0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » Allah’ın Varlığı

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Neslahan su an offline Neslahan  
ALLAHIN VARLIGI
176 Mesaj -

Allah ýn Varlýðý



1. Olanak Belgesi: Evren/Varlýk, olabilirler türündendir. Açýkçasý varlýk ve yokluðu eþittir. Varolduðu gibi, olmayabilirdi de. Varolurken de, sonsuz oluþ biçimlerinden herhangi birinin olmasý olasýdýr. En az varolan kadar olmayan da varolma þansýna sahiptir. Her olabilir ise kendi dýþýnda bir sebebe baðlýdýr. Öyleyse önce varolmayý, sonra da varolma biçimini olmamaya ve olmasý olasý diðer biçimlere yeðleyen birisi vardýr. O da Allah'týr "cc".



2. Deðiþim Belgesi: Evren deðiþkendir, durmadan deðiþiyor. Deðiþen herþey sonradan olmuþtur. Bu bakýmdan madde ezeli/baþlangýçsýz olamaz. Evet, maddenin termodinamik yasasýna göre sürekli yokluða doðru kaymasý, evrenin, uzayýn durmadan geniþlemesi, güneþin hýzla tükeniþe doðru yol almasý gibi olaylar, varlýðýn bir baþlangýcý olduðunu gösteriyor. Sonradan olan her varlýðýn bir yaratýcýsý vardýr; nedensiz sonuç ve sanatkarsýz sanat olamaz. Nedenler ise zincirleme sürerek sonsuza kadar gidemez. Öyleyse durmadan deðiþen, ezeli olmayýp sonradan oluþan ve bir ilk nedene gereksinim duyan þu evrenin de bir deðiþtiricisi vardýr. O da Allah'týr.



3. Düzen Belgesi: Her varlýk kendi parçalarýyla bir uyum ve bütünlük içinde olduðu gibi, bütün evren de kendisini oluþturan varlýk parçalarýyla bir uyum ve bütünlük içindedir. Bu ise bir düzen ve düzenliliðin varlýðýný gösteren yanýltmaz bir kanýttýr, ve bir Düzenleyici'ye tanýklýk eder ki, O da ancak Allah'týr.



4. Sanat Belgesi: Atomdan insana, hücreden yýldýzlar topluluðuna kadar bütün evrende ince ve baþ döndürücü bir sanat göze çarpmaktadýr. Evet, bir baþtan bir baþa evrendeki her eser: çok büyük sanat deðerine sahiptir; çok deðerlidir; çok kýsa zamanda ve çok kolay yapýlmaktadýr; çok sayýda olmaktadýr; karýþýk ve çeþit çeþittir; süreklidir... Oysa, görünüþe göre, kýsa zamanda, çok sayýda, kolay ve karýþýk yapýlan iþlerde sanat ve deðer olmamasý gerekir. Ancak yapan Allah olursa, o zaman herþey deðiþir ve zýtlar biraraya gelir...



5. Hikmet/Ýncelik ve Amaç Belgesi: Her varlýkta kendine özgü bir amaç izlendiði göze çarpmakta ve bir zerrede bile boþ, amaçsýzlýk, anlamsýzlýk ve savurganlýk sayýlacak herhangi bir durum gözlenmemektedir. Oysa, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanat dünyasýnda, ne de eþya ve olaylarda bilinç ve kavrayýþ var deðildir ki, bu amaçlar zinciri izlenebilsin. Öyle ise, evrendeki bu bilinçli iþleyiþi, bu hikmet ve amaçlarý ancak Allah'a dayandýrmakla akla yatkýn, doðru bir yol tutmuþ olabiliriz.



6. Yardýmlaþma Belgesi: Birbirine en yakýn olandan en uzak olana kadar, bütün yaratýklar birbirlerinin yardýmýna koþuyor. Aralarýnda hiç iliþki bulunmayan iki ayrý varlýk türü, böyle bir yardýmlaþmada ayný bütünün parçalarý gibi birbirini destekleyip tamamlayabiliyor. Düþünmeli ki, bakteriler, solucanlar ve toprak elbirliði içinde ve ayný amaç çevresinde toplanýp bitkilerin yardýmýna koþuyor ve bu durum yinelenip duruyor. Akýl ve bilinçten yoksun bu varlýklarýn, aklý ve bilinci þaþkýnlýk içinde býrakan bu iþleri, perde arkasýnda Varlýðý Gerekli bir Zat'ýn hikmet dolu bir iþini gözler önüne sermektedir. Açýkçasý bütün evren, bu yardýmlaþma diliyle "Allah" demektedir.



