0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kavanoz ve 2 Fincan Kahve:

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Konu icon    Kavanoz ve 2 Fincan Kahve:
Moderator


4254 Mesaj -
Kavanoz ve 2 Fincan Kahve:
Ne zaman hayatýnda bazý þeyler taþýnamaz hale gelirse, ne zaman 24 saat kýsa gelmeye baþlarsa, o zaman mayonez kavanozu ve
2 Fincan Kahveyi hatýrlayýnýz!
Bir gün bir Felsefe profesörü, elinde birkaç kutu olduðu halde derse gelir. Ders baþladýðýnda, hiçbir þey söylemeden, önüne büyükçe bir mayonez kavanozunu alýr ve aðzýna kadar tenis toplarý ile doldurur ve öðrencilere kavanozun dolup dolmadýðýný sorar;
Öðrenciler ittifakla kavanozun dolduðunu ifade ederler, Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldýðý çakýl taþlarýný, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakýl taþlarý kayarak, tenis toplarýnýn aralarýndaki boþluklarý doldurur ve öðrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadýðýný sorar, onlar da 'evet' doldu derler, profesör bu defa masanýn üzerindeki diðer kutuyu eline alýr ve içindeki kumu yavaþça kavanoza döker.
Tabii ki kumlar da çakýl taþlarýnýn aralarýndaki boþluklarý doldurur. Ve tekrar öðrencilere kavanozun dolup dolmadýðýný sorar, Öðrenciler de koro halinde 'evet' derler. Bu sefer profesör masanýn altýnda hazýr bekleyen 2 fincan kahveyi alýr ve kavanoza boþaltýr, Kahve de kumlarýn arasýnda kalan boþluklarý doldurur. Öðrenciler gülerler! Profesör öðrencilerin gülüþünü destekleyerek 'eveet' Diyerek;
Ben 'Bu kavanozun sizin hayatýnýzý simgelediðini ifade etmeye çalýþtým' Der.
Þöyle ki; Bu tenis toplarý hayatýnýzdaki önemli þeylerdir; aileniz, çocuklarýnýz, sýhhatiniz, arkadaþlarýnýz ve sizin için önemli olan þeylerdir.
Diðer þeyleri kaybetseniz de, bu önemli þeyler kalýr ve hayatýnýzý doldurur.
O çakýl taþlarý ise daha az önemli olan diðer þeylerdir; iþiniz, eviniz, arabanýz vs.
Kum ise diðer ufak tefek þeylerdir.
'Þayet Kavanoza önce kum doldurursanýz...' diye, anlatmaya devam eder, 'çakýl taþlarýna ve özellikle de tenis toplarýna (yeterli) yer kalmaz.
Ayný þey hayatýmýz için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek þeylere harcar, israf ederseniz, önemli þeyler için vakit kalmayacaktýr .
Dikkatinizi mutluluðunuz için önem arz Eden þeylere çevirin. Çocuklarýnýzla oynayýn. Saðlýðýnýza dikkat edin. Eþinizle yemeðe çýkýn. Evinizin ihtiyaçlarýný karþýlayýn. Öncelikle tenis toplarýný kavanoza yerleþtirin. Öncelikleri,
sýralamayý iyi bilin. Gerisi hep kumdur.
Bu Ara Bir öðrenci sorar; 'Peki, O iki fincan kahve nedir?'
Profesör gülerek: 'Bu soruyu bekliyordum, Hayatýnýz ne Kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarýnýz ve sevdiklerinizle bir fincan Kahve içecek kadar yer vardýr !!!'
NE OLURSA OLSUN HAYATINIZDAKÝ TENÝS TOPLARINDAN OLMAK ÜMÝDÝYLE ........................
Gönderen: 16.10.2009 - 22:53
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Bir Baþka Kahve Hikâyesi
Günlük hayatýmýzýn neredeyse ayrýlmaz bir parçasý haline gelen kahvenin tarihsel serüveni hakkýnda ne kadar bilgi sahibi olduðumuzu acaba hiç düþündük mü? Eskiler “Bir fincan kahvenin kýrk yýl hatýrý vardýr.” derler ve bu enfes tabirle kahvenin toplumsal iliþkilerdeki müspet rolünü açýk bir þekilde ortaya koyarlar. Hâlbuki bugün sadece bir içecek gözüyle baktýðýmýz kahvenin doðu ve batýda arz-ý endam ettiði ilk dönemlerde kolay kolay kabullenilmediðini görmekteyiz. Bu yazý öncelikle kahvenin doðum tarihi, Ýslâm dünyasýna giriþi, hakkýndaki müspet ve menfi yaklaþýmlarý ve son olarak batýya geçiþi ve orada kahveye karþý geliþtirilen bakýþ açýlarýný özetlemeyi hedeflemektedir.
