0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » TAĞUT ........................?

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
osmanlı_2009 su an offline osmanlı_2009  
Konu icon    TAĞUT ........................?
79 Mesaj -
Azgýn, sapýk, kötülük ve sapýklýk önderi, zorba, þeytan, put, puthane, kâhin, sihirbaz. Allah'ýn hükümlerine sýrt çeviren kiþi ve kuruluþlarýn tümü. Arapça "Teða" kökünden türetilmiþ olup kelimenin masdarý olan "Tuðyan" Allah Teâlâ'ya isyan etmek anlamýna gelmektedir.


Allah'ýn indirdiði hükümlere muhalif olan ve onlarýn yerine geçmek üzere hükümler icad eden her varlýk taðuttur.


Taðut, Allah (c.c)'a karþý isyan etmekle beraber O'nun kullarýný kendisine kul edinmek gayretinde olandýr. Bu ise þeytan, papaz, dinî veya siyasî lider veyahut da kral olabilir. Bu sebepten dolayý bir insanýn müslüman olabilmesi için taðutu reddetmesi gerekmektedir.


Taðut kelimesi aslýnda çoðul manâsý taþýmaktadýr. Çünkü Allah (c.c)'ý inkâr eden, bir yerine birçok taðutun kulu olur. Bunlardan bir tanesi insaný çeþitli günahlara yönelten þeytandýr. Diðeri, insaný ihtiras ve arzularýnýn esiri kýlan kendi nefsidir. Kezâ karýsý, çocuklarý, hýsým ve akrabalarý, ailesi, arkadaþlarý ve milleti ile siyasî ve dinî liderleri ve hükümetleri gibi diðerleri de bulunmaktadýr. Bütün bunlar o kimse için birer taðut olur ve o kiþiyi kendi arzu ve ihtiraslarýna esir etmek isterler. Bu pek çok efendilerin kulu olan kimse, tatminine bir türlü imkân olmayan bu taðutlardan her birini ayrý ayrý memnun etmek hayaliyle ömrünü boþa tüketir (Mevdudî, Tefhimu'l-Kur'an, Terc. Heyet, Ýstanbul 1986, I, 176)


Allah Teâlâ Kur'an-ý Kerîm'de: "Andolsun ki biz her kavme "Allah'a ibadet edin, taðuta kulluk etmekten kaçýnýn " diye (teblið yapmasý için) bir peygamber göndermiþizdir" (en-Nahl, 16/36), "Ýman edenler Allah yolunda cihad ederler, kâfirler ise taðut yolunda savaþýrlar" (en-Nisa, 4/76) ayetleriyle müminlere taðut hakkýnda bilgi vermekte ve taðuta karþý takýnmalarý gereken tavrý açýklamaktadýr. Alimler de taðut hakkýnda, ayet ve hadislerden çýkardýklarý deliller çerçevesinde yaptýklarý yorumlarla bu kavramý tefsir etmektedirler.


Bugün yeryüzünde yürürlükte olan rejimlerin hepsi, beþerî rejimlerdir ve hükümlerini kendileri koymaktadýrlar. Dolayýsýyla da Allah (c.c)'ýn hükümlerine muhalefet etmektedirler. O halde bu rejimlerin hepsi "taðut" olarak isimlenir. Hatta kitlelere "en cazip ve hüsn-ü kabul gören bir rejim" olarak tanýtýlan demokratik ve lâik rejimler de taðut hükmündedir.


Her ne þekilde olursa olsun, insanlar tarafýndan konulmuþ ve Allah (c.c)'ýn hükümlerine muhalefet eden hükümler "taðut" olarak isimlendirilirler.


Allah Teâlâ (c.c) Kur'an-ý Kerîm'de; "Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilen kitaplara iman ettik diye boþ iddialarda bulunanlara bakmaz mýsýn? Onlar taðutun huzurunda muhakeme olmak (hükümlerine boyun eðmek) istiyorlar. Halbuki taðutu inkâr etmekle (tekfir etmekle, lânetlemekle) emrolunmuþlardý. Þeytan onlarý uzak bir sapýklýða saptýrmak ister" (en-Nisa, 4/60) buyurmaktadýr.