7. Temizlik Belgesi: Ýnsandan topraða, yerden göðün derinliklerine kadar bütün evrendeki temizlik, baþlý baþýna bir kanýt olarak, bize Kuddüs/Temiz adýyla adlanmýþ bir Zat(cc)'ý anlatmaktadýr. Evet, topraðý temizleyen bakteriler, böcekler, karýncalar ve nice yýrtýcý kuþlar.. rüzgar, yaðmur ve kar.. denizlerdeki buzdaðlarý ve balýklar.. üstümüzde gökyüzü, uzayda kara delikler; bünyemizde kanýmýzý temizleyen oksijen ve ruhumuzu sýkýntýlardan kurtaran manevi esintiler hep Kuddüs isminden haber vermekte ve o Kutsal Varlýðý göstermektedir.



8. Yüzler Belgesi: Gerçekte bütün yaratýklara genelleþtirilmesi olasý iken, konuyu somutlaþtýrmak açýsýndan iþin, yalnýzca insaný ve her insan ferdini diðerlerinden farklý kýlan onun en belirgin ayýrýcý niteliði durumundaki insan simasýný ele alarak konuya yaklaþmýþ olalým; Herhangi bir insanýn yüzü, en ince ayrýntýsýna kadar kendisinden önce geçmiþ milyarlarca insandan hiçbirisine kesinlikle benzememektedir. Bu kural kendisinden sonra gelecekler için de olduðu gibi geçerlidir... Bir yönde birbirinin ayný, diðer yönde birbirinden ayrý milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olmasý olasý milyarlarca resimden ayýrmak ve o herþeyi sonsuz olasýlýk yollarý içinde bir yola ve bir þekle sokmak, elbette ve elbette yarattýðý her varlýðý, hem de hiç kapalý bir yaný kalmamak üzere bilen ve o varlýða istediði þekli vermeye gücü ve ilmi yeten Cenab-ý Hakk'ý en saðýr kulaklara bile duyuracak güçte bir duyurudur. Evet, simada yer alan uzuvlarý/organlarý baþka simalardaki uzuvlardan ayrý yaratmak ve her gözü mutlak biçimde diðer gözlerden ayýrýcý bir özellikle donatmak, gözünde perde olmasa bile, sinesinde gönül bulunan her vicdan sahibine, bütün bunlarý yaratýp sonsuz hikmetlerle donatan Zat(cc)'ý gösterir ve tanýttýrýr...



9. Tanrýsal Yönlendirme, Ýçgüdü {Sevk-i Ýlahi} Belgesi: Yavru ördek, yumurtadan çýktýðý anda yüzmesini becerebiliyor. Kozadan çýkan karýncalar, hemen dehliz kazmaya baþlýyor. Arý, çok kýsa zamanda sanat harikasý olan peteði, örümcek ise, gergef inceliðindeki aðýný örebiliyor. Bütün bunlardan anlýyoruz ki, bunlar ve bunlar gibi olanlar baþka bir alemde öðretilen bilgiyle ve yaratýlýþtan gelen bir yetenekle iþ görüyorlar. Oysa insan, her þeyi bu dünyada öðrenmek zorundadýr; hem de varlýklar arasýnda yeteneklilik bakýmýndan en kusursuz yaratýk olduðu halde. Demek oluyor ki, diðerlerine bu özellikleri veren doðrudan kendileri deðil, her yaptýðýný hikmetle yapan bir Zat'týr ki, onlara böyle baðýþta bulunmuþtur. Kilometrelerce ötede yumurtalarýný býrakýp dönen yýlan balýklarýnýn yavrularý, yumurtadan çýkar çýkmaz yola koyulur ve annelerini sanki elleriyle koymuþ gibi bulurlar. Bunu Ýlahi bir sevkten baþka ne ile açýklayabiliriz? Hayvanlarda gördüðümüz bu olaðanüstülük, ancak ve ancak Allah'ýn bir vergisi olarak açýklanýrsa, iþte o zaman buna akli ve mantýki bir açýklama gözüyle bakýlabilir. Yoksa, baþka her yorum, yalnýzca bir safsatadan ileriye gidemez...