Öncelikle, doðulu ve batýlý uzmanlarýn ekserisinin kahvenin menþei hakkýnda hemfikir olmadýklarýný belirtmekte fayda vardýr. Kahve kelimesinin etimolojisinden hareketle bazý yorumlarda bulunan araþtýrmacýlarýn da söyledikleri ise bir tahminden ileriye gitmemektedir. Bizim açýmýzdan önemli olan nokta ise, kahvenin Ýslâm dünyasýna ilk defa Aden/Yemen kanalýyla girmiþ olmasý gerçeðidir. Özellikle buradaki ehli Tasavvuf arasýnda zihni uyanýk tuttuðu için içildiði nakledilen kahvenin Þazelî Þeyhi Ali b. Ömer (v.828/1425) ya da meþhur fakîh MUHAMMED b. Saîd ez-Zebhani (v.875/1470) tarafýndan getirildiði belirtilmektedir. Hatta bazý mutasavvýflar tarafýndan tüketimi yaygýnlaþtýrýlan kahvenin, geceleri zikir meclislerinde ve yapýlan ibadetlerde müridleri zinde tutma ve uyutmama gayesini hedeflediði bilinmektedir.
Kahve, Yemen’de yayýldýktan kýsa bir süre sonra Mýsýr ve bu kanalla da Suriye, Hicaz ve Türkiye1 gibi pek çok Ýslâm ülkesinde kendisine yer bulmuþtur. Kahveyle birlikte açýlan kahvehanelerin de nicelik bakýmýndan artýþý Ýslâm topraklarýnda kendisine rahat yer bulan kahve hakkýnda bazý tartýþmalarýn çýkmasýna sebep olmuþtur. Bazý kimselerin Ezher’in bahçesinde ya da Harem-i Þerif’in etrafýnda ayakta kahve içmeleri, ya da saatlerce kahvehanelerde sohbetlerle boþ vakit geçirmeleri bazý âlimleri kahve aleyhinde fetva vermeye sevketmiþtir. Fakat sonuçta kahve lehindeki fetvalarýn aðýrlýk kazandýðýný ve böylece kahvenin artýk her tarafta rahatlýkla içildiðini görmekteyiz. Bütün bu tartýþmalar neticesinde kahve hakkýnda ciddi bir kitabiyâtýn da ortaya çýktýðýna þahit oluyoruz. Risâle fi Ahkâmi’l-Kahve, Ýstifâu’s-Safve li Tasviyeti’l-Kahve, Umdetu’s-Safve fî Hilli’l-Kahve gibi eserlerin kaleme alýndýðý ve yazarlarý tarafýndan meselenin etraflýca tartýþýldýðý görülmektedir. Kahve taraftarlarý ve karþýtlarýnýn görüþlerini detaylý bir þekilde ortaya koyduklarý farklý bir alan da þiir olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Kanaatimizce bir kahve tutkunu olan þair Burhaneddîn b. El-Muballit el-Mýsrî’nin þu sözleri söz konusu tartýþmalara son noktayý koymayý hedefler gibidir:
“Ey içinde ruhun hastalýklarýna þifa bulunan kahvemizi siyahlýðý yüzünden kýnayan!
Onun, fincanýnýn içindeyken, gözün beyazý ortasýndaki siyahlýðý hatýrlattýðýný görmez misin?”
Özetle bu siyah ve içenlerini hem zinde tutan hem onlara zevk veren hem de muhabbetlerini artýran kahve Müslüman toplumlarda kendisine mümtaz bir mevki edinmiþtir. Ýslâm dünyasýndaki kahve ile ilgili tartýþmalarýn ise bizzat kahvenin kendisinden çok tüketim þeklinden kaynaklandýðý dikkatlerden kaçmamaktadýr. Özellikle vakit nakittir düsturuyla hareket eden Müslüman âlimler kahvehanelerde malayani ile meþgul bir þekilde kahve içerek kýymetli vakitlerin zayi olmasýna þiddetle karþý çýkmýþlardýr. Öte taraftan mü’minlerin geceleri kulluklarýný uzun bir süre uyanýk kalarak izhar edebilmelerine, din-i mubîn-i Ýslâm’ý hakkýyla yaþayabilmelerine vesile olmasý açýsýndan kahveye ayrý bir önem atfetmiþlerdir. Kýsaca Müslüman dünyada kahveyle ilgili tartýþmalarda peþin hükümlülüðe ve bunun neticesi olan ifrat ve tefrite rastlanmamaktadýr. Þimdi dilerseniz kahvenin batýdaki serüvenine bir göz atalým:
Tarihi veriler bize ilk kahvehanenin Londra’da 1652’de açýldýðýný bildirmektedir. On yýl içinde kahve tüketiminin artýk bir moda haline geldiði dönemin entelektüelleri tarafýndan nakledilmektedir. Her ne kadar bu yeni içecek pek çok Ýngiliz tarafýndan hoþ amedi (hoþ geldiniz) ile karþýlanmamýþsa da çok geçmeden halk arasýnda kahve düþmanlarý belirmeye baþlamýþtýr. William Parry kahve hakkýnda ciddi anlamda olumsuz yaklaþýmý sergileyen kimse olarak bilinmektedir. Ona göre kahve beyni uyuþturan bir maddedir ve insanlarý sarhoþ etmektedir. Londra’da çok kýsa bir süre sonra anti-kahve kampanyasýna birahane sahipleri de katýlýrlar. Bunlarýn en temel kaygýsý ise, kahve tüketiminin giderek artmasýna raðmen kendi geleneksel içkilerine raðbetin azalmasý ve toplumun konu üzerinde duyarsýzlýðýdýr. Gözlerinin önünde birer birer müþterilerini kaybeden bu insanlar satýþlardaki düþüþlerden dolayý konuya daha çok ekonomik açýdan yaklaþmakta ve pragmatik çözümler aramaktadýrlar. Onlara göre meselenin çözümü hususundaki en kýsa yol ise kahve tüketiminin yasaklanmasý ve kahvehanelerin kapatýlmasýdýr.
Bu tartýþmalarda dikkati çeken en ilginç tartýþma ise kahvenin Ýngiliz toplumundaki tanýmýyla ilgilidir. Bu dönemde yazýlan eserler incelendiðinde kahve için seçilen ilginç tabirin MUHAMMEDan Berry olduðunu görmekteyiz. ‘Müslüman þurubu’ olarak tercüme edebileceðimiz bu ifadeyle Ýngiliz yazarlar kahvenin Müslümanlara aidiyetini ima etmektedirler. Bu nedenle pek çok Ýngiliz düþünür o dönemde kahveye hep þüpheyle yaklaþmýþlardýr. Onlara göre kahve bir Protestan’dan çok Müslüman özellikleri taþýmakta ve tiryakilerini Türkleþtirmektedir. Türk ise o günlerde bütün batý için Müslümanlýðý çaðrýþtýrmaktadýr. Zihinlerimizi bir an için söz konusu döneme yönlendirdiðimizde Batýnýn karþýsýndaki tek Müslüman gücün bir Türk Hanedaný olan Osmanlý olduðunu müþahede edeceðiz. Batýlýlar Müslüman olarak karþýlarýnda bulduklarý Osmanlý Türklerinden dolayý Kur’ân-ý Kerim’i bile literatürlerinde Turkish Bible (Türk Kitab-ý Mukaddes’i) olarak tanýmlamýþlardýr. Özetle ifade edecek olursak pek çok Ýngiliz yazar için kahve tehlikeli bir içecekti ve onu içenler Hýristiyanlýðý býrakýp Müslüman olmaya hazýrlanýyorlardý. Bazýlarý kahvede gizemli bir þurup özelliði görürken bazýlarý da onu bir ajan/misyoner olarak algýlamýþlardýr.
Batýdaki Osmanlý korkusu kahve düþmanlýðýyla kendini gösterirken kahve bütün olumsuzluklarýn sebebi olarak telakki edilmiþtir. Bazýlarý kahvenin bir cehennem bitkisi olduðunu söylerken bazýlarý da kahvenin Ýngiliz halký üzerinde sadece ruhi deðil fiziki etkilerinden uzun uzadýya bahsetmiþtir. Bu yazarlara göre kahvedeki sihir, içenlerde kendisini hemen hissettirmektedir. Kahveyi bir Þeytan içeceði olarak gören bazý Ýngiliz yazarlar, sýk sýk kahve içen kimsenin Türkler gibi olmaya baþladýðýný, sadece ruhlarý deðil, renklerinin de karardýðýný tartýþmýþlardýr. Kahve ile ilgili batýda sürdürülen baþka bir tartýþma ise kadýnlar tarafýndan yapýlmýþtýr. Pek çok kadýn kocalarýnýn kahve yüzünden evlerini ve kendilerini ihmal ettiklerini belirterek mahkemeye baþvurduðu kaynaklarda zikredilmektedir.
