konseyi’ne dönüþtürülmesi yolunda ön ayak olan onlardan baþkasý deðildi. Onlarýn parmaðý olmadan dünyanýn herhangi bir yerinde savaþýn olmasý neredeyse imkansýzdýr. (Ama); “Yahudiler… Ne zaman savaþ için bir ateþ yakmýþlarsa, Allah onu söndürmüþtür. Onlar yeryüzünde bozðunculuða koþarlar. Þüphesiz Allah bozguncularý sevmez.” (Maide,64) Kapitalist Batý ve Komünist Doðu’daki emperyalist güçler, düþmana diledikleri parayla ya da askeri güçle desteklemektedirler. Bu güçler, bunu sýrayla yapmaktadýrlar. (Ama) Ýslam’ýn günyüzüne çýkacaðý günde, küfür tek millet olduðundan dolayý, küfrün gücü O’nunla mücadele etmek için birleþecektir. Ey iman edenler! Kendi dýþýnýzdakilerden sýrdaþ edinmeyin. Çünkü onlar size fenalýk etmekten asla geri kalmazlar, hep sýkýntýya düþmenizi isterler. Kin ve düþmanlýklarý aðýzlarýndan taþmaktadýr. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düþünürseniz, biz size âyetleri açýkladýk. (A-li Ýmran,118) Eðer düþünürseniz, Allah’ýn ayetlerinin boþuna olmadýðýný anlarsýnýz.
Tutumlarýmýz A.Ýslami Hareketler Karþýsýnda.
Madde Yirmi Üç
Ýslami Direniþ Hareketi, diðer Ýslami Hareketlere saygý duyar ve onlarý takdir eder. Eðer onlarla aralarýnda bir noktada ya da düþüncede uyuþmazlýk varsa, diðer bütün nokta ve düþüncelerde mutabakat vardýr. Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS), Onlarýn iyi niyetlerini açýða çýkarýp Allah yolunda olduklarýný göstermesi durumunda, onlarý Ýslami Dairenin içinde yeralan ve bu yolda büyük bir çaba sarfeden hareketlerin kategorisinde görür. Onlarýn her aktif insaný da bizim için aynýdýr. Ýslami Direniþ Hareketi, bütün bu hareketleri kendi yararýna kurulmuþ gibi görür. HAMAS, onlara yardýmda bulunulmasý ve doðru yolda kalmalarý için Allah’a yalvarýr, vahdetin bayraðýný yükseltmek ve Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in direktiflerine uygun olarak daima vahdeti gerçekleþtirmek için büyük bir çaba sarfeder.
Madde Yirmi Dört
Ýslami Direniþ Hareketi (HAMAS), Müslümanlarýn büyük hatalara düþmemesi gerektiðini bildiðinden dolayý diðer Müslüman insanlarýn veya gruplarýn karalanmasýna ve haklarýnda kötü konuþulmasýna müsaade etmez. Böyle bir davranýþla, belirli birey ve gruplarýn –bu tür-duruþlarýnýn ayýrt edilmesi bir zorunluluktur. Ne zamanki belirli gruplar bu tür hatlarýn içinde olur, Ýslami Direniþ Hareketi doðruyu koruyup yanlýþ olaný açýklamaya çalýþacak ve onlarý hatalar karþýsýnda uyaracaktýr. Yine Hareket, doðru yolu gösterme çabasý içinde olacak ve tarafsýz bir þekilde sorunu adil bir þekilde çözmeye çalýþacaktýr. Hikmetli davranýþ, farkýnda olunduðu sürece mümin bir insanýn hedefi olmalýdýr. Allah, zulme uðrayanlarýn dýþýnda, çirkin sözün açýkça söylenmesinden hoþlanmaz. Allah her þeyi hakkýyla iþiten, hakkýyla bilendir. Bir hayrý açýklar yahut gizlerseniz yahut da bir kötülüðü baðýþlarsanýz, biliniz ki, Allah da çok baðýþlayýcýdýr, her þeye hakkýyla kadirdir. (Nisa,148-149)