10. Yaratýlýþ ve Tarih Belgesi: Her insanda iyi ve güzele karþý bir sevgi, buna karþýlýk kötü ve çirkine karþý da bir nefret duygusunun varlýðý, tersi hiç kimsenin düþüncesinden bile geçmeyecek açýklýkta bir gerçektir. Demek oluyor ki, bu duygular, ahlaklý davranma ve iyi iþler yapma yönündeki yöneliþleri, ahlaksýzlýktan ve çirkin davranýþlardan da nefret verip kaçýnmayý saðlayan yapýlarý bakýmýndan tanýklýk etmektedir. Ki, insana iyiyi, güzeli emreden, onu kötülük ve çirkin davranýþlardan da yasaklayan düzenin sahibi kim ise, kendisine bu duygularý veren de, O Zat'týr. Bu Zat da, hiç kuþkusuz Allah'týr. Dinler tarihi tanýktýr ki, beþeriyet/insanlýk hiçbir devrini dinsiz geçirmemiþtir. Batýl, hatta gülünç bile olsa hemen her devirde bir dine inanmýþ ve bir manevi sistemi takip etmiþtir. Ayrýca, inanmak bir zorunluluk ve gereksinimdir; o yaratýlýþta vardýr. Ýnsan yaratýlýþýna bu gereksinimi yerleþtiren Zat'la, bize inanmayý emreden Zat, ayný Zat'týr. Ve o da Allah'týr.



11. Duygular Belgesi: Ýnsan, binlerce duyguyla donatýlmýþtýr. Her duygu, madde dýþý bir ortamdan çaðrý niteliði taþýr. Ancak insanda bir duygu daha vardýr ki, o doðrudan doðruya Yaradan'ý tanýtýr. Bu duygu, insanda varolan sonsuzluk duygusudur. Bu duygu nedeniyle insan sürekli sonsuzluk için didinir ve çýrpýnýr. Sonlu olan hiçbir þey, onu gerçek manada doyuramaz. Ve bu duygu, insana baþka bir sonlunun etkisiyle verilmiþ olamaz. Sonlu olan sebeplerin hiçbiri, bu sonsuzluðu sunamaz. Oysa, bunun varlýðý ortadadýr, yalanlanmasý da olasý deðildir. Öyleyse bu duygu bize, bizi bu duygu ile yaratan Zat tarafýndan verilmiþtir.. Ve, sonsuz yaþamý da yine O verecektir.



12. Birlik Belgesi: On yalancý, arka arkaya gelip bize evimizin yandýðýný söylese, bu adamlarýn hayatta bir kez bile doðru söylediklerini duymamýþ olmamýza karþýn, "ihtimal/belki" der onlara inanýrýz; ortada birlik durumu vardýr. Oysa, sözünü ettiðimiz ittifak/birlik, binlerce Elçi, yüzbinlerce ermiþ ve milyonlarca da inanan insan arasýnda meydana gelmiþ bir ittifaktýr. Çeþitli zamanlarda ve ayrý ayrý bölgelerde yaþamýþ bu insanlarýn ittifak ettiði en birinci nokta, "Allah vardýr" gerçeðidir. On yalancýnýn bir yalan üzerindeki ittifakýna deðer verildiði halde, milyonlarca, hem de hayatlarýnda bir kere bile yalan söyledikleri duyulmamýþ Nebiler/Elçiler ve velilerin bu çaptaki ittifakýna inanmayan insan nasýl insan olabilir? Ve ona nasýl akýllý denir?