Kahve etrafýnda cereyan eden traji-komik bir münakaþa ise Ýngiltere’ye kahvenin giriþiyle ayný tarihleri paylaþan ilk Kur’ân tercümesinin basýlmasý olayýdýr. Meþhur Ýngiliz mütercim Alexander Ross, kendisinden bir asýr önce Sieur du Ryer tarafýndan yapýlan Fransýzca çevirisini kullanarak Kur’ân’ý Ýngilizce’ye ilk defa 1649’da tercüme eder. Ýngiltere’ye kahvenin giriþiyle ayný yýllara tevafuk eden bu çeviri bazý Ýngiliz yazarlarýn Kur’ân’ýn Ýngilizce çevirisinin basýlýþý ile kahve tüketiminin artýþý arasýnda bir iliþki kurmaya sevk eder.
Oldukça yanlý ve yanlýþ bilgilerle dolu bu çeviri de Ýngiltere’de kuþkuyla karþýlanmýþ ve kahveden kaçýnýlmasý gerektiði gibi bu tercümeden de kaçýnýlmasý ýsrarla vurgulanmýþtýr. Bugün anlamakta güçlük çektiðimiz bu halet-i ruhiyenin altýnda yatan temel düþünce ise bir taraftan kahve gibi bir iksir, diðer taraftan Kur’ân gibi bir kitapla Türklerin topyekün Ýngiltere’yi Ýslâmlaþtýrmaya çalýþtýðý inancýdýr. Bu sebeple Ýngiliz toplumunun birbirleriyle baðlarýný çözdüðüne inanýlan Kur’ân ve kahveden uzak durmalarý saðlanmalýdýr. Siyasi, edebi ve hukuki bütün vasýtalarý kullanan elit tabaka, Ýngiliz halkýný Kur’ân ve kahvenin etkisinden kurtarmaya çalýþmýþlardýr.
Bu masum içeceðin Almanya’daki hikayesi ise Ýngiltere’de algýlanýþýndan farklý deðildir. Aydýnlanma dönemi yazarlarýndan Karl Gottlieb Hering (1766-1853) kilise korolarýnýn repertuarýnýn yaný sýra okul kitaplarýna da girmiþ olan bir þarký yazar ve besteler. Þarkýnýn adý Kaffeelied’dir (Kahve þarkýsýgöz kırpma. Bazý deðiþiklikler geçiren þarkýda kahvenin çok içilmemesinin gerektiði, bu Türk içkisinin çocuklar için olmadýðý; sinirleri zayýflatýp, içenleri rahatsýzlaþtýracaðýndan dem vurulmaktadýr. Þarkýnýn sonunda dinleyicilerden kahveyi býrakamayan Müslümanlar gibi olunmamasý talep edilmektedir. Açýkça yazar kendisinden bir buçuk asýr önce Ýngiltere’de yapýlmaya çalýþýlan paranoyayý tekrarlamaktadýr: Fazla kahve tüketimi, içenleri Müslüman yapabilir; bu sebeple ondan sakýnýlmalýdýr.
Bu yazýda farklý bir kahve tarihçesi sunmaya çalýþtýk. Bugün hemen hemen her kültür tarafýndan benimsenen ve zevkle içilen kahvenin arkasýnda yatan gizemli tarihin tekrar hortlamamasýný Yüce Yaratýcý’dan niyaz ediyoruz.
Doç. Dr. Ýsmail Albayrak
ACU National Öðrt. Üyesi
Kaynaklar:
-Ali Osman Öztürk, Alman Oryantalizmi, Ankara, 2000
-C. Van Arendonk, ‘Kahve’, Ýslâm Ansiklopedisi, VI.95
-Ýdris Bostan, ‘Kahve’, DÝA, XXIV.202-5
-Nabil Matar, Ýslâm in Britain 1558-1685, Cambridge: Cambridge University Pres 1998
-Nurettin Ceviz, ‘Kahvenin Ýslâm Dünyasýna Giriþi ve Arap Edebiyatýnda Ele Alýnýþý’, EKEV, 8 (2004), 343-356
Dipnot
1. Kahvenin Türkler tarafýndan kullanýlmaya baþlandýðý tarih olarak Kanuni Sultan Süleyman devri gösterilmektedir. Ülkeye kahve Habeþistan valisi Özdemir Paþa tarafýndan Yemen yoluyla getirilmiþtir. Bazý kaynaklar daha net bir tarih belirlemektedirler. Onlara göre söz konusu tarih 1554’tür. Diðer Ýslâm diyarlarýnda olduðu gibi kahve hakkýnda bazý ihtiyati yaklaþýmlar sergilense de hüsnü kabul görmesi çok gecikmemiþtir.
Gönderen: 16.10.2009 - 23:00
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
ESKÝ BÝR FÝNCAN
Dinle oðlum çok eskiden bir konakta
Akþamlarý gaz lambasý ýþýðýnda
Paþa dedesinden kalan bu fincanla
Ninem eliyle kahve sunarmýþ Abdi Bey’e.