B.Filistinde’ki Ulusal Hareketler Karþýsýnda
Madde Yirmi Beþ
Ýslami Direniþ Hareketi, bu tür hareketlere saygý duyar ve onlarý sarmalayýp etkileyen durumlarý ve koþullarýný takdir eder. Komünist Doðu’yla ve Haçlý Batý’yla ittifak yapmadýklarý sürece onlarý cesaretlendirir ve destekler. Ýslami Direniþ Hareketi, onlarla entegre olanlara ve onlara sempati duyanlara þunu pekiþtirerek tasdik eder ki kendisi; ahlaký olan, aydýnlýk bir hayat görüþüne sahip ve diðer hareketlerle iþbirliði yapabilecek kapasitede bir mücadele hareketidir. HAMAS, fýrsatçýlýktan (opportünizm) nefret eder ve bireysel ya da grup olarak insanlarýn sadece Salih olanlarýný arzular. O, maddi kazanç, bireysel nam ya da þöhret beklentisi içinde olmadýðý gibi kimseden ödül ve mükafat beklemez. Kendi kaynaklarýyla çalýþýr ve “gücünüz yettiðiniz kadar onlara karþý hazýrlýk yapýn” düsturuna uyan her ne varsa bu konudaki sorumluluðu yerine getirir ve Allah’ýn rýzasýný kazanmaya çalýþýr. O’nun bundan baþka herhangi bir dileði ve arzusu yoktur. Direniþ Hareketi, Filistin Topraklarý’nda mücadele eden bütün ulusal akýmlarýn Filistin’in Kurtuluþu için varolduðu konusunda güven verir ki bu tutumu, onlarýn desteklenmesi ve kendilerine yardýmda bulunulmasý içindir. O, teori ve pratikte, þimdi ve gelecekte bundan baþka bir þey olmayacaktýr. Ýþte bir araya gelip bölünmemek, korumak ve saçýp savrulmamak, birleþmek ve parçalara ayrýlmamak ortadadýr. Hareket, her güzel söze, samimi çabalara ve arabuluculuða deðer verir. Anlaþmazlýklarýn yüzüne kapýyý kapatýr, dedikodu ve iftiralara kulak kabartmamakla birlikte nefsi müdaafa hakkýnýn tamamen farkýndadýr. (HAMAS’ýn) Bu tür akýmlarla karþýtlýk ve anlaþmazlýk içinde olduðu iddiasý, düþman veya onlarýn uþaklarý tarafýndan kafalarý karýþtýrmak, saflarý daðýtmak ve onlarý kendi sorunlarý içerisinde iþgal etmek için yaydýðý bir yalandýr. Ey iman edenler! Eðer bir fâsýk size bir haber getirirse onun doðruluðunu araþtýrýn. Yoksa bilmeden bir topluluða kötülük edersiniz de sonra yaptýðýnýza piþman olursunuz. (Hucurat,6)
Madde Yirmi Altý
Eðer Filistin Ulusal Hareketleri’nin Doðu –Komünist- ya da Batýyla –Haçlý- ittifak yaptýklarý anlaþýlýrsa, Ýslami Hareket, ulusal ya da uluslar arasý düzeyde Filistin’deki sorunu ilgilendiren yeni durumlarý tartýþmaya açmaktan çekinmeyecektir. Böyle bir halde, durum ne kadar karýþýk ve içinden çýkýlmaz olsun önemli deðil, Ýslami bakýþaçýsýnýn ýþýðýnda ulusal çýkarlar neyi gerektiriyorsa onu yapacaktýr.