13. Kur'an Belgesi: Kur'an-ý Kerim'in Kelamullah (Allah Kelamý/Sözügöz kırpma olduðunu kanýtlayan bütün deliller, ayný zamanda Allah'ýn varlýðýnýn da belgeleri durumundadýr. Kur'an'ýn Allah kelamý olduðuna iliþkin yüzlerce delil vardýr ve bunlar, konuyla ilgili Ýslam kaynaklarýnda en ince ayrýntýsýna kadar açýklanmýþtýr. Biz konunun kanýt yönünü o çalýþmalara aktarmakla yetiniyoruz. Evet, bütün bu deliller, kendilerine özgü dilleriyle "Allah vardýr" derler.



14. Elçiler Belgesi: Elçilerin ve özellikle Elçiler Önderinin {Hz.Muhammed'in} "sav" elçiliðini kanýtlayan bütün deliller de, yine Allah'ý anlatan belgelere eklenmelidir. Zira Elçilerin varlýklarýnýn amacý, Tevhid, açýkçasý Allah'ýn varlýk ve birliðini duyurmaktýr. Öyleyse, her elçinin kendi elçiliðini kanýtlayan bütün delilleri, ayný zamanda bütünüyle Allah'ýn varlýðýna da delil olmaktadýr. Ne var ki, onlarýn elçiliðini kanýtlayan deliller þu andaki konumuz dýþýnda kaldýðýndan, teker teker üzerinde durmayacaðýz. Þimdilik yalnýzca þunu belirtelim ki, bir elçinin hak nebi olduðunu gösteren bütün deliller, ayný kuvvetle, hatta ondan da öte bir kuvvetle "Allah vardýr ve birdir" demektedir.



15. Hayat-Ruh ve Vicdan {Yaþam-Benlik ve Duyunç} Belgesi: Yaþam görünür bir bilinmez!.. Evet, o görünür nedenlerle açýklanamayacak kadar düþündürücü ve Yaratýcý Güc'e tanýklýk etmesi bakýmýndan da açýktýr. Evet o, doðrudan doðruya Yaratýcýsýný gösterir ve duyurur. O, bilinmez oluþuyla bilim adamlarýný, açýklýðýyla da halktan insanlarý büyüleyen sihirli bir olaydýr. Ve yaþam adeta hal diliyle: "Beni var edip yaratan ancak Allah'týr" der.. Ýçeriðini bilmemekle birlikte, varlýðýndan kimsenin kuþku duymadýðý ruhumuzun ve onun iþlevlerinin bedenimizi yönetiþ biçimi de, yine Allah'ý bildiren delillerdendir. Dünyada Emir Alemi'ni temsil eden cevher/öz ruhtur ve ruh, bu aleme ancak ilerlemek ve geliþmek, olgunlaþmak için gelmiþtir. Hikmetin sonuca etkisi konumuzun dýþýnda olduðu için, biz burada yalnýzca onun tanýklýk ettiði noktaya deðinmekle yetiniyoruz.

Evet, madde alemiyle içeriði noktasýnda hiçbir iliþkisi olmayan ruhun kendine özgü bir alemden buraya gönderiliþi, olgunlaþtýrýlmaya baðlý tutuluþu ve bunun da belli bir yazgýyla yürütülüþü, kuþkusuz Allah'ý gösteren önemli delillerden biridir. Diðer taraftan, insandaki iç seziþler ve görünür bir neden yokken Rabbe dönüþler ve O'na yöneliþler ve bu olaylarýn milyonlara ulaþan sayýda yineleniþi açýk bir delildir ki, insanda yaratýlýþtan var olan ve Hakk'ý bulmanýn en önemli araçlarýndan biri durumunda bulunan vicdan, kendi Yaratýcýsý'na tutkundur ve bütün varlýðýyla O'nunla baðlantý halindedir. Ruhlara sorulan "Yaradanýnýz Ben deðil miyim?" sorusunun yanýltmaz tanýklarýndan biri de, vicdan deðil midir? Ýþte vicdan, bu tanýklýðýn hakkýna uyma zorunluluðunun yönlendirmesi ile "Allah" demektedir...