Yýllar sonra 43 - 44 harp ortasý
Ekmek karnesi ve yoksulluk yýllarý
Kayýnvalidesinden kalan bu fincanla
Bu kez annem eliyle kahve sunarmýþ Hakký Bey‘e.

Eski konak yýllar önce yandý gitti
Ekmek karneli zor günler çoktan bitti
Abdi ve Hakký Bey’ler rahmetlik oldu
Bir tek bu fincan kaldý yüz yýllýk sevdalarla.

Bir gün senin olacak birikmiþ anýlarýyla
Düþüp kýrýlsa bile topla tamir et oðlum
Kahve yaþýn gelecek
Bu fincaný iyi sakla...

Her kahve ayný tadý taþýmaz...
Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona gore degiþir...
Sahilde oturduðun rüzgarlý bir sonbahar günü,
en sevdiðin dostun aðlarken içtigin kahvenin tadý kederlidir...
Kahve telvesine yüreginin acýsý karýþýr.

Bir pazar öðle sonrasý annenin "hadi bir kahve yap da içelim" dediði kahve huzurludur...
Köpükler annenin göz bebeklerine yansýr...
Dudaðýnýn kýyýsýnda kalan küçük bir gülümsemedir...

Bir gece vakti içtiðin kahve düþülen kuyudan çýkma cabasýdýr...
Koyu kývamlý kahverengi bir ipe tutunur çýkarsýn ...
çýktýðýn an uyuyakalýrsýn... ferahlýktýr!!!

Dostlarla içilen kahve neþedir...
Kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer...

Tek baþýna gece vakti balkonda içtiðin kahve yalnýzlýktýr...Acýdýr tadý...
Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardýr...

Baban için yaptýðýn kahve sevgi doludur...
çay bardaðýnda, az þekerli...Kahve gibi görünmez sana...
Ama sýcaktýr dumaný tüter ve kokusu büyülüdür...

Beklemediðin bir anda sana uzatýlan kahve baskadýr... Isýtýr insanýn...içini...

Yorgun olduðunda içtigin kahve hafifletir seni...
Kendine getirir, unutturur günün aðýrlýðýný...

Kahve ayný kahvedir belki... köpüðüyle, rengiyle, dumanýyla ayný kahvedir
ama icilen kahveler ruhunun süzgecinden geçer ve tadlari degiþir...
Her kahve ayný deðildir bu yüzden...