C. Filistin Kurtuluþ Örgütü Karþýsýnda
Madde Yirmi Yedi
Filistin Kurtuluþ Örgütü, Ýslami Direniþ Hareketi’nin kalbine en yakýn harekettir. FKÖ’de, baba, kardeþ, akraba ve dost vardýr. Müslüman, babasýyla, kardeþiyle, akrabalarýyla ya da arkadaþlarýyla arasýný açmaz. Bizim vatanýmýz birdir, durumumuz bir, kaderimiz bir ve düþman hepimize karþý ortak bir düþmandýr. FKÖ’nün kuruluþunda onu çevreleyen vaziyetler, kültürel iþgalin her tarafýnda yayýldýðý Arap Dünyasý’nýn o zamanýnda var olan ideolojik kafa karýþýklýðýnýn bir sonucuydu. Ki bu durum da þu anda da Haçlýlarýn galibiyetinden beri oryantalistler, misyonerler ve emperyalistler aracýlýðýyla güçlendirilen bir iþgalin sonucuydu. FKÖ, laik düþünceye adapte olmuþ ve biz de onu bu þekilde görmekteyiz. Laiklik, bütünüyle dini inançla çeliþir. Durum ve tutumlar, davranýþ ve düþünceler (inanç ve) ideolojilerin bir sonucudur. Bu da bizim, Filistin Kurtuluþ Örgütü’ne saygý duymamýza ve onun Arap-Ýsrail savaþýndaki rolünü küçümsemememize raðmen þimdi ya da gelecekteki Ýslami Filistin Devleti hedefimizi laik düþünceyle neden deðiþtiremeyeceðimizi gösterir. Filistin’in Ýslami doðasý dinimizin bir parçasýdýr ve kim ondan dinini çekip almaya çalýþýrsa açýktýr ki kaybedecek olan odur. Ýbrahim'in dininden kendini bilmezlerden baþka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, þüphesiz o ahirette de iyilerdendir. (Bakara 130) Filistin Kurtuluþ Örgütü’nün Ýslam’ý kendisine yol olarak seçtiði gün, biz onun askerleri oluruz ve düþmaný yakacak ateþinin yakýtý oluruz.
Böyle bir gün gelinceye kadar –ki biz bunun çabucak gelmesi için Allah’a yalvarýrýz- Ýslami Direniþ Hareketi, FKÖ’nün yanýnda çocuðun babasýnýn, kardeþin diðer kardeþin, akrabanýn diðer akbarasýnýn yanýnda durduðu gibi durur, onun derdiyle acý duyar ve düþmanla yüzyüze gelince onu destekler ve onun hikmetli ve erdemli olmasý için temenni ederiz. “Kardeþinin yanýnda dur, her kimin kardeþi yoksa o savaþa silahsýz olarak giden bir asker gibidir. Birinin kuzeni diðerinin onunla uçtuðu kanattýr. Kuþlar kanatlarý olmadan uçabilir mi”?
D. Arap Ve Ýslam Ülkeleri Karþýsýnda
Madde Yirmi Sekiz
Siyonist iþgal lanetli bir iþgaldir. Emellerine eriþmek için bütün þeytani methodlara ve alçakça yollara baþvurmaktan çekinmez. Bu iþgal, gizemli organizsayonlar – Rotary, Özgür Masonlar, Lions ve diðer casus gruplar- aracýlýðýyla casusluk ve sýzma hareketlerinde bulunur. Bütün bu organizasyonlar, gizli ya da açýk, siyonizmin çýkarlarýna uygun olarak onun direktifleri doðrultusunda çalýþýr. Onlar baþýboþ topluluklarý hedef alarak deðerleri yýkar, vicdanlarý yozlaþtýrýr, karakteri bozar ve Ýslam’ý yýkmaya çalýþýr. Kulüp ve derneklerinin bütün türlerinde, kontrolünü ve yayýlýmýný kolaylaþtýrmak için arka planda uyuþturucu ticareti ve alkolizm vardýr. Ýsrail’i çevreleyen Arap ülkelerinden, diðer Arap ve Ýslam ülkelerinden önce savaþçýlar için sýnýrlarýný açmalarý istenmektedir ki onlar da Filistin’deki Müslüman kardeþleriyle çabalarýný bir araya getirip saðlamlaþtýrabilsinler. Diðer bütün Arap ve Ýslam ülkelerinden de, savaþçýlarýn oradan buraya hareketlerini kolaylaþtýrmalarý istenmektedir. Ki onlarýn yapabileceði en az þey budur. Müslüman olarak hiçbirimiz Yahudiler’in 1967’de Kutsal Þehre girerken Mescid-i Aksa’nýn eþiðinde durup þu sözü açýða vurmalarýný unutmamalýyýz; “Muhammed öldü ve onun soyundan gelenlerin hepsi kadýndýr” Ýsrail, Yahudilik ve Yahudiler Ýslam’la ve Müslüman insanlarla meydan okumaktadýrlar. “Korkaklar hiç uyumasýn.”