16. Isý Yasasý: Termodinamiðin ikinci kanunu olan ýsý kanunu kainatta ýsýnýn tedricen azaldýðýný yani ýsý kaynaðý olan varlýklarýn ýsýsýný yitirerek mutlak sýfýr derecesine gitmekte olduklarýný açýklar. O zaman enerji tükenecek ve hayat sona erecektir. Yanmakta olan güneþ, parlayan yýldýzlar ve canlýlarýn vataný olan yeryüzü... Bunlarýn hepsi belirli bir zamanda yaratýlmýþ olan varlýklardýr. Çünkü bunlarýn tümünde mevcut olan enerji tükenmeye doðru gitmektedir. Bu olgu da onlarýn belli bir zamanda baþlamýþ yani yaratýlmýþ olduklarýný gösterir. Eðer kainat yaratýlmýþsa, bir yaratýksa, ezeli bir yaratýcýya muhtaç demektir. Çünkü arada bir yaratýcý kabul etsek, o zaman da onun da yaratýcýsý olmasý gerekir ki bu da saçmadýr. Kabul etmek zorunda olduðumuz bu yaratýcýnýn, herþeyi kapsayan bilgi sahibi, hiçbir þeyle sýnýrlanmayan bir kudret sahibi ve ezeli olmasý gerekir. Açýkladýðýmýz kanuna göre kainatta mevcut olan ýsýnýn varlýðý, kainatýn ezeli olmasý ihtimalini imkansýz kýlmaktadýr.Kainatta ýsý varsa, ona ýsý verici düþünmek zaruridir. Zira soðumuþ haldeki maddede ýsý, kendiliðinden oluþmaz. Kainat ezeli olsaydý, sýcak halde deðil, soðuk halde bulunurdu.



17. Güneþ Enerjisi: Eðer yýldýzlar ezeli olsalardý tükenmekte olan bugünkü durumlarýnda olurlar mýydý? Ömürlerini tüketip sönmüþ olmazlar mýydý? Bununla birlikte güneþin, enerjiye dönüþüm sebebiyle kütlesinden bir miktar kaybettiðini biliyoruz. Fakat kütledeki bu azalma o kadar küçüktür ki uzay boþluðuna kýyasla yýldýzlarýn küçüklüðü gibidir. Burada anlatmak istediðimiz þudur: Yýldýzlar bütünüyle ýþýk ve ýsý yayýmý az da olsa kütlelerinden madem ki bir miktar kaybetmektedirler ve bu kesindir, bu halde onlar ezeli ve ebedi olsalardý þimdiye dek çoktan yok olup gitmeleri, yani bütünüyle enerjiye dönüþüp kitlelerini yitirmeleri gerekmez miydi?



18. Yaþam: Ýnkarcýlar þöyle derler: Hayatýn oluþumu basit olaylarýn tesadüfi birleþimi sonucudur. Sonra bu basit bileþimler birbirleriyle birleþerek, evrimleþerek þu anda mevcut bulunan hayatý oluþturmuþtur. Fakat buna dair ellerinde delil var mýdýr? Bu konuda ortaya koymalarý gereken en büyük delil de þu olmalýdýr: Hayatý oluþturan tüm elementler, geçmiþte olduðu gibi bugün de vardýr ve onlar bunu kullanabilirler. Geçmiþte tesadüflerin yaptýðýný söyledikleri þeyi bugün kendileri bilinçli olarak yapsýnlar! Hayatý hangi elementlerin oluþturduðu biliniyor... Bunlarýn birleþim oranlarý biliniyor... Hayatýn oluþmasý için ne gibi ortamýn gerektiði de biliniyor... O halde ilk oluþtuðu gibi hayatý laboratuvarda yaratmalarý gerekmez mi? Bunlarý bir araya getirseler bile hayatýn insan iradesiyle doðduðunu iddia edebilirler mi?