Bir kiþi Allah (c.c)'a, peygamberlere, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve inanmakla mükellef olduðu bütün hususlara inandýðýný açýklasa, fakat demokratik, lâik, sosyalist, kapitalist vb. rejimlerden herhangi birinin hükümlerini kabul edip itaat ederse o kimsenin irtidadýna (dinden çýktýðýna) hükmedilir. Zira insanlarý yaratan Allah Teâlâ'dan baþkasý, insanlarýn nasýl idare olunacaðý hususunda ve onlarýn sosyal yaþamlarýna yönelik hükümler koyma yetkisine sahip deðildir. Çünkü hüküm koyan insan, o hükme tâbi olmasýný istediði insanlardan üstün ve herhangi bir ayrýcalýða sahip deðildir. Allah Teâlâ katýnda üstünlük, sadece takva iledir. Nitekim Kur'an-ý Kerim'de Allah Teâlâ; "Þüphesiz ki sizin Allah katýnda en þerefliniz, takvaca en ileri olanýnýzdýr" (el-Hucurat, 49/13) buyurmaktadýr.


Kendisinde böyle yetkiler gördükten sonra, Allah Teâlâ'nýn indirdikleriyle hükmetmeyip, heva ve hevesleri doðrultusunda hükümler koyanlar ayný zamanda "ilahlýk" iddiasý içindedirler. Dolayýsýyla Allah Teâlâ'nýn hükümleri dýþýnda hüküm koyanlar ve o hükümlere tâbi olanlar da, tevhid akîdesinin dýþýna çýkýp kâfir olurlar. Allah Teâlâ Kur'an-ý Kerim'de: "Allah'ýn indirdiði ile hükmetmeyenler, iþte onlar, kâfirlerdir." (el-Maide, 5/44) buyurmaktadýr.


Taðutlarýn hükümlerine göre yönetilen beldeler "Dâr'ul-Harp" durumundadýrlar. Taðutun hüküm sürdüðü beldelerde yaþayan bütün müminlerin, din Allah'ýn oluncaya, Allah'ýn indirdikleriyle hükmedilinceye kadar cihad etmeleri farzdýr. Bu cihaddan kaçýp, taðutun hükmüne razý olanlar ise, ister bilerek, ister bilmeyerek yapsýn, kâfir olma durumundadýrlar. Allah Teâlâ (c.c) bu hususta; "Ýman edenler Allah yolunda cihad ederler, küfredenler ise taðut yolunda savaþýrlar" (en-Nisa, 4/76) buyurmakta ve müminin taðut karþýsýndaki yerini belirlemektedir.


Allah Teâlâ, Âdem (a.s)'dan, Resulullah'a (s.a.v) kadar bütün peygamberleri, insanlarý Tevhid'e, yani Allah'ýn varlýðýna ve birliðine, ortaðý olmadýðýna inanmaya; O'nun koyduðu hükümleri kabullenmeyerek kendi heva ve heveslerine göre hüküm koyma isteðinde olan "taðut"a karþý savaþmaya ve taðut kapsamýna giren her þeye kulluk etmekten kaçýnmaya çaðýrmalarý için göndermiþtir.

Nitekim Allah Teâlâ bu hususta; Andolsun ki biz her kavme, "Allah'a ibadet edin, taðuta kulluk etmekten kaçýnýn" diye (teblið yapmasý için) bir peygamber göndermiþizdir" (en-Nahl, 16/36) buyurmaktadýr.