E. Ulusal Ve Dini Gruplar, Kurumlar, Entellektüeller, Arap Ve Ýslam Dünyasý
Madde Yirmi Dokuz
Ýslami Direniþ Hareketi, bütün bu gruplarýn her alanda kendisini destekleyeceklerini, onun duruþunu benimseyeceklerini, hareket ve etkinliklerine katkýda bulunacaklarýný, bir araya gelerek ona yardým edeceklerini umut etmektedir. Bu sayede Müslüman insanlar HAMAS için, üzerinde durduðu ve her alan, zaman ve mekânda bütün insani araç-gereçlerle ve bilgilendirici araçlarla stratejik derinliðin tedarik edileceði bir taban olacak. Bu da, kitleleri Filistin’deki sorun hakkýnda aydýnlatmak, onun karþý karþýya kaldýðý ve etrafýnda oluþturulan komplo teorilerini açýklamak üzere konuyu açýklayýcý bültenler, olumlu makale ve kitapçýklar yardýmýyla Filistin’le dayanýþma konferanslarýný toplayarak yapýlabilir. Onlar Haçlýlarý ve Tatarlarý –Moðollar, çev.- yok edip insan medeniyetini koruyup kurtardýklarý gibi, ideolojik, eðitim yönünden ve kültürel olarak Ýslam milletini harekete geçirmeleri gerekir bu insanlar, kararlý bir þekilde kurtuluþ savaþýndaki rollerini gerçekleþtirmek için donanýmlý olsunlar. Þüphesiz ki bu Allah için hiç de zor deðildir. “Allah: «Elbette ben ve elçilerim galip geleceðiz.» diye yazmýþtýr. Þüphesiz Allah güçlüdür, galipdir.” (Mücadele, 21)
Madde Otuz
Yazarlara, entellektüellere, gazetecilere, hatiplere, eðitimcilere, öðretmenlere ve Arap ve Ýslam Dünyasý’ndaki bütün envai sektörlerden olan insanlara kendi rollerini yerine gerçekleþtirmeleri ve sorumluluklarýný yerine getirmeleri için çaðrýda bulunulmaktadýr. Çünkü Siyonist saldýrganlýðýn gaddarlýðý, çeþitli ülkeler üzerindeki etkisi ve dünyanýn büyük bir kýsmýndaki sonuçlara yol açan etkenler, onlarýn ekonomi ve medya kontrolünü ellerinde tutmalarýnýn bir sonucudur. Cihad, silah taþýma ve düþmanla yüzyüze gelme ile sýnýrlandýrýlmamýþtýr. Etkili sözler, güzel makaleler, kullanýþlý kitaplar, destek ve dayanýþma –Allah’ýn ve O’nun kelimesini daha yüceltme niyetiyle halis olarak yapýlýrsa- bütün bu öðeler Allah rýzasý yolunda Cihad’dýr. “Kim bir mücahidi Allah için techiz ederse, kendisi de mücahid olur. Kim bir mücahidin akrabasýný destekleyip ona yardým ederse, kendisi de mücahiddir” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