DNA: {Ýnsanýn genetik þifresini taþýyan} bir DNA herbiri 24 cilt tutan 2500 ansiklopedinin kapsadýðý bilgiyi kapsar... En ilkel elektronik beyinlerin dahi bir yapýcý olmadan oluþamayacaðýný kabul eden insan, nasýl bu kadar muazzam bir sistemin tesadüfen oluþtuðunu söyleyebilir? Bütün bunlarý, iradeden, düþünceden, akýldan yoksun, kör, saðýr ve dahasý canlý olmayan maddenin yarattýðýný, oluþturduðunu iddia etmek hangi akla, hangi mantýða, hangi ilmi düþünceye sýðar? Maddenin, kendi kendine göz, kulak ve kalp gibi oluþumlar göstermesi, aklýn alacaðý, izah edilebilecek bir durum deðildir. Herbiri belirli bir iþlevi yüklenmiþ olan bu organlar belli bir amaç için yaratýlmýþlardýr. Bunlarý kullandýðýmýz aletlere benzetebiliriz. Kullandýðýmýz basit aletlerin bir usta, bir yapýcý olmadan yapýlamayacaðýný görürüz ve kabul ederiz de, bunlardan çok daha karmaþýk yapý ve iþlevler yüklenen organlarýn tesadüfen oluþtuðunu söyleriz? Onlarýn þu ýsý ve hareket kanunlarýna göre faaliyet gördüklerini tespit etmemiz yetmez. Acaba bunlarý yapan ve belli kanunlara göre hareketlerini takdir ve tayin eden mühendis kimdir?

Hayatýn kökenini tesadüfe baðlayan kiþi ile Allah'a baðlayan kiþi aklen eþit olabilir mi? Kainat, yaratýcý deðildir, ancak yaratýlmýþtýr. Kim kainata ve doðaya yaratýcý sýfatý verirse cahilce ve alçakça Allah'a ortak koþmuþ olur. Ýnsanýn iradesi (dileme yeteneði), kudreti (gücügöz kırpma ve ilmi (bilme yeteneði) onu maddeden ayýrýcý özelliklerdir. Maddenin insana bilme, anlama yeteneði vermesi, onu güçlü kýlmasý ve dileme yeteneði ile donatmasý mümkün deðildir. Bütün bunlarý insana verebilecek tek merci Allah'týr. "Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinde Allah'ýn varlýðýna nice deliller vardýr; görmez misiniz?" {Zariyat 20-21} Ýnsanýn benliðinde de Allah'ýn yaratýcý olduðuna dair birçok deliller mevcuttur. Benliðin (ve ruhun) varlýðý bir delildir. Ýyilik ve kötülük etme yeteneðinin hepsi delildir. Yine evrende mevcut olan benliðimizle ilgili acayip ve madde ile ilgisi olmayan birçok olay da delildir. Gerçekten insan maddeötesi birçok garip þeyler yapmaktadýr. Hipnotizma, ruh çaðýrma, telepati gibi olaylarda kiþi vücudundaki maddi göz olmadan bazý þeyleri görebilmektedir...

Bütün bunlar, bizde maddi olmayan birþeyin var olduðuna, varlýðýn sýnýrlarýný aþtýðýný, duyumlarýn ve duyumlarla yapýlan ölçümlerin onu ihata edemeyeceðini, bunlarýn hepsinin insanýn derinliklerine inmekle anlaþýlabileceðini ve madde ya da hesaba sýðdýrýlamayacaðýný gösterir. Organlarýnýn çalýþmasý duran ve ölen insanýn sadece maddi varlýðýný kaybetmediðini, ölen insanda bunun ötesinde maddi olmayan bir parçanýn da ayrýldýðýný, insanýn maddi varlýðý dýþýnda baþka birþeye de sahip olduðunu gösterir. Bu þey nedir? Elbette insanýn nefsi ve ruhudur. Topraktan yaratýlan ise yine topraða döner...

Sonuç olarak: Hayatýn baþlangýcý, oluþumu Allah'ýn varlýðýna delildir. Hayatýn çoðalmasý da yine Allah'a delildir. Hayatýn türlere ayrýlmasý, yayýlmasý Allah'a delildir. Kainatýn merkezi olan insan ve ondaki yüce sýfatlar, Allah'ýn varlýðýna delildir. Ýnsan ruhu, benliði -yaratýlýþý ve harikulade oluþu- Allah'ýn varlýðýna delildir. Yalnýz bu bile Allah'ý bilmek için yeterlidir.