Bu taðutlar Ýbrahim (a.s) döneminde Nemrut, Mûsa (a.s) döneminde Firavun, Resulullah (s.a.v) döneminde de Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi Daru'n-Nedve'nin ileri gelenleri ve puta tapan þahsiyetleri olduðu gibi, diðer peygamberler döneminde de, kendilerine gönderilen peygamberlerin getirdiði tevhid akidesini inkâr edip, atalarýndan kalan inançlarý devam ettirme inatçýlýðý gösteren puta tapan kavimler olmuþlardýr. Günümüzde de heva ve hevesleriyle hükümler koyan ve o hükümleri insanlara dayatan meclisler, hükümetler, devletler vb. gibi kurum ve kuruluþlar da bu taðutlardandýr.


Gelen peygamberler, gönderildikleri kavimleri tevhid'e çaðýrdýlar. Tapmaya devam edegeldikleri putlarýnýn kendilerine ne bir fayda, ne de bir zarar veremeyeceklerini açýkladýlar. Ancak pek azý müstesna olmak üzere, çoðunluðu peygamberleri yalanladýlar, hatta öldürdüler. Allah Teâlâ'ya yönelecekleri yerde, atalarýndan devraldýklarýný ileri sürdükleri taðuta yöneldiler. Allah Teâlâ bu inkârcý kavimler hakkýnda; Onlara; "Allah'ýn indirdiðine ve o peygambere geliniz" denildiði zaman, "Atalarýmýzý üzerinde bulduðumuz yol bize yeter" dediler. Ya atalarý bir þey bilmeyen ve doðru yolda olmayan kimseler idiyseler" (el-Maide, 5/72) buyurmakta ve nasýl bir çýkmazda olduklarýný açýkça gözler önüne sermektedir.


Taðutlarýn devri kapanmýþ deðildir. Peygamber bulunsun veya bulunmasýn, her dönemde taðutlar varlýklarýný korumuþlardýr. Taðut, sadece eski kavimlerde ortaya çýkýp yaþama imkâný bulan bir güç deðildir. Taðut, bugün de müslümanýn en büyük düþmanýdýr. Taðut, devlet sistemlerini, ahlâki deðerleri ele geçirmiþ ve onlarý müslümana zarar verecek bir hale dönüþtürmüþtür. Kýsaca taðut, müslümaný dört yanýndan kuþatmýþ bulunmakta ve müslümana hayat hakký tanýmamaktadýr.


Müslüman Allah'ýn hükümleri doðrultusunda yaþamak, O'nun koyduðu hükümler dýþýnda konulan bütün hükümleri reddetmek, Ýlâhlýk taslayan bütün güçleri yok etmek için çalýþmakla mükelleftir. Þu bir gerçektir ki, Allah (c.c)'a iman edenler, O'nun yolunda taðutla savaþmak zorundadýrlar. Çünkü taðut bir mümin için her þey demek olan imanýný çiðnemek, ona hayat hakký vermemek ve Allah'ýn hükümlerini iptal edip, kendi heva ve hevesleri doðrultusunda hükümler koymak amacýndadýr. Nitekim Allah Teâlâ Kur'an-ý Kerîm'de; "Ýman edenler Allah yolunda cihat ederler, küfredenler ise taðut yolunda savaþýrlar" (en-Nisa, 4/76)


Resulullah (s.a.v) de taðut hakkýnda bir hadis-i þerifinde; "Her kim (taðuta karþýgöz kırpma cihad etmeden ve onunla mücadele (ederek Hakk'ý hakim kýlma) arzusunu ruhunda duymadan ölürse, nifaktan bir þube üzerinde ölür" buyurmaktadýrlar." (Muhtasar Sahih-i Müs-lim, Hafýz Münzirî, Hd. No: 103)