Ben de sizleri sevgiyle piþirilen bir kahve içmeye davet ediyorum.
Akþam, öðle öncesi, sonrasý ya da gece kahvesi. ne zaman isterseniz.
Dostlukla yudumlayacaðýmýz bir kahve molasý vermeye ne dersiniz???
Sizin kahveniz nasýl olsun ???
ALINTI
Gönderen: 16.10.2009 - 23:04
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
KAHVENiN TARiHi.
Daha görüntüsünü görmeden kokusuyla geliþinihissedersiniz. Geleneksel Türk kültürünün en güzel ve en özelalýþkanlýklarýndan biridir. Yemek sonrasý hiçbir tat onun yerinidoldurmaz. O, soluklanmak için bir mola, keyifli sohbetlere hoþ birvesile, aðýr bir yemeðin ardý sýra mideyi rahatlatacak bir tat.
Uyarýr,yatýþtýrýr, keyifli ve lezzetlidir. Dünyaya armaðanýmýz olan, sýcak biriçecekten ziyade örf ve adetlerimiz içine yerleþen bir kültürdür. O,beþ asýrlýk alýþkanlýðýmýz; Türk kahvemizdir...
Türkkahvesinin benim için ayrý bir önemi var. Günde azami 2 fincan sadekahve içmediðim zamanlar kendimde büyük eksiklik hissederim. Siz degününüzü dinç ve dinamik geçirmek istiyorsanýz her gün Türk kahvesiiçmeyi ihmal etmeyin. Tarihte kahveyi kavurup, içecek haline getirenmillet biz olmamýza raðmen, hali hazýrdaki Türk kahvesinin dünyadabelirli bir yer edinememesi insaný üzüyor.
Býrakýn dünyayý, artýk Türkiye'nin bir çokrestoran, lokanta ve kafesinde bile Türk kahvesi yapýlmýyor. Gelin, beþasýrlýk damak tadýmýzýn ve kültürümüzün Türkiye'ye ve dünyaya yayýlmasýiçin en azýndan bireysel katkýda bulunalým: En lüksünden en vasatýnakadar gittiðimiz her restoran, lokanta, kafe vb. yerlerde sýcak içeceksipariþimiz ýsrarla Türk kahvesinden yana olsun.
SÝYAH ÝNCÝNÝN TARÝHÇESÝ
Kahvenintarihçesi ile ilgili birçok rivayet olmasýnýn yanýnda size ÇobanKaldi'nin öyküsünü anlatacaðým. Çok zaman önce Yemen'in yüksekyaylalarýnda Kaldi adýnda bir çoban yaþarmýþ. Günün birinde keçilerininbir aðacýn kýrmýzý meyvelerinden yedikten sonra canlandýðýný, çokhareketli olduklarýný ve geceleri çok az uyuduklarýný fark etmiþ. Bununüzerine Çoban Kaldi, bu yemiþlerden tatmýþ ve sonrasýnda da kendinidaha dinç ve canlý hissetmiþ. Zamanla bu çekirdekleri kavurup öðütenYemenliler, çok lezzetli ve keyif verici olan kahveyi bulmuþlar.
TÜRKLERÝN TÜRK KAHVESÝ ÝLE TANIÞMASI
Osmanlýtopraklarýna kahvenin, Hükm ve Þems isimli iki Suriyeli tarafýndan1500'lü yýllarda getirildiði söyleniyor. Ancak bazý kaynaklarda KanuniSultan Süleyman döneminde (1520-1566) Yemen Valisi Özdemir Paþatarafýndan Yemen'den getirilip saraya taþýndýðý bilgilerine derastlanýyor. Sarayýn görkemli salonlarýna getirilen kahve, 40 kiþilikkadrolu kahveci ustalarý tarafýndan Türk kahvesi biçimine getirilmiþti.