19. Duanýn Kabulü: Sýkýntýya düþenlerden dilediðini kurtarmasý, Allah'ýn süregelen bir kanunudur. Kafir de olsa, sýkýntýya düþtüðünde kalbinden Allah'a yönelerek dua eden kiþiye Allah yardým edebilir. Baþýndan bu tür olaylar geçmiþ kiþilerin anlattýklarý anýlar, bu yardýmý açýklar. Baþýndan bu tür olaylar geçmemiþ tek kiþi göstermek zordur. Ben, sen, o... Her gün olagelen yüzlerce olaydan size birkaç tanesini örnek olarak anlatalým: Bunlar, kiþinin yalnýz olmadýðýný, korunmaya layýk olduðunu ve sýkýntýda Allah'ýn onu koruduðunu gösterir. Elemli bir kalple Allah'a yönelenin ve O'ndan yardým isteyenin duasýnýn kabul edildiðini gösterir. Allah'ýn kiþiyi yalnýz býrakmasýndan daha büyük felaket olabilir mi? Bu tür olaylarda insan, Allah'ýn kudretinin eserlerini ve duasýný kabul ediþini müþahede eder. Bu tür olaylarýn hepsi Allah'ýn varlýðýna delildir... Bu konu ile ilgili birkaç olay anlatalým:

a) 1 Ekim 1944 tarihli R.Digest adlý baðýmsýz dergide þu baþlýk vardýr: "Ýbadet ve duaya inanmýyor musunuz?" "Duanýn etkisine ve inkar edilmez gücüne bugün artýk inanýyoruz. Sýkýntý ve dehþet karþýsýnda insanlarýn kendileri dýþýnda yüce bir güce yönelmeleri garipsenemez. Asýl garipsenecek þey, böyle bir durumun yadýrganmasýdýr. Korkunç bir aný gördüðümüzde biz de aynýsýný yaparýz..." Major Allan Landberg -New Jersey doðumlu- Avustralya civarýnda denizde dokuz arkadaþýyla birlikte uçarken düþtüklerini ve baþlarýna gelenleri þöyle anlatýyor: Ýki kauçuk sala binme ve kurtulma ümidi arama ihtimalimiz vardý ama yapmadýk. Çünkü yanýmýzda ne ekmek ne de su kalmamýþtý. Bütün havacýlar endiþe içindeydiler. Uçaðýn geri savunmacýsý çavuþ "Albert Herhander" dua ediyor ve biz de ona iþtirak ediyorduk. Yakýcý güneþ altýnda baþýmýza gelecekleri bekliyorduk. Dudaklarýmýz çatladý, dilimiz þiþti. Duasýna devam eden "Albert" ile duaya bile mecalimiz kalmadý. Üç gün sonra akþam üzeri bir karaltý gördük. Sonra yaklaþýnca gözlerimize inanamadýk. Bunlar, çýrýlçýplak Avustralya yerlileriydi. Siyah derili, kývýrcýk saçlý bu adamlar, mercan avlamak için geldiklerini, yollarýnýn burasý olmadýðýný, kendilerini bu yöne meçhul bir etkenin sevkettiðini, buna da hayret ettiklerini söylediler. Böylece kurtulmuþtuk.

b) Þam Radyosu, 10.1.1965 yýlýnda öðleden sonra saat 2.45'te, Ýngiltere'de yayýnlanan bir týp dergisine dayanan bir yayýn yapýyordu. Sözkonusu dergi, olayý bizzat yaþayan doktorun imzasýyla hadiseyi yayýnlamýþtý. Müzmin bir hastalýktan dolayý hastanede tam 13 yýl yatan genç adam bu süre içinde yapýlan tüm tedaviler sonuçsuz kaldýðý için doktorlar usanmýþlardý. Olayý nakleden doktor, hastayý son defa muayene etmiþ, ümit olmadýðýný görmüþtü. Çaresizlik içinde hasta doktora: - Ümit yok deðil mi doktor? diye sordu. Doktor: - Ümit artýk yalnýzca göktedir. Duayý dene. Dua etmeyi biliyor musun? Hastalýðý on üç yýl devam eden genç, ilk olarak dua ediyordu. Bir hafta sonra hastasýný ziyaret eden doktor, onu rahat ve iyileþmiþ olarak buldu. Doktorlarýn bir türlü altedemedikleri hastalýðýn geçmiþ olduðunu hayretler içinde gördü.