F. Diðer Dinlerin Mensuplarý: Ýslami Direniþ Hareketi Ýnsani Bir Harekettir.
Madde Otuz Bir
Ýslami Direniþ Hareketi insani bir harekettir. O, insan haklarýna dikkat eder ve diðer dinlere mensup olan insanlarla iliþkilerinde Ýslami hoþgörü onun klavuzudur. O, kendisi düþman ilan edilmediði veya hareketini engelleyip çabalarý boþa çýkarýlmaya çalýþýlmadýðý sürece onlarýn hiçbirini düþman ilan etmez. Ýslam kanadý altýnda üç dine mensup olan insanlar da – Ýslam, Hristiyanlýk ve Yahudilik- barýþ ve huzur içinde bir arada varolabilirler. Barýþ ve huzur, Ýslam’ýn kanatlarý altýnda olmaksýzýn mümkün deðildir. Geçmiþ ve günümüz tarihi bu duruma en iyi þahittir. Filistin Topraklarý’nda Ýslam’ýn egemenliðine tartýþmaya son vermek diðer dinlere mensup olanlarýn vazifesidir. Çünkü onlarýn egemenliði ele geçirdiði günde kýyým, sürgün ve terörden baþka bir þey olmamýþtýr. Diðer dinlere mensup olanlar hakkýnda konuþmanýn dýþýnda onlarýn her biri kendi dindaþýyla iliþkisinde serbesttir. Geçmiþ ve günümüz tarihi bu gerçeði ispat edecek örneklerle doludur. Onlar müstahkem þehirlerde veya siperler arkasýnda bulunmaksýzýn sizinle toplu halde savaþamazlar. Kendi aralarýndaki savaþlarý ise çetindir. Sen onlarý derli toplu sanýrsýn, halbuki kalpleri darmadaðýnýktýr. Böyledir, çünkü onlar aklýný kullanmayan bir topluluktur. (Haþr, 14) Ýslam, herkesin kendi hukuki ve meþru haklarýný gözetir. Ýslam, diðer insanlarýn haklarýný çiðnemeyi yasaklar. Ýnsanlarýmýza karþý Siyonist nazi faaliyetleri uzun sürmeyecektir. “Zulmün devleti bir zamana kadar sürer ama Adalet’in Devlet’i kýyamete kadar devam edecektir.” Allah sizi, din hakkýnda sizinle savaþmayan ve sizi yurtlarýnýzdan çýkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanlarý sever. (Mümtehine, 8)
Filistinli Ýnsanlarý Ýzole Etme Teþebbüsü
Madde Otuz Ýki
Emperyalist güçlerle birlikte dünya siyonizmi, en sonunda sadece Filistin halkýyla yüzyüze kalmak için, üzerinde iyi çalýþýlmýþ bir plan ve zekice yapýlmýþ stratejilerle, siyonizmin karþýsýndaki mücadele çemberinde yeralan Arap devletlerini tek tek ortadan kaldýrmaya –etkisizleþtirmeye- çalýþmaktadýr. Mýsýr büyük bir güçtü, hain Camp David Anlaþmasý’nýn doðrultusunda mücadele çemberinden kaldýrýldý. Benzer anlaþmalarla diðer Arap ülkelerini dize getirmeye ve onlarý da mücadele çemberinin dýþýna atmaya çalýþmaktadýrlar. Ýslami Direniþ Hareketi Arap ve Ýslam milletine, bu ciddi sorunla ilgilenme, korkunç planýn baþarýsýný önlemek için azimle faaliyette bulunma ve siyonizmin karþýsýndaki mücadele çemberinden çýkarak ayrýlmanýn tehlikesi konusunda uyarmak için çaðrýda bulunmaktadýr. Bugün Filistin’dir, yarýn bir ülke ya da baþkasý olacaktýr. Filistin’den sonra Siyonist Plan’ýn bir sýnýrý yoktur, Siyonistler Nil’den Fýrat’a kadar geniþleme çabasý içindedirler. Ele geçirdikleri yeri sindirecekleri zaman, daha büyük bir geniþleme çabasýnda olacak ve buna devam edecekler. Onlarýn planý, “Eski Siyonlular’ýn Protokolleri”nde ele alýnýp þekillenmiþtir. Onlarýn þu anki mevcut durumu, bizim ne demek istediðimizi gösteren en iyi kanýttýr. Siyonizm’in karþýsýndaki