ÝLK KAHVEHANE
Kahvenin tekeli Mýsýr Çarþýsý'nda Tahmis sokaktaydý. Bu ilk kahvehane yalnýz halkýn deðil,müderris ve kadý gibi okumuþ
kesimin, tanýnmýþ kiþilerin ve bilginlerinbuluþma noktasý, sohbet yerleri halini almýþtý. Bu yerler zamanöldürmek için deðil karþýlýklý fikir alýþveriþi ve kitap okumak içinkurulmuþ yerlerdi. Tiryakiler burada içilen kahvelere "kara inci" adýnývermiþlerdi. Burada kahve emininin gözetiminde yeni kavrulmuþ kahvelersatýlýyor, kahvenin saflýðýný bozanlara da aðýr cezalar veriliyordu.Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde yazdýðýna göre, bugün Tahtakaleadýyla bilinen Taht-ul kale, o günlerde 55 kahvehanesi ve 200 çalýþanývardý.
KAHVENÝN YASAKLANMASI
Kahveninbu kadar ilgi görmesi üzerine zamanýn þeyhülISLAMý, kahvenin neolduðunu tam olarak anlayamayýp uyuþturucu hükmüne vardýðýndan kahveiçin yasaklý günler baþladý. Kömürleþtirilmiþ bir nesnenin suyunuiçmenin günah olduðu fetvasý verilince kahve dolu gemilerin dipleridelinerek, kahveler Marmara Denizi'ne döküldü.
Fakat bu yasak bile Türk insanýnýn kahveyeolan alýþkanlýðýný engelleyemedi. Hatta kahvenin birçok derde deva,hastalýða þifa olduðu söylentileri yayýlýnca kahveye olan ilgi daha daarttý. 3. Murat döneminin þeyhülISLAMý "Sakýnca kahvenin kavrulurkenkömürleþmesinde ise kahveyi kömür haline getirmeden kavurmak sakýncayýortadan kaldýrýr" anlamýný taþýyan bir fetva yayýnladý. Böylece kahveserbestçe içilir hale geldi.
SAÐLIKLI TÜRK KAHVESÝ
Uzmanlar özellikle filtre edilmiþ kahvelerin çok fazla tüketilmesinin insan saðlýðýna zararlý olduðu konusunda birleþiyorlar, oysa Türk kahvesi tüm yönleriyle saðlýk koþullarýna uygun bir içecektir. Piþirilip servisedilen Türk kahvesinin sadece suyu içildiðinden, yani telvesi fincanýn dibinde kaldýðýndan insan vücuduna doðal kafein verir. Zihin açar,uyarýr, enerji verir, baþ aðrýlarýný azaltýr, sindirimi kolaylaþtýrýr.
TÜRK KAHVESÝNÝN YAPILIÞI
Ýyibir kahve hazýrlamak için suyun klorsuz ve soðuk olmasý gerekir. Kahvetiryakileri, en iyi kahvenin mangalda, küllü kömür ateþiyle 15-20 dk.aðýr piþtiðinde birleþirler. Kahveyi bulabilirseniz kömür mangalý,bulamazsanýz ocakta kýsýk ateþte yapabilirsiniz. Dibi kalýn bakýrcezvede soðuk suya salýnan kahve, birkaç kez karýþtýrýlarak ateþe konurve fazla karýþtýrýlmaz. Köpüklenince ateþten çekilen cezvenin ilkköpüðü fincanlara pay edilir ve kahve yeniden ateþe sürülür. Kalankahve bir taþým daha piþirilir ve fincanlara boþaltýlýr. Köpüðünün bololmasýna özen gösterilen kahvenin lezzetinin yanýnda, ikram þekli deönemlidir. Yanýnda güllü veya sakýzlý lokum yenilmesi adettendir.