c) 1951-1954 yýlý Süveyþ Kanalý gerilla saldýrýlarýna katýlan bir Mýsýr'lý genç anlatýyor. Üç gerilla olarak stratejik bir alandan geçen bir demiryolunu havaya uçurmak için yola çýkmýþlardý. Gece aydýnlýktý. Gökyüzü berraktý ve çok uzaktan farkedilebilirlerdi. Düþman bunlarý görüp ateþ açabilirdi. Arkadaþlarýndan biri ellerini açýp "Allah'ým bize bulut gönder" deyince, biraz sonra nereden geldiði belli olmayan bir bulut gelip etrafý karanlýða boðdu ve ayýn önünü kapattý. Planladýklarý harekatý baþarýp, sað-salim geri döndüler. Üç düþman devletin Mýsýr'a hücumu sýrasýnda olanlarý her birimiz iþitmiþizdir. Portsaid kenti alevler içinde yanarken halk içten dua etmiþ, bunun üzerine yaðmur yaðarak bütün yangýnlarý söndürmüþtü. Bütün bunlar halkýn konuþtuðu günlük meselelerdir.

Bu konuda baþýndan bir olay geçmemiþ tek müslüman yoktur. Bütün imkanlar ortadan kalkýnca, çaresiz olarak Allah'a sýðýnýr. O zaman da dua kabul olunur ve sýkýntý giderilir. Bunun en belirgin örneði, kuraklýk anýnda çýkýlan yaðmur duasýdýr. Tabiidir ki bunun tevbe, namaz ve dua gibi yapýlmasý gerekli rükünleri de vardýr. Resulullah(sav)'den günümüze kadar insanlar bu hususta birçok olay nakletmiþtir ve birçok kiþi de kabul edilen dualarýný anlatmaktadýrlar. Tarihçi eleþtirmenlere raðmen bu tür olaylarýn varlýðý ve devam etmekte oluþu sürekli olarak anlatýlagelmektedir. Duanýn kabulü belgesi, þartlarý vuku buldukça sürekli bir biçimde olagelmektedir, ve olacaktýr. Bunlarýn hepsi, dua edenlerin dualarýný iþiten ve kabul eden yüce bir varlýðýn bulunduðuna iþaret eder. Bu varlýk, müslüman ya da kafir, kim olursa olsun, dua edenin duasýný kabul eder. Ýhtiyaç halindeki bir müslümanýn duasý her türlü ahvalde kabul edilir. Ve tabii duanýn kabulü onun hayrýna idiyse...



20. Elektron Hareketi: Hareket halindeki herþey belli bir zamanda ve mekanda baþlayan hareketle bu eylemine baþlamýþtýr. Bütün elektron ve kütleler dairevi bir hareket halindedirler. Her elektron ve kütlenin de bu hareketinin belirli bir zamanda ve mekanda baþlamasý gerekmektedir. O halde bu baþlangýç noktasý bize varlýklarýn baþlangýç anýný yani yaratýlma zamanýný verecektir. Bu düþünceden hareketle kainatýn bir yaratýcý tarafýndan belli bir zamanda yaratýlmýþ olduðu sonucuna ulaþýrýz. Bu ise yoktan yaratmadýr. Yoksa hiçbir þey kendiliðinden yoktan var olmaz.



Kaynak: Ýnancýn Gölgesinde-Nil ve Ýslam'da Allah'a Ýnanmak-Yenda (sadeleþtirerek)




Mesaj 2 kez düzenlendi. En son Neslahan tarafından, 07.07.2006 - 19:25 tarihinde.
Gönderen: 07.07.2006 - 19:21
Bu Mesaji Bildir   Neslahan üyenin diger mesajlarini ara Neslahan üyenin Profiline bak Neslahan üyeye özel mesaj gönder Neslahan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1697 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.92775 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.