Bu ayet ve hadis, bir müminin taðuta karþý takýnmasý gereken tavrý en anlaþýlýr þekilde ortaya koymaktadýr. Bir mümin; camileri-nin ibadete açýk olmasýna izin veren, insanlarý dini inançlarýnda özgür býraktýðýný iddia eden rejimlere karþý çok dikkatli olmak zorundadýr. Bugün bu rejimler, Ýslâm dünyasý için büyük bir tehlike arzetmektedirler. Bu rejimlerin hepsi taðuttur. Çünkü apaçýk ortadadýr ki Allah'ýn indirdikleriyle hükmetmemektedirler. Ýnsanlarý kendi heva ve hevesleri doðrultusunda çýkarmýþ olduklarý hükümlerle idare etmektedirler. Allah'ýn hükümlerini, ortaçað insanýna hitab edebilen, sýnýrlý, bugünün geliþen ve düþünen insanýnýn gerisinde kalmýþ hükümler olarak kabul etmektedirler.


Bir mü'min, taðutu, yani Allah Teâlâ'nýn emirleri ve yasaklarý ile çatýþan nefsini, diðer þahýslarý, önderleri, rejimleri ve ilkeleri red etmedikçe, hakimiyetin yalnýz Allah'a ve O'nun düzeni olan Ýslâm nizamýna ait olduðunu kabullenmedikçe imanýn sembolü olan tevhid kulpuna yapýþamaz. Allah Teâlâ bu konuda da þöyle buyurmaktadýr: "Dinde zorlama yoktur. Hakikat, iman ile küfür apaçýk meydana çýkmýþtýr. Artýk kim taðutu inkâr edip de Allah'a (O'nun kanunlarýna) iman ederse, muhakkak ki kopmasý (mümkün) olmayan en saðlam kulpa sarýlmýþtýr. Allah iþiten ve bilendir." (Bakara, 2/256)


Dolayýsýyla insanlar için iki yol vardýr. Birincisi: Allahu Teâlâ (c.c)'ya iman etmek ve her türlü iliþkileri (hayatýnýgöz kırpma Ýslâm'ýn hükümlerine göre deðerlendirmek; ikincisi, taðuta kalben teslim olmak (iman etmek) suretiyle hevâ ve heveslerine göre yaþamak!.. Bu iki inanç ve yaþama biçiminin dýþýnda üçüncü bir durumdan söz etmek mümkün deðildir. Ýnsanlar kendi iradeleri ile, bu iki yoldan birisini tercih etmekte serbesttirler. Buna "Kesb" (kendi kazancýgöz kırpma denilir. Ýmam Taftazânî, "Ýnsanlarýn sevap ve mükâfat almaya, ceza ve azab görmeye esas teþkil eden ihtiyari fiilleri vardýr." (Taftazanî, Þerhu'l Ahaid, Ýstanbul 1980, s. 196) diyerek, bu konuda herhangi bir zorlamanýn olmayacaðýna iþaret etmiþtir.


Allahü Teâlâ'nýn hükümlerini bir kenara býrakarak, Taðut'un huzurunda muhakeme olmak ve onun hükümlerine boyun eðmek, küfrü tercih etmek demektir. Nitekim Kur'an-ý Kerim'de: "Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilen kitaplara iman ettik diye, boþ iddialarda bulunanlara bakmaz mýsýn? Onlar Tagut'un huzurunda muhakeme olmak (hükümlerine boyun eðmek) istiyorlar. Halbuki Taðut'u inkâr etmekle (tekfir etmekle, lânetlemekle) emrolunmuþlardý" (en-Nisa 4/60) buyurulmuþtur. Bu ayette Taðut'un hükümlerine boyun eðen ve kalben razý olanlarýn, iman iddialarýnýn boþ olduðu ifade edilmektedir. Ýbn-i Kesir bu ayetin tefsirinde "Allahü Teâlâ Taðut'un hükümlerine kalben teslim olanlarýn iman iddialarýný red etmektedir" diyerek, meselenin özüne iþaret eder (Ýbn Kesir, Tefsir, Beyrut 1969, I, 519). Taðutî güçler; Allahu Teâlâ'nýn arzýnda, O'nun hükümlerine karþý tuðyan eden ve insanlarýn üzerinde ilâhlýk iddiasýnda bulunan otoritelerdir. Bunlarla sürekli olarak savaþmak farzdýr. Bununla ilgili olarak, "Ýman edenler; Allah Teâlâ'nýn yolunda cihat ederler. Küfredenler ise, Taðut yolunda savaþýrlar. Öyle ise; þeytanýn dostlarýyla (Tagut güçlerle) savaþýnýz. Þüphesiz ki, þeytanýn hilekârlýðý zayýftýr" (en-Nisa, 4/76) buyurulmuþtur. Bir mümin Taðutî güçlerle savaþmanýn farz olan bir ibadet olduðunu bilmek mecburiyetindedir. Bu Kelime-i Tevhid'in tabii bir sonucudur.