mücadele çemberinden ayrýlmak büyük bir ihanettir. Ve lanet de bunu yapanýn üzerine olsun!. Tekrar savaþmak için bir tarafa çekilme veya diðer bölüðe ulaþýp mevzi tutma durumu dýþýnda, kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah'ýn gazabýný hak etmiþ olarak döner. Onun yeri de cehennemdir. Orasý, varýlacak ne kötü yerdir! (Enfal 16) Tüm güçleri ve enerjiyi, Nazi ve Tatar –benzeri- ahlaksýz iþgalin yüzü karþýsýnda birleþtirmekten baþka bir yol yoktur. Baþka bir alternatif – var ise bu- birinin ülkesini kaybetmesi, yurttaþlarýn daðýlmasý, dünya üzerinde ahlaki bozukluðun yayýlmasý ve dini deðerlerin yýkýlmasýdýr. Her insan, kendisinin Allah’tan önce sorumlu olduðunu bilmelidir. “Her kim zerre kadar bir hayýr iþlerse onu görecek. Ve her kim bir zerre miktarý þer iþler ise onu görecektir.” (Zilzal, 7-8) Ýslami Direniþ Hareketi kendisini, dünya siyonizminin karþýsýndaki mücadele çemberinin öncüsü ve bu yoldaki adýmý olarak görür. Hareket, kendi çabalarýný, Filistinde faaliyet gösteren diðerlerinin çabalarýna ekler. Arap ve Müslüman topluluðu, kendilerine düþen sorumlulukta adýmlarýný daha da ileri atarak artýrmalarý gerekir. Arap Dünyasý’ndaki diðer bütün Ýslami gruplar da ayný þeyi yapmalýdýr. Çünkü tüm bunlar, savaþ çýðýrtkanlýðý yapan Yahudilerle gelecekte savaþtaki rol için en iyi donaným ve hazýrlýktýr. “…Biz, onlarýn –Yahudilerin- aralarýna tâ kýyamete kadar düþmanlýk ve kin atmýþýzdýr. Ne zaman savaþ için bir ateþ yakmýþlarsa, Allah onu söndürmüþtür. Onlar yeryüzünde bozðunculuða koþarlar. Þüphesiz Allah bozguncularý sevmez.” (Maide, 64)
Madde Otuz Üç
Ýslami Direniþ Hareketi, evrenin yerli yerinde uygun ve birbirine baðlý sünnetinin üzerinde kurulmasý ve Müslümanlarý, Ýslam medeniyetini ve kutsal yerleri – ki bunlarýn en baþýnda Mescid-i Aksa gelir- savunmak için düþmanla yüzyüze gelip onunla savaþým halinde bulunma kaderinin akýþýnda olmasýndan dolayý, Ýslami Direniþ Hareketi’ne bakýþaçýlarý ve onunla alakalý konular konusunda Arap ve Müslüman topluluklarýn, popüler ve resmi gruplarýn Allah’tan korkmalarýný þiddetli bir þekilde arzu eder. Onlar geriye bakmalý ve onu desteklemelidir ki Allah da onlardan böyle yapmalarýný ister, ona daha fazla ve fazla maddi yardýmda bulunulmalýdýr, Allah yolundaki gayeye saflar birbirine yaklaþýnca eriþilir, savaþçýlar diðer savaþçýlara katýlacak ve Ýslam dünyasýndaki kitlelerin tümü, yüksek sesle dillendirilen “Cihada selam olsun!” sözü yankýlanýrken, seferberlik çaðrýsýna cevap vermek için öne atýlacaktýr. Onlarýn çýðlýklarý semalara eriþecek ve kurtuluþa eriþip baðýmsýzlýk kazanýlana ve iþgalciler maðlup edilip Allah’ýn zaferi gelinceye kadar yankýlanacaktýr. “…Þüphesiz ki Allah, kendi dinine yardým edene mutlaka yardým eder. Þüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” (Hac, 40)
Tarihin Tanýklýðý Tarihte Ýþgacilerle Karþýlaþmadan Kesitler
Madde 34