Kadýnlar þekerli kahve sever...
Türkkahvesinin gerçek tadýný almak isteyenler için, kahve tiryakilerininbirleþtiði bir nokta sade içimidir. Tiryakiler, þekerli ve orta Türkkahvesinin þekerli su olduðunu, þekerli kahveyi eskiden kadýnlarýn içtiðini söylerler.
Kitabýn adý: Ýstanbul Deðirmenleri ve Fýrýnlarý
Yazarý: Salih AYNURAL
Yayýnevi: Tarih Vakfý Yurt Yayýnlarý/Mart 2002
Kitap Hakkýnda: Ýstanbul'un iaþesi için hangi tüccarýn nereden ne kadar hububat alabileceði,buðdayýn ya da arpanýn nerede öðütülebileceði, hangi fýrýncýnýn hangideðirmene baðlý olacaðý gibi sorunlar, Ýstanbullularýn sofrasýnda ekmekeksik olmasýn, diye Osmanlý devlet bürokrasisi tarafýndan tümayrýntýlarýyla saptanmýþ ve kontrol altýna alýnmýþtýr. KitaptaÝstanbul'un ihtiyacý olan zahirenin üretim bölgelerinden satýnalýnmasýndan deðirmencilere kadar geçen süreç anlatýlmaktadýr.
LEZZETLÝ SÖZLER
Gönül ne kahve ister ne kahvehane
Gönül muhabbet ister kahve bahane
Ramazan BÝNGÖL
Gönderen: 16.10.2009 - 23:14
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1683 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bedirde (44), guvendag (42), beyza-nur (52), Mustafa_Ogras (39), TANATAR (40), arasat (65), mustafaaa (39), DaYMoN_38 (40), ben kimim (65), suskun_amedli (41), yakubu (38), yagmuralp (46), tatoglu (45), saygýlý (48), beguum (46), semih1973 (51), BERDAN13 (50), merve70 (33), xxxakrepxxx (43), damlanur (39), emsal (37), nisa Nur (26), FEYZAferhan (46), aliihsan (43), fatih_kull (41), halisseker (40), r.yildiz (43), Taskin70 (41), NaMaz_iM (48), baran4735 (43), simurg_anka (59), feride_özen (47), igci (43), ihvancan (45), civan (46), hakan_20 (55), lnxwise (41), ~~Esinti~~ (39), kent (52), veyselgün (52), drakula514 (33), sahhaf (54), hüdayi_yolu (48), eyy_yolcu (48), ravza30 (51), epikon (44), dursun bektas (58), shacird (39), ohme (62), HakanKA (36), abdülbari (32), aliasik (60), datedock (37), Kar çiçeði (38), luicin79 (45), yusuf_ali (43), pcpcpc (43), meryem_ (38), meryem.im (38), abuzer (43), EBRUEBSUDE (43), burak_1 (50), öznur (45), esinti34_69 (51), h mükremin (52), dogutrade (60), esinti69 (51), nired (51), Ensar 66 (58), ABDULLAH FURKAN (), akýn (65), tungaeralp (53), bykilic (50), canisi (58), sedatsen (46), kocaahmet79 (45), esselam (42), kirrli (37), ismey (53), xxxemrexxx (51), seida (43), blueangel_ahmet (50), cesum (58), dhan (49), eschra (34), tamerr70 (51), resul asigi (38), yusuf163 (47), Misafiir (45), Zeynep..66 (39), hüseyin _k (34), vizyon (55)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.85710 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.