Allahû Teâlâ'nýn hükümlerine karþý tuðyan eden siyasi otoriteler insanlarý, dalaletin karanlýðýna doðru çekerler. Hem bu dünyada, hem de Ahirette iþkenceye ve azaba uðramalarýna sebep olurlar. Ýslâm dininin hükümlerini inkâr eden bütün ideolojiler Taðut hükmündedir. Kur'an-ý Kerim'de; "Allah, iman edenlerin velisidir (yardýmcýsýdýr). Onlarý karanlýktan (kurtarýp) nura çýkarýr. Küfreden-lerin velisi ise Taðut'tur. O da kendilerini nurdan (ayýrýp) karanlýklara çýkarýr. Onlar (Taðut ve ona tabi olanlar) Cehennemin arkadaþlarýdýr. Onlar orada, bir daha çýkmamak üzere ebedi kalýcýdýrlar" (el-Bakara, 2/257) buyurulmuþtur.


Günümüzde Allahü Teâlâ'nýn indirdiði hükümleri bir kenara býrakarak, "Hakimiyet kayýtsýz ve þartsýz insanýndýr" sloganýna sarýlan ve insanlarýn çoðunun rýzasýna göre kurulduðu iddia edilen siyasî otoriteler, iktidar haline gelmiþlerdir. Bu siyasi otoritelerin Taðut hükmünde olduðu asla unutulmamalýdýr. Daha açýk bir ifade ile Ýslâm nizamýnýn dýþýndaki bütün sistemler "Taðuti" özellikleri taþýrlar. Kelime-i Þehadet getiren ve günde beþ vakit ezâný dinleyen her mükellef bu mahiyeti asla unutmamalýdýr. Ýnsanlarý Taðutî güçlere karþý cihada teþvik etmeyen ve bu uðurda gayret sarfetmeyen kimseler ne kadar ilim sahibi olursa olsunlar, kat'iyyen âdil ve müslüman deðildirler. Olsa olsa onlar ancak Bel'âm'dýrlar. Dolayýsýyla onlarýn fetvalarý ile amel edilemez.
Gönderen: 21.11.2006 - 09:12
Bu Mesaji Bildir   osmanlı_2009 üyenin diger mesajlarini ara osmanlı_2009 üyenin Profiline bak osmanlı_2009 üyeye özel mesaj gönder osmanlı_2009 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1610 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
apsikama (58), bosay (59), diclesu (), oguz5656 (37), Sevdigim (43), aseksioglu (41), hazangülü (38), Berk (43), sevgi mersin (52), UfukTuncer (46), dadas_25 (47), siynem (31), yayla_gülü (50), oktay (), gonulbahcesi (46), yeþilim (40), t_turan (41), USSAK 64 (65), ismail gülda&th.. (44), ezilmezhalil (50), m_aktaran (51), sudenaz (50), miftehul_kulb (47), sedanur (38), zeynepsu (47), caferyalcin2 (47), KÜRSAD (38), el-esed (46), kozlu67 (49), gezegen38 (46), zuley (41), sahra_a (41), kübranur (36), Mustafa TASKESE.. (46), bilvanis (70), aspirin28 (45), yorgunadam (57)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64528 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.