Filistin, dünyanýn göbeði ve kýtalarýn kesiþim noktasýdýr. Tarihin þafaðýndan beri o, yayýlmacýlarýn ve istilacýlarýn hedefi olmuþtur. Hz. Peygamber ( Allah O’na salat ve selam etsin) bu gerçeðe iþaret ederek kutsal sözünde þerefli dostu Muaz B. Cebel’e demiþtir ki: “Ey Muaz! Ben gittikten sonra Allah sana el-Ariþ’ten - Kuzey Mýsýr'da Sina Yarýmadasý'nýn kuzeyinde, Akdeniz kýyýsýnda bulunan bir vaha ve liman kenti, çev.– Fýrat’a kadar olan yeri açacaktýr. Onlarýn erkekleri, kadýnlarý ve köleleri, kýyamet gününe kadar orada sebatla kalacaktýr. (O günde) sizden kim biriniz Suriye kýyýsýndan bir yeri kendisine seçerse o kýyamet gününe kadar kararlý bir mücadelenin içinde olacaktýr”. Sömürgecilerin, planlarýný gerçekleþtirmek üzere ordularýyla birlikte saldýrmak için Filistin’e bir çok kez göz koymuþlardýr. Haçlýlar, inançlarýyla birlikte haçlarýný taþýyarak ordularýyla böyle geldiler. Onlar bir an için Müslümanlarý yenmeyi baþarmýþlardý fakat Müslümanlar sadece dinsel bayraklarýnýn kanadý altýnda durduðunda, kelimelerini birleþtirdiklerinde, Allah’ýn ismini takdis ettiklerinde ve Selahaddin Eyuubi’nin komutanlýðý altýnda savaþmak üzere dalgalandýklarýnda Kutsal yeri geri almayý baþarmýþlardýr. Onlar yaklaþýk yirmi yol boyunca savaþtýlar sonunda haçlýlarý bozguna uðrattýlar ve Filistin bu þekilde kurtarýlmýþ oldu. “O kafirlere de ki: Siz mutlak yenileceksiniz ve toplanýp Cehenneme sürüleceksiniz, o ise ne fena döþektir.” (A-li Ýmran, 12) Bu, Filistin’in kurtarýlmasýnýn yegâne yoludur. Tarihin tanýklýðý konusunda þüphe yoktur. Bu, evrenin kanunlarýndan ve varlýðýn yasalarýndan bir hakikattir. Demirden baþka demirin üstesinden gelecek baþka bir þey yoktur. Onlarýn yalan ve boþ inançlarý, sadece doðru Ýslami bir inançla maðlup edilebilir. Ýnançla, inancýn dýþýnda baþka bir þey savaþamaz, ve son analizde zafer sadece adalet içindir ve adalet için olan da gerçekten muzafferdir. Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarýmýz hakkýnda þu sözümüz geçmiþtir: «Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardýr ve elbette bizim ordularýmýz mutlaka galip geleceklerdir.» (Saffat, 171-172)
Madde Otuz Beþ
Ýslami Direniþ Hareketi, Selahaddin Eyyubi’nin eliyle haçlýlarýn bozguna uðratýlmasýný ve Filistin’in ellerinden kurtarýlmasýný ciddi gördüðü gibi, Ayn Galut’da -Büyük Ýslam Kumandaný Muhammed Seyfeddin Kataz’ýn Moðollarý bir daya ayaða kalkamadan ebediyyen bozguna uðrattýðý savaþ, Çev.- Kataz ve Al-Dhaher Bivers’in eliyle güçlerini kýrýp Arap Dünyasý’ný, Ýnsanlýk medeniyeti adýna ne varsa hepsini toptan yýkmaya teþebbüs eden Tatar istilasýndan kurtarmasýný ayný ciddiyetle bakar. Hareket, bütün bu olup bitenlerden dersler çýkarýr ve örnekler alýr. Günümüz Siyonist istilasý, Batý’dan gelen haçlýlarýn akýnlarýndan ve Doðu’dan gelen Tatar baskýnlarýndan önce gelir. Elbette bu her þeye gücü yeten Allah için problem deðildir. Yeterki niyetler halis, kararlar doðru olsun, Müslümanlar geçmiþ tecrübelerden faydalansýn, kültürel iþgalin etkilerinden kendilerini kurtarsýn ve atalarýnýn geleneklerini takip etsin.
Ýslami Direniþ Hareketi A
Gönderen: 11.01.2009 - 22:00
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1288 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.99